Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2018/262 E. 2023/188 K. 29.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2018/262
KARAR NO : 2023/188
KARAR TARİHİ : 29.03.2023

İtirazname No : 2015/94907
YARGITAY DAİRESİ : 12. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Ceza
SAYISI : 510-35

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanık …’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 136/1, 53 ve 58/6-7. maddeleri uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin Kahramanmaraş 7. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 26.01.2015 tarihli ve 510-35 sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 07.02.2018 tarih ve 6071-1183 sayı ile; “…Sanığı tanımadığını ifade eden ve iki ismi olan mağdurun ilk ismi ile soyisminin ilgili internet sitesinin künyesinde yayın koordinatörü başlığı altında gösterildiği anlaşılmakta ise de, yayın koordinatörü başlığı altındaki bu ad ve soyad, tamamen hayali olarak sanık tarafından oluşturulmuş olabileceği gibi, mağdurla aynı isim ve soyisme sahip başka kişiler de olabileceği nazara alındığında, mağdurun ilk adı ve soyadından ibaret bu bilgiler, somut olayda, mağdurun kimliğini belirlenebilir kılan ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli ‘kişisel veri’ niteliğinde bilgiler olarak kabul edilemeyeceğinden, sanığın üzerine atılı verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle sanık hakkında CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraat kararı verilmesi gerekirken, yasal ve yeterli olmayan yazılı gerekçelerle sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 19.03.2018 tarih ve 94907 sayı ile; “…Katılan …’nın adı ve soyadını bir ünvan ve sıfat yüklenerek kullanıldığı bu bilgilerin kişisel veri olarak, müştekiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait bilgi olarak anlaşılması gerektiği, takip haber sitesinin üçüncü kişiler nezdinde meşruiyet kazanması okur kesiminde inandırıcılığı sağlamak için önceden basında görevli kişilerin adları kullanıldığı ve Yüksek Dairenin, mağdurla aynı isim ve soyisme sahip başka kişiler de olabileceğine ilişkin gerekçenin kabul edilebilir nitelikte olmadığı, tüm yapılan açıklamalar ve mevcut deliller gözönüne alındığında, sanık …’ın hukuka aykırı olarak emekli gazeteci olan müşteki …’nın kimlik bilgilerini kullanarak … Haber Sitesinde Yayın Koordinatörü olarak internet ortamında yayın yapması suretiyle atılı suçu işlediği…” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 12. Ceza Dairesince 25.04.2018 tarih ve 3122-4822 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. UYUŞMAZLIK KONUSU VE ÖN SORUN
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa yüklenen verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilmesi gerekmektedir.
III. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığının 19.09.2014 tarihli ve 7550-4322 sayılı iddianamesi ile sanık …’ın, kurucusu olduğu www….haber.com adlı internet sitesinin künyesinde, yayın koordinatörü olarak mağdur …’nın kimlik bilgilerine rızası dışında yer verdiği, bu şekilde sanığın atılı verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu işlediği iddiasıyla hakkında kamu davası açıldığı ve sevk maddesi olarak TCK’nın 136/1. maddesinin gösterildiği,
Sanığın sorgusunun 25.12.2014 tarihinde yapıldığı,
Yerel Mahkemece 26.01.2015 tarihinde sanığın verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkûmiyetine karar verildiği, hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Özel Dairece 07.02.2018 tarih ve 6071-1183 sayı ile bozma kararı verildiği,
Anlaşılmaktadır.
IV. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Ön Soruna İlişkin Açıklamalar
Suç tarihi itibarıyla sanığa atılı verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu TCK’nın 136. maddesinde; “Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiş olup suç tarihinden sonra 06.03.2014 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6526 sayılı Kanun’un 4. maddesiyle suçun cezasının alt sınırı “iki yıla” çıkartılmıştır.
TCK’nın “Dava zamanaşımı” başlıklı 66. maddesi;
“(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,
Geçmesiyle düşer.
(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.
(3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.
(4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır…” şeklinde düzenlenmiştir.
TCK’nın 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin 8 yıl olacağı hüküm altına alınmıştır.
Zamanaşımını kesen sebepler ise TCK’nın 67/2. maddesinde sayılmıştır. Buna göre, bir suçla ilgili olarak;
a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,
Hâlinde, dava zamanaşımı kesilecektir.
TCK’nın 67. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince kesen bir nedenin bulunması hâlinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak, dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması hâlinde ise son kesme nedeninin gerçekleştiği tarih esas alınacak, dördüncü fıkrası uyarınca da kesilme hâlinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
B. Somut Olayda Ön Soruna İlişkin Nitelendirme
Sanığa atılı verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun yaptırımı, suç tarihinde yürürlükte olan TCK’nın 136. maddesinin birinci cümlesinde bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası olarak düzenlenmiştir. Buna göre, TCK’nın 66/1-e maddesi uyarınca bu suçun asli dava zamanaşımı süresi sekiz yıl, aynı Kanun’un 67/4. maddesi göz önüne alındığında kesintili dava zamanaşımı süresi ise on iki yıldır.
Daha ağır cezayı gerektiren başka suçları oluşturma ihtimali bulunmayan ve 06.01.2014 tarihinde gerçekleştirdiği iddia edilen eylemle ilgili olarak, sanık hakkında dava zamanaşımını kesen en son işlem 26.01.2015 tarihli mahkûmiyet hükmü olup bu tarihten sonra dava zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir neden olmadığı gözetildiğinde, TCK’nın 66/1-e maddesindeki sekiz yıllık asli dava zamanaşımı süresi, Ceza Genel Kurulunun inceleme tarihinden önce 26.01.2023 tarihinde dolmuş bulunmaktadır.
Bu itibarla, sanık hakkında verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu yönünden Yerel Mahkemece verilen hükmün, dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CMUK’nın, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının TCK’nın 66/1-e, 67/4 ve sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle KABULÜNE,
2- Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 07.02.2018 tarihli ve 6071-1183 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Kahramanmaraş 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.01.2015 tarihli ve 510-35 sayılı verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA,
Ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CMUK’un, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının TCK’nın 66/1-e, 67/4 ve CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca düşmesine,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.03.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.