Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2017/280 E. 2022/228 K. 31.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/280
KARAR NO : 2022/228
KARAR TARİHİ : 31.03.2022

Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi

Sanık … hakkında ölümle biten kavgaya el uzatmak, sanık … hakkında maktul …’u kasten öldürme suçlarından açılan kamu davalarında yapılan yargılama sonucunda, eylemlerinin asli maddi faili belli olmayacak şekilde kasten öldürme suçunu oluşturduğu kabul edilerek sanıkların 765 sayılı TCK’nın 448, 463, 51/1, 31 ve 40. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, ömür boyu kamu hizmetlerinden yasaklanmalarına ve mahsuba ilişkin … 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 08.06.2006 tarih ve 379-58 sayılı hükümlerin sanıklar müdafisi, katılanlar … ve … vekilleri ile Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyası inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 11.02.2008 tarih ve 6324-818 sayı ile;
“…1-a) Adli emanette bulunan ve olay anı görüntülerini içeren CD’nin uzman bilirkişiye incelettirilerek sanıkların elinde bıçak ve benzeri alet olup olmadığı konusunda uzman bilirkişiden,
b) Maktuldeki yaraların emanetteki çakı bıçağı veya farklı bıçaklar ile meydana getirilip getirilemeyeceği konusunda … Adli Tıp Kurumundan, rapor alındıktan sonra sanıkların hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Sanık … hakkında, kavgaya dahil olmak suçundan dava açıldığı, öldürme suçundan açılmış bir dava olmadığı hâlde ek iddianame düzenlettirmeden ek savunma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Kabul göre de; suçta kullanılmış olup adli emanette bulunan bıçak hakkında zoralım kararı verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Yerel Mahkemece sanıklar … ve …’nin asli maddi faili belli olmayacak şekilde kasten öldürme suçundan 765 sayılı TCK’nın 448, 463, 51/1, 31, 33, 40 ve 36. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 9 yıl hapis cezaları ile cezalandırılmalarına, ömür boyu kamu hizmetlerinden yasaklanmalarına, yasal kısıtlılık altında bulundurulmalarına, mahsuba ve müsadereye ilişkin … 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 16.12.2009 tarih ve 143-482 sayılı hükümlerin sanıklar müdafileri, katılanlar … ve … vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyası inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 26.10.2011 tarih ve 4498-6300 sayı ile;
“…Dairemizin, 11.02.2008 tarih ve 6324-818 sayılı ilamıyla verilen bozma ilamından önce, sanık … hakkında kavgaya dahil olmak suçundan açılan kamu davasına müdahilliklerine karar verilen … ve … vekillerinin, sanık hakkında bozma ilamına uyularak ek iddianame ile faili belli olmayacak şekilde öldürme suçundan açılan kamu davasına ilişkin 17.07.2008 tarihli oturumda alınan beyanlarında, bozma ilamı öncesi ‘aynı olay nedeniyle’ açılan kamu davasına katıldıklarını, ek iddianeme ile açılan kamu davasına ise yeniden katılma istemlerinin bulunmadığını bildirmeleri karşısında, müstakil faili belli olmayacak şekilde öldürme suçundan açılan kamu davasına katılma istemlerinin bulunup bulunmadığının kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenebilmesi için, … ve …’un usulüne uygun şekilde duruşmaya çağrılarak, bozma ilamından önce açılan davadan bağımsız ve yeni bir dava bulunduğu hususunda açıklamada bulunulup, CMK’nın 234 ve devamı maddeleri uyarınca yasal haklarının açıkça hatırlatılması ve beyanlarına göre katılma hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan … 3. Ağır Ceza Mahkemesince 14.06.2012 tarih ve 45-199 sayı ile önceki hükümler gibi sanıkların mahkûmiyetlerine karar verilmiş, bu hükümlerin de sanıklar müdafileri ve katılan … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 11.11.2013 tarih ve 3469-6095 sayı ile;
“…Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanıkların arkadaş olup olay gecesi bir barda eğlendikten sonra yolda yürümeye başladıkları, maktulün de arkadaşları ile birlikte başka bir barda eğlendikten sonra aynı yolda yürüdüğü sırada, sanık …’ın bir süre önce birlikte olduğu kız arkadaşını kastederek yüksek sesle ‘…’i seviyorum’ diye bağırması, maktulün de yanında lakabı… olan tanık …ye söz attığını düşünerek sanıklara hakaret etmesi üzerine, sanıklarla tarıtşmaya başladıkları tartışmanın kavgaya dönüştüğü, bu sırada her iki sanığın da bıçakla birden fazla vurarak maktulü öldürdükleri olayda;
Sanıkların, fikir ve irade birliği içerisinde fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurmak suretiyle, kasten öldürme suçunu ‘doğrudan doğruya beraber işledikleri’ ve eylemlerinin 765 sayılı TCK’nın 64/1, 448, 5237 sayılı TCK’nın ise 37/1, 81. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları gerektiği anlaşıldığı hâlde; yazılı şekilde asli maddi faili belli olmayacak şekilde kasten öldürme suçlarından hüküm kurulması,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
… 3. Ağır Ceza Mahkemesi ise 11.03.2014 tarih ve 483-153 sayı ile;
“…765 sayılı TCK’nın 463. maddesi 5237 sayılı TCK ile yürürlükten kaldırılmış ve paraleli bir düzenleme yeni TCK da yer almamıştır. Anılan maddede ‘448, 449, 450, 456 ve 457. maddelerde beyan olunan fiilleri iki veya daha çok kimse birlikte yapmış olup da failin kim olduğu belli olmazsa bunlardan her birisi hakkında fiil için tayin edilmiş olan ceza üçte birden yarıya kadar indirilerek hükmolunur’ denmiştir. Bu hüküm iki veya daha fazla failin mağduru öldürmek iradesiyle örneğin tabancalarını mağdura yöneltmesi, ölüm sonucunun tek isabet ile gerçekleşmesi ancak mağdurun ölümüne yol açan merminin hangisinin tabancasından çıktığının belirlenememesi durumlarında uygulanmaktadır. Bu maddenin uygulama koşulları olarak doktrin ve içtihatlarda benimsenen ilkeler ise: 1-Kasten etkili eylem veya adam öldürme suçunun işlenmiş olması, 2-Failler arasında iştirak iradesinin bulunması, 3-Suç ortaklarından her birinin müşterek fail olması, 4-Tüm araştırmalara rağmen asli maddi failin belirlenememesi, 5-Her bir failin eyleminin öldürme sonucunu doğuracak nitelikte olmamasıdır.
