Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2018/166 E. 2018/308 K. 26.06.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2018/166
KARAR NO : 2018/308
KARAR TARİHİ : 26.06.2018

Kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan sanık …’ın, TCK’nun 87/4, 29, 62, 53 ve 54. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve müsadereye ilişkin Nizip Ağır Ceza Mahkemesince verilen 20.01.2016 gün ve 145-16 sayılı hükmün, sanık müdafii, katılanlar vekili ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 20.12.2017 gün ve 2013-5207 sayı ile;
“…Oluşa ve dosya içeriğine göre;
Sanıkla maktul arasında olaydan önceki bir tarihte gerçekleşen hakaret, basit yaralama ve silahla tehdit olayından dolayı bir husumet oluştuğu, olay günü maktul ve arkadaşlarının önceki olay nedeniyle gözdağı vermek amacıyla sanık ve arkadaşlarının yaşadığı eve gittikleri, kapıyı mağdur …’in açtığı, maktul … ve mağdur …’in içeriye girdikleri, maktulün elindeki bıçakla sanık … ve arkadaşlarına önceki olayın hesabını sorarak hakaretvari sözler söylediği, sanık …’in vücudunun çeşitli yerlerine tokatla vurmak suretiyle basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladığı, sanık …’in aldığı darbenin yaratmış olduğu öfke ile zaten daha önce beline saklamış olduğu bıçağı çıkararak maktulü Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 28.10.2015 tarihli rapor içeriğinden de anlaşılacağı üzere haricen yapılan otopsi işl…de 3 numaralı olarak tanımlanan göbek çukurunun 2 cm solundan soktuğu, aşağıdan yukarı, soldan sağa seyirle cilt, ciltaltı batın boşluğuna girerek barsak ve barsak damarlarını yaralayıp, batın atar ve toplar damarlarını keserek ölümüne neden olduğu olayda;
a) Sanığın eylem ve söze bağlı olarak ortaya çıkan kastının, öldürme olduğu anlaşıldığı hâlde, kasten öldürme suçundan hüküm kurulması gerektiği düşünülmeksizin, kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan hüküm kurulması,
b) Duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettiren katılanlar … ve … lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi,
c) 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin iptal edilen bölümlerinin uygulanmaması” isabetsizliklerinden bozulmasına oyçokluğuyla karar verilmiş,
Daire başkanı …ve Daire üyesi…; “Olayın olduğu yer sanığın meskenidir. Maktulün arkadaşları konut dokunulmazlığını ihlâlden ceza almışlardır. Olay saati geceleyin 00.21’dir. Maktulün yaralanması sonucu yere düşmesiyle sanığın ve arkadaşlarının maktulün kanını durdurmak için tampon yaptıkları anlaşılmaktadır. Maktul bir tek öldürücü darbe aldıktan sonra, sanık başkaca yaralama eyl…e tevessül etmemiş, hiçbir engelleyici durum olmamasına karşın eyl…e kendi iradesiyle ve isteğiyle son vermiştir. Sanık öldürme amacını yansıtacak biçimde eyl…i sürdürmemiştir. Yaranın öldürücü vasfı tektir. Diğer iki yara basit cilt kesisidir. Hareketli kavga ortamında, mobil hâldeyken ölçü kaçmıştır. Yumuşak dokuya gelen kesici bıçak yarası içe nüfuz etmiştir.
Yerleşik öğreti ve uygulamaya göre, oluşan bu olayda, sanığın kastının belirlenmesi gerekmektedir. Kasten yaralama suçunun varlığı somuttur. Sanığın öldürme kastıyla hareket ettiği somut biçimde her türlü kuşkudan uzak tarzda ortaya konulmamıştır. Öldürme sözcüğünü kullanan ‘sizi öldüreceğim’ diyen maktuldür. Sanığın, maktulü ‘öldüreceğim’ diye bir söz sarf ettiği kesin biçimde kanıtlanamamıştır. Bıçağın rastgele sallanılmış olduğu her iki tarafça doğrulanmıştır. Kasten yaralama eylemiyle, insan öldürmeye yönelik eylem arasında temel ayırıcı unsur suçun manevi unsuru farkından kaynaklanmaktadır. Yaralama suçunda daha hafif olan sonuç yani yaralama istenmiş olup, buna karşın daha ağır meydana gelen sonuç olan ölüm istenmemektedir. Yerel mahkemenin yaralama eylemiyle, öldürme eylemi arasındaki bilimsel öğretideki tespitleri tarafımızdan benimsenerek paylaşılmıştır.
Sanıkta öldürme kastının varlığı için öncelikle eyleme kendiliğinden mi yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği kriteri olaya uyarlandığında; sanığın vurgulandığı üzere, maktule yönelik bıçaklı fiiline kendiliğinden son verdiği, eyl…i sürdürmediği net biçimde saptanmıştır. Sanık istemiş olsaydı evinin içindeki maktule yönelik daha fazla bıçakla vurma imkânı varken buna tevessül etmemiştir. Bilakis, maktulün kanının durdurulması konusundaki çabalara iştirak etmiştir. Sanık üniversite öğrencisidir. Öldürme gibi vahim bir eylemi arzu etmesi ve istemiş olması olayların gelişimi itibarıyla mümkün görülmemiştir. Bilakis haksız z…de bulunan kişiler maktul ve arkadaşlarıdır.
Yerel mahkemenin oluş ve kabulü, tarafımızdan benimsenmiş bulunmaktadır. Maktulde meydana gelen tek bir yaranın meydana getirdiği zararın ağırlığı itibarıyla TCK’nun 3. maddesinde öngörülen ‘Fiilin ağırlığıyla orantılı ceza belirlenmesine ilişkin’ hükmün olayda uygulanmaması, hak ve nasafet kurallarına uygun düşmemektedir. Dolayısıyla alt sınırdan aşılarak, fiilin ağırlığıyla orantılı bir cezanın teşdiden belirlenmesi gerekmektedir” düşünceleriyle karşı oy kullanmışlardır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 22.02.2018 gün ve 113436 sayı ile;
“…Yüksek Daireniz ile Başsavcılığımız arasında sanığın eyl…in sübutu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu sanığın kastının ölüm veya yaralama sonucundan hangisine yönelik olduğunun, dolayısıyla eyl… kasten yaralama sonucu ölüme neden olmak ya da kasten öldürme suçlarından hangisini oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.
