Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2017/561 E. 2018/651 K. 18.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/561
KARAR NO : 2018/651
KARAR TARİHİ : 18.12.2018

Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 14. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 93-119

Sanık …’nın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK’nın 109/2, 109/5, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 02.10.2015 tarih ve 145-133 sayılı hükmün sanık müdafisi ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 03.03.2016 tarih ve 890-2070 sayı ile;
“Sanığın gece vakti mağdurenin yalnız kaldığı eve penceresini kırmak suretiyle girdiği, bu durumu gören mağdurenin hemen polise haber verdiği, ardından sanığın mağdureye karşı organ sokmak suretiyle cinsel saldırı eylemini icrai hereketlerine başladığı, kendisine direnen mağdureyi kemik kırığı meydana gelecek ve basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaraladığı, olay yerine polislerin gelmesi üzerine sanığın eylemini tamamlayamadığı, şeklinde oluşa uygun kabul edilen olayda;
Nitelikli cinsel saldırı suçunun konusunun mağdurun vücudu olduğu, suçun işlendiği sırada ve işlendiği süreyle sınırlı olan bir zaman diliminde mağdurun hareket etme olanağının ortadan kaldırılmasının belirtilen suçun unsuru olduğu, zira mağdurun hareket etme olanağını ortadan kaldırmadan bu suçun işlenemeyeceği, dosya kapsamına göre sanığın nitelikli cinsel saldırı suçunu gerçekleştirmeye yönelik eylemleri dışında mağdurenin hürriyetini kısıtlayan başkaca bir eylemi de bulunmadığından, eylemin sadece nitelikli cinsel saldırı suçunu oluşturduğu, açıklanan sebeple sanığın eyleminin nitelikli cinsel saldırı suçu yanında ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden yüklenen suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine hükmedilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 14.06.2016 tarih ve 93-119 sayı ile, bozma kararına direnmiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de katılan vekili, … vekili, sanık … müdafisi ile Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.10.2016 tarihli ve 350320 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 22.12.2016 tarih ve 1456-2155 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 14. Ceza Dairesince 30.03.2017 tarih ve 452-1711 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık hakkında nitelikli konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme ve kasten yaralama suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümleri Özel Dairece onanmak ve düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleşmiş, nitelikli cinsel saldırı suçu bakımından bozma kararına uyularak verilen mahkûmiyet hükmü ise Özel Dairece denetlenecek olup direnmenin kapsamına göre inceleme, sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle direnme kararının yasal ve yeterli gerekçe taşıyıp taşımadığı hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrası gereğince Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının her aşamada ilgili kamu davalarına katılma ve hükümleri temyiz etme hakkı olduğu ve Bakanlık vekili tarafından sunulan dilekçe ile sanığın cezalandırılmasına ilişkin hüküm temyiz edilerek katılma iradesinin ortaya konulduğu anlaşılmakla, anılan madde hükmü de gözetilerek 5271 sayılı CMK’nın 237. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca şikâyetçi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının davaya katılmasına karar verilmiştir.
İncelenen dosya kapsamından;
Yerel mahkemece bozmadan sonra yapılan yargılama sonucunda, direnme nedenleri gösterilmeden ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan, ilk hükümdeki gerekçenin aynen tekrarlanması suretiyle direnme kararına konu hükmün kurulduğu anlaşılmaktadır.
Anayasamızın 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, kanun koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi uygulamada da keyfiliğe yol açacağından kuşku yoktur. Nitekim Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş uygulamalarına göre de, bir karar bozulmakla tamamen ortadan kalkacağından, yerel mahkeme tarafından CMK’nın 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca yeniden usulüne uygun olarak hüküm kurulması, bunun yanında direnmeye ilişkin gerekçenin de gösterilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında önsoruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
Yerel mahkemece, sanık hakkındaki ilk hükümde direnilirken, bu ilkeler doğrultusunda işlem yapılmamış, direnme nedenleri gösterilmeden ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan ilk hükümdeki gerekçenin tekrarlanması suretiyle hüküm kurulmuştur.
Bu itibarla, diğer yönleri incelenmeyen direnme kararına konu hükmün belirtilen nedenle bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.06.2016 tarih ve 93-119 sayılı direnme kararına konu hükmün, usul ve kanuna uygun direnme gerekçesi gösterilmeden karar verilmesi isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı suçu bakımından bozma kararına uyularak verilen mahkûmiyet hükmü temyiz edildiğinden gerekli incelemenin yapılması için dosyanın Yargıtay 14. Ceza Dairesine gönderilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 18.12.2018 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.