Yeni TCK da objektif sorumluluk ilkesi terkedilmiş olup, herkesin eyleminden sorumlu tutulması ilkesi benimsenmiş ve bu nedenle 765 sayılı TCK’nın 464. maddesine yeni yasada yer verilmemiştir. Yapılması gereken mahkemenin gerçek failin belirlenmesi için gerekli tüm delilleri toplaması, ancak buna rağmen maktulü kimin öldürdüğü tespit edilemezse, birden fazla failin maktüle karşı eylemde bulunduğu anlaşılıyorsa bu durumda faillerin tamamının maktulü öldürme konusunda anlaşmış olup aralarında iştirak iradesinin bulunması ve müşterek fail olarak olaya katılmış olmaları nedeniyle artık maktulün kimin eylemi sonucunda öldüğünün araştırılmasına gerek bulunmayıp eylemin bir bütün olarak değerlendirilip olaya müşterek fail olarak katılarak fiil üzerinde egemenlik kurmuş olan tüm faillerin tamamlanmış kasten öldürme suçundan sorumlu olmalarıdır.
Görüldüğü üzere mahkememizce de maktulün otopsi raporunda tanımlanan vücudundaki üç ayrı kesici delici alet yarasından sadece sol meme başı alt kısmı tarif edilen ve kalp kesisi doğuran yaranın öldürücü mahiyette olduğu, diğerlerinin öldürücü mahiyette olmadığı belirlemesi karşısında, bu eylemi olayda ayrı ayrı bıçak kullandıkları mahkememizce kabul edilen her iki sanıktan hangisinin yaptığı konusunda yani asli maddi failin tespiti konusunda tüm deliller toplanmış, ancak bu darbeyi hangi sanığın gerçekleştirdiği tam olarak belirlenememiştir. Bu durumda 5237 sayılı TCK’nın uygulanmasıyla yapılacak olan Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği gibi her iki sanığın da TCK’nın 37, 81 maddeleri uyarınca tamamlanmış kasten adam öldürme suçundan cezalandırılmalarıdır. Ancak suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK’ya bakıldığında orada sanıkların daha lehine olan 463. maddenin yer aldığı ve 463. maddenin yukarıda ilkeleri sayılan uygulama koşullarının olayda gerçekleştiği, bu durumda artık 765 sayılı TCK’ya göre uygulama yapıldığında sanıkların kasten öldürme suçunu doğrudan doğruya beraber işlediklerinden yasanın 64/1, 448. maddelerinin her iki sanık için de uygulanmasından söz edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Yine önceki kararımızda da belirttiğimiz gibi olay sırasında maktulün sanık …’ın ‘…’i seviyorum’ şeklindeki sözünü yanındaki kız arkadaşına hitaben gibi değerlendirip sanıklara küfretmesi şeklindeki eyleminin sanıklar yönünden haksız tahrik hükümlerinin uygulanması koşullarını meydana getirdiği anlaşılmıştır.
Açıklanan gerekçelerle mahkememizin 14.06.2012 tarihli kararında direnilmesine ve bu çerçevede önceki kararımızdaki gibi sanıkların haklarında suç tarihinde yürürlükte olup sanıkların lehine hükümler içeren 765 sayılı TCK’nın uygulanması suretiyle 448, 463, 51, 31, 33, 36, 40 ve TMK’nın 471. maddelerinin tatbikine ve asli maddi faili belli olmayacak şekilde adam öldürme suçundan mahkûmiyetlerine karar vermek gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeyle önceki hükümler gibi sanıkların asli maddi faili belli olmayacak şekilde kasten öldürme suçundan cezalandırılmalarına karar vermiştir.
Bu hükümlerin de sanık … müdafisi, Cumhuriyet savcısı ile katılan … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.05.2015 tarihli ve 204373 sayılı “onama” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 tarih ve 501-690 sayı ile 6763 sayılı Kanun’un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 14.03.2017 tarih ve 186-788 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan nedenlerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanıklar … ve … hakkında mütecavizkar sarhoşluk suçundan verilen beraat kararları temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup, temyizin ve direnmenin kapsamına göre inceleme sanıklar … ve … hakkında kasten öldürme suçundan verilen mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıkların eylemlerinin kasten öldürme suçunu mu yoksa asli maddi faili belli olmayacak şekilde kasten öldürme suçunu mu oluşturup oluşturmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
18.09.2004 tarihinde saat 03.30’da düzenlenen tutanakta; aynı tarihte saat 03.20 sıralarında Haber Merkezi’nin… Caddesi üzerinde faaliyet gösteren …isimli lokantanın yanında kavga olduğunu bildirmesi üzerine bahse konu yere 7654 kod no’lu ekibin intikal ettiği, çevreden yapılan araştırmada kavga olduğu, bir şahsın bıçaklandığı ve … Devlet Hastanesine götürüldüğünün öğrenilmesi üzerine bıçaklanan şahsın ifadesinin alınması için hastaneye gidildiğinde şahsın ameliyata alındığı, hayati tehlikesinin olduğu ve konuşamadığının şahsa müdahale eden hekimden öğrenilmesi üzerine ifadesinin alınamadığının belirtildiği,
