YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/576
KARAR NO : 2022/548
KARAR TARİHİ : 13.09.2022
Mahkemesi:Çocuk Ağır Ceza
Suça sürüklenen çocuk …’un beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan TCK’nın 103/2, 103/6, 31/3, 62 ve 63. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay; suça sürüklenen çocuk …’in beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan aynı Kanun’un 103/2, 103/4, 31/3, 62 ve 63. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay; suça sürüklenen çocuk …’ün beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan aynı Kanun’un 103/2, 103/4, 103/6, 43/1 31/3, 62 ve 63. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis; cezaları ile cezalandırılmalarına ve mahsuba ilişkin … Anadolu Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince verilen 06.11.2013 tarihli ve 98-258 sayılı hükümlerin suça sürüklenen çocuklar … ve … müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan)14. Ceza Dairesince 26.05.2014 tarih ve 2600-6920 sayı ile;
“…sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak; mahkemenin oluşa uygun kabulüne göre, sanık …’nin, geçici bir süre bakımını üstlendiği kediyi kendisine geri vermek için evine gelen mağdureye, evden ayrılacağı sırada arkasından sarılarak cebir kullanmak suretiyle zorla nitelikli cinsel istismarda bulunduğunun anlaşılması karşısında, sanık … hakkında …nın 103/4. maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini,
Mağdure hakkında …nın 103/6. maddesi kapsamında beden veya ruh sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin olarak Üniversitesi … Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 10.06.2013 tarihli raporda, mağdurede travma sonrası stres bozukluğu ve major depresyon tespit edildiğinin, ruh sağlığının bozulduğunun ve bu bozukluğun yaşandığı bildirilen cinsel istismar olaylarının tamamı ile ilişkilendirildiğinin belirtilmesi ve mahkemece de söz konusu rapora dayanılarak her iki sanık hakkında kurulan hükümlerde …nın 103/6. maddesinin uygulandığının anlaşılması karşısında, haklarındaki soruşturma evrakı yaş nedeniyle tefrik edilen diğer sanıklar , ve’a ait dosyanın onaylı bir örneği de temin edilip bu dosya arasına alındıktan sonra mağdurenin Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kuruluna sevki sağlanarak ruh sağlığının bozulup bozulmadığı ve eğer bozulmuşsa, bu bozukluğun her bir sanığın eylemi nedeniyle ayrı ayrı gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında rapor alınıp sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun değerlendirilmesi yerine eksik incelemeyle yazılı şekilde kararlar verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 10.03.2015 tarih ve 277-128 sayı ile;
“…Sanıkların organ sokmak suretiyle cinsel istismar suçunu işledikleri konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nce haklarındaki soruşturma evrakı yaş nedeniyle tefrik edilen ., . ve .’a ait dosyanın onaylı bir örneği temin edilip bu dosya arasına alındıktan sonra mağdurenin Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu’na sevki sağlanarak ruh sağlığının bozulup bozulmadığı, eğer bozulmuşsa her bir sanığın eylemi nedeniyle ayrı ayrı gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında rapor alınıp sonucuna göre hukuki durumun değerlendirilmesi bildirilmiştir, ayrıca sanık …’un geçici süre bakımını üstlendiği kediyi kendisine vermek için gelen mağdureye evden ayrılacağı sırada arkasından sarılarak cebir kullanmak suretiyle zorla nitelikli cinsel istismarda bulunduğunun anlaşılması karşısında sanık … hakkında TCK’nın 103/4 maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayininin kanuna aykırı olduğu belirtilmiştir, öncelikle hüküm aleyhe temyiz edilmemiştir, eğer bu bozma usul ve kanuna uygun kabul edilir ve uyulsaydı TCK’nın 103/4’üncü maddesi uyarınca cezanın artırılması gerekecekti, oysa ki, Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nce bu eleştiri yapıldıktan sonra aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır biçiminde karar verilmeliydi, mahkememizce bu husus cebir kabul edilmemiştir, 5237 Sayılı TCK’nın 103/4’üncü maddesinde tanımlanan cebir bu suçun işlenmesi sırasında mağdurun direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde cebir kullanılması amaçlanmış olup ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı cezaya hükmetmek gerekir, sanık …’nin mağdura organ sokmak eylemini gerçekleştirmesi için arkasından sarılması cinsel istismar eyleminin gerçekleşmesinin gerektirdiği bir davranış biçimi olarak değerlendirmek gerekir, bu yüzden bu nitelikteki bozma kararı usul ve kanuna aykırıdır. . Üniversitesi … Eğitim ve Araştırma Hastanesi raporu Adli Tıp Kurumu Kanunu’nun 7 ve 23’üncü maddesine uygun uzmanlar kurulunca oluşturulmuş ve bilimsel değeri bulunmaktadır. Uygulamada gözleneceği üzere Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu’na mağdur dava dosyası ile birlikte sevk edilip bir kez muayene olduktan sonra dosyadaki delillere ve muayene sonuçlarına göre Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu’nca rapor düzenlenmektedir ancak . Üniversitesi Çocuk Koruma Birimi’ne sevk edildiğinde adı geçen hastanenin Çocuk Psikiyatri Ana Bilim Dalı’nda mağdur muayenesi sonucu uzun bir zaman dilimi içerisinde çeşitli tarihli randevularla gözlemlenmekte ve sonuçlar konsültasyon raporu ile Çocuk Koruma Birimi’ne gönderilmekte ve kurul raporu düzenlenmektedir. . Üniversitesi … Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Koruma Birimi’nce düzenlenen ve hükme esas tutulan 10/06/2013 tarihli raporda mahkememizin kamu davasının konusunu oluşturan cinsel istismar eylemi nedeniyle muayene edildiği ve hastaneye sevk edildiği 12 Ekim 2012 tarihinden raporun düzenlendiği 10 Haziran 2013 tarihine kadar gözlemlendiği, mağdurun Çocuk Koruma Birimi’nde yapılan görüşmesinde . TOKİ Lisesi 10’uncu sınıf öğrencisi ve bir haftadır okula gitmediği, bir yıl sonra okula devam etmek istediğinin öğrenildiği, anne ve babası ile birlikte yaşadığı, anne …’ın 55 yaşında ve bir işte çalışmadığı ve ilkokulu terkettiği, baba .n’ın 55 yaşında ve … problemleri nedeniyle çalışmadığı, ilkokulu terkettiği, mağdurun 19-28-29-30-32 yaşlarında 5 ablası bulunduğu, annesi, babası ve üç ablasıyla birlikte evde yaşadığı, ailenin maddi geçimine ablalalırının yardım ettiği, .’in okula devam etmemesinin nedeninin kendisini istismara maruz bırakan kişilerin okul çevresinde bulunmasından kaynaklandığını söylediği, ilköğretimde ders başarısının çok iyi olduğu ancak yaşadığı olumsuz olaylar nedeniyle son dönemlerde ders çalışmakta zorlandığını, sıkıldığını, kendisini istismara maruz bırakan kişilerin aklına geldiğini, sinirlendiğini, sık sık ağladığını, kendisine güvenemediğini söylediği, yaşadığı ve mahkemeye konu olan olaylarla ilgili olarak iki yıl önce burada tanıştığını, birbirlerinden hoşlandıklarını, bu kişiyle flört etmeye başladıklarını, daha sonra .’ın kendisini cinsel istismara maruz bıraktığını ve çok kötü olduğunu ve uyuşturucuya başladığını, daha sonra …, ., . ve . adlı kişilerle tanıştığını, bu kişilerin kendisine tecavüz ettiğini, . ve …’ın bu olayı videoya çektiğini, videoları facebookta paylaşacaklarına dair tehdit ettiklerini, bu olayın bir yıl boyunca devam ettiğini, en son yaşadıklarına dayanamadığı için polise gidip şikayette bulunduğunu ve olanları ailesine anlattığını, söylediği, .’in maruz kaldığı travmalardan sonra herkese, özellikle erkeklere karşı öfkeli olduğunu, sık sık insanlarla kavga ettiğini, her üç kişinin kendisin maruz bıraktığı cinsel istismarlardan rahatsız olduğu, özellikle … adlı kişiye tiksinti duyduğu hissettiği, tecavüz etmedenönce kendisine uyuşturucu madde kullandırdıklarını aktardığı, görüşmede maruz kaldığı istismarları aktarırken kendisini kötü hissettiği ve ağladığının tespit edildiği, genç kızın kendisini travmaya maruz bırakan kişilere karşı ambivalans (karşıt duyguların birlikte yaşanması) duygularının olduğunun tespit edildiği, tüm erkeklere karşı güvensizlik hissettiği ve her erkeğin kendisine tecavüz edecekmiş gibi hissettiğini, her gece rüyasında farklı farklı kişilerin tecavüz ettiğini gördüğünü söylediği, olaylardan sonra intihar düşüncelerinin olduğunu, son zamanlarda bu düşüncelerinin devam etmekle birlikte azaldığını, son dönemlerde uyuşturucu kullanmadığını söylediği, genç kızın birçok kişiden maruz kaldığı cinsel istismarlardan olumsuz şekilde etkilendiği, depresif ve travma sonrası stres bozukluğu belirtilerinin olduğu, terapotik destek almasının faydalı olduğu, … Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Ana Bilim Dalı’nın konsültasyon raporunda da anne ve ablanın mağdurun mahkemeye konu olay sonrası uykuya dalmakta zorlandığını, kötü rüyalar ile uykudan sıçrayarak bağırarak uyandığını, yalnız yatmak istemediğini, iştahının arttığını, çocuğun olayı tekrar yaşıyormuş gibi hissettiğini, irkilmelerinin ve dalmalarının olduğunu, unutkanlığının olduğunu, sinirliliğinin arttığını, öfke patlamaları olduğunu, olay hakkında konuşulmasını istemediğini, olayı hatırlatacak durumlardan kaçındığını, eskiden yapmakta keyif aldığı uğraşları yapamadığını, derse dikkatini veremediğini, insanlardan kaçındığını, geleceğe dair ümitsizliğinin olduğunu, gün içinde kendini yorgun ve halsiz hissettiğini, sürekli tedirgin ve huzursuz olduğunu, özkıyım girişiminde bulunduğunu, madde kullanımının olduğunun tespit edildiği, duygu