Sanık ile maktul arasında üç gün önce yaşanan kavga nedeniyle husumet bulunduğu, maktul ve arkadaşlarının bu olayın etkisiyle sanığın kaldığı evi tespit ederek bu eve gece vakti baskın şeklinde geldikleri, evde bulunan sanık ve arkadaşlarının hürriyetlerini tahdit ederek saldırgan davranışlarda bulunmaları nedeniyle iki taraf arasında çıkan kavga sırasında, sanığın, maktulün kendisine yönelik darp eyl…de bulunduğu ana kadar kullanmaya tevessül etmemesi nedeniyle tedbir amaçlı olarak belinde gizlediği anlaşılan bıçağı, hedef gözetmeden sallamak suretiyle mağdurları ve maktulü yaraladığı, maktulün yere düşmesinden sonra kanını durdurmak amacıyla arkadaşları ile birlikte yarasına tampon yaptıkları olayda; maktul ve arkadaşlarının haksız z…de bulundukları nazara alındığında, sanığın kastının ölüm sonucuna yönelik olduğunun söylenemeyeceği, olayın başlamasından sona ermesine kadar sergilediği dosyaya yansıyan davranışları itibarıyla öldürme kastının şüpheli kaldığı, şüpheden sanığın yararlanacağı kuralı gereğince kastının yaralamaya yönelik olduğunun kabul edilmesi gerektiği ve yerel mahkemenin sanığın kastının yaralama olduğu yönündeki gerekçeli takdiri ile buna uygun şekilde suçu vasıflandırmasında ve ceza uygulamasında bir isabetsizlik bulunmadığından, sanık hakkında kasten yaralama sonucu ölüme neden olmak suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün katılanlar lehine vekâlet ücreti verilmesi ve TCK’nun 53. maddesinin iptal edilen bölümlerinin uygulanmaması yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmesi yerine, yazılı gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi isabetli değildir” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK’nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 28.03.2018 gün, 830-1463 sayı ve oyçokluğu ile; yerinde görülemeyen itirazın reddine karar verilerek Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık … hakkında kasten yaralama suçundan, sanık … hakkında konut dokunulmazlığının ihlâli suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar itiraz edilmeksizin; sanıklar … ve … hakkında konut dokunulmazlığının ihlâli suçundan verilen mahkûmiyet hükümleri temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme, sanık … hakkında kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eyl…in kasten öldürme suçunu mu, yoksa kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Gaziantep Üniversitesi Nizip Eğitim Fakültesi 3. sınıf öğrencisi olan sanık …’ın, Nizip ilçesinde aynı evde kaldığı öğrenci arkadaşlarından … ile beraber, olay tarihinden iki gün önce 23.05.2015 tarihinde akşam saatlerinde Okan Parkı’nda bulundukları sırada, alkollü bir şekilde yüksek sesle şarkı söyleyip etrafa rahatsızlık veren maktul … ve arkadaşları ile tartıştığı, tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine, sanık …’in, maktul … ile yanında bulunan … ve inceleme dışı sanık …’ı bıçakla ve yumrukla yaraladığı, sanığın ev arkadaşı olan …’ın da maktul …’a tekme ve yumruk attığı, bu olay nedeniyle maktul …’un, sol göz üzerinde yaklaşık 3 cm uzunluğunda kesi, burun üzerinde masere yara oluşacak ve etkisi basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif şekilde yaralandığı,
23.05.2015 tarihinde yaşanan bu kavga nedeniyle, Nizip Polis Merkezi Amirliğince, sanık … ile ev arkadaşı … lehine olacak şekilde 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 5. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 30 günlük süreyle koruma kararı alınarak, maktul … ile kavgada yanında yer alan inceleme dışı sanık … ve …’ın, sanık … ve arkadaşı …’e yönelik şiddet, tehdit, hakaret, aşağılama veya küçük düşürme içeren söz ve davranışlarda bulunmalarının ve konutlarına yaklaşmalarının yasaklandığı, kolluk tarafından maktul …, inceleme dışı sanık … ve …’a tebliğ edilen bu tedbir kararının Nizip 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.05.2015, 01.06.2015 gün ve 2015/95 değişik iş sayılı kararlarıyla onaylandığı ve kararın gereklerine aykırı hareket edilmesi hâlinde 6284 sayılı Kanunun 13. maddesi gereğince zorlama hapsi uygulanacağının ihtarına karar verildiği,
23.05.2015 tarihinde yaşanan kavga olayı nedeniyle sanık … hakkında 6136 sayılı Kanuna aykırılık ve kasten yaralama suçlarından kamu davası açıldığı, Nizip 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/292 esas sırasında yargılama yapıldığı,
25.05.2015 tarihli olay ve yakalama tutanağında; saat 22.06 sıralarında Fevzi Paşa Mahallesi Dişçi Sokak’ta öğrencilerin kaldığı evde kavga olduğunun anons edilmesi üzerine, polis ekiplerince olay yerine gidildiğinde, büyük bir kargaşa olması nedeniyle takviye ekip istenildiği, olayın gerçekleştiği binanın 3. katında bulunan daireye çıkıldığında içeride dört erkek şahsın olduğunun görüldüğü, evde bulunan kişilere sorulduğunda “iki gün önce Okan Parkı içerisinde tartıştıkları şahısların evlerine geldiklerini ve aralarında kavga çıktığını, içlerinden birisinin yaralı hâlde olduğunu ve diğer 2 yaralı şahsın kaçtığını” beyan ettikleri, bir şahsın odalardan birinde sırtüstü yerde yattığı, bir şahsın da elinde bulunan bezle bu kişinin karın bölgesine tampon yaptığı, yerde yatan şahsın bilincinin kapalı olduğu, aşırı derecede kan kaybettiği ve yaşam belirtisinin bulunmadığı, 112 Acil Servise haber verildiği, yerde yatan yaralının … ve kendisine tampon yapan kişinin de … olduğunun öğrenildiği, bu sırada hastane polisi tarafından bu olayla ilgili olarak bıçakla yaralanmış iki kişinin hastaneye geldiğinin bildirilmesi üzerine Nizip Devlet Hastanesine intikal edilerek inceleme dışı sanıklar … ve …’ın yakalandıklarının belirtildiği,
25.05.2015 ve 26.05.2015 tarihli olay yeri inceleme raporlarında; olayın üç katlı betonarme binanın teras katında meydana geldiği, kapı ve kilidi üzerinde herhangi bir zorlama izinin olmadığı, ikamet giriş kapısına göre sola dönüldüğünde holün sonunda bulunan odada bir erkek şahsın cansız yerde yatar vaziyette olduğu, maktulün karın bölgesinde tek bıçak darbesinin görüldüğü, üzerinde ayakkabı olmadığı, maktulün sol elinin yakınında yerde sap kısmı 13,5, namlusu 11,5 cm olan mandallı, siyah renkli bir bıçak olduğu, evin kapı girişine göre sağda bulunan ince duvarda yaklaşık 10 cm uzunluğunda kan izi, ayrıca koridorun köşeye yakın tarafındaki duvarda “V” şeklinde üç adet kan izi bulunduğu, sanığın ev arkadaşlarından …’e ait olduğu anlaşılan siyah renkli kelebek tabir edilen bir bıçak ele geçirildiği bilgilerine yer verildiği,
28.05.2015 tarihli olay yeri inceleme raporunda ise; sanık …’ın suçta kullandığı bıçağı evin tuvalet deliğine attığını beyan etmesi üzerine evde tekrar yapılan incelemelerde, siyah renkli, kapalı vaziyette bulunan bıçağın tuvalet deliğinde ele geçirilerek muhafaza altına alındığının bildirildiği,
