Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2017/326 E. 2018/535 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/326
KARAR NO : 2018/535
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 2. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 47-286
Sanık …’un hırsızlık suçundan TCK’nın 142/1-b ve 143. maddeleri uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası; iş yeri dokunulmazlığının ihlâli suçundan aynı Kanun’un 116/4. maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası; mala zarar verme suçundan aynı Kanun’un 151/1. maddesi uyarınca 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, tüm suçlar yönünden aynı Kanun’un 53, 58 ve 63. maddeleri gereğince hak yoksunluğuna, cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba ilişkin Bergama Asliye Ceza Mahkemesince verilen 09.02.2012 tarihli ve 135-42 sayılı hükümlerin, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 03.02.2014 tarih ve 12203-2453 sayı ile;
“…Sanığın tüm aşamalardaki savunmalarında atılı suçu işlemediğini savunduğunun anlaşılması karşısında, soyut iddia dışında yüklenen suçları işlediğine dair cezalandırılmasına yeterli, her türlü kuşkudan uzak, hukuka uygun, kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bergama 2. Asliye Ceza Mahkemesi ise 13.05.2014 tarih ve 47-286 sayı ile;
“…Olay tarihinde sanığın kiralamış olduğu ….plakalı araç ile …..Köyü Kurt Markete gece saatlerinde gelerek burada iş yerinin kilidine zorlayıp söktükten sonra 100 TL para ile çeşitli cins ve markalarda 700 TL tutarında sigaraları çaldığı, olay yerinden uzaklaşmadan önce şikâyetçinin iş yerini kontrol etmek amacıyla iş yerine geldiği, burada şikâyetçi ve sanığın karşılaştıkları şikâyetçinin daha sonra sanığı teşhis ettiği, olayda kullanılan kiralık aracın yapılan araştırma neticesinde tespit edildiği ve sanığın evinin hemen yakınında ön plakası sökülmüş vaziyette ….plakalı aracın bulunduğu sanığın savunmasında aracın plakasının çalındığını bagajında bulunan malzemelerin de çalındığını beyan ettiği ancak araç üzerinde yapılan incelemede herhangi bir zorlama izine rastlanmadığı, zaten hayatın olağan akışı gereğince söz konusu arabayı çalan ve hırsızlıkta kullanan bir kişinin aracı geri getirmesinin mümkün olmadığı, böylelikle sanığın gece vakti iş yerinden hırsızlık suçunu iş yerine kapı kilidini zedeleyerek ve zarar vererek işlediği,” şeklindeki gerekçe ile bozmaya direnerek önceki hükümler gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.07.2015 tarihli ve 249707 sayılı “onama” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 tarih ve 644-1309 sayı ile; 6763 sayılı Kanun’un 38. maddesiyle 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 10. madde uyarınca, kararına direnilen Yargıtay 2. Ceza Dairesine gönderilmiş, aynı madde uyarıca inceleme yapan Yargıtay 2. Ceza Dairesince 07.03.2017 tarih ve 303-2691 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlâli ve mala zarar verme suçlarının sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Katılan …’un, İzmir ili, Bergama ilçesi, …..Köyünde bulunan iş yerinden 14.11.2009 tarihinde saat 03.25 sıralarında hırsızlık yapıldığı yönünde müracaatta bulunması üzerine soruşturmaya başlanıldığı,