durumunun depresif, duygulanımı duygu durum ile uyumlu, düşünce içeriğinde olayla ilgili ilişkili korku, kaygı ve üzüntü temalarının mevcut olduğu, yer, kişi, zaman yöneliminin tam, dikkate ve bellek fonksiyonlarının normal ve sözel iletişim kurmakta istekli olduğunun gözlendiği ve sonuç olarak mağdurun travma sonrası stres bozukluğu, DSM-IV-TR ve majör depresyon DSM-IV-TR ve madde kötüye kullanım bozukluğu geliştiği ve ruh sağlığının bozuk olduğu, bu ruh sağlığı bozukluğunun sorulduğu üzere yaşadığı bildirilen cinsel istismar olaylarının tamamı ile ilişkilendirildiği, dolayısıyla çocuktaki ruh sağlığı bozukluğunun TCK’nın 103/6 maddesi kapsamında değerlendirilebileceği, tedavi sürecini besleyecek şekilde aileye yol gösterici olmak açısından Aile ve Sosyal Politiklar İl Müdürlüğü’ne bağlı bir sosyal hizmet uzmanı tarafından çocuğun bulunduğu çevrenin ev ziyaret yapılarak incelenmesi, danışmanlık ve … kapsamı içerisinde değerlendirilmesi gerektiği kanaati oybirliği ile bildirilmiş ve mahkememizce de sanıkların eylemleri nedeniyle mağdurun TCK’nın 103/6 maddesi anlamında ruh sağlığının bozulduğu kabul edilmiştir. Bir an için aksinin düşünülmesi halinde dahi benzer olaylarda Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu raporlarından da gözlendiği gibi sanıklardan her birinin mağdura karşı organ sokmak eyleminin ruh sağlığını bozacak nitelikte olduğu, birden fazla kişinin bir mağdura karşı cinsel istismarda bulunması nedeniyle her bir sanığın eylemi nedeniyle tıbbi ayrım yapılmadığı ve sonuç olarak Adli Tıp Kurumu Kanunu’na uygun kurul tarafından oluşturulan bu raporun sanıkların mağdura karşı cinsel istismar eyleminden dolayı ruh sağlığının bozulduğunu açık açık bildirmesi karşısında bozma kararının bilimsel gerçeklere ve dosyadaki delillere uygun düşmediği,” gerekçesiyle bozmaya direnerek önceki hükümler gibi suça sürüklenen çocuklar … ve …’ün mahkûmiyetlerine karar vermiş, suça sürüklenen çocuk … yönünden ise Özel Daire kararının sirayet ettiğini belirterek Özel Dairece hakkında temyiz incelemesi yapılmayan suça sürüklenen çocuğun da önceki hüküm gibi cezalandırılmasına karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de katılan mağdure vekili ile suça sürüklenen çocuklar müdafiileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.05.2015 tarihli ve 176959 sayılı “bozma” istemli tebliğnamesiyle dosyanın gönderildiği Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 03.04.2017 tarih ve 450-1754 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine, Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yerel Mahkemece suça sürüklenen çocuk … hakkında katılan mağdureye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ile suça sürüklenen çocuk … hakkında katılan mağdureye yönelik kasten yaralama ve uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçlarından verilen beraat kararları ile suça sürüklenen çocuk … hakkında katılan mağdureye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü temyiz edilmeksizin, suça sürüklenen çocuk … hakkında katılan mağdureye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ise Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnme kararının kapsamına göre inceleme suça sürüklenen çocuklar hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;
1-)Suça sürüklenen çocuklar ..i ve . hakkında TCK’nın 103/6. maddesinin uygulanması bakımından hükümlerin eksik araştırmayla kurulup kurulmadığı,
2-)Suça sürüklenen çocuk … hakkında TCK’nın 103/4. maddesinin uygulanma olanağının bulunup bulunmadığı,
3-) Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca Yerel Mahkemece 06.11.2013 tarihli ve 98-258 sayılı hükme yönelik temyiz talebinin süresinde olmaması nedeniyle Özel Dairece 26.05.2014 tarihli ve 2600-6920 sayılı kararda suça sürüklenen çocuk … hakkında herhangi bir temyiz incelemesi yapılmaması karşısında Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen 10.03.2015 tarihli ve 277-128 sayılı kararda Özel Daire bozma kararının suça sürüklenen çocuk … yönünden sirayet ettirilmesinin mümkün olup olmadığı, mümkün olmadığının kabulü hâlinde suça sürüklenen çocuk yönünden kurulan 10.03.2015 tarihli ve 277-128 sayılı hükmün hukuki değerden yoksun olup olmadığı,
Hususlarının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Nüfus kayıtlarına göre suça sürüklenen çocukların 15-18 yaş aralığında bulundukları, katılan mağdure …’ın ise 10.12.1997 doğumlu olup suç tarihinde 15 yaşından küçük olduğu (Kararın devam eden kısımlarında katılan mağdure …’dan “mağdure” olarak bahsedilecektir.),
Mağdurenin 28.09.2012 tarihinde seyir hâlinde bulunan kolluk ekip aracını durdurarak olayı intikal ettirdiği,
28.09.2012 tarihinde . Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli genel cerrahi uzmanınca mağdure hakkında düzenlenen raporda; anal bölgenin doğal olduğunun, ekimoz ve fissür bulunmadığının belirtildiği,
28.09.2012 tarihinde Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli kadın hastalıkları ve doğum uzmanınca mağdure hakkında düzenlenen raporda; inspeksiyonla yapılan muayenede saat 5 ve 6 hizalarında kaideye uzanan yırtığın mevcut olduğunun ve sürüntü örneği alındığının bildirildiği,
29.09.2012 tarihinde .Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli genel cerrahi uzmanınca mağdure hakkında düzenlenen raporda; sol omuz başında daha önceden oluşmuş bir adet sigara yanık izinin bulunduğunun, harici darp ve cebir izine rastlanılmadığının belirtildiği,
01.11.2012 tarihinde ….y Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesince mağdure hakkında düzenlenen raporda; travma sonrası stres bozukluğu ve depresif bozukluk tanısıyla mağdurenin ruh sağlığının bozulduğunun mütalaa edildiği,
21.11.2012 tarihinde .Adli Tıp Şube Müdürlüğünce mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; vücudunda direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde herhangi bir travmatik lezyon veya basit tıbbi müdahaleyi gerektirir travmatik lezyon saptanmadığı, bakire olmadığı, vajinal penetrasyonu içeren cinsel ilişkinin fiziki delilinin bulunduğu, cinsel istismar ile ilgili olarak ruhsal durumunda bozulma olup olmadığı yönünden ilgili ihtisas kuruluna sevkinin gerektiği,
24.05.2013 tarihinde … Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalınca mağdure hakkında düzenlenen konsültasyon notunda; ruhsal durum muayenesinde yaşında gösterdiğinin, sözel iletişim kurmaya istekli olduğunun, yer, kişi, zaman yöneliminin tam, bellek ve dikkat fonksiyonlarının normal olduğunun, düşünce içeriğinde olayla ilgili olarak korku, kaygı ve üzüntü temalarının mevcut olduğunun bildirildiği,
10.06.2013 tarihinde … Üniversitesi … Eğitim ve Araştırma Hastanesince mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; olay sonrası mağdurenin ruh sağlığının bozulduğu, TCK’nın 103/6. maddesi kapsamında değerlendirilebilecek olan bu ruh sağlığı bozukluğunun yaşandığı bildirilen cinsel istismar olaylarının tamamıyla ilişkilendirildiği,
29.09.2012 tarihinde kolluk görevlilerince düzenlenen adres tespit ve yer gösterme tutanağında; mağdurenin hakkında ayırma kararı verilen inceleme dışı sanık ., suça sürüklenen çocuk … ile suça sürüklenen çocuk …’un ikamet adreslerini gösterdiğinin, yine cinsel istismar olayının gerçekleşmiş olduğu inşaat halindeki binanın da mağdure tarafından gösterildiğinin ve bu adreslerin doğruluğunun tespit edildiğinin bildirildiği,
04.10.2012 tarihinde kolluk görevlilerince düzenlenen teşhis tutanağına göre; mağdurenin teşhise tâbi tutulan suça sürüklenen çocuk …’u teşhis ettiği,
28.09.2012 tarihinde psikolog tarafından mağdure hakkında düzenlenen sosyal inceleme raporuna göre; mağdureyle yapılan görüşmede; 8. sınıfı bitirdikten sonra başlayan ve bugüne kadar devam eden yaş ortalamaları 18-19 olan 6 erkek şahıs tarafından bir çok defa cinsel olarak istismar edildiğini, bu cinsel birlikteliklerin bazılarının kendi rızasıyla başladığını fakat daha sonra rızası dışında zor kullanılarak devam ettiğini, ilk cinsel birlikteliğini … ile yaşadığını, daha sonra .,., … ., … ve .ismindeki şahıslarla devam eden cinsel istismar olaylarına maruz kaldığını, bu birlikteliklerden bazılarında iki kişi tarafından aynı anda cinsel istismara uğradığını ve rızasının bulunmadığını, kendisine karşı cinsel istismarda bulunan kişilerin önce birkaç hafta veya ay arkadaş, sevgili gibi davrandıklarını ancak daha sonra cinsel birliktelik yaşamak için ısrar ettiklerini, ilk cinsel birlikteliklerini yaşadıktan sonra diğer birlikteliklerini rızası olmaksızın tecavüz ederek veya uyuşturucu madde aldıktan sonra gerçekleştirdiklerini anlattığı, yapılan gözlemde; mağdurenin iletişime açık olduğu, duygu durumunun genel olarak normal olduğu, anlık duygu durumunun ise düşkün olduğu, beyanları esnasında ağladığı, konu hakkındaki beyanlarının genel olarak tutarlı olduğu,
08.10.2012 tarihinde mağdurenin Savcılıkta alınan ifade tutanağında; mağdurenin cep telefonunda yapılan incelemede; “. bana 02/10/2012 günü saat 17.48 de ‘o kadar aptal mıyım, d 2 tane çıkardım kötü günler için, çok fena … In var, parçala beni bebeğim hadi hadi şeklinde mesaj gönder.” (mesaj görüldü)
02/10/2012 günü saat 17.42 de ‘videoyu çıkardım. D muhteşem.’ şeklinde mesaj gönderdi (mesaj görüldü)
29/09/2012 Günü saat 20.59 da … . benim 05xx 9xx xx 9x nolu hattıma ‘gelmezsen rezil ederim seni ben istiyorum yarın.’ şeklinde mesaj gönderdi. (mesaj görüldü.)
