Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2017/801 E. 2018/621 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/801
KARAR NO : 2018/621
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 10. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 253-263

Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık …’un, 5237 sayılı TCK’nın 188/3-4, 62, 52/2-4, 53, 54 ve 63. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis ve 100 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye, hak yoksunluğuna, müsadereye ve mahsuba ilişkin Bitlis Ağır Ceza Mahkemesince verilen 18.11.2014 tarihli ve 329-336 sayılı hükmün, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 31.03.2015 tarih ve 881-30077 sayı ile;
“…B) Sanık … hakkındaki hükmün incelenmesi:
Sanığın, kardeşi olan diğer sanık….’le aynı otobüste seyahat etmesi dışında, bagajdaki….’e ait çuvalda ele geçirilen eroinle ilgisi olduğuna veya adı geçenin suçuna iştirak ettiğine ilişkin şüpheyi aşan kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında beraat yerine mahkûmiyet hükmü kurulması…” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 14.07.2015 tarih ve 253-263 sayı ile;
“…Muavin…. beyanında; her iki sanığın birlikte araca geldiklerini,….’in yanında bayan olduğu hâlde elinde çuval ve çanta ile geldiğini, çuvalın üzerine keçeli kalemle koltuk numarasını yazdığını, zira çuvala kâğıt yapıştırmasının mümkün olmadığını, sanık … ilk alınan beyanında kardeşiyle kendisine ait sadece bir valizlerinin olduğunu, çuval ve içindeki uyuşturucu maddesiyle hiç ilgilerinin olmadığını, çuvalın içindeki peynir ve uyuşturucu maddelerin kime ait olduğunu bilmediğini beyan etmiştir. Sanık mahkemedeki beyanında da aynı doğrultuda iki parça eşyalarının olduğunu, çantayı yanında götürdüğünü, valizi ise….’in bagaja koyduğunu, içinde uyuşturucu çıkan çuvalla bir ilgilerinin olmadığını beyan etmiştir. Diğer sanık ise aynı şekilde aşamalarda alınan beyanlarında ablasıyla birlikte bir valiz ve bir el çantası olduğu şekilde otogara geldiklerini, valiz ve çantayı otogarın emanet kısmına bırakarak evlendikten sonra ki soyadını hatırlamadığı ablası Ayfer’in evine gittiklerini, biletleri ablası adına kendisinin aldığını, otogardan valiz ve çantayı alarak otobüse bindiklerini, uyuşturucu maddeyle bir ilgilerinin olmadığını, çuvalın kendisine ait olmadığını savunmuştur.
Görüldüğü üzere her iki sanık da aynı şekilde uyuşturucu maddelerin bulunduğu çuvalın kendilerine ait olmadığını beyan etmişler ise de; tanık muavinin beyanından ve biletlerin üzerinde iki parça yazılmış olması, her iki sanığın da el çantasını yanında götürdükleri ve valizi bagaja koyduklarına ilişkin beyanları, ancak bilette iki parça yazılmış olması ve biletin sanıkların üzerinde bulunması, dolayısıyla sanıkların çuvalın kendisine ait olmadığına ilişkin beyanlarını çürütür. Dolayısıyla Yargıtay 10. CD’de daha önce mahkememizce verilen kararın gerekçe kısmını sanık…. yönünden onamıştır. Bu husus dolayısıyla Yargıtay 10. CD ile mahkememiz arasında bir görüş ayrılığı yoktur.
Görüş ayrılığı sanık … ile ilgilidir. Sanıkların başından itibaren birlikte otogara geldikleri, emanete eşyalarını birlikte bıraktıkları, otogardan birlikte ayrıldıkları, birlikte otobüse bindikleri, bagajı otobüse birlikte verdikleri, dolayısıyla kardeş olmaları, babalarının rahatsızlığı nedeniyle….’in Mersin’den geldiği, birlikte kaldıkları, birlikte otogara geldikleri, aynı zamanda yakalandıkları ana kadar birlikte oldukları sabittir. Bu husus kendi savunmalarıyla da sabittir. En önemli an, bagaja eşyaların konulduğu andır ki, tanık Cavit’in beyanıyla sanık….’in yanında bir bayan olduğu hâlde geldiği, iki parça eşya verdiği, bunlardan birisinin uyuşturucu madde bulunan çuval olduğu, eşyaların verildiği anda da dolayısıyla her iki sanığın birlikte olduğu, hem kendi savunmaları hem de tanık Cavit’in beyanıyla sabittir. Sanıkların çuvalın kendilerine ait olmadığı yönündeki savunmaları yerinde değildir. Bu husus az önce belirttiğimiz netleşmiş olup, Yargıtay 10. CD ile mahkememiz arasında çuvalın sanık…. tarafından bagaja konulduğu konusunda bir görüş ayrılığı yoktur. Sanıkların kendi savunmalarında yakalandıkları ana kadar ve ayrıca eşyaların bagaja konulduğu anda birlikte oldukları da sabittir.
