Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2018/274 E. 2021/424 K. 28.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2018/274
KARAR NO : 2021/424
KARAR TARİHİ : 28.09.2021

Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza

Sanık … hakkında maktul …’a yönelik tasarlayarak kasten öldürme suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, eyleminin kasten öldürme suçunu oluşturduğu kabul edilerek sanığın TCK’nın 81/1, 53, 63 ve 54/4. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba ve müsadereye ilişkin … 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 16.10.2015 tarihli ve 10-267 sayılı, karar tarihi itibarıyla hükmedilen ceza miktarı yönünden resen temyize tabi olan hükmün sanık … müdafisi, katılan … ile katılan … vekilleri tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 26.03.2018 tarih, 223-1386 sayı ile düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 11.04.2018 tarih ve 418526 sayı ile;
“…Davaya konu olayda, olay öncesinde bir düşünme, karar, planlama ve icra safhalarının bulunduğunun anlaşılması karşısında; sanık …’in …’ı kasten öldürme eylemini TCK’nın 82/1-a madde, fıkra ve bendi kapsamında tasarlayarak işlediği kanıtlanmış olması nedeniyle, sanığın TCK’nın 82/1-a madde, fıkra ve bendi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken suç nitelendirmesinde yanılgıya düşülerek sanık …’in TCK’nın 81/1 maddesi uyarınca müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin … 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen 16/10/2015 gün ve 2015/10 Esas. 2015/267 Karar sayılı kararın isabetli olmadığı,”
görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 14.05.2018 tarih, 1870-2229 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı suçun tasarlayarak kasten öldürme suçunu mu yoksa kasten öldürme suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
13.09.2014 tarihinde saat 14.44’te düzenlenen tutanakta; aynı tarihte saat 13.15 sıralarında Haber Merkezinin… Mahallesi, 1308 Sokak üzerinde bulunan parkta bir bayanın bıçaklandığını, bıçaklayan kişinin kırmızı tişörtlü kot pantolonlu bir şahıs olduğunu bildirmesi üzerine 29750 kod no’lu ekibin 112 ekipleri ile olay yerine intikal ettiği, park içerisinde oturma banklarının yanında çimlerin üzerinde yüzükoyun yatar vaziyette bilinci açık hâlde bulunan maktul …’a “Bıçaklayan kim?” diye sorulduğunda “…” isimli bir şahıs olduğunu söylediği, maktulün gerekli müdahaleler yapıldıktan sonra sedyeye alınarak ambulansa konulduğu, maktulün yanı başında açık vaziyette bulunan çantasının muhafaza altına alındığı, maktulün Onkoloji Hastanesine intikalinin sağlandığı, maktulün çantasının hastane polisi nezaretinde açılarak içerisinde bulunan mirasçılık belgesi, 487,70 TL, 100 dolar, 1 adet lira altın, 1 adet gram altın, çeşitli bankalara ait bankomat kartları, alışveriş kartları, Açıköğretim Fakültesi Büro Yönetimi ve Sekreterlik bölümü öğrenci kimlik kartı, TRT geçici kimlik kartı, 1 adet Samsung marka telefon, 1 adet siyah fular, 1 adet Dadya marka parfüm, güneş gözlüğü ve ayakkabının muhafaza edilmek üzere hastane polisince düzenlenen tutanağın 1 nüshası ile birlikte teslim edildiğinin belirtildiği,
13.09.2014 tarihli olay görgü ve tespit tutanağında; aynı tarihte saat 13.00 sıralarında …… Mahallesi, 1308 Sokak’ta bulunan … Parkı’nda meydana gelen kesici aletle yaralama olayı ile ilgili olarak belirtilen adrese 82854 kod no’lu ekibin intikal ettiği, belirtilen adreste maktul …’ın yanında bulunan ve erkek arkadaşı olan … tarafından vücudunun çeşitli yerlerinden yaklaşık olarak 10 darbe ile bıçaklandığı, 112 Acil ambulansı ile Onkoloji Hastanesine götürüldüğü, olay yerinde yapılan görgü ve tespitte, olay yerinin halka açık park alanı, etrafının açık ve yeşil alan ile kaplı olduğu, park içerisinde oturmak için masa ve taburenin bulunduğu alanda bıçaklanan maktule ait çok sayıda masa ve yerlerde kan birikintilerinin bulunduğu, ayrıca masa altında yaklaşık 20 cm uzunluğunda siyah deri bir adet bıçak kını olduğunun görüldüğü ve muhafaza altına alındığının belirtildiği,
13.09.2014 tarihinde saat 13.35’te düzenlenen yakalama üst arama ve muhafaza altına alma tutanağında; aynı tarihte saat 13.15 sıralarında … Polis Merkez Amirliğine kendiliğinden gelerek sanık …’ün “Sevdiği kız arkadaşı …’ı bıçakla yaraladığını,” beyan ederek elindeki yaralamada kullandığı bıçağı görevlilere teslim ettiği, bıçağın 14 cm kesici kısmı, toplamda 19 cm olan ağaç saplı bıçak olduğu ve muhafaza altına alındığı, yapılan üst aramasında nüfus cüzdanı, Samsung marka cep telefonu, ev anahtarları, çakmak, 7 TL para, 1 adet gümüş taşlı erkek yüzüğünün çıktığı, olayın gerçekleştiği yeri… Mahallesi’ndeki park olarak belirttiği,
13.09.2014 tarihli kamera tutanağında; aynı tarihte saat 13.00 sıralarında…… Mahallesi, 1308 Sokak, … Parkı, …’de meydana gelen kasten öldürme olayı ile ilgili olarak bahse konu adrese 82854 kod no’lu ekibin intikal ettiği, olay yeri ve çevresinde yapılan araştırmada, olay yerini veya olay anını gösteren güvenlik kamerası veya mobese kayıtlarının tespit edilemediğinin belirtildiği,
13.09.2014 tarihli ölü muayene tutanağında; cesedin 155-160 cm boyunda, 50-55 kg ağırlığında, esmer tenli, kahverengi saçlı kadın cesedi olduğu, ölü katılığının henüz oluşmadığı, ölü lekelerinin sırt, belde, yeni yeni oluşmaya başladığı, batında ksifoidden göbek çukuru 5 cm altına uzanan yaklaşık 25 cm’lik sütüre operasyon kesisinin tespit edildiği, sağ meme başı superiorunda yaklaşık 2,5 cm, sol meme başı inferior lateralinde yaklaşık 2 cm, sol meme başı lateralinde areolaya 2 cm uzaklıkta 1 cm’lik skifoid hizasında orta hat solunda 2 cm, solda 10. kot hizasında ön aksiler çizgi düzeyinde 4 cm’lik, bunun 4 cm superomedialinde arkus kostarum bitişiğinde 2 cm, sağda midklavikular hat arkus kostarum bitişiğinde yaklaşık 3 cm’lik, sağda ön aksiler çizgi hizasında arkus kostarum bitişiğinde yaklaşık 3 cm’lik, sağda ön aksiler çizgi hizasında arkus kostarum bitişiğinde 3 cm, umblikus 1 cm, sağ infero medialinde yaklaşık 2 cm’lik sağ uyluk orta kesim medialinde yaklaşık 6-7 cm’lik, lomber 3-4 vertebralar hizasında sağ lateralde 1 cm’lik, sağ gluteos lateral yüzde 2 cm’lik, sağ illak kanada ve opturatuar fosaysa uzanan sol illiak komşuluğunda posterior lateralinde 2 cm’lik, bunun 6-7 cm interiorunda 2 cm’lik ve bunun 6-7 cm inferiorunda yine 2 cm’lik delici kesici cisim yaralarının tespit edildiği, başkaca lezyon bulgu tespit edilmediği, maktul hakkında … Onkoloji Hastanesince düzenlenmiş 13.09.2014 tarih ve 9801721 sayılı dosya içeriğinin incelenmesinde; maktulün delici kesici cisim yaralanması neticesi acil servise getirildiği, ilk müdahaleye takiben acil operasyona alındığı, preşok vaziyetinde bulunduğu, operasyon sırasında kardiak arrest geliştiği ve yapılan müdahaleye yanıt vermediği, saat 14.05’te eksitus kabul edildiğinin kayıtlı olduğu, cesedin kesin ölüm sebebinin tespiti için sistematik otopsi yapılmasına karar verildiğinin ifade edildiği,
… Morg İhtisas Dairesi Başkanlığının 11.02.2015 tarihli raporunda; maktulün ölümünün kesici delici alet yaralanmalarına bağlı kosta ve vertebra kesileri ile birlikte iç organ ve büyük damar yaralanmalarından gelişen iç kanama sonucu meydana geldiği, maktulün vücudunda 16 (on altı) adet kesici delici alet yarasının tespit edildiği, bunlardan 6 tanesinin öldürücü mahiyette oldukları, kalan 10 yaralanmanın cilt, cilt altı kas doku seyirli oldukları, oluşturdukları yaralanmalarının öldürücü mahiyette olmadıkları, olayda ika edilen alet veya aletlerin bir kenarının keskin diğer kenarının küt olduğu, kanında alkol bulunmadığı, mesanede uyuşturucu-uyarıcı maddelerin bulunmadığı, safrada ve midede sistemde kayıtlı maddelerin bulunmadığı tespitlerine yer verildiği,
