Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2017/523 E. 2020/373 K. 24.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/523
KARAR NO : 2020/373
KARAR TARİHİ : 24.09.2020

Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 10. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 110-156

Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık …’ın, TCK’nın 188/3, 62, 52/2-4, 53, 54 ve 63. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis ve 2000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye, hak yoksunluğuna, müsadereye ve mahsuba ilişkin Gaziantep 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 02.07.2013 tarihli ve 355-473 sayılı hükmün, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 28.01.2016 tarih ve 4762-284 sayı ile;
“Sanığın atılı suçlamayı ve 20.04.2013 tarihli olay tutanağı içeriğini kabul etmemesi karşısında; tutanak tanıklarının duruşmaya usulüne uygun olarak çağrılıp, yöntemince bilgi ve görgülerine başvurularak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 05.04.2016 tarih ve 110-156 sayı ile; “…Tutanağı düzenleyen jandarma görevlilerinin ülkemiz ile Suriye sınırı Karkamış Hudut Karakolu Batı-1 gözetleme kulesinde kesintisiz olarak sınırı gözetlemeleri ve bu gözetledikleri sırada sanığın uyuşturucu esrar maddelerin bulunduğu kutularla ülkemiz sınırları dahilinde görülmesi üzerine sanığa jandarma görevlileri tarafından dur ihtarında bulunduktan sonra sanığı …yakaladıkları, olayı tespit edip ve olayı tutanağa geçirmiş olmaları, jandarma görevlilerinin alınacak beyanlarının da tutanakta belirttikleri olaydan ibaret olacağı, kendi tuttukları tutanağın aksine bir beyanda bulunmayacakları, ayrıca sanığın savunmasında belirttiği şekilde bir husus olsaydı bunu tutanakta belirtecek olmaları, sanığın tutanak içeriğini inkar etmesi ve savunmasında beyan ettiği şekilde bir savunmada bulunmuş olmasının suçu inkara yönelik bir beyan olup savunmadan ibaret olduğu, bu şekilde bir savunmada bulunması suçu inkara yönelik soyut mesnetsiz bir savunma olduğu…” şeklindeki gerekçeyle direnerek, sanığın önceki hüküm gibi cezalandırılmasına karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de sanık ve müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.02.2017 tarih ve 265135 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun’un 36. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 10. Ceza Dairesince 10.04.2017 tarih ve 242-1390 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun sübutu bakımından tutanak düzenleyici kolluk görevlilerinin tanık olarak dinlenilmelerine gerek olup olmadığının, bu bağlamda eksik araştırmayla hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
20.04.2013 tarihli tutanağa göre; 20.04.2013 tarihi saat 22.15 civarında Karkamış Hudut Karakolu sorumluluk bölgesinde bulunan Batı-1 Gözetleme Kulesinin 100 metre batısında, Türkiye-Suriye sınırı olan beton alandan, üzerinde ‘Gauloıses’ ibaresi bulunan (2) adet kutu elinde olduğu hâlde Türkiye tarafına geçen bir şahsın görülmesi üzerine görevlilerce ‘Dur’ ihtarında bulunulduğu, elinde bulunan kolileri atarak istasyon önündeki vagonların olduğu yöne kaçan şahsın görevlilerce takip edilerek iki vagon arasında gizlenirken yakalandığı, … olduğu tespit edilen şahsın geride bıraktığı kolilerin yanına gidilip koliler açılarak yapılan kontrolde içlerinde esrar olduğunun görevlilerce görüldüğü, yapılan tartımda kolilerin daralı ağırlığının 12 kg geldiğinin tespit edildiği, yakalanan şahsın sağlık raporunun alınmasına müteakip Karkamış İlçe Emniyet Amirliğine teslim edildiği,