Bu durumda uyuşturucu madde bulunan çuvalın sanık…. tarafından ne zaman alındığı önem arz eder. Zira sanıklar evden çanta ve valizi hazırlayarak birlikte çıktıklarını beyan etmişlerdir. Otogara ellerinde çuval ve valiz ile birlikte gelmişlerdir. Her ne kadar sanıklar sadece valiz ve çantayla geldiklerini söylemiş ve aşamalarda he iki sanık da çuvalla bir ilgilerinin olmadığını ve çuvalın kendilerine ait olmadığını beyan etmiş iseler de; çuvalın sanıklar tarafından otobüse getirildiği ve sanık…. tarafından bagaja konulduğu sabittir. Dolayısıyla çuvalın en asgari otogarın emanet bölümünden alınması ya da otobüse çok kısa bir süre kala başkası tarafından getirilip….’e teslim edildiği kabul edilse bile, otobüse kadar her iki sanığın birlikte getirdiği ve bagaja birlikte teslim ettikleri yine sabittir. Kaldı ki her iki sanık da başından beri çuvalın kendilerine ait olmadığını, valizin…. tarafından bagaja alındığını, çantayı….’in yanında götürdüğünü ve çuvalla ve içindekilerle hiçbir ilgilerinin olmadığını beyan etmişlerdir. Yani her iki sanık otobüse bagaj verdikleri esnada dahi yanında böyle bir çanta olmadığını beyan etmişlerdir. Bu durumda çuvalın hangi aşamada olursa olsun yani hangi zaman diliminde ve nerede alınmış olursa olsun, alındıktan sonra ve otobüse verildiği ana kadar her iki sanığın birlikte hareket ettikleri, kabul etmeseler de birlikte otobüse getirip teslim ettikleri kabul edilmelidir.
Yine biletleri….,…. adına kendisinin kestiğini beyan etmiştir. Yine olay yeri tutanağında sanıkların çelişkili beyanlar vermesi üzerine sanıklardan şüphelenildiğine ilişkin beyan, tanık Hikmet’in daha çok erkek sanıkla mülakat yaptıklarını, şüphlendiklerini, araçtan indirdiklerinde sadece bir bagajlarının olduğunu beyan ettiklerine, ancak muavinin sanıkların iki bagajlarının olduğunu söylediğine, biletin üzerinde de iki parça yazılı olduğunu gördüklerini ve çuvalı aradıklarında uyuşturucu maddeyi bulduklarına ilişkin beyanı dikkate alındığında, arama noktasında dahi her iki sanığın birlikte uyuşturucu maddeyle bir ilgilerinin olmadığını söylemiş oldukları daha doğrusu her ikisinin de çuvalın kendisine ait olmadığını beyan ettikleri, ancak muavinin uyarması ve bilette iki parça yazılmış olması, (iki parça yazılmasının nedeni muavin Cavit’in soruşturma aşamasındaki beyanında belirttiği gibi çuvalın üzerine kağıt yapışmaması, çuvalın üzerine 39 yazılmış ve iki parça olduğuna ilişkin bilete şerh düşülmüştür) nedeniyle görevli memurların yaptıkları arama neticesinde uyuşturucu maddenin çuvalın içinde bidonların içinde ve cacık ve aşure içinde saklanmış olduğu şekilde bulunduğu da dikkate alındığında, her iki sanığın başından beri birlikte hareket ettikleri, çuvalın kendilerine ait olmadığını beyan etseler de çuvalın kendilerine ait olduğunun tespit edildiği, biletlerin…. adına kesilmiş olduğu, çuvalın her ikisi tarafından getirilip otobüse konulduğu birlikte değerlendirildiğinde her iki sanığın da iştirak halinde uyuşturucu madde naklettikleri ve mahkememizin az önce de belirtilen gerekçelerle mahkumiyet kararının yerinde olduğuna ve sanık …’in mahkumiyetine…” karar verilmiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının “bozma” istemli tebliğnamesi üzerine, Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, 6763 sayılı Kanun’un 36. maddesiyle değişik CMK’nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 10. Ceza Dairesince 28.04.2017 tarih ve 38-1641 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık…. On hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme sanık … hakkındaki mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Olay, arama, yakalama ve el koyma tutanağına göre; 15.06.2014 tarihinde saat 21.15 sıralarında Bitlis Sulh Ceza Mahkemesinin 03.06.2014 tarihli ve 2014/545 değişik iş sayılı önleme arama kararına istinaden KOM Şube Müdürlüğü ekiplerince Arıcılık mevkiinde oluşturulan uygulama noktasında yapılan kontroller sırasında; Bitlis istikametinden gelip Diyarbakır’a gitmekte olan Vangölü firmasına ait 34 .. …. plaka sayılı otobüsün risk analizi kapsamında durdurulduğu, araçta bulunan şahısların kimlik kontrollerinin yapılmaya başlandığı, (39) numaralı koltukta oturan…. On ve (40) numaralı koltukta oturan … isimli şahısların nereden gelip, nereye gittikleri ile ilgili sorulan sorulara farklı ve çelişkili cevaplar vermeleri üzerine şahıslara biletlerinin sorulduğu, 302341 ve 302342 seri numaralı biletleri ibraz eden şahıslardan…. On isimli şahsın oturduğu (39) numaralı koltuğa ait 302341 seri numaralı bilet üzerinde yuvarlak içinde “2” ve “prç.” ibarelerinin yazılı olduğunun görüldüğü, şahıslar araçtan indirilip otobüs muavinine bagajlarını indirmesinin söylenildiği, otobüs muavininin şahısların iki parça bagajı olduğunu, birisinin çanta diğerinin ise çuval olduğunu söyleyip bir çanta ve bir çuvalı bagajdan indirdiği, çuvalın yan yüzünde keçeli kalemle (39) numarasının yazılı olduğunun görüldüğü, muavinin bu numara ve bilet üzerindeki yazıyı aynı keçeli kalemle kendisinin yazdığını beyan ettiği, yapılan aramada, çuval içinde ısırgan otları arasında (3) adet içlerinde cacık ve aşure bulunan naylon bidonlar olduğu görülüp kapakları açılarak şiş ile kontrol edildiklerinde içlerinde bir sertlik olduğunun anlaşıldığı, şahıslara bidonlar içinde ne olduğu sorulduğunda çuvalın kendilerine ait olmadığını ve içlerinde ne olduğunu bilmediklerini beyan ettikleri, huzurda açılan iki bidon içinde koli bantı ile sarılı birer paket, üçüncü bidon da ise koli bantı ile sarılı iki paket olmak üzere yaklaşık (2) kilogram eroin olduğu değerlendirilen maddenin görülerek muhafaza altına alındığı, durumun Cumhuriyet savcısına saat 21.30 sıralarında telefon ile bildirildiğinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan işlem yapılması talimatının alındığı,
Diyarbakır Polis Kriminal Laboratuvarınca düzenlenen 25.06.2014 tarihli uzmanlık raporuna göre; ele geçirilen net 1970 gram maddenin 1280,5 gram eroin olduğu,
Bitlis Sulh Ceza Mahkemesinin 03.06.2014 tarihli ve 2014/545 değişik iş sayılı önleme araması kararının olay yeri ve tarihini kapsadığı,
Vangölü Turizm ve Seyahat firmasına ait iki adet biletin, 15.06.2014 tarihinde saat 11.28’de Van Otogarında … adına düzenlendiği, güzergahının ise Van-Mersin/Pazar olduğu,
Anlaşılmıştır.