30.03.2015 tarihli bilirkişi raporunda; sanığa ait Samsung marka cep telefonunda yapılan incelemede, maktulün cep telefonun sanığın telefonunda “Seni seviyorum 08.04.1982 kayıtlı” olduğu, maktulün 0541 240 40 63 numaralı telefonu kullandığı, sanığın 0537 489 77 78 numaralı telefonu kullandığı, 30.06.2014 tarihinde saat 18.23’de ‘Kimsiniz?’ ile başlayıp, olay tarihi olan 13.09.2014 tarihinde en son saat 11.11’de “Manyakkk” diye mesaj geldiği, toplam gelen mesajın 491 adet olduğu, sanığın kendisine ait gönderdiği mesajlardan 1 adedinin bulunduğu,
22.06.2015 tarihli bilirkişi raporunda; maktulün telefonundan elde edilen çözümü istenilen DVD içerisindeki ses dosyası incelendiği, maktul … ile sanık … ve 112 görevlisi arasında geçen konuşmaların bulunduğu, kayıtlardaki konuşmaların çözümünün yapılmış ve yapılan çözüm neticesinde 40 sayfa rapor hazırlandığı, olayın hemen öncesinde maktulün saat 11.11 sıralarında sanığa cevap olarak attığı “Manyakkk” mesajı üzerine sanığın maktulü aradığı, ilk görüşmenin toplam 30 dakika sürdüğü, görüşme içeriğinde mesajın, maktulün bir gün önce akşam çıktığı konserin, sanık … maktulün olaydan bir gün önce buluştuklarında aralarında bir bayandan kaynaklı sorunun ve maktulün ayrılmak istemesi üzerine geçen konuşmaların olduğu, maktulün ayrılma konusunda ısrarcı olması üzerine sanığın buluşmak istediği, tekrar aralarında 1.28 dakikalık bir görüşmenin olduğu ve parkta buluşmak üzere sözleştikleri, son görüşmenin de maktulün sanık tarafından bıçaklanması üzerine maktulün 112 görevlisi ile yaptığı 57 saniyelik görüşme olduğu,
Sanık hakkında … Ulus Devlet Hastanesince düzenlenen 13.09.2014 tarihinde saat 13.58’de düzenlenen raporda; sanığın alkolsüz olduğu, sol el baş parmağında sıyrık, göğüs kafesinde hassasiyet, hayati tehlikesinin olmadığı, darp ve cebir izinin bulunmadığı tespitlerine yer verildiği,
… Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 21.11.2014 tarihli uzmanlık raporunda; Karani ibareli ahşap saplı bıçağın namlu kısmı üzerinde bulunan kan örneğinin, BYL-14-10576 sayılı uzmanlık raporunda belirtilen maktulün açık yarasından alındığı belirtilen kan örneği ile genotipik olarak uyumlu olduğu tespitine yer verildiği,
… Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 28.11.2014 tarihli uzmanlık raporunda; namlusunun sol yan yüzeyinde “KARANİ” ibareleri bulunan, ahşap saplı, yaklaşık 19,9 cm uzunluğunda, tek ağızlı, sırtı küt, sivri uçlu namluyu haiz bir adet bıçağın imal durumu, tip ve nitelikleri itibarıyla; 6136 sayılı Yasa’nın 4. maddesinde belirtilen yasak niteliği haiz bıçaklardan olmadığının belirtildiği,
Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) Sistemi vasıtasıyla temin edilen nüfus kayıt tablosundan; 1982 … doğumlu maktul …’ın 1981 … doğumlu … ile 25.08.2007 tarihinde evlendiği, bu evliliklerinden 2010 doğumlu ………isimli kız çocuklarının olduğu, tarafların … 3. Aile Mahkemesinin 26.06.2012 kesinleşme tarihli 2012/85 esas, 2012/ 994 karar sayılı ilamı ile boşandıkları, maktulün mahkemenin izni ile eşinin soyadını kullanmaya devam ettiği, maktulün eşinin boşandıktan sonra 07.10.2012 tarihinde vefat ettiği,
Sanığın adli sicil kaydına konu dosya arasına getirtilen … Ağır Ceza Mahkemesinin 16.05.2001 tarih ve 56-136 sayılı ilamının incelenmesinde; sanığın, kardeşi… Munis’i öldürmek suçundan 765 sayılı TCK’nın 449, 51/1, 59/2, 31 ve 33. maddeleri uyarınca 20 yıl ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu hükmün 06.02.2002 tarihinde kesinleştiği, 19.08.2005 tarihli ek kararla yapılan uyarlama yargılaması sonucu sanığın TCK’nın 82/d-son, 29, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 18 yıl 4 ay hapis cezası ile cezaladırılmasına karar verildiği, bu hükmün de 18.10.2006 tarihinde Yargıtayın ilgili Dairesince onanmak suretiyle kesinleştiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan … Kollukta ve Mahkemede benzer şekilde; sanığı tanımadığını, anlattıklarının tamamen yalan olduğunu, namaza gittiğinde eşinin evlerine iki bayan ve iki genç kızın geldiğini kendisine söylediğini, kendilerinin sanığın cinayetin olayını bilmediklerini, kızı maktulün öğrendiğini, kızı maktulün sanığa “Kurulu bir düzeni olduğunu, evlenmek istemediğini,” söylediğini, gelenlerin de çekip gittiğini, eşinin çelişkili şeyler anlattığını ve anlamadığını, maktulün sanıkla bir araya gelmek istemediğini, sanığın maktulü sık sık tehdit ettiğini, olaylardan haberi olsaydı kızı maktulü koruyabileceğini, olaydan bir gün önce yani 12 Eylül … günü abisi Yılmaz’ın maktulü hastaneye götürdüğünü, maktulün…’da indiğini, sanık … ailesinin maktulü takip ettiğini, ancak sonradan haberlerinin olduğunu, olay günü sabah saat 11.00’de maktulle kahvaltı yaptıklarını, namaza gittiğini, namazdan sonra Gimsa’ya gidip bir şeyler alacağını, kızı maktulün çocuğunu annesi ile sitenin parkına indirdiğini, annesine “Çocuğun demir eksikliği için markete gidip bir şeyler alacağım.” deyip gittiğini, alışveriş yaptıktan sonra eşyaları kendi evine masanın üzerine koyduğunu, sanığın anlattıklarının tamamen yalan olduğunu, maktul sokaktan çıktığı zaman parkın oradan geçtiğini, sanığın parkta beklediğini, kısacası bu olayların kızı maktulün kendi evlerine gelirken olduğunu,
Katılan … Mahkemede; sanığı tanımadığını, ailesinin de tanımadığını, anlattıklarının tamamen yalan olduğunu, olaydan 15-20 gün önce köyden geldiklerinde sanığın annesi, yengesi ve 2 bekâr kızın kendilerine geldiğini, oğullarının bekâr olduğunu, kızı maktule talip olduklarını söylediklerini, kendilerine “Benim bekâr kızım yok, çocuğu var, çocuğuna bakıyor.” dediğini, o sırada maktulün de evde olduğunu, maktulü sanığın ablasının aradığını, tekrar istemeye geleceklerini söylediğini, maktulün istemediğini, zaten sanığın kardeşini öldürdüğünü duyunca kimse böyle bir şeye izin vermeyeceğini, olay günü sabah kahvaltı yaptıklarını, maktulün evinin ayrı olduğunu, evi ile A-101 Market’e yakın olduğunu, maktulün kızı…yi yanına bırakarak markete gittiğini, alışveriş yaptığını, maktulün gidişinin o gidiş olduğunu, bir daha görmediğini, maktul evinden çıktığı içi parkın içinden gidiş geliş sırasında bu olayın meydana geldiğini, kızı maktulle sanığın telefonla görüşmesine tanık olmadığını, sanığın kendisine baskı yaptığı ve tehdit ettiği konusunda bir şey anlatmadığını, söyleseydi engelleyeceğini,
Katılan … Mahkemede; sanığın, kardeşi maktule iftira attığını, maktulün sanığın söylediği gibi şeylere müsait olmadığını, … Gençlik Korosu’nda maktulle aynı koroda olan tanık…isimli arkadaşı cenazeye geldiğinde sanığın maktulü tehdit ettiğini anlattığını, sanığın dost hayatı ile ilgili söylediklerinin yalan olduğunu,
Katılan … Mahkemede; kardeşi maktulün Temmuz ayı ortalarında sanıkla görüştüğünü kendisine söylediğini, babasıgilin … Bayramına 1 hafta kala köye gittiklerini, 25 Ağustos tarihinde geri geldiklerini, maktulün kendisine “Beni istemeye gelecekler.” dediğini, kendisinden sanığın nüfus cüzdan bilgilerini temin etmesini istediğini, kendisinin SGK’da çalıştığını, bir bilgi edinemediğini, Google’da arama yaptığında sanığın kardeşini öldürdüğünü ve katil olduğunu öğrendiğini, bunu kardeşi maktule söylediğini, tepkisinin ilk kez öğreniyormuş gibi olduğunu, fakat bunu önceden biliyor muydu emin olmadığını, hiçbirinin kabul etmediğini, maktulün de cinayeti öğrendikten sonra istemediğini, sanığın annesinin ve yengesinin kendilerine tanışmak için geldiklerini akşam öğrendiğini, istemeye geldiklerinde evde olmadığını, maktulün de cinayeti öğrendikten sonra “Böyle bir şey olmaz.” dediğini, sanığın kardeşi maktule iftira attığını, kesinlikle maktulün dost hayatı yaşayacak biri olmadığını, olay günü maktulün kahvaltı hazırladığını, maktule “Kahve yap içelim.” dediğini, maktulün salonda telefon görüşmesi yaptığını ve bağırmaya başladığını, maktule “Kim olduğunu,” sorduğunda sanığın olduğunu, rahatsız ettiğini söylediğini, ancak tehdit edildiğini kendilerine söylemediğini, sonra maktulün gittiğini, akşam konserinin olmadığını, maktulün “Markete gidip eve bir şeyler alayım sonra dönerim.” dediğini, evinin de markete yakın olduğunu, olaydan sonra market alışverişi yapmış olduğunu ve evine bıraktığını gördüklerini, sanıkla konuşmalarını hatırlayınca tanık…yi aradığını, “Hatice eve gidecekti.” dediğini, kardeşinin telefonunun 3-4 kez çaldığını, açmadığını, 15 dakika sonra tekrar aradığında maktulün telefonunun kapalı olduğunu,