Gaziantep Adli Tıp Kurumunca düzenlenen 26.05.2015 tarihli adli muayene ve otopsi tutanağında; maktul …’in sağ alın bölgesinde 0,7 cm, alın ortada 2×1,2 cm ve hemen yanında 1,5×0,5 cm, sol alın bölgesinde 0,4 ve 0,2 cm, burun dorsumunda 1,2 cm, sol kaş içerisinde lasere özellikte 0,5×1 cm, sol zigoma üzerinde 6×0,5 cm ebatlarında ve uzunluklarında ekimozlar olduğu, sol omuz üstte 2 cm, sol dirsek dış yüzde 0,8 cm, sol ayak sırtı üzerinde 0,3 cm uzunluğunda sıyrıklar ile sağ meme altı midklaviküler hatta 2,5×0,4 cm ebadında hiperemik alan bulunduğu, sol meme başının 3 cm üstünde ve solunda 1 cm uzunluğunda kenarları düzenli cilt, cilt altı seyirli kesi vasfında yara, bu yaranın 1 cm altında 0,3 cm uzunluğunda kesik vasıfta yara ve göbek çukurunun 2 cm solunda 2,5×1 cm ebadında alt açısı dar, üst açısı geniş olan, kanamalı, derin yerleşimli, oblik tarzda, kesici delici alet yarası olduğu, sol kol ve sol ön kol proksimal dış yüzde değişik ebat ve muhtelif sayıda ciltten yer yer açık renkte ve kabarık şekilde lineer kesi nedbeleri bulunduğu; göbek çukurunun 2 cm solundaki kesici delici alet yarasının aşağıdan yukarıya, soldan sağa seyirle cilt, cilt altı batın boşluğuna girerek barsak ve barsak damarlarını yaralayıp batın atar ve toplar damarlarını keserek burada sonlandığı, bu yaralanmanın müstakilen öldürücü nitelikte olduğu, kesik vasıftaki diğer yaraların öldürücü nitelikte olmadığı, kesici delici alet yarası cilt, cilt altı bulgularına göre, ika edilen aletin bir kenarının keskin diğer kenarının küt olduğu, kişinin ölümünün kesici delici alet yaralanmasına bağlı büyük damar harabiyeti, iç organ delinmesinden kaynaklanan iç kanama sonucu meydana gelmiş olduğu bilgilerine yer verildiği,
İstanbul Adli Tıp Kurumunca düzenlenen 03.08.2015 tarihli raporda; maktulün kanında 129 mg/dl etanol, 1,9 ng/ml MDMA ve MDA; idrarında ise MDMA, MDA, THC-COOH bulunduğunun tespit edildiği,
Nizip Devlet Hastanesince düzenlenen 26.05.2015 tarihli raporlarda; sanık …’in boyun sol tarafında kulak arkasında çizik, boyun sol tarafta kızarıklık, sağ bacak tıbia ön yüzde önceye ait sıyrık, sol zigomatik kemik üzerinde ekimoz, sağ kolda 3, 4, 5. parmakları içeri alan kısa kol atel, sağ işaret parmağı iç yüzde 2 adet ince kesi bulunduğu ve yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu; sanığın ev arkadaşı olan …’ın boyun sol tarafında 1,5 cm, sırtının sol tarafında yaklaşık 2 cm uzunluğunda çizikler bulunduğu ve yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu; sanıkla aynı evde kalan …’da herhangi bir darp veya cebir izine rastlanılmadığı; yine sanığın ev arkadaşı olan …’in sol ön kol iç yüzde yaklaşık 2 cm uzunluğunda çizik oluşacak ve basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikle yaralandığının belirtildiği,
Maktul …’un arkadaşı inceleme dışı katılan sanık … hakkında Nizip Devlet Hastanesince düzenlenen 26.05.2015 tarihli ilk raporda; sırtında ve bacağında bıçak yarası olduğu, takip amaçlı olarak genel cerrahi yoğun bakım ünitesine yatırıldığı, hayati tehlikesinin olmadığı; 22.06.2015 tarihli raporda; sol kostolomber bölgede yaklaşık 10 cm uzunluğunda cilt, cilt altı ve paravertebral kaslara dek uzanan delici kesici alet yaralanması olduğu, hayati tehlikesinin bulunduğu; Gaziantep Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 08.10.2015 tarihli raporda ise; yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokan bir durum oluşturmadığı, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı bilgilerine yer verildiği,
…’ın kardeşi olan inceleme dışı katılan sanık … hakkında Nizip Devlet Hastanesince düzenlenen 26.05.2015 tarihli ilk raporda; şahsın sol uyluk posteriorda yaklaşık 4 cm uzunluğunda flep tarzında kesici delici alet yarası, sol spina iliaca posterior superiorda yaklaşık 1 cm uzunluğunda cilt, cilt altı kesisinin mevcut olduğu; Gaziantep Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 08.10.2015 tarihli rapora göre de, yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokan bir durum oluşturmadığı, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığının mütalaa edildiği,
Olayda maktul … ile inceleme dışı katılan sanıklar … ve …’ın yanında yer alan inceleme dışı mağdur sanık … hakkında Nizip Devlet Hastanesince düzenlenen 26.05.2015 tarihli ilk raporda; sol el orta parmağında yüzeysel kesi olduğu ve Gaziantep Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 08.10.2015 tarihli rapora göre de yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğunun belirtildiği,
Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 11.08.2015 tarihli uzmanlık raporunda; sanık …’in suçta kullandığı bıçağın, tek ağızlı, sivri uçlu, sırtı küt, 8,7 cm uzunluğundaki namlusunu yana doğru otomatik olarak açılmasını sağlayan susta mandalı ile açılan, namluyu sapa sabitleyen susta kilidi sistemlerini haiz, metal sapının üzerinde taşıma klipsi bulunan, toplam uzunluğu 20,4 cm olan sustalı çakı olduğu ve 6136 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen yasak niteliği haiz bıçaklardan olduğu; maktul …’a ait bıçağın ise tek ağızlı, sivri uçlu, 11,3 cm uzunluğunda sırtı küt namlusu bulunan, metal sapının üzerinde taşıma klipsi olan ve 24,9 cm uzunluğunda sustalı çakı olduğu, 6136 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen yasak niteliği haiz bıçaklardan kabul edilemeyeceği bilgilerine yer verildiği,
İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunun 28.10.2015 tarihli raporunda; maktulde tespit edilen alkol düzeyinin öldürücü seviyede olmadığı ve ölümün meydana geliş şekli dikkate alındığında kişinin zehirlenerek öldüğüne dair tıbbi delillerin bulunmadığı, maktulün göbek çukurunun 2 cm solundaki kesici delici alet yarasının sanık …’e ait olduğu bildirilen bıçakla husulünün mümkün olduğu, diğer iki adet kesik nitelikteki yaranın ise aynı bıçağın keskin kenarı ile husulleri mümkün olduğu, ancak benzer özelliklerdeki başka bıçaklarla da meydana gelebileceklerinden bunlar arasında tıbben bir ayrım yapılamadığı, kişinin ölümünün kesici delici alet yaralanmasına bağlı büyük damar ve iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu meydana geldiğinin belirtildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılanlar … ve … aşamalarda; olayı görmediklerini, Okan Parkı’ndaki kavgadan sonra oğulları olan maktul …’a kızdıklarını, o kavga nedeniyle maktulün kaş ve alın bölgesinde yaralar meydana geldiğini, sanıktan şikâyetçi olduklarını,