18.09.2004 tarihli olay yeri inceleme raporunda; aynı tarihte saat 06.30 sıralarında… Caddesi, …Lokantası yanında bir şahsın kesici-delici alet ile yaralandığı, … Devlet Hastanesine intikal ettirildikten sonra öldüğünün nöbetçi amirlik tarafından bildirilmesi üzerine bahse konu hastaneye aynı tarihte saat 06.45 sıralarında 49 76 kod no’lu ekip olarak intikal edildiği, hastane polisinden edinilen kimlik bilgilerine göre ölen şahsın 17.12.1964 doğumlu … olduğunun öğrenildiği, hastane ameliyathanesine geçildiği, 175 cm boyunda, 80-85 kg ağırlığında, sünnetli, üzerinde sadece şort bulunan ceset üzerinde yapılan harici muayenede, sol koltuk altında bir adet, sol meme altında bir adet ve sol böbrek üzerinde bir adet olmak üzere üzere toplam 3 adet kesici-delici alet yarasının bulunduğu, bu yaraların hastane görevlilerince dikildiği, cesedin görünür hâli ile fotoğrafının çekildiği, on parmak izlerinin alındığı, hastane görevlilerince mukayese amaçlı maktulden kan örneğinin alındığı, … Karakolu’na geçildiğinde karakol görevlilerine hastane görevlilerince teslim edilen ve maktule ait olduğu beyan edilen Taxi marka 40 numaralı kısmen kanlı, kahverengi bir çift kısa bot ayakkabı, bel iç kısmında Tiffany 44 ibaresi yazılı kanlı krem renkli kumaş pantolon ve yaka iç kısmında Colins’… yazılı yeşil çizgili, krem renkli, kanlı gömlek, olay sonrası şüpheli şahsın kaçarken üzerinden çıkartarak olay yerine atmış olduğu ve karakola vatandaşlarca teslim edildiği beyan edilen …ibareli, beyaz renkli yanlarında siyah çizgileri olan düğme yanı yırtık kısa kollu gömlek ile …. ibareli mavi renkli, kol ve ön kısmında siyah beyaz çizgileri olan kazak ve yine olay yerinde vatandaşlarca bulunarak karakola teslim edilen namlu uzunluğu 6,5 cm, sap uzunluğu 8,5 cm uzunluğunde metal saplı, mandal yardımı ile açılıp kapanabilen bir adet bıçağın karakol görevlilerinden tutanak karşılığı alındığı, olay yerine geçildiğinde, olay yerinin itfaiye görevlilerince temizlenmiş olduğundan herhangi bir bulguya rastlanılmadığının belirtildiği,
22.09.2004 tarihli canlı teşhis tutanağında; özetle sanıkların yanına başka şahıslar da konmak üzere olayın görgü tanıkları maktulle kavga eden ve üzeri çıplak olan şahsın sanık … olduğunu, 4. sırada bulunan sanık …’ın olay anında elinde bıçak olduğunu,
… Emniyet Müdürlüğünün 22.09.2004 tarihinde olayla ilgili düzenlenen fezlekesinde; hastaneye kaldırılan maktulün tüm yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamayarak vefat ettiği, olay yerinde yapılan inceleme; 1 adet açılıp kapanan çakı bıçağı, 1 adet gömlek ve 1 adet kazak elde edilerek olay yeri inceleme görevlilerince zapt edildiği, ayrıca maktule ait kanlı 1 adet pantolon ve 1 adet gömleğin de Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü görevlilerince hazırlanacak olan tahkikat evrakı ile gönderileceği, olayın sanığı ile ilgili olarak yapılan çalışmalarda, olay yerinde bulunan maktulün arkadaşları, olay yerinde bulunan diğer tanıkların alınan ifadelerinden ve olayın meydana geldiği yerde bulunan Simit Sarayı’nda kurulu bulunan kamera görüntülerinden olaya karışan iki kişinin olduğu bu şahıslarından birisinin bıçak kullanarak maktulün ölümüne sebebiyet verdiği belirlenmiş olup şahısların açık kimlik bilgilerinin tespiti ile yakalanma çalışmalarına başlandığı, kamera görüntülerinden üzeri çıplak olarak görülen şahısla ilgili çalışmaların yapıldığı, şahsın sanık … olduğunun tespit edildiği, sanık aranmakta iken 21.09.2004 tarihinde saat 23.30 sıralarında olay sırasında yanında olduğunu ve olaya karıştığı beyan edilen …’ın avukatları ile birlikte gelerek teslim oldukları, teslim olan sanıklar başka şahıslar ile birlikte özel teşhis odasına alınarak olay yerinde bulunan tanıklara canlı olarak gösterilerek canlı teşhis tutanağının düzenlendiği, teslim olan sanıklar ifadelerinde, Alpay’ın yüksek sesle ayrılmış olduğu kız arkadaşı için “…’i seviyorum” diye bağırması maktulün kendisine küfretmesinden dolayı olayın meydana geldiği ve Alpay’ın bu kişilere çakı bıçağını sallamasından kaynaklandığını beyan ettikleri, olay yerinde bulunan maktulün arkadaşları ve olay yerinde bulunan şahısların beyanlarının alındığı ifadelerine yer verildiği,
Sanık … hakkında Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesince 21.09.2004 tarihinde saat 23.45’te düzenlenen raporda; tanımadığı bir insanla tartıştığını, kavga ettiğini, geçirilmiş sağ ön kol travması ameliyatlısı olduğu, sağ dirsekte 0,5×1,5 cm’lik kabuklu yara, sol dirsek altında 0,5×6 cm kabuklu yaranın tespit edildiği,
Sanık … hakkında Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesince 21.09.2004 tarihinde saat 23.45’te düzenlenen raporda; sol üst göz kapakta 0,5×0,5 cm yeşil-kahverengi ekimoz, sol kol anteriorda 0,5×0,5 cm açık kahverengi ekimoz, yanında 0,5×0,5 cm açık kahverengi ekimoz, inferiorunda 0,5×1 cm açık kahverengi ekimoz, sol tibiada 1×2 cm yeşil-mor ekimoz açık kahverengi ekimoz sırt sol alt bölgede 0,5×3 cm kahverengi ekimozun tespit edildiği bilgilerine yer verildiği,