Katılan … Mahkemede; olayla ilgili görgüye dayalı bilgisi olmadığını, ailesine ve maktule uzak bir yerde oturduğunu, isteme olayını bildiğini, maktulün olaydan bir hafta öncesinde istemeye geleceklerini söylediğini, olaydan bir hafta önce …’a gideceğini, kızını kendisine bıraktığını, kendisine “Neden anneme bırakmıyorsun?” dediğinde “O bakamaz.” dediğini, “Her zaman o bakıyor neden bana bırakıyorsun?” dediğinde kendisine “Bu aralar korkuyorum.” dediğini, neden korktuğu konusunda bir şey sormadığını, annesi yaşlı olduğu için belki çocuğa bakamaz diye düşündüğünü, maktulün kızının bir hafta kendisinde kaldığını, maktulün sanığı isteyip istemediği, onunla birlikte olup olmadığı konusunda bir şey konuşmadıklarını,
Tanık … Kollukta; … Parkı’nda güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, 13.09.2014 tarihinde saat 12.45 sıralarında öğle yemeği için markete ekmek almaya gittiği esnada çocuk oyun alanının olduğu yerde daha önce görmediği ve tanımadığı siyah pantolonlu, siyah tişörtlü bir bayan ile görse tanıyamayacağı 35 yaşlarında esmer tenli üzerinde kırmızı tişört bulunan bir erkek şahsın sohbet ettiklerini gördüğünü, marketten ekmeği alıp geri döndüğünde bu iki şahsın çocuk oyun alanında olmadıklarını gördüğünü, daha sonra güvenlik görevlilerinin kullandığı kulübeye gittiğini, saat 13.00 sıralarında tek başına yemeğini yediği esnada tanımadığı yaşlı erkek bir şahsın gelerek kendisine ” Çardağın olduğu kısımda bir bayan yerde yatıyor.” dediğini, bunun üzerine hemen çardağın olduğu yere gittiğini, çardağın yanına gittiğinde yerde sırtüstü yatan bayanın çocuk oyun alanında kırmızı tişörtlü erkek şahısla oturan bayan olduğunu gördüğünü, bayanın tişörtünün ön kısmında ve yerde kan olduğunu, bayana “Ne oldu?” diye sorduğunda “Kurtarın beni” dediğini, hemen 112 Acil Servisi aradığını, olayın neden ve ne şekilde olduğu hakkında bir bilgi ve görgüsünün olmadığını,
Mahkemede; olayla ilgili görgüye dayalı bilgisi olmadığını, olayın meydana geldiği yerde güvenlik görevlisi olduğunu, öğle yemeği için markete giderken sanık … maktulü çocuk park alanı içerisinde gördüğünü, marketten gelince de güvenlik kulübesinin biraz alt tarafındaki çardağın altında her ikisini gördüğünü, sanık … maktul arasında olağanüstü bir şeye tanık olmadığını, herhangi bir tartışma ya da kavga görmediğini, güvenlik kulübesinde yemek yerken yaşlı bir amcanın geldiğini, çardağın orada bir bayanın yerde yattığını söylediğini, kulübeden çıktığını, gittiğinde maktulün yerde yattığını, baygın olduğunu düşündüğünü, ancak yanına vardığında kan izleri olduğunu ve yarı baygın olduğunu, maktule “Hanımefendi iyi misiniz?” diye sorduğunu, kendisine “Kurtar beni.” dediğini, kendi telefonu kulübede şarjda olduğundan çocukların birinin telefonunu aldığını, 112 ve 155’i aradığını, olayı gören bir tanık görmediğini,
Tanık … Kollukta; maktulün annesinin çocukluk arkadaşı olduğunu, sık sık yüz yüze ve telefonla görüştüklerini, çok samimi olduklarını, 13.09.2014 tarihinde saat 14.30 sıralarında maktulün ablası katılan …’nun annesini cep telefonundan arayarak “Hatice’yi bulamıyorum. en son sabah… ile buluşmaya gidip geleceğim.” dediğini, aramalarına rağmen maktule ulaşamadıklarını söylediğini, annesi ile birlikte maktulü kendi evlerinin yakınındaki parka baktıklarını, bulamadıklarını, maktulün evine doğru giderken daha önce maktulün yanında gördüğü ve maktulün kendi telefonundan bir kez görüştüğü sanığı aradığını, kendisine “Hatice ablaya ulaşamıyoruz. nerede olduğunu biliyor musun?” diye sorduğunu, kendisine “Bir saat önce buluştuk, kavga ettik, bana bağırdı, beni itekledi ve küfretti, ben de cebimdeki kurbanlık bıçağı çıkartmak zorunda kaldım.” dediğini, bir müddet susması üzerine sanığa “Hatice ablaya bir şey yaptınız mı? O nerede?” diye sorduğunda kendisine “Bilmiyorum, bir şey yapmış olabilirim.” dediğini, tekrar “Doğru söyle bir şey yaptınız mı?” dediğinde “Kapatmam gerekiyor, karakoldayım.” dediğini,
Mahkemede; ölüm olayının olduğu gün öğleden sonra katılan …’ün annesini aradığını, “Hatice’ye ulaşamıyoruz.” dediğini, annesi tanık…ile birlikte evden çıktıklarını, evlerinin etrafında bulunan parklara baktıklarını, kendisinin maktulün telefonunu aradığını, ancak açmadığını, daha önce maktulün kendi telefonundan sanığı aradığını, “Bu telefonu kaydet, ararsa açma, korkuyorum.” dediğini, maktulü ararken kendisinde kayıtlı olan numaradan sanığı aradığını, “Hatice abla sizin yanınıza gelecekmiş, sizin yanınızda mı?” dediğini, sanığın “Yanımda değil.” dediğini, sanığa “Gördünüz mü?” dediğini, “Bir saat önce gördüğünü ve parkta olduğunu, yanında kurbanlık bıçak vardı, şu anda kapatmam gerekiyor, karakoldayım.” dediğini, maktulün ablası Birgül’ün annesi tanık…yi aradığında maktulün sanıkla buluşacağını söylediğini, bu nedenle maktulün sanığın yanında olabileceğini düşündüğü için aradığını, olaydan 2 hafta kadar önce sanığı gördüğünü, maktulle konuşurlarken yanlarına geldiğini, sanığın ve maktulün normal aralarında konuştuklarını, olağanüstü bir duruma tanık olmadığını,
Tanık … Kollukta; maktulle ortaokuldan beri 18 yıldır arkadaşlıklarının devam ettiğini, samimi görüşmelerinin maktulle aynı mahalleye taşındığı 2010 yılından itibaren daha da geliştiğini, maktulün kendisine bütün sırlarını anlattığını, 2014 yılının Temmuz ayında telefonda sohbet ettikleri esnada… isimli bir erkekle tanıştığını söylediğini ve ertesi günü maktulün kendisine oturmaya geldiğinde sanığı dolmuşta gördüğünü, kendisini takip ettiğini, ısrarla tanışmak istediğini anlattığını, maktulün sanığa cevap olarak hayatında kimsenin olmadığını, eşini iki sene önce trafik kazasında kaybettiğini söylerek tanışmalarında sakınca olmadığını ve tanışabileceklerini söylediğini kendisine anlattığını, sanığın tanışmalarının yaklaşık 10. gününden itibaren maktule ısrarla evlilik teklif ettiğini, maktulün annesi ve babasının memleketleri …’da olmasından dolayı sanığa cevap vermediğini, ailesinin …’ya gelmesi ile maktulün sanığa “Ailen gelip beni isteyebilir.” cevabını verdiğini, sanığın Ağustos ayında annesi ve kız kardeşini alarak tanışmak amaçlı maktulün kendi evine geldiğini, maktulün kendisini de çağırdığını, … çıkışı gittiğini, sanığın, annesinin ve kız kardeşinin kendi hâllerinde insanlar olduğunu, çay kahve içtiklerini, sanığın maktule kendi kardeşini bıçaklayarak öldürdüğünü, cezaevine girip çıktığını anlattığını, maktulün bu olayı duyunca sanıkla evlenmekten kesinlikle vazgeçtiğini, sanığa da “Ailem gelince aileni gönder, beni istet ailem verirse bu … olur” diyerek sanıktan kurtulmanın yollarını aramaya başladığını, maktulün ailesi …’dan geldikten sonra sanığın annesi ve yengesinin tanışma amaçlı ziyarete gittiklerini, fakat maktulün annesinin gelenlerden şüphelendiğini, bir şeyleri sakladıklarını zannederek aileyi beğenmediğini maktulün aynı gün kendisine anlattığını, maktulün