20.04.2013 tarihli, saat 23.20 itibarıyla düzenlenen araştırma tutanağına göre; polis merkezine teslim edilen şüpheli …’ın ifadesinde, tişörtünün üzerinde siyah beyaz BJK ibaresi ve kartal amblemi bulunan bir şahsın olay yerinden kaçtığını beyan etmesi üzerine, bahsi geçen şahsın kimliğinin tespiti ve yakalanması için ilçe merkezinde yapılan detaylı araştırmalarda, olayın meydana gelmiş olduğu Askeri Bölge, Gümrük Muhafaza Müdürlüğünün bulunduğu mevki, ilçe merkezimizde bulunan kıraathaneler, ilçe giriş-çıkışları, emniyet bölgesi dâhilinde bulunan sınır hattı ile şahsın kaçabileceği diğer hassas nokta ve yerlerin ekipler tarafından kontrol edildiği ancak tüm araştırmalara rağmen bahsedilen şahsın bulunamadığı,
…’a ait 20-21.04.2013 tarihli genel adli muayene raporlarında; darp-cebir izi bulunmadığı ve herhangi bir patolojik bulguya rastlanmadığının belirtildiği,
21.04.2013 tarihli olay yeri inceleme formunda yer alan bilgilere göre; Cumhuriyet savcısının 20.04.2013 tarihli talimatı üzerine, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı adli emanetinin 2013/4325 sırasında kayıtlı 2 adet “GAULOISES” ibareli, koli bantlı karton kutular üzerinde iz çalışması yapıldığı, sanık ile tutanakta imzası bulunan kolluk görevlilerinin parmak izlerinin alındığı anlaşılmış ise de inceleme sonucuna ilişkin rapora dosyada rastlanılmadığı,
Adana Kriminal Polis Laboratuvarının 09.05.2013 tarihli raporunda; net 4700 gram kurutulmuş, tohumlu, saplı, yeşil renkli bitki parçalarından 1645 gram, net 4500 gram kurutulmuş, tohumlu, saplı, yeşil renkli bitki parçalarından 1575 gram esrar elde edilebileceğinin belirtildiği,
CD inceleme tutanağına göre; 20.04.2013 tarihi saat 20.30 sıralarında 1. Derece Askeri Yasak Bölge olan Batı-1 gözetleme kulesi civarında iki sigara kolisi içerisinde daralı ağırlığı 12 kilogram çıktığı anlaşılan yeşil renkte kubar esrar maddesi olduğu değerlendirilen otsu bitki ile birlikte polis merkezine getirilen … isimli şahsın beraberinde askerlerle geldiğini gösteren kamera görüntülerinin incelemesinde,
1- 20.50.00’de polis merkezi önünde polis memuru …’ın telefon ile görüşme yaptığının,
2- 20.51.12 de askeri aracın ilçe emniyet müdürlüğüne ait bahçeye giriş yaptığının,
3- 20.51.17’de aracın park ettiği, ön taraftan rütbeli birinin, aracın arkasından askerlerin indiğinin,
4- 20.51.25’de aracın arkasından …’ın askerlerle beraber indiği, yanında üç asker ve bir polis memurunun (…) durduğunun,
5- 20.51.58’e kadar aracın arkasında konuştuklarının,
6- 20.51-58’de bir asker ve …’ın eli boş olarak polis merkezinin giriş kapısına doğru yürüdükleri,
7- 20.52.02 de askerle …’ın tekrar araca doğru geri döndüklerinin,
8- 20.52.35 de araçtan şahısa koli verildiğinin,
9- 20.52.42 de şahısın elinde iki koli ile Polis Merkezine girdiğinin görüldüğü,
Polis merkezinde çekilen fotoğraflar ve kamera kayıtlarına göre; …’ın yakalandığı anda üzerinde mavi kot pantolon ve beyaz spor ayakkabı bulunduğu,
… hakkında, “askeri yasak bölgeye girme” suçundan başlatılan soruşturmanın bu dosyadan tefrik edildiği,
Karkamış Hudut Karakolunda görevli er hakkında, mağdur …’a “hakaret” suçundan başlatılan soruşturmada, Nizip Cumhuriyet Başsavcılığının 31.05.2013 tarihli kararı ile şikâyet yokluğundan ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği,
Yerel Mahkemece 05.06.2013 tarihli tensip kararının 3 numaralı bendinde tanıklar … ile …’ın zorla getirilmelerine karar verildiği, tanık …’ın “Fakirullah Mahallesi, …”, tanık …’ın “Kötek Bucağı, …” adreslerinde ikamet etmeleri nedeniyle temin edilemediklerinin zorla getirme emirlerine verilen cevaplardan anlaşıldığı, sanık ve müdafisinin de hazır bulunduğu 02.07.2013 tarihli oturumda, iddia makamı tanıkların beyanlarının alınmasından vazgeçilmesini talep ettiği, bu hususta görüşü sorulan sanık müdafisinin “Tanıkların dinlenilmesi hususunu mahkemenin takdirine bırakıyoruz.” dediği, mahkemece “Dosya kapsamı, mevcut delil durumu nazara alınarak, soruşturma aşamasında beyanı alınan ve tanık olarak dinlenmesine karar verilen tensip ara kararından vazgeçilerek soruşturma aşamasında alınan beyanlarının okunmasına” karar verilerek tanıklar … ve …’ın beyanlarının duruşmada okunduğu,
Anlaşılmaktadır.