Adli Tıp Kurumu … Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesince düzenlenen 25.10.2004 tarihli otopsi raporunda; maktulün 175 cm boyunda, orta yapıda, koyu kumral, siyah saçlı, 40 yaşında (nüfus kaydına göre) sünnetli bir erkeğe ait ve ölü katılığı hâlinde olup ölü lekeleri vücudunun arka taraflarında teşekkül etmiş cesedin; 1- Göğsünün sol yanı dış kısmında sol meme başının 5 cm alt, 1 cm dışı tarafında 2 cm’lik üzeri dikili, dikişler açıldığında tedavi nedeniyle ilk özelliğini yitirmiş düzgün kenarlı kesici delici alet yarası, 2- Göğsünün sol yanı dış kısmında orta koltuk altı hattı üzerinde koltuk çukurundan 6 cm aşağıda 0,7 cm’lik üzere dikili, dikişler açıldığında tedavi nedeniyle ilk özelliğini yitirmiş düzgün kenarlı kesici delici alet yarası, 3- Batın sol alt tarafta 2 cm’lik üzere dikili, dikişler açıldığında tedavi nedeniyle ilk özelliğini yitirmiş düzgün kenarlı kesici delici alet yarası ile alnı sağ tarafında 3×1 cm ebadında sıyrık yarası dışında başka bir bulguya ateşli silah yaralanmasına rastlanmadığı, dış muayenede 1. maddede belirtilen ve sol meme başı alt kısmına isabet eden kesici-delici aletin sol 5. kaburga aralığından göğüs boşluğuna nüfuz ettiği ve kalbi kestiği, 2. maddede belirtilen ve göğsünün sol yanı dış kısmına isabet eden kesici delici aletin cilt-ciltaltı seyirli olduğu, 3. maddede belirtilen ve batın sol alt tarafına isabet eden kesici-delici aletin cilt-ciltaltı seyirle psoasa kadar uzandığı, maktulün kanında 2,70 promil alkol bulunduğu, kanda aranan diğer uyutucu-uyuşturucu maddelerinden hiçbirinin bulunmadığı, kanında 2,70 promil alkol tespit edilen maktulün kesici-delici alet yaralanmasına bağlı kalp kesisi ile kanama sonucu öldüğü, maktulda 3 adet kesici-delici alet yarası saptanmış olup bunlardan 1. maddede belirtilen sol meme başı alt dış kısımında tarif edilen yaranın öldürücü nitelikte olduğu, yara dudakları tedavi sırasında ilk özelliklerini kaybetmiş olduğundan olaydan kullanılan aletinin namlusunun özelliğinin tespit edilemediğinin belirtildiği,
29.11.2005 tarihinde RTÜK Uzmanı bilirkişi Abdurrahman Canpolat tarafından olay anına ilişkin CD’de yer alan görüntülerin dijital teknikle fotoğraflandırıldığı, dijital tekniklerle kağıda baskısı yapılan 45 adet fotoğrafla birlikte CD kopyasının ekte sunulduğunun belirtildiği,
Bozma sonrası alınan Adli Tıp Kurumu Birinci Adli Tıp İhtisas Kurulunun 24.06.2009 tarihli raporunda; 18.09.2004 tarihinde kavga sonrası kesici delici alet yaralanması nedeniyle kaldırıldığı hastanede aynı tarihte öldüğü bildirilen maktul …’un adli ve tıbbi belgelerde bulunan veriler birlikte değerlendirildiğinde; otopsi raporunda tanımlanan kesici delici alet yaralarının özellikleri ve gönderilen Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi tarafından tespit edilen özellikleri birlikte değerlendirildiğinde maktulün vücudunda tarif edilen kesici delici alet yaralarının gönderilen bıçakla veya benzer özelliklere sahip bıçak veya bıçaklarla oluşturulmasının mümkün olduğunun bildirildiği,
Anlaşılmıştır.
Katılan … beyanlarında; maktulün eşi olduğunu, 3 yıllık evli olduklarını çocuklarının bulunmadığını, maktulün olaydan yaklaşık 1 hafta önce …’e gittiğini, önce annesinde kaldığını, sonra bir otelde kendisine yer ayırttığını, maktulün zaman zaman alkol aldığını, olayı görmediğini,
Katılan … beyanlarında; maktulün öz oğlu olduğunu, olaydan yaklaşık 1 hafta önce …’e geldiğini, bir otelde kaldığını, suç gecesi…Şehitleri Caddesi …Lokantası civarında bıçaklanarak öldürüldüğünü, olayı görmediğini, yaralı vaziyette kaldırıldığı hastanede öldüğünü, oğlu maktulün öldüğünü 18.09.2004 tarihinde saat 17.00 sıralarında yeğenlerinden duyduğunu,
Tanık … Taşpulat beyanlarında; taksi ile…Şehitleri Mahmut Esat Bozkurt Caddesi kesişiminde müşterisini beklerken sokak içerisinden kendisine doğru bir şahsın “Adam ölüyor, yetiş” diye seslenişi ile hemen şahsın bulunduğu noktaya aracı çektiğini, öldüğünü öğrendiği şahısla, şu an karakolda bulunmayan iki şahsın araca bindiklerini, araca maktulün yanında binen iki şahsın hiçbir şey konuşmadığını, maktulü … Devlet Hastanesine götürdüğünü,
Tanık… beyanlarında; olay tarihinde Kırbahçesi Lokantası’na … içmeye gittiklerini… Şehitler Caddesi üzerine çktıkları esnada bir grubun kavga ettiğini gördüğünü, yanında bulunan arkadaşların barın sokağı ile… Caddesi üzerine çıkan köşede beklediklerini, kavganın olduğu yere doğru tek başına gittiğini, kavga eden şahısların ayrılmış olduğunu, hatta kavganın içerisinde bulunan bir şahsa giderek “Hayırdır abi neden kavga ediyorsunuz? Konu nedir?” diye sorduğunu, şahsın da “Abim ayrıldık, bir problem yok” dediğini, bu esnada üzeri çıplak bir şahıs ortalıkta dolanarak “Zincirim nerede?” diyerek bağırdığını, olay esnasında çok alkollü olduğundan dolayı olayın neden ve kimler arasında meydana geldiğini bilmediğini,
Tanık …beyanlarında; Simit Sarayı isimli … yerinde pastacı olarak çalıştığını, çalıştığı … yeri önünde kavga sesinin geldiğini, bu sırada içeride … içtiğini, kavga sesini duyunca kapıyı kapatmaya çalışırken 6 kişinin kavga ettiklerini gördüğünü, kapıyı kapattıktan sonra kapının arkasından kavgayı izlediğini, içlerinden üstü çıplak olan şahsın Pamuk Bar önünde kavganın karşı grubundan olanlara doğru koşmaya başladığını, orada arbede yaşantığını, taraflar ayrılınca yerde birinin yattığını gördüğünü,
Tanık Zekai Avcı beyanlarında; 4-5 gündür kalfa olarak çalıştığı Simit Sarayı isimli … yerinde arkadaşı tanık …ile … içtikleri sırada dışarıda bir gürültü ile beraber kalabalık bir grubun kavga ettiklerini gördüğünü, kavga eden grubun birbirlerini yumruklayarak … içtikleri lokantanın önüne geldiklerini, “Girmeyin.” diye uyarınca kavganın sokakta devam ettiğini, kavga eden şahıslarda bıçak ya da silah görmediğini,
Tanık Tamer Gürlevük beyanlarında; …Pide’de şef garson olarak gece vardiyasında çalıştığını, dışarıdan yüksek sesler geldiğini, bıçak kullanan şahsın üzerinde herhangi bir giysi olmadığını gördüğünü,