annesine sanığın erkek kardeşini öldürdüğünü, cezaevine girip çıktığını anlattığını, annesinin de “Bu … olmaz, baban duymasın.” diyerek konuyu kapattığını, maktul sanığın kendisinden uzaklaşması için görüşmediğini ve telefonlarına cevap vermediğini, bu yüzden de sanığın kendisine sürekli tehdit mesajları attığını, ikna yöntemi ile sanığa ailesinin bu evliliğe karşı çıktığını yavaş yavaş alıştırmaya çalıştığını anlattığını, maktul ile en son iki gün önce 11.09.2014 tarihinde kendi evinde görüştüklerini, oturup sohbet ettiklerini, bu esnada sanığın mevzusunun geçmediğini, maktulün müzikle uğraştığını, bunun eğitimini de TRT’de aldığını, kendisine geçen hafta Polatlı’da bir düğün salonunda sanatçı olarak düğüne katıldığını, ayrıca …’da bir düğün salonu ile şarkı söylemek için görüşmelerinin devam ettiğini söylediğini, kızı için hastaneden randevu aldığını söylediğini, ertesi günü yani 12.09.2014 tarihinde öğle saatlerinde maktulü arayarak “Anise’nin nasıl olduğunu,” sorduğunu, kendisine “Şu an yanımda… var. Onunla konuşuyorum. Akşam 19 Mayıs Stadyumunun içerisinde bulunan düğün salonunda da sahne alacağını” söyleyerek telefonu kapattığını, 13.09.2014 tarihinde öğle saatlerinde maktulü arayarak “Nerede olduğunu,” sorduğunu, kendisine “…’la konuşuyorum.” diyerek telefonu acele kapattığını, yaklaşık iki saat sonra maktulün ablası katılan …’ün kendisini arayarak “Hatice’nin telefonuna ulaşamadığını, nerede olduğunu biliyor musun?” diye sorduğunu, kendisine “Nerede olduğunu söylemedi….’la konuştuğunu,” söylediğini, maktulün ablası Birgül’ün de Hatice’nin kendisine “… çok ısrar etti. Hemen konuşup geleceğim.” dediğini, kızının…’ı telefonla aradığını, kendisine “Hatice’yi kurbanlık bıçakla bıçakladım.” dediğini, tekrar sanığı kızının telefonundan aradığını, sanığın telefonu meşgule atarak geri kendisini arayarak “Ben böyle olmasını istemezdim. beni affedin, hakkınızı helal edin, ben şu an karakoldayım teslim oldum, Hatice yerde yatıyordu, bana hastaneye götür dedi, çevre çok kalabalıktı panik oldum ben karakola kendim teslim oldum.” dediğini, kendisine “Sen onu öylece orada bıraktın mı? Hastaneye götürmedin mi? dediğini, sanığın kendisine hitaben ” Ben onun kızına baba olacaktım. Ben onu çok seviyordum. evlenecektim beni istemedi.” dediğini,
Mahkemede; daha önce verdiği ifadesini tekrarladığını, maktulün arkadaşı olduğunu, maktul, sanığın kendi kardeşini öldürdüğünü öğrenince sanıkla önce tanışıklığı olmasına rağmen “Onunla evlenmem.” dediğini, maktulün sanığın ablası ile telefonda konuştuğunu, ablasına sanığın üzerine çok geldiğini, kendini tehdit ettiğini anlattığını, maktulle birlikte olaydan 1 hafta 10 gün kadar önce …’a maktulün ablası …’nın yanına beraber gittiklerini, oraya giderken sanığın kardeşini öldürmüş olduğunu ve kendisini çok fazla rahatsız ettiğini anlattığını, ancak sanığın maktule kardeşini kaza ile öldürdüğünü söylediğini, bu yüzden maktulün cep telefonuna bir program indirdiğini ve sanığın ses kaydını alıp daha fazla rahatsız ederse savcılığa vereceğini söylediğini, bunu doğrudan sanığa söylemediğini, sanığın ablasına söylediğini, maktulün sanığın ablası ile konuşmalarına şahit olduğunu, ablasının kardeşi sanığın agresif davranışları olabileceğini maktule söylediğini, maktulün bu durumu kendi ailesine aksettirmek istemediğini, hatta sanığın abisine söylemeyi düşündüğünü, sanığın ablasının maktule “Ağabeyine söyleme, sanığı keser atar.” dediğini, olay günü evde olduğunu, temizlik ile ilgili bir konuyu konuşmak için saat 11.30-12.00 sıralarında maktulü aradığını, sanıktan hiç bahsetmediğini, maktulün ondan bir gün önce ise aradığında “… yanımda kapat ben seni sonra ararım.” dediğini, ancak sonra geri aramadığını, olay günü de maktulle konuştuktan 1-2 saat sonra maktulün ablası katılan …’ün aradığını, “Hatice’ye ulaşamıyorum.” dediğini, maktulle sanığın buluşmuş olabileceğini düşündüğü için sokaklara çıkıp aradığını, olayın olduğu park dışındaki diğer parka baktığını, hatta katılan …’ün sanığın telefon numarasının olup olmadığını sorduğunu, kendisinde olmadığını, kızı tanık Melike’de olduğunu, maktul daha önce ihtiyacı sebebiyle Melike’nin telefonundan sanığa mesaj attığını, kızı tanık Melike’nin sanığın telefonunu aradığını, sanığın “Hatice’yi ben öldürdüm, kurbanlık bıçağı kullandım.” dediğini, tekrar sanığı kendi telefonundan aradığını, sanığın telefonu açmadığını, sanığın tekrar geri kendisini aradığında sanığın “Hatice’nin kendisini hastaneye götürmesini istediğini, ancak götürmediğini” söylediğini, kendisinin de “Hatice nerede?” dediğini, “Bilmiyorum” diye cevap verdiğini, o sırada “Ben karakoldayım, kapatmak zorundayım, ben onu öldürdüm, onu çok seviyordum, o beni istemedi, ben çok pişmanım.” dediğini, olayın olduğu parka gittiğinde maktulün Onkoloji Hastanesi’nde yattığını öğrendiğini, katılan …’ün kendisine maktulün sanıkla konuştuğunu, sanığın çok ısrar ettiğini, hemen konuşup geleceğini kendisine söylediğine ilişkin bir şey söyleyip söylemediğini hatırlamadığını,
Tanık…Mahkemede; Ağustos ayının sonlarına doğru maktulün …’a geldiğini, maktulün 13-14 yıllık arkadaşı olduğunu, …’a geldiğinde telefonlaştıklarını, Facebook’ta arkadaşı olduğunu, önce kızının ismi ile kayıtlı olduğunu, sonra ismini değiştirdiğini, kendisine “Neden Facebook’ta ismini değiştirdiğini,” sorduğunda “Rahatsız ediliyorum. çözeceğim.” dediğini, ancak kimin rahatsız ettiğini söylemediğini, tekrar sıkıştırdğında birisinin olduğunu, kendisiyle evlenmek istediğini, ancak kendisinin istemediğini, hatta ablasına ismini verdiğini ve ablasının araştırdığını, geçmişini öğrendiğini, maktulün kendisine istemediğini söylediğini, ailesine anlatmasını söylediğini, bu konuşmaların maktul öldürülmeden 15 gün önce olduğunu, en son öldürülmeden 2-3 gün önce konuştuklarını, halledeceğini söylediğini, maktulün öldürüldüğünü bir hafta sonra gazeteden duyduğunu,
Tanık… Kollukta; … Taksi …nda şoför olarak çalıştığını, 13.09.2014 tarihinde saat 11.30-12.00 sıralarında taksi durağında bulunduğu sırada 25-30 yaşlarında esmer tenli üzerinde kırmızı tişört bulunan şahsın aracına bindiğini, kendisine “… seri bir şekilde… Mahallesi’ne götür.” dediğini, yolda sohbet etmeye başladıklarını, sanığa “Nereli olduğunu, nerede oturduğunu?” sorduğunu, kendisine “… Horasanlı olduğunu,… Mahallesi’ndeki Bildirici Market’in yanında oturduğunu” söylediğini, sohbet esnasında bu şahsın çok tedirgin olduğunu, hâl ve hareketleri hoşuna gitmediği için kendisini konuşturmaya çalıştığını, İvedik yol ayrımına geldiklerinde şahsın belinden sabit ağızlı büyük bir bıçak çıkarttığını, “Abi kusura bakma.” dediğini, daha sonra ayakkabasının bağcığını çıkarttığını, daha sonra bıçağı sağ bileğine ip ile bağladığını görünce kendisine “Bu bıçağı ne yapacaksın?” diye sorduğunu, kendisine “Bir işim var.” dediğini, bunun üzerine tedirgin olduğunu, başka bir şey sormadığını, şahsı … Parkı’nın köşesine bıraktığını, 10 TL taksi parasını verdikten sonra şahsın parkın içine doğru yürüyerek gittiğini,
Mahkemede; İvedik Caddesi üzerinde … Taksi …nda şoför olduğunu, yolcu beklerken sanığın kendi aracına gelip bindiğini, “Beni… Mahallesi’ne acele götürür müsün?” dediğini, yolda giderken boynunun sol tarafında kesik görünce taksici oldukları ve kendileri de korktuğu için sanığa “Nerelisin?” diye sorduğunda “… Horasan’lıyım.” dediğini, kavşağa gelince belinden uzun, deri saplı bir bıçak çıkarttığını, bıçağın keskin kısmını sağ ayağının çorabının içine soktuğunu, ayakkabı bağcığı ile bağladığını, sanığın aracın ön tarafına yanına oturduğunu, sanığa “Hayırdır.” dediğini, sanığın da kendisine “Ağabey yanlış anlama bir işim var.” dediğini, gideceği yere geldiklerini, olayın meydana geldiği parkın 20 metre kadar berisinde arabadan indiğini, ücretini ödediğini ve gittiğini, ayakkabının bağcığını söktüğünü gördüğünü, bacağı ile uğraştığını, büyük ihtimalle bıçağı bacağına bağladığını, şoför olduğu için önüne baktığını, ama bir şeylerle uğraştığını, bağcığını söktüğünden emin olduğunu, bağcığı sökerken gördüğünü, kendisinin katılan …’in köylüsü olduğunu, maktulün öldüğünü duyduktan sonra…r’e durumu kendisinin anlattığını, bağcık olayının doğru olduğunu, uydurma olmadığını, sanığın araç içerisinde kimseyle görüşmediğini, sinirli ve tedirgin bir hâlinin olduğunu,