Tanık … kollukta; mental reterdasyon nedeniyle olay günü Nizip Disa Hayat Bakım Merkezinde bulunduğunu, binanın birinci katında bulunan dinlenme odasında tek başına oturduğu sırada karşısında bulunan binanın 3. katından bağrışma seslerinin geldiğini, 3. kattaki evin bütün ışıklarının yandığını, görüş açısına göre en sağda bulunan odada kalabalık bir grup olduğunu ve aralarında tartıştıklarını, daha sonra birbirlerine vurmaya başladıklarını, üzerinde mavi renkli ve ön kısmı siyah çizgili tişört bulunan esmer, siyah saçlı olan şahsın, elinde bulunan bıçakla karşısında bulunan şahsa bir defa vurduğunu, diğer şahıslardan birinin “Polis, polis” diye bağırdığını, bir müddet sonra polislerin geldiğini,
Mahkemede ise; olayın üzerinden uzun zaman geçtiği için olayı hatırlayamadığını,
Tanık … mahkemede; Nizip İlçe Emniyet Müdürlüğünde komiser yardımcısı olarak görev yaptığını, olay günü Galatasaray’ın şampiyonluk kutlaması nedeniyle Okan Parkı’nda görevli olduğunu, polis merkezinden parka doğru giderken vatandaşlardan birinin işaret etmesiyle sokak içerisinde bulunan bir apartmanın balkonuna baktığında, öğrencilerin bağırarak panik hâlinde kendisini çağırdıklarını, binaya gireceği sırada polis ekibinin de geldiğini, yukarı çıktığında evin kapısının açık olduğunu, sanık … ve yanındaki kişilerin panik hâlinde “Evimizi bastılar, evimizi bastılar” diye bağırdıklarını, … isimli kişinin odada sırtüstü yatmakta olan maktul …’a tampon yaptığını, maktulün çok fazla kan kaybettiğini, şuurunun kapalı olduğunu, hiçbir şekilde cevap vermediğini, maktulün sol kolu ile beli arasında büyük bir bıçak bulunduğunu,
Tanık Eyüp Sarmaşık kollukta; olay günü saat 21.30 sıralarında arkadaşı İbrahim H…l’in kendisini aradığını ve amcasının oğlu olan inceleme dışı katılan sanık …’ın iki gün önce kavga ettiği kişilerin evlerine ağabeyi olan inceleme dışı katılan sanık … ile birlikte kavga etmeye gideceklerini söylediğini, bunun üzerine telefonla …’i aradığını ve yanlış yaptığını, bu işin peşini bırakmasını söylediğini, ancak …’in kendisini dinlemeyerek şahısların evine gittiğini,
Mahkemede bu ifadesinden farklı olarak; kimsenin kendisine … ile …’in kavgaya gittiklerini söylemediğini, İbrahim H…l ile yaptığı konuşmada sadece “Bu kadar adam ile konuşmaya mı gidilir, millet görse konuşmaya mı gidiyor davaya mı gidiyor diye düşünür” dediğini,
İnceleme dışı davanın şikâyetçisi … aşamalarda; Nizip Meslek Yüksekokulu’nda öğrenci olduğunu, sanık … ile aynı evde kaldıklarını, 23.05.2015 günü saat 19.00 sıralarında sanık … ile Okan Parkı’nda oturdukları sırada, parkta bulanan dört şahsın ellerindeki bıçak ve kesici aletleri ağaçlara ve etrafa attıklarını, insanların kaçışmaya başladıklarını, içlerinden birisinin üzerine geldiğini, kaçmaya çalışırken ayağının takıldığını ve yere düştüğünü, bir şahsın üzerine gelerek elindeki satırla kendisine saldırdığını, kendisini kurtararak orada bulanan polislerin yanına gittiğini, bu konu ile ilgili olarak polis merkezinde ifade verdiğini, olay günü saat 21.00 sıralarında sanık … ile diğer arkadaşları … ve … ile birlikte evde olduklarını, ihtiyaç için tuvalete gittiği esnada kapı zilinin çaldığını, bir süre sonra odalardan birinden sesler geldiğini, üniversiteden arkadaşlarının geldiğini düşündüğünü, tuvaletten çıktığında tanımadığı, uzun boylu, mavi tişörtlü bir kişinin omzundan tutarak kendisini odaya götürdüğünü, odada sanık … ile diğer ev arkadaşları … ve S…h’in yerde dizüstü oturduklarını, şahısların kendisine de yere oturmasını söylediklerini, içeride iki gün önce Okan Parkı’nda kendilerine saldıran maktul …’un da bulunduğunu, …’un elinde 20-25 cm uzunluğunda bir bıçak olduğunu, sonra kapı zilinin çaldığını, mavi tişörtlü şahsın kapıyı açmaya gittiğini, bulundukları odaya 3-4 kişinin daha girdiğini, bu şahısların ellerinde bıçak veya benzeri bir alet görmediğini, kendilerine küfür edip “Okan Parkı’ndaki olaydan dolayı bizi döveriz demişsiniz. Kim dedi?” diye sorduklarını, “Bizim kaybedecek bir şeyimiz yok. Sizin kaybedecek çok şeyiniz var” dediklerini, bunun üzerine ortamı yumuşatmak amacıyla onlara hitaben “Size çay yapayım, oturalım konuşalım” dediğini, o sırada inceleme dışı sanık …’ın boğazına tekme atarak “Sen çok konuşuyorsun” dediğini, sonra maktul …’un, sanık …’e yönelerek küfredip bir elinde bıçak olduğu hâlde diğer eliyle …’in suratına tokat atmaya başladığını, sonra diğerlerinin de aynı şekilde …’e tokat attıklarını, bunun üzerine sanık …’in belinden sol eli ile siyah renkli, düğmeye basınca açılan, ağız kısmı tahminen 10 cm civarında bir bıçak çıkarıp …’un sol karın boşluğuna sapladığını, sonra diğerlerine bıçak ile saldırdığını, içlerinden iki kişiye bıçağın isabet ettiğini ancak kime ne kadar zarar verildiğini görmediğini, bıçak darbesi alan …’un yere yığıldığını, diğer şahısların ise evden kaçtıklarını, boğazına aldığı darbe ile zor nefes aldığını, sanık …’in bir bez getirdiğini ve …’a vererek yerde yatan …’un yarasına bastırmasını söylediğini, …’ın da bezi alıp …’un yarasına tampon yaptığını, sanık … ile ev arkadaşı S…h’in açık olan pencerelerden “Polis, polis” diye bağırdıklarını, sanık …’in olaydan dolayı çok tedirgin olduğunu,

İnceleme dışı davanın şikayetçisi … aşamalarda; olay günü saat 21.00 sıralarında kapı zilinin çaldığını, kapı merceğinden baktığında tanımadığı şahıslar gördüğünü, iki gün önce ev arkadaşlarının parkta kavga etmeleri nedeniyle bu kişilere kapıyı açmadığını, sanık …’e bu durumdan bahsettiğini, sanık …’in ise mercekten baktıktan sonra kapıyı açtığını, kapıyı açar açmaz maktul … ile yanında bulunan …’ın küfrederek içeri girdiklerini, maktulün belinden bıçak çıkartarak kendilerini bir odaya sokup dizlerinin üzerine oturttuklarını, o sırada evin diğer odasında bulunan …’in odaya girmesi üzerine, maktul ve …’in …’ı da yanlarına oturttuklarını, daha sonra tuvaletten çıkan …’i de kolundan tutarak odaya getirdiklerini, kısa bir süre sonra …’in evin kapısına yöneldiğini ve tanımadığı 3-4 kişiyle birlikte tekrar odaya girdiğini, maktul …’un kendilerine hitaben “Bizi döveriz demişsiniz, kim dedi” diye sorduğunu, …’in de ortalığı yatıştırmak için “Buyurun oturun. Böyle bir şey demedik. Çay demleyelim, beraber içelim, konuşalım” dediğini, o esnada içlerinden birinin “Sen çok konuşuyorsun” diyerek …’in boğazına tekme attığını, bunun üzerine sanık …’in ayağa kalktığını, maktul …’un ise …’i tokatlamaya başladığını, diğerlerinin de …’e tokat attıklarını, o anda …’in belinin sol tarafından sol eli ile siyah saplı, uç kısmı 10 cm civarındaki bıçağı çıkarıp bir kez sallayarak …’u yaraladığını, bıçak saplanır saplanmaz …’un yere düştüğünü, …’in, diğer kişilere de bıçak savurduğunu, ancak kimin yaralandığını görmediğini, …’un yanındaki şahısların evden kaçtıklarını, arkalarından evin dış kapısını kapattıklarını, …’in …’a bir bez verdiğini ve yaralı hâldeki …’un yarasına bastırmasını söylediğini, telefonla 155 Polis İmdat hattını aradığını, olaylar sırasında kimsenin kendisine vurmadığını,