Tanık … kollukta; yaklaşık iki aydır Vangölü firmasında muavin olarak görev yaptığını, olay tarihinde saat 18.00’da Van’dan Mersin’e seferi olduğunu, yolcuların bagajını aldığını, üzerinde (39) numarası yazılı olan çuvalın sahibi inceleme dışı sanık….’in yanında bir bayanla geldiğini, elinde ise bir çanta ve çuval olduğunu, çantaya koltuk numarası yazan kâğıt yapıştırdığını, çuvala kâğıt eklemesi mümkün olmadığından inceleme dışı sanık….’in biletinde yazan (39) numarasını keçeli kalemle çuvalın üzerine yazıp çuvalı bagaj bölümüne koyduğunu, sanık ve inceleme dışı sanığın biletleri ile birlikte yerlerine oturduklarını, yol kontrolü nedeniyle aracı durduran görevlilerin inceleme dışı sanık….’in bagajını sorduklarında kendilerine gösterdiğini, zaten keçeli kalem ile biletin üzerine iki parça diye de yazdığını, adı geçenleri tanımadığını ve bagajlarında ne olduğunu bilmediğini, mahkemede ise; görevlilerin bir erkek yolcunun bagajını sorduklarını, kendisinin de bileti kontrol ederek (39) numara yazan çuvalın inceleme dışı sanık….’e ait olduğunu söylediğini, yolcuların bagajlarını yerleştirirken koltuk numarasına göre bagaja numaralandırma yaptığını, aynı zamanda yolucunun kaç bagajı olduğunu da bilet parçasına yazdığını,
Tanık Recep Ekici; 15.06.2014 tarihli tutanak içeriğinin doğru olduğunu, otobüse girmediğini, arama işlemi sırasında hazır bulunduğunu, şüphe üzerine diğer görevli arkadaşlarının sanık ve inceleme dışı sanığı otobüsten aşağı indirdiklerini, otobüste bulunan başka bagajların da incelendiğini, sanıkların çuvalının üzerinde (39) veya (40) yazdığını, peynirler içerisinde uyuşturucu bulunduğunu, fotoğraflama yaptıklarını,
Tanık Hikmet Kömür; olay tarihinde yaptıkları yol kontrol ve denetim uygulaması sırasında uygulama noktasına gelen otobüse bindiğini, (39) ve (40) numaralı koltuklarda oturan sanık ve inceleme dışı sanık ile mülakat yaptığını, bayan personel olmadığı için daha çok erkek şahısla konuştuğunu, şahsın terlediğini, ellerinin titrediğini ve çelişkili cevaplar verdiğini fark ettiği için durumundan şüphelenip araçtan indirdiklerini, sanık ve inceleme dışı sanığın bir adet bagajları olduğunu söylediklerini, muavine sorduklarında ise iki parça bagajlarının olduğunu, kendisinin yazdığını söylediğini, yaptıkları kontrolde üzerinde (39) yazan bir çuval daha çıktığını, (39) numaralı bilet üzerinde de iki parça ibaresinin yazılı olduğunu, çuval içinde bulunan üç bidonu kontrol ettiklerinde sertlik hissettiklerini, içlerindekileri çıkardıklarında zulalanmış şekilde eroini bulduklarını,
İnceleme dışı sanık…. On; Hakkari ili Yüksekova ilçesi Armutdüzü Köyünde çiftçilik yaparak geçimini sağladığını, babasının köyde yaşadığını ve kalp hastası olduğunu, evin işlerini görmek amacıyla ablası olan sanık …’un köye babalarına yardım etmek amacıyla 2-3 hafta önce Mersin’de bulunan kardeşlerinin yanından geldiğini, 14.06.2014 tarihinde babalarının, kendisi ve sanık …’e kendi ihtiyaçlarını görebileceğini, Mersin’e gitmelerini ve iş bulduğu takdirde orada kalmasını söylediğini, sanık … ile birlikte Mersin’e gitmek üzere kendi şahsi eşyalarını bir valiz ve küçük bir çantaya koyduklarını, 15.06.2014 tarihinde saat 10.00 sıralarında Yüksekova’dan Van’a geldiklerini, Van Otogarına gidip valiz ve çantayı otogarın emanet bürosuna bıraktıklarını, Vangölü firmasından sanık … adına düzenlenmiş olan biletleri kendisinin aldığını, otobüs saat 18.00’da hareket edeceğinden sanık … ile birlikte otogara yakın yerde oturan soyadını evlendiği için hatırlayamadığı diğer ablası Ayfer’in evine gittiklerini, dinlenip yemek yedikten sonra saat 17.30 sıralarında evden çıkarak otogara geldiklerini, otogar emanet bürosundan valiz ve çantayı alarak otobüse kendisinin götürdüğünü, muavinin valizi alarak otobüse yerleştirdiğini, kendisinin de küçük el çantası ve sanık … ile birlikte otobüse bindiğini, otobüsün hareket ettiğini, saat 21.15 sıralarında polislerin otobüsü durdurduğunu, kendisi ve sanık …’i otobüsten aşağı indirdiklerini, kendilerine ait olan valizi ve muavinin kendilerine ait olduğunu belirttiği (39) ibareli çuvalı bagajdan kontrol amacıyla indirdiklerini, (39) ibareli çuvalı ilk defa muavinin polislere verdiğinde gördüğünü, polislerin kendilerine ait olan valizde ve el çantasında yaptıkları aramada suç unsuruna rastlamadıklarını, (39) ibaresi yazılı çuvalda yaptıkları aramada ise bidonlar içinde gizlenmiş (4) adet pakette uyuşturucu madde bulduklarını, çuvalın kendilerine ait olmadığını, çuvalı otobüse kimin verdiğini ve kendisinin bilet numarasıyla aynı olan (39) ibaresini kimin yazdığını bilmediğini, muavinin ifadesini kabul etmediğini, bir hatadan kaynaklı olarak kendisinin ismini verdiğini,
İfade etmişlerdir.