… . 02/10/2012 günü saat 18.09 da benim cep telefonuma ‘yoo alakası bile yok kafamız güzeldi. S…ni yap tklrn zoruma gtti bian bnd yaptım’ şeklinde mesaj gönderdi(mesaj görüldü)
… .’ ın cep telefon rehberindeki telefon numarasının 05xx 9xx 5x xx olduğu tespit edildi.” şeklinde bilgilerin yer aldığı,
28.11.2012 tarihinde mağdurenin Savcılık tarafından alınan ifade tutanağında; ‘haplıyken ozan seni si.erken wideo ya çektigmi ne çabuk unuttun her akşam seyrediyorum a.ının zarını.’ Tarih: 29 Eylül 2012 Saat: 20.32 Gönderen : 05xx 9xx 5x xx( Telefonda Mesaj Görüldü Okundu)’,” şeklinde bilgilerin yer aldığı,
25.01.2013 tarihinde adli bilişim laboratuvarınca düzenlenen inceleme raporlarında; suça sürüklenen çocuk …’e ait cep telefonu, hafıza kartı ve sabit disk üzerinde yapılan incelemede; olayla ilgili olarak herhangi bir bilgi veya belgeye rastlanılmadığının belirtildiği,
25.01.2013 tarihinde adli bilişim laboratuvarınca düzenlenen inceleme raporlarında; suça sürüklenen çocuk …’a ait cep telefonu, sim kart, hafıza kartı ve sabit disk üzerinde yapılan incelemede; olayla ilgili olarak herhangi bir bilgi veya belgeye rastlanılmadığının bildirildiği,
16.05.2013 tarihli . Kaymakamlığı İlçe Nüfus Müdürlüğü tarafından düzenlenen yazıda; mağdurenin doğum kaydının babasının sözlü beyanına göre yapıldığının belirtildiği,
09.11.2012 tarihli … Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen rapora göre; mağdureden alınan sürüntü örneği üzerinde belirlenen genotip özelliklerin suça sürüklenen çocuk …’e ait genotip özelliklerle uyumlu olduğu,
29.09.2012 tarihli mesaj tespit tutanağında; mağdurenin kullanmakta olduğu 05xx 9x71x9x numaralı cep telefonunun mesajlar bölümünün mağdurenin ablası Gülsüm Kayacan eşliğinde açıldığının, yapılan incelemede; mağdurenin, bulunan video ve fotoğraflarını silme isteğine karşılık ‘Bayro’ ismiyle kaydedilmiş 05xx 9xx5x7x numaralı hattan 06.09.2012 tarihinde; ‘zamanla o da olur fotolarına bakıyorumda çok fnasın.’ şeklinde cevap verildiğinin, mağdureye uyuşturucu madde satmak isteğiyle ‘Emrecan’ ismiyle kaydedilmiş 05xx 6xx9x9x numaralı hattan 28.09.2012 tarihinde; “içmek istiyor musun bişey.” şeklinde mesaj gönderildiğinin, mağdurenin uyuşturucu madde bulmak isteğiyle “.” ismiyle kaydedilmiş 05xx2xx7x5x numaralı hatta 29.08.2012 tarihinde; “Aynen. Bu yakınlarda bir şey çözebilir misin bana?” şeklinde göndermiş olduğu mesaja karşılık aynı gün belirtilen numaradan “Yrn erkn glrsen hlldrz.” şeklinde mesaj gönderildiğinin, aynı numaraya gönderilen “Ne çözersin?” şeklindeki mesaja karşılık “Tlfnda sknti açk knşma” şeklinde mesajla cevap verildiğinin, bu mesajların çok sayıda olduğunun ancak mağdurenin ailesinden çekinmesi sebebiyle diğer mesajları sildiğini belirttiğinin bildirildiği,
04.10.2012 tarihli mesaj tespit tutanağına göre; mağdurenin kullanmakta olduğu 05xx 9x71x9x numaralı cep telefonunda kolluk görevlilerince yapılan incelemede;
06.09.2012 saat 02.57’de “benim fotoğraflarımı ne zaman sileceksin.” şeklindeki mesaja 05xx 9xxx27x numaralı ‘Bayro’ adıyla kayıtlı hattan “zamanla oda olur fotolarına bakıyorum da çok fenasın.” içeriğinde mesajla cevap verildiği,
29.09.2012 saat 20.02’de “yarın sabah geliyorsun buraya.”
29.09.2012 saat 20.12’de “geleme.” cevabı üzerine “beni uyuz etme hayatını s.k.rim o.ç. yarın geleceksin lan.” şeklinde cevap verildiği,
29.09.2012 saat 20.15’te “gelmezsem ne olur.” cevabı üzerine “ananın a.ı olur göreceksin sen ben sana napıyorum bk.”,
29.09.2012 saat 20.26’da “görürsün ne ddmı bend o wideo yu resimleri herkeze dağıtmasam s.k.inler beni.”,
29.09.2012 saat 20.32’de “haplıyken ozan seni s.k.rken wideo ya cektiğmi ne çabuk unuttun her akşam seyrediyorum a.ı.ın zarını.”,
29.09.2012 saat 21.02’de “sni okulda rezil edimd görd.”,
01.10.2012 saat 15.00’te “internete gidicem sidiye atıcm.”,
01.10.2012 saat 16.48’te “10 dakikan var gelmesen herkeze gösterirm yemin ediyorum.”
02.10.2012 saat 17.42’de “widio yu çıkardım.d muhteşem.”,
02.10.2012 saat 19.35’te “al agzına.d hadi bebeğm parçala al senin bu.d.”
02.10.2012 saat 19.40’da “s.k.cem seni.” şeklinde mesajlar gönderildiğinin tespit edildiği,
Mağdureye yönelik eylemleri nedeniyle haklarında tefrik kararı verilen sanıklar Fatih Yavuzhan, … Ertaş ve suça sürüklenen çocuk Burak Yıldırım’ın yargılamasının yapıldığı … Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 16.01.2014 tarihli ve 453-12 sayılı dosyasının uyap üzerinden yapılan incelemesinde; sanık .’ın TCK’nın 103/1 ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis, aynı Kanun’un 109/1, 109/3-f, 109/5 ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve aynı Kanun’un 107/2, 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 80 TL adli para cezaları ile cezalandırılmasına, sanık … Ertaş’ın cinsel istismar suçundan beraatine, TCK’nın 109/1, 109/3-b-f ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla mahkûmiyetine, suça sürüklenen çocuk Burak Yıldırım’ın TCK’nın 103/1, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay ve aynı Kanun’un 109/1, 109/3-f, 109/5 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezalarıyla mahkûmiyetine dair hükümlerin temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 10.02.2021 tarih ve 5047-1074 sayılı kararı ile sanık Fatih hakkında şantaj ile suça sürüklenen çocuk . hakkında cinsel istismar ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerinin bozulmasına, diğer hükümlerin ise onanmasına karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan mağdure … 28.09.2012 tarihinde Kollukta; “.Toki Lisesi 10. sınıf öğrencisiyim. Bugün yani 28.09.2012 gün saat 17.00 sıralarında sokakta resmi polis ekibini durdurak başımdan geçen kötü olayların olduğunu bu nedenden dolayı müracaat etmek istediğimi beyan ettikten sonra ilk etapta . Çocuk Büro Amirliğine akabinde ise gerekli işlemler için Şube Müdürlüğünüze getirildim. Başımdan geçen konular ile ilgili olarak Şube Müdürlüğünüzdeki görevli psikolog ile özel olarak görüşme yaptıktan sonra psikolog ve avukat huzurunda ifademi vermek istiyorum. Tarihten yaklaşık olarak 2 yıl kadar once . isimli şahıs ile taniştim ve onunla arkadaşlık kurdum, bu arkadaşlik yaklaşık olarak 1 yıl kadar sürdü sonra . benden ayrılmak istediğini söyledi, bende nedenini sorduğumda benimle cinsel ilişkiye girmek istediğini, kendisi ile cinsel ilişkiye girmez isem bu arkadaşlığı sona erdireceğini söyledi bende bu teklifini kabul etmedim ve onunla ayrıldık, ayrıldıktan yaklaşık olarak 2 ay kadar sonra kendisini çok sevdiğim ve özlediğim için internet ortamında görüşümüzde onu sevdiğimden dolayı tekrar arkadaş olmak istediğimi ve ilişki teklifini kabul ettiğimi söyledim, daha sonra . in .Mahallesinde bulunan gitsem gösterebileceğim evine giderek onunla buluştum istemeyerek te olsa onunla ters cinsel ilişkiye girdim, evde o zaman yaşlı Anneannesi vardı fakat bizim ne yaptigimizı görmedi, Burak 0 5xx 8xx 1xxx numaralı telefon hattinı kullanmaktadır, herhangi bir işte çalışmıyor, . 19 yaşlarında, sarışın, biraz kilolu ve orta boylardadır. Bu ilişkiden yaklaşık olarak ay kadar sonra Burak ile onun ikametinde buluştuk onunla ilişkiden yaklaşık olarak 1 ay kadar sonra . ile onun ikametinde buluştuk onunla konuşmamız sırasında bana saldırdı ve zorla normal yoldan bana tecavüz etti,.’ in kol bileklerinde, karın bölgesinde ve omzunda kesik izleri vardı, bu ilişkiden sonra benden kan geldi sonra ben evime gittim. Daha sonra kedisine baktığım … isimli şahsın kedisini kendisine teslim etmek için . de ikamet eden lunaparkın karşısında bulunan gitsem gösterebileceğim evine gittim, evde kimse yoktu kediyi bıraktıktan sonra … bana saldırarak normal yoldan bana tecavüz etti, … .i 19 yaşlarında zayıf uzun boylu ve esmer bir kişidir, ne … yaptığını bilmiyorum 0 5xx2xx7xxx numaralı telefon hattını kullanmaktadır. Başımdan geçen bu kötü olaylardan sonra psikolojik olarak kötü duruma düştüğümden dolayı . de ikamet eden çevreden tanıdığım . isimli şahsın uyuşturucu madde sattığını öğrendim, bunun üzerine rahatlamak için 10 TL karşılığı uyuşturucu madde satın aldım ve uyuşturucu kullanmaya başladım, .0 5xx 6xx 9xxx numaralı telefon hattını kullanmaktadır. . 