YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/352
KARAR NO : 2022/482
KARAR TARİHİ : 23.06.2022
Mahkemesi:Ağır Ceza Mahkemesi
Sanık …’ün kasten öldürme suçundan beraatine ve … hakkında suç duyurusunda bulunulmasına ilişkin … Ağır Ceza Mahkemesince 22.11.2011 tarih ve 199-189 sayı ile kurulan hükmün; katılanlar … ile … vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 20.02.2013 tarih ve 5539-1269 sayı ile; hakkında suç duyurusunda bulunulan … aleyhine dava açılmasının beklenerek sanık … hakkında görülen temyize konu dava ile birleştirilip delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.Bozma üzerine … Ağır Ceza Mahkemesince 15.05.2013 tarih ve 104-120 sayı ile sanık … hakkında maktul … …’e yönelik eylemi nedeniyle nitelikli kasten öldürme suçundan açılan kamu davasının, sanık … hakkında görülmekte olan dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, birleşen dava dosyasında yapılan yargılama sonucu, sanık …’ün maktul .’e yönelik eylemi nedeniyle kasten öldürme suçundan beraatine, sanık …’ün ise maktul … …’e yönelik eylemi nedeniyle TCK’nın 85/1, 22/3, 53 maddeleri uyarınca neticeten 6 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna, sanık … hakkında sanık …’e yönelik eylemi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs suçundan suç duyurusunda bulunulmasına ilişkin … Ağır Ceza Mahkemesince 18.07.2013 tarih ve 74-213 sayı ile kurulan hükmün; sanık … müdafisi, katılan … vekili ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 04.03.2015 tarih ve 6510-1166 sayı ile; “…1- Sanık … hakkında maktül …’i kasten öldürme suçundan beraat, sanık … hakkında maktül …’i bilinçli taksirle öldürme suçundan mahkumiyet ve mağdur-sanık …’ı öldürmeye teşebbüsten suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiş ise de; usul ve dava ekonomisi, tüm delillerin ve suç kasıtlarının bir arada değerlendirilmesi nazara alınarak sanık … hakkındaki suç duyurusunun akıbeti beklenerek kamu davası açılması halinde davaların birleştirilmesinden,2- Mahkemece yapılan 24/10/2011 tarihli keşfin ve aınan bilirkişi raporunun suçun unsurlarının tespiti ve delillerin değerlendirilmesinde yetersiz olduğu anlaşılmakla; olay günü ve saatine uygun tarih ve saat tespit edilip, olay yerinde sanıklar … ve … ile daha önce haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen …, … ve … ile Balistik ve Adli Tıp uzmanı bilirkişiler hazır bulundurularak, manken kişiler de kullanılmak suretiyle uygulamalı keşif yapılması, ateş edilen yer ile maktülün vurulduğu yerin, sanıklar … ve …’ın maktülün vurulduğu sırada bulundukları yerlerin ve atış mesafesinin tespitinden sonra sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi suretiyle eksik soruşturma sonucu yazılı biçimde hükümler kurulması…” isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.Bozma üzerine … 1. Ağır Ceza Mahkemesince 15.10.2015 tarih ve 79-228 sayı ile; “…Tüm dosya içeriği, sanık savunması ve mahkememizde oluşan kanaate göre, daha önce yapılan keşfin dosya kapsamı ile birlikte dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde hüküm kurmaya yeterli olduğu, mağdur sanık …’ı öldürmeye teşebbüsten sanık … hakkında suç duyurusunda bulunulmasının ve sonucunun beklenilmesinin dosyamıza bir yenilik katmayacağı, usul ekonomisine de uygun olmadığı anlaşılmakla mahkememizin 18/07/2013 tarih 2013/74 esas 2013/213 karar sayılı kararında bir isabetsizlik bulunmadığından…” şeklindeki gerekçeyle sanık …’ün üzerine atılı kasten öldürme suçundan beraatine, sanık …’ün ise maktul … …’e yönelik eylemi nedeniyle bilinçli taksirle öldürme suçundan mahkûmiyetine ve hakkında suç duyurusunda bulunulmasına dair önceki hükümde direnilmesine karar verilmiştir.Direnme kararına esas beraat ve mahkûmiyet hükümlerinin, sanık … müdafi ile katılan … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.12.2015 tarih ve 390901 sayılı “onama, bozma” istemli tebliğnamesiyle dosya, 6763 sayılı Kanun’un 36. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 13.03.2017 tarih ve 189-757 sayı ile direnme kararının yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;
1- Sanık … hakkında, mağdur sanık …’ı öldürmeye teşebbüs suçundan yapılan suç duyurusu akıbetinin beklenerek davaların birlikte görülmesi gerekip gerekmediğinin,
2- Sanıklar hakkında eksik kovuşturma sonucu karar verilip verilmediğini belirlenmesine ilişkin ise de;
Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca; UYAP sisteminden alınan nüfus kaydına göre 30.01.2021 tarihinde vefat ettiği anlaşılan sanık …’ün ölümünün, öncelikle incelenip değerlendirilmesi gerekmektedir.İncelenen dosya kapsamından;… Ağır Ceza Mahkemesince 15.05.2013 tarih ve 104-120 sayı ile sanık … hakkında maktul … …’e yönelik eylemi nedeniyle nitelikli kasten öldürme suçundan açılan kamu davasının, sanık … hakkında görülmekte olan dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, Birleşen dava dosyasında yapılan yargılama sonucu, … Ağır Ceza Mahkemesince 18.07.2013 tarih ve 74-213 sayı ile; sanık …’ün maktul … …’e yönelik eylemi nedeniyle TCK’nın 85/1, 22/3, 53 maddeleri uyarınca neticeten 6 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna, ayrıca sanık … hakkında katılan sanık …’e yönelik eylemi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs suçundan suç duyurusunda bulunulmasına dair kurulan hükmün, Yargıtay 1. Ceza Dairesince 04.03.2015 tarih ve 6510-1166 sayı ile sanık … hakkında yapılan suç duyurusu akıbetinin beklenmesi, olay mahallinde sanık …’ün de katılımıyla uygulamalı keşif yapılması ve buna göre sanıkların hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verildiği,Bozma üzerine, … Ağır Ceza Mahkemesince 15.10.2015 tarih ve 79-228 sayı ile önceki hükümde direnilmesine karar verildiği, direnme hükmünün temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 21.12.2015 tarih ve 390901 sayılı tebliğname ile sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün, sanığın eyleminin olası kastla öldürme suçunu oluşturduğundan bahisle bozulmasının talep edildiği,Yargıtay 1. Ceza Dairesince 13.03.2017 tarih ve 189-757 sayı ile direnme kararının yerinde görülmediğinden bahisle dosyanın Ceza Genel Kuruluna gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesine karar verildiği,UYAP kayıtlarında yapılan güncel nüfus kayıt sorgulamasına göre inceleme kapsamındaki sanık …’ün, Yerel Mahkemece incelemeye konu direnme hükmünden sonra, 30.01.2021 tarihinde vefat ettiği,Yine UYAP sistemi üzerinden sanık … adına kayıtlı bulunan açık/kapalı ceza dava dosyaları üzerinde yapılan sorgulamada, sanık …’e yönelik eylemi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs suçundan yapılan suç duyurusu üzerine henüz bir kamu davası açılmadığı,Anlaşılmaktadır.5237 sayılı TCK’nun 64. maddesinde; sanığın ölümü durumunda kamu davasının düşürüleceği, sadece niteliği itibarıyla müsadereye tâbi olan eşya ve yararlar hakkında yargılamaya devam olunacağı, hükümlünün ölümü halinde ise cezanın ortadan kaldırılmasına karar verilmekle birlikte müsadere ve yargılama giderine ilişkin hükmün infaz edileceği belirtilmek suretiyle hükümlü ile sanığın ölümüne farklı sonuçlar yüklenmiştir.Buna göre; kamu davası açılmadan önce şüphelinin ölmesi durumunda kovuşturma imkânının bulunmaması nedeniyle “kovuşturmaya yer olmadığına”, kamu davası açıldıktan sonra sanığın ölmesi halinde ise yerel mahkemece “davanın düşmesine” karar verilecektir. Ölümün ceza ilişkisini sadece ölen kişi bakımından sona erdirmesi nedeniyle iştirak halinde işlenen suçlarda diğer sanıklar hakkında davaya devam edilecek, sanığın ölümü, niteliği itibarıyla müsadereye tâbi olan eşya ve maddi menfaatler