Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2017/40 E. 2019/354 K. 30.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/40
KARAR NO : 2019/354
KARAR TARİHİ : 30.04.2019

Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 905-Değişik İş

Hükümlü … hakkında Buca Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunduğu sırada 15.05.2015 tarihinde firar ettiği gerekçesiyle İzmir Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Disiplin Kurulu Başkanlığınca verilen 27.05.2015 tarihli ve 753 sayılı 15 gün süreyle hücreye koyma cezasına ilişkin karara karşı hükümlünün itirazı üzerine İzmir 1. İnfaz Hâkimliğince 15.07.2015 tarih ve 3212-3802 sayı ile itirazın reddine ve disiplin cezasının infazına başlanmasının onaylanmasına karar verilmiştir. Hükümlünün bu karara da itiraz etmesi üzerine itirazı inceleyen İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince 08.08.2015 tarih ve 905 değişik iş sayı ile itirazın reddine kesin olarak karar verilmiştir.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin itirazın reddi kararına karşı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 15.03.2016 tarihli yazısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.03.2016 tarihli ihbarnamesi ile kanun yararına bozma olağanüstü kanun yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesince 21.06.2016 tarih ve 2431-3185 sayı ile talebin reddine karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce 19.08.2016 tarihli yazı ile Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 21.06.2016 tarih ve 2431-3185 sayılı kanun yararına bozma talebinin reddi kararına karşı 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna başvurulması amacıyla talepte bulunulması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 28.09.2016 tarihli ve “Kanun yararına bozma” konulu yazı, talep eki dosya ile birlikte Yargıtay 1. Ceza Dairesi Başkanlığına sunulmuştur.
Bu talebin CMK’nın 308. maddesi uyarınca itiraz mahiyetinde olduğunu kabul eden ve inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 17.01.2017 tarih ve 5079-26 sayı ile itiraz nedeninin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; 5275 sayılı Kanun’un 47. maddesinde düzenlenen disiplin cezalarına ilişkin süreye riayet edilmeden disiplin soruşturmasına geç başlanmasının hücre cezasının geç infaz edilmesine neden olduğu durumda, cezanın silinmesi için gereken sürenin uzamasından dolayı oluşacak mağduriyetin, mahkemesince disiplin cezasının infaz edilme tarihinin öne çekilmesi suretiyle giderilmesinin mümkün olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de öncelikle Yargıtay Ceza Genel Kurulunca incelenmesi gereken bir Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazı bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Hükümlü … hakkında Buca Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunduğu sırada 15.05.2015 tarihinde firar ettiği gerekçesiyle İzmir Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Disiplin Kurulu Başkanlığınca 15 gün süreyle hücreye koyma cezası verildiği,
Bu karara karşı hükümlünün itirazı üzerine İzmir 1. İnfaz Hâkimliğince 15.07.2015 tarih ve 3212-3802 sayı ile itirazın reddine ve disiplin cezasının infazına başlanmasının onaylanmasına karar verildiği,
Hükümlünün bu karara da itiraz etmesi üzerine itirazı inceleyen İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince 08.08.2015 tarih ve 905 değişik iş sayı ile itirazın reddine kesin olarak karar verildiği,
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin itirazın reddi kararına karşı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 15.03.2016 tarihli yazısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.03.2016 tarihli ihbarnamesi ile kanun yararına bozma olağanüstü kanun yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesince 21.06.2016 tarih ve 2431-3185 sayı ile talebin reddine karar verildiği,
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce 19.08.2016 tarihli yazı ile Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 21.06.2016 tarihli ve 2431-3185 sayılı kanun yararına bozma talebinin reddi kararına karşı 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna başvurulması amacıyla talepte bulunulması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 28.09.2016 tarihli, 348052 sayılı ve “Kanun yararına bozma” konulu yazıyla;
“Hırsızlık suçundan 3 yıl 28 ay 1 gün hapis cezasından hükümlü …’nin, açık ceza infaz kurumunda bulunduğu sırada çalıştırılmak üzere götürüldüğü mezarlıktan kaçarak firar ettiği gerekçesiyle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 44/3-ı. maddesine aykırı hareket etmekten ’15 gün süre ile hücre hapsi’ disiplin cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının 27.05.2015 tarihli ve 2015/753 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ve söz konusu cezanın onaylanmasına ilişkin İzmir 1. İnfaz Hâkimliğinin 15.07.2015 tarihli ve 2015/3212 esas, 2015/3802 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.08.2015 tarihli ve 2015/905 sayılı kararına yönelik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca yapılan kanun yararına bozma talebinin Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 21.06.2016 tarihli ve 2016/2431 esas, 2016/3185 sayılı ilamı ile reddine karar verildiği anlaşılmakla;
