YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/258
KARAR NO : 2022/381
KARAR TARİHİ : 26.05.2022
Mahkemesi:Ağır Ceza
Sanık …’in kasten öldürme suçundan TCK’nın 81/1 ve 62. maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin … 1. Ağır Ceza Mahkemesince kurulan 26.11.2012 tarihli ve 221-282 sayılı ve resen temyize tabi olan hükmün sanık müdafisi tarafından da temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 18.06.2014 tarih ve 968-3557 sayı ile;“…Sanığın maktule yönelik eylemini kasten gerçekleştirdiğine yönelik, savunmasının aksini gösteren her türlü kuşkudan uzak kesin deliller bulunmadığı, ancak, sübut bulan sanığın köy meydanında, alkollü ve öfkeli olarak, … ailesine mensup kişilere zarar verme kastıyla, kontrolsüz ve süratli bir biçimde kullandığı aracın hakimiyetini yitirip maktule çarparak ölümüne neden olduğu eyleminin, meydana gelen sonucun sanık tarafından öngörülmüş olması nedeniyle, bilinçli taksirle ölüme neden olma suçunu oluşturduğu, olayın vahameti, sanığın taksire dayalı kusurunun yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak, sanığın bilinçli taksirle ölüme neden olma suçundan üst sınıra yakın ceza verilerek tecziyesi yerine, yazılı şekilde kasten öldürme suçundan hüküm kurularak fazla ceza tayini…” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.Yerel Mahkeme ise, 29.09.2014 tarih ve 294-293 sayı ile “…Yüksek Yargıtay 1. Ceza Dairesinin sanık …’in bu suçla ilgili bozma gerekçesinde değinilen ‘…meydanın ortasında seyyar satıcılık yaptığı aracının yanında bulunan tartışma ve olayla ilgisi bulunmayan maktüle ve ona ait araca çarptıktan sonra maktülü altına alıp 35-40 m sürükleyerek ölüme sebebiyet verdiği olayda…’ şeklindeki eylem tanımlamasının oluş ve kabule uygun düşmediği, çünkü sanık …’in sevk ve idaresindeki araçla kahvenin önünden geçtikten sonra çok geniş olan köy alanını kullanmayıp meydanın kenarında beklemekte olan …’nın üzerine aracı doğrudan sürmüş maktülü altına almış sonra önce geri gelerek üzerinden geçmiş sonra da araçla tekrar ileriye doğru hareket ederek maktülü 40 m kadar ileri sürüklemiş olup böylece Yargıtay bozma gerekçesinde tanımlanan eylem gibi olayın sadece çarparak altına alınp 35-40 m sürükleme şeklinde gerçekleşmeyip buna karşılık doğrudan kasıtla çarpma üzerine maktülün üzerinden geçip sonrasında tekrar geri gidilmiş ve ardından yeniden ileriye doğru … sürülerek maktül yaklaşık 40 m kadar ileriye doğru … altında sürüklenmiştir. Yani Yüksek Yargıtay bozma ilamında gözden kaçırılan husus çarpma ile birlikte … altına alınan maktülün üzerinden geçildikten sonra önce geriye doğru gidilmiş sonrasında yeniden ileriye doğru hareket edilmiş olmasıdır.Sanık maktül …’e çarpıp altına alarak ezdikten sonra tekrar geriye doğru giderek yeniden ileriye doğru sürüp 40 m kadar sürükleme şeklinde gerçekleştirilen eylemlerde artık bu şekilde fiil ile ortaya çıkan kastın kasten öldürme olarak değerlendirilmesi gerektiği hususunda mahkememizde her türlü kuşkudan uzak, kesin, inandırıcı ve mutlak vicdani kanaat oluşmuş olmakla sanık …’in maktül …’i kasten öldürmek suçundan mahkumiyetine ilişen mahkememiz kararında herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden Yüksek Yargıtay bozma ilamına uyma kararı verilmeyerek önceki hükümde ısrar edilmesine…” şeklindeki gerekçeyle direnerek önceki hüküm gibi sanığın cezalandırılmasına karar vermiştir.
Direnme kararına konu ve resen temyize tabi olan mahkûmiyet hükmünün sanık müdafileri ile Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.01.2016 tarih ve 377312 sayılı “bozma” istemli tebliğnamesiyle dosya, 6763 sayılı Kanun’un 36. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 28.02.2017 tarih ve 193-607 sayı ile direnme kararının yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın maktul …’ya yönelik eyleminin bilinçli taksirle öldürme suçunu mu yoksa kasten öldürme suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.İncelenen dosya kapsamından;25.06.2011 tarihli Olay Yeri Tespit Tutanağında; olay günü saat 20.00 sıralarında … Merkez … köyü meydanında kasten öldürme olayı gerçekleştiğinin bildirilmesi üzerine olay yerine gidildiğinin, yapılan araştırmada köy meydanında 10 U 3634 plakalı kamyonetin bulunduğunun, kamyonetin sol dikiz aynasının kırık olduğunun, kasasındaki domateslerin yere dökülmüş olduğunun, sol arka tarafına 1 metre mesafeden üzeri kanlı teker izlerinin başladığının, olay yerinde bulunan tanık Raşit Sarıca’nın beyanında; aynı köyden …’in, köy meydanında pazarcılık yapan …’nın üzerine kullandığı 10 V 2264 plakalı beyaz minibüsü sürdüğünü, daha sonra …’yı aracın altına alarak 40 metre sürükleyip olay yerinden kaçtığını, minibüsün içinde …’in de bulunduğunu, bu olayın öncesinde …’i orada bulunan … …’nün darp ettiğini, sonra köy muhtarı … …’nün belindeki tabancasını çıkararak kalabalığın dağılması için rastgele ateş açtığını, bu ateş sırasında …’in yaralandığını, minibüsle olay yerine gelen … ve … isimli şahısların köy meydanına gelerek herkesin içinde “Var mı lan bize bir şey diyen” şeklinde bağırarak küfretmesi ile başlayan tartışmanın … ile … isimli şahsıların … ve …’ye saldırması ile devam ettiğini, kavga sonrası yaralanan şahısların hastaneye kendilerinin gittiğini, maktulün hastaneye kaldırıldığını ifade ettiğinin, devamla olay yeri inceleme ekiplerine haber verildiğinin yazılı olduğu,
25.06.2011 tarihli Kaza Yeri Terk Bildirim Tutanağında; … Merkez … köyü meydanında vuku bulan çift taraflı ve ölümlü trafik kazasında, 10 V 2264 plakalı minibüs şoförü …’in köy meydanında bir kavgaya karıştıktan sonra olay yerinden kaçarken meydanda park hâlinde bulunan …’ya ait 10 U 3634 plakalı aracın sol ön tarafından çarptığının, bu esnada …’nın dengesini kaybederek 10 V 2264 plakalı minibüsün önüne düştüğünün ve maktulün minibüsün altında kalarak yaklaşık 30 metre kadar sürüklenerek öldüğünün, minibüs sürücüsü …’in olay yerinden kaçarak uzaklaştığının yapılan inceleme ve olay yerindeki görgü tanıklarının beyanından anlaşıldığının belirtildiği,
26.06.2011 tarihli Ölü Muayene ve Otopsi Tutanağında; … altında sürüklenerek olay yerinde öldüğü bildirilen maktule ait cesedin yapılan muayenesinde, kişinin ölümünün crush tarzı yaralanmalar ile multipil kosta ve torokal vertebra hasarının eşlik ettiği iç organ (kalp, akciğer, karaciğer) yaralanması ve buna bağlı gelişen iç kanama sonucu meydana geldiğinin, otopsi esnasında alınan kan örnekleri ile diğer bulguların toksikolojik inceleme için Adli Tıp Kurumuna gönderilmesinin uygun olacağının değerlendirildiği,
27.06.2011 tarihli Olay Yeri İnceleme Raporunda, 25.06.2011 tarihinde saat 20.50 sıralarında Jandarma ekiplerince … Merkez … köyü, “Köy İçi” mevkisinde kasten öldürme olayı olduğunun bildirilmesi üzerine, olay yeri inceleme ekibince saat 21.20’de olay yerine gidildiğinin, köy meydanını aydınlatan sokak lambalarının köy kahvehanesini ve önünü yer yer aydınlattığının görüldüğünün, meydandaki çeşmenin yanında 10 U 3634 plakalı bir adet KIA marka arkasında sebze bulunan bir aracın görüldüğünün, aracın aracın sol yan aynasının kırılmış, sol yan kasa kısmının ve sol kapısının darbeye bağlı olarak ezilmiş olduğunun, aracın sol tarafında yerde kırık ayna parçalarının bulunduğunun, ayna parçalarının park hâlindeki KIA marka araca ait olduğunun ancak yerde bulunan bir kısım kırık tampon parçalarının muhtemelen araca çarpıp kaçan başka bir araca ait olduğunun, yerde bulunan beyaz renkli … parçalarının muhafaza altına alındığının, araca 2,20 metre uzaklıkta arka çaprazda bir adet 28 cm uzunluğunda … parçasının bulunduğunun, bu bulguya 3,20 metre uzaklıkta bir adet kahverengi ayakkabının bulunduğunun, asfalt üzerinde kırmızı renkli muhtemel kan izlerinin bulunduğunun, kan izlerinin üzerindeki muhtemel doku örneklerinden sürüntü halinde numune alındığının, park hâlindeki aracın kuzeydoğusunda bulunan çeşmenin avlusunun köşesinde bir adet kovan bulunduğunun, şüpheli … …’nün ellerinden svap numunesi alındığının, … Devlet Hastanesi Acil Servisi önündeki olaya karıştığı iddia edilen 10 V 2264 plakalı Karsan marka beyaz … üzerinden kırmızı lekelerden sürüntü örneği alındığının raporlandığı,26.06.2011 tarihli … İnceleme Tutanağında; sanık …’in suça sebebiyet verdiği iddia edilen 10 V 2264 plakalı aracın olay sonrası park edildiği … Devlet Hastanesi Acil Servisi önüne gidildiğinin, aracın Peugeot Karsan J10 marka minibüs olduğunun görüldüğünün, aracın sol ön tampon altından başlayan ve yaklaşık 65 cm kadar uzanan plastik tamponda kırılma ve kopma ile metal kısımda ezilmeye yol açacak şekilde hasarlı olduğunun, Jandarma Olay Yeri İnceleme ekibi tarafından olay yerinden toplanan aracın kopan ve kırılan tampon parçalarının incelenen aracın hasarlı kısımlarıyla tam olarak eşleştiğinin tespit edildiği,29.06.2011 tarihli Bilirkişi Raporunda; 10 V 2264 plakalı Karsan marka minibüs üzerinde yapılan incelemede, olay yerinde ele geçen ve 16-17 cm ebadındaki bir adet tampon parçası ile 21 cm boyutundaki kopmuş far yuvasının daha önce inceleme yapılan 10 V 2264 plakalı minibüse ait olduğunun tespit edildiği,30.06.2011 tarihli Olay Yeri İnceleme ve Keşif Tutanağında; 25.06.2011 tarihinde meydana gelen olay nedeniyle, Cumhuriyet savcısı, zabıt katibi, şoför, yeteri kadar kolluk görevlisi, teknik bilirkişiler, müştekiler …, …, mağdurlar . …, …, … …, tanıklar ., ., … ., ., ., ., … ., … ve . ile şüpheli müdafisi ve müşteki vekilinin katılımı ile olay yerine gidildiğinin, tanıkların olay yerinden uzaklaştırılıp ayrı ayrı mahale alınması suretiyle olay sırasında bulundukları yer ile görgüye dayalı bilgilerinin sorulduğunun, keşif sonrası bilirkişilere raporlarını hazırlamak üzere süre verildiğinin belirtildiği,10.07.2011 tarihli Teknik Bilirkişi Raporunda; 10 V 2264 plakalı minibüs sürücüsü …’in, 2918 sayılı Kanun’un “Karayollarında trafiğin akışı” başlıklı 46/a maddesinde yer alan kuralı ihlal ettiğinin, idaresindeki aracı yolun dışına çıkararak yolun köy meydanında bulunan yol dışındaki şadırvan kenarında park hâlindeki 10 U 3634 plakalı kamyoneti ile sebze meyve satmakta olan …’ya ait kamyonete çarptığının ve …’yı minibüsün altına alarak köy meydanındakilerin tüm uyarılarına rağmen durmayarak aracın altında yaklaşık 30,50 metre sürüklediğinin, bu hâliyle minibüs şoförü …’in aracını olağan trafiğin akışı dışında sürdüğünün, köy meydanını çevreleyen yolun dışına çıkarak aracını 45 derecelik bir açı ile çevirdiğinin, köy meydanındaki şadırvan yanında park hâlindeki sebze meyve satan kamyonete ve yanında duran …’ya çarptığının, köy meydanındakilerin uyarılarına rağmen aracın altında kalan …’yı yaklaşık 30,50 metre minibüsün altında sürüklediğinin, …’in idaresindeki minibüs ile ilk hareket ettiği noktadan …’ya çarptığı noktaya kadar yaklaşık 53,20 metre mesafe bulunduğunun, aracın durmadan geldiği hesap edildiğinde meydanı dönerek ilerleyen aracın hızının kontrol edilemeyecek kadar yüksek olamayacağının, sonuç olarak …’in idaresindeki minibüsü maktul …’nın üzerine doğru olağan trafik akışının dışında kasıtlı olarak sürdüğü kanaatine varıldığının raporlandığı,
05.08.2011 tarihli Uzmanlık Raporunda; tetkike konu edilen ve adli emanette kayıtlı maktul …’nın cesedinden elde edilen kuru kan örneği ile olay yerinde ele geçirilen bir adet …, 4 adet biyolojik svap örneği ve 10 V 2264 plakalı minibüsün alt kısmındaki eksen borusu üzerinden alınan iki adet svap örneğinin genotip olarak uyumlu olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği,29.09.2011 tarihli Uzmanlık Raporunda; sanık … …’nün sağ ve sol elinden alınan 4 adet svap örneği üzerinde atış artıklarının tespit edildiğinin raporlandığı,06.09.2012 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince Hazırlanan Raporda; dosya üzerinden yapılan incelemede; sanığın araçla hareket ettikten sonra, bakkal dükkânının önünden sola doğru meydanı kat ederek döndüğünün, geldiği yöne ters istikamete seyrettiğinin, yol dışındaki maktul …’nın olduğu yere gittiğinin ve maktule çarpıp sürüklemeye başladığının, sanığın görüşü açık olduğu hâlde görüş alanındaki araca çarpmakta zorlayıcı bir trafik şartı veya başka bir sebep olmadan gerekli hız ve direksiyon kumandalarını sağlayamadığının, seyir yolunun dışına yöneldiğinin, çarptıktan sonra da hareketine devam ettiğinin, öleni 30 metre kadar sürüklediğinin, çarpmadan önce fren tedbirine başvurmadığının, çarpmanın şiddetini önlemeye çalışmadığının, bu hâliyle suçun manevi unsuru olan kast veya taksirinin söz konusu olduğunu belirleme yetkisi yargı makamına ait olmak üzere, sanığın dikkatsiz veya özensiz davranarak taksirle değil, aksine kastı gösteren şekilde bilerek ve isteyerek maktule zarar verdiğinin bu sebeple kusurunun asli veya tali olup olmadığı noktasında da bir değerlendirme yapılamayacağının belirtildiği,22.09.2014 tarihli … İl Emniyet Müdürlüğü Yazısında; sanık … adına sürücü belgesi düzenlenmediğinin bildirildiği,Anlaşılmaktadır.Katılan … Kollukta; sanık … ile maktul eşi … arasında üç dört ay önce sözlü bir münakaşa olduğunu, …’in eşini öldürmekle tehdit ettiğini duyduğunu, eşinin kendisine bulaşmamak için bir yere gidip şikâyette bulunmadığını, pislik bir insan olduğu için kimsenin …’i şikâyet etmediğini, korktuklarını, eşinin köy meydanında pazarcılık yaptığını, olayın meydana geldiği sırada köy meydanında olmadığını, ancak …’in önce olay yerine gelerek meydanda insanlara küfrettiğini, sonra …’e ait beyaz minibüsle eşine çarpıp aracın altında yaklaşık 50 metre sürükledikten sonra ölümüne sebebiyet verdiğini duyduğunu, sanıktan şikâyetçi olduğunu,Katılan … Mahkemede; olay yerinde olmadığını, herhangi bir bilgisi olmadığını, maktul …’in eşi olduğunu, sanık …’in çocukken oğulları … ile kavga ettiğini, bundan ötürü eşini birkaç kez tehdit ettiğini, eşinin kışın balıkçılık yaptığını, yazın sebze alım satımı yaptığını, eşinin …’ten satmış olduğu balıklar karşılığında alacağı olduğunu, eşinin …’den bu paraları istediğini, …’in ise eşine “Ben o balıkların parasını sana verirsem, bunun bedelini ağır ödersin” şeklinde sözler söylediğini, sonra ödeyip ödemediğini bilmediğini sanık …’den şikâyetçi olduğunu, davaya katılmak istediğini,Katılan … Mahkemede; çocukken sık sık … ile kavgaları olduğunu, genelde … ve arkadaşlarının kendisini dövdüklerini, maktul babasının çocuksunuz, böyle şeyler olur dediğini, en son yaralı olarak eve dönünce babasının …’e bir daha kavga etmeyin dediğini ve kulağından tutarak hafiften silkelediğini, bu sırada …’in babasının da orada olduğunu, olay günü köyde olmadığını, babasının kaza yaptığını söylediklerini, ancak bunun kaza olmadığını, … tarafından araba ile ezildiğini öğrendiğini, çevrede yaptığı araştırmada babasının … tarafından iki üç kez tehdit edildiğini öğrendiğini, tehdidin sebebinin babasının küçükken …’e kendisini dövmemesi hususunda kulağını çekmesi olduğunu, babasına hitaben “Artık beni dövemezsin” dediğini duyduğunu, hatta bileğini göstererek babasından çok daha güçlü olduğunu ifade ettiğini öğrendiğini, amcası İbrahim Sarıca’nın; …’in kendisinin yanına gelerek kayınbiraderi olmasaydı babasını öldüreceğini ifade ettiğini söylediğini, sonra …’in babasından yaptığı alışveriş karşılığında parasını ödemediğini, daha sonra babasının …’den parasını istediğini, bu nedenle husumet beslediğini öğrendiğini, sanık …’den şikâyetçi olduğunu, davaya katılmak istediğini,
Katılan … Mahkemede; maktul …’in babası olduğunu olayı görmediğini, çocukken abisi ile kavga etmeleri sonucunda babasının sanık …’in kulağını çekmiş olduğunu duyduğunu, babasının manavlık yaptığını, …’e de birçok kez sebze meyve verdiğini, bir ara babası sanıktan sattığı balığın parasını isteyince “Ben sana bu parayı verirsem seni öldürürüm, bedelini ağır ödetirim” demiş olduğunu duyduğunu, ancak parayı verip vermediğini bilmediğini, sanık …’den şikayetçi olduğunu, davaya katılmak istediğini,