18 yaşından küçük olduğunu biliyorum. .’in kollarında hafif kesik izleri vardı. Tarihten yaklaşık olarak 1,5 ay sonra . vasıtası ile … ile tanıştım, .’in . Mahallesinde bulunan gitsem gösterebileceğim evine. ile birlikte gittik, evde . ile .n birlikte uyusturucu madde kullandılar, . evden çıktıktan sonra .n bana saldırarak zorla normal yoldan tecavüz etti, sonra . evin içerisine girdikten sonra biz kendisine bir şey soylemeden bana .n in benimle zorla girmiş olduğu cinsel ilişkiyi cep telefonu ile kayıt altına aldığını söyledi.Bu evde . ile. uyuşturucu kullandıkları sırada . uyuşturucu madde sardığı sigarayı sol omuz başı kısmında söndürdü benim canım çok yandı, hatta kolumda izi halen bulunmaktadır. Bu tarihten 3-4 gün kadar sonra … bana çekmiş olduğu cinsel ilişki videosuna sildiğini söyledi. .’in .Mahallesinde bulunan ikametlerine gittik burada evde kimse yoktu, sonra . bana zorla saldirdi ve tecavüz etti, .’in evini gitsem gösterebilirim. . cep telefonu kullanmamaktadır, . 18 yaşından buyukur, benim boyumda orta kilolu beyaz tenli bir yapar. .’ın ne … yaptığını bilmiyorum. Tarihten yaklaşık olarak 1 ay kadar sonra ise 0 5xx 9xx1xxx numaralı cep telefonumu arayan ve isminin . olduğunu beyan eden kişi benimle arkadaşlık kurmak istediğini cep telefon numaramı .’dan ogrendiğini söyledi, bende onunla tanıştım, 1 ay kadar onunla normal arkadaşlik kurduk, sonra . bana evlerine gitmeyi orada uyuşturucu madde kullanabileceğimizi söyledi, bende onun teklifini kabul ettim ve . da bulunan gitsem gösterebileceğim evine gittim, burada kimse yoktu evde uyuşturucu sigara kullandık, uyuşturucunun etkisi ile kendimi iyi hissetmiyordum, bunun üzerine Fatih bana saldırdı ve zorla normal yoldan tecavüz etti, . in kullanmış olduğu cep telefonu numarasını bilmiyorum, Fatih 19 yaşlarında boyu benden uzun ve benden kilolu ve hafif beyaz tenli birisi, .’in ne is yaptigini bilmiyorum fakat uyuşturucu madde sattığını görüyordum, tam olarak kendime geldiğimde Fatih in kollarında ve karin bölgesinde kesik izleri vardı. .’ in bana zorla saldırdığından yaklaşık olarak 1 ay sonra . bana telefon açarak elinde benim uygunsuz görüntülerimin olduğuna ve benimle buluşmak istediğini kendisi ile buluşmaz isem bu görüntüler yayacağını söyledi bende korktuğumdan dolayı buluşma teklifini kabul ettim ve Ç. Mahallesinde halen inşaat halinde olan gitsem gösterebileceğim bir inşaatta . ile buluştuk, bizimle birlikte insaata çevreden tanıdığım .’ta geldi, inşaatta . ben ve … a uyuşturucu madde verdi bizde birlikte bu uyuşturucu maddeyi içtik, uyuşturucunun etkisi ile kendimi biraz kaybettim, bu sırada . bana saldırdı ve zorla tecavüz etti, bu cinsel saldırı sırasında …’ da bize bakıyordu, . ilişkiden sonra yan tarafa geçti bu sefer. bana saldırdı ve zorla normal yoldan tecavüz etti, . 05xx 9xx 5xxxx numarali telefon hattını kullanmaktadır, … bana 18 yaşında olduğunu söylemişti, … uzun boylu zayıf ve esmer yapalı birisi. Bayramında ne … yaptığı bilmiyorum, … in evini bilmiyorum bu kişinin lakabı Bayro’dur, daha sonraki günlerde … benim cep telefonuma mesaj atarak elinde uygunsuz videolarımın olduğunu söyleyerek devamlı suretle tehdit ediyordu. Bugünden 3 gün önce . dan hayalet tabir edilen uyuşturucu maddeyi 20 TL karşılığı satın almıştım, bugün yani 28.09.2012 günü . benim kullanmış olduğum cep telefonuma tehditli mesaj atarak buluşmak istediğini söyledi bende kendisinden korktuğumdan dolayı teklifini kabul ettim ve . de bulunan ormanlik alanda kendisiyle buluştuk, sonra . bana ormanlık alanda saldırarak zorla tecavüz etti, ormanlık alandan ayrıldıktan sonra başıma gelen bu kötü olaylardan bıktığım için sokakta gördüğüm resmi Polis aracını durdurdum ve başımdan geçen kötü olayları anlattım. Bana saldırarak zorla cinsel ilişkiye giren . isimli şahıstan, bana uyuşturucu madde vererek zorla cinsel ilişkiye giren ellerinde uygunsuz görüntülerimin olduğunu söyleyerek ilişkiye giren …, …, .., . isimli şahıslardan davacı ve şikayetçiyim, benim uyuşturucu bağımlılığım yoktur, uyuşturucuyu başımdan geçen bu kötü olaylardan dolayı benim ayrıca kullandığım oldu, hastaneden genital raporlarımın aldırılmasına rıza gösteriyorum, işlemlerimin bitimi aileme teslim edilmek istiyorum, başımdan geçen kötü olaylardan dolayı psikolojim kötü yönde etkilendi, korktuğumdan dolayı önceden kimseye anlatmamıştım benim söyleyeceklerim bunlardan ibarettir.”,
04.10.2012 tarihinde Kollukta ek beyanında; “Ben tarihten 2 yıl kadar önceydi. Asil ifademde geçtiğim .la arkadaşlığımız esnasında bana ters ve düz ilişkide bulunduğumu anlatmıştım, bu ilişkiye dair ek olarak .arın teşhis etmiş olduğum ikametine geldik. Burakların ikamete giriş kapıları kahve renkli idi girişte genişce holün sağ tarafı oturma odası onun yaninda da yine sağ tarafta .’in kaldığı oda vardı ve bana saldırarak ters ve anal yoldan cinsel saldırıda bulunduğu odadır, burada bir hol vardı. Bu odada iki tane baza yatak vardı bir tane eski bilgi sayar masası ve bilgisayar vardı, eski bir tek kapısı kırık kahverengi olan gardorap vardı, duvarda yarış arabalı mini etekli bayan fotoğrafı olan tablo türü resim vardı, iki yil evvel olduğu için başkada bir şey hatırlamıyorum. . bana burada zorla tecavüz etti, Burak’la ayrildiktan sonra tesadüfen bir parkta tanıdığım …’un önceki ifademde belirttiğim gibi evine gitmiştik, ben o evden hatırladığım eve girdiğimde uzunca bir hol vardı sol tarafa girdiğimde soldan ilk oda salondu salonda karşılıklı iki çekyat, eski ve ahşaptan bir televizyon büfesi vardı ayrıca 6 li ahşap yemek masası ve sağ duvar tarafinda pimapen balkon kapısı vardı sol tarafinda başka bir odaya açılan kapi vardı. Bana önce salonda iki elimi tutarak zorla pantolonu mu indirdi ve ben zayif ve güçsüz kaldığım için anal yolda zorla tecavüz etti ben kapıdan çıkıp gitmek istedim ama beni tutarak salondan girilen başka bir odaya çekti sonra burada da ikinci kez bana tecavüz etti, oda çok küçük bilgisayar masası bilgisayar, bir tane baza yatak bir tanede ahşap renginde gardorap var, daha sonra beni bıraktı, ben bu durumu kimseye anlatamıyordu, psikolojik bunalım durumundaydım, sonra … .’ nin arkadaşı olduğunu sonradan öğrendiğim benim telefon numaramı arkadaşlarımdan bulmuş bana arkadaşlık teklif etti, bende derdimi anlatacak birisi olması bakımından .’in teklifini kabul ettim, ben .’in art niyetle bana yaklaştığını bilmiyordum, bir süre arkadaş olarak gezdikten sonra beni senin derdin çok al bundan iç rahatlarsın diyerek verdi, ben bunun uyuşturucu olduğunu anladım ve psikolojim düzelir diye uyuşturucu içme teklifin kabul ettim. Sonra . ‘larin evine beni çağırdı bende gittim. .’lar da ., . ve ben vardım. Uyuşturucu sigara içtik Ben uyuşturucunun parası olarak 20 TL. para verdim. Ben bu tarihten sonra . dan sürekli uyuşturucu temin ediyordum. Bana uyuşturucuyu zorla vermediler. Ben önceki ifademde anlattığım gibi .larda . bana tecavüz etti. .arın evi iki girişliydi ben kimse görmemesi için bahçe kapısından girdim; eve girdiğim bahçe kapısından direk bir hol vardı holün diğer ucu mutfak ve yatak odasına gidiyordu. . bana bahçe kapısından girişte sağ tarafta bulunan ilk odada tecavüz etti. Bu oda duvar diplerinde iki baza olan, bazaların ortasında bir bilgisayar masası ve bigisayar olan, odanın camı bahçeden girdiğimiz giriş kapısı yönünde olan bir odaydı. . bana dışarıda saksıda ne olduğunu bilmediğim bitkiyi sulama yaparken yalnız kaldık ve kollarıyla ön taraftan beni sım sıkı sararak etkisiz hareket edemez duruma getirdi, anal yoldan zorla tecavüz etti. Ben . ların evniden çıkarken . bana ‘ben sana tecavüz ederken .cep telefonuyla görüntümüzü çekti,artik ne istersem yapmak zorundasın.’ dedi. Bu olanlardan da polise ve başka şahıslara anlatmamam için beni tehdit etti. Bende ailemden utandığım için kimseye anlatamadım. Daha sonra önceki ifademle belirttiğim gibi ., …’in arkadaşı olduğu için . bana .in telefonundan mesaj atmıştı, oda numaramı silmemiş benim kız olmadığımın farkın vardığından benden faydalanmak için yakınlık gösterdi, bende uyuşturucu temin etmem için onlarla iyi geçinmek zorundaydım. . beni arayarak ‘ben bir paket uyuşturucu alacağım bunun bir fişeğini sana vereyim.’ dedi, zaten bir paketten 20 sigara çıkıyor gel birini sana vereyim dedi. Ben .lere geçtim.. o anda uyuşturucunun parasını benden almadı. Ben .lerde hayalet diye bilinen .ismini verdikleri bonzai uyuşturucu maddesini içtim daha evvel .larla da içmiştim. Bu sefer nedenini bilmiyorum ama titreme geldi ve fenalaştım bu uyuşturucu etkisiyle halsiz düştüğüm anda Fatih bana ilişki teklif etti ve bende kabul etmedim. . beni zorla itekleyerek girişteki sağ taraftaki iki çekyatın bulunduğu odaya aldı ve zorla tecavüz etti. Ben fatihlerin evine girdiğimde büyük bir hol vardı sadece bunu hatırlıyorum, ben evden çıkarken . bana bu ilişkiyi kameraya çektiğini, kendisine 500 TL para vermesem internette yayınlayacağını, herkese rezil edeceğini söyledi. Daha sonra polislere de gösterdiğim inşaat halindeki binaya … ve . la gittik. Bana orda ekstazi uyuşturucu hapından verdiler, onlar bu hapa güleryüz veya . diyorlardı, ben uyuşturucunun etkisi ile kısa süreli bir baygınlık geçirmişim.ben uyandığımda baktım yanımda .. vardı ve üzerimde hiçbir şey olmadığını çıplak olduğumu gördüm. …’a üzerimi giyinmek için çıkmasını söyledim. … da . yaptı sıra bende diyerek bana tecavüz etti daha sonrada cinsel organın çıkararak ağzıma zorla soktu, ben bu olayların etkisi ile ağlamaya başladım bir yandan üzerimi giydim ve oradan gittim. Ben bu yaşadığım sıkıntılardan sonra bu şahıslardan zaman zaman tehdit mesajı alıyordum bana küfürlü sapıkça ve mesajlar aldım, korkumdan kimselere de anlatamadım ben bu şahısların telefon numaralarını önceki ifademde söylemiştim ayrıca yanımda ablam varken polislere bu şahısların bana tecavüz ettikleri adresleri ve ikamet adreslerini gösterdim. …’ın evi olmadığını parklarda takıldığını söyledim, diğer şahıslarında adresleri gösterdim. Daha sonra ek ifade vermek için şube müdürlüğünüze geldiğimde polisler bu şahısların kollarına girmiş vaziyette ismini . olarak tanıdığım şahısın mavi hırka ve altında mavi kot pantolonlu şahısı ve yanında ismini … olarak bildiğim koyu mavi yırtık desenli kot pantolonu olan, beyaz ve mavi rekli önden fermuarlı eşofman bulunan şahısları gördüm bu gördüğüm . bana tecavüz eden ve uyuşturucuya alıştıran şahıstır yanında bulunan … ise hatırlamıyorum ama …’ın söylediğine göre inşaat halindeki binada bana tecavüz ettiğini bildiğim şahıstır. Önceden de söylediğim gibi bana tecavüz eden ve uyuşturucuya alıştıran şahıslardan davacı ve şikayetçiyim. Bu şahısların bana daha sonra yine zarar vermelerinden korkuyorum, benim canıma ve namusuma saldırabilirler, bu nedenle okulumun resmi kurumlarca değiştirilmesini istiyorum, ben bu olaydan dolayı psikolojik olarak yaşım itibariyle çok büyük zarar gördüm beden ve psikolojik muayene olmaya razıyım beni devlet kurumlarının uyuşturucu tedavimin de yaptırılmasını istiyorum.”,
08.10.2012 tarihinde Savcılıkta: “Çocuk Şube Müdürlüğünde psikolog ve vekilimin katılımıyla verdiğim ifadelerim doğrudur. Ablam . de . konaklarında Nes Clab da kuaförde çalışıyordu. 2 yıl önce ablamın yanına gittim. Aynı yerde cafe de çalışan . la tanıştım. İnterten ten de konuşmaya başladık, arkadaş olduk ve çıkmaya başladık. Beni dershanemin önünden aldığı bir gün tanıştıktan 2 hafta sonra birlikte yürüdük. Benimle ters ilişkiye girmek istediğini söyledi. ben kabul etmedim eve gittim. Bu konu üzerinde internetten sürekli tartışıyorduk ve ayrıldık. 2 ay kadar sonra . ı sevdiğim için teklifi kabul ettim. Burak’ ın Çekmeköy Taşdelen deki evinde ters ilişkiye girdik. Daha sonra biz tekrar ayrıldık, aradan 1 ay kadar geçince tekrar benimle buluşmak ve konuşmak istediğini söyledi, kendisinin arandığını dışarıya çıkamadığını söyledi bu yüzden .’ ın evine gittim. Sebebini bilmediğim bir şekilde bana tecavüz etti. Ben evden ayrıldım. Ayrılmama sesini çıkarmadı. Bu olay ilk tanışmamızdan bir kaç ay sonra oldu. Bir daha herhangi bir ilişkimiz olmadı bir araya da gelmedik. Burak Yıldırım’la arkadaşken muhasebeci gibi çalışan .. la da tanışmıştım. Kedisine … yerinde bakamadığını sorun çıkardığını söylediğinden ben kedisini alıp evimde bakıyordum. Tahminen günümüzden 1,5 yıl kadar önce kediye evimde baktıktan sonra … .’ un oturduğu . deki evine götürdüm. Sabah saatleri de saat 10.00 yada 11.00 gibiydi kahvaltı yapıyordu. Evde kimse yoktu annesi köydeymiş, beni de kahvaltıya davet etti, bende kahvaltı yaptım. Ben kalkıp tokalaştığım sırada bana sarıldı ve zorla bana tecavüz etti. Karşı koydum ancak gücüm yetmedi. İlişkiden sonra beni durağa bıraktı. Bir daha bir araya gelmedik ve buluşmadık, evine de gitmedim. … beni durağa bırakırken onun arkadaşı olan . beni görmüş, . den telefon numaramı almış, onunla telefonla konuşup arkadaş olduk, ben Emrecan dan uyuşturucu satın aldım. Bu şekilde uyuşturucu madde kullanmaya başladım, Tekrar uyuşturucu madde istediğimde. Mahallesinde bana bir ev tarif etti, oraya gittim, …’ in eviymiş o şekilde. la tanıştım. . la da bir müddet görüştüm.. bana tecavüz etmedi, Ancak . tecavüz etti. … .n’ın cep telefonunu kullanıyormuş ondan rica ederek bana mesaj atmış bu şekilde . da cep telefonu numaram kaymış. Cep telefonundan bana mesaj attı, naber ne yapıyorsun diye mesaj atmıştı. Bu şekilde bana yeni uyuşturucu paketi aldığını söyledi, kendisi de uyuşturucu madde satıyordu. Sigara almak için .’ ın evine gittim. Taşdelen Karaçayır Mahallesindeki evine gittim, bu olay 2012 yılı yaz ayında yaklaşık 2 ay kadar önce oldu, evde kimse yoktu . le uyuşturuculu sigara içtik. Ben orada kendimden geçmişim uyandığımda neredeyse üzerim çıplaktı bana benimle ilişkide bulunduğunu ve videoya çektiğini söyledi. Ben eve gittikten sonra telefonla bana ilişkiyi kameraya çektiğine kendisine 500 TL para vermezsem yada onunla isteyerek birlikte olmazsam herkese kendini silerek internette dağıtacağını söyledi. Bende bu durumu …’ e anlattım. Bu nedenle . i dövmüşler. Ondan sonra beni rahatsız etmedi. Ben .’ la tanışmadan önce .. la. lar la evlerinde yemek yerken … . ta vardı, bu vesile ile günümüzden 3 ay kadar önce … . la tanıştım. . beni rahatsız etmeyi kestikten sonra bir akşam günümüzden 1,5-2 ay kadar önce telefonum çaldı. Telefon … .’ ın numarasıydı ancak konuşan .’ dı. . bana ‘.lar ile konuşma yarın gel. dedi, bende gitmeyeceğimi söyledim, videon var istersen gelme dedi. Ben geri aradım, tekrar bana elimde videom olduğunu ve dağıtacağını söyledi bende bu nedenle ertesi gün .’ ın cep telefonunu aradım telefona .çıktı, o sırada .i de . Parkının aşağısındaki cem evinin önündeydim, 5 dakikaya kadar geleceğini söyleyip . telefonu kapattı. Motorla gelip beni aldı. Karaçayır Mahallesine gittik, .n ların evine gittik, ablası da evdeydi, .n beni bırakıp dışarıya çıktı bir müddet sonra . dışarıdan bana seslendi . içeriye girdi ablası … Ocağındaydı hap aldığını bir tanede … a ve bana aldığını söyledi. Hapları içtik dışarıya çıktık. Motorla Karaçayır Mahallesinde PTT nin önüne gittik. … . ta oradaydı. . hap içtiğimizi Polisin gözlerimizden anlayabileceğini söyledi. Bulunduğumuz yerin karşısındaki inşaata girdik. Ben kısa süre baygınlık geçirmişim, uyandığımda üzerim çıplaktı ve yanımda … . vardı, bana .’ ın benimle ilişkide bulunduğunu ve videoya çektiğini kendisinin de benimle ilişkide bulunduğunu söyledi. Ben inanmadım, sonradan oraya gelen . a sordum bir şey söylemedi. Orada … la tartıştım ve evime gittim.. beni evimde olduğum sırada telefonla arayıp elinde videom olduğunu söyleyerek benimle buluşmak istediğini söylüyordu. Bir kaç sefer buluştuk, 2-3 kere daha inşaatta benimle ilişkide bulundu. Gelmeyeceğimi söylediğimde bana tehdit mesajları atıyordu. Tüm bu olaylar nedeniyle şikayetçiyim. Bu olay günümüzden 2 hafta kadar önce oldu.”,
28.11.2012 tarihinde Savcılıkta; “Ben olayla ilgili ilk olarak çocuk şube müdürlüğünde psikolog ve avukat huzurunda ifade vermiştim o ifademi tekrar ederim ayrıca gene bu adliyede Savcı . beye de bu olayla ilgili ifade vermiştim o ifademi tekrar ederim bana göstermiş olduğunuz …’in annesi.tarafından tarafımdan yazıldığı ve ceza evine gönderildiği iddia edilen 2 sahifelik mektubu ben yazmadım böyle bir mektubu yazmadığım gibi mektup içeriğinde bahsedilen olayları da kimseyle konuşmadım. Adımın altında bulunan imza bana ait değildir.”, lüzum üzerine mağdureye …’in vücuduna herhangi bir cinsel temas olup olmadığı sorulması üzerine; “Ben olayla ilgili Çocuk Şubede 2 kere ifade verdim her iki ifademde ve Savcı … beye verdiğim ifademde …’in bana yaptıkları olarak ben .a tanıştığımda . ile birlikte .ların evine gittik .. ve ben esrar tabir edilen uyuşturucu madde kullandık ben uyuşturucu kullandıktan sonra biraz kendimden geçtim. Kendimden geçerken . evden çıktı, . kaldı, Emrecan bana normal yoldan tecavüz etmişti. . odaya girdiğinde .’ ın bana yaptıklarını videoya kaydettiğini ve cep telefonunda olduğunu söylemişti bu sırada içinde esrar bulunan sigara içerkende bu sigarayı omuzumda söndürdü. .’ın bu evde ve başka bir yerde bana benim bilincim açık haldeyken herhangi bir cinsel saldırısı olduğunu net olarak hatırlamıyorum fakat . sürekli bana benim uygunsuz görüntülerimin olduğu videolarımın olduğundan bahsederek beni dediği yere gelmem hususunda çağırıyordu. Bana cinsel istismarda bulunan. ve … isimli şahıslarda . vasıtasıyla benimle tanıştılar. Emrecan ‘ da aramızda geçen olayları Ozan’ın cep telefonuyla kaydettiğini bana söylemişti. .. isimli şahsın bana tecavüz ettiği zaman olayın olduğu inşaat alanı önünde üçümüzde ne olduğunu bilmediğim hap kullanmıştık. Polisleri görünce inşaat hâlindeki binaya girdik. 10 – 15 dakikalık zaman diliminde ben kendimi kaybetmiştim. Uyandığımda çırılçıplaktım..bana orda olanları videoya çektiğini söyledi. Daha sonra … bana kullanmış olduğu cep telefonundan bana çektiği mesajlarda .ın da bana tecavüzde bulunduğunu ve bunuda videoya çektiğini söyledi. Bu mesaj nedeniyle de ve .’ın sürekli video görüntüsünden bahsetmesi nedeniyle ben.ın’da bana karşı cinsel istismarda bulunduğunu ifade ettim. . ‘la . vasıtasıyla tanıştım ve.la olduğu iddia ettiği video kaydının olduğunu söyleyerek rızam dışında beni istismar etmiştir. Çocuk Şubede ve Savcı … bey de verdiğim ifadelerde . ile ilgili söylediklerimin hepsi de doğrudur.”,