İnceleme dışı davanın şikayetçisi … aşamalarda; Nizip Meslek Yüksekokulu’nda öğrenci olduğunu ve …, … ve sanık … ile birlikte aynı evde kaldıklarını, olay günü odasında müzik dinleyerek ders çalıştığını, saat 21.45 sıralarında sanık …’in yanına gitmek için odasından çıktığında evin içinde daha önce görmediği ve tanımadığı maktul … ile inceleme dışı sanık …’i, bu şahısların karşısında da yerde oturur vaziyette sanık … ile S…h’i gördüğünü, maktul …’un kendisine “Gel buraya lan. Sen de arkadaşlarının yanına geç otur. Kavgada sen de var mıydın?” dediğini, kavgaya karışmadığını söylemesi üzerine maktul …’un kendisine “O zaman sen ayrıl yanlarından, köşeye geç otur” dediğini, bunun üzerine odanın köşesine geçerek oturduğunu, bu sırada tuvaletten çıkan …’i de odaya getirdiklerini, …’in, maktul … ve …’e hitaben “Ağabey kusura bakmayın. Vallahi biz sizden şikâyetçi olmadık. Okan Parkı’ndaki tartışmayı da kimseye söylemedik” diyerek ortamı yatıştırmaya çalıştığını, bu sırada …’in evin kapısına yöneldiğini ve bir süre sonra odaya tanımadığı 3-4 kişinin daha geldiğini, maktul … ve …’in sanık …’e tokat attıklarını, maktul …’un o anda ayağa kalkmaya çalışan …’in boğazına tekme attığını, …’in yere düştüğünü, …’i ise ayağa kaldırdıklarını, … ayağa kalkarken maktul …’un …’e yine tokat attığını, …’un elinde 20-25 cm uzunluğunda bıçak olduğunu ve kendilerine “Sizi öldürürüz ve bir şey kaybetmeyiz” dediğini, maktul …’un tokatlaması üzerine sanık …’in sinirlendiğini ve elini arkasına atarak belinden çıkardığı bir bıçak ile maktul …’u yaraladığını, bıçağı saplamasıyla birlikte …’un yere düştüğünü, …’in elindeki bıçağı diğer şahıslara da savurduğunu, bunun üzerine şahısların kapıya yönelerek kaçmaya başladıklarını, …’in balkona çıkarak “Polis” diye bağırmaya başladığını, daha sonra içeri girerek elinde bulanan sargı bezini kendisine verdiğini ve yaralı olan …’un kanayan yerine bastırmasını istediğini, bunun üzerine …’un kanayan yerine tampon yaptığını, daha sonra eve polislerin geldiğini, olay sırasında …’in kullandığı bıçak dışında sadece maktul …’ta bıçak gördüğünü, kimseye vurmadığını, kimsenin de kendisine vurmadığını, evde bulunan kelebek bıçağın kendisine ait olduğunu, ancak bunu kullanmadığını,
İnceleme dışı katılan sanık … aşamalarda; kardeşi …’ın olaydan iki gün önce Okan Parkı’nda kavgaya karıştığını, kardeşinin kavga ettiği kişilerle konuşmaya karar vererek arkadaşı maktul … ile birlikte bu şahısların evine gitmeyi kararlaştırdıklarını, olay günü maktul … ile Okan Parkı’nda buluştuklarını, yanında kardeşi … ile …’in de bulunduğunu, apartmanın önüne geldiklerinde kardeşi … ile …’ye aşağıda beklemelerini söylediğini, … ile birlikte yukarı çıktıklarını, kapı zilini çaldığını, kapıyı eli sargılı olan sanık …’in açtığını ve “Hoş geldiniz” diyerek kendilerini içeriye davet ettiğini, odalardan birisine geçtiklerini, içlerinden birinin çay yapmaya gittiğini, konuşmaya başladıklarını, o sırada kapıya çıkıp merdiven arasından bağırarak apartmanın aşağısında bekleyen kardeşi … ile …’yi eve çağırdığını, maktul … ile evde bulunan şahıslardan birinin tartışmaya başladıklarını, bunun üzerine şahıslara “Böyle yapacaksanız ben konuşmayacağım”, …’a da “Kalk gidelim” dediğini, …’un ayağa kalkmasıyla birlikte sanık …’in minderin altından çıkardığı bıçak ile önce kardeşi …’e, sonra da kendisine vurduğunu, o esnada …’un da kendisini savunmak için şahıslardan birine tekme attığını, diğer şahısların kendilerini itekleyerek dışarıya çıkardıklarını, …’un ise içeride kaldığını, sanık …’in …’u kastederek “Bunu bırakmayın. Öldürün” diye bağırdığını, kardeşiyle birlikte kaçıp hastaneye gittiklerini, …’a ne olduğunu görmediğini,
İnceleme dışı sanık … aşamalarda; olaydan iki gün önce akşamüzeri Okan Parkı’nda maktul … ile oturdukları sırada, üniversite öğrencilerinin kendilerine sataşması nedeniyle çıkan kavgada yaralandığını, bu olay nedeniyle polise gidip ifade verdiklerini, ağabeyi olan …’in o günlerde izinli olarak ilçeye geldiğini, kavga olayından ağabeyi …’e de bahsettiğini, bunun üzerine ağabeyinin kavga ettiği kişilerle konuşup bu işi tatlıya bağlamak istediğini, olay günü saat 21.30 sıralarında ağabeyi …, maktul … ve arkadaşı … ile birlikte öğrencilerin kalmakta oldukları eve doğru gittiklerini, ağabeyi … ile maktul …’un yukarı çıktıklarını, arkadaşı … ile kendisinin aşağıda beklediklerini, bir müddet sonra ağabeyinin seslenerek kendilerini yukarıya çağırdığını, eve girdiklerinde odalardan birinde 4-5 kişi gördüklerini, birisinin çay yapmayı teklif ettiğini, odaya geçip oturduklarını, konuştukları esnada maktul … ile sanık …’in tartışmaya başladıklarını, sesleri yükselince ağabeyi …’in kızarak “Böyle konuşacaksanız gidelim” dediğini, bunun üzerine ayağa kalktıklarını, …’u odadan çıkarmak istediğini, ancak …’un, yerde oturmakta olan …’in boğazına tekme attığını, bu sırada kolu sarılı vaziyetteki sanık …’in minderin altında bir şeyler aradığını, tam kapıdan çıkacakları esnada sanık …’in “Yeter sizin ettiğiniz” diyerek ayağa kalkıp eline geçirdiği bıçağı sağa sola doğru savurduğunu, arkadaşı …’nin eliyle kendisini siper etmek istediğini, sanık …’in ilk önce …’yi elinden yaraladığını, yaralanmasıyla birlikte …’nin kaçmaya başladığını, arkasını dönmesi üzerine sanığın kendisini de bıçakla yaraladığını, bu sırada maktul …’un şahıslardan birine tekme ile vurduğunu, sanık …’in ağabeyi …’i de bıçakla yaraladığını, şahısların kendilerini itekleyerek dışarı çıkardıklarını, …’un içeride tek başına kaldığını, sanık …’in …’u kastederek “Onu öldürün” diye bağırdığını, sonrasında ne olduğunu görmediğini, eve konuşmak amacıyla gittiklerini,
İnceleme dışı davanın katılanı sanık … aşamalarda; arkadaşı …’ın olaydan iki gün önce parkta üniversite öğrencileriyle kavga edip yaralandığını, olay günü … ve ağabeyi … ile karşılaştığında kavga ettikleri şahıslarla görüşmek ve konuşmak için evlerine gideceklerini öğrendiğini, bunun üzerine maktul …, … ve … ile birlikte öğrencilerin kaldığı eve doğru gittiklerini, ancak … ile kendisinin aşağıda beklediklerini, maktul … ve …’in yukarıya çıktıklarını, bir süre sonra …’in kendilerine seslenerek eve çağırdığını, eve girdiklerinde bir odada … ve … haricinde yerde oturmakta olan dört kişinin bulunduğunu, … ile …’un ayakta olduklarını, yerde oturan şahıslardan birisinin çay içerek meseleyi konuşma teklifinde bulunduğunu, bir süre sonra yerde oturan şahıslarla maktul …’un tartışmaya başladıklarını, …’un şahıslardan birinin boğazına tekme attığını, bunun üzerine sanık …’in belinden bıçak çıkarıp kendisine doğru salladığını, kendisini korumak amaçlı elini siper etmesiyle elinden yaralandığını, korkarak kapıdan çıkıp kaçtığını, sokağa çıktığında … ve …’in de arkasından koşarak geldiklerini, bir arkadaşı vasıtasıyla hastaneye gittiğini, …’u kimin öldürdüğünü görmediğini,
Beyan etmişlerdir.