Tanık … Kollukta; olay günü akrabası muhtar … …’ye misafirliğe gittiklerini, saat 20.00 sıralarında muhtar …’ın işlettiği bakkalın önünde bir gürültü duyduğunu, köylüsü olan … ve … isimli şahsıların ellerinde bira şişesi varken meydandan kahvehaneye doğru küfrettiklerini, muhtar … … ve …’ye hitaben “…a. koyduğumun çocukları, o. çocukları, sizi geberteceğim, sana muhtarlık yaptırmayacağım” şeklinde sözler söylediklerini duyduğunu, her iki şahsın da ellerindeki bira şişelerini … ve …’ye doğru vurduklarını, sonra bu iki şahsın beyaz minibüse binerek bakkalın önüne ve üzerlerine doğru sürdüklerini, bakkala girerek kendilerini zor kurtardıklarını, aracı …’in kullandığını, aracın içinde … ve …’in de bulunduğunu, sonra aracı köy meydanında pazarcılık yapan …’nın üzerine doğru sürdüklerini, …’yı aracın altına alarak 50 metre kadar sürüklediklerini, o sırada ortalığı sakinleştirmek için kayınbiraderi olan muhtar … …’nün belindeki tabancayı çıkartıp havaya doğru bir el ateş açtığını, …’i kimin vurduğunu görmediğini, Dervim … ve …’den şikâyetçi olduğunu,Tanık … Cumhuriyet Savcılığınca yapılan Keşifte; …’in olay yerine …’ın minibüsüyle birlikte geldiklerini, aracı park ettikten sonra …’in elinde bıçak ve bira şişesi, …’ın elinde sopa ve bira şişesi ile yürüdüğünü, olay yerine …’in annesi ve babasının da geldiklerini, bu sırada ellerindeki bira şişelerini … ve …’ye doğru fırlattıklarını, ortalığın birden karıştığını, muhtar … …’nün tabancası ile havaya bir el ateş ettiğini, …’ın hemen …’in kahvesine doğru kaçtığını, …’in …’a ait araca bindiğini, aracı çalıştırıp hızla kendilerinin olduğu markete doğru sürmeye başladığını, dükkânın içine doğru kaçıştıklarını, o esnada … …’nün nerede olduğunu fark etmediğini, dükkâna 2 metre kala manevra yapıp döndüğünü, sonra meydandaki şadırvanın yanında satış yapan …’ya doğru aracı sürdüğünü, …in aracına çarptığını, …e çarptığını o anda görmediğini, ancak bir kadının “Sebzeci öldü” diye bağırması üzerine ona çarpıldığını anladığını, bunun üzerine …’in geri doğru gelip bu kez hızla …e çarptığını ve olay yerinden uzaklaştığını, bunu dükkândan dışarı baktığında gördüğünü, Tanık … Mahkemede; olay günü eşi … ile birlikte köye geldiklerini, olay akşamı marketin arkasında bulunan evde oturduklarını, marketi … ile …’nün işlettiklerini, ilk geldiklerinde …’in ana avrat orada bulunanlara küfrettiğini, …’in babası Turgut’un …’i sakinleştirdiğini, oradan uzaklaştırdığını, 15 dakika sonra tekrar geldiklerini, ikinci kez geldiklerinde hem … hem de …’in ikisinin birden küfrettiğini, ellerinde bira şişeleri ve sopalar olduğunu, …’in babasının engellemeye çalıştığını ancak engel olamadığını, çok sarhoş olduklarını, ikisinin de bira şişesi attıklarını, … ve …’nün yaralandığını, kayınbiraderi …’ın onları o şekilde görünce havaya doğru 1 el ateş ettiğini, …’ın silah sesini duyunca kaçtığını, … ile … geldiğinde …’in annesinin sopa ile olay yerine geldiğini, silah sesinden sonra …’in arabaya bindiğini, arabayı üzerlerine doğru sürdüğünü, arabada …’in yanı sıra babası ve annesinin de olduğunu, babasının direksiyonu kırarak bakkala çarpmasını engellediğini, geniş bir manevra yaparak gidip sebzecinin arabasına çarptığını, çevredekilerin “Sebzeci öldü” diye bağırdıklarını, ilk gittiğinde önce sebzecinin arabasına vurmuş olduğunu, daha sonra arabayı geri vitese alarak geri geri geldiğini, bunun üzerine tekrar ileriye doğru sürdüğünü, bu kez de …in arabanın altında kalmış olduğunu, kendilerinin … ve …’yü hastaneye götürdüklerini, …’in ortalıkta görünmediğini, … ve …’den şikâyetçi olduğunu, davaya katılmak istemediğini,
Tanık Tarık Sarıca Cumhuriyet Savcılığınca yapılan Keşifte; silah sesi duyduktan sonra babası ile birlikte şadırvanın oradan gördüğü kadarıyla …’in hızlı bir şekilde olay yerine … ve … ile birlikte geldikleri araca bindiğini, ancak …’nun araçla birlikte gelip gelmediğinden emin olamadığını, aynı araca …’in de bindiğini, daha sonra aracı …, … ve Giray …’nün bulunduğu marketin ön tarafına doğru sürdüğünü, …’in babasının direksiyona müdahale edip aracın yönünü çevirdiğini, …’in sürdüğü aracın …’nın satış yaptığı araca doğru yöneldiğini, bu sırada …’nın kamyonetin arka tarafında olduğunu, …’in araca çapraz şekilde bir defa çarptığını, daha sonra aracı geri doğru alıp bir kez daha çarptığını, ancak …in çarpmayla düşüp düşmediğini fark etmediğini, daha sonra …in aracın altında iken sürüklenmeye başladığını fark ettiğini, minibüsün camlarının açık olduğunu, köy halkının “Dur öldü” şeklinde bağırdığını, …’in de kısa bir an ayağını gazdan çekerek durduğunu ancak sonra durmadan devam ettiğini, en son gösterdiği noktada bu sefer tekrar durup …in bedeni aracın altından kurtulduktan sonra beklemeden kaçıp gittiğini, olay sırasında …’ın nereye gittiğini görmediğini,
Tanık … … Cumhuriyet Savcılığında; … ve …’in minibüsle köy meydanına gelerek kahvenin önündekilere küfretmeye başladıklarını, sonra …’un gelerek onları uzaklaştırdığını, 15-20 dakika sonra bu şahsıların tekrar aynı araçla geri geldiklerini, taş ve ellerindeki şişelerle ailesine saldırdıklarını, olay sırasında oğlu … …’nün av tüfeği ile ateş ettiğini görmediğini, ancak …’ın sonradan kendisine ateş ettiğini söylediğini, hatta tüfeği de gidip teslim ettiklerini, kimseyi yaralamadığını ancak …’in yaralandığını gördüğünü, kimin vurduğunu görmediğini, sonra …’in geldikleri araca bindiğini, sonra bakkalın önüne doğru ve kendilerinin üzerine aracı sürdüğünü, kendilerini bakkala atınca, aracı şadırvanın yanında duran …’ya doğru çevirdiğini, aracın ön kısmına bir kez çarptığını, sonra biraz geriye giderek bu kez …’yı da aracın altına alarak sürükleyip 15-20 metre kadar gittikten sonra …in cesedini kenara fırlatıp yoluna devam ettiğini, Tanık Vait Türeme Kollukta; olay sırasında … …’nün kahvehanesinin balkonunda oturduğunu, o sırada …’in gelerek rastgele halka doğru bağırdığını, sonra meydandan uzaklaştığını, …’in sonra …’e ait araçla tekrar bakkalın önüne gelerek … Görülü ile tartışmaya başladığını, elindeki bira şişesini …’nün kafasına vurduğunu, sonra hırsını alamayıp araca bindiğini ve aracı bakkalın üzerine doğru sürdüğünü, ancak yanında bulunan babası …’in direksiyonu kırarak kalabalığa çarpmasını engellediğini, aracın yönünün bu sefer köy meydanına döndüğünü, araçla köy meydanında satıcılık yapan …’yı aracın altına alarak 50 metre kadar aracın altında sürüklediğini, silah sesi duymadığını,Tanık Vait Türeme Cumhuriyet Savcılığında; olay anında … …’ye ait kahvehanenin balkonunda oyun oynadıklarını, bu sırada … ve …’nün köy meydanına aynı araçla geldiklerini, …’in oradaki insanlara doğru küfrettiğini, kahvenin önündeki insanların …’i oradan uzaklaştırdıklarını, bir süre sonra şadırvanın yanında duran …’ın minibüsünün arkasında bir kavga olduğunu, ancak kimin kime vurduğunu görmediğini, daha sonra …’ın minibüsünün hareket ettiğini, marketin önünden manevra yaptıktan sonra şadırvanın oradaki …’nın arabasına çarptığını gördüğünü, önce …e çarptığını görmediğini, ancak sonra insanların bağırmasından …in aracın altında kaldığını anladığını, … ile … arasında daha önceye dayalı bir husumet olduğunu duymadığını,
Tanık … Cumhuriyet Savcılığında; olay günü İlyas …’nün işlettiği internet kafede oyun oynadığını, dışarıdan bağrışma sesleri duyduğunu, muhtar … … ve ailesi ile …, … ve ailesinin kavga ettiklerini gördüğünü, … …’nün elinde sopa, …’nün elinde ise bira şişesi olduğunu, muhtar …’ın elinde tabanca, torun … …’nün elinde ise havalı tüfek olduğunu, …’in annesinin elinde de bir sopa olduğunu, … …’nün elindeki sopa ile …’in kafasına vurduğunu, …’un yere yığıldığını, …’in babasını arabaya aldığını, … babasını hastaneye götürürken muhtar … …’nün tabancayla arabaya doğru 2-3 el ateş ettiğini, daha sonra bir ara dışarı çıktığını, geri baktığında …’in …’ın aracıyla arkasına doğru bakarak giderken …’nın köy meydanındaki aracına çarptığını gördüğünü,Tanık … Mahkemede; Olay tarihinde internet kafede olduğunu, dışarıdan sesler gelince dışarı çıkıp baktığında elindeki sopa ile … …’nün …’in kafasına vurduğunu gördüğünü, yere yığıldığını, torun olan … …’nün de yarı çıplak vaziyette olay yerine geldiğini, bu sırada … ile …’ın araba ile geldiklerini, … ve … arabadan inince … …’nün ailesinin ona saldırmaya başladığını, … babasını arabaya koymaya çalıştığında torun … …’nün elindeki tüfek ile ateş ederek …’ı yaraladığını, … babasını arabaya koyup hastaneye götürmeye çalışırken arabasının peşinden muhtar … …’nün iki el ateş ettiğini, bu atışları arabaya doğru yaptığını, muhtar arabaya doğru ateş edince …’in kimin ateş ettiğini görmek için dönüp baktığı sırada araba ile başka bir arabaya vurduğunu, kendisinin …’yı olay yerinde görmediğini, muhtarın silahla ateş ettiğini görünce korkup eve doğru kaçtığını, başta internet kafenin içerisine ağabeyinin yönlendirmesi üzerine girdiğini, ancak daha sonra dışarıya çıktığında …’in araba ile …’nın arabasına çarptığını gördüğünü, …in orada olduğunu bilmediğini, korkup oradan eve gittiğini,