hakkında davaya devam olunarak müsadere kararı verilmesine engel olmayacaktır. Sanığın ölümü ceza ve infaz ilişkisini düşürürken, hakkındaki mahkûmiyet hükmü kesinleşmiş olan hükümlünün ölümü sadece hapis ve henüz infaz edilmemiş adli para cezalarının infaz ilişkisini ortadan kaldıracaktır. Buna bağlı olarak, ölümden önce tahsil edilmiş olan para cezaları mirasçılara iade edilmeyecek buna karşın tahsil edilmemiş bulunan para cezaları mirasçılardan istenmeyecek, bunun yanında müsadereye ve yargılama giderine ilişkin hükümler ölümden önce kesinleşmiş olmak kaydıyla infaz olunacaktır.Görüldüğü gibi, suç teşkil eden bir fiilin işlenmesiyle fail ile devlet arasında doğan ceza ilişkisi, bu fiili işleyen sanığın ya da hükümlünün ölümüyle cezaların şahsiliği ilkesi nedeniyle başkası sorumlu tutulamayacağından düşmektedir. Ölüm, bir vakıa olan suçu ortadan kaldırmayacak, suçtan sorumlu tutulacak kişi olmadığından, devletin suçla birlikte ortaya çıkan cezalandırma sorumluluk ve yetkisini sona erdirecektir.Temyiz aşamasında sanığın öldüğüne ilişkin bir iddianın ortaya çıkması ya da Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) vasıtasıyla alınan güncel nüfus kaydında öldüğü bilgisinin yer alması gibi hallerde, ölümün kamu davasının düşmesini gerektiren bir neden olduğu göz önüne alınarak, ölüm nedeniyle düşme kararının temyiz merciince dosya üzerinde yapılan inceleme sırasında verilmesi yerine, ölüm bilgisi nedeniyle diğer yönleri incelenmeyen hükmün bozulması ve yerel mahkemece mahallinde yapılan araştırma sonucunda sanığın öldüğünün kesin olarak saptanmasından sonra düşme kararı verilmesi daha isabetli olacaktır.Bu açıklamalar ışığında sanık … hakkında kurulan direnme hükmünün incelenmesine dair ön sorun değerlendirildiğinde;
UYAP sistemi üzerinden alınan güncel nüfus kayıt örneğinde, sanık …’ün direnme hükmünden sonra öldüğü bilgisi yer aldığından, TCK’nın 64. maddesi kapsamında düşme kararı verilip verilmeyeceği yönünden mahallinde araştırma yapılarak bir karar verilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
Bu itibarla, sanık hakkındaki direnme hükmünün, gerekli araştırmanın mahallinde yapılıp ölümün Yerel Mahkemece tespiti ile sonucuna göre 5237 sayılı TCK’nun 64 ve 5271 sayılı CMK’nun 223. maddeleri uyarınca gereken hükmün verilmesinin temini için diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
Sanık …’ün ölümü nedeniyle hakkındaki direnme hükmünün diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmesi, ayrıca UYAP kayıtlarında yapılan araştırmada suç duyurusunda bulunulmasına karar verilen sanık … hakkında sanık …’e yönelik eylemi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs suçundan yeni bir kamu davası açılmadığının tespit edilmesi karşısında; Sanık … yönünden ortaya çıkan ön sorun nedeniyle, bu sanık hakkında yapılan suç duyurusunun akıbetinin beklenmesi ve davaların birlikte görülmesi gerektiğine dair birinci uyuşmazlık konusunun tamamen, her iki sanık hakkında da eksik kovuşturma sonucu hüküm kurulduğuna yönelik ikinci uyuşmazlık konusunun ise sanık … yönünden kısmen konusuz kaldığı, sanık … hakkında kurulan direnme kararına konu beraat hükmünün ise, dosyada mevcut deliller ışığında müstakil olarak incelenip değerlendirilmesinde bir engel bulunmadığı anlaşılmakla,Yerel Mahkemece sanık … hakkında kurulan beraat hükmünün eksik inceleme sonucu verilip verilmediğinin belirlenmesine dair ikinci uyuşmazlık konusunun esasına girilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.İncelenen dosya kapsamından;05.07.2010 tarihli şikayet dilekçesinde; sanık …’ün, katılan sanık …’ten tapuda satın almış olduğu evi kendisine teslim etmediği gerekçesiyle satın aldığı kârgir ev ve arsasını şüpheli …’ın haksız yere işgal ettiğinden bahisle suç duyurusunda bulunduğu,19.08.2010 tarihli Olay Yeri İnceleme Raporunda; saat 20.45’te … . köyünde ateşli silahla yaralama olayının meydana geldiğinin bildirilmesi üzerine olay yerine gidildiğinin, maktul … …’ün … . Araştırma Hastanesine kaldırıldığının, kanlı elbiselerinin atış tayini amacıyla teslim alındığının, şüpheli …’ün Güven Başaran Hastanesine kaldırıldığının, …’ten el ve yüz svabı alındığının, havanın karanlık olması nedeniyle bir tespit yapılamadığının, havanın aydınlanması üzerine 20.08.2010 tarihinde saat 07.30’da olay yerine tekrar gelindiğinin, Dedemaksut – Güvendik – Söğütlü köylerini birbirine bağlayan yol ayrımında yolun sağ tarafından 338 cm dışarıda bulunan elektrik direğinden 66,40 metre mesafede 05-71 ibareli bir adet boş kovan, bu kovanın 190 cm ilerisinde 04-73 ibaresi bulunan bir adet boş kovan, ilk bulunan kovanın 15,47 metre batısında yoldan 187 cm kuzeyde 04-73 ibareli bir adet boş kovan, 3 numaralı boş kovanın 198 cm kuzeyinde 04-73 ibareli bir adet boş kovan, 4 numaralı boş kovanın 24 metre batısında yolun 175 cm kuzeyinde bir adet boş kovan, 5 numaralı kovanın 7,45 metre batısında yoldan 483 cm içerde 04-81 ibareli bir adet boş kovan, 6 numaralı boş kovanın 652 cm batısında yoldan 480 cm uzaklıkta menfezden 605 cm uzaklıkta bir adet boş kovan olmak üzere toplam 7 adet boş kovanın, 1 numaralı boş kovanın 51,10 metre uzaklıkta doğusunda yolun solunda elektrik direğinden 15,30 metre uzaklıkta iki parça hâlinde deri kemerin ele geçirildiğinin, ayrıca ikinci menfezin yukarısında iki farklı yerde kan izlerinin bulunduğunun, olay yerinde başkaca delil veya ize rastlanmadığının, ele geçen delilerin yerlerinin ekli krokide işaretlendiğinin yazılı olduğu,20.08.2010 tarihli adli muayene raporunda; sanık …’ün burun üstünde sütüre edilmiş bir kesinin, sol kürek kemiğinde sütüre edilmiş bir kesinin, sol dirsekte hematom ve sol kaval kemikte hassasiyet olduğunun tespit edildiği, hayati tehlikesinin bulunmadığının, yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilebileceğinin belirtildiği,19.08.2010 tarihli genel adli muayene raporunda; maktul … …’ün ateşli silah yaralanması teşhisi ile acil servise geldiğinin, sol koltuk altında 1×1 cm lik kesi, sağ omuz ön kısımda 3×3 cm’lik derin kesi bulunduğunun, hastanın hayati tehlikesinin mevcut olduğunun bildirildiği,20.08.2010 tarihli adli ölü muayene ve otopsi tutanağında; maktul … …’ün kimlik tespitinin yapıldığı, harici muayenesinde; göğüs solda ön aksiller hatta 6. kot hizasında 1 cm.lik üzeri sütürlü yara açıldığında vuruş halkasının görüldüğünün ve ateşli silah mermi çekirdeği giriş deliği bulunduğunun, bu çekirdeğin cilt altı seyirden sonra sternumdan ayrıklı kırık sağ akciğerde laserasyon oluşturarak haricen göğüs sağda 4 cm uzunluğunda 3 cm.lik ateşli silah çıkış deliğinden vücudu terk ettiğinin, kişinin vücuduna bir adet ateşli silah mermi çekirdeği isabet etmiş olduğunun, bu isabetin müstakilen öldürücü nitelikte olduğunun, kişinin ölümünün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı sternum kırığı ile birlikte iç organ (akciğer) yaralanması ve gelişen iç ve dış kanama sonucu meydana geldiğinin tespit edildiği,20.08.2010 tarihli tutanakta; maktul … … adına zimmetli bulunan 71 A 4186 seri numaralı kalaşnikof silahın kardeşi … … tarafından Jandarma kolluk personeline teslim edildiğinin yazılı olduğu,26.11.2020 tarihli ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda; şüpheli … … hakkında …’ü yaralama suçundan vefat nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına, şüpheli … hakkında, …’ü yaralaması nedeniyle yeterli delil olmadığından, oğlu … …’ü ise silahla kazaen vurduğu iddiasına dair ise alınan ekspertiz raporunda olay yerindeki boş kovanların şüphelinin silahından atılmadığı tespit edildiğinden kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği,07.09.2010 tarihli