04.04.2013 tarihinde Mahkemede; “Ben ilk önce . ile ablamın çalışmış olduğu işyerinde tanıştım, daha sonra .’tan arkadaş oldum, daha sonra da sevgili olduk, . bana ters ilişki teklifinde bulundu, ben kabul etmedim, daha sonra aramız bozuldu ve ayrıldık, daha sonra yaklaşık iki ay sonra tekrar biraraya geldik ve ters ilişkiyi kabul ettim, araması olduğunu ve evinden dışarı çıkamadığını söyledi bu nedenle beni kendi evine davet etti, ben de evine gittim, evinde anneannesi de vardı, biraz oturduk, daha sonra anneannesi alt katta bulunan yengesinin evine gitti, Burak Yıldırım odasında bilgisayarın başına oturdu, benden sigara istedi, ben de ona sigara verdim, bu esnada odasında bana tecavüz etti, ondan sonra hemen ayrıldım, daha sonra Burak Yıldırım vasıtasıyla tanışmış olduğum … ile konuşuyorduk, kedisine bakamadığını işyerinde problemi olduğunu söyledi, benden kedisine bakıp bakamayacağımı sordu, ben de bakabileceğimi söyledim, ben de kediyi aldım evimde bir buçuk ay kadar baktım, daha sonra evi kirlettiği için ben de kediyi geri götürmek istediğimi kendisine söyledim, beni .’deki evine davet etti, eve gittim ve kediyi kendisine verdim, daha sonra kahvaltı yaptık, ben artık gitmem gerektiğini söyledim, … birden bana sarıldı ve tecavüz etti, ondan sonra evden ayrıldım, …’la bu hususda tartışmalı konuşmalarımız oldu, daha sonra da ilişkimiz bitti. Ancak … ile birlikteyken …, .’den benim kim olduğumu sormuş, … ona benim kim olduğumu ve yaşadıklarımı anlatmış, …, …’dan benim telefon numaramı almış, … bana mesaj attı, sıradan arkadaşlığımız başladı, birkaç defa kendisiyle buluştuk ancak herhangi bir cinsel birliktelik yaşamadık, ben …’ün uyuşturucu sattığını ve kullandığını daha önceden biliyordum kendisinden uyuşturucu istedim ve kendisinden uyuşturuc aldım ve kullandım, daha sonra tekrar istediğimde kendisi bana …’in evini tarif etti ve oraya gitmemi söyledi, …’in evine gittim, ancak eve gittiğimde … oradaydı, … ve … birlikte uyuşturucu kullandılar, ancak ben kullanmadım, … kullanmış olduğu sigara şeklindeki uyuşturucuyu daha sonra benim kolumda söndürdü, daha sonra … evin dışına çıktı, … bana evde tecavüz etti, ondan sonra ben yarım saat kadar sonra evden ayrıldım kendi evime gittim, daha sonra … 9’uncu sınıfın yaz ayının ortasında yani yaz tatilinin ortasında beni aradı, telefon.’a aitti, ancak telefonda konuşan ses ise …’e aitti ve bana yarın buluşalım, buluşmadığın takdirde elimdeki videoyu herkese göstereceğim ve seni rezil edeceğim dedi, daha sonra ben gidemeyeceğimi söyledim, videon var iyi düşün dedi, ben de bunun üzerine ertesi sabah saat 10:00-11:00 civarında .k Park’ın yanında bulunan cemevinin önünde bekledim, … beni telefonla arayarak beş dakika içinde geleceğini söyledi, daha sonra …’le buluştuk, …’lerin evine gittik, evde ablası da vardı, ablası ile birlikte benim beklememi söyledi ve dışarı gitti, yaklaşık bir saat sonra geri geldi, almış olduğu uyuşturucu haplarını … ile birlikte kullandık, daha sonra Taşdelen Karaçayır Mahallesi PTT’nin önünde …’le beklemeye başladık,. isimli şahıs geldi, 10-15 dakika kadar orada durduk, daha sonra bana burada polis devriyesi gezdiğini söyleyerek PTT’nin hemen karşısındaki inşaata girmemizi … ve ..söyledi, inşaata girdik, inşaatın hatırladığım kadarıyla üçüncü katına çıktık, burada otururken … Ertaş yan tarafa geçti, kısa süreli bir baygınlık geçirdim, … bana tecavüz etti, bu durumu kesik kesik hatırlıyorum, daha sonra kendime geldiğimde üzerim tamamen çıplaktı, … çıktı,. geldi, . tarafından tecavüze uğradım ve durumu da … ile beraber videoya çektiklerini söylediler, bu sırada … ile .. beni ‘gelmezsen videonu herkese gösteririz.’ diye tehdit ediyorlardı, bundan yaklaşık bir ay sonra … ile buluştuk, benimle konuşmak istediğini söyledi, ben kendisine açık alanda görüşebileceğimi, kapalı alanda görüşemeyeceğimi söyledim, . Durağı’na çağırdı, daha sonra onu takip etmemi söyledi, duraktan direkt yukarı çıktı, onu takip ettim, birkaç ev ve anaokulunu geçtik, biraz daha yukarıda ev ve hiç kimsenin olmadığı bir yere çıktık, bir ormana girdik, burada bana tecavüz etti, ben de kendisine ‘bana tecavüz edersen şikayet edeceğim.’ dedim, buna rağmen tecavüz etti, ben de oradan ayrılır ayrılmaz ilk karşılaştığım ekip arabasına şikayette bulundum, başka da bir diyeceğim yoktur, beyanım bundan ibarettir, sanıklardan şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum.”,
Katılan … Kollukta; “Bugün yani 28.09.2012 günü kızım … eve gelmeyihce onu merak ettim onu arayacağım sırada beni telefon ile arayan ve polis olduğunu söyleyen bir bayan kızımın . Çocuk Büro Amirliğinde olduğunu söyleyince bende merak içindi kızımı almak için Büro amirliğine gittim, orada görevliler bana kızıma zorla uyuşturucu madde verildiğini söylediler, önceden böyle bir şey duymamıştım. Kızım bana bir şey söylemedi, kızımın sol kol omuz kısmında yara izi vardı neden olduğunu bilmiyordum. Bugün kızım ile görüştüğümde kendisine zorla uyuşturucu madde verildiğini ve sol kolundaki yara izinin uyuşturuculu sigaranın bastırılması sonucu olduğunu söyledi, daha sonra kızım ve ben gerekli işlemler için Şube müdürlüğünüze getirildik, kızıma uyuşturucu madde veren kolunda sigara söndüren ve başka kötülüklerde yapan var ise onların hepsinden davacı ve şikayetçiyim, yakalanmalarını ve haklarında yasal işlem yapılmasını istiyorum. Kızımın hastaneden genital muayene yapılmasına rıza gösteriyorum. Kızımın işlemleri bitimi tarafıma teslim edilmesini istiyorum.”,
04.04.2013 tarihinde Mahkemede; “Şikayetçiyim, cezalandırılmalarına karar verilmesini talep ediyorum. Kızım .Devlet Hastanesi’nde 1997 yılının 12’nci ayında doğdu, gün olarak hatırlamıyorum.”,
Tanık .Mahkemede; “Sanıklardan … benim arkadaşım olur. Mağdureyi olay nedeni ile tanıyorum. Aradan birkaç yıl geçtiği için olay gününü tam olarak hatırlayamıyorum. Olay günü sanık ile birlikte işyerinde kahvaltı yapacaktık işyerine .geldi. Sanık mağdura birlikte kahvaltı yapalım teklifinde bulundu, mağdur da kabul etti oturdu üçümüz birlikte kahvaltı yaptık. Kahvaltıdan sonra mağdure çıkıp gitti. Daha doğrusu mağdure bir kedi getirdi. Bizimle birlikte kahvaltı yaptı daha sonra da çekip gitti. Ben hep sanık ve mağdurun yanındaydım.” sorulması üzerine; “ben önceki beyanımda ısrar ediyorum, mağdure kediyi sanığın işyerine getirdi ve birlikte kahvaltı yaptık”,
Tanık Cengiz Şeyhun Mahkemede; “Sanık … benim işyerimde işçi olarak çalışır. Mağdureyi de olay nedeni ile tanıyorum.olayın hangi tarihte geçtiğini hatırlamıyorum. 1-1,5 yıl önce … beni cep telefonundan aradı. Sabah vakitleri idi. Benden izin istedi. 5 dakika eve gidip geleceğim dedi. Ben de kendisine ben işyerine geleyim ondan sonra gidersin dedim. Dediğmiz gibi ben işyerine gittikten sonra …, işyerinden ayrıldı, evine kadar gidip geldi bu süre toplam 5 dakikaydı. Dükkanda … ‘den başka hiç kimse yoktu. Mağdureyi de ben dükkanda görmedim.Ben mağdurenin … ile birlikte dükkandan ayrıldığını görmedim…. ‘nin evi dükkana çok yakındı.Kedi, bizim işyerimizde bulunuyordu.O gün … ‘nin kediyi götürüp götürmediğini, mağdurenin gelip gelmediğini ben hatırlamıyorum sadece …’nin benden izin istediğini hatırlıyorum, o günden sonra yaklaşık 1 ay gibi bir süre sonra kediyi gördüğümü hatırlıyorum.”,
Şeklinde beyanlarda bulunmuşlardır.