20.04.2013 tarihli tutanağı düzenleyen kolluk görevlilerinin soruşturma aşamasında bilgi edinilen sıfatıyla emniyette ifadelerinin alındığı,
Tutanak düzenleyenlerden … kollukta; Karkamış Piyade Hudut Karakolunda er olarak görev yaptığını, 20.04.2013 tarihi saat 22.00 sıralarında Karkamış Gümrük Muhafaza Müdürlüğü ile bölgelerinde bulunan Batı-1 Gözetleme Kulesi arasında nöbetçi arkadaşları ile devriye görevlerini ifa ettikleri sırada, Batı-1 Gözetleme Kulesine yakın olan ve tren istasyonu görevlilerinin ikamet ettiği evin bahçe kısmında, 25-30 yaşlarında bir şahsın elinde iki koli olduğunu gördüklerini, şahsı sınır hattında bulunan tel örgülerden yani Suriye tarafından atlarken veya geçmeye çalışırken görmediklerini, şahsı gördüklerinde aralarında yaklaşık 50-60 metre mesafede bulunduğunu, nöbetçi arkadaşları ile şahsı yakalamak için koşmaya başladıklarını, dur ihtarında bulunduklarını şahsın, ihtara uymadığını ve 1. Derece Askeri Yasak Bölgede bulunan birinci hat yoluna ellerinde bulunan iki koliyi atıp tren raylarında bulunan vagonlara doğru koştuğunu, kovalamaca sırasında şahıs ile arasında yaklaşık 10-15 metre mesafe bulunduğunu, devriye arkadaşları ile kendisi arasında ise 20-25 metre mesafe olduğunu, daha hızlı koştuğu için ellerindeki kolileri bırakıp tren istasyonu üzerinde bulunan vagonların altına saklanan şahsa yaklaştığını ve şahsın nereye saklandığını gördüğünü, o esnada diğer arkadaşlarının da geldiğini, şahsın gizlendiği tren vagonlarında tedbir aldıklarını, vagonların bulunduğu ve şahsın saklandığı yer karanlık olduğundan elindeki feneri şahsa doğru doğrultuğunu, kaçan şahsı vagonların altında yere uzanmış vaziyette görüp “Teslim ol, çık oradan.” dediğini, tüm ikazlara rağmen şahsın gizlendiği yerden çıkmadığını, silahının kurma kolunu havaya doğru çekip bırakması ve yüksek sesle “Çık oradan!” diye bağırması sonrasında şahsın ellerini havaya kaldırarak ayağa kalktığını, devriye arkadaşları ile birlikte şahsı yakaladıklarını, şahsın kimliğini aldıklarında … olduğunu tespit ettiklerini, şahsa “Nereden geldin, niçin geldin, burada ne işin var, gecenin bu vakti buranın Askeri Yasak Bölge olduğunu bilmiyor musun, yanında bulunan malzemeler kimin, nereye götürecektin?” şeklinde sorular sorduklarını, şahsın ise “Benim bu koliler ile uzaktan ve yakından hiçbir şekilde alakam yok, sadece canım sıkıldı, sigara içmek için geldim buraya.” dediğini, birinci hat bölgesine atılan iki koliye baktıklarında renginden ve kokusundan esrar olabileceğini değerlendirdikleri maddeyi gördüklerini, durumu komutanlarına bildirdiklerini, o esnada devriye araçlarının geldiğini ve şahsı yanında bulunan iki koliyle birlikte polis merkezine teslim ettiklerini,
Tutanak düzenleyenlerden …, …, … ve …kollukta; Karkamış Piyade Hudut Karakolunda er olarak görev yaptıklarını, nöbet değişimi sırasında Karkamış Gümrük Muhafaza Müdürlüğü ile bölgelerinde bulunan Batı-1 Gözetleme Kulesi arasında, Batı-l Gözetleme Kulesine yakın olan ve tren istasyonu görevlilerinin ikamet ettiği evin bahçe kısmında, 25-30 yaşlarında bir şahsın elinde iki kolinin olduğunu ve kolileri bırakıp vagona doğru kaçtığını gördüklerini, kaçan şahsın kendilerine yaklaşık 50-60 metre mesafede ve üzerinde açık mavi renkte bir kot pantolonu ile beyaz bir spor ayakkabı olduğunu, nöbetçi arkadaşları ile yakalamak için şahsa doğru koşmaya başladıklarını, dur ihtarında bulunduklarını, şahsın ise 1. Derece Askeri Yasak