Sanık … soruşturma evresinde; Mersin ilinde yemek sektöründe çalıştığını, ancak yaklaşık bir aydır işsiz olduğunu, bir hafta önce hasta annesini ziyaret etmek için Hakkari’de bulunan evlerine gittiğini, 15.06.2014 tarihinde saat 18.00 sıralarında Van’dan kardeşi olan inceleme dışı sanık…. ile Mersin’e gitmek için otobüse bindiklerini, polislerin yolda otobüsü durdurduklarını, peynir bidonlarının içinde uyuşturucu bulduklarını, kendisi ve inceleme dışı sanık….’in araçta bir adet valizleri olduğunu, uyuşturucu maddelerin bulunduğu çuval ve içerisindekilerin kendilerine ait olmadığını, bu çuval ve uyuşturucunun kime ait olduğunu bilmediğini, mahkemede benzer ifadelerine ek olarak; iki parça eşyaları olduğunu, çantayı kendisinin yanında götürdüğünü, valizi ise bagaja koyması için inceleme dışı sanık….’in götürdüğünü savunmuştur.
5237 sayılı TCK’nın “Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti” başlıklı 188. maddesinin 3 ve 4. fıkraları suç tarihi itibarıyla;
“(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, beş yıldan onbeş yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin eroin, kokain, morfin veya bazmorfin olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır…” şeklindedir.
Üçüncü fıkrada, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticaretine ilişkin çeşitli fiiller, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Buna göre, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satışı, satışa arzı, başkalarına verilmesi, sevki, nakli, depolanması ya da kazanç amacıyla satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması, bir ve ikinci fıkralara göre ayrı bir suç oluşturmaktadır. Fıkradaki suçun oluşması için bu seçimlik hareketlerden herhangi birisinin yapılmış olması yeterlidir.
Dördüncü fıkraya göre ise, uyuşturucu maddenin eroin, kokain, morfin veya bazmorfin olması üçüncü fıkrada tanımlanan suçun konu bakımından nitelikli unsurunu oluşturmakta ve bu fıkraya göre verilecek cezanın artırılmasını gerektirmektedir.