Bölcek beldesi önleyici hizmet devriyesi sırasında görevlilerce düzenlenen 14.11.2009 tarihli tutanakta; 14.11.2009 tarihinde saat 03.35 sıralarında Bölcek beldesinde icra edilen önleyici hizmet devriyesi esnasında, gri renkli, Fiat Doblo marka aracın, içerisinde sürücüsü bir erkek şahıs ile Bölcek beldesi içinden geçtiği, kısa bir süre sonra …..köyünde iş yerinden hırsızlık olayının meydana geldiği ve olayda…..3. plakalı …. marka, gri renk aracın kullanıldığı ve şüpheli erkek şahsın bu araçla olay mahallinden uzaklaştığının ihbar edilmesi üzerine aracın takip edilmeye başlandığı, aracın Bölcek-Kınık yol ayırımı üzerinde Kınık istikametine doğru süratle ilerlediği, durumun Kınık İlçe Emniyet Müdürlüğüne bildirildiği ancak şahsın aşırı süratli olması nedeniyle izinin Bergama-Kınık yol ayırımında kaybedildiği açıklamalarına yer verildiği,
14.11.2009 tarihli olay yeri tespit tutanağında; katılana ait iş yerinin demir kapısının kilitli göbeğinin yerinden çıkarılarak kapının açıldığı, iş yerinin giriş yerinin kuzeyinde bulunan tezgahtaki para gözünün yarı açık olduğu, katılanın beyanına göre buradan 100 TL’nin, tezgah arkasında bulunan raf üzerinden de 700 TL değerinde muhtelif markalardaki sigaraların çalınmış olduğu, tezgah arkasında bulunan rafın altında yere düşmüş sigara paketlerinin görüldüğü, katılanın olay gecesi saat 03.25 sıralarında kontrol etmek amacıyla iş yerine geldiği sırada 35-40 yaşlarında 1.60-1.65 boylarında 70-80 kilo ağırlığında, bıyıklı bir erkek şahsın iş yerinden çıkarak…..3 plakalı Doblo marka koyu renk araca binerek olay yerinden uzaklaştığını beyan ettiği bilgilerine yer verildiği,
Aynı tarihli olay yeri inceleme raporunda; katılana ait bakkal dükkanının demir giriş kapısının kilit göbeğinin bir alet yardımı ile zorlanarak vidalarından kopartılmış ve yuvasından çıkartılmış olduğu, parmak izi araştırmasında bakkal zemininde yere düşen bir adet sigara paketi üzerinde parmak izi olduğu düşünülen izlere rastlanması nedeniyle bu izlerin nakil bandı yardımıyla alınarak inceleme yapılmak üzere kriminal laboratuvara gönderildiği açıklamalarına yer verildiği; yapılan biyometrik iz araştırması ve incelemesi sonucunda düzenlenen 24.11.2009 tarihli raporda, incelemeye konu parmak izinin tanık ….’a ait olduğunun belirtildiği,
Aynı tarihli araştırma tutanağında; 14.11.2009 tarihinde saat 03.25 sıralarında Kurt Market isimli iş yerinde meydana gelen iş yerinden hırsızlık olayı ile ilgili olarak yapılan tahkikatta, katılanın şüpheli şahsın olayda kullandığı aracın…..3. olarak bildirmesi üzerine plakanın son kısmının 4 haneli olabileceğinden bahisle katılan tarafından görülemeyen son rakam için mevcut sorgu programından “0” dan başlayarak “9” rakamına kadar ekleme yapıldığı, ….plakalı aracın katılan ve önleyici hizmet devriyesi tarafından olay sonrası takip edilen aracın eşgali olan Doblo marka gri renkli araçla örtüştüğü, ….plakalı aracın program bilgilerinde Kınık doğumlu Zekiye Karakaş’a ait olduğu ve çalıntı kaydının bulunmadığı tespitlerine yer verildiği,
Aynı tarihli teşhis tutanağında; sanık ile katılanın yüzleştirildiği, katılanın, olay gecesi bakkalının önünde karşılaştığı ve ….plakalı …. marka araç ile uzaklaşan şahsın sanık olduğunu teşhis ettiği bilgilerine yer verildiği,