ekspertiz raporunda; maktul … …’ten numune olarak alınan kanlı tişörtte atış artıklarına rastlandığının, ancak …’ün el svaplarında ve …’a ait olduğu bildirilen kanlı gömlek üzerinde atış artığına rastlanmadığının tespit edildiği,01.03.2011 tarihli ekspertiz raporunda; sanık …’ün olay sırasında giydiği kanlı gömlek üzerinde yapılan incelemede, gömleğin arka alt kısmında bulunan deliğin ateşli silah fişeği unsuru (mermi çekirdeği vb.) delinmelerine benzerlik gösterdiğinin tespit edildiği,15.09.2010 tarihli ekspertiz raporunda; sanık …’ün el svaplarında atış artığına rastlandığının ancak … …’ün el svaplarında atış artığı olmadığının tespit edildiği,20.10.2010 tarihli ekspertiz raporunda; maktul … … üzerine zimmetli kalaşnikof tüfeğin vahim silahlardan olduğunun, olay yerinde ele geçen 7 adet kovanın bu silahtan atılmamış olduğunun tespit edildiği,07.01.2011 tarihli … İl Jandarma Komutanlığı cevap yazısında; geçici köy korucusu olarak görev yapmakta olan sanık …’e zimmetli olan 69 Y 6312 seri numaralı kalaşnikof silahın emekli olması nedeniyle teslim alındığının, …’ün kardeşi … …’ün de geçici köy korucusu olduğu, ancak üzerine tahsisli 69 M 4997 seri numaralı kalaşnikof silahın emekli olması nedeniyle teslim alındığının,
02.02.2011 tarihli bilirkişi raporunda; olay yeri krokisi üzerinde ele geçen kovanların konumuna göre bu kovanların atıldığı kalaşnikof marka bir tüfeğin atış yönünün, yoldan atış yapılması hâlinde, yolun sağına doğru namlu ucunun krokide belirtilen menfezlere dönük olacağının, şayet yolun üzerindeki yamaç kısmından ateşlenirse bu kez namlu ucunun menfezlerin aşağısındaki kavşak tarafına doğru dönük olacağının belirtildiği,06.06.2011 tarihli ekspertiz raporunda; köy korucuları … … ve ….’ün üzerine zimmetli kalaşnikof silahlar üzerinde yapılan incelemede; olay yerinde ele geçen kovanların bu silahlardan atılmadıklarının tespit edildiği,UYAP kayıtlarında yapılan güncel nüfus kayıt sorgulamasına göre inceleme kapsamındaki sanık …’ün, Yerel Mahkemece incelemeye konu direnme hükmünden sonra, 30.01.2021 tarihinde vefat ettiği,Anlaşılmaktadır.Katılan … Cumhuriyet Savcılığında; kayınpederi …’in sanık …’ın köydeki bütün arazilerini satın aldığını, amacının …’ı köyden çıkarmak olduğunu, bu araziler nedeniyle sürekli kavgalar olduğunu, olay günü dışarıdan küçük çocukların kavga olduğunu haber ettiklerini, bunun üzerine dışarı çıktığını olay yerinin eve 100 – 150 metre uzaklıkta olduğunu, eşi ve kardeşlerinin tarladan ot taşımakta olduklarını, kayınpederi ile olay yerine vardıklarında eşinin yerde yattığını, yanında kimsenin olmadığını olay yerinin sonradan kalabalıklaştığını, kayınpederi ile birlikte eşini hastaneye götürdüklerini, …’ın üzerinde silah olup olmadığını görmediğini, olay yerine giderken …’ın dağa doğru kaçtığını gördüğünü, kayınpederinin üzerinde silah olmadığını, eşini vuran …’dan şikâyetçi olduğunu,
Mahkemede; maktul …’in resmî nikâhlı eşi olduğunu, olay günü iftar yaklaştığından dolayı evde yemek yaptığını, olayı görmediğini, ateş seslerini duyduğunu, olay yerine gittiklerinde eşinin yaralandığını, kendisine “Beni … vurdu” dediğini, kayınpederi …’ün de bu sırada evde olduğunu, birlikte olay yerine gittiklerini, ilk ateş sesi ile son duyduğu ateş sesi arasında 10 dakika kadar bir süre geçtiğini,İnceleme dışı sanık … … Kollukta; olay sırasında ağabeyi … …’e ait tarladaki otların kaldırılması işine yardım ettiğini, akşam saatlerinde Güvendik köyünden gelen … ile ailesinden satın aldığı arazilerin üstünde hâlâ hak iddia etmesi nedeniyle amcası … …, ağabeyi … …, … … ile birlikte iken tartışmaya başladıklarını, bir süre sonra amcası …’in yeter artık diyerek kavgayı durdurduğunu, sonra …’ın ayrıldığını, kendilerinin ot toplamaya devam ettiklerini, bir süre sonra …’ın elinde kalaşnikof marka bir tüfekle geri gelerek üzerlerine doğru yolda ilerlerken ateş açmaya başladığını, …’in bunun silahını elinden alalım nasıl olsa mermisi biter dediğini, bu sırada …’ın yoldan yukarı doğru çıktığını, …’in …’ın açtığı ateşten vurulduğunu, abisi …’i hastaneye götürdüklerini,
Mahkemede; maktul … …’ün abisi, …’in babası, …’in yengesi, …’in abisi, …’in de amcası olduğunu, sanıktan köydeki arsaları satın almış olduklarını, fakat buna rağmen sanığın bu arazileri terk etmediğini, olay günü ahırlarının yanında ot toplarken, sanık …’ın satın aldıkları arazinin kenarına taş yığarken gördüğünü, kendisinin yanına gittiğini ve o yeri satın aldıklarını, taş yığmamasını söylediklerini, aralarında tartışma çıktığını, tartışma kavgaya dönüştüğünü, karşılıklı birbirlerine vurduklarını, daha sonra … amcasının bırakmalarını söylediğini ve sanık …’ı da orada bırakıp gittiğini, olay saatinden öncesinde sanık …’ın bir kalaşnikof tüfekle evinin bulunduğu istikametten yine kendi çalıştıkları ahırın bulunduğu yere doğru geldiğini, kendilerine küfrettiğini, kendilerine ateş ettiğini, kendisi ile birlikte … …, … … ve … …’ün olay yerinde bulunduklarını, sanık …’ın kendilerine doğru ateş edince, sanığın elindeki tüfeği almaya karar verdiklerini, bu amaçla kendisini kovaladıklarını, kendisini gösterilen krokiden menfezlere doğru kovaladığını söylediğini, o yolun aynı zamanda Güvendik köyüne gittiğini, sanığın giderken geri geri ilerlediğini, ve kendilerine doğru ateş ettiğini, bu şekilde 20’nin üzerinde ateş ettiğini, kendilerinin …’ın etrafını sarmaya çalışırken abisi … …’ü vurduğunu, abisi … ile sanık … arasında 7-8 metre kadar olduğunu, … …’ün …’ün yukarısında olduğunu, sanık …’ın etrafını sarmaya çalışırken, sanık …’ın geri döndüğü için aşağıda olduğunu, …’ün ateş ettiğini, abisi vurulunca onunla ilgilendiklerini, …’ın da silahını alarak olay yerinden kaçtığını, sanık …’ü olaydan önceki ilk kavgada yaraladıklarını, doktor raporunda gösterilen yaraların bu yaralar olduğunu, ikinci olayda …’a vurmadıklarını, olay yerinde babası …’in olmadığını, plakasını tam olarak bilmediği, Cesim … isimli şahsın arabasıyla abisini hastaneye gönderdiklerini, kendilerinin kendi arabalarıyla hemen arkasından gittiklerini, aralarında biraz mesafe olduğunu, yolda aracın lastiğinin patladığını, sonra yaralıyı başka araca aktardıklarını, araçta yer olmadığı için kendilerinden kimsenin binmediğini, kendi arabaları ile abisini götüren … arasında 7-8 dakikalık mesafe olduğunu, bu kadar sürenin olay yerinden arabanın bulunduğu yere gitmeleri sırasında geçen süre olduğunu, iddia edildiği gibi kendilerinin orada kalıp kovanları toplamadıklarını, delilleri yok etmeye çalışmadıklarını, kalaşnikof silahın nasıl bir silah olduğunu askerde iken öğrendiğini,İnceleme dışı sanık … … Kollukta; olay günü …’ün gelerek kendilerine ait olan tapulu araziyi benim diye işaretlediğini, bu sırada yanında …, … ve … …’ün bulunduğunu, sanık …’a “Sen bizim tapulu arazimizi nasıl sahiplenirsin?” dediklerini, …’ın sinkaflı konuşarak küfürler etmeye başladığını, sonra kendilerinin kalabalık olduğunu görünce kalaşnikof marka silahını kendilerine doğru çevirdiğini, geri geri giderken ateş etmeye devam ettiğini, abisi …’in yere düştüğünü görünce yanına gittiklerini, …’ın kaçarak köye doğru gittiğini, sonra olay yerinden…’ın arabasıyla abisi …’i hastaneye götürdüklerini,Cumhuriyet Savcılığında; olay günü ot çektiklerini, …’ün kendilerine satmış olduğu araziye gelerek etrafını taşla çevirdiğini gördüklerini, sonra kendilerine sinkaflı küfürler ettiğini, …’ın kendilerinin yaklaştığını görünce kaçtığını, iki saat sonra elinde bir tüfekle geri geldiğini, yüzü kendilerine dönük şekilde geri geri giderek ateş etmeye başladığını, …’ın etrafını sardıkları sırada en yakın mesafede …’in durduğunu, bu mesafenin 8-10 metre olduğunu, bu esnada …’in