Tanık … Özpak beyanlarında; maktulün ve yanındakilerin bir şahısla tartıştığını ve hatta birbirlerine girdiklerini gördüğünü, hemen akabinde araya çevrede ve yanında bulunan insanların girerek ayırmaya çalıştıklarını, bu sırada maktulün sol tarafında gömleğinin üzerinde kan lekelerinin olduğunu, bayılacak bir durumunun olduğunu, daha sonra tartıştığı, üzeri çıplak siyah saçlı şahsın tekrar maktulün üzerine hışımla yürüyerek “Zincirim nerde?” diye bağırdığını, bu sırada maktulün yerde olduğunu, o sırada araya girerek “Yapma, arkadaş zor durumda.” diyerek ayırmaya çalıştığını, başka insanlarında ayırmaya çalıştığını, çıplak şahsın sokak arasına girerek kaçtığını, arkasından siyah tişörtlü bir şahsın da koşarak ayrıldığını, şahısların yüzünü görmediğini,
Tanık Halil Hakan … beyanlarında; maktulle aynı arkadaş grubunda olduğunu, bar çıkışı olay yerine doğru yürürken … içmeye karar verdiklerini, gruptan sadece tanık Necla’yı tanıdığını, tanık Necla ile yan yana gittiklerini, arka taraflarında bağrışmalar duyduğunu, kavga öncesi “…’i seviyorum.” diye bir ses duyduğunu, küfredildiğini duymadığını, küfredilseydi duyup duymayacağını bilmediğini, maktulle kol kola 10-15 adım attıktan sonra yere yığıldığını,
Tanık Hülya … Kural beyanlarında; maktul ve 3-4 arkadaşı ile birlikte eğlenmeye gittiklerini, gece saat 03.00 sıralarında bardan çıktıktan sonra…Şehitleri Caddesi’ne … içmeye giderken birinin “Devrim.” diye bağırdığını duyduğunu, hatırladığı kadarıyla önde tanıklar Emine, Halil Hakan ve Necla’nın yürüdüğünü, onların arkasından kendisinin yürüdüğünü, kendi arkasından da maktul ve …’in yürüdüklerini, tanık …nin çorbacıya girdiğini sonradan öğrendiklerini, geri döndüğünde tanıklar Halil, Necla, … ve …nin kendilerinden ayrıldıklarını gördüklerini, cadde üzerinde kavga olduğunu öğrendiğini, yanındaki erkek arkadaşlarından tanıklar Hakan, …, Ufuk ve maktulün kavgaya dahil olup ayırmaya çalıştıklarını, kavga eden şahısların maktule vurduklarını, kavganın yaklaşık 15 dakika sürdüğünü, sonradan maktulün bıçaklanmış olduğunu, kavga ettiği şahıslardan bir tanesini görebildiğini, maktulü taksiye bindirmeye çalışırken bu çıplak şahsın tekrar geri geldiğini, maktul zor durumda olduğu hâlde teklemediğini,
Tanık … Canbek beyanlarında; iki şahsın maktule saldırdığını, maktulü bayağı bir dövdüklerini, koşarak yanlarına gittiğini, iki şahıstan biri esmer 20 yaşlarında siyah kısa saçlı 170 cm boylarında üzerinde hiçbir kıyafet olmayan altında pantolon olan bir şahıs kendilerini ayırmaya geldiğini anlayınca eliyle sağa sola doğru hamleler yaparak üzerine doğru geldiğini, ancak elindekini görmediğini, elindeki bıçak mıydı, cam mıydı, jilet miydi bilemeyeceğini, eşkâlini verdiği şahsı yere doğru yatırdığını, sonrasında maktulü tutmaya çalıştığını, maktulün ismini … olduğunu öğrendiği bir şahsın yanında olduğunu, ancak maktulün birden bire yere yığıldığını, maktul yere yığıldıktan sonra yere yatırdığı üstü çıplak olan şahsın gelip “Zincirimi kaybettim, onu arıyorum.” diyerek yanaşıp maktule birkaç tekme daha attığını, kavganın ilk bölümünün …Pide Salonu’nun önünde olduğunu, maktulün bıçaklandığı anı görmediğini, sadece sanık …’ın elinde bıçak gördüğünü, kavganın başlangıcını görmediğini,
Tanık Emine Keskin beyanlarında; barda biraz oturduktan sonra çorbacıya gitmeye karar verdiklerini, tanık…la kendisinin önden yürüdüğünü, maktulün biraz daha geride olduğunu, arka arkaya yürür vaziyette 9 kişilik grup olduklarını, aralarında 1 metre mesafe olduğunu, köşe başında beklemekte olan iki kişiden biri “…” diye sevgisini dile getirircesine bağırdığını, hoşuna gittiğini, yanındaki tanık…a “Bak benim adımdan olan birine aşık.” dediğini, bu arada birden arkalarında bir tartışmanın koptuğunu, “…” diye bağıran şahıs ile yanındaki şahsın maktule saldırdıklarını, neden böyle bir tartışma kavga çıktığını anlamadığını, ayırmak için harekete geçtiğini, “…” diye bağıran şahsın yanında iken cebinden bıçak çıkarttığını, korktuğu için Kırçiceği … Salonu’na girdiğini, kapıdan yaklaşık 2 metre geride olduğunu, “Olay var” diyerek şahısların kapıdan çıkarak izlemeye başladıklarını, kendini toparlayarak kapının önüdeki kalabalığı yararak dışarı çıktığını, kavganın olduğu yerin sakinleştiğini, cebinden bıçağı çıkaran şahsın üzerinin çıplak olduğunu, bu şahısların bulundukları noktaya gelerek, “Kolyemi arıyorum.” dediğini, sanık …’ın yerde maktul üstte kavga ettiklerini görmediğini, kavgacıları ayakta gördüğünü, tanığın huzurda bulunan sanıkları ayrı ayrı isimlerini söylerek gösterdiği, kavganın devamı süresince sanık …’ın sustalı bıçağı çıkartıp düğmeye basıp bıçağı açtığını gördüğünü, olay yerinde bir bıçak bulunduğunu,