Tanık… Kollukta; Bizim Taksi …nda … plakalı aracın sahibi ve şoförü olarak çalıştığını, 13.09.2014 tarihinde saat 13.00 sıralarında taksi durağında sıra beklerken 30-35 yaşlarında 165-170 cm boylarında üzerinde kırmızı tişört ve açık mavi kot pantolon bulunan bir erkek şahsın durağın önüne gelerek en önde bulunan aracına bindiğini, peşinden kendisinin de aracına bindiğini, kendisine “… Karakoluna götür.” dediğini,… Mahallesi çıkışında bu şahıs panik bir şekilde “Öldürdüm.” dediğini, paniklediği için ne olduğunu, kimi öldürdüğünü korkudan soramadığını, ancak bu şahsın kendi kendisine “Böyle olmasını istemezdim. Ben kendini çok seviyordum.” dediğini, bir ara telefon görüşmesini yaptığını, muhtemelen akrabaları ile görüştüğünü, “Bir olaya karıştığını,” söylediğini, şahsa ” … Karakolunun uzak olduğunu,… Karakoluna götürmeyi,” söylediğini, ancak kabul etmediğini, bunun üzerine şahsı … Karakolunun önüne bıraktığını, taksi parası olarak kendisine 15 TL’yi verdikten sonra araçtan indiğini, şahsın üzerinin kanlı olduğunu, elinde bir şey olmadığını, sırtının arkasında bir kabarıklık olduğunu, ne olduğunu tam olarak göremediğini, bu şahsı görse tanıyabileceğini,
Mahkemede;… Bizim Taksi …nda çalıştığını, durakta birinci araba olarak sırada olduğunu, sanığın koşarak gelip arabaya bindiğini, olayın meydana geldiği yere taksi durağının 500 metre mesafede olduğunu, aralarında bir sokak olduğunu, yani üst sokakta olduğunu, sanığın park civarından aşağıya koşarak geldiğini, üstünün kanlı olduğunu, elini kestiğini düşünerek mendil vermeyi düşündüğünü fakat kesik görmediğini, sanığın kendisine “… Karakolu’na sür.” dediğini, belli bir mesafe gidince arabada telefonla biriyle konuştuğunu, telefonda “Ben öldürdüm. … Karakolu’na teslim olmaya gidiyorum.” dediğini, sanığın telefonda konuştuğu kişinin kim olduğunu bilmediğini, kimi öldürdüğünü de söylemediğini, sadece “Öldürdüm.” dediğini, elinde bıçak görmediğini, sanığın karşısındaki kişinin konuşmasını da duymadığını, sanığa “Ağabey, buraya … bakmıyor…. Kararkolu’na götüreyim.” dediğini, kendisine “Yok sen … Karakolu’na çek.” dediğini, yolda giderken sigara almak istediğini, büfeden bir paket sigara aldığını, arabaya tekrar bindiğini, sanığı … Polis Karakolu’na götürdüğünü, arabadan inerken sırtında bir şey olduğunu, fakat bıçak mı değil mi bilmediğini,
İfade etmişlerdir.
Sanık … müdafisi huzurunda Kollukta; annesi ve babası ile birlikte ikamet ettiğini, kardeşleri ile birlikte İvedik Hurdacılar Sitesi’nde hurda alım satım işi yaptığını, …’ya taşınmadan önce … il merkezinde oturduklarını, askerden döndükten sonra 2001 yılı Şubat ayı içerisinde evde babasının namaz kıldığı sırada kardeşi…’ın yüksek sesle müzik dinlediğini, kendisine “Babam namaz kılıyor, kendisine biraz saygı göster, müziğin sesini kıs biraz.” dediğini, kardeşi…’ın da kendisine “Bana karışamazsın gözüm.” diyerek müzik sesini sonuna kadar açtığını, kardeşini tekrar ikaz ettiğinde kendisine iki yumruk atıp boğazını sıktığını, uzun süre elinden kurtulmak için uğraştığını, kurtulamayınca masa üzerinde bulunan bıçağı alarak kardeşinin elinden kurtulmak ve korkutmak için rastgele savurduğunu, kardeşi…’ın yaralandığını, tedavi amacıyla kaldırdıkları hastanede vefat ettiğini, bu olaydan dolayı yaklaşık 13 yıl cezaevinde yattığını, 27.09.2013 tarihinde tahliye olduğunu, cezaevinden çıkınca ailesinin yanına geldiğini, kardeşleri ile hurda işi yaptığını, 2014 yılı Haziran ayında hastanede yatan babasını ziyaret ettikten sonra … dolmuşuna bindiğini, bir iki durak sonra ismini sonradan öğrendiği maktulün binerek yanındaki boş koltuğa oturduğunu, yolda giderken kollarının birbirine değmesi üzerine birbirlerine baktıklarını, sonra kendi telefon numarasını maktule uzattığını, maktulün de kendi telefon numarasını verdiğini, normalde dolmuştun … …’de inmesi gerekirken maktul dolmuştan inmeyince kendisinin de inmediğini, maktulün oturduğu evin yakınına gelince oturduğu binayı gösterdiğini, sonra elini hafifçe sıkarak dolmuştan indiğini, aradan 3-4 saat geçince maktulü aradığını, kendisini tanıtarak sohbet etmeye başladıklarını, aynı gün maktulle evinin yakınında bulunan parkta buluştuklarını, bu şekilde buluşmalarının başladığını ve arkadaşlarının ilerlediğini, aradan 10-15 gün geçtikten sonra maktule evlenme teklif ettiğini, onun da ailesinin … ilinde olduğunu, geldiklerinde ailesinin gelip isteyebileceklerini söylediğini, yaklaşık 40-45 gün sonra annesi ve yengesini alarak maktulün ailesinin oturduğu apartmanın önüne bıraktığını, akşam annesi geldiğinde “Ne oldu?” diye sorduğunda kendisine “Ailesinin biraz düşünüp araştırdıktan sonra karar verecekler.” dediğini, aradan 1-2 geçince maktulün babasının kendisinin geçmiş sigortasını araştırdığını, sigortasının devam etmediğini öğrenince maktulle evlenmelerini onaylamadığını, maktule “Ne olacak?” diye sorduğunda “Ben ölene kadar senden ayrılmayacam. İstiyorsan dost hayatı da yaşayabiliriz.” dediğini, ancak kendisine “Böyle bir şey olmaz. Evlenip yuva kurmak istediğini,” söylediğini, daha sonra maktulün kendisi hakkında araştırma yaptığını, cinayet suçundan dolayı cezaevinde yattığını öğrendiğini, telefon görüşmelerinde olayın doğru olup olmadığını sorduğunu, olayı ifadesinde belirttiği şekilde anlattığını, maktulün kendisine “İnsanoğlu herkesin başına gelebilir. Ben seni bu hâlinle de kabul ediyorum.” dediğini, maktulün bunun üzerine “Ailen duyarsa ne olacak?” dediğinde “Ailem bu olayı duymasın yoksa evlenmemize kesinlikle izin vermezler.” dediğini ve görüşmeye devam ettiğini, yaklaşık 10-15 gün kadar önce maktulün mesaj atarak “Bu evliliğin olamayacağını,” söyleyerek kırıcı sözler yazıp gönderdiğini, bunun üzerine maktule “Bu işleri yüz yüze konuşalım.” dediğini, buluştuklarında maktule “Madem ayrılacaktın bana neden ümit verdin, ben aileme ve çevreme seninle evleneceğim, hazırlık yapıyorum diye duyurdum.” demesi üzerine maktulün “Ben seninle kopmuyorum, ara sıra buluşuruz, gerekirse dost hayatı yaşarız.” diyerek aynı şeyleri tekrarladığını, kendisine “Böyle bir şeyi kabul etmeyeceğini, ilişkilerini zamana bırakmaları gerektiğini,” söyleyerek yanından ayrıldığını, bu görüşmeden sonra maktulün … iline gideceğini duyunca hasretine dayanamayıp …’a gittiğini, maktulü aradığını, ancak görüşmediklerini, tekrar …’ya döndüğünü, birkaç gün sonra da maktulün kendisine mesaj atarak …’ya döndüğünü belirttiğini, buluşmalarının devam ettiğini, olaydan bir gün önce 12.09.2014 tarihinde akşam maktulün 19 Mayıs Tesisleri içerisinde ses sanatçısı olduğundan programı olduğunu daha önce kendisine söylediğini, kendisini dinlemek için stadyuma gittiğini, maktulün kendisini görmediğini, programı izleyip evine geldiğini, 13.09.2014 tarihinde saat 09.00 sıralarında maktule “Günaydın” diyerek mesaj attığını, onun da “Günaydın ” diyerek mesaj attığını, peşinden kendisine tekrar “Ailem seni istemeye gelecek, hem de şimdi” diye yazıp mesaj gönderdiğini, maktulün de “Manyak” diye cevap verdiğini, daha sonra Yakacık bölgesine kurban almak için evden çıktığını, evden çıkarken kurban kesim sırasında bıçak