Aynı tarihli görgü ve tespit tutanağında; 14.11.2009 tarihinde saat 12.20 sıralarında 6721 Sokak No:6 önünde otodan plaka hırsızlığı olduğunun telefon ile ihbar edilmesi üzerine saat 13.30 sıralarında bahse konu yere gidildiği, sanığın ….plakalı Doblo marka kamyonetinin ön ve arka plakasının çalınmış ve araç bagajından hırsızlık olduğunu beyan etmesi üzerine araç üzerinde yapılan tespitte, aracın ön ve arka plakalarının yerinde olmadığı, aracın arka plakasının takılı olduğu yerde herhangi bir zorlama izinin bulunmadığı, ön plakanın takılı olduğu plastik çerçevenin kırık olduğu, aracın kapı, pencere ve kilit kısımlarında herhangi bir zorlama izi ve emaresinin olmadığı, kapı kilitleri ve camlarının çalışır durumda olduğunun tespit edildiği bilgilerine yer verildiği,
26.09.2009 tarihli araç kira sözleşmesine göre; sanığın, …. adına kayıtlı olan ….plakalı aracı 26.09.2009-15.11.2009 tarihleri arasında Egemen Otomotiv isimli iş yerinden kiraladığı,
Sanığın kiraladığı ….plakalı aracın, Fiat marka, Doblo tipli, kapalı kasa kamyonet cinsinde ve granit gri renkli olduğunun belirlendiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan … kollukta; …..köyünde kardeşi …. ile birlikte kendilerine ait olan Kurt Market isimli bakkal dükkanını işlettiklerini, olay gecesi saat 03.25 sıralarında bakkala gittiğinde yolda park hâlinde bulunan koyu gri renkli …. marka yabancı bir araç görünce merak ederek bu aracın plakasını aldığını, aracın plakasının…..3. olduğunu, plakanın sonunda bir rakam daha olduğunu ancak buna dikkat etmediğini, son rakamın bulunduğundan ve 143 rakamından emin olduğunu, bakkala girmesine üç metre kala bakkaldan, 1.60-1.65 boylarında, 70-80 kilo ağırlığında, bıyıklı üzerinde koyu renkli mont bulunan 35-40 yaşlarında tanımadığı bir şahsın çıktığını, elinde iki adet siyah poşet olduğunu, bu şahsın yanından geçerken “Ne oluyor” demesi üzerine “Eyvallah” dediğini, bu şahsın yüzüne bakmadığını, yüz hatları konusunda eşgal veremeyeceğini, ardından bakkala girdiğini, kardeşi Sefa’nın bakkalda olduğunu düşündüğünü, kardeşinin bakkalda olmadığını görünce gördüğü şahsın hırsız olduğunu anladığını ve hemen Jandarma’yı aradığını, bu sırada şahsın arabaya bindiğini ve aynı anda aracı çalıştırıp gittiğini, bakkal dükkanında çeşitli markalarda 700 TL değerinde sigara ve 100 TL paranın çalındığını tespit ettiğini,
Savcılıkta; bakkal dükkanından çıkarken gördüğü şahsın karakolda canlı olarak kendisine gösterilen sanık olduğunu teşhis ettiğini, buna kesinlikle emin olduğunu,
Mahkemede; hırsızlık olayı olma ihtimaline binaen işlettikleri bakkal dükkanında kardeşiyle nöbetleşe olarak 24 saat beklediklerini, olay gecesi dükkanın önünde siyaha yakın gri renkli Doblo marka araç gördüğünü, aracın Kınık plakalı olduğunu, bu aracın kendilerine ait aracın önünde park hâlinde olduğunu, iki aracın arasından geçip dükkana gireceği sırada parkalı, elinde siyah renkli iki poşet bulunan önceden tanımadığı 40-45 yaşlarında, 1.60-1.65 boylarında, esmer, zayıf bir şahsın dükkandan çıktığını gördüğünü, bu şahsın kendisine “Ne oluyor” dediğini, aralarında 1-1,5 metre mesafe olduğunu, sokak lambalarının ışığının dükkanın içini aydınlattığını, dükkanın içine girdiğinde kardeşini göremediğini, akabinde sanığın bahsettiği araçla hızla uzaklaştığını, tahminen 800-1.000 TL değerindeki sigaraların ve çekmecede bulunan 100 TL’nin çalındığını tespit ettiğini, karakolu arayarak durumu bildirdiğini, plakayı verdiğini, daha sonra Jandarma karakoluna çağrıldığını ve karakolun bir odasında bulunan sanığı teşhis ettiğini, hatta komutanın “Konuşturalım belki hatırlarsın” dediğini, sanığa bir şeyler sorularak konuşmasının sağlandığını, duyduğu sesin de olay gecesi duyduğu ses ile aynı olduğunu; sanığın teşhise elverişli fotoğrafları gösterildiğinde ise, daha önce ifadesinde belirttiği ve dükkanından çıkarken gördüğü şahsın fotoğrafı gösterilen kişi olduğuna emin olduğunu,