Tanık Beyset Kurt Kollukta; olay sırasında … …’nün bakkalından bira aldığını, elinde poşetle meydanın orada biraz beklerken …’in …’e ait beyaz minibüsü ile üzerine doğru geldiğini, elindeki poşette bulunan biraları yere düşürdüğünü, sonra …’in aynı araçla köy meydanında pazarcılık yapan …’yı aracın altına alarak yaklaşık 4 metre kadar sürüklediğini, alkollü olduğu için silah sesi duyduğunu hatırlamadığını, başka bir şey görmediğini,Tanık … Cumhuriyet Savcılığında; olay sırasında … …’nün kahvehanesine doğru gittiğini, … ve …’in önce köy meydanına geldiklerini ve kim olduğunu bilemediği şahıslara doğru bağırdıklarını duyduğunu, sonra beyaz bir araca binerek uzaklaştıklarını, …’in babası …’in … …’nün yanına gittiğini ve tartışmaya başladığını, ancak bu tartışmanın çevredekilerin ayırmasıyla 2-3 dakika sonra bittiğini, sonra … ve …’in köy meydanına aynı araçla geri geldiklerini, …’in “Siz benim babama nasıl hakaret edersiniz” şeklinde bağırdığını, bunu üzerine … ve … ile … …, …, … …, … … arasında tartışma başladığını, birbirlerinin üzerine doğru yürüdüklerini, tartışma başlayınca …’in başından kan geldiğini gördüğünü, kavga sırasında muhtar … …’nün havaya bir el ateş ettiğini gördüğünü, sonra …’in beyaz araca bindiğini, …’in beyaz aracı sürmeye başladığını, önce bakkal dükkânına doğru sürdüğünü, marketin önünde bulunanların kaçışmaya başladığını, aracın içindeki …’in markete 5 metre kala direksiyonu çevirdiğini gördüğünü, daha sonra aracın biraz ilerideki …’nın sebze sattığı araca çarptığını, çarptıktan sonra …’in aracı biraz geriye doğru aldığını, sonra dönüp tekrar köy yoluna doğru sürdüğünü, önce …’ya çarptığını fark edemediğini, ancak biraz ileride toplanan halktan …in cesedine doğru baktığını anladığını, Metin ile … arasında bir husumet olup olmadığını bilmediğini,
Tanık … Mahkemede; olay tarihinde … ve …’in, …’ın kullandığı araba ile beraber köy meydanından kendi evine doğru giderken gördüğünü, daha önceden olduğu iddia edilen köy meydanındaki olaylara ilişkin görgüsü olmadığını, … ve … gittikten kısa bir süre sonra … ile … …’nün tartışmaya başladıklarını, yaklaşık 3 dakika sonra olayın kapandığını, sonradan öğrendiğine göre birisinin …’i arayarak babasının gömüldüğünü söylediğini, daha sonra …’in, …’ın arabası ile tekrar köy meydanına geldiğini, …’in arabadan inince … … ve ailesinin … ve …’a saldırdığını, bunun üzerine kavganın başladığını, kimin kime vurduğunu tam olarak göremediğini, silahla muhtar … …’nün havaya doğru bir el ateş ettiğini, kavga başlayınca kahveye doğru gittiğini, …’un başına bir darbe geldiğini, kim tarafından darbenin yapıldığını göremediğini, bunun üzerine …, … ve annesi Selvi …’in arabaya bindiklerini, …’in araba ile kendi evine doğru gittiğini, arabayı …’in kullandığını, …’in, .ün binasının duvarına vuracağı sırada babası …’un direksiyona müdahale ettiğini, bunun üzerine arabanın toparlanamadığını, arabanın …’ya vurduğunu, ondan sonra arabayı geri aldığını, …in kamyoneti ile sanık …’in kullanmış olduğu araba arasında kaldığını, aracın üzerinden geçip geçmediğini göremediğini, daha sonra … araba ile olay yerinden uzaklaştığını, …’in önce …’nün işletmiş olduğu markete doğru aracı sürmüş olduğunu, virajı alamayınca babasının direksiyona müdahale ettiğini, Cumhuriyet Savcılığındaki beyanının daha doğru olduğunu, … ile … arasında husumet olduğuna dair bir bilgisi olmadığını, …’in aracı sürerken köyde bulunan insanların …’e aracı durdurmasını, …in aracın altında olduğunu yüksek sesle söyleyerek aracı durdurmasını söylediklerini, …’in daha sonra durduğunu, durduğunda da …in arabanın altında olduğunu,Tanık … Cumhuriyet Savcılığında; olay günü İlyas …’nün işlettiği internet kafenin önünde birkaç arkadaş oturduklarını, otururken birilerinin küfrettiğini duyduklarını, muhtar … … ve kardeşi … …’nün bize bunu yapacak adamı sinkaf ederiz şeklinde küfrettiklerini, bu sırada … ve …’in olay yerinde olmadığını ancak …’in babası …’un biz akrabayız, küfretmeyin şeklinde yalvardığını, bu esnada olay yerine … … ve …’in geldiğini, onlar henüz araçtan inmeden … …’nün elindeki sopa ile …’un kafasına vurduğunu, …’un yere yığıldığını, … …’nün oğlu olan … …’nün havalı tüfek ile ateş ettiğini, …’ın boynundan yaralandığını ve olay yerinden kaçtığını, bu esnada …’in ise babasını araca bindirdiğini, aracın marketin önüne 2-3 metre mesafeden dönüp manevra yaparak U dönüşü yaptığını, … döndükten sonra bir el silah sesi duyduğunu, bu esnada …’in kullandığı aracın yolun kenarında satış yapan …’nın aracına çarptığını, çarpmanın etkisiyle aracın yan döndüğünü, o anda …’ya çarptığını göremediğini, …’in aracı hızla ilerleyince çevredeki insanların “Öldü öldü” şeklinde bağırdığını, bundan sonra …in aracın altında kaldığını anladığını, Metin ile …’in akraba olduklarını ve aralarında geçmişe dayalı bir husumet olduğunu duymadığını,
Tanık … Mahkemede; … Market’in yanında bulunan internet kafede oturmakta iken gürültü, patırtı ve küfür sesi duyduğunu, küfür olarak adamın anasını avradını sinkaf ederim dediklerini, bunu söyleyenin muhtar … … olduğunu, o an çevresinde kimsenin olmadığını, meydanda küfrettiğini, o sırada …’in geldiğini, …’un Görgülülere küfretmeyin hepimiz aileyiz, evlerinize dönün dediğini, bu sırada …’in kafasına … vurduğunu, sopa ile vurduktan sonra …’un bayıldığını, bu sırada oğlu …’e haber geldiğini, …, … ile …’ın arabası ile olay yerine geldiğini, …’in arabadan indiğini, babasını kurtarmaya çalıştığını, bu sırada küçük olan … …’nün elinde havalı tüfek ile geldiğini, tüfeği ile bir kez ateş ettiğini, ateş ettiği yönün Tetiklerin bulunmuş olduğu taraf olduğunu, ancak Tetiklerden ilk atışta isabet alan olmadığını, ilk atıştan sonra aradan 1 dakika geçmeden bu kez küçük … …’nün tüfeği ile bir kez daha Tetiklerin olduğu yere doğru ateş ettiğini, bu ateş sonucunda …’in yaralandığını, …’in bu sırada babasını kurtarmak için babası ile arabaya bindiğini, araba hareket ettiği sırada büyük … …’nün yanında bulunan tabanca ile arabaya doğru önce bir el ateş ettiğini, daha sonra … araba ile uzaklaşırken de büyük … …’nün iki el ateş ettiğini, bu ateş sonucunda arabanın yönünün saptığını, daha sonra …’in araba ile uzaklaşırken beyaz açık kasa manav arabasına vurduğunu, manav arabasının yanında …’nın olduğunu, …in arabanın yan tarafında alkol aldığını, …’in kullandığı arabanın çarptıktan sonra tekrar geri gelmediğini, ileride de durmadığını, hareket edip gittiğini, çarpışma anından sonra ben internet kafeye girdiğini ondan sonrasını görmediğini,Tanık … Cumhuriyet Savcılığınca yapılan Keşifte; olay yerine …’in aracı ile birlikte geldiklerini, sonra Naki ile …’in kahvesinin oraya oturduklarını, …’in araçtan iner inmez küfrettiğini, ancak kime küfrettiğini bilemediğini, sonra babası …’in oğlunu uzaklaştırdığını, bundan sonra … … ve … …’nün …’a küfretmeye başladıklarını, sonra … ve …’nün ellerinde sopa, muhtarın torunu … …’nün elinde av tüfeği olduğu hâlde …’in babası …’in üzerine doğru yürüdüklerini, ortalık karışınca okulun köşesine geçtiğini, …’un alnına doğru …’in sopa ile vurduğunu, daha sonra … ile …’in olay yerine tekrar araçla geldiğini, bir el silah sesi duyduğunu, kimin sıktığını görmediğini, sonra kimin nasıl hareket ettiğini ve nasıl çarptığını görmediğini,Tanık … Mahkemede; maktul ve sanıklarla aynı köyde oturduğunu, olaydan 25 dakika kadar önce …, Kormaz Duran ve kendisinin köy meydanında oturduklarını, …’in tek başına köy meydanına geldiğini, …, Korkmaz ve kendisinin birlikte piknik sahasına gittiklerini, 15 dakika kadar orada kaldıklarını, …’in de gittikleri yerde arkadaşları ile beraber bulunduğunu, arkadaşları gidince …’i de yanlarına alarak beraber köye döndüklerini, arabayı …’in kullandığını, köy meydanına gelip aracı durdurduklarını, çekirdek yemeğe başladıklarını, daha sonra …’in geldiğini, … ile oğlu …’in ne konuştuklarını tam duymadığını, bir müddet sonra …’in, … ile birlikte köyde bulunan cemevinin olduğu yere gittiklerini, Naki ile birlikte kendisi ve …’un köy meydanında kaldıklarını, muhtar … … ile …’un konuşmaya başladıklarını, …’ın torunu … …’nün kahvenin üst katında olan balkonundan …’e doğru “Orospu çocukları her gün meydana gelip huzursuzluk yapıyorsunuz” dediğini, bunun üzerine …’un dede olan … …’ye “Torunun sözlerine sahip çık bu şekilde konuşmasın” dediğini, … ile …’un bu şekilde konuştukları sırada torun olan …’ın küfrederek aşağıya doğru indiğini, …’un torun …’a küfretmemesi hususunu tekrar söylediğini, torun … …’nün kardeşi olan … …’nün elinde odun ile gelip …’in kafasına vurduğunu, … …’nün marketinden getirmiş olduğu bira şişeleri ve sopa ile …’e önce sopa ile vurduğunu, daha sonra …’nün bira şişeleri ile …’e vurduğunu, … …’nün eşinin de olay yerine sopa ile geldiğini, …’un başından sopa darbesi alınca yere düştüğünü, hepsinin birden …’un üzerine üşüştüğünü, birkaç kişinin araya girdiğini, torun … …’nün elinde bir havalı tüfek olduğunu, dede … …’nün elinde de tabanca olduğunu, bir müddet sonra … ve …’in köy meydanına geldiklerini, onlar geldiğinde …’un başında …, … …, … ve … … ile …’in ismini bilmediği eşi ve torun … … ile … …’nün olduğunu, bunların …’a vurduklarını, …’un eşinin …’a vurmasını engellemeye çalıştığında eşine de vurduklarını, … …’nün eşinin …’in eşine sopa ile vurduğunu, … ile … gelince … ve eşinin başında birikenlerin oradan uzaklaştığını, …’in …’u arabaya koyduğunu, …’in ön koltukta başının cama dayalı olduğunu, arabada başka kimse olup olmadığını bilmediğini, dede … …’nün arabaya doğru bir el ateş ettiğini, arabanın isabet almadığını, kendisinin bu sırada kafasını eğerek olay yerinden uzaklaşmaya çalışıtığı sırada iki kez daha arabaya ateş ettiğini, arabanın isabet alıp almadığını bilemediğini, kafasını eğip kaçtığını, ondan sonra arabayı görmediğini, …’nın bu sırada kendi arabasının arkasında olduğunu, …’in kendi arabası ile giderken …’nın arabasına vurduğunu, …’a ait olan ve başlangıçta park hâlinde bulunan daha sonra …’in kullanmış olduğu araba ile …’nün marketi arasında 35 metre mesafe olduğunu, …’in araba ile hareket ederken zaten …’nün işletmiş olduğu marketin önünden geçmek zorunda olduğunu, oradan geçtiğini, …’nün işletmiş olduğu market ile …’nın bulunduğu … arasında tahminen 50 metre mesafe olduğunu, …’in araba ile giderken …’ya ait aracın ön kısmına vurduğunu, bu sırada …in de orada olduğunu, kendisinin …’in kullandığı aracın …e vurduğunu görmediğini, sadece aracına vurduğunu gördüğünü, 5-6 … sonra köylülerin “Adam ezildi, öldü” diye bağırdıklarını, aynı zamanda da “Dur” diye …’e bağırdıklarını, bundan sonra olan olaylar hakkında bilgi sahibi olmadığını, Cumhuriyet Savcılığında beyanında geçen …’in babası …’a küfrettiğine dair beyanının doğru olmadığını, yine kimsenin elinde silah görmediğine dair beyanının doğru olmadığını, mahkemedeki beyanının doğru olduğunu, …’nün kendisine kimsenin elinde silah görmediğini ifade etmesini istediği için o şekilde ifade verdiğini,
İnceleme Dışı Katılan Sanık … … Kollukta; 25.6.2011 tarihinde saat 20.00 sıralarında … ve … isimli şahısların köy meydanına beyaz renkli Peugeot marka bir minibüsle geldiklerini, ellerinde bira şişeleri varken köy halkına ve kendisine doğru “Sizin ananızı avradınızı sinkaf edeyim, hepinizi geberteceğim, hepiniz bize haraç vereceksiniz, özellikle muhtar sen bize haraç vermezsen seni öldürürüz, bu köyde yaşatmayız” diyerek tehdit ve küfürler ettiklerini, sonra …’in bakkal dükkânına doğru gelerek oğlu … ve gelini …’nün kafasına doğru elindeki bira şişesiyle vurduğunu görünce ne yapıyorsunuz ayıp değil mi dediğini, sonra …’in kendisine doğru “Seni öldüreceğim, senin gibi muhtar olmaz olsun, anasını avradını sinkaf ettiğimin adamı, bana haraç olarak 5.000 TL vereceksin, bundan sonra senin haracını ben yiyeceğim” dediğini, bunu duyunca kendisine ait ruhsatlı tabancayı çıkartarak bakkalın ve kahvenin 5 metre önünde iken havaya doğru bir el ateş ettiğini, ateş etme amacının olayın büyümesini engellemek olduğunu, …’in yaralanması için ateş etmediğini, …’i kimin yaraladığını bilmediğini, olayın sonuna doğru … ve babasının olay yerine … ile birlikte geldikleri minibüse bindiklerini, bakkalın önünde bekleyen oğlu ve gelini ile kendisinin üzerine doğru aracı sürdüğünü, kendilerine çarpamayınca aracı çevirip daha önceden husumetli olduğu ve köy meydanında sebze satan …’nın üzerine aracı doğru sürdüğünü, …i aracın altına alarak yaklaşık 50 metre sürüklediğini, …in fena şekilde yaralandığını, daha sonra kullanmış olduğu araçla olay yerinden kaçtığını, … ve …’in köyde sürekli olay çıkartan şahıslar olduklarını, kendisine sürekli sen muhtar oldun bize haraç vereceksin şeklinde tehditler savurduklarını, ya para ya da dükkânı bize vereceksin, yoksa seni öldürürüz, bir yere gömeriz dediklerini, kimsenin bu şahıslar aleyhine ifade vermek istemediğini çünkü korktuklarını, bu şahıslardan şikâyetçi olduğunu,İnceleme Dışı Katılan Sanık … … Cumhuriyet Savcılığında; iki yıl önce köye muhtar seçildiğini, bundan 9 ay öncesinden olay gününe kadar … ve …’in sürekli alkol alarak kendisini ve köylüleri tehdit ettiklerini ve rahatsız ettiklerini, alkollü oldukları zamanlarda kendisinden para isteyip kendilerine bakmasını talep ettiklerini, aksi hâlde kendisini öldüreceklerini söylediklerini, olayın büyümesini istemediği için herhangi bir yere şikâyet etmediğini, bu tehditlerin etkisinde kaldığından ve dayanamadığından bir keresinde 900 TL bir keresinde ise 400 TL bu şahıslara para verdiğini, …’in minibüsü aldıktan sonra bu işleri bıraktığını ve … ile görüşmeyi de bıraktığını, kendi bakkalına olan borçlarını da ödemediklerini, olay günü saat 20.00 sıralarında kahvenin balkon kısmında oturduğunu, kahvede 15-20 kişinin olduğunu, bu sırada … ve …’nün beyaz minibüsle geldiklerini, kahvenin karşısına park ettiklerini, her ikisinin de elinden bira şişesi ile araçtan indiklerini ve …’in oradaki herkese doğru, “Anasını avradını sinkaf ettiklerim, burada niye oturuyorsunuz, dağılın” dediğini, kendisinin ne küfrediyorsun, buradaki insanların suçu ne dediğini, o sırada olay yerinde oğulları …, kardeşi … …, oğlu … …, yengesi …, gelini …’nün de bulunduğunu, …’in elindeki bira şişesi ile oğlu …’ye ve gelini …’ye vurduğunu, kendisine de vurmaya çalıştığını ancak kendisinin o anda yanında olan ruhsatlı tabancası ile havaya doğru bir el ateş ettiğini, … ile arasında 15-20 metre mesafe bulunduğunu, kimseyi hedef almadığını, bu olayın başında …’in kendilerine doğru küfrettiğini, sonra …’in kahvesine doğru gittiğini, o sırada …’in babası …’un olay yerinde olmadığını, …’a kimin vurduğunu da görmediğini, havaya doğru ateş ettikten iki dakika sonra …’in köy meydanına park ettiği araca bindiğini, babasının da hemen peşinden bindiğini, anladığı kadarıyla …’un …’e engel olmaya çalıştığını, …’in aracı çalıştırıp üzerlerine doğru sürdüğünü, sonra oradakilerin bakkal dükkânının içine kaçtığını, … çok fazla yaklaşmadan …’in babası …’un aracın direksiyonuna müdahale edip aracın yönünü değiştirmeye çalıştığını, sonra aracın …in aracına çarpma anını göremediğini, çünkü dükkânın içine kaçtığını,İnceleme Dışı Katılan Sanık … … tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; kollukta verdiği savunmasını aynen tekrarla, olay günü … ve …’in köy meydanına gelerek marketin karşısına minibüsü park ettiklerini, …’in araçtan inerek ana avrat küfretmeye başladığını, kendisinin …’i uyardığını, sonra …’in olay yerinde bulunan oğlu …’ye ve eşine vurduğunu, bunun üzerine tabancası ile havaya doğru bir el ateş ettiğini, … ve …’un nasıl yaralandığını bilmediğini, …’in olay yerine geldikleri minibüse gittiğini, arkasından babası ve …’ın da minibüse bindiğini, …’in aracı ailesinin üzerine sürdüğünü, sonra babasının direksiyona hamle yapması ve kendilerinin içeri kaçması ile kurtulduklarını, sonra minibüsün manevra yaparak dönmesi ile köy meydanında manavlık yapan …’nın kamyonetine çarptığını, …in aracın altında kaldığını ve 25-30 metre sürüklenerek vefat ettiğini, ancak …’in …’ya çarpma anını dükkânın içerisine kaçtıkları için görmediğini,