Suça sürüklenen çocuk … Kollukta; “Ben …’ı arkadaşım olan Burak Yıldırım vasıtasıyla tanırım. Kendisi Burak’ın kız arkadaşıdır. . ile arkadaşken kendisiyle tanıştım. Kendisi bir müddet sonra.’tan ayrıldı, daha sonra ben facebook yoluyla …’la tanıştım. Tanışma esnasında benim kendime ait baktığım ve beslediğim kedim vardır, bu kediyi .de bilir. Hatta bir keresinde Sevil bizim evde bulunan kediyi bizim evden alarak bakmak için kendi evine götürdü. Tam olarak hatırlayamadığım bir zaman içerisinde tekrar Sevil kediye bakamayacağın söyleyip çalışmış olduğum … yerini bildiği için kediyi bana teslim etmek için geldi. … sadece bir defa bizim eve evde kimsenin olmadığı bir zamanda gelerek bana olan kediye bakmak için alıp gitti. Ben kesinlikle Sevil Arslancan’a cinsel istismarda bulunup kendisinin iddia ettiği gibi tecavüz etmedim, bu anlattığım olaylarda yaklaşık tarihten bir yıl kadar önce olmuştur. Ben Sevil ile sadece normal arkadaştım, kendisiyle çok fazla görüşmüşlüğümüz yoktur, yaklaşık bir yıldır da kendisini de görmüş değilim hatta en son 10-15 gün önce kendisiyle bir defa mesajlaştım. Bana neden böyle bir itham da bulunduğunu anlamış değilim.”,
Savcılıkta: “…’ ı mahalleden tanıdığım Burak Yıldırım’ ın kız arkadaşı olması nedeniyle tanıyorum. 1 ya da 1,5 yıl kadar önce Burak’ an ayrıldı. Yüz yüze görüşmüştüm face book tan da konuştuğumuz oldu. Yine 1,5 yıl kadar önce konuştuğumuz sırada evime gelerek benim baktığım kediyi alarak evine götürdü. 1 ay kadar sonra da kediye bakamayacağını söyleyerek Taşdelen deki … yerime getirerek bana teslim etti. Daha sonrada kendisi ile görüşmedim. Cinsel ilişkide bulunmadım tecavüz etmedim. Kediyi … yerime getirdiğini … ve . adlı arkadaşım bilmektedir. Atılı suçlamaları kabul etmiyorum.”,
Tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; “Arkadaşımın kendisi ile görüşmesini istemediğim için mesaj atmıştım. Hatta bu konuyu arkadaşım olan Burak ile de görüşmüştüm. Kendisi ile istem dışı veya isteği ile herhangi bir cinsel ilişki yaşamadım.”,
Mahkemede; “Ben bu suçlamaları kabul etmiyorum. Niçin bu tür suçlamalara maruz kaldığım konusunda benim bir bilgim yoktur. Mağdur benim arkadaşım Burak’ın sevgilisi oldu, ben o vesileyle kendisini tanıdım. Mağdurun bir buçuk iki senedir yüzünü bile görmedim. Diğer suça sürüklenen çocuklar benim arkadaşımdır. Benim sevgilim . kedisine bakamadığı için bana bırakmıştı, ben de kediye bakamadığım için internet ortamında mağdura mesaj gönderdim, benim kedime bakıp bakamayacağını sordum, o kediye bakabileceğini söyledi, ben de kediyi ona teslim etmek için kendisi benim işyerimin önüne geldi, işyerimden izin aldım, birlikte kendi evime gittim, kediyi mağdura teslim ettim. Teslim ettikten sonra işyerime döndüm, mağduru içeri zorla veya kendi isteğiyle sokarak organ sokmak suretiyle cinsel istismarda bulunduğum doğru değildir, evde kahvaltı yaptığımız da doğru değildir. Aradan bir buçuk ay geçtikten sonra mağdur kediye bakamayacağını söyleyerek işyerime geldi ve yanımda . isminde bir ağabeyim vardı, gündüz saat 09:30-10:00 gibiydi, kediyi ben ondan aldım, o da yanımdan uzaklaştı, o gün de mağduru eve götürdüğüm ve organ soktuğum iddiası hiçbir şekilde doğru değildir. Mağdurun bana iftira etmesi için ne gibi bir sebep var bilemiyorum, böyle bir suçla suçlanacağımı beklemiyordum, kendisiyle arkadaşlık dışında bir ilişkim olmamıştır, ben mağdure ile Burak Yıldırım aracılığıyla tanışmıştım ve onların ayrılmalarına ben sebep olduğum için bundan dolayı bana iftirada bulunmuş olabilir, ben hiçbir şekilde uyuşturucu madde kullanmıyorum, mağdura uyuşturucu madde de teklif etmedim.”, mağdurenin ruh sağlığının bozulduğunu belirten raporun okunarak sorulması üzerine; “Ben mağdurun kız arkadaşlarından okulda uyuşturucu madde kullandığını duydum ve uyuşturucu madde kullanması dolayısıyla ruh sağlığının bozuk olduğunu düşünüyorum.”,
Suça sürüklenen çocuk … Savcılıkta: “Ben üzerime atılı suçlamayı anladım. Suçlamaları kabul etmiyorum. Sevil isimli kız beni sevmektedir. Ben kendisini sevmiyorum aramızda herhangi bir duygusal ya da fiziksel arkadaşlık yoktur benim bütün arkadaşlarımla aramı açtı. Ben başka bir kızı sevdiğimden onunla ilgim olmadığından hakkımda suçlamalarda bulunuyor. Ben üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum.”,
Tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; “Ben üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, bu konu ile ilgili olarak savcılıkta verdiğim ifadem doğrudur, aynen tekrar ediyorum, ben şu an mağdur durumdayım.”,
Mahkemede: “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ben mağdure … ile bir defa Taşdelen mesire alanında kendi isteğiyle cinsel ilişkiye girdim, kendisine uyuşturucu madde temin etmedim, ben de uyuşturucu maddeyi bir defa kullandım, ondan sonra da kullanmadım aynı zamanda mağdureyi ben yaralamadım, suçlamaları kabul etmiyorum.”, cinsel ilişkiye girdikleri mesire alanının nasıl bir yer olduğunun sorulması üzerine; “Çevrede bir sürü ev var, seslenildiği zaman duyulabilir.”, mağdure … ile Taşdelen mesire alanında hangi tarihte cinsel birliktelik yaşadığının sorulması üzerine; “2012 yılının 10’uncu ayında cinsel birliktelik yaşadım ancak gün olarak hatırlamıyorum.” mağdurenin ruh sağlığının bozulduğuna ilişkin … Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinin raporunun okunarak sorulması üzerine; “Ruh sağlığının bozulması olayı ile ilgili benim bir alakam yoktur.”,
Şeklinde savunmalarda bulunmuşlardır.
Uyuşmazlık konularının sırasıyla ele alınmasında fayda bulunmaktadır.
1- Suça sürüklenen çocuklar … Sami ve Emre Can hakkında TCK’nın 103/6. maddesinin uygulanması bakımından hükümlerin eksik araştırmayla kurulup kurulmadığı;
Çocukların cinsel istismarı suçu, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 103. maddesinde;
“(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
Anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, … hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, on beş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(7) Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.” şeklinde düzenlenmiş iken,
28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile;
“(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(3) Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya … hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.”,
02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 13. maddesi ile de;
“Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz.
Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.
(3) Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya … hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.”
Hâlini almıştır.
Kanunda beden veya ruh sağlığının bozulması kavramlarının tanımına yer verilmemiş olup Anayasa Mahkemesinin 26.02.2009 gün ve 96-34 sayılı kararında da belirtildiği üzere; kanunkoyucu burada, mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlini cinsel istismar suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâli olarak öngörmüş ve bu kavramın her somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesini ise uygulamaya bırakmıştır. Beden veya ruh sağlığının bozulup bozulmadığı konusu, mağdurların yaşı, bedensel gelişim derecesi, ruhsal, sosyal ve kültürel yapılarına göre göreceli bir nitelik taşıdığından, söz konusu durumun her somut olayda ilgili uzmanların raporlarıyla ortaya konulması gerekmektedir.
Her cinsel saldırı veya cinsel istismar eyleminin az ya da çok mağdurda doğal olarak psikolojik bir sarsıntıya yol açacağı muhakkaktır. Ancak ruh sağlığının bozulmuş olduğunun kabulü için, mağdurda normal ve sık görülen ruhsal tepkilerin ötesinde ağır ve işlevselliği bozan bir hasarın varlığı aranmalıdır. Diğer taraftan, mağdurun ruh sağlığının bozulması hâlinin, bu bozulmanın hayatı boyunca iyileşmeden devam etmesi gerektiği anlamına gelmeyeceği gibi ruh sağlığının bozulmasına neden olan olaydan sonra aynı veya farklı failler tarafından gerçekleştirilen başka eylemlerin, mevcut bozulmayı derinleştirmek, daha da ağırlaştırmak veya yeni farklı arızalara yol açmak suretiyle mağdurun ruh sağlığını yeniden ve ayrı bir biçimde bozmayacağı da söylenemeyecektir. Bu itibarla, mağdurun bir kez ruh sağlığının bozulmuş olması, bundan sonra yeniden ruh sağlığının bozulmayacağı sonucunu doğurmayacaktır. Zira kanunda ruh sağlığı bozulan bir kişinin tekrar ruh sağlığının bozulduğunun kabul edilemeyeceğine ilişkin bir sınırlama da bulunmamaktadır. Aksi kabul kanuna aykırı olacağı gibi, ruh sağlığı bozulan mağdurların farklı eylemler karşısında faillerin fiilleriyle orantılı ağırlıkta cezalandırılmaması suretiyle hukuken korumasız kalması sonucunu doğurur ki bu durum kanun koyucunun amacı ile de bağdaşmayacaktır.