yere düştüğünü, kendilerinin ellerinde tırmık, dirgen gibi aletler olduğunu, babası …’in olay yerinde olmadığını, sonra abisi …’i…’ın aracıyla hastaneye götürdüklerini,Cumhuriyet Savcılığındaki ek beyanında; olay günü babasıyla birlikte ikamet ettikleri evin bahçesinde römorktan otları indirdiklerini, bu sırada 4-5 km uzaklıkta …’dan aldıkları yonca tarlasını taşlarla çevirdiğini gördüklerini, …’ın yanına gittiklerini, …’ın sinkaflı küfürler ettiğini, bunun üzerine …, … ve kendisinin …’ı ellerindeki tırmık ve dirgen benzeri aletlerle dövdüklerini, …’ın kaçtığını ve kaçarken size göstereceğim gibi şeyler söylediğini, …’ın 1-2 saat sonra geri gelerek bağırmaya başladığını, bu sırada kendilerinin evin yanında bir yerde olduklarını, …’ın etrafını sarmak için …’a doğru yaklaştıklarını, …’ın üzerine gittiklerini görünce elindeki kalaşnikof silahla geri geri giderek ateş etmeye başladığını, bu sırada abisi …’in yere düştüğünü, … ile arasındaki mesafenin 8 metre kadar olduğunu, hemen …’in yanına gittiklerini, sonra …’i hastaneye götürdüklerini, babası …’in olay yerinde olmadığını, abisi …’in vurulduğu yerin kendi evlerine 300 metre …’ın evine ise 1 km mesafede olduğunu, abisini sanık …’ın vurduğunu,Mahkemede; sanık …’a arazilerin bedelini ödediklerini, fakat buna rağmen bu arazileri terk etmek istemediğini, yine kendilerine sattığı bir yerin otunu yaylacılara satmış olduğunu, “Ben arazilerden de çıkmam paralarını da aldım, onlardan da bir kişiyi de öldüreceğim” gibi şeyler söylediğini duyduğunu, olay günü evin önünde ot boşalttıkları sırada …’ın geldiğini, arazinin etrafını niye taşlar ile çevirdiğini sorduklarını, “Bu arazileri size vermiyorum” dediğini, tartıştıklarını, kendisini orada dövdüklerini, bu sırada yanlarında …, … ve …’in olduğunu, …’a sopalarla vurduklarını, evlerinin bulunduğu yerde başka ev olmadığını, bu nedenle kimsenin görmediğini, sanık …’ın yanlarından “Ben size gösteririm” diyerek ayrıldığını, bir buçuk saat sonra iftara yakın bir zamanda tekrar elinde kalaşnikof silahla geldiğini, küfür etmeye başladığını, kendisi ile birlikte …, … ve …’in …’ın üzerine gittiklerini, amaçlarının …’ı yakalayıp silahını alıp devlete teslim etmek olduğunu, geri geri giderken ateş etmeye başladığını, üzerine gitmeye devam ettiklerini, 100 metre kadar gittikten sonra orada kardeşi …’e ateş ettiğini, sonra kardeşleri … ile ilgilendiklerini, sanığın oradan kaçıp gittiğini, …’ın kaçarken kendilerine doğru ateş ettiğini, kardeşim …’e isabet ettirdiğini, evleri ile ot boşalttıkları yerin 100 metre kadar olduğunu, bu yerin … ile karşılaştıkları yer olduğunu, buraya 150 metre kadar yakında kardeşi …’in vurulduğu yer olduğunu, … ile sanık … arasında 5-6 metre olduğunu, dosyadaki krokide iki nolu menfezin zıt istikameti tarafından kanların bulunduğu yere doğru birçok kez ateş ettiğini, kardeşi …’i hastaneye kaldırdıklarını, babası …’in olay yerinde olmadığını, …’in vurulduğunu öğrendikten sonra geldiğini, kendisinin köy korucusu olmadığını, olay sırasında sadece sanık …’da silah olduğunu, başka kimsede silah olmadığını, …’ı sırtından yaralamadığını, ikinci karşılaştıklarında …’a hiç vurmadıklarını, babası …’de ve maktul …’te atış artığının nasıl oluştuğunu bilmediğini, belirttiği yerde abisine ateş edilen yerde mermi kovanı bulunmaması nedenini de bilemediğini, …’ın o şekilde alıp götürmüş olabileceğini, amaçlarının sanıktaki silahı alıp Jandarmaya teslim etmek olduğunu, … fırsat vermediği için Jandarmayı arayarak …’da silah var diyemediklerini, elinde kalaşnikof silah olduğu hâlde abisi …’e 5 metre kadar yaklaştığını, …’ın kendilerinin ot boşalttığı yerin yakınından itibaren ateş etmeye başladığını, …’ın ikinci kez silahla geldiğinde öldürmeye geldiğini, üzerine gidince kaçmaya başladığını, bu sırada ateş ettiğini, daha önce de buna benzer olaylar yaşadıklarını, etrafını sarmaya karar verdiklerini, elinden silahı alıp devlete teslim etmek istediklerini, …’ın olayda kullandığı silahı alıp götürdüğünü nereye götürdüğünü bilmediğini, daha önce de …’ da bu tür bir silah görmüş olduğunu, 300 metre mesafeyi evleri ile olayın meydana geldiği yer için söylediğini, …’ın kendileri ot boşaltırken elinde silahla geldiğini, aralarında 100 metre olduğunu, yüzü kendilerine dönük şekilde ateş ettiğini, kardeşi … ile … arasında tahmini olarak 8-10 metre olduğunu söylediğini, …’ın geri geri giderken elindeki kalaşnikof marka silahla kendilerinin durduğu tarafa doğru ateş ettiğini, ayrıca abisi … ile sanık …’ın aynı hizada olduğunu, kot farkı olmadığını,İnceleme dışı sanık … … Kollukta; olay günü …’ün kendisinden satın aldıkları arazinin etrafını çevirdiğini gördüklerini, … … ve … … ile birlikte yanına gittiklerini, …’ın burası benim malım size vermiyorum dediğini, sonra kavga etmeye başladıklarını, …’ın ellerinden kaçarak evine gittiğini, sonra kendi işlerine geri döndüklerini, bir süre sonra …’ın yeniden bu kez elinde kalaşnikof silahla geri geldiğini, yoldan geri geri kaçarak üzerlerine ateş etmeye başladığını, …’in yaralandığını, sonra …’i…’ın arabasıyla hastaneye götürdüklerini, …’i vuran …’dan şikâyetçi olduğunu,Cumhuriyet Savcılığında; olay günü ot çektiklerini, …’ün kendilerine satmış olduğu araziye gelerek etrafını taşla çevirdiğini gördüklerini, sonra kendilerine sinkaflı küfürler ettiğini, …’ın etrafını sarmak amacıyla üzerine doğru gittikleri esnada ateş ederek kaçmaya başladığını, … …’ün düştüğünü, kendisini hastaneye götürdüklerini, …’ün olay yerinde olmadığını, …’a en yakın mesafede yeğeni …’in durduğunu, …’ın yeğeni …’i kendisini yakalamasın diye vurduğunu,
Mahkemede; sanık …’ın köyde bir tarlası olduğunu, borcu nedeniyle…’e sattığı bu tarlayı ve diğer taşınmazlarını satın aldıklarını, sanık …’ın bu tarlaları terk etmediğini, olay günü … ve … ile birlikte ot çektiklerini, sanık …’ın geldiğini, ben bu tarlayı vermiyorum dediğini, tartışma çıktığını, birbirlerine vurduklarını, daha sonra sanığın çekip gittiğini, bir buçuk saat sonra köyden kalaşnikof silahı ile geri geldiğini, kendilerini silahla tehdit ettiğini, kendisini yakalamaya karar verdiklerini, sanık …’ın kestirmeden yanlarına geldiğini, kendilerine daha önceden de silah çektiğini, yanına gittiklerinde kaçıp gittiğini, aynı şekilde yanına gitmeye karar verdiklerini, 150-200 metre geri geri gittiğini aynı zamanda kendilerine ateş ettiğini, yeğeni …’in 5-6 metre kadar sanığa yaklaştığını, …’ın yeğenine ateş ettiğini, 25-30 metre uzakta olduklarını, olay yerinin meyilli olduğunu, yukarıda olan yeğeni … …’ün …’a göre biraz daha aşağıda olduğunu, … …’ün …’ı arkadan çevirdiğini, …’ın …’i görmediğini, …’i görür görmez ateş ettiğini, başka da kimsede silah olmadığını, sanık …’ın ateş ettikten sonra olay yerinden kaçıp gittiğini, araba çağırdıklarını, arabaya yeğeninin eşinin bindiğini, Cesim …’ın ve …’ın da bindiğini, arabayı Saim …’ın sürdüğünü, kendilerinin olay yerinde kaldıklarını, arabalarının orada olmadığını, sonra arabayla kendilerinin de onları takip ettiklerini, 3-5 dakika sonra arkadan kendi arabalarıyla gittiklerini, yolda lastiğinin patladığını, yaralıyı başka bir araca bindirmiş olduklarını, fakat ona da yetişemediklerini, daha sonra …’nın girişinde yetiştiklerini, iddia edildiği gibi yeğeni … …’ü abisi …’ün vurmadığını, sanık …’ın vurduğunu, olaydan sonrada Jandarmayı veya başka bir yeri aramadıklarını, yeğeni yaralı olduğu için onun telaşesiyle aramamış olabileceklerini, olay yerinden mermi de toplamadıklarını, ilk kavgada sanık …’a vurmadığını, yeğenleri … ve …’in vurduğunu, sanığın önce kendilerine doğru gelirken ve daha sonra geri geri giderken en az 20 kez ateş ettiğini, olay yerinde bu mermilerin neden bulunamadığını bilemediğini,Tanık … Kollukta; 19.08.2010 günü …Köyüne geldiği saat 19.00 sıralarında, kalabalık bir grubun aracını durdurduklarını, “Yaralı var hastaneye götür” dediklerini ve … … isimli şahsı arabaya bindirdiklerini, nasıl vurulduğunu ve … içindeki konuşmaları duymadığını,