Tanık ….; ağabeyi olan katılan ile birlikte market işlettiklerini, hırsızlık olabileceği düşüncesiyle bu markette sırayla sabaha kadar nöbet tuttuklarını, olay gecesi saat 02.00′ a kadar markette beklediğini, katılanın normalde bu saatlerde geldiğini ancak o gece geciktiğini, katılanın daha sonra geleceğini düşünerek iş yerinin demir kapısını kilitleyerek evine gittiğini, saat 03.30 sıralarında katılanın kendisini arayarak iş yerinin soyulduğunu söylediğini,
Tanık …; Egemen Otomotiv isimli işletmenin işletmeciliğini yaptığını, …. adına kayıtlı olan ….plakalı aracı sanığa günlüğü 65 Lira’dan kiraladığını ve 10 günlük ücreti peşin aldığını, kira süresinin bittiği gün sanığın süreyi 10 gün daha uzattığını ve ücretini peşin olarak verdiğini, olay günü saat 10.00 sıralarında kolluk görevlilerince sanığa kiraladığı araçla hırsızlık yapıldığı bilgisinin verildiğini, saat 11.00 sıralarında sanığın kendisini aradığını ancak sanığın olaydan haberdar olduğu düşüncesiyle telefona çıkmadığını, yanında çalışanına telefona açtırdığını, sanığın elemanına araca hırsız girdiğini, plakaların çalınmış olduğunu söylediğini, saat 12.30 sıralarında da kendisinin sanığı arayarak olayı sorduğunu, aracı sanığa sağlam olarak teslim ettiğini, olayı sanığa sormak için aradığında sanığın aracın bagaj kapısının arızalı olduğunu söylediğini, ancak aracı kontrol ettiğinde böyle bir arızasının bulunmadığını,
Tanık …; Egemen Otomotiv isimli iş yerinin ortağı olduğunu, suçta kullanıldığı iddia olunan ….plaka sayılı araçta GPRS cihazının bulunmadığını, aracın kendilerine plakaları sökülmüş olarak teslim edildiğini,
Tanık … ve ….. Gündoğan aynı yöndeki beyanlarında; önceden tanıdıkları sanığın olay günü saat 19.00 sıralarında Doblo marka bir araçla evlerine gelerek elektrik süpürgesi istediğini, süpürgeyi verdikten sonra taşınmasına yardım edebileceklerini söyleyerek evine gittiklerini, temizlik yaptıklarını sırada sanığın eşya getirmek için evden çıktığını, yaklaşık bir saat sonra tanımadıkları iki kişi ile birlikte eve koli ile eşya getirdiğini, yine aradan bir saat geçtikten sonra da giyim eşyası ile çamaşır makinesi getirdiğini, daha sonrada bir takım eşya getirdiğini, getirilen eşyayı yerlerine koyduklarını, sanığın yanında getirdiği kişileri evlerine bırakacağını söyleyerek evden ayrıldığını, kendilerinin de evlerine geri döndüklerini, ertesi gün sanığın kiraladığı aracın plakalarının ve bazı giyim eşyasının çalındığını söylediğini; tanık … mahkemede ek olarak; olay gecesi saat 02.00’a kadar sanığın evinde kaldıklarını,
Tanık …; eski komşusu olan sanığın eşya taşımak için kendisinden yardım istediğini, olay günü saat 19.00’da sanığın kendisini Doblo marka bir araçla iş yerinden aldığını, sanığın Harmandalı’nda bulunan evinden Cumhuriyet Mahallesin’deki bir eve üç dört sefer eşya taşıdıklarını, hatta eşya taşıdıkları evde isimlerini sonradan öğrendiği….ve onun eşinin de bulunduğunu, saat 01.30 sıralarında sanığın araçla kendisini durağa bıraktığını,
İfade etmişlerdir.