lazım olur düşüncesi ile yanına büyük bir bıçak aldığını, yolda maktulün kendisini aradığını, bir gün önceki konserle ilgili konuştuklarını, gülüşüp sohbet ettiklerini, maktule “Ben sana güzel ve sevgi içerikli mesajlar atıyorum, sen ise bana sade ve kırıcı cevap veriyorsun, neden böyle yapıyorsun?” dediğinde lafı dolaştırarak konuyu tekrar ayrılığa getirdiğini, ılımlı davranmasına rağmen maktulün kırıcı davranmaya devam ettiğini, telefonda kendisine “Telefonda tartışmayalım, oturup yüz yüze konuşalım.” dediğini, onun da “Bugün müsait değilim, yarın konuşalım.” dediğini, kendisinin de “Keşke bugün olsaydı en azından kısa bir sürede olsa görüşelim.” deyince maktulün de “Tamam ben parka iniyorum, sen de oraya gel görüşelim.” dediğini, Yakacık kurbanlık pazarına gitmeden yoldan dönerek maktulle buluşacakları parka gittiğini, bir müddet sonra maktulün parka geldiğini, tokalaşıp öpüştüklerini, eski konuları tekrar konuşmaya başladıklarını, maktulün kendisine “Ayrılmak istediğini, bu konuda ısrarlı olduğunu,” söylemesi üzerine, “Bana söz verdin, ben seninle evleneceğimi bütün çevreme söyledim.” deyip yalvarmaya başladığını, ancak maktulün bir türlü ikna olmadığını, elleri ile kendi elbisesinin yakasını yukarıya kaldırarak bağırarak “Kendini de öldür, beni de öldür, ben böyle öleceğim.” demesi üzerine sakinleştirmek amacıyla kafasını okşadığını, “Ben seni neden öldüreyim, ben seni seviyorum, niye böyle konuşuyorsun?” dediğinde iki eliyle göğsüne vurarak “.. git lan.” dediğini, kendisinin de iki elini göğsüne bağladığını, maktulün “Bana pençelerimi çıkartma” dediğinde bir anda kendisini kaybederek kurban kesmek için üzerine aldığı bıçağı çıkartarak korkutmak amacıyla rastgele savurduğunu, bıçağı savurduktan sonra kendisinden geçtiğini, kaç defa bıçağı savurduğunu hatırlamadığını, kendisine geldiğinde maktulün yerde yattığını, maktule “Kalk seni hastayene götüreyim.” deyip ayağından çıkan ayakkabıyı giydirdiğini ve kolundan tuttuğu esnada maktulün bayıldığını, korkarak olay yerinden kaçtığını, taksiye binerek … Polis Merkezine giderek buradaki görevlilere olayı anlattığını, olay yerine ambulans göndermelerini söylediğini, daha sonra olayda kullandığı bıçağı görevlilere vererek teslim olduğunu, olayı planlayarak ve tasarlayarak yapmadığını, olayın tamamen aniden geliştiğini, pişman olduğunu, kesinlikle böyle olmasını istemediğini,
Tutuklanması talebiyle sevk edildiği… Sulh Ceza Hâkimliğinde; Emniyet Müdürlüğünde müdafisi huzurunda ayrıntılı bir şekilde yapmış olduğu savunmasını aynen tekrar ettiğini, bir anlık kızgınlıkla kız arkadaşını bıçakla öldürdüğünü, pişman olduğunu, amacının öldürmek olmadığını, nasıl olduğunu anlayamadığını, bıçağı kaç kez vurduğunu hatırlayamadığını, çünkü rastgele salladığını, hangi bölgelere vurduğunu da hatırlamadığını, tasarlayarak yapmadığını, buluşmayı maktulün istediğini, kendisinin de kabul ettiğini, buluşup konuşurken bir anda sinirlerinin gerildiğini, kendisine hakaret ettiğini, göğsünü yumrukladığını, yüzüne tükürdüğünü, dayanamadığını, kendisini kaybettiğini, maktul yaralandıktan sonra yaşaması için çaba gösterdiğini,
Mahkemede; hepsinden özür dilediğini, 30.06.2014 tarihinde…Hastanesi’nde yatmakta olan babasını ziyaretten döndüğü sırada maktulle… dolmuşunda tanıştığını, kendisine telefonunu uzattığını ve sessiz bir şekilde telefonunu kaydettiğini, daha sonra oturmuş olduğu siteye geldiğinde elini tuturak “Hoşça kal” dediğini, oturduğu daireyi gösterdiğini, akşam saatlerinde maktule “Müsait misin?” diye mesaj attığını, müsait olduğunu söylerek aramasını söylediğini, maktulü aradığını, kendisini oturduğu semte davet ettiğini, alışveriş merkezinde maktulle görüştüklerini, daha sonra uzun bir süre arkadaşlıklarının devam ettiğini, ilk buluştukları gün ağabeyinin evine davet ettiğini, oraya geldiğini, çay içtiklerini, daha sonra 1 ay gibi bir süre sonra maktulün kendisine evlenme teklif ettiğini, iddianamede ısrarla kendisinin evlenme teklifinde bulunduğundan bahsedildiğini, ancak kimsenin bunu bilmediğini, bunu kendisi ve maktulün bildiğini, maktulün “Ben dulum, bu şekilde bizi görürlerse yanlış anlarlar, evlenmemiz gerekli.” dediğini, kendisinin de maktule aşık olduğunu ve sevdiğini, doğrudan teklifini kabul ettiğini, ancak maktulün annesi ve babasının memleketlerine gittiğini, yaklaşık 40-45 gün sonra geldiklerinde gelip isteyebileceklerini annesinin söylediğini, maktulün kendisine 350-400 mesaj gönderdiğini, mesajların telefonunda durduğunu, telefonunun cezaevi idaresinde olduğunu, tanıştıktan 15-20 gün sonra hakkındaki özel bilgilere internetten baktırdığını, buluştukları bir gün aralarında gizli bir şey olmadığını söylediğini, kendisine daha önce yaşadığı acı olayı bildiğini söylediğini, kardeşiyle tartıştığını, bıçakla istemeden yaraladığını, kardeşini kurtaramadıklarını, öldüğünü, maktulle yaklaşık 3 aylık tanışıklıklarının olduğunu, maktulle aralarındaki yakınlığın bir eş hayatı gibi olduğunu, bunun kanıtı olarak da görüştükleri yerlerdeki kamera kayıtlarının istenebileceğini, maktulü ailesinden istemek üzere annesini, yengesini ve yeğenlerini maktulün oturduğu…Sitesi’ne bıraktığını, bunun maktulün isteği üzerine olduğunu, annesigilin oturup çay içtiğini, maktulün ailesinin de “Araştırıp haber verelim size.” dediklerini, maktulün kendisi ile ilgili cinayet olayını öğrendikten sonra kendisine “Duygularının değişip değişmediğini sorduğunu, olumsuz bir durum söz konusu ise telefonu kapatabileceğini, kendisine saygı duyacağını, yani ilişkiye son vereceğini,” söylediğini, bu olayın tanışmalarından 15 gün sonra olduğunu, maktulün kendisine “Bana karşı olan duygularında değişiklik olmadığını, hatta bir akrabalarının da cezaevinde olduğunu söylerek insancıl bir yaklaşım sergilediğini, kesinlikle ayrılmayacağım.” dediğini, ilişkilerinin bu şekilde olay gününden 20 saat öncesine kadar devam ettiğini, hatta olay günü parka geldiğini, parka kendisini maktulün çağırdığını, kendisiyle sarılıp öpüştükten sonra orada oturduklarını, tanıştıktan 2 ay sonra maktulün babası katılan …’in camiye gittiğini öğrendikten sonra … namazına gittiğini, maktulün babasının kendisini araştıracağını öğrendiği için samimi bir şekilde gidip elini öpmek istediğini, cami çıkışında kendisini göremeyince maktule sorduğun da “… …’ın oraya gitmiş.” dediğini, olaydan 2 gün önce maktulün samimi arkadaşı ile lokalde sahnesi olduğunu, sahneye çıktığı lokale gittiğini, saat 22.00 sularına kadar izlediğini, biraz eğlendikten sonra abisi…nun alacağını söylediğini, kendisinin gelmemesini söylediğini, sonraki gün maktulün kendisini aradığını, kızı…nin küpesinin kaybolduğunu, tanıdıkları olan kuyumcuya gittiklerini, orada olduğunu söylediğini, yanlarına gittiğini, kızı…ile beklediğini, kahvaltı yaptıklarını, gezdiklerini, dolaştıklarını, …de bulunan …’e yakın bir yere geldiklerinde tatlıcıya oturduklarını, o esnada maktulü arkadaşı tanık…nin aradığını, nerede olduğunu sorduğunu, maktulün arkadaşına “… ile oturduk. Bir şeyler yiyoruz.” dediğini,…ve ailesinin ifadelerinde kendisinin maktulü tehdit ettiği yönünde beyanlarının olduğunu, bunun kesinlikle doğru olmadığını, maktulün kendisine “Ailesinin cinayet olayından dolayı bu olaya taraftar olmadığını, ancak kendisinin benimle birlikte olmak istediğini,” söylediğini, maktulü kendisinin öldürdüğünü, olaydan bir gün öncesinde AVM’de maktule bir şeyler aldıklarını, yanlarında…nin de olduğunu, kardeşi Yavuz’un maktulü gelip aldığını, maktulle her zamanki gibi sabah birbirlerine “Günaydın” mesajı gönderdiklerini, daha sonra bir iki mesaj daha gönderdiklerini, olayın saat 12.00-13.00 sıralarında olduğunu, olay günü aralarında gelişen tartışmanın sebebinin