Bölgede bulunan ve birinci hat yolu diye tabir ettikleri alana doğru ellerinde bulunan iki koliyi atıp tren raylarında bulunan vagonlara doğru koştuğunu, kovalamaca sırasında şahıs ile aralarında az bir mesafe bulunduğunu, kendilerinden önce koşan arkadaşları …’ın kaçan şahsa daha yakın olduğunu, şahsın vagonların altına saklandığını …’ın gördüğünü, vagonlara doğru gittiklerini, …’ın şahsın gizlendiği yere doğru ışık tuttuğunu, uyarı üzerine şahsın ayağa kalkarak teslim olduğunu, şahsa “Bu mallar senin mi, nereden geldin, burada ne işin var?” diye sorduklarında “Ben burada oturmuş sigara içiyordum, bir yerden geldiğim falan yok, sizin yakaladığınız iki koli benim değildir, benim bir suçum yok.” şeklinde cevap verdiğini, olayla ilgili komutanlarına bilgi verdiklerini ve şahısı beraberindeki koliler ile polis karakoluna teslim ettiklerini,
Beyan etmişlerdir.
Sanık kollukta; Gaziantep’ten Karkamış’a, kayınvalidesi …’ın evinde bulunan eşini ve çocuklarını alıp Nizip’te bulunan evlerine götürmeye geldiğini, kayınbiraderlerinin “Reşat sen bugün burada kal, yarın sabah eşin ve çocukların ile çeker gidersin.” demeleri üzerine Karkamış’ta kaldığını, 20.04.2013 tarihi akşam saatlerinde kayınbiraderi … ve yanında bulunan arkadaşları ile kahvede oturduklarını, saat 22.00 sıralarında kahvehaneden çıktığını, kahvehanenin yakınında yanında tren vagonları olan merdivenli bir yere geldiğini, buraya oturup bira ve sigarasını içtiği sırada, bir şahsın üzerinden atlayıp yanda bulunan evin duvarından atladığını gördüğünü, bu şahsın üzerinde siyah beyaz renkli, arkasında büyük kartal resmi ile BJK ibaresi olan eşofman takımı olduğunu, yaklaşık bir dakika sonra bir askerin kendisine doğru fener tutarak geldiğini, kendisine küfürler ederek vurmaya başladığını, daha sonra askerlerin kendisini yakalayıp yaklaşık 100-150 metre ileride bulunan kolilerin olduğu yere doğru sürüklediklerini, orda bulunan iki koli ile birlikte kendisini yanlarına gelen araca alıp polis merkezine götürdüklerini, üzerinden atlayan ve kaçan, siyah beyaz forma olan şahıs ile arasında yaklaşık 10 metre olduğunu ve bu şahsın duvarın arkasında gizlendiğini gördüğünü, fakat askerin kendisini dinlemeden ve konuşturmadan “Yakaladım şahsı.” diye bağırdığını, bahsettiği şahsın duvarın arkasına gizlendiğini askere söylemesine fırsat verilmediğini, askerlerin aldığı kolileri kendisine zorla taşıttıklarını, girdiği yerin askeri yasak bölge olduğunu ise bilmediğini, savcılıkta farklı olarak; üzerinden atlayan şahsın süt beyaz ayakkabı, gri renkli keten pantolon giymiş olduğunu ve en üstte Beşiktaş formasının bulunduğunu, şahsın 30-35 yaşlarında, sarışın, zayıf, 1.70 boylarında bir kişi olduğunu, bu şahsın karşı eve girdiğini söylediğini ancak askerlerin kendisini dinlemediklerini, önceki ifadesinde üzerinden atlayan kişinin eşofman takımı giymiş olduğunu söylemiş ise de şimdiki ifadesinin doğru olduğunu, şahsın alt tarafında gri renkli keten pantolon, üzerinde ise siyah-beyaz kartal resmi bulunan eşofman bulunduğunu, sorgusunda; koliler ile ilgisinin olmadığını, uyuşturucu madde ticareti yapmadığını, mahkemede ise; suçlamayı kabul etmediğini, yakalandığı yerde alkol alırken bir şahsın atlayıp üzerinden geçtiğini, ardından bir askerin yanına gelip kendisini bulunduğu yerden 150-200 metre ileride bulunan kolilerin yanına götürdüğünü, koliler ile ilgisinin olmadığını, aleyhine olan beyan ve belgeleri kabul etmediğini, savunmuştur.
Ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda, kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delilerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK gerekse 5271 sayılı CMK adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
CMK’nın “Delillerin takdir yetkisi” başlıklı 217. maddesi;
“Hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Bu deliller hâkimin vicdanî kanaatiyle serbestçe takdir edilir.
(2) Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir” şeklindedir.
Bir kimse hakkında mahkûmiyet kararı verilmeden önce tüm deliller duruşmada ortaya konulmalı, sanığa ve müdafisine bu delillere karşı etkin şekilde itiraz edebilme olanağı tanınmalıdır. Bu kapsamda sanığa ve müdafisine, aleyhine beyanda bulunan tanığın beyanına karşı itiraz etmek ve soru sormak için yeterli ve tam bir imkân tanınmalıdır. Tanığın taraflarca duruşmada sorgulanmasını sağlamak, devletin de görevidir. Sanık ve müdafisi tarafından sorgulanmasına imkân tanınmayan bir tanığın beyanına dayandırılan mahkûmiyet hükmü, tanık beyanının ispat gücünü, sorgulanabilirliği ve inandırıcılığı yönünden tartışmalı hâle getireceğinden savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde görülecek ve AİHS’in 6. maddesi uyarınca adil yargılanma hakkına aykırılık oluşturacaktır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
20.04.2013 tarihi saat 22.15 civarında Karkamış Hudut Karakolu sorumluluk bölgesinde bulunan Batı-1 Gözetleme Kulesinin 100 metre batısında, Türkiye-Suriye sınırı olan beton alandan, üzerinde ‘Gauloıses’ ibaresi bulunan (2) adet kutu elinde olduğu hâlde Türkiye tarafına geçen bir şahsın görülmesi üzerine görevlilerce ‘Dur’ ihtarında bulunulduğu, kolileri atıp istasyon önündeki vagonların olduğu yöne kaçan şahsın görevlilerce takip edilerek iki vagon arasında gizlenirken yakalandığı, sanık … olduğu tespit edilen şahsın geride bıraktığı kolilerde yapılan kontrolde içlerinde esrar olduğunun görevlilerce tespit edildiği, Karkamış İlçe Emniyet Amirliğine araçla getirilen sanığın, kolluk görevlileri eşliğinde araçtan inmesi sonrasında kendisine verildiği görülen iki adet koliyi elinde taşır vaziyette polis merkezine girdiğinin görüldüğü olayda;
Sanığın aşamalardaki değişmeyen savunmasında isnad edilen suçlamayı ve olay tutanağının içeriğini kabul etmemesi, tutanakta belirtildiği gibi vagonların altında değil olay yerinin yakınında bulunan başka bir yerde yakalandığını, ele geçirilen suç konusu esrarların bulunduğu koliler ile ilgisinin olmadığını, olay yerinden kaçan başka bir şahsın olduğunu söylemesi karşısında, somut olaya ilişkin görgü ve bilgisi olan ve olay tutanağını düzenleyen tanıklardan yeteri kadarının yetki alanı içerisinde olmaları durumunda mahkeme huzurunda dinlenilmeleri, bunun mümkün olmaması hâlinde istinabe mahkemesince, sanık ve müdafisine de duruşma gün ve saati bildirilip tanıkların dinlenmeleri sırasında hazır bulunma imkânının sağlanması, böylece sanığa ve müdafisine tanık beyanlarına karşı etkin şekilde itiraz edebilme olanağının tanınması, duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulması gerektiğinin kabulü zorunludur.