Sanık … kollukta; seyyar olarak giyim eşyası sattığını, olay tarihinden on gün kadar önce Denizli’de bulunan fabrikalardan ve toptancılardan giyim eşyası almak için Egemen Otomotiv’den ….plakalı aracı kiraladığını, 13.11.2009 tarihinde Çiğli Merkez Camii önünde giyim eşyası sattıktan sonra saat 16.00 sıralarında eve döndüğünü, araçtaki giyim eşyasını boşalttıktan sonra da daha önce oturduğu evden şu anda oturduğu eve bazı eşyalar getirdiğini, 14.11.2009 tarihinde saat 00.30′ da son kalan eşyayıda getirdikten sonra saat 00.45 sıralarında kiraladığı araca pazarda satacağı beş koli giyim eşyasını yükleyip evinin önüne park ederek eve döndüğünü, saat 02.00 sıralarında yatıp uyuduğunu, ertesi gün sabah saat 10.30 sıralarında uyandığını, evde bulunduğu sırada komşusunun evine gelerek araç kiraladığı şirketin kendisini aradığını söylediğini, borcu olduğundan aradıklarını düşündüğünü, aynı gün saat 11.00 sıralarında aracı kiraladığı tanık Hikmet ‘i aradığını, telefonu adı geçenin yanında çalışan bir elemanın açtığını, Hikmet’in telefonu iş yerinde bıraktığını söylediğini, akabinde bakkala alışverişe gittiği sırada park ettiği aracın ön plakasının yerinde olmadığını gördüğünü, aracın yanına gittiğinde aracın ön ve arka plakalarının yerinde olmadığını, arka bagaj kapağının açık olduğunu, bagaja koyduğu kolilerin içerisindeki 140 adet adidas marka alt üst eşofman takımı, 60 adet bayan tişörtü ve alt eşofmanların bulunduğu kolilerin yerinde olmadığını gördüğünü, hemen polisi arayıp olayı bildirdiğini, araçta inceleme yapıldığını, daha sonra aracı kiraladığı Hikmet’ i arayarak araçtan hırsızlık olduğunu söylediğini, aracın arka bagaj kapısının kilidinin bazen kilitlenmediğini bu nedenle bagajın açık kalmış olabileceğini, atılı suçları işlemediğini,
Savcılıkta ek olarak; ev taşıdığı sırada komşuları tanık Şehmus Toprak ve eşi Sabriye ile tanıklar … ve eşi …..’in de kendisine yardım ettiğini, gece saat 01.00′ a kadar komşuları….ve …..’in evinde bulunduğunu,
Mahkemede; atılı suçları işlemediğini, tanımadığı katılanın kendisine iftira atmasını gerektirecek bir sebebinin olmadığını,
Savunmuştur.
Uyuşmazlığın sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturulabilmesi açısından hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlâli ve mala zarar verme suçları üzerinde kısaca durulmasında fayda bulunmaktadır.
5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesinde yer alan “Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.” şeklindeki düzenleme ile hırsızlık suçunun temel şekli tanımlanmış; aynı Kanun’un 142. maddesinde ise suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri sayılmıştır.
