Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2017/372 E. 2018/50 K. 20.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/372
KARAR NO : 2018/50
KARAR TARİHİ : 20.02.2018

Mahkemesi :Sulh Ceza

Tebligat Kanununa muhalefet suçundan sanık …’in beraatine ilişkin Lüleburgaz 2. Sulh Ceza Ceza Mahkemesince verilen 05.10.2010 gün ve 464-563 sayılı hükmün, Cumhuriyet savcıları tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesince 08.10.2013 gün ve 27374-19674 sayı ile;
“Duruşmada beyanı tespit olunan tanığın sanığın işyerinde çalışan işçisi olması ve mağdurun tebligat işlemlerini yerine getiremeden işyerinden ayrılmak zorunda kalması karşısında, mağdur kamu görevlisinin beyanının samimi olduğu kabul edilerek sanığın atılı suç nedeniyle cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması” isabetsizliğinden bozulmasına oyçokluğu ile karar verilmiş,
Daire Üyeleri M. Öztürk ve T. Emiroğlu;
“Yerel mahkemenin beraat kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozmaya ilişkin kararına katılmıyoruz” düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Yerel mahkeme ise 26.12.2013 gün ve 585-746 sayı ile;
“…Sanığın beyanı doğrultusunda adına tebligat yapılan şahsın o an itibariyle iş yerinde çalışmayı bıraktığı, dolayısıyla sanığın tebligatı kabul etmek yükümlülüğü bulunmadığı…” gerekçesiyle, önceki hükümde olduğu gibi sanığın beraatine karar vermiştir.
Bu hükmün de Cumhuriyet savcıları tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30.06.2015 gün ve 77280 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 gün ve 616-538 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 7. Ceza Dairesince 09.03.2017 gün ve 23-1646 sayı ile yerel mahkeme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı suçun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, yerel mahkeme kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçelerle veya sonradan yürürlüğe girip lehe hükümler içermekle uygulanması gereken yeni kanun normlarına dayanarak hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Yerel mahkemece “mağdur iddiası, sanığın savunması, tanık beyanı ve tüm dosya kapsamından, sanığın mahkûmiyetine yetecek seviyede her türlü şüpheden uzak yeterli, inandırıcı, kesin delil elde edilemediği” gerekçesiyle sanığın Tebligat Kanununa muhalefet suçundan beraatine ilişkin verilen ilk hükmün Özel Dairece, sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmasından sonra, yerel mahkemece önceki hükümde yer almayan; “Sanığın beyanı doğrultusunda, adına tebligat yapılan şahsın o an itibariyle iş yerinde çalışmayı bıraktığı, dolayısıyla sanığın tebligatı kabul etmek yükümlülüğü bulunmadığı” şeklindeki yeni ve değişik gerekçeyle sanığın ilk hükümdeki gibi beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmayıp ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurulmuş olması nedeniyle yeni hüküm niteliğindedir. Bu yeni hükmün doğrudan Ceza Genel Kurulunca incelenmesi mümkün görülmediğinden, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Lüleburgaz 2. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 26.12.2013 gün ve 585-746 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.02.2018 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.