aslında 1 gün önce daha önce flört ettiği kızı maktulün görmesi olduğunu, kendisini aradığında flört ettiği kişiyi gördüğünde duygularının karışık olduğunu söylediğini, maktulün öğle saatlerinde apartmandan çıktığında aradığı için yolunu çevirip maktulle görüşmek üzere yanına gitmeye karar verdiğini, bıçağın elinde olduğunu, … …ndan taksiye bindiğini, bıçağı kimsenin elini kesmesin diye kartonun arasına koyduğunu, ayakkabılarının bağsız olduğunu, yanında da ip olmadığını, bıçağın büyük olduğunu, bıçağı koluna ya da bacağına bağlamadığını, maktulün yanına parka gittiğinde oturmuş kendisini beklediğini, bir gün önceki flört ettiği insanla ilgili konuşmaları olduğunu, maktulün kıskanç biri olduğunu, daha sonra evlilikle ilgili konuşmaları olduğunu, maktulün kendisine “Birlikte yaşayabiliriz, ancak evlilik konusunda ailesinin baskısı olduğunu, bu nedenle evlilik olmayacağını, ancak beraber hayat yaşamak istediğini, devam ettirmeyi” söylediğini, kabul etmediğini, maktulün bunun üzerine agresifleştiğini ve küfrettiğini, kendisine yalvardığını, maktulü tasarlayarak öldürmeyi düşünseydi kendisine yalvarıp saçlarını okşamayacağını, maktule ağlayıp yalvardığını, kendisi ile dost hayatı yaşamak istemediğini söylediğini, bıçağın masanın üzerinde olduğunu, etrafta kimse var mıydı hatırlamadığını, maktul agresifleşip küfretmeye başlayınca bir eliyle saçlarını sıvazladığını, maktulün göğsüne elinin tersiyle vurarak küfrettiğini, maktule yalvarınca elini masaya vurduğunu, baş parmağının yaralandığını, kendisinin yalvarışlarının ve ısrarının devam ettiğini, onunda küfürlerine devam ettiğini, daha önce utancından kullanmadığını, maktulün kendisine erkek değil misin?” dediğini, o anda sinirlendiğini, korkutmak amacıyla bıçağı salladığını, nasıl olduğunu hatırlamadığını, maktulün oturdukları bankın yanına düşmüş ve ayakkabısının çıkmış olduğunu gördüğünü, yaralandığını anladığında maktulün kendisine “Beni hastaneye götür.” dediğini, yere çöktüğünü, eliyle maktulün yüzünü sıvazladığını, ağladığını, maktule “Kalk seni hastaneye götüreyim.” dediğini, ayakkabısını giydirdiğini, maktulü kaldırdığında diğer kolunun düştüğünü, baygınlık geçirdiğini, bir süre başında oturup ağladığını, “İkimize de yazık oldu.” şeklinde sözler söylediğini, benzer şeyleri birkaç defa yaptığını, fakat o anda panik olduğunu, taksi çağırma ve hastaneye götürmeyi akıl edemediğini, olay yerinden koşarak uzaktaki taksi durağına gittiğini, taksiye binerek doğrudan …de bulunan karakola gittiğini, önceden plan yapmadığını, maktulün kendisinden ayrılma niyetinin olmadığını, soruşturma aşamasındaki ifadesinde, ayrılmak istediğine ilişkin beyanın maktulün ailesinin ayrılması yönündeki beyanı olduğunu, çok … sinirlenmediğini, o anda gerçekleşen bir nedenle bıçağı salladığını, … için 300-350 TL gerektiğini, dükkânlarının adağın olduğu yerde olduğu için oradan alacağını, yanında 300 TL olduğunu, ancak buluşmadan önce sigara alırken parasını düşürdüğünü, cebinde 7 TL kaldığını, kendisini kaybettiği için bu kadar bıçak darbesi vurduğunu, ayrıca tır şoförü olduğunu, aylık 3.000 TL gelirinin olduğunu, zaman zaman taksi de kullandığını, maktulün olay gecesi konseri olduğu için acele ettiğini, bu sebeple taksiyle gittiğini, maktul ile dost hayatı anlamında görüşmeleri olduğunu, maktulün dost hayatı şeklinde devam etmek istediğini, hem kendisinin hem ailesinin baskısının olduğunu, kurbanı alıp dükkânlarında keseceklerini, dükkânda sebze bıçağı olduğunu, yanındakinin ekmek bıçağı olduğunu, kurban kesmeye yeterli olacağını düşündüğü için yanına aldığını, maktulle görüşmelerini…. numaralı telefon hattıyla yaptığını, maktulün kullandığı telefon numarasının da.. olduğunu, telefon görüşmelerinin ve mesajlaşmalarının bu numaralar arasında olduğunu, Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütaalasından sonraki savunmasında, evinin çıkış kapısının… AVM’nin hemen yanı başında olduğunu, bu nedenle evinin çıkışının dolmuş durağı olduğunu, kurbanlık almak için evden çıktıktan sonra maktulle telefon görüşmesi yaptığını, maktulle 1,5 saat kadar telefon görüşmesi yaptığını kabul etmediğini, maktulü ikna etmeye çalıştığını, maktulün ertesi günü buluşmayı teklif ettiğini, ancak kendisinin bir fikir olarak buluşmayı kabul etmesi üzerine maktulün kendisine “Parka geliyorum, sen de gel.” demesi sonucunda parkta buluştuklarını, ayrıca maktulün kendisini bir gün önce …e sabah kahvaltısına davet ettiğinin telefon görüşmesi ile sabit olduğunu, maktule … kızına bir şeyler aldığını, bu alışveriş esnasında eski bir bayan arkadaşı ile karşılaşmaları nedeniyle maktulde kıskançlık oluştuğunu, bu hususların telefon görüşmeleri ile sabit olduğunu, tasarlayarak kesinlikle böyle bir şey yapmadığını, bütün kadınlardan özür dilediğini, maktule 20 dakika yalvardığını, ağladığını, ayrıca olayın gerçekleştiği yerin ıssız bir yer olmadığını, park olduğunu, böyle bir şey yapacak olsa maktulle daha önce kendi evinde de görüştüğünü, oralarda da yapabileceğini, daha önce mahkûm olarak yattığı için bunları düşünebileceğini, yalan söylemediğini, kendisini kurtarma çabası içerisine girmediğini, pişman olduğunu, bir anlık öfke ile bunu yaptığını,
Savunmuştur.
Kasten öldürme suçu 5237 sayılı TCK’nın 81. maddesinde; “Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır” şeklinde düzenlenmiş, “Nitelikli hâller” başlıklı 82. maddesinde;
a) Tasarlayarak,
…İşlenmesi hâlinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır” düzenlemesiyle de tasarlayarak öldürme, kasten öldürme suçunun nitelikli hâlleri arasında sayılmıştır.
Gerek madde metninde, gerekse gerekçesinde “tasarlama” kavramının tanımına yer verilmemiş, bu konunun açıklığa kavuşturulması, öğreti ve yargısal kararlara bırakılmıştır. Öğretide tasarlamayı açıklama bakımından “soğukkanlılık” ve “planlama teorisi” olarak iki görüş ileri sürülmüştür. Soğukkanlılık teorisine göre, tasarlayarak öldüren şahısta bir soğukkanlılık gözlenmektedir. Bu kişinin başkasını öldürürken hiç heyecan duymamış olması, ondaki ruhsal kötülüğü göstermektedir. Ayrıca fail, öldürme kararını önceden almış olmasına, araya zaman girmiş olmasına karşın, soğukkanlılığını korumuş ve bu karardan vazgeçmemiştir. Planlama teorisine göre ise, tasarlama ile işlenen öldürme suçlarında, suç, önceden kararlaştırılmış, hazırlanmış ve planlanmıştır. Bu hazırlık, pusu kurmak, mağduru ya da maktulü bulmak, hile ile öldüreceği yere getirmek şeklinde olabilecektir. Burada fail, önceden aldığı suç işleme kararını gerçekleştirmek için suçta kullanacağı araçları seçip, temin etmekte ve bu suçu nasıl işleyeceği konusunda plan yapmaktadır.
765 sayılı TCK’nın yürürlükte olduğu dönemde, Ceza Genel Kurulunun 09.07.2002 tarihli ve 138-301 sayılı ile 03.12.2002 tarihli ve 247-414 sayılı kararlarıyla; “Failin bir kimseye karşı bir suçu işlemeye sebatla ve koşulsuz olarak karar vermesi, suçu işlemeden önce soğukkanlı bir şekilde düşündükten sonra ulaştığı ruhsal sükûnete rağmen kararından vazgeçmeyip ısrarla ve bu akış içerisinde fiilini icraya başlaması hâlinde tasarlamadan söz edilebilir. Tasarlama halinde fail, anında karar verip fiili işlememekte, suç işleme kararı ile fiilin icrası arasında bir süre geçmektedir. Fail bu süre içinde suçu işleyip işlememe konusunda düşünmekte, ancak tasarladığı suçu işlemekten vazgeçmemektedir. Failin suçu işlemekten vazgeçmesi fakat bir başka nedenle ve ani bir kararla fiili işlemesinde tasarlamadan söz edilemez. Suç işleme kararının ne zaman alındığı ve eylemin ne zaman işlendiği mevcut kanıtlarla saptanmalı, suç kararıyla eylem arasında geçen zaman dilimi içerisinde ruhi sükûnete ulaşılıp ulaşılamayacağı araştırılmalıdır” sonucuna ulaşılmıştır.