Öte yandan, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmün gerekçesinde, içerisinde uyuşturucu maddeler ele geçirilen kolilerde sanığın parmak izinin tespit edildiğinin belirtilmesine ve Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı adli emanetinin 2013/4325 sırasında kayıtlı 2 adet “GAULOISES” ibareli, koli bantlı karton kutular üzerinde iz çalışması yapıldığının anlaşılmasına rağmen söz konusu kutularda sanığa ait izler tespit edildiğine dair rapora dosyada rastlanılmadığı, sanığın savunmalarında kolluk görevlilerinin suç konusu esrarın içerisinde bulunduğu kolileri kendisine taşıttıklarını beyan ettiği ve polis merkezine ait kamera kayıtlarında da bu durumun açıkça görüldüğü dikkate alındığında, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı adli emanetinin 2013/4325 sırasında kayıtlı 2 adet “GAULOISES” ibareli, koli bantlı karton kutular üzerinde yapılan iz çalışmasına ilişkin raporun aslı veya onaylı bir örneğinin temin edilmesi, raporda sanığa ait iz tespit edildiğinin bildirilmesi durumunda söz konusu vücut izinin kutuların neresinde tespit edildiğinin, bu tespit edilen izin sanığa kolilerin taşıttırılması nedeniyle oluşması mümkün bir iz olup olmadığının (örneğin koli bandı iç yüzeyinde tespit edilecek bir iz taşımadan kaynaklı bir iz olarak görülemez) ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyesi …; “Sanık hakkında direnmeye konu mahkûmiyet hükmün eksik araştırma ile kurulduğu yönündeki sayın çoğunluğun kararma iştirak etmek mümkün bulunmamıştır, Zira;
Sanık Türkiye-Suriye sınırında bulunan askeri yasak bölge içinde görülmesi üzerine kesintisiz takip sonucu uyuşturucu madde ile yakalanmış olup eksik araştırmaya ilişkin olarak gerek eşgal bilgileri gerekse sübut ve suç nitelemesi yönünden asli delil niteliğinde bulunan olay yakalama tutanağında tutanak düzenleyicilerin bu sıfatla dinlenerek tutanakta müphem kalmış ya da bizzat tutanak düzenleyicilerin dinlenilerek açıklığa kavuşturması gereken bir olgu bulunduğu hususunda somut bir gerekçe gösterilmemiştir.
İddia makamının tutanak düzenleyicilerin dinlenilmesine ilişkin ara karardan vazgeçilmesi yönündeki görüşünden sonra sanık müdafısinin de buna yönelik bir itirazı bulunmadığı ve dinlenmelerinden vazgeçilmeye ilişkin görüşü sorulduğunda mahkemenin takdirine bıraktığı dosya kapsamından kuşkuya yer vermeyecek biçimde anlaşılmakta olup ayrıca sanık ya da müdafısinin tutanak düzenleyicilerin dinlenilmesi ya da bu kapsamda tutanak düzenleyicilere yönelik mahkeme aracılığıyla yönelttikleri somut bir soru da bulunmamaktadır.
Yine sanığın yakalandıktan sonra da yetkili kolluğa teslimi sırasında sanıkla birlikte yakalanan ve uyuşturucuların bulunduğu kutuların da sanığa taşıttırıldığına ilişkin dosya kapsamında var olduğu anlaşılan görüntü kayıtları nazara alındığında kutular üzerinde sanığın parmak izinin bulunup bulunmadığının araştırılmasında da suçun sübutu ve nitelenmesi yönünden bir hukuki yarar bulunmadığı açıktır.
Hâl böyle olunca gerek tutanak düzenleyicilerin dinlenilmesi ve gerekse de uyuşturucu bulunan kutular üzerinde sanığın parmak izinin bulunup bulunmadığına yönelik araştırmanın suçun sübutunda bir yenilik getirmeyeceği bu nedenle yakalanan maddenin uyuşturucu vasfında bulunması ve uyuışturucu madde ile sanığın kesintisiz takip sonucu yakalandığı gözetilerek Yerel Mahkemenin direnmeye konu mahkûmiyet hükmünün isabetli olduğu kanaatinde olduğumdan, sayın çoğunluğun eksik araştırma ile hüküm kurulduğuna ilişkin görüşüne katılmak mümkün bulunmamıştır.”,
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyesi … ise; “Eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulmadığı, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün gerekçesinin isabetli olduğu”,
Düşünceleriyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
1- Gaziantep 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.04.2016 tarihli ve110-156 sayılı direnme kararına konu hükmünün, olay tutanağını düzenleyen tanıklardan yeteri kadarının yöntemince dinlenmeleri ve Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı adli emanetinin 2013/4325 sırasında kayıtlı 2 adet “GAULOISES” ibareli, koli bantlı karton kutular üzerinde yapılan iz çalışmasına ilişkin raporun aslı veya onaylı bir örneğinin dosyaya temin edilip raporda sanığa ait iz tespit edildiğinin bildirilmesi durumunda söz konusu vücut izinin kutuların neresinde tespit edildiğinin, bu tespit edilen izin sanığa kolilerin taşıttırılması nedeniyle oluşması mümkün bir iz olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırmayla hüküm kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 24.09.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.