Sanık … aşamalarda; Nizip Eğitim Fakültesinde 3. sınıf öğrencisi olduğunu, öğrenci evinde arkadaşları olan …, … ve … ile birlikte kaldıklarını, iki gün önce akşamüzeri arkadaşı … ile birlikte Okan Parkı’nda otururlarken 5-6 kişilik bir grubun ellerinde bulunan satırları sağa sola rastgele sallayarak çevredekileri rahatsız ettiklerini, arkadaşı …’e “Kalk gidelim” dediğini, gidecekleri sırada …’in ayağının takılması üzerine yere düştüğünü, bu sırada çevreye rahatsızlık veren grubun yanlarına geldiğini ve aralarında tartışma çıktığını, kendilerine tekme ve tokatlarla vurduklarını, polislerin olaya müdahale ettiklerini, bindirildikleri ekip aracında maktul …’un şikâyetçi olmamaları için kendilerini tehdit ettiğini, can güvenliklerinden endişe ettikleri için polisten koruma istediklerini, iki polis refakatinde evlerine gittiklerini, bu olay nedeniyle büyük tedirginlik yaşadığını, olay günü mutfakta yemek yaptığı sırada kapı zilinin çaldığını, kimsenin kapıyı açmaması üzerine kapıya yönelerek arkadaşının geldiğini düşündüğünden mercekten bakmadan kapıyı açtığını, kapıyı açar açmaz maktul …’un elinde bulunan bıçağı boğazına dayadığını ve diğer eliyle de yakasından tuttuğunu, maktul …’un yanında bulunan … ile birlikte içeri girerek tekme ve tokat atıp ağır küfürler ederek kendisini ve koridorda bulunan S…h’i bir odaya götürdüklerini, kendilerini dizüstü çökerttiklerini, daha sonra diğer ev arkadaşları … ve …’ı da odaya getirdiklerini, dördünün yan yana dizüstü oturur vaziyette olduklarını, karşı koymaya çalışmadıklarını, maktul …’un elinde sürekli bıçak bulunduğunu ve …’in de belinde bıçak gördüğünü ancak eline almadığını, başlarını öne eğdirdiklerini ve kendilerine tekme tokat vurmaya başladıklarını, maktul …’un kendilerine hitaben “Sizi kesinlikle öldüreceğiz, size Nizip’ten çıkış yok, burası benden sorulur” diyerek sinkaflı küfürler ettiğini, ardından odaya üç kişinin daha geldiğini, bu kişilerin de kendilerine vurmaya başladıklarını, …’in çay yapıp konuşmayı teklif etmesi üzerine içlerinden birisinin …’in boğazına tekme attığını, maktul …’un ise boynuna bıçak dayadığını, o sırada yerde kime ait olduğunu bilmediği siyah renkli bir bıçak gördüğünü, yaşadığı korku ve panikle bıçağı eline alarak ayağa kalkıp sağa sola sallamaya başladığını, sol kolunu da kendisine karşı gelen tekme ve tokatlara karşı siper ettiğini, kendisini korumak amacıyla bıçağı etrafa savurduğunu, tekme ve tokatlar kesilince siper ettiği kolunu indirip baktığında şahısların kaçıştıklarını gördüğünü, şahıslar kapıdan dışarı çıkınca kapıyı kapatıp odaya döndüğünde maktul …’u yerde yatar hâlde gördüğünü, odaya girmeden önce elindeki bıçağı tuvalete attığını, odanın penceresinden S…h ile …’in “Polis” diye bağırdıklarını, kendisinin de “Polis” diye bağırdığını, bu arada odasından getirdiği sargı bezini …’a vererek yerde yatmakta olan …’un yarasına bastırmasını söylediğini, öldürme kastıyla hareket etmediğini,
Savunmuştur.
5237 sayılı TCK’nun “Kasten Öldürme” başlığı altında düzenlenen 81. maddesi; “Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır”,
“Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” başlıklı 87. maddesinin 4. fıkrası ise;
“Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hâllerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hâllerde ise oniki yıldan onaltı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur”,
Şeklinde hükümler içermektedir.
Konuya ilişkin TCK’nun 87. maddesinin gerekçesinde ise; “Dördüncü fıkrada, kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmiş olması hâline ilişkin hükme yer verilmiştir. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış bu kasten yaralama hâllerinde, failin bu ağır neticeden sorumlu tutulabilmesi için, ‘Genel Hükümler Kitabı’nda yer alan netice sebebiyle ağırlaşmış suçlara ilişkin hükümler, burada da geçerlidir” açıklamasına yer verilmiştir.
765 sayılı TCK’nda objektif sorumluluk esasına dayanan düzenlemelere yer verilmiş iken, 5237 sayılı TCK’nda objektif sorumluluk esası benimsenmemiştir. Suçu, “kanunda tanımlanmış bir haksızlık” olarak öngören yeni suç teorisinde, bir hareketi yapan kişi, bu hareketin tüm sonuçlarından her şartta sorumlu tutulmamakta, bir başka anlatımla “kusursuz sorumluluk” terk edilmiş olmaktadır. (İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 8. Bası, s.161)
765 sayılı TCK’ndaki objektif sorumluluk esasının yerine 5237 sayılı TCK’nda haksızlığın bir gerçekleştirilme şekli olarak kast-taksir kombinasyonuna, yani netice sebebiyle ağırlaşmış suçlara yer verilmiştir. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümü için, 5237 sayılı TCK’nun hazırlanmasında esas alınan suç teorisinde, suçun manevi unsurları arasında gösterilen kast-taksir kombinasyonu, yani netice sebebiyle ağırlaşmış suç üzerinde durulmalıdır.