İnceleme Dışı Katılan Sanık … … Mahkemede; köy muhtarı olduğunu, olay akşamı saat 18.00 civarlarında köy kahvesinde 20-25 kişi oturduklarını, …’in olay yerine …’ın arabası ile geldiğini, köy meydanında durduklarını, sanık …’in arabadan indiğini, kahvehanenin açık balkonunda bulunan 20-25 kişiye hitaben “Asarım, keserim, ananızı avradınızı sinkaf ederim” şeklinde şeyler söylediğini, aşırı alkollü olduğunu, oğlu ve gelini …’ın kahveye yakın olan marketi işlettiklerini, …’ın da daha sonra küfretmeye başladığını, …’ın kahvehanede bulunan 20-25 kişiye “Hepinizin ananızı avradınızı sinkaf ederim” dediğini, kahvede oturan 20-25 kişinin kahvehanenin balkon kısmında oturduğunu, buranın camı olmadığını, yoldan 3 metre kadar aşağıda olduğunu, yoldan gelen bir kişinin kahvede bulunanları rahatlıkla görebileceğini, neden küfrettiklerini ikisine de sorduğunu, o sırada olay yerine gelen sanık …’in babası .un kendisini yatıştırdığını, evine götürdüğünü, yaklaşık 2 dakika sonra tekrar gürültü sesleri gelmeye başladığını, döndüğünde oğlu … ile gelini …’ın başına vurduklarını gördüğünü, ikisinin de başının kanadığını, bu sırada olayın büyümemesi için ruhsatlı silahıyla havaya bir el ateş ettiğini, …’in daha sonra …’ın kullandığı arabaya bindiğini, … ve …’e orada saldıran herhangi kimseyi görmediğini, …’ın köyün ortak mülkiyetine ait olan köy kahvesine doğru gittiğini, …’in daha sonra …’ın arabasına bindiğini, babasının da ön koltuğa oturduğunu, …’in bir çılgınlık yapacağından korktuğunu, babasının önce …’i arabayı kullanmaması konusunda ikna etmek istediğini, kendilerinin marketin önünde durduklarını, bu sırada …’in aracı marketin önünde duran …, …, … ve Kibariye’nin üzerine doğru sürdüğünü, onları araba ile ezmek istediğini, araba gelince içeri kaçtıklarını, …’in araba ile markete çarpmak istediğini, babasının direksiyonu çevirdiğini, …’un direksiyonu çevirince her hangi bir yere vurmadığını, bu kez ileride daha geniş bir şekilde döndüğünü, daha sonra …’nın arabasına kullandığı araba ile vurduğunu, …in arabasının yan tarafında satış yaptığını, araba ile orada bulunan …i ezdiğini, ne kadar sürüklediğini bilemediğini, orada bulunan köylülerin Metin öldü diye bağırmaya başladıklarını, bunun üzerine … ile babası …’un araba ile kaçtıklarını, …in orada hemen öldüğünü, daha sonra jandarmaların köye gelip tutanak tuttuklarını, tahminen bir hafta kadar sonra sanık …’in köyde bulunan …’e ait evde jandarmalar tarafından yakalandığını, kendisinin teslim olmadığını, jandarmanın onu yakaladığını, çekindiği için jandarma ile beraber sanığın bulunduğu eve gitmediğini, bu nedenle sanığın jandarmalara mukavemet edip etmediğini bilemediğini, … ve …’dan şikâyetçi olduğunu, davaya katılmak istediğini,İnceleme Dışı Sanık … … Kollukta; olay günü abisi ve köy muharı … …’nün evine misafirliğe gittiklerini, saat 20.00 sıralarında köy meydanına … ve …’in gelerek alkollü bir şekilde orada bulunan insanlara bağırmaya başladıklarını, sanık …’in insanlara doğru “Sizin ananızı, avradınızı, sülalenizi sinkaf ederim” şeklinde küfrettiğini, o sırada …’in babası …’in gelerek oğlu …’i sakinleştirmeye çalıştığını, ancak …’in önce olay yerinden uzaklaşıp 15 dakika sonra tekrar olay yerine geldiğini, abisi …’ın işlettiği bakkal dükkânına zarar vermek istediğini, kendilerinin engel olmaya çalıştıklarını, o sırada …’in elindeki bıçakla yeğeni …’nün üzerine yürüdüğünü, kendilerinin yaklaşamadığını, ancak sonra sanık …’in elindeki bira şişelerini … ile …’nün kafasına vurduğunu, …’in bira şişesi ile kimseye vurmadığını, sanık …’in olay yerine geldikleri araca binerek kendilerinin bulunduğu bakkal dükkânı üzerine doğru aracı sürdüğünü, kendilerinin bakkalın içine doğru sığındıklarını, …’in sonra araçla köy meydanında pazarcılık yapmakta olan …’nın üzerine doğru aracı sürdüğünü ve …i aracın altına alığp yaklaşık 50 metre sürüklediğini, kendisinin kimseye vurmadığını ve kavga etmediğini, abisi … …’nün olayı yatıştırmak amacıyla havaya doğru bir el ateş ettiğini duyduğunu, … ve …’den şikâyetçi olduğunu,
İnceleme Dışı Sanık … … Cumhuriyet Savcılığınca yapılan Keşifte; köy meydanına gelen … ve …’in alkollü şekilde kahvenin önüne gelerek küfretmeye başladıklarını, sonra …’un gelerek onları uzaklaştırdığını, sonra …’un kendilerine doğru gelerek onlara uymayın gibi bir şeyler söylediğini, 10-15 dakika sonra aynı minibüsle köy meydanına tekrar geldiklerini, araçtan indiklerinde …’in tekrar bu kez çok ağır şekilde küfürler ettiğini, …’in elinde bir bıçak ve bira şişesi, …’ın elinde de bira şişesi gördüğünü, o sırada olay yerine … ve … ile …’nün de olay yerinde olduklarını, bu sırada …’in anne ve babasının da olay yerine geldiğini, … ve …’in kafalarına bira şişesi ve taş geldiğini, hengame başladığında … …’nün evdeki silahı alıp gelerek havaya doğru bir el ateş ettiğini, ateş üzerine …’ın aracına giderek üzerinden anahtarı almak istediğini, ancak …’in elindeki bıçakla …’ı tehdit ederek anahtarı almasını engellediğini, …’ın da …’in kahvesine kaçtığını, …’in peşinden araca annesi ve babasının da bindiğini, aracı hareket ettirip kendilerinin üzerine doğru sürdüğünü, marketin içine kaçtıklarını, … tam dükkâna girecekken 1,5-2 metre kala …’in babasının direksiyona müdahale ederek aracı dönderdiğini, sonra şadırvanın bulunduğu yerin yanındaki …in aracına yöneldiğini, …in aracına çarptığını, ancak …e çarptığını göremediğini, sonra geri doğru manevra yaptığı sırada insanların “Çarptın öldürdün” şeklinde bağırmaları üzerine araca ikinci kez çarptığını ve daha sonra oradan uzaklaştığını gördüğünü,
İnceleme Dışı Sanık … … Mahkemede; olay akşamı ağabeyi olan köy muhtarı …’ın kahvesinde oturmakta olduğunu, akşam vakitleri sanıklar … ve …’in araba ile kahvenin önüne geldiklerini, ikisinin de kahvenin önünde indiklerini, başta …’in arabadan indiğini, kahvede bulunanlara hitaben “Hepinizin anasını avradını sinkaf ederim” dediğini, kahvedekilerin ayaklandığını, bu sırada …’in babası Turgut’un geldiğini, …’i ve kahvede bulunan kişileri sakinleştirdiğini, …’un “Kusura bakmayın” dediğini, özür dilediğini, bir daha olmasın dediklerini, … ile … minibüse binip uzaklaştıktan 5 dakika sonra tekrar geldiklerini, bu sefer “Ananızı, avradınızı, bacınızı sinkaf ederiz” dediklerini, ikisinin de bu şekilde küfrettiklerini, ellerinde şişeler olduğunu, bu sırada …’un eşinin de geldiğini, …’in çıldırmış hâlde ve sarhoş olduğunu, babasının da ona engel olamadığını, …, … ve …’ın bulundukları yere doğru boş bira şişelerini atmaya başladıklarını, gelinleri … ile yeğeni …’nün yaralandığını, sanıklar … ve …’ın yeğenini ve gelinini yaraladığını, düşündüğünü, çünkü başka bira şişesi atan kimse olmadığını, ortalığı sakinleştirmek istediklerini, kimseye vurmadıklarını, bu sırada olayı yatıştırmak için muhtarın havaya bir el ateş açtığını, …’in bu sırada başka bir köylünün çalıştırdığı kahveye doğru kaçtığını, …’in de annesi ile babasını arabaya alıp gitmekte olduğunu, …’a kimsenin vurmadığını, bir anda …’in kullandığı arabanın üzerlerine doğru geldiğini gördüklerini, bakkalın içine kaçtıklarını, … ve …’nün acil hastaneye gitmesi gerektiğini, kendisinin arabasıyla hastaneye götürmek istediğini, araba çarpma sesi gürültüsü duyduklarını, tekrar geri dönüp baktığında …’ın arabasını kullanan …’in …in sebze arabasına çarptığını gördüğünü, …i o an görmediğini, 15-20 metre ilerde …in yaralı hâlini gördüğünü, bu sırada …’in arabası geldiğini, …i o arabaya naklettiklerini, acil olarak …’e getirdiklerini, kendisinin ise … ve …’ı arabasıyla SSK Hastanesine götürdüğünü, …in cenazesini yolda ambulansın aldığını, hastanede öldüğünü öğrendiğini, … ve …’dan şikâyetçi olduğunu, davaya katılmak istemediğini, … ve …’in olaydan yaklaşık 5-10 dakika kadar sonra geri geldiklerini, ayrıca …’ın da … ve …’ye bira şişesi attığını, Metin ile … arasında husumet olup olmadığını da bilmediğini,İnceleme Dışı Katılan … Kollukta; 25.06.2011 tarihinde köy meydanında …’in kahvehanesinde oturduğunu, bu sırada muhtar … …, … ve … …’nün de karşı köy kahvehanesinde yola doğru bakarak oturduklarını, oğlu … ile …’in köy meydanına 10 V 2264 plakalı minibüsle birlikte geldiklerini, oğlu araçtan iner inmez muhtar …’ın oğluna doğru hızla yürümeye başladığını elinde tabanca olduğunu gördüğünü, oğlu ve … araçtan iner inmez oğluna ve …’a doğru saldırmaya başladıklarını, … …’nün elinde bir sopa olduğunu, hemen olayı ayırmaya gittiğini, o sırada kafasına sopa ile 2 defa vurulması ile ne olduğunu