Öte yandan, amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de, insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; “suçsuzluk” ya da “masumiyet karinesi” şeklinde, Latincede ise “in dubio pro reo” olarak ifade edilen “şüpheden sanık yararlanır” ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
KOM Şube Müdürlüğünde görevli ekiplerce, Bitlis Sulh Ceza Mahkemesinin önleme arama kararına istinaden yapılan kontroller sırasında; Bitlis istikametinden gelip Diyarbakır’a gitmekte olan Vangölü firmasına ait 34 .. …. plaka sayılı otobüsün risk analizi kapsamında durdurulduğu, araçta bulunan şahısların kimlik kontrollerinin yapılmaya başlandığı, (39) numaralı koltukta oturan inceleme dışı sanık…. ve (40) numaralı koltukta oturan sanık …’e nereden gelip, nereye gittikleri ile ilgili sorular sorulduğu, farklı ve çelişkili cevaplar verdikleri görülen adı geçenlerden biletlerinin istenildiği, inceleme dışı sanık….’in oturduğu (39) numaralı koltuğa ait 302341 seri numaralı bilet üzerinde yuvarlak içinde “2” ve “prç.” ibarelerinin keçeli kalemle yazılı olduğunun görülüp sanık ile inceleme dışı sanığın araçtan indirildikleri, şahıslara ait bagajları indirmesi istenilen tanık….’in, iki parça bagajları olduğunu, birisinin çanta diğerinin ise çuval olduğunu söyleyip bir çanta ve bir çuvalı bagajdan çıkardığı, çuvalın yan yüzünde keçeli kalemle (39) numarasının yazılı olduğunun görülmesi üzerine tanığın bu numara ve bilet üzerindeki yazıyı aynı keçeli kalemle kendisinin yazdığını beyan ettiği, yapılan aramada, çuval içinde bulunan üç adet bidon içerisine gizlenmiş şekilde dört ayrı pakette suç konusu eroinin ele geçirildiği olayda;
İnceleme dışı sanık….’in, otobüs biletlerini sanık … adına alanın kendisi olduğunu beyan etmesi, otobüs içerisinde yapılan kontroller sırasında (39) numaralı koltukta oturanın inceleme dışı sanık…. olduğunun tespit edilmesi, otobüs muavini tanık….’in üzerinde (39) ibaresi bulunan çuvalın sahibinin inceleme dışı sanık…. olduğunu, yolcuların bagajlarını aldığı sırada inceleme dışı sanık….’in yanında bir bayan ile elinde bir çanta ve çuvalla geldiğini, çuvala kâğıt yapıştırmasının mümkün olmaması nedeniyle keçeli kalem ile bilet numarası olan (39) ibaresini yazdıktan sonra aynı kalem ile bilet üzerine de yolcunun kaç adet bagajı olduğunu belirtmek amacıyla “2” ve “prç.” ibarelerini yazdığını söylemesi, inceleme dışı sanık….’in görevlilere ibraz ettiği (39) numaralı koltuğa ait bilet üzerinde keçeli kalem ile yazılmış “2” ve “prç.” ibarelerinin, çuval üzerinde de aynı kalemle (39) rakamı yazıldığının tespit edilmesi ve sanık …’in atılı suçlamayı kabul etmemesi karşısında, Yerel Mahkemenin, sanık …’in suç konusu çuvalın kendilerine ait olmadığına dair savunmalarından ve başından itibaren inceleme dışı sanık…. ile beraber hareket edip çuvalı birlikte otobüse teslim ettiklerinden hareketle, sanık …’in birlikte hareket etmek suretiyle inceleme dışı sanık….’in suçuna iştirak ettiğine ilişkin direnme gerekçelerinin varsayımdan ibaret olduğu, sanığın Mersin’e gitmek amacıyla kardeşi olan inceleme dışı sanık…. ile birlikte yanlarında bagajlarıyla otogara gelip beraber seyahat etmeleri dışında, inceleme dışı sanık….’e ait çuvalda eroin olduğunu bildiğine, bu eroinle ilgisi olduğuna veya adı geçenin suçuna iştirak ettiğine ilişkin, her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil bulunmadığının kabulü gereklidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına hükmünün, sanığın beraatı yerine mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyesi …;
“Aşağıda açıkladığım nedenlerle Yerel Mahkemenin direnme kararının isabetli olduğu düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
Bitlis Sulh Ceza Mahkemesinin önleme arama kararına istinaden KOM Şube Müdürlüğü ekiplerince Arıcılık mevkiinde oluşturulan uygulama noktasında yapılan kontroller sırasında, sanık … ile inceleme dışı sanık….’in yolcu olarak bulundukları otobüsün durdurulduğu, araçta bulunan şahısların kimlik kontrollerinin yapılmaya başlandığı, (39) numaralı koltukta oturan…. On ve (40) numaralı koltukta oturan … isimli şahısların nereden gelip, nereye gittikleri ile ilgili sorulan sorulara farklı ve çelişkili cevaplar vermeleri üzerine şahısların biletlerinin kontrol edildiği,…. On isimli şahsın oturduğu (39) numaralı koltuğa ait 302341 seri numaralı bilet üzerinde yuvarlak içinde “2” ve “prç.” ibarelerinin yazılı olduğunun görüldüğü, şahısların araçtan indirildikleri, otobüs muavinine şahısların bagajlarını indirmesinin söylenildiği, otobüs muavininin bir çanta ve bir çuvalı bagajdan indirdiği, yan yüzünde keçeli kalemle (39) numarasının yazılı olduğu görülen çuval içerisinde bulunan bidonlarda net 1280,5 gram eroin ele geçirildiği, olaya ilişkin düzenlenen tutanak içeriğinden anlaşılmıştır.