Mahkemede; olay günü başka bir köye ot almak için gittiğini, kendisine “… … vurulmuş arabayı çevir hastaneye götür” dediklerini, arabaya …’i arka koltuğa bindirdiklerini, yanında eşi …’in olduğunu, arabanın ön koltuğuna da Abdulgafur’un oturduğunu, bu şekilde giderken yolda aracının lastiğinin patladığını, yoldan geçmekte olan bir ticari taksiye yaralıyı diğer kişiler ile birlikte bindirdiklerini, … içerisinde …’in nasıl vurulduğu ile ilgili hiçbir konuşma geçmediğini, kendilerini takip eden kimsenin de olmadığını, ne …’in ne de …’in diğer yakınlarının aracı takip etmediklerini, …’in bilincinin açık olup olmadığını bilmediğini, eşinin …’e bir şey sormadığını sadece ağladığını,Tanık … Kollukta; olay günü amcasının oğlu …’ın arabasıyla …köyüne gittikleri sırada kalabalık bir grubun aracı durdurduğunu, yaralı birinin araca bindirdiklerini ve hastaneye götürdüklerini, kimin nasıl vurduğunu görmediğini, arabada konuşulanları duymadığını,
Mahkemede; olay günü… ile birlikte Sarıtaş köyünden geldikleri sırada, bir olay olduğunu öğrendiklerini ve hemen arabaya yaralı …’i koyduklarını, aracı…’in kullandığını, arkada yaralı ile eşinin olduğunu, araçta …’i kimin vurduğu ile ilgili bir şey konuşulmadığını, yolda aracın lastiğinin patladığını, 10-15 dakika orada beklediklerini, başka bir köyden gelen ticari taksiyi durdurduklarını, … ile eşi …’i bu arabaya bindirdiklerini, kendisinin orada kaldığını, lastiğin patladığı sırada 10-15 dakika beklerken arkadan başka maktul yakınlarının gelmediğini, karakol aracının geldiğini, kendilerini alıp karakola götürdüğünü, köyde …’i kimin öldürdüğü ile ilgili bir konuşma da olmadığını, olay günü …’ü veya diğerlerini görmediğini, …’ın silahı olup olmadığını da bilmediğini, maktul …’i aldıkları yerde de silah görmediğini,Tanık … istinabe olunan Mahkemede; … …’ün öz amcası olduğunu, …’ün ve oğullarının kuzeni olduğunu, …’ün olaydan 3 gün önce kendisini arayarak aralarında husumet olan …’ı köyden götürmesini istediğini, kendisinin 20 gün müsaade istediğini, husumete neden olan arazilerin yarısını kendisinin, yarısını ise …’in satın aldığını, …’in kendisine karşı elinde tuttuğu senetleri icraya koyduğunu, yine aynı telefon görüşmesinde “9 tane oğlum var, …’ı almazsan seni çocuklardan birine vurdurup suçu …’ın üzerine atarım” dediğini, daha sonra olay günü …’in oğulları ve … ile birlikte …köyü ile … köyü arasında …’ı vurmak için pusu kurduklarını, …’in elinde kalaşnikof silah olduğunu, atılan kurşunun önce …’ın omzunu sıyırdığını sonra …’in ölümüne sebep olduğunu duyduğunu,Tanık … Cumhuriyet Savcılığında; köy muhtarı olduğunu, eskiden köy merası olan arazi nedeniyle … … ile … arasında husumet olduğunu, olayın . köyü yolu üzerinde olduğunu duyduğunu, olay yerinin …’in evine 50-60 metre, …’ın evine ise 350-400 metre uzaklıkta olduğunu, …’ın silahı olduğunu bilmediğini, daha önce elinde silah da görmediğini, olaya dair bir bilgisi olmadığını, …’ı Jandarmanın götürdüğünü duyduğunu,Tanık … Mahkemede; 2009 yılının Temmuz ayında … İl Merkez Jandarma Komutanlığı, Tezeren Jandarma Karakol Komutanı olarak atandığını, o tarihten beri de görev yaptığını, maktul … …’ü köy korucusu olduğu için ayrıca tanıdığını, diğerlerini de tanıdığını, göreve başladığında görevi devraldığı arkadaşlardan ve hâlen görev yapan kişilerden köylerden ilgili bilgi aldığını, …köyünde de … ailesi ile … arasında bir sürtüşmenin olduğunu, mera ve arazi davası olduğunu öğrendiğini, görev yaptığı süre zarfında da bu sürtüşmelerin devam ettiğini, cezai anlamda bir adli tahkikat yapılmadığını, fakat zaman zaman sözlü sürtüşmelerini duyduğunu, müracaatları olmadığı için işlem yapılmadığını, fakat kadastro mahkemelerinde veya hukuk mahkemelerinde davalarının olduğunu, keşif de yapıldığını, olay günü karakolun önünde bulunduğunu, daha önceden arabasını bildiği … adlı kişinin çok hızlı bir şekilde karakolun önünden geçtiğini, normal şartlarda karakolun önüne yaklaşan araçların orada yavaşlayıp öyle geçtiğini, ayrıca dubaların olduğunu buna rağmen çok hızlı geçtiğini, kendisinin şüphelendiğini, arkasından baktığında her yerin toz duman olduğunu, ileride de durduğunu gördüğünü, karakola ait araçla yanına gittiğini, kendisine sorduğunda, … …’ün tüfekle vurulduğunu, burada lastiği patlayınca başka yönden gelen bir araca bindirip yaralıyı gönderdiğini söylediğini, …köyü ile görev yaptığı karakolun arasının 8 km olduğunu, yol şartları itibarıyla 10-15 dakika süreceğini, lastiğin patladığı yer ile karakol arası mesafenin 3,5 veya 4 km olduğunu, olay yerine vardığında yaralının köyden çıkışı arasında 20 dakikalık bir sürenin geçtiğini, bunun üzerine karakolu aradığını, herhangi bir ihbar olup olmadığını sorduğunu, ihbar olmadığını söylediklerini, karakol ekibinin hazırlanmasını, köye gideceklerini söylediğini, karakola geldiğini, bu arada merkezi de aradığını, merkezi de bilgilendirdiğini, fakat o ana kadar bir ihbar gelmediğini, olayın içeriğini bilmediğini, bilgi sahibi olunca bilgilendireceğini söylediğini, karakola gittikten sonra ekibi ile birlikte köye gittiklerini, karakoldan çıkmadan önce …’ın telefonla karakolu aradığını gördüğünü, telefona doğrudan “Komutanım yetişin, beni öldürüyorlar” dediğini, sesinin kesik kesik ve kötü geldiğini, sanık …’a “Sen beni bekle 10 dakika içerisinde geliyorum” dediğini, bu sırada bir kez eşinin bir kez de oğlunun aradığını, eşinin ne dediğini tam olarak anlayamadığını, oğlunun da yetişin gibi sözler söylediğini, 10 dakika sonra olay yerinde olduklarını, daha doğrusu …’ın evine gittiğini, kendisinin ayakta olduğunu, burun kemiğinin üstünde kafasında bir yara olduğunu, sırt bölgesindeki elbiselerin de yırtılmış olduğunu, üzerinde atlet olduğunu, panik hâlinde olduğunu, kekelediğini, sırt bölgesine baktığında yanıklı bir yaranın olduğunu, atletinin de o şekilde kesik olduğunu, kendisine sorduğunda “Beni sırtımdan vurdular” dediğini, seni kim vurdu diye sorduğunda da “… beni vurdu” dediğini, kendisine vurulan korucuyu kimin vurduğunu sorduğunu, “Onu da … vurdu, hem onu vurdu hem de beni vurdu” dediğini, kendisine dönem dönem olayın nasıl olduğunu sorduğunu, …’ın da; Güvendik köyünden saman pazarlığı yapmaya gittiğini, dönüşte kendisine … ve ailesi tarafından pusu kurulduğunu anladığını, bunu fark edince kaçmaya başladığını, geldiği istikamete geri kaçtığını, onların kendisini kovaladığını, iki kişinin arkasından çevirdiğini, daha sonra …’ün ateş ettiğini, oğlu …’i vurduğunu söylediğini, tanığın o sırada yörenin şartlarını da bildiğini, fakat …’ün evinin etrafında herhangi bir kalabalık, öç alma saiki hareket eden bir grup görmediğini, etrafta kimsenin olmadığını, yine o ana kadar maktul … …’ün ailesi tarafından karakola ve merkeze yapılmış bir ihbarın da mevcut olmadığını, …’ü araca aldıklarını hastaneye götürüp tedavisini yaptırdıktan sonra tekrar geri getirdiklerini, fakat … ile birlikte hastaneye gitmediğini, …köyünü … Merkeze bağlayan tek yolun, karakolun üzerinden geçen yol olduğunu, …’ın aracının lastiğinin patladığı ve olayı öğrendiği andan karakola geldiği ve …köyüne gittiği süre zarfında … … ailesinden veya başka bir … görmediğini, yani yaralı … …’ün arkasından ailesi tarafından gidildiğini görmediğini, gidebilecekleri tek yolun karakolun önü olduğunu, bu yolda karşılaşmadıklarını, daha sonraki bir zamanda … ailesinin ve diğer sanıkların bir gün