Yerleşik yargısal kararlarda kabul edildiği ve tereddütsüz bir şekilde uygulandığı üzere, tasarlamadan söz edilebilmesi için; “Failin, bir kimsenin vücut bütünlüğü veya yaşam hakkına karşı eylemde bulunmaya sebatla ve koşulsuz olarak karar vermiş olması, düşünüp planladığı suçu işlemeden önce makul bir süre geçmesine ve ulaştığı ruhi sükûnete rağmen bu kararından vazgeçmeyip sebat ve ısrarla fiilini icraya başlaması ve gerçekleştirmeyi planladığı fiili, belirlenmiş kurgu dâhilinde icra etmesi” gerekmektedir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun 16.04.2013 tarihli ve 3-144 sayılı, 26.06.2012 tarihli ve 67-258 sayılı, 12.06.2012 tarihli ve 560-227 sayılı, 25.01.2011 tarihli ve 122-7 sayılı, 16.02.2010 tarihli ve 251-25 sayılı, 02.02.2010 tarihli ve 239-14 sayılı, 15.12.2009 tarihli ve 200-290 sayılı, 03.10.2006 tarihli ve 30-210 sayılı, 13.11.2001 tarihli ve 239-247 sayılı ile 28.04.1998 tarihli ve 117-155 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Tasarlama hâlinde fail, anında karar verip fiili işlememekte, suç işleme kararı ile fiilin icrası arasında sükûnetle düşünebilmeye yetecek kadar bir süre geçmektedir. Fail bu süre içinde suçu işleyip işlememe konusunda düşünmekte ve suçu işlemekten vazgeçmemektedir. Failin suçu işlemekten vazgeçmesi ve fakat bir başka nedenle ve bir başka ani kararla fiili işlemesinde tasarlamadan söz edilemez. Suç işleme kararının hangi düzeydeki eylem için ve ne zaman alındığı ile eylemin şarta bağlı olmayan bu kararlılıktan ne kadar zaman geçtikten sonra işlendiği mevcut delillerle belirlenmeli, suç kararıyla eylem arasında geçen zaman dilimi içerisinde ruhi sükûnete ulaşılıp ulaşılamayacağı değerlendirme konusu yapılmalıdır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanık …’in bekâr olduğu, tır şoförlüğü ve hurdacılık yaptığı, askerden geldikten sonra 22.01.2001 tarihinde haksız tahrik altında kardeşi… Munis’i öldürdüğü, bu eyleminden dolayı yaklaşık 13 yıl cezaevinde yattığı, 2013 yılında şartlı tahliye olduğu, maktul …’ın TRT … Gençlik Korosu’nda radyo sanatçılığı mesleğini icra ettiği, çeşitli organizasyonlarda ses sanatçısı olarak sahne aldığı, maktulün… ile 25.08.2007 yılında resmî nikâhla evlendiği, bu evliliğinden 2010 doğumlu………isimli bir çocuğunun bulunduğu, tarafların … 3. Aile Mahkemesinin 26.06.2012 kesinleşme tarihli 2012/85 esas, 2012/994 karar sayılı ilamı ile boşandıkları, maktulün mahkemenin izni ile eşinin soyadını kullanmaya devam ettiği, maktulün eşinin boşandıktan sonra 07.10.2012 tarihinde vefat ettiği, maktulün kızı ile birlikte ailesine yakın bir yerde kendi evinde yaşadığı, sanık … maktulün 30.06.2014 tarihinde…evler dolmuşunda tanıştıkları, ardından bu tanışıklığın telefonla ve yüz yüze görüşme olarak devam edip bir arkadaşlık ilişkisine dönüştüğü, sanığın bu ilişkinin devamı sırasında maktule evlenme teklifinde bulunduğu, bu süreçte babası katılan … ve annesi katılan … memleketleri …’a giden maktulün sanığa “Ailem …’ya gelsin, gel beni iste.” dediği, sanığın Ağustos ayı içerisinde annesi ve kız kardeşini de alarak tanışmak amacıyla maktulün evine geldikleri, daha sonra sanığın kendi öz kardeşini öldürdüğünü, cezaevine girip çıktığını maktule anlattığı, maktulün bu olayı duyduktan sonra sanıkla evlenmesi hâlinde küçük çocuğunun da bulunması nedeniyle sağlıklı bir birliktelik olmayacağı düşüncesine kapıldığı ancak sanığın dönem içinde gerek yüz yüze gerekse telefonla görüşmelerinde evlenme konusundaki ısrarını giderek artırdığı, maktulün sanığın kendisini bırakmasını temin amacıyla ancak husumet duymasından da endişe ederek sanığa hitaben “Ailem gelince aileni gönder, beni verirlerse bu … olur.” şeklinde beyanlarda bulunduğu, ayrıca sanığın öz kardeşini öldürme hususunu aralarında engel sebep göstermekten ziyade sanığın kendisi ile … yerindeki faaliyetleri ile ilgili sıkı takip ve kontrollerinin, aşırı ilgisinin kendisini bunalttığı yönünde yakınmalarda bulunduğu ve esasında maktulün zaman içerisinde sanığın kendisi ile birlikteliği devam ettirme ve evlenme yönünde bulunduğu tek taraflı kararlılıktan gerek kendisi gerekse çocuğuna bir zarar gelmeden kurtarma niyetiyle görüşmeyi hemen kesmeyip, telefonla ve yüz yüze görüşmelerinde bu birlikteliğin olmayacağı yönünde onu iknâ arayışı içine girdiği, maktulün ailesinin …’dan dönmesinden sonra sanığın annesi ve yengesinin maktulün ailesi ile tanışmak amacıyla maktulün ailesinin evine gittikleri, maktulün durumu annesi katılan …’a anlattığı, annesinin de maktule “Bu … olmaz, baban da duymasın.” diyerek konuyu kapattığı, 13.09.2014 tarihinde sanık … maktulün aralarındaki mesajlaşmadan sonra sanığın maktulü aradığı, yaklaşık 30 dakika telefonla görüştükleri, sanığın “Hiç olmazsa 5 dakika yüz yüze görüşelim” şeklindeki teklifini maktulün sanığı güzellikle ikna edip yollarını ayırma niyeti ile kabul ettiği, sanığın maktulle her zaman buluştukları…… Mahallesi 1308 Sokak’ta bulunan … Parkı’na tanık İbrahim…ın kullandığı taksiyle geldiği, yolda seyir hâlinde iken olayda kullandığı bıçağı sağ bileğine bağladığı, aynı gün saat 12.45 sıralarında parkta maktulle buluştuğu, bir süre konuştukları, bu sırada sanığın üzerinde taşıdığı ahşap saplı yaklaşık 19,9 cm uzunluğundaki tek ağızlı, sırtı küt, sivri uçlu bıçağı çıkartarak maktule çok sayıda darbe vurduğu, ardından sanığın panikle parka 500 metre mesafede bulunan taksi durağına giderek tanık…’in kullandığı taksiye binerek suçta kullandığı bıçakla birlikte … Karakolu’na gidip teslim olduğu, ağır yaralanan maktulün kendisi ve güvenlik görevlisi tanık …’ın çabaları ile 112 acil ekipleri tarafından … Onkoloji Hastanesine kaldırıldığı, acil operasyona alındığı, ancak müdahalelere rağmen kurtarılamadığı, maktulün kesici delici alet yaralanmalarına bağlı kosta ve vertebra kesileri ile birlikte iç organ ve büyük damar yaralanmalarından gelişen iç kanama sonucu öldüğü ve vücudunda 6’sı öldürücü mahiyette toplam 16 (on altı) adet kesici delici alet yarası bulunduğunun tespit edildiği olayda;
Sanık … maktulün telefon görüşmeleri ve mesajlaşmalarında tehdit içerikli bir unsura rastlanmadığı, sanık … maktulün aralarındaki telefon görüşmesinden sonra yaklaşık bir saat içerisinde buluştukları, buluştukları gündüz saat 12.00-13.00 sıralarının herkesin bulunabileceği bir zaman aralığı olduğu, olay yerinin her zaman buluştukları ve herkese açık alan olan park olduğu, tanık beyanlarından sanık … maktul arasında bir tartışma yaşanmadığının anlaşıldığı, bu hususta aksine bir kanıt bulunmadığı, maktulden ayrılmayı aklından geçirmeyen, tersine maktulle bir an önce evlenmeyi arzulayan sanığın, kendisiyle evlenmeyi kabul etmeyen ve ayrılma düşüncesini kendisine hissettirip açıklayan maktule duyduğu hiddetle yanına tedbiren aldığı bıçağı, maktulle konuşmalarının olumlu geçmesi hâlinde kullanmayacağı düşüncesiyle sağ bileğine bağladığı, maktulün kendisinden ayrılma konusunda ısrarcı olması üzerine kapıldığı hiddet duygusunun etkisiyle maktule vurduğu birden fazla defa bıçak darbesi ile ölümüne sebep olduğu hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eyleminin aralarında geçen görüşme sonunda isteğinin kabul edilmemesinden kaynaklanan duygusal çöküntü ve hiddetin etkisi altında soğukkanlı bir şekilde düşünmesini engelleyecek şekilde aniden gerçekleştiği, telefon görüşmeleri ve buluşmaları arasında yaklaşık bir saatlik zaman dilimi olduğu, tasarlamanın kabulü için gerekli makul bir sürenin geçmediği, diğer yandan olay yerine evlenme isteğinin reddedilmesi ihtimaline bağlı olarak suçta kullandığı bıçağı sağ bileğinin içerisine bağlayarak gelen ve bu nedenle şarta bağlı olarak hareket eden sanığın eyleminde tasarlamanın koşullarının oluşmadığı ve kasten öldürme suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmedir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan beş Ceza Genel Kurulu Üyesi ise; sanığın eyleminin tasarlayarak kasten öldürme suçunu oluşturduğu düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 28.09.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.