5237 sayılı TCK’nın “Nitelikli hırsızlık” başlıklı 142. maddesinin 1. fıkrasının uyuşmazlık konusuyla ilgili hükmü suç ve karar tarihi itibarıyla;
“(1) Hırsızlık suçunun;

b) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında,

İşlenmesi hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur…” şeklinde iken, 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 62. maddesiyle 5237 sayılı TCK’nın 142. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi yürürlükten kaldırılmış, ilga edilen bendin metni korunmak suretiyle aynı maddenin 2. fıkrasına (h) bendi olarak eklenmiş ve ikinci fıkradaki “üç yıldan yedi yıla kadar hapis” şeklindeki yaptırım ise “beş yıldan on yıla kadar hapis” olarak değiştirilmiştir.
Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan hâliyle, TCK’nın 142. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde iki ayrı nitelikli hâl düzenlenmiş olup birincisi herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınmış olan eşyanın çalınmasıdır. Bu nitelikli hâlin uygulanabilmesi için eşyanın, herkesin girebileceği bir yerde bulunmasının yanında, kilitlenmek suretiyle de muhafaza altına alınmış olması gerekir. Madde gerekçesinde, “Ancak bina tanımına girmeyen bir yerde, örneğin otomobilde bulunan eşya hakkında muhafaza altına alınma koşulu aranmış; böylece kapıları kilitli olmayan veya camları kapatılmamış bir otomobildeki eşyanın çalınması hâlinde nitelikli hırsızlık kabul edilmemiştir” denilmek suretiyle bu husus belirtilmiştir. Herkesin girebileceği yerden, cadde, sokak, pazar yeri veya meydan gibi hiçbir sınırlama, engel olmadan kişilerin girme imkânı bulunan kamuya açık yerler anlaşılmalıdır.
Fıkrada belirtilen ikinci nitelikli hâl ise, bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşyanın çalınmasıdır. Bu nitelikli hâlde öngörülen “bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmaktan” anlaşılması gereken, mutlaka belli bir yere kilitlemek ya da gizlemek olmayıp eşyanın bina veya eklentisi içinde bulundurulmuş olması yeterlidir.
Türk Ceza Kanunu’nun “konut dokunulmazlığının ihlali” başlıklı 116. maddesinin birinci fıkrası; “bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır,” ikinci fıkrası ise; “birinci fıkra kapsamına giren fiillerin açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi halinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur” şeklinde düzenlenmiştir.
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun tanımlandığı birinci fıkranın gerekçesinde; “Konut dokunulmazlığının ihlali, kişinin kendisine özgü barış ve sükûnunu ve yuvasındaki yaşamın sulh ve selametle cereyanı için var olması gerekli güvenlik duygusunun sarsılmasını ifade etmektedir. Bireylere karşı işlenen ve aynı zamanda onların muhtaç oldukları güvenlik ve sükûnu ihlal eyleyen bu fiillerin, hürriyete karşı işlenen suçlar arasında bir suç olarak tanımlanması uygun görülmüştür.”
Maddenin işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunu düzenleyen ikinci fıkrasının gerekçesinde; “Birinci fıkrada tanımlanan fiillerin açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyeri ve eklentileri hakkında işlenmesi ayrı suç olarak tanımlanmıştır. Bu fıkranın uygulanmasında, birinci fıkrada sözkonusu olan koşullar aranacaktır. Niteliği itibarıyla açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi alışılmış, mutat olan yerler dışında kalan yerlere rıza bulunmaksızın girilmesi bu suçu oluşturacaktır. Avukatlık bürosu ve özel muayenehane gibi izinle girilmesi gereken yerlere örnek olarak gösterilebilir. Keza herkesin herhangi bir koşulu yerine getirmeksizin girebileceği yerlere, söz gelimi süpermarketlere, dükkânlara, mağazalara, halka açık olmadıkları zamanlarda, mesela mesai saatleri dışında rıza hilafına girilmesi halinde de bu suç oluşacaktır. Zira hak sahipleri bu gibi yerlere isteyenin girmesi hususunda daha başlangıçta rızalarını örtülü olarak açıklamış sayılırlar” biçimindeki açıklamalara yer verilmiştir.