sonra karakola geldiklerini, aynı akşam …’ün ifadesini kendisinin aldığını, olay yerine de gittiğini, fakat gece fotoğraf çekme ve olay yeri incelemenin sağlıklı yapılamayacağı için bir gün sonra gittiklerini, ilk gittiklerinde bir şey bulamadıklarını, ikinci gün gittiklerinde sanık …’ın yanlarında olduğunu, onun da yardımı ile olay yerini tespit ettiklerini, mermileri ve kovanları da bulduklarını, olay yeri incelemesi yapıldığını, uzun yıllardır bu işi yaptığını, yaralama olaylarına müdahale ettiğini, …’ün hemen yanına vardığında kan akmaya devam ettiğini, sırtındaki yarada kan olmadığını, yaralanması ile o an arasında fazla bir zaman olmadığını, yaralanması en fazla bir saati bir saat önceye ait olabileceğini, olay yeri ve …köyünde cep telefonların belli yerlerde çektiğini, … kısımlarda çektiğini, …’ün kendisini nasıl aradığını tam olarak bilmemekle beraber hatırladığı kadarıyla ev telefonuyla cep telefonunu aradığını hatırladığını, …’ün yanına vardığında …’ün ayakta olduğunu, o hali ile iddia edilen tüfeği taşıyabileceğini ateş de edebileceğini, …’ün kendisine olaydan sonra dinlendiği yeri gösterdiğini, o yerle evi arasında 200-300 metre mesafe olduğunu, olayla ilgili bilgi ve görgüsünün bundan ibaret olduğunu, Tanık .istinabe olunan Mahkemede; ölen … …’ün taziyesi için ziyarete Ferhat … ile birlikte gittiklerini, ölenin yakınlarının Kürtçe bir şeyler konuştuklarını, .ın kendisine ölenin yakınlarının aralarında …’i babasının vurduğunu konuştuklarını duyduğunu söylediğini,Tanık … istinabe olunan Mahkemede; ölenin taziyesine gittiğini, bu sırada yakınlarının … …’ü babasının vurduğunu konuştuklarını duyduğunu,
Tanık … … Mahkemede; sanık …’ın oğlu olduğunu, diğer tarafla aralarında arazi anlaşmazlığı nedeniyle bir husumetin bulunduğunu, olay günü babasının otları satmak için Güvenlik köyüne gittiğini, iftara yakın bir zamanda kanlar içinde geldiğini, sırtından, burnundan ve kafasından yaralanmış vaziyette olduğunu, gelir gelmez karakola telefon açtıklarını, babasının “Güvenlik köyünden gelirken … ve çocukları yolumu kesti, beni dövdüler, …’in elinde kaleş, …’in elinde de tabanca vardı, diğerlerinin de elinde sopalar vardı, … beni vurmak isterken …’i vurdu” dediğini, sonra bayıldığını, Jandarmayı aradığını, Jandarma gelene kadar eve bir saldırı olmadığını, fakat korktuklarından köyü terk ettiklerini, duyduğuna göre, …’in torunu Rıdvan’a tabanca verdiğini ve babasını vurmak istediklerini,
Tanık … Cumhuriyet Savcılığında; …’ün eşi olduğunu, eşinin yaklaşık 5-6 ay önce arazilerin tamamını …’e sattığını, parasını da aldığını ancak otları ve samanı satmadan arazileri boşaltmayacağını söylediğini, olayın nasıl meydana geldiğini görmediğini, ancak eşinin eve üstü başı kan içinde geldiğini, sonra bayıldığını, oğlunun ambulans çağırdığını,Mahkemede; diğer tarafla önceye dayalı olarak arazi meselesi nedeniyle bir husumetleri olduğunu, borçlu oldukları için arazilerini önce kardeşi…’e sattıklarını, onun da bu arazileri İhsan ve …’e sattığını, olay günü eşinin Güvendik köyüne ot satmak için gittiğini, arazileri satmalarına rağmen köyü terk etmemelerinin nedeninin otları satıp yol parası temin etmek olduğunu, olay günü eşinin ot satmak için Güvenlik köyüne gittiğini, iddia edildiği gibi olay anına kadar bir kavga olmadığını, olmuş olsa idi duyması gerektiğini, olayla ilgili görgüye dayalı bir bilgisi olmadığını, fakat eşinin silahı olmadığını, iftar vakti sofra kurduklarını, o sırada eşinin yaralı ve kanlı bir şekilde eve geldiğini, eşi gelir gelmez jandarmaya telefon açtıklarını, “… ve çocukları önümü kestiler, … bana ateş etti, kendi çocuğunu vurdu” dediğini ve bayıldığını, karakol komutanının geldiğini, eşini alıp götürdüğünü, eşinin elini yüzünü de yıkamadıklarını, o şekilde gittiğini, eşinin olay sırasında üzerinde bulunan eşyalarının babasının evinde olduğunu, halen yıkamadıklarını, babasının şu an şehirde oturduğunu, çocukları ile birlikte onun yanında olduklarını, olaydan sonra evin önüne kimsenin gelmediğini, saldırmak istediklerini fakat milletin engel olduğunu, karşı tarafın kendilerini hâlen tehdit ettiklerini, nereye giderlerse gitsinler biz onlardan birisini öldüreceğiz diye tehdit etiklerini duyduğunu,Tanık … Cumhuriyet Savcılığında; tarafları köyden tanıdığını, olay günü veya olaydan iki gün önce … ve …’i görmediğini, olaya dair bir bilgisi olmadığını,Mahkemede; . köyünde ikamet ettiğini, … …’ün vurulduğu gün …’ın kendi köylerine geldiğini, saat 09.00’da kendisini köyde gördüğünü, niçin geldiğini bilmediğini, bir de akşam iftar saattine bir saat kala yine …’ü gördüğünü, bir 10 dakika kadar konuştuklarını, ot sattığını söylediğini, ne kadar dediğinde kendisine fiyat söylemediğini, otu gör ondan sonra fiyat vereceğim dediğini, elinde de silah olmadığını, olay günü …’ü görmediğini, kendisine …’ı da sormadığını, Mahkemede verdiği ifadenin doğru olduğunu, o gün Güvendik köyünde görüp görmediğini sormadıklarından …’ı gördüğünü söylemediğini, olayın meydana geldiği gün …’ın köye geldiğini, ifadesini değiştirmesi hususunda bir baskı yapılmadığını şimdiki ifadesinin doğru olduğunu,Tanık … Mahkemede; olayın … ayında olduğunu, … …’ın geldiğini, hayvanlarını …’e sattığını, …’e iftara kalmasını söylediğini, çocukların dışarıda kavga var demeleri üzerine dışarı çıktığını, o sırada …’ün de kendi evinden çıktığını gördüğünü, olay yerine birlikte gittiklerini, sonra … …’ın arabasıyla … …’ü hastaneye gönderdiklerini, sonra …’in kendi arabasını aldığını, kendisinin de …’in arabasına bindiğini, önce …’ya geldiklerini, sonra …’a sevk edildiğini öğrendiklerini, sonra kendisinin parası olmadığı için orada kız kardeşinin evinde yattığını,Tanık … Mahkemede; olay günü … …’nın evine gittiğini, hayvanları yükledikten sonra geri gideceğini, iftar yaklaşınca … …’nın kal dediğini, sonra dışarıda olay çıktı dediklerini, dışarı çıktıklarında …’in de evinden dışarı çıktığını gördüğünü, birlikte olay yerine gittiklerini, kalabalık olduğunu, … …’ün yaralı olduğunu gördüğünü,
İfade etmişlerdir.Sanık … 5.7.2010 tarihinde, şikâyetçi sıfatıyla Cumhuriyet Savcılığında; …köyünde …’a ait olan ancak …’ün kullanımında olan ev, ahır ve arsasından oluşan taşınmazı 07.05.2001 tarihinde 65.000 TL vererek satın aldığını, ancak … isimli şahsın bu taşınmazı kendisinden izinsiz olarak kullanmaya devam ettiğini, buna dair şahitlerinin olduğunu ve şikâyetçi olduğunu,Sanık … şikâyetçi sıfatıyla Kollukta; olaydan üç ay kadar önce …’dan bütün arazilerini satın aldığını, evde olduğu sırada kızı …’nın gelerek “Baba abilerim kavga ediyorlar yetiş” dediğini, hemen evden çıkıp olay yerine gitmeye çalıştığını ancak …’in kendisine seslenerek “… abim yaralandı bir araba bulun” dediğini, sonra saim …’ın arabasını çağırdığını ve oğlunu hastaneye götürdüklerini, olay sırasında kendisinde silah olmadığını zaten olaya yetişemediğini,Cumhuriyet Savcılığında; kollukta verdiği ifadeni tekrarla, önce kızının sonra da …’in abileri …’in yaralandığını söylediklerini duyunca …’ın aracıyla oğlu …’i hastaneye götürdüklerini, olayın nasıl olduğunu bilmediğini, oğlu …’e “Seni kim vurdu” dediğinde …’in kendisine “… vurdu” dediğini, … ile aralarında önceye dayalı husumet bulunduğunu,İstinabe olunan Mahkemede; olay günü kardeşi …, oğulları … ve … …’ün tarladaki otları çektiklerini, sanık … ile aralarında arazi anlaşmazlığı olduğunu, kızı …’nın eve gelerek kavga olduğunu söylediğini, evden çıktığında oğlu …’in “Baba … yaralandı, araba getir” dediğini, sonra …’ın arabasıyla …’i hastaneye götürdüklerini, yolda arabanın lastiğinin patladığını, sonra ticari bir araçla …’i hastaneye götürdüğünü, bu sırada…’in aracında…, …,. …’ın da