anlamadığını, kendisini hastaneye götürmek istediklerini, bu nedenle beyaz minibüse bindiklerini, araçla giderken köy meydanındaki …’ya çarptıklarını gördüğünü, ancak sonrasını hatırlamadığını, kendisine vuran … … ve kavgayı başlatan …’den şikâyetçi olduğunu,İnceleme Dışı Katılan … Cumhuriyet Savcılığında; olay günü maktul …, … ve …’nun …’e ait kahvehanede oturup çay içtiklerini duyduğunu, akşam üzeri …’e ait araçla … ve oğlu …’in gelip aracı durdurduktan sonra köy meydanında dikildiklerini, köy meydanında daha önceden oğlu ve … ile münakaşa eden muhtar … …, …, … … ile … …’nün paniğe kapıldığını, aralarında herhangi bir tartışma olmadan kendisinin araya girerek … … ve ailesini evlerine gönderdiğini, sonra oğlu ve …’in geldikleri araçla olay yerinden geri gittiklerini, sonradan öğrendiğine göre, birilerinin oğluna telefon açarak … ailesinin kendisini dövdüklerini söylediğini, ancak o aşamaya kadar sadece … …’nün kendisine küfrettiğini kimsenin kendisine vurmadığını, oğlu …’in olay yerine … ile birlikte tekrar geri gelince … ailesine doğru “Babama niye vurdunuz” dediğini, … …, … …, …, … … ve torun … …’nün kendilerine doğru saldırmaya başladıklarını, …’in oğlu … …’nün elinde havalı tüfek olduğunu, … …’nün elindeki sopa ile kafasına vurduğunu, bundan sonrasını hatırlamadığını, oğlu …’in kendisini hastaneye götürmeye çalıştığını ve …’ya çarptığını hatırlamadığını, en son kendini kaybetmeden önce muhtar … …’nün “Vurun bunlara” dediğini hatırladığını, kendisine vuranlardan şikâyetçi olduğunu,
Katılan … Mahkemede; olaydan yarım saat kadar önce köy kahvesinde …, …, . birlikte oturup çay içtiklerini, …in kendisinin ilkokul arkadaşı olduğunu, bu sırada birisinin …’e telefon açarak “…’in babasını öldürdüler” dediğini,İfade etmişlerdir.Sanık … Cumhuriyet Savcılığında; olaydan sonra … köyünden olan … …’ün evinde kaldığını, hakkında çıkarılan yakalama emrini duyunca Jandarmayı arayıp teslim olmak istediğini söylediğini, sabah gelip kendisini teslim aldıklarını, geldiklerinde kapıyı açtığını görevlilere balta veya bıçakla direnmediğini, beş dakika müsaade etmelerini bir su içmek istediğini söylediğini, evdeki balta ve bıçağın … …’e ait olduğunu, olay günü köyün alt tarafından … ile birlikte köye doğru geldiklerini, aracı …’in kullandığını, yukarı mahalleden sesler geldiğini duyduklarını, köy meydanına geldiklerinde … …’nün babasının kafasına odunla vurduğunu gördüğünü, bunları ayırmak için yanlarına vardığında … …, …, … ve … …’nün üzerine doğru saldırdıklarını, ellerinde odun ve bira şişesi olduğunu, … …’nün elinde ise … 16 olarak tabir edilen bir tabanca olduğunu gördüğünü, çıkan kavga sırasında biri sol omzundan, biri arka baldırından olmak üzere iki yerinden darbe aldığını, olay yerine geldikleri …’a ait minibüsün anahtarının kontağın üzerinde durduğunu, babasını hastaneye götürmek için minibüse bindirdiğini, arkalarından …’in de geldiğini, olay yerinden hızla uzaklaşmaya çalışırken muhtar … …’nün bir taraftan ateş ettiğini, o panikle olay yerinden kaçarken …’yı göremediğini, minibüsün altında kalıp ezilmiş ve sürüklenmiş olduğunu, daha sonra babasını tedavi için getirdiği hastanede …in öldüğünü öğrendiğini, …in olayla bir ilgisi olmadan başına böyle bir olay geldiği için paniğe kapılarak yakalanmamak için kaçtığını …i öldürmek için bir kastının olamayacağını, maktul …’in akrabası olduğunu ve husumeti olmadığını,
Tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; … ile birlikte köye geldiklerini, yukarı mahalleden sesler geldiğini duyduklarında, köy meydanına gittiklerini, olay yerine gittiğinde babası …’in kafasından kanlar geldiğini gördüğünü, … …’nün babasının kafasına odun ile vurduğunu gördüğünü, … ailesinden oluşan kalabalığın kendisini görünce üzerine doğru yürüdüklerini, kalabalığın elinde odun, şişe ve bıçak olduğunu gördüğünü, … …’nün elinde ise tabanca olduğunu, … ile …’nün kendisine vurduklarını, …’in de yaralandığını gördüğünü, babasını hastaneye götürmek amacıyla geldikleri minibüse bindiklerini, aynı şahısların araca da saldırdıklarını, kapıyı kapattığını, aracı hareket ettirdiği sırada muhtar … …’nün tabanca ile ateş ettiğini, minibüsü bir an önce döndürerek manevra yapıp hastaneye gitmek istediğini, panikle kaçmaya çalıştığı için ne olduğunu bilemediğini, …’yı öldürmek için hiçbir sebebin bulunmadığını, arabayla ona çarpıp aracın altında sürüklediğini hastanede öğrendiğini, tek amacının babası ile …’i bir an önce hastaneye yetiştirmek olduğunu, babasının kafası yaralı olduğu için herhangi bir şekilde direksiyona müdahale etmediğini, kimsenin üzerine … sürmediğini, olayın paniği altında …’ya çarptığını ise hatırlamadığını, … … ile ailesi arasında muhtarlık seçiminden sonra aralarında husumet başladığını, …, …, …, … ve … …’den şikâyetçi olduğunu, olay sırasında ise alkollü olmadığını,Mahkemede; Olay akşamı arkadaşı … ile birlikte olduğunu, …’a saat 18.00-19.00 sıralarında bir telefon geldiğini, ne olduğunu sorduğunu, …’ın bir şey söylemediğini, sonra köy meydanına geldiğinde kalabalığı gördüğünü, kalabalıktan 6 kişinin babasını aralarına alıp dövdüklerini, …’in kullandığı arabayı park ettiğini, arabanın anahtarının üzerinde olduğunu, inip olaya müdahale ettiğini, kimseye saldırmadığını, vurmadığını, kendisine … ve …’nün vurduğunu, babasının kafasına … …’nün odunla vurduğunu, babasını alıp arabaya koyduğunu, niyetinin yaralanan babasını alıp araba ile uzaklaşmak olduğunu, …’ın arabanın içinde olmadığını, sadece babası ile kendisinin olduğunu, babasını hastaneye götürmek istediğini, …’ın arabasını 400 metre kadar ileri gittikten sonra park ettiğini, babasının durumunun ağır olduğunu, sonra kendi aracına babasını bindirdiğini, ambulansı aradığını, ambulansa daha sonra babasını bindirdiğini, ambulansı hastaneye kadar takip ettiğini, hastaneye gittiğinde …’nın arabasına kullandığı araba ile vurduğunu öğrendiğini, kasti olarak kimseye vurmadığını, aralarında husumet olmadığını, uzaktan hısım olduklarını, ölenin yakınlarından korktuğu için bir müddet dağda saklandığını, daha sonra jandramayı arayarak kendini tanıttığını, köyde bulunan …’in evinde bulunacağını, gelip oradan almalarını söylediğini, jandarma görevlilerinin saat 11.00-12.00 gibi geldiklerini, jandarmaya hakaret veya tehditte bulunmadığını, balta veya başka bir silahla üzerlerine yürümediğini, olay bu şekilde geliştiği için üzgün olduğunu, olay günü ve akşamı alkollü olmadığını, hiç alkol almadığını, orada bulunan insanlara herhangi bir şekilde küfretmediğini, kimseye vurmadığını, kimseye hakaret etmediğini, …’in evinin bakımını sürekli kendilerinin yaptıklarını, anahtarının bulunduğunu, olay sırasında arabayı kimsenin üzerine sürmediğini, önceki beyanında geçen …’ın yaralı babasını araba ile hastaneye götürürken gittiği arabada olduğuna dair beyanının doğru olmadığını, önceki beyanında …’a olay günü akşam üzeri telefon geldiğini beyan etmeyi unuttuğunu, okunan belgelerde aleyhe olan hususları kabul etmediğini, kimseye mukavemet göstermediğini, yaralı babasını arabayla götürürken bindirdiği minibüsün camları ve kapılarının kapalı olduğunu, ölen … amca ile herhangi bir düşmanlığının olmadığını, Metin amcanın oğlu … ile aynı sınıfta okuduklarını, Saygı ile kendisinin herhangi bir kavgası olmadığını, Metin amcanın da herhangi bir şekilde dövmediğini, isteseydi Metin amcayı şimdiye kadar öldüreceğini, ama öldürme yönünde bir iradesinin hiçbir zaman olmadığını, Metin amcadan hiçbir zaman veresiye bir şey almadığını, babasını arabaya koyduktan ve araba hareket ettikten sonra 2-3 el silah sesi duyduğunu, … …’nün elinde kavga sırasında silah gördüğünü, ancak o an kimin ateş ettiğini görmediğini, kafasını vücuduna doğru çektiğini, araba ile oradan uzaklaşmak istediğini, köylülerin arkasından Metin öldü şeklinde bağırdığına dair herhangi bir şey duymadığını,Savunmuştur.Uyuşmazlık konusunda isabetli bir hukuki çözüme ulaşılabilmesi bakımından, “doğrudan kast”, “olası kast”, “taksir” ve “bilinçli taksir” kavramlarının kısaca açıklanarak birbirlerinden ayırdedici ölçütlerin ortaya konulması gerekmektedir.5237 sayılı TCK’nın “Kast” başlıklı 21. maddesi;”(1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.