Madde gerekçesinde de özenle vurgulandığı üzere, konut dokunulmazlığının ihlali ile mülkiyet ve zilyetlik hakkı değil, kişi hürriyeti korunmaktadır. Kanun’da mülkiyet ve zilyetliği koruyan başka hükümler bulunmakta olup, bu suçla kişilerin konutlarındaki güvenlik duygusu, sükûn ve huzurlarının korunması amaçlanmaktadır.
Gerek kanun, gerekse gerekçesinde suçun maddi konusunu oluşturan “konut, işyeri ve eklenti” kavramlarının tanımı yapılmamış, bu kavramlardan ne anlaşılması gerektiği öğreti ve uygulamaya bırakılmıştır.
Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğünde iş yeri; “bir görevin yapıldığı yer, işçinin iş sözleşmesine göre çalıştığı yer” olarak tanımlanmış, öğretide; “esas olarak belirli bir zaman dilimi içinde ya da sürekli, sınaî, sanatsal, bilimsel ve benzeri amaçlara hizmet eden, sabit ya da sabit olmayan kapalı işletme veya satış yerleri” şeklinde açıklanmıştır. (Serap Keskin Kiziroğlu, Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu, Birinci Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara 2010, s. 68)
TCK’nın “Mala Zarar Verme” başlıklı 151. maddesinin birinci fıkrasında ise;
“Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hâle getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır” şeklinde mala zarar verme suçunun basit şekli düzenlenmiş, 152. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında da on bent hâlinde suçun nitelikli hâlleri sayılmıştır.
Anılan madde gerekçesinde de; “Suçun konusu, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz maldır. Suç, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması, kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Bu seçimlik hareketlerden kirletme, örneğin; başkasına ait binanın duvarına yazı yazmak, afiş veya ilan yapıştırmak, resim yapmak suretiyle gerçekleştirilebilir” açıklamalarına yer verilmiştir.
Mala zarar verme suçuyla korunan hukuki yarar, mülkiyet hakkıdır. Mülkiyet kavramına, malın bütünleyici parçaları, eklentileri ve doğal ürünleri de dahildir. Mülkiyetin korunmasında amaç, sadece malın fiziksel olarak zarar görmesi olmayıp malın değerinin de korunmasıdır. Bu nedenle, malın özgülendiği amaca uygun kullanılabilmesini, önemsiz sayılmayacak derecede azaltan bir zararın varlığı yeterli olup malın maddi zarar görmüş olmasına gerek yoktur.
Kanuni düzenleme göz önüne alındığında, mala zarar verme suçu genel kastla işlenebilen bir suçtur. Suçun oluşması için failin belirli bir amaç ya da saikle (özel kast) hareket etmesine gerek yoktur.