Diğer yandan ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usule uygun olarak toplanan delillerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK, adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
Bu açıklamalar ışığında birinci uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Katılan mağdurenin 28.09.2012 tarihinde devriye gezen kolluk görevlilerine başvurması sonucunda olayın intikalinin gerçekleştiği, yapılan tahkikat neticesinde sanıklar … Ertaş, Fatih Yavuzhan ve 25.02.2013 tarihli iddianameyle birleşen kamu davasında suça sürüklenen çocuk Burak Yıldırım hakkında … Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/453 Esas sayılı dosyasında yargılama yapılmasına karşın suça sürüklenen çocuklar …, … ve …’in yargılamasının ise incelenen dosya kapsamında yapıldığı, eldeki dosya kapsamında suça sürüklenen çocuklar …, … ve …’in yargılaması esnasında 10.06.2013 tarihinde … Üniversitesi … Eğitim ve Araştırma Hastanesince mağdure hakkında düzenlenen raporda; olay sonrası mağdurenin ruh sağlığının bozulduğu, TCK’nın 103/6. maddesi kapsamında değerlendirilebilecek bu ruh sağlığı bozukluğunun yaşandığı bildirilen cinsel istismar olaylarının tamamıyla ilişkilendirildiğinin belirtildiği anlaşılan dosyada;
Katılan mağdurenin bir süreç içerisinde tüm sanıklar ve suça sürüklenen çocuklar tarafından cinsel istismara maruz kaldığına dair tutarlı beyanlarda bulunması, … Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/453 Esas sayılı dosyasında Uyap üzerinden yapılan incelemede inceleme dışı sanıklar ve suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerinde TCK’nın 103/6. maddesinin uygulanmadığının tespit edilmesine karşın eldeki dosyada suça sürüklenen çocuklar hakkında TCK’nın 103/6. maddesinin uygulanması, … Üniversitesi … Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 10.06.2013 tarihli raporda mağdurede travma sonrası stres bozukluğu ve major depresyon tespit edildiğinin ve TCK’nın 103/6. maddesi kapsamında beden veya ruh sağlığının bozulduğunun belirtilmesi karşısında aynı olay kapsamında bu bozukluğun her bir sanık ve suça sürüklenen çocuğun eylemi nedeniyle ayrı ayrı gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında söz konusu raporun yetersiz kalması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde suça sürüklenen çocuklar … Sami ve Emre Can hakkında TCK’nın 103/6. maddesinin uygulanması bakımından eksik araştırmayla hükümlerin kurulduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükümlerinin, suça sürüklenen çocuklar … Sami ve Emre Can hakkında TCK’nın 103/6. maddesinin uygulanması bakımından eksik araştırmayla hükümler kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
2- Suça sürüklenen çocuk … hakkında TCK’nın 103/4. maddesinin uygulanma olanağının bulunup bulunmadığı;
Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; “suçsuzluk” ya da “masumiyet karinesi” olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; “in dubio pro reo” olarak ifade edilen “şüpheden sanık yararlanır” ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından gözönünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikle ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı ve hiçbir şüphe veya başka türlü oluşa imkân vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Bu açıklamalar ışığında ikinci uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Katılan mağdurenin aşamalarda özetle kedisini teslim etmek amacıyla suça sürüklenen çocuk …’un evine gittiğini, evden ayrılacağı sırada suça sürüklenen çocuğun arkasından sarılmak suretiyle cebir kullanarak cinsel istismarda bulunduğunu iddia ettiği, suça sürüklenen çocuğun ise aşamalarda suçlamayı kabul etmediğini, mağdureye cinsel bir eylemde bulunmadığını savunduğu olayda;
21.11.2012 tarihinde Ümraniye Adli Tıp Şube Müdürlüğünce mağdure hakkında düzenlenen raporda; mağdurenin vücudunda direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde veya basit tıbbi müdahaleyi gerektirir travmatik lezyon saptanmadığının belirtilmesi, mağdurenin beyanlarına göre suça sürüklenen çocuğun, arkasından sarılmak biçiminde gerçekleşen eylemini TCK 103/4. maddesi kapsamında cebirle gerçekleştirdiğinin şüphede kalması ve bu şüphenin de suça sürüklenen çocuk lehine değerlendirilmesinin gerekmesi hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, suça sürüklenen çocuk … hakkında TCK’nın 103/4. maddesinin uygulanamayacağı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme gerekçesinin bu uyuşmazlık konusu yönünden isabetli olduğuna karar verilmelidir.
3-) Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca Yerel Mahkemece 06.11.2013 tarihli ve 98-258 sayılı hükme yönelik temyiz talebinin süresinde olmaması nedeniyle Özel Dairece 26.05.2014 tarihli ve 2600-6920 sayılı kararda suça sürüklenen çocuk … hakkında herhangi bir temyiz incelemesi yapılmaması karşısında Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen 10.03.2015 tarihli ve 277-128 sayılı kararda Özel Daire bozma kararının suça sürüklenen çocuk … yönünden sirayet ettirilmesinin mümkün olup olmadığı, mümkün olmadığının kabulü hâlinde suça sürüklenen çocuk yönünden kurulan 10.03.2015 tarihli ve 277-128 sayılı hükmün hukuki değerden yoksun olup olmadığı;
Çok sanıklı dosyalarda, sanıkların her biri birbirlerinden bağımsız olarak kanun yoluna başvurma hakkına sahiptir. Kural olarak sanıklardan birinin verilen karara karşı yaptığı kanun yolu başvurusu, diğer sanıklar hakkında verilen hükümleri kapsamaz. Kanun yoluna başvurulmayan diğer sanıklar hakkında verilen hüküm, kanun yoluna başvurma için öngörülen sürenin sonunda kesinleşir. Bu durum, “davasız yargılama olmaz” ilkesinin bir sonucudur.
Ancak temyiz kanun yolu bakımından, gerek 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda gerekse 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda, ilgili hükümlerdeki koşullar oluştuğu takdirde, temyiz edenler lehine oluşacak durumdan, temyiz yoluna başvurmayan, süresinden sonra başvuran veya temyize başvurmakla beraber başvurusu kabul edilmeyen sanıkların da yararlanmaları kabul edilmiştir. Buna; bozma kararının “sirayeti”, “genişleme etkisi” ya da “teşmili (yayılma) etkisi” denilmektedir.
1412 sayılı CMUK’nın 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken “Hükmün bozulmasının diğer maznunlara sirayeti” başlıklı 325. maddesi; “Hüküm, cezanın tatbikatında kanuna muhalefet edilmesinden dolayı maznun lehine olarak bozulmuşsa ve bozulan cihetlerin temyiz talebinde bulunamamış olan diğer maznunlara da tatbikı kabil olursa bu maznunlar dahi temyiz talebinde bulunmuşcasına hükmün bozulmasından istifade ederler.” şeklinde,
Benzer düzenlemeyi içeren 5271 sayılı CMK’nın “Hükmün bozulmasının diğer sanıklara etkisi” başlıklı 306. maddesi ise “Hüküm, sanık lehine bozulmuşsa ve bu hususların temyiz isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanması olanağı varsa, bu sanıklar da temyiz isteminde bulunmuşçasına hükmün bozulmasından yararlanırlar” biçiminde düzenlenmiş olup hükmü temyiz etmeyenlerin veya temyiz istemi reddedilenlerin, temyiz edenlerden daha ağır bir ceza ile cezalandırılmaları adaletsizliğini gidermek amacı ile yasaya konmuştur. Bu suretle temyiz edenler lehine oluşacak durumdan, temyiz etmeyenlerin de istifadesi sağlanmış olacaktır. Bozmanın sirayetinde yerel mahkeme hükmü, temyiz etmeyen sanık yönünden bozulmamakta, anılan maddeler uyarınca sanık, bozma kararının sonucundan yararlandırılmaktadır.
Hükmü temyiz etmeyen ya da temyiz istemi reddedilen sanık, bozma kararının sonucundan yararlanacağı için, öncelikle bozmaya uyulması ve cezanın uygulanmasında temyiz eden sanık lehine yeni bir karar verilmesi zorunludur. Lehe bozma bu takdirde, hükmü temyiz etmeyen sanığa sirayet ettirilecektir. Bunun sonucu olarak önceki kararda direnilmesi hâlinde, sirayetten söz edilemeyecektir. Aksi takdirde temyiz davası açan sanık için kabul edilmeyen bir bozma nedeninin, kanun yoluna başvurmayan sanık lehine kabulü gibi bir sonuca ulaşılacaktır. Bu sonuç ise temyiz edenin aleyhine, temyiz etmeyenin lehine olup çelişkili bir uygulamaya neden olacağından sirayet müessesesinin amacına aykırıdır.
Bu açıklamalar ışığında ön sorun değerlendirildiğinde;
Suça sürüklenen çocuk … hakkında TCK’nın 103/2, 103/6, 31/3 ve aynı Kanun’un 109/1, 109/3-f, 109/5, 31/3. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, … Anadolu Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince 06.11.2013 tarihinde atılı suçlardan mahkûmiyetine karar verildiği, ilgili hükümlere yönelik suça sürüklenen çocuk müdafisinin temyiz isteminin … Anadolu Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince 15.01.2014 tarihinde “Mahkememizin 2013/98 esas sayılı dava dosyasının 06.11.2013 tarihinde karara bağlandığı, sanık …’in 103/2 maddesi uyarınca 8 yıl 4 ay, 109/2 maddesi uyarınca da 3 yıl 4 ay hapis cezasına hükmedildiği, kararın sanık … ve müdafiisi Av. Derya Töle Eryağcı hazır olduğu halde duruşmada yüzlerine karşı okunduğu, ancak Av. Derya Töle Eryağcı tarafından 15.01.2014 tarihli temyiz dilekçesi ile temyizinin istendiği,ancak 14.11.2013 tarihinde temyiz başvuru süresinin sona erdiği…” gerekçesiyle reddedildiği ve hükümlerin 15.01.2014 tarihinde kesinleştiği, Özel Dairece diğer suça sürüklenen çocuklar … ve … hakkında verilen bozma kararı sonrasında Yerel Mahkemece bozma üzerine yapılan yargılamada direnme kararı verilmesine rağmen bozma kararı sirayet ettirilerek suça sürüklenen çocuk … hakkında yeniden hüküm kurulduğu anlaşılan dosyada;
Suça sürüklenen çocuk … müdafisinin temyiz talebinin Yerel Mahkeme tarafından reddedilerek suça sürüklenen çocuk … hakkında Özel Dairece bir temyiz incelemesinin yapılmaması, Yerel Mahkemece bozma ilamına direnilmesine rağmen çelişkiye düşülerek suça sürüklenen çocuk … yönünden sirayet kararı verilmesi, önceki kararda direnilmesi durumunda sirayetten söz edilememesi hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; suça sürüklenen çocuk … hakkında Yerel Mahkemece 10.03.2015 tarih ve 277-128 sayı ile kurulan hükmün hukuki değerden yoksun olduğu ve bu hükümle ilgili Ceza Genel Kurulunca bir inceleme yapılamayacağının kabulü gerekmektedir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- … Anadolu Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 10.03.2015 tarihli ve 277-128 sayılı suça sürüklenen … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün önceki kararda direnilmesi hâlinde sirayetin mümkün olmaması nedeniyle HUKUKİ DEĞERDEN YOKSUN OLDUĞUNUN TESPİTİNE ve Ceza Genel Kurulunca bir İNCELEME YAPILAMAYACAĞINA,
2- … Anadolu Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 10.03.2015 tarihli ve 277-128 sayılı suça sürüklenen çocuk … hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün TCK’nın 103/4. maddesinin uygulanma olanağının bulunmadığına ilişkin direnme gerekçesi yönünden İSABETLİ OLDUĞUNA,
3- … Anadolu Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 10.03.2015 tarihli ve 277-128 sayılı suça sürüklenen çocuklar … ve … hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerinin TCK’nın 103/6. maddesinin uygulanması bakımından eksik araştırmayla hükümler kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4-Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 13.09.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.