olduğunu, …’in kendisini …’ın vurduğunu söylediğine bu kişilerin de tanık olduğunu, şikâyetçi olduğunu davaya katılmak istediğini,Mahkemede; Yargıtay bozma ilamını kabul etmediğini, daha önceki ifadelerini tekrar ettiğini, olay günü evde uyuduğunu, kızı …’nın yanına geldiğini, “Baba dışarıda kavga yapıyorlar” dediğini, kim kavga yapıyor diye sormadan hemen dışarı çıktığını, oğlu …’in kendisini çağırdığını, “Baba arabayı getir, abim … yaralandı, bunu hastaneye götürelim” dediğini, sonra olay yerine gittiklerini, oraya komşusu Saim …’ın arabası ile gittiklerini, arabayı Saim …’ın kullandığını, olay yerine gittiklerinde …’in yaralı olduğunu, konuştuğunu, “Baba beni … vurdu” dediğini, zaten ona “Seni kim vurdu” diye kendisinin sorduğunu, oğlunu öldürmediğini, beraatini istediğini,Sanık … Kollukta; olay günü saat 18.30’da …köyüne gittiğini, o saatlerde köy içinde bulunan köprüde …, …, …, …, … ve …’ün kendisini dövmek için beklediklerini, sonra bu şahsıları görünce karşıya doğru yolunu değiştirerek kaçmak istediğini, şahısların kendisini takip ettiklerini, sonra arkasından ateş açtıklarını, mermilerden birinin omzunu teğet geçtiğini, sonra kendisini yakaladıklarını, ellerindeki sopalarla kafasına vurduklarını, sonra …’in elindeki tüfekle, …’in ise tabancayla kendisine ateş ettiklerini, bu ateşten … …’ün yaralandığını ancak kaç el ateş ettiklerini bilmediğini, dayağın etkisiyle olduğu yere bayıldığını, ancak kendisinde silah olmadığını, kavga öncesinde kurusıkı tabir edilen bir tabancası olduğunu, uyandığında onların …’i hastaneye götürdüklerini, kendisinin ise eve gittiğini, kendisini döven şahıslardan şikâyetçi olduğunu,Cumhuriyet Savcılığında; olay günü önce saat 11.00’de Güvenlik köyüne ot satmaya gittiğini, buraya geldiğini duyan …’ün kendisini …’a ve …’a sorduğunu, akşam üzeri tekrar köyüne döndüğünde, köyün içindeki köprünün üzerinde …, …, …, …, … ve … ile karşılaştığını, bu şahısların kendisini dövmek için beklediklerini, …’in kendisini görünce hemen elindeki kalaşnikof silahla ateşe başladığını, kendisinin kaçtığı için yaralanmadığını ancak bu şahısların kendisini kovaladıklarını,.ile …köyü arasındaki dağ eteğinde kendisini yakaladıklarını, …, …, … ve …’in kendisine ellerindeki sopayla vurduklarını, …’in kalaşnikofla …’in ise tabanca ile ateş ettiğini, hemen arkasında bulunan …’in bu ateş sırasında yere düştüğünü, muhtemelen babasının açtığı ateşten yaralandığını, … ve …’ın baba oğlunu vurdun dediklerini, yediği dayak nedeniyle olay yerinde bayıldığını, onların ise …’i hastaneye götürmek için ayrıldıklarını düşündüğünü, olay esnasında üzerinde kurusıkı tabir edilen tabancasının olduğunu ancak bayıldığında bu şahısların üzerinden aldıklarını tahmin ettiğini, köye girerken birilerinin “Bu hâlin nedir” diye sorduklarını, kendisinin de olanı anlattığını, tabancayı bu şahısları korkutmak amacıyla üzerine aldığını, …’i kendisinin öldürmediğini, … ve … geçici köy korucusu oldukları için bunların kalaşnikof silahlarının bulunduğunu, kendisinin hiçbir zaman böyle bir silahı olmadığını,
Tutuklanması istemiyle çıkarıldığı Sulh Ceza Mahkemesinde; önceki beyanlarını tekrarla, 19.08.2011 tarihinde saat 11.00 sıralarında Güvendik köyüne gittiğini, köye yaklaştığında dere kenarında …, …, …, …, … ve …’ün yol kenarında bekleyip kendisine pusu kurduklarını gördüğünü, …’in elinde kalaşnikof silah, …’in elinde ise tabanca gördüğünü, önce yolunu değiştirdiğini, sonra kendisini gördüklerini, onları korkutmak için yanındaki kurusıkı tabir edilen tabancasını ateşlediğini, sonra yoldan çıkıp dağa doğru kaçmaya başladığını, kendisine yetiştiklerini, …’in kalaşnikof tüfeği ile ateş ettiğini, …’in ise tabancası ile ateş ettiğini, yaralandığını, bu sırada … …’ün arkasında olduğunu ve babası ateş ederken yere düştüğünü, sonra … ve …’ün baba oğlunu vurdun dediklerini duyduğunu, olay yerinde bayıldığını, uyandığında belinde kemeri ve kuru sıkı tabancasını göremediğini, sonra yavaş yavaş evine doğru gittiğini, evde oğlunun Jandarmayı aradığını, kimseyi vurmadığını, zaten kurusıkı tabancayla bunun mümkün de olmadığını, suçlamayı kabul etmediğini, …’i vuranın babası … olduğunu,Mahkemede; önceki beyanlarını tekrar ettiğini, …köyünde çiftçilik yaptığını, … ve ailesinin kendisine baskı uyguladığını, bu nedenle köydeki arazilerimi kullanamadığından satıp köyü terk etmeye karar verdiğini, arazilerini … isimli kişiye sattığını, onun da …’e sattığını, kendisinin…’ten parasını tam alamadığını, kendisine olan borcu karşılığında arazilerini verdiğini, çayırın otunu da 750 TL’ye …’e sattığını, çayırdaki otları …’in biçtiğini, başka bir yeri daha sattığını ve buranın otunu kendisinin biçeceğini, bu otlarla traktörünü sattıktan sonra köyü terk etmeyi düşündüğünü, fakat … ve ailesinin kendisinin köyü bir an önce terk etmesini istediklerini, husumetin nedeninin bu olduğunu, olay günü . köyüne ot satmaya gittiğini, burada … ve İhsan…’a otunu alıp almayacaklarını sorduğunu, onların da otu gördükten sonra alabileceklerini söylediklerini, o gün …’in taksiyle Güvenlik köyüne gelmiş olduğunu, … ve …’a kendisini sorduğunu öğrendiğini, ikindi namazından sonra bir saat kadar oyalandığını, sonra … … ile karşılaştığını, köyün girişinde bulunan köprüde …, …, …, …, … ve … … ile karşılaştığını, daha doğrusu bu kişilerin kendisini orada beklediklerini, …’in elinde kalaşnikof silah, …’de ise tabanca olduğunu hatırladığını, …’in kendisini görünce küfrettiğini, kendisinin de silahları görünce kaçmaya başladığını, …’in arkasından ateş ettiğini, diğerlerinin ateş edip etmediklerini bilmediğini, ne kadar bir süre koştuğunu bilemediğini, yolu terk ederek dağ istikametine doğru kaçtığını,arkasından koşan …, …, … ve …’in kendisini yakaladıklarını, ellerinde bulunan sopayla vurduklarını, bu sırada … ve …’in de geldiğini, …’in elindeki silahla ateş ettiğini, arkasında bulunan …’in isabet aldığını, kendisinin …’in bulunduğu yere doğru yan durduğunu, …’in bir el ateş ettiğini, bu merminin sırtından sıyırarak …’e değmiş olabileceğini, hatta elbisesinin bundan dolayı parçalandığını, sırtındaki yaranın hâlen durduğunu, … ateş edince oğulları … ve …’ın oğlunu vurdun dediklerini, …’in bir şey demediğini, diğerlerinin kendisine vurmaya devam ettiklerini, yere düşüp bayıldığını, sonrasını hatırlamadığını, yanında kurusıkı bir tabanca olduğunu, ancak ateş edip etmediğimi hatırlamadığını, üzerindeki kemeri de orada çıkardıklarını, neden çıkarttıklarını bilmediğini, olay yerinde sopa parçası ve …’e ait bir kepin olduğunu, uyandığında kimsenin olmadığını, yürüyerek köye geldiğini, az ileride … ile karşılaştığını, durumunu sorunca başına gelenleri anlattığını, …’in oğlu …’i vurduğunu söylediğini, daha sonra eve geldiğini, oğlunun Jandarmayı aradığını ve Jandarmanın kendisini hastaneye götrüdüğünü, elini yüzünü yıkamadığını, üzerindeki elbiselerin olay sırasındaki elbiseler olduğunu, suçlamayı kabul etmediğini, … …’ü öldürmediğini, kalaşnikof silahı olmadığını, …’in korucu ailesi olduğunu onlarda kalaşnikof olduğunu, köyde herkesin …’in oğlunu vurduğunu bildiğini ancak korkusundan kimsenin bunu söylemediğini, dosyadaki krokide görünen üç yolun birleştiği yerde bir köprünün olduğunu, orada karşılaştıklarını, oradan kendisini kovalamaya başladıklarını, …’in ara ara ateş ettiğini, köy tarafına kaçmak istediğini ancak kendisine yol vermediklerini, kan izlerinin olduğu yerde yamaçta kendisini yakaladıklarını, sonra kaçtığını, ikinci menfezin olduğu yerde kanalın hizasında …’in kendisine doğru ateş ettiğini, ancak merminin …’e isabet ettiğini, sonra Jandarmaya olayın olduğu tam yeri gösterdiğini, orada kovan bulamadıklarını, ancak …’in ayak izlerinin olduğunu anladığını,Savunmuşlardır.Ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delilerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK; adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