Tanık … Çetiner beyanlarında; köşede beklemekte olan gruptan siyah turuncu kareli gömlekli bir şahsın “Ben Devrim’i seviyorum, ona aşığım.” diye bağırdığını, köşeye döndüğünde arkasında bir kavga başladığını, maktulle birilerinin kavga ettiğini, bir ara maktulün kolundan tutarak “Dur yapma” diyerek çekiştirdiğini, ancak göremediği birinin kendisini savurup yere düşürdüğünü, yere düştükten sonra arkadaşı tanık Hülya’nın kendisini yerden kaldırdığını, biraz ileri doğru yürüdüğünü, geri döndüğünde ortalığın sakinleşmiş gibi göründüğünü, maktul kendilerine doğru gelirken gömleğinden kan sızdığını gördüklerini, maktule, “Üzerinde kan var.” dediklerinde, “Yok bende bir şey” deyip kontrol ettiğinde karnında kan olduğunu gördüğünü ve yere yığıldığını, maktulü taksiye bindirecekleri sırada üzeri çıplak olan şahsın birden gelerek maktulü tekmelemeye başladığını, gruptan kişilerin ayırdığını, tanıklar Hakan ve…’in maktulün bulunduğu taksiye bindiklerini,
Tanık Ufuk Dülger beyanlarında; maktul ve arkadaşları ile gece saat 02.00 sıralarında bardan çıktıklarını… Şehitler Caddesi üzerinde yürürken hemen önlerinde yürümekte olan maktulle eşgalini verdiği şahısla arasında bağrışma ve itişme olayı olduğunu, hemen olayın büyümemesi için maktul ve şahısları araladığını, bu sırada bu şahıslardan bir tanesinin üzerindeki elbiselerini yırttığını, yere attığını, maktulün bıçaklanma anını görmediğini, fakat olay sonrasında üstünde elbisesi bulunmayan bir şahsın olay yerinden kaçtığını gördüğünü ve orada bulunan şahısların da maktulü bıçaklayan şahsın aynı şahıs olduğunu söylediklerini,
Tanık Necla Ökten beyanlarında; tahminen gece saat 03.00-03.30 sıralarında arkasından gelen arkadaşlarının gelip gelmediğini kontrol etmek için arkasına baktığında grubun sonuna doğru bir itişip kakışma olduğunu gördüğünü, grubun başı ile sonu arasında yaklaşık 25-30 metre olduğunu, maktulün birileri ile kavga ettiğini, maktulü eliyle grubun içerisinden çıkarmaya çalıştığını, maktulün gömleğinin kan olduğunu gördüğünü, maktulün kavga ettiği üzeri bir çıplak şahıs gördüğünü, ama yüzünü görmediğini,
İfade etmişlerdir.
Sanık … müdafisi huzurunda Kollukta; sanık …’la yaklaşık gece saat 03.00 sıralarında diskodan çıktıklarını… Şehitler Caddesi üzerinde yürüyerek … Pastanesi’nin yanına gidip taksiye binip evlerine gideceklerini, olay yeri olan …. Salonu’nun yanına geldiklerinde sağ tarafında yürümekte olan arkadaşı sanık …’ın duyacağı şekilde eski kız arkadaşı olan “…’i seviyorum.” diye seslendiğini, seslenir seslenmez birinin kendisini sırtından çekerek “…’in a… koyayım, seninde a.. koyayım. o… çocuğu” diye bağırarak sert bir şekilde çekerek yere düşürdüğünü, sağ kolu sakat olup hiç tutmadığı için yere düştüğünü, kendisini yere düşüren ve yanındaki bir şahsın “Anasını ……, o… çocuğu.” diyerek tekme atmaya başladıklarını, maktulün üzerine eğilerek iki eliyle boğazını sıktığını, kendisi yerde olduğu için sanık …’a ne yaptıklarını görmediğini, diğerlerinin onu tuttuğunu, sanık …’ın “Bırakın arkadaşımı” diye bağırdığını, yerde kendisini tekmeleyen maktulden kurtulamayacağını anlayınca cebinden bulunan açılıp kapanan çakı bıçağını çıkarttığını, üzerinden çekilmeleri için yerde iken bu şahıslara rastgele bıçakla savurduğunu, birine değip değmediğini bilmediğini, çakı elinden düştüğü sırada ayağa kalkmaya çalışırken karnına bir tekme yediğini, tekrar yere düştüğünü, bunun üzerine kendisini bırakarak sanık …’ın üzerine yürüdüklerini, bunlardan birinin yumrukla sanığa vurduğunu, sanık kurtulmaya çalışınca gömleğinin parçalandığını, bu arada gelen gruplar ve vatandaşların şahısları tutarak ayırdıklarını, sanık …’ın boynunda bulunan kolye düştüğü için, “Kolyem nerede?” diye bağırdığını, bir süre baktıklarını, bulamayınca bu kişilerin üzerlerine tekrar gelip darbetmemeleri için oradan kaçtıklarını, sanık …’da hiçbir suç aletinin olmadığını,
Savcılıkta; … isimli bara giderek sanık …, arkadaşları…ve Armağan ile içtiklerini, o sırada yanlarına üç bayanın geldiğini, isimlerinin Gözde, … ve… olduğunu, …’in eski kız arkadaşı olduğunu, onlarla gece 03.00 sıralarına kadar birlikte eğlendiklerini, diğerlerinin önce kalktığını, kendisi ve sanık …’ın 15-20 dakika sonra kalktıklarını, …çorbacısının önünden geçmekte iken sanık …’a dönerek, “…’i seviyorum.” dediğini, bunu yüksek sesle söylediğini, bunun üzerine arkasından iki kişinin küfrettiğini, maktulün kendisini arkadan birden çekerek yere düşürdüğünü, sırtüstü düştüğünü, maktulün yanındaki şahsın da gelerek birlikte kendisini tekmelediklerini, maktulün boğazına sarıldığını, öteki şahsın da tekme attığını, cebinden bıçağını çıkardığını, tek eliyle açtığını, çünkü sağ kolunun sinir kopması sebebiyle çalışmadığını, bundan iki ay kadar önce … kazasında sağ kolunda sinir (tendon) kopması olduğunu, sağ kolunu kullanamadığını, sol elindeki bıçakla kendisini korumak ve kurtulmak amacıyla salladığını, tahminince 2-3 kere salladığını, bıçağın elinden düştüğünü, sanık …’ı tuttuklarını, sanığın bıçak kullanmadığını,
Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; Cumhuriyet savcılığında verdiği ifadesiyle aynı savunmaları yaptığı,