Görüldüğü gibi mala zarar verme suçunun gerçekleşebilmesi için failin, başkasına ait taşınır veya taşınmaz bir mala, TCK’nın 151/1. maddesinde sayılan seçimlik hareketlerden herhangi biriyle zarar vermiş olması gerekmektedir. Seçimlik hareketler maddede; “kısmen veya tamamen yıkmak, tahrip etmek, yok etmek, bozmak, kullanılamaz hâle getirmek veya kirletmek” şeklinde belirtilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
14.11.2009 tarihinde saat 03.25 sıralarında katılan …’un, Bergama ilçesi, …..Köyünde bulunan iş yerinden 700 TL değerindeki sigara ile 100 TL’nin çalındığı olayda;
Sanığa iftira etmesi için herhangi bir neden bulunmayan katılanın, oluşa ilişkin aşamalardaki tutarlı anlatımlarında, olay gecesi saat 03.25 sıralarında kardeşi olan tanık …. ile nöbetleşe olarak kaldıkları iş yerine doğru gittiği sırada eşkal bilgilerini verdiği sanığı iş yerinden elinde bulunan iki adet siyah poşet ile çıkarken gördüğünü, bu sırada sanığın kendisine “Ne oluyor” demesi üzerine “Eyvallah” şeklinde cevap verdiğini, iş yerinden hırsızlık yapıldığını ve tanık Sefa’nın da burada olmadığını anladığında hemen dışarı çıktığını, bu sırada sanığın gri renkli …. marka araca binip hızla uzaklaştığını gördüğünü, ardından sanığın eşkâli ile kullandığı aracın…..3… şeklinde olan ancak son rakamını hatırlamadığı plakasını jandarmaya bildirdiğini ifade etmesi, katılanın yaptırılan yüzleştirmede sanığı tereddütsüz biçimde teşhis edip, sanığın sesinin olay gecesi duyduğu ses ile aynı olduğunu söylemesi, tanık Sefa’nın, saat 02.00 sıralarında iş yerinin kapısını kilitleyerek ayrıldığını beyan etmesi, katılanın beyanlarını doğrular şekilde görgü tespit tutanağında iş yerinin giriş kapısının kilit göbeğinin zorlanmak suretiyle yuvasından çıkarıldığının tespit edilmesi, jandarma görevlilerince düzenlenen tutanakta, Bölcek beldesinde gerçekleştirilen devriye görevi kapsamında saat 03.35 sıralarında sürücülüğünü erkek bir şahsın yaptığı gri renkli …. marka aracın süratli bir şekilde geçtiğinin görüldüğünün ve ardından erkek bir şahsın katılana ait iş yerinden hırsızlık yaparak gri renkli …. marka araç ile olay yerinden kaçtığının ihbarı üzerine söz konusu aracın takibe alındığının, ancak aşırı süratli olması nedeniyle Bergama-Kınık yol ayırımında gözden kaybedildiğinin belirtilmesi, katılan tarafından verilen plaka bilgilerine göre yapılan sorgulamada gri renkli …. marka ….plakalı araç dışında başka bir gri renkli …. marka aracın tespit edilememesi, kira sözleşmesine göre söz konusu bu aracın sanık tarafından kiralandığının ve suç tarihinde de sanığın kullanımda olduğunun anlaşılması, tanık Hikmet’in, kolluk görevlilerinin sanığa kiraladığı aracın hırsızlık olayına karıştığını bildirmesinden sonra sanığın saat 11.00 sıralarında iş yerini arayarak kiraladığı aracın plakalarının çalındığını söylemesi, sanığın kiraladığı aracın plakalarının çalındığı yönündeki ihbarının gerçekleşen hırsızlık olayından sonra saat 12.20 sıralarında yapması, kolluk görevlilerince ….plakalı araçta yapılan incelemede plakaların takılı olduğu kısımlarda herhangi bir zorlama izinin bulunmadığının tespit edilmesi karşısında; sanığın, katılana ait iş yerinden hırsızlık yapmadığı ve ….plakalı aracın plakalarının çalındığı yönündeki savunmalarının kendisini suçtan kurtarmaya yönelik olduğundan bu savunmalarına itibar edilemeyeceği anlaşıldığından, sanığın hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarının işlediğinin hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde sübuta erdiği ve atılı suçları işlediği kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme gerekçesi isabetli olduğundan, hükümlerin esasının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekmektedir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Ceza Genel Kurulu Üyesi; “Direnme kararına konu hükümlerin, sanığın atılı suçları işlediğine ilişkin her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraatine karar verilmesi gerektiğinden isabetli olmadığı” düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Bergama 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.05.2014 tarihli ve 47-286 sayılı hükümlerindeki direnme gerekçesinin İSABETLİ OLDUĞUNA,
2- Dosyanın, hükümlerin esasının incelenmesi amacıyla Yargıtay 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 15.11.2018 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.