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un ‘Disiplin soruşturması’ başlıklı 47. maddesinin 2. fıkrasının ‘Hükümlülerin diğer disiplin cezalarını gerektiren eylemlerinin öğrenilmesinden itibaren derhal ve en geç iki gün içinde kurum en üst amirince atanan bir görevli tarafından soruşturmaya başlanır.’, aynı maddenin 3. fıkrasında ‘Soruşturma en geç yedi gün içerisinde tamamlanır ve düzenlenen rapor ve ekleri disiplin kuruluna sunulur. Soruşturma süresi eylemin ve soruşturmanın niteliğine göre infaz hâkiminin yazılı onayı ile yedi güne kadar uzatılabilir.’ ve yine aynı maddenin 5. fıkrasında da ‘Disiplin cezaları disiplin kurulunca evrak üzerinden görüşülerek en geç üç gün içinde karara bağlanır.’ düzenlemelerin yer aldığı ve söz konusu bu sürelerin idarenin söz konusu işlemlere bir an önce başlamasını teşvik edici nitelikte düzenleyici süreler olduğu ve hak düşürücü süre olarak değerlendirilemeyeceği, hükümlünün firar eylemini 15.05.2015 tarihinde yapmış olmasına rağmen, iki günlük süreye riayet edilmeyerek muhakkik görevlendirilmesinin 27.05.2015 tarihinde yapıldığı, hükümlü hakkında disiplin soruşturmasının aynı tarihte bitirildiği, yalnızca disiplin soruşturmasına başlanma konusunda bir gecikme yaşandığı ancak anılan Kanun’un 47. maddesindeki diğer sürelere riayet edilerek bitirildiği için bu durumun disiplin cezasının sıhhatine engel olmayacağı, bununla birlikte disiplin soruşturmasına geç başlanmasının hücre cezasının geç infaz edilmesine neden olacağı, bu gecikmenin de hükümlüden kaynaklanmadığı için ona yükletilemeyeceği, dolayısıyla mahkemesince disiplin soruşturmasına başlama süresindeki bu gecikmenin disiplin cezasının infaz edilme tarihinin öne çekilmesi suretiyle giderilmesi gerektiği anlaşılmakla, yapılan itirazın bu yönden kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 19.08.2016 gün ve 94660652-105-35-1778-2016-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur.” şeklindeki talep eki dosya ile birlikte Yargıtay 1. Ceza Dairesi Başkanlığına sunulduğu,
Bu talebin CMK’nın 308. maddesi uyarınca itiraz mahiyetinde olduğunu kabul eden ve inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 17.01.2017 tarih ve 5079-26 sayı ile itiraz nedeninin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesine karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi, 5271 sayılı CMK’nın olağanüstü kanun yollarının yer aldığı “Altıncı Kitap”, “Üçüncü Kısım”, “Birinci Bölüm”de 308. maddede;
“(1) Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re’sen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
(2) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
(3) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir” şeklinde düzenlenmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi, Yargıtay Ceza Daireleri kararlarına karşı başvurulan olağanüstü bir kanun yolu olup, bu yetki sadece Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına aittir. Yargıtay Cumhuriyet Savcıları Yargıtay Kanunu’nun 28. maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı adına bu yetkiyi kullanır.
İtiraz, daire kararında gerek maddî ve gerek usul hukukuna aykırı olduğu saptanan hususlara yönelik olabilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı itiraz yasa yoluna başvurusunu “itirazname” denilen belgeyi düzenleyerek yapar. İtiraz başvurusunda itiraz nedenlerinin açık ve gerekçesiyle birlikte yazılı olarak bildirilmesi gerekir.
Bu açıklamalar ışığında ön soruna ilişkin uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının uyuşmazlığa konu olan 28.09.2016 tarihli ve 348052 sayılı yazısının konusu açıkça “kanun yararına bozma” olarak gösterilmiş olup talep kısmında da buna uygun biçimde “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 19.08.2016 gün ve …2016-kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur” denilmiş, yazı içeriğinde de İzmir 1. İnfaz Hâkimliğinin 15.07.2015 tarihli ve 3212-3802 sayılı disiplin cezasının onaylanmasına ilişkin kararına vaki itirazın, disiplin cezasının infaz edilme tarihinin öne çekilmesine karar verilmesi yönünden kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığı belirtilmiş olup, aleyhine kanun yoluna başvurulan kararın İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.08.2015 tarih ve 905 değişik iş sayılı kararı olduğunda kuşku bulunmamaktadır. Şu hâlde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün Yargıtay 1. Ceza Dairesinin kanun yararına bozma talebinin reddine dair 21.06.2016 tarihli ve 2431-3185 sayılı kararına karşı CMK’nın 308. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna başvurulması talebinin sehven kanun yararına bozma talebi olarak değerlendirilip İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin itirazın reddi kararına karşı mükerrer olarak CMK’nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu, ortada Ceza Genel Kurulunca incelenmesi gereken bir itiraz olmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Ceza Genel Kurulunca CMK’nın 308/3. maddesi uyarınca incelenmesi gereken bir itiraz bulunmadığından dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz mahiyetinde olmayan talebi hakkında bir karar verilmesi için Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Ceza Genel Kurulunca CMK’nın 308/3. maddesi uyarınca incelenmesi gereken bir itiraz bulunmadığından dosyanın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz mahiyetinde olmayan talebi hakkında bir karar verilmesi için Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 30.04.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.