Mahkemede; … isimli bir kız arkadaşının olduğunu, uzun süredir görmediğini, … isimli kız arkadaşı ile o akşam barda beraber eğlendiklerini, …’in de…Bar’dan çıkıp evine gittiğini, pide salonu önünden geçerken arkadaşı sanığa “…’i çok seviyorum.” diye yüksek sesle söylediğini, bu sözü söyler söylemez arkadan küfredildiğini, akabinde arkadan birinin kendisini çekip yere doğru düşürdüğünü, yere düşürenin maktul olduğunu, maktulün yanındaki kızlardan birinin isminin… olduğunu bilmediğini, yerde iken maktul tarafından tekmelenmeye başladığını, bir taraftan da eğilip boğazını sıktığını, maktulün yanında yüzünü hatırlamadığı birinin daha olduğunu, yerde iken üzerinde taşıdığı bıçağı çıkarttığını, bıçağın sol elinde olduğunu, sakat olan sağ elinin yardımı ile bıçağı açtığını, tekmelemenin sürdüğünü, sağ eliyle yüzünü kapattığını, bunun üzerine sol elindeki bıçağı sağa sola salladığını, sallama sırasında çakı bıçağının elinden düştüğünü, kalkmaya çalışırken maktulün karnına tekme attığını, sanık …’ı üç kişinin tuttuğunu, sanık …’ın maktule … attığını ya da vurduğunu görmediğini, bıçağın maktulün sol tarafına isabet ettiğini bilmediğini,
Bozma ilamlarından sonra Mahkemede; direnme kararı verilmesini,
Sanık … müdafisi huzurunda Kollukta; 17.09.2004 tarihinde saat 22.30 sıralarında arkadaşları … ve …ile kordonda bulunan … isimli bara giderek alkol aldıklarını, barda kız arkadaşları ile denk geldiklerini, gece saat 00.00′ a kadar bu barda eğlendiklerini, sonra bu bardan birlikte kalkarak…isimli bara gittiklerini, gece saat 02.30 sıralarında erkek ve kız arkadaşlarının evlerine gitmek üzere kalktıklarını, barda kendisini ve arkadaşı sanık …’ın kaldığını, alkol almaya devam ettiklerini, gece saat 03.00 sıralarında kalktıklarını, yürüyerek… Caddesi üzerinde bulunan … Pastanesi yanında bulunan taksi durağından taksiye binip evlerine gideceklerini, ancak aynı cadde üzerinde bulunan …. Salonu’nun önüne geldiklerinde solunda yürümekte olan sanık …’ın yüksek sesle eski kız arkadaşı olan ve … Bar’da denk geldikleri…’i kastederek, “…’i seviyorum.” dediğini, bunun üzerine ilgilerinin olmadığı arkadan bir şahsın sanığı sırtından çekerek, ” …’in a… koyayım, senin de o… çocuğu,” dediğini, çekmesi ile bir sanığı yere düşürdüğünü, yanındaki bir kişiyle birlikte sanığa tekmeyle vurmaya başladıklarını, müdahale etmek istediği sırada kendisini 3-4 kişinin tuttuğunu, “Bırakın arkadaşımı” diye bağırdığını, bu şahıslar kendini tuttuğu için olaya müdahale edemediğini, üzerindeki gömleğinin yırtıldığını, hatta kız arkadaşının kendisine hediye ettiği hatıra kolyenin yere düştüğünü, sanık yerde iken saldıran şahısların bu sefer kendisine saldırdıklarını, sanıkla birlikte şahısların tekrar kendilerine saldırmamaları için yaya olarak ayrılıp ticari taksiye bindiklerini, olay anında kendisinde herhangi bir suç unsurunun olmadığını, sanığın bıçak çektiğini görmediğini, çünkü yerde iki kişinin onu darbettiğini, ertesi günü gazetelerde ve TV’lerde olayı görünce öğrendiğini,
Savcılıkta; benzer şekilde ifade verdiği, ek olarak Pazar günü olayı öğrendikten sonra sanık …’ı telefonla aradığını, olay yerinde ele geçen çakının sanığa ait olduğunu,
Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; Cumhuriyet savcılığında verdiği ifadesini aynen tekrar ettiğini, devamla arkadaşı sanık …’la birlikte evlerine gitmek üzere yürürken arkadaşının eski kız arkadaşını kastederek yüksek sesle “Seviyorum” dediğini, sonradan öğrendiğine göre karşı taraftaki bayanların birinin isminin de aynı olduğunu, bu nedenle üzerlerine alındıklarını, 5-6 kişinin saldırdığını, bir tanesinin kendisine yumruk vurduğunu, kolyesinin yere düştüğünü, kolyesini ararken maktulün gelerek yumruk vurduğunu, bu sırada sanığın “Gidelim” diye seslendiğini, olay yerinin çok kalabalıklaştığını, birlikte kaçtıklarını, maktulü kimin bıçakladığını görmediğini, kendisinde bıçak olmadığını, karşı taraftaki kişilerde de herhangi bir bıçak veya silah olmadığını,
Mahkemede; sanık …’ın anlattığı gibi bir grup arkadaşla … Bar’a gittiklerini, orada bir süre eğlendiklerini, oradan çıkıp…Bar’a gittiklerini, orada da bir süre eğlendikten sonra…Bar’dan hep birlikte çıktıklarını, sanık … harici diğer arkadaşlarının ayrıldığını, sanıkla birlikte eve gitmek için …’taki …Pide Salonu’nun önünden geçtikleri sırada sanıkla yan yana yürüdüklerini, aralarında birkaç metre mesafe olduğunu, sanık …’ın yüksek sesle kendisine “…’i seviyorum.” dediğini, sanığın bu sözü üzerine sanığın arka tarafından “…’in de senin de a… koyarım.” diyerek küfredildiğini, 2 kişinin küfrettiğini, küfreden şahıslardan maktulün sanık …’a yaklaşıp ensesinden tutup arkaya doğru çektiğini, sanığın yere düştüğünü, olaya müdahale edebilmek için sanık ve sanığı yere düşürene yöneldiğini, ancak maktulün arkadaşlarının ve pide salonu çalışanlarının kendisini tutup engellemeye çalıştıklarını, sanığın maktul tarafından yerde feci şekilde dayak yediğini, üzerindeki alt tarafında 3 düğmesi olan gömleğin kendisini tutan 3 kişinin elinden kurtulmaya çalıştığı sırada onların elinde kaldığını, yerde yatan sanığa yöneldiğini, tekrar kendisini tuttuklarını, bu sırada kız arkadaşının hediye ettiği kolyenin boynundan düştüğünü, maktulün sağ bacağını tuttuğunu, yumruklamaya başladığını, sırtını dükkân kepenklerine dayadığını, maktulün yanından ayrıldığını, tekrar kolyeyi aramaya başladığını, sonra sanığın geldiğini, “Boş ver kolyeyi gidelim.” dediğini, üzeri belden çıplak olay yerinden kaçtıklarını, maktulü bıçaklamadığını, maktul yaralanıp yere düştükten sonra tekme atmadığını, olay günü alkollü olduğunu,
Bozma ilamları sonrası Mahkemede; direnme kararı verilmesini,
Savunmuşlardır.
Uyuşmazlığın sağlıklı bir şekilde çözülmesi için 5237 sayılı TCK ile 765 sayılı mülga TCK’da kasten öldürme suçlarının tek tek belirtilmesinde fayda bulunmaktadır.
5237 sayılı TCK’nın “Kasten öldürme” başlıklı 81. maddesinde;
“(1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
765 sayılı mülga TCK’nın 448. maddesinde;
“Her kim, bir kimseyi kasten öldürürse 24 seneden 30 seneye kadar ağır hapis cezasına mahkûm olur.” şeklinde düzenlenmiştir.
765 sayılı TCK’nın 463. maddesinde;
“448, 449, 450, 456, 457’inci maddelerde beyan olunan fiilleri iki veya daha çok kimse birlikte yapmış olup da failin kim olduğu belli olmazsa bunlardan her birisi hakkında, fiil için tayin edilmiş olan ceza üçte birden yarıya kadar indirilerek hükmolunur. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren fiillerde yirmi seneden, mübbet ağır hapis cezasını gerektiren fiilerde onaltı seneden aşağı olmamak üzereağır hapis cezası tayin olunur. Şu kadarki, bu hüküm fiili doğrudan doğruya beraber işlemiş olanlar hakkında uygulanmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanıklar … ve …’ın önceye dayalı arkadaşlıklarının olduğu, maktul …’un 40 yaşında mühendis olduğu, katılan … ile resmî nikâhla evli olup …’da oturdukları, maktulün bir hafta önce …’e geldiği, sanık …’ın askerlik öncesi… isimli bir kızla bir süre arkadaşlık yaptığı, arkadaşlıklarının askere gitmeden önce bittiği, askerlik görevini tamamlayan sanık …’ın trafik kazasında yaralandığı ve sağ kolunun sakatlandığı, sanıkların 17.09.2004 tarihinde akşam buluştukları ve … isimli bara gittikleri, burada sanık …’ın daha önce çıktığı kız arkadaşı… ve kız arkadaşları ile karşılaştıkları, birlikte eğlenip alkol aldıkları, bu bardan çıkarak…isimli bara gittikleri, burada hep birlikte gece saat 03.00’e kadar eğlendikleri, bardan… ve kız arkadaşlarının ayrıldığı, sanıkların belli bir süre daha oturduktan sonra gece saat 03.15’te…Bar’dan kalktıkları, evlerine gitmek üzere… Caddesi’nde … Pastanesi yanında bulunan taksi durağından taksiye binip eve gitmek üzere yürümeye başladıkları, cadde üzerinde yürürken sanık …’ın sanık …’a yüksek sesle daha önce çıktığı kız arkadaşını kastederek, “…’i seviyorum.” diye bağırdığı, bu sırada yanında… lakaplı tanık Emine olmak üzere 7-8 arkadaşı ile birlikte bar çıkışı …Lokantası’na … içmek üzere yürümekte olan maktulün sanık …’ın bağırması üzerine tanık …ye söz attığını düşünerek sanıklara hakaret ettiği, alkollü olan sanıklar ve maktulün tartışmaya başladıkları, tartışmanın kavgaya dönüştüğü, bu sırada her iki sanığın da bıçakla maktule birden fazla kez vurdukları, maktulün vücudunda üç ayrı kesici-delici alet yarası oluştuğu, maktulün arkadaşları tarafından … Devlet Hastanesine kaldırıldığı, hastanede kesici-delici alet yaralanmasına bağlı kalp kesisi ile kanama sonucu öldüğü, sanıkların olay yerinden kaçtıkları, daha sonra 21.09.2004 tarihinde saat 23.20 sıralarında avukatları ile gelip teslim oldukları anlaşılan olayda;
Birbirini tanımayan taraflar arasında alkollü olan maktulün sanıklara küfredip saldırması sonucu aniden gelişen kavgada sanıkların aralarında iştirak iradesi olmaksızın ellerindeki bıçaklarla maktule saldırdıkları ve maktulün hangi sanığın bıçak darbesi sonucu öldüğünün belirlenemediğinin anlaşılması karşısında, sanıkların eylemlerinin asli maddi faili belli olmayan kasten öldürme suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme hükümlerinin isabetli olduğuna karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan dört Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanıkların kasten öldürme suçunu oluşturduğu düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- … 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.03.2014 tarih ve 483-153 sayılı direnme kararına konu usul ve yasaya uygun hükümlerinin ONANMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 31.03.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.


C.G.K Başkanvekili


İsabetli değil


İsabetli değil


İsabetli değil


İsabetli değil

Yazı İşleri Müdürü.

F.O