Otobüsün muavini olan tanık …; sanıklar…. ve….’in otobüse binmek için birlikte geldiklerini, bir çanta ile çuvalı bagaja koyması için yine birlikte verdiklerini, çantaya koltuk numarası yazan kâğıt yapıştırdığını, çuvala kâğıt yapıştırması mümkün olmadığından üzerine keçeli kalem ile (39) ibaresini yazdığını,….’in bileti üzerine de iki parça eşya teslim etmesi nedeniyle keçeli kalem ile “2” ve “prç” ibarelerini yazdığını ifade etmiştir.
Sanıklar savunmalarında suç konusu uyuşturucu maddenin ele geçirildiği çuvalın kendilerine ait olmadığını, kendilerine ait bir valiz ve çantaları ile geldiklerini, valizin bagaja konulduğunu, çantayı ise yanlarına aldıklarını savunmuşlardır.
Tanık …’nin beyanları ve bu beyanlarını doğrular şekilde (39) numaralı bilet üzerinde “2” ve “prç.” ibareleri bulunduğunun anlaşılması karşısında, sanıkların çantayı yanlarında götürdüklerine ve bagaja sadece bir parça eşya teslim ettiklerine, bu nedenle çuvalın kendilerine ait olmadığına ilişkin savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu açıktır.
Sanıklar birlikte yola çıkmışlar, birlikte otogara gelmişler, suç konusu uyuşturucu maddenin içerisinde bulunduğu çuvalı sanık…. muavine teslim etmiştir. Sanık … ise çuvalın teslimi sırasında sanık…. ve muavinin yanlarında bulunmaktadır. Sanıkların savunmaları da dikkate alındığında, yola çıkmalarından otobüsün durdurulduğu ana kadar beraber oldukları, başından itibaren birlikte hareket ettikleri, çuvalı da bagaja birlikte teslim ettikleri anlaşılmaktadır.
Sanık … ile diğer sanık…. kardeştirler. Suç konusu çuval üzerinde (39) ibaresi yazılı olup bu bilet sanık….’in üzerinde çıkmış ise de (39 ve 40) numaralı otobüs biletlerinin her ikisi de sanık … adına Van otogarında düzenlenmiştir. Sanık…. biletleri alanın kendisi olduğunu ve diğer sanık … adına aldığını söylemektedir. Ele geçen uyuşturucunun niteliği ve miktarı dikkate alındığında ekonomik değerinin çok yüksek olduğu açıktır. Aynı ortamda ve akraba olan iki kişiden birinin uyuşturucudan haberdar olmaması da hayatın olağan akışına uygun düşmez.
Tüm bu somut delillere rağmen, savunmalarında suç konusu çuvalın kendilerine ait olmadığını beyan eden sanıkların, azımsanamayacak bir miktar ve değerdeki uyuşturucu maddeyi şüphe çekmemek için aile görüntüsü vermek suretiyle başından beri birlikte hareket ederek naklettikleri, sanık … ve hakkındaki mahkûmiyet hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşen kardeşi diğer sanık….’in iştirak halinde hareket ettikleri, bu nedenle sanık …’in de suçunun sübut bulduğu anlaşıldığından, Yerel Mahkemenin direnme kararının isabetli olduğu ve onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşlerine katılmıyorum.” düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Bitlis Ağır Ceza Mahkemesinin 14.07.2015 tarihli ve 253-263 sayılı direnme kararına konu hükmünün; sanığın, kardeşi olan inceleme dışı sanık….’le aynı otobüste seyahat etmesi dışında, bagajda bulunan inceleme dışı sanık….’e ait çuvalda ele geçirilen eroinle ilgisi olduğuna veya adı geçenin suçuna iştirak ettiğine ilişkin şüpheyi aşan, kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında beraat yerine mahkûmiyet hükmü kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 06.12.2018 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.