5237 sayılı TCK’nun “Netice sebebiyle ağırlaşmış suç” başlıklı 23. maddesi; “(1) Bir fiilin, kastedilenden daha ağır veya başka bir neticenin oluşumuna sebebiyet vermesi h…nde, kişinin bundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için bu netice bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerekir” şeklindedir. Buna göre; failin gerçekleştirdiği bir eylemde, kastettiğinden daha ağır veya başka bir sonucun meydana gelmesi hâlinde, sorumlu tutulabilmesi için, netice bakımından en azından taksirle hareket etmiş olmasının kabulü gerekmektedir. Fail, bu sonucun meydana gelmesinden taksirle bile sorumlu tutulamıyorsa, objektif sorumluluğun kaldırılmasının doğal bir sonucu olarak, sadece nedensellik bağının bulunuyor olması, neticeden sorumlu tutulması için yeterli olmayacaktır.
Öğretide, neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçun, gerçek neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç ve görünüşte ya da gerçek olmayan neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç olarak iki farklı şeklinin bulunduğu kabul edilmektedir. Gerçek neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlarda, failin hareketi sonucunda kastettiğinden daha ağır bir netice ortaya çıkmakta olup, gerçekleşen aşırı netice dolayısıyla bağımsız bir suç tipi ortaya çıkmaktadır. Örneğin, yaralama suçunda mağdurun ölmesi, gerçek neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç hâlidir. Görünüşte neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlarda ise, failin hareketi sonucunda suçun oluşması için aranan neticeden başka, niteliği de farklı olan daha ağır bir netice ortaya çıkmakta olup, gerçekleşen aşırı netice dolayısıyla temel suç niteliği aynı kalmakla beraber yalnızca ceza ağırlaştırılmaktadır. Örneğin, cinsel saldırı suçunda mağdurun bitkisel hayata girmesi, görünüşte neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç hâlidir. (Hamide Zafer, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Beta Yayınevi, 5. Bası, İstanbul 2015, s. 286 vd; … ……, …, A…., TCK Şerhi, Turhan Kitabevi, Ankara 2009, c 3, s. 2484 vd)
5237 sayılı TCK’nun 23. maddesinde düzenlenmiş bulunan neticesi sebebiyle ağırlaşmış suça ilişkin genel kuralın, özel hükümler arasında kendisine yer bulduğu maddelerin başında gelen TCK’nun 87. maddenin 4. fıkrasına göre, gerçekleştirilen kasten yaralama eylemi TCK’nun 86. maddesinin 1. veya 3. fıkraları kapsamında bulunur ve bunun sonucunda da ölüm meydana gelirse, en azından taksirle hareket etmiş olmak şartıyla faile belirtilen cezaların verileceği öngörülmektedir.
Kasten yaralama sonucu mağdurun ölmesine ilişkin TCK’nun 87. maddesinin 4. fıkrasının uygulanması için;
a- Failin yaralama kastı ile hareket etmesi,
b- Mağdurun TCK’nun 86. maddesinin birinci veya üçüncü fıkrasında düzenlenen şekilde yaralanmış olması,
c- Failin eylemi ile arasında illiyet bağı bulunacak şekilde mağdurun ölmesi,
d- Failin meydana gelen ölüm sonucuna ilişkin en az taksir derecesinde bir kusurunun bulunması,
Şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.
Buna göre, fail mağduru yaralamak amacıyla hareket etmeli, mağdurun yaralanacağını bilmeli ve bu sonucu istemelidir. Bununla birlikte fail mağdurun yaralanmasını değil de, ölmesini istemiş ve ölüm meydana gelmiş ise bu durumda kasten öldürmeden sorumlu tutulacaktır.
Madde metnine göre faile verilecek ceza belirlenirken kasten yaralama suçunun düzenlendiği TCK’nun 86. maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarına yollama yapılmıştır. O hâlde, mağdurun basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek dereceden daha ağır şekilde yaralanması gerekmektedir. Anılan maddenin 2. fıkrasında karşılığını bulan basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde meydana gelen yaralamalarda 87. maddenin 4. fıkrası uygulanamayacaktır.
Üçüncü şart olarak mağdurun ölmesi ve failin eylemi ile mağdurun ölümü arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerekir.
Son olarak, failin meydana gelen bu ölüm sonucundan, en az taksir derecesinde bir kusurunun bulunması gerekir.
Diğer yandan, 5237 sayılı TCK’nun “Kasten öldürme” başlığı altında 81. maddesinde düzenlenen suçun manevi unsuru öldürme kastı iken, 87. maddesinin 4. fıkrasına düzenlenen yaralama sonucunda ölüme neden olma suçunun manevi unsuru yaralama kastıdır. O hâlde, kasten öldürme suçu ile kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçu arasındaki ayırıcı kriterlerden en önemlisi manevi unsur farklılığı olacaktır. Dolayısıyla suçun vasıflandırılmasından önce çözülmesi gereken konu, failin kastının öldürmeye mi, yoksa yaralamaya mı yönelik olduğuna ilişkindir.
TCK’nun 21. maddesinin 1. fıkrasına göre, suçun kanuni tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi olan ve failin iç dünyasını ilgilendiren kast, dış dünyaya yansıyan davranışlara bakılarak, daha açık bir ifadeyle failin olay öncesi, olay sırası ve olay sonrası davranışları ölçü alınarak belirlenmelidir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar bulunan ve süregelen kararlarında da; suç nedeni, kullanılan aletin cinsi, kullanılış şekli, isabet alınan bölge, darbe adedi ve şiddeti, failin suçtan önceki ve sonraki davranışları, aradaki husumet, hedef seçme imkânının bulunup bulunmadığı, mağdurdaki yaraların yerleri ve nitelikleri, failin fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği gibi ölçütler esas alınmak suretiyle kastın saptanması gerektiği belirtilmiştir.
Kastın belirlenmesi açısından her bir olayda kullanılması gereken ölçütler farklılık gösterebileceğinden, tüm bu olguların olaysal olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Gaziantep Üniversitesi Nizip Eğitim Fakültesi 3. sınıf öğrencisi olan sanık …’ın, ev arkadaşlarından … ile beraber, olay tarihinden iki gün önce akşam saatlerinde Okan Parkı’nda bulundukları sırada, içlerinde maktul … ile inceleme dışı sanık …’ın da bulunduğu ve alkollü bir şekilde yüksek sesle şarkı söyleyip etrafa rahatsızlık veren grup ile aralarında çıkan tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine, sanık …’in, maktul … ile yanında bulunan … ve inceleme dışı sanık …’ı bıçakla ve yumruk atarak yaraladığı, …’ın da maktul …’a tekme ve yumruk attığı, olaya müdahale eden polislerin, kavga eden kişileri polis merkezine götürüp ifadelerini aldıktan sonra haklarında yasal işlem yaptıkları, sanık … ve arkadaşı …’ın lehine olacak şekilde 6284 sayılı Kanun uyarınca haklarında koruma tedbiri uygulandığı, bu olaydan iki gün sonra 25.05.2015 tarihinde, maktul …, inceleme dışı katılan sanıklar …, … ve …’in, akşam saat 21.30 sıralarında Okan Parkı’nda buluşarak iki gün önceki kavga nedeniyle sanık … ve arkadaşlarının evlerine gitmeye karar verdikleri, maktul … ile inceleme dışı katılan sanık …’in, sanık ve arkadaşlarının oturdukları binanın üçüncü katına çıkarak kapı zilini çaldıkları, inceleme dışı katılan sanıklar … ile …’in ise aşağıda apartmanın önünde bekledikleri, sanık …’in kapıyı açmasıyla birlikte elinde bıçak bulunan maktul … ile …’in, eve girerek sanık … ve koridorda bulunan S…h’i odalardan birine doğru itekledikleri, maktul … ile …’in, evin içerisindeki sesleri duyup odasından çıkan … ile o esnada tuvaletten çıkan …’i de odaya getirdikleri ve hepsini yan yana dizüstü yere oturttukları, maktul … ve …’in ise ayakta bekledikleri, maktul …’un elinde bıçak bulunduğu hâlde sanık … ve arkadaşlarına bağırarak küfrettiği, kısa bir süre sonra …’in, evin aşağısında beklemekte olan kardeşi … ile arkadaşı …’ye seslenerek yukarıya çağırdığı, eve gelen … ve …’nin de aynı odaya girerek maktul … ile …’in yanında yer aldıkları, oda içerisinde maktul … ve arkadaşlarından oluşan dört kişilik grubun ayakta, sanık … ve arkadaşlarından oluşan dört kişilik grubun da yerde dizüstü oturur vaziyette oldukları, maktul …’un, iki gün önce yaşanan kavga konusunu konuşmaya başladığı, sanık ve arkadaşlarına iki gün önceki olay nedeniyle kimin kendilerini döveceğini söylediğini sorduğu, …’ın, ortamı yumuşatmak amacıyla çay yapıp birlikte içerek meseleyi o şekilde konuşma teklifinde bulunması üzerine, inceleme dışı katılan sanık …’in, …’in boğazına tekme atarak kısa bir süre nefessiz kalmasına neden olduğu, maktul ve arkadaşlarının, sanık …’i ayağa kaldırarak birlikte tokat atmaya başladıkları, bu sırada sanık …’in, daha önce beline sakladığı bıçağı eline alarak sağa sola salladığı, bıçağın maktul …’un karın bölgesine isabet ettiği, maktul …’un yere düşmesi üzerine sanık …’in, sırasıyla … ve …’ı da bıçakla yaralayıp son olarak kaçmaya çalışan …’ı belinden yaraladığı, inceleme dışı katılan sanıklar …, … ve …’nin evden kaçarak kendi imkânlarıyla hastaneye gittikleri, maktul …’un ise aldığı bıçak darbesiyle yerde yığılı kaldığı, … ile S…h’in balkona çıkıp bağırarak yardım istediği, sanık …’in ise elinde bulunan bıçağı tuvalet deliğine attıktan sonra, maktul …’un yerde kanlar içinde yattığını görmesi üzerine odasından getirdiği gazlı bezi arkadaşı …’a vererek maktul …’un yarasına bastırmasını istediği, maktul …’un göbek deliğinin 2 cm solundan aldığı bıçak darbesi nedeniyle büyük damar ve iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu hayatını kaybettiği olayda; suç tarihinden iki gün önce Okan Parkı’na giden sanık … ve arkadaşı …’in, alkollü bir şekilde parkta çevreye rahatsızlık veren maktul ve arkadaşlarıyla karşılaşmamak için bir an önce parktan uzaklaşmaya çalıştıkları sırada, …’in yere düşmesi nedeniyle parktan kaçamamaları üzerine, yanlarına gelen maktul ve arkadaşlarının kendilerine sataşması sonucu kavga etmeleri ve götürüldükleri polis merkezinde maktul ve arkadaşlarının kendilerine zarar vermelerinden endişe ettiklerini dile getirip koruma tedbiri talebinde bulunmaları, yaşanan kavganın, sanığın maktule husumet beslemesini ve onu öldürmek istemesini gerektirecek boyutta olmaması, zira kavgada yaralanarak asıl zarar gören ve kinlenen tarafın maktul ve arkadaşları olması, sanığın, maktulü bıçaklama anına kadar, ilk başta evde sayıca üstün oldukları da göz önüne alındığında, maktul ve arkadaşlarına yönelik herhangi bir saldırıda bulunmaması, sanığın ayağa kalktıktan sonra ani gelişen arbede sırasında, hareketli ortamda, elindeki bıçağı sallayarak tek bir öldürücü darbeyle maktulü yaralaması, diğer 2 yaranın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olması, sanığın maktulün hayati önem taşıyan karın bölgesini hedef alarak hareket ettiğinin saptanamaması, engel bir neden olmadığı hâlde bıçakla saldırma eyl…e kendiliğinden son vermesi, sanığın, arkadaşları kaçan ve yerde savunmasız şekilde yatan maktulü daha fazla yaralama ve bıçağı daha çok saplama imkânı varken, elindeki bıçağı tuvalet deliğine attıktan sonra odasından getirdiği gazlı bezi arkadaşı …’a verip maktule tampon yapmasını söyleyerek maktulün ölümüne engel olmaya çalışması karşısında; sanığın olay öncesi, olay esnası ve sonrasındaki davranışları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, öldürme kastıyla değil yaralama kastıyla hareket ettiği, yaralama eylemiyle maktulün ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu anlaşıldığından eyl…in kasten yaralama sonucu öldürme suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Ceza Genel Kurulu Üyesi; “Sanığın eyl…in kasten öldürme suçunu oluşturduğu” düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının haklı nedene dayanan itirazının kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün kendilerini vekille temsil ettiren katılanlar lehine karar tarihi itibarıyla yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenecek maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi ve sanık hakkında Anayasa Mahkemesince TCK’nun 53. maddenin 1. fıkrasının iptal edilen hükümlerine göre uygulama yapılması suretiyle düzeltilerek onanmasına; yerel mahkeme hükmünün düzeltilerek onanması karşısında, hükmolunan ceza miktarı ve sanığın tutuklulukta geçirdiği süre göz önüne alınarak sanık …’ın tahliyesine karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 20.12.2017 gün ve 2013-5207 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan Nizip Ağır Ceza Mahkemesinin 20.01.2016 gün ve 145-16 sayılı hükmünün, kendilerini vekille temsil ettiren katılanlar lehine karar tarihi itibarıyla yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesine göre maktu vekâlet ücretine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08.10.2015 gün ve 140-85 karar sayılı kararı ile, TCK’nun 53. maddesinin iptal edilen hükümlerinin uygulanmaması isabetsizliklerinden BOZULMASINA,
Ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususların, 1412 sayılı CMUK’nun 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün görüldüğünden, hüküm fıkrasının sonuna; “Katılanlar … ve …’in kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından, karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen 3.600 Lira maktu vekâlet ücretinin sanıktan alınarak katılanlara verilmesine” ve hüküm fıkrasından hak yoksunluğuna ilişkin bendin çıkarılarak yerine “Kasıtlı bir suçtan mahkûmiyetine karar verilen sanık hakkında Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08.10.2015 gün ve 140-85 sayılı iptal kararı gözetilerek TCK’nun 53/1-2-3. maddesinin uygulanmasına” ibarelerinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4- Yerel mahkeme hükmünün düzeltilerek onanması karşısında, sonuç ceza miktarı ve sanığın tutuklulukta geçirdiği süre göz önüne alınarak sanık …’ın TAHLİYESİNE, başka bir suçtan tutuklu ya da hükümlü değil ise derhal salıverilmesi için YAZI YAZILMASINA,
5- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.06.2018 tarihinde yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.