Bu açıklamalar ışığında sanık … hakkında kurulan direnme hükmünün eksik kovuşturma sonucu kurulup kurulmadığına dair ikinci uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanık …’ün olay tarihinde akşam ezanına yakın bir saatte, . – . köyü yolu üzerinde iken, maktul … … ve akrabalarının ot topladıkları sırada bu kişilerle karşılaştığı, sanıkla maktul ve akrabaları arasında önce sözlü bir tartışma yaşandığı, daha sonra maktulün akrabalarının sanığı ellerindeki tırmık benzeri … aletleri ile darbetmeye başladıkları; maktulün akrabalarının anlatımına göre sanığın eve gidip eline olay sonrası ele geçirilemeyen kalaşnikof marka tüfek alarak tekrar geri geldiği, sanığın savunmasına göre ise eve hiç gitmediği ancak kalaşnikof marka tüfeğin olay yerinde bulunan sanık … tarafından kullanıldığının anlatıldığı; her iki tarafın anlatımını ile uyuşan şekilde sanık …’ün . – . köyü yolu kesişimindeki köprü üzerine doğru yaklaştığında, maktul … … ve yakın akrabaları tarafından kovalanmaya başladığı, sanığın .köyü istikametine doğru kaçarken yolun sağ (kuzey) tarafındaki … yamacındaki patikayı takip ettiği, maktulün akrabalarının ise sanığın arkasından kaçış güzergâhını takip ederek sanığı kovaladıkları, sanığın elinde kalaşnikof tüfek olduğunu iddia eden maktulün akrabalarının sanık …’ı kovalamaya başladıktan bir süre sonra, olay sonrasında ele geçirilemeyen ve kim tarafından kullanıldığı tartışmalı olan kalaşnikof marka tüfekten atıldığı tespit edilen bir merminin maktul … …’ün sol göğsüne (koltuk altı kısmında sol meme ucunun aşağısında bir hizadan) isabet ederek girmesi ve iç organ harabiyetine sebebiyet vererek sağ göğsü üzerinden omzuna yakın (sağ meme ucu yukarısında bir yerden) çıkması üzerine maktulün yere düştüğü, ölü muayene ve otopsi raporuna göre merminin aşağıdan yukarı doğru bir seyir izlediğinin tespit edildiği, olay yerinde yapılan incelemeye göre tümü yolun sağ (kuzey) tarafında olmak üzere, yolun sağ tarafına dik olarak 6 ila 25 metre arası değişik uzaklıklarda toplamda 7 adet boş kalaşnikof kovanının bulunduğu, olayın hemen akabinde maktulün vurulduktan sonra yoldan geçmekte olan tanık …’ın aracına bindirilerek hastaneye kaldırıldığı ancak kurtarılamadığı, sanık …’ün Jandarma’yı aradığı ve Jandarma görevlileri tarafından yakalandığı olay nedeniyle açılan kamu davasında;Yerel Mahkemece sanık … hakkında kurulan beraat hükmünün gerekçesinde; sanık …’ün olaydan kısa bir süre sonra kolluk tarafından yakalandığı ancak el svaplarında atış artığına rastlanmadığı, sanık …’ın üzerinden çıkartılan kanlı gömleğin sırt kısmındaki deliklerden birinin tüfek mermisi giriş deliğine benzer mahiyette olduğu ve gömlek üzerinde atış artıkları tespit edildiği, tartışma sırasında olay yerinde hiçbir şekilde bulunmadığını beyan eden katılan sanık …’ün el svaplarında atış artığına rastlandığı, maktul … …’ün akrabalarının olay sırasında elinde kalaşnikof tüfek olduğunu beyan ettikleri sanık …’ü ellerinde tırmık vb. aletlerle kovalamalarının ve maktulün kalaşnikof tüfekten yapılan atış sonucu isabet alması olayından sonra, yörenin bilinen davranış tarzına aykırı olarak, sanık …’ın evine gitmedikleri gibi maktul … …’ü hastaneye götüren aracın peşinden de gitmemelerinin, hatta köyün koruculuğunu yapan maktulün akrabalarının Jandarmaya ihbarda da bulunmamalarının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, sanık …’ın kullandığı iddia edilen kalaşnikof marka tüfeğin ele geçirilmediği, kovuşturma aşamasında dinlenen tanıkların ifadelerinde taziye evinde baba …’ün oğlu … …’ü öldürdüğünü duyduklarını beyan etmelerinin ve maktulün babası olan sanık …’ün duruşmaları takip etmemesinin maktulü sanık …’ün değil, sanık …’ün öldürdüğü yönünde tam bir vicdani kanaat oluşturduğunun yazılı olduğu,Özel Dairece verilen bozma kararında ise; mahallinde sanık …’in de hazır bulunacağı uygulamalı bir keşfin yapılması suretiyle ateş edilen yer ile maktulün vurulduğu yerin, sanıklar … ve …’ın maktulün vurulduğu sırada bulundukları yerlerin ve atış mesafesinin tespitinden sonra hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verildiği,Yerel Mahkemece bozma üzerine kurulan direnme hükmünün gerekçesinde özetle; bozma öncesi beraat hükmünün gerekçesinin tekrarıyla, daha önce yapılan keşfin dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde hüküm kurmaya yeterli olduğunun, sanık … hakkındaki suç duyurusu akıbetinin beklenmesinin dosyaya bir yenilik katmayacağının yazılı olduğu anlaşılmakla,Soruşturma aşamasında, olayın meydana geldiği .- . köy yolu üzerinde olayın meydana geldiği gün ve ertesi günü İl Merkez Jandarma Komutanlığı Olay Yeri İnceleme ekibince inceleme yapıldığı, olay yerinde ele geçen delillerin ve olay yeri krokisinin hazırlandığı, kovuşturma aşamasında ise 02.02.2011 tarihli teknik bilirkişi raporunda ele geçirilemeyen kalaşnikof silahın özellikleri ve atılan mermilerin yön tayinine ilişkin bilirkişi raporu hazırlandığı ve Yerel Mahkemece 24.10.2011 tarihinde mahallinde bilirkişiler, katılan sanık … ve müdafii, inceleme dışı sanıklar … …, … … ve … …’ün katılımı ile keşif yapıldığı, yapılan keşif sırasında taraflara olay esnasında kimin nerede bulunduğunun ve olayın nasıl gerçekleştiğinin sorulduğu ve keşfin kameraya kaydedildiği, ancak olay tarihinde sanık … ile maktul … …’ün yakın akrabaları dışında tarafsız tanıkların olay yerinde bulunmadığı, keşif sırasında ve sonrasındaki tanık anlatımları ile sanığın savunmasının birbirinden tamamen zıt yönde olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla olayın meydana gelişinin dosyadaki diğer delillerle aydınlatılmaya çalışıldığı, Yerel Mahkemece kurulan direnmeye konu beraat hükmünde, maddi olayın oluşuna dair aydınlatılamayan hususlarda yapılan keşif dışında dosyada mevcut tanık beyanlarından ve uzmanlık raporlarından hareketle vicdani bir kanaat oluşturulmaya çaba sarf edildiği, bu aşamadan sonra mahallinde tarafların hazır edilmesiyle olayın üzerinden yaklaşık 12 yıl sonra yapılacak bir keşif sonucu yeni veya olayın oluşunu tamamen aydınlatabilecek bir delile ulaşılmasının da mümkün olmadığı gözetilerek eksik kovuşturma sonucu hüküm kurulmadığı, direnme kararının bu yönüyle isabetli olduğu kabul edilmelidir.Bu itibarla, Yerel Mahkemece kurulan direnme hükmünün eksik araştırma sonucu kurulmadığına yönelik gerekçesinin isabetli olduğuna, dosyanın sanık … hakkında kurulan beraat hükmünün denetlenmesi amacıyla Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- … Ağır Ceza Mahkemesince 15.10.2015 tarih ve 79-228 sayı ile sanık … hakkında kurulan direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün, direnme kararından sonra 30.01.2021 tarihinde öldüğü anlaşılan sanık … yönünden, sanığın ölümüne ilişkin gerekli araştırmanın mahallinde yapılarak, sonucuna göre TCK’nın 64 ve 5271 sayılı CMK’nın 223. maddeleri uyarınca gereken hükmün verilmesinin temini için diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Yerel Mahkemece sanık … hakkında kurulan direnme kararına konu beraat hükmünün, eksik kovuşturma yapılmadığı yönündeki gerekçesinin İSABETLİ OLDUĞUNA,
3- Dosyanın, Yerel Mahkemece sanık … hakkında kurulan direnme kararına konu beraat hükmünün denetlenmesi bakımından Yargıtay 1. Ceza Dairesine, sonrasında mahalline gönderilmek üzere, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 23.06.2022 tarihinde yapılan müzakerede tüm uyuşmazlık konuları yönünden oy birliğiyle karar verildi.