(2) Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır. Bu halde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir” şeklinde düzenlenerek, maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde doğrudan kast, ikinci fıkrasının birinci cümlesinde de olası kast tanımlanmıştır.Olası kastın tanımlandığı TCK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasının gerekçesinde; “…Olası kast durumunda suçun kanuni tanımında yer alan unsurlardan birinin somut olayda gerçekleşebileceği öngörülmesine rağmen, kişi fiili işlemektedir. Diğer bir deyişle, fail unsurların meydana gelmesini kabullenmektedir. Mevzuatımıza giren yeni bir kavram olan olası kastla ilgili uygulamadan bazı örnekler vermek yararlı olacaktır. Yolda seyreden bir otobüs sürücüsü, trafik lambasının kendisine kırmızı yanmasına rağmen, kavşakta durmadan geçmek ister; ancak kendilerine yeşil ışık yanan kavşaktan geçmekte olan yayalara çarpar ve bunlardan bir veya birkaçının ölümüne veya yaralanmasına neden olur. Trafik lambası kendisine kırmızı yanan sürücü, yaya geçidinden her an birilerinin geçtiğini görmüş; fakat, buna rağmen kavşakta durmamış ve yoluna devam etmiştir. Bu durumda otobüs sürücüsü, meydana gelen ölüm veya yaralama neticelerinin gerçekleşebileceğini öngörerek, bunları kabullenmiştir.Düğün evinde törene katılanların tabancaları ile odanın tavanına doğru ardı ardına ateş ettikleri sırada, bir kişinin aldığı alkolün de etkisi ile elinin seyrini kaybetmesi sonucu, yere paralel olarak yaptığı atışlardan bir tanesinden çıkan kurşun, törene katılanlardan birinin alnına isabet ederek ölümüne neden olur. Bu örnek olayda kişi yaptığı atışlardan çıkan kurşunların orada bulunan herhangi birine isabet edebileceğini öngörmüş; fakat, buna rağmen silâhıyla atışa devam etmiştir. Burada da fail silâhıyla ateş ederken ortaya çıkacak yaralama veya ölüm neticelerini kabullenmiştir.Verilen bu örneklerde kişinin olası kastla hareket ettiğinin kabulü gerekir.” şeklinde açıklamalara yer verilmiş ve olası kasta ilişkin örnek olaylar gösterilmiştir.Buna göre, doğrudan kast; öngörülen ve suç teşkil eden fiili gerçekleştirmeye yönelik irade olup kanunda suç olarak tanımlanmış eylemin bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi ile oluşur. Fail hareketinin kanuni tipi gerçekleştireceğini bilmesi ve istemesi hâlinde doğrudan kastla hareket etmiş olacak, buna karşın işlemiş olduğu fiilin muhtemel bazı neticeleri meydana getirebileceğini öngörmesine ve bu neticelerin gerçekleşmesini mümkün ve muhtemel olarak tasavvur etmesine rağmen muhtemel neticeyi kabullenerek fiili işlemesi hâlinde olası kast söz konusu olacaktır.Olası kast ile doğrudan kast arasındaki farkı ortaya koyan en belirgin unsur, doğrudan kasttaki bilme unsurudur. Fail hareketinin kanuni tipi gerçekleştireceğini biliyorsa doğrudan kasıtla hareket ettiğinin kabulü gerekmektedir. Yine failin hareketiyle hedeflediği doğrudan neticelerle birlikte, hareketin zorunlu veya kaçınılmaz olarak ortaya çıkan sonuçları da, açıkça istenmese dahi doğrudan kastın kapsamı içinde değerlendirilmelidir. Belli bir sonucun gerçekleşmesine yönelik hareketin, günlük hayat tecrübelerine göre diğer bir kısım neticeleri de doğurması muhakkak ise, failin bu sonuçlar açısından da doğrudan kastla hareket ettiği kabul edilmelidir.Olası kastı doğrudan kasttan ayıran diğer ölçüt; suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşmesinin muhakkak olmayıp muhtemel olmasıdır. Fail, böyle bir durumda muhakkak değil ama, büyük bir ihtimalle gerçekleşecek olan neticenin meydana gelmesini kabullenmekte ve “olursa olsun” düşüncesi ile göze almakta; neticenin gerçekleşmemesi için herhangi bir çaba göstermemektedir. Olası kastta fiilin kanunda tanımlanan bir sonucun gerçekleşmesine neden olacağı muhtemel görülmesine karşın, bu neticenin meydana gelmesi fail tarafından kabul edilmektedir.
5237 sayılı TCK’nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisinde “kanunda tanımlanmış haksızlık” olarak ifade edilen suç; kural olarak ancak kastla, kanunda açıkça gösterilen hâllerde ise taksirle de işlenebilir. İstisnai bir kusurluluk şekli olan taksirde, failin cezalandırılabilmesi için mutlaka kanunda açık bir düzenleme bulunması gerekmektedir. 5237 sayılı TCK’nın 22/2. maddesinde taksir; “dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir” şeklinde tanımlanmıştır.Taksirli suçlarda, gerek icrai, gerekse ihmali hareketin iradi olması ve meydana gelen neticenin öngörülebilir olması gerekmektedir. İradi bir davranış bulunmadığı takdirde taksirden bahsedilemeyeceği gibi, öngörülemeyecek bir sonucun gerçekleşmesi hâlinde de failin taksirli suçtan sorumluluğuna gidilemeyecektir.Sonucun gerçekleşmesinde mağdurun taksirli davranışının da etkisinin olması hâlinde, diğer taksirli davranış nedensellik bağını kesmediği sürece bu durum, failin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı gibi, taksirin niteliğini de değiştirmeyecektir. Türk Ceza Kanunu’nda kusurun derecelendirilmesi suretiyle herhangi bir ceza indirimi söz konusu olmadığından, bu hâl ancak temel cezanın tayininde dikkate alınabilecektir.
Türk Ceza Kanunu’nda taksir; “basit” ve “bilinçli” taksir olarak ikili bir ayrıma tabi tutulmuş, 22. maddesinin üçüncü fıkrasında bilinçli taksir; “kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi” şeklinde tanımlanmış, bu hâlde taksirli suça ilişkin cezanın üçte birden yarıya kadar arttırılacağı öngörülmüştür.
Basit taksir ile bilinçli taksir arasındaki ayırdedici ölçüt; taksirde failin öngörülebilir nitelikteki neticeyi öngörmemesi, bilinçli taksir hâlinde ise bu neticeyi öngörmüş olmasıdır.
Bilinçli taksirde gerçekleşen sonuç, fail tarafından öngörüldüğü hâlde istenmemiştir. Gerçekten neticeyi öngördüğü hâlde, sırf şansına veya başka etkenlere, hatta kendi beceri veya bilgisine güvenerek hareket eden kimsenin tehlikelilik hâli, bunu öngörememiş olan kimsenin tehlikelilik hâli ile bir tutulamayacaktır. Neticeyi öngören kimse, ne olursa olsun bu sonucu meydana getirecek harekette bulunmamakla yükümlüdür.Türk Ceza Kanunu’nun 21. maddesinin ikinci fıkrasında; “kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi” şeklinde tanımlanıp başkaca ayırıcı unsura yer verilmeyen olası kast ile aynı Kanun’un 22. maddesinin üçüncü fıkrasında; “kişinin, öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır” biçiminde tanımlanan bilinçli taksirin karıştırılacağı hususu öğretide dile getirilmiş, kanun koyucu da madde metninde yer vermediği “kabullenme” ölçüsünü aynı maddenin gerekçesinde; “olası kast halinde suçun kanuni tanımında yer alan unsurlardan birinin somut olayda gerçekleşeceği öngörülmesine rağmen, kişi fiili işlemektedir, diğer bir deyişle, fail unsurların meydana gelmesini kabullenmektedir” şeklinde açıklamak suretiyle, olası kastı bilinçli taksirden ayıracak kıstası ortaya koymuştur.
Olası kastla bilinçli taksiri ayırdetme konusunda doktrinde “Her ikisi arasındaki ayrımı belirlemek bakımından Frank formülü uygulanmalıdır. Buna göre eğer ‘öyle veya böyle fail her hâlde hareketi gerçekleştirirdi’ diyebiliyorsak olası kast; ‘neticenin gerçekleşeceğini bilseydi hareketi gerçekleştirmeyecekti’ diyebiliyorsak bilinçli taksirden söz edilir…Her ikisi arasında bir ayrım yapılabilmesi için her somut olay bakımından failin ayrıca neticeyi göze almış, kabullenmiş sayılıp sayılamayacağı yönünde bir değerlendirme yapılması zorunlu görünmektedir” şeklinde görüşler mevcuttur. (Bahri Öztürk-… Ruhan Erdem, Uygulamalı Ceza Hukuku ve Güvenlik Tedbirleri Hukuku, Seçkin Akademik ve Mesleki Yayınlar, 17. Baskı, … 2017, …. 303-304.)Öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesine kayıtsız kalınması durumunda olası kast, öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesinin istenmemesine rağmen neticenin meydana gelmesinin engellenemediği ahvalde bilinçli taksir söz konusu olacaktır. Diğer bir deyişle, failin neticeyi istememekle beraber neticenin meydana gelmesinin muhtemel olduğunu bilmesine rağmen duruma kayıtsız kalarak hareketini sürdürmek suretiyle muhtemel neticeyi kabullenmesi durumunda olası kast, failin neticeyi öngörmesine rağmen becerisine, şansına, tecrübesine ya da başka bir etkene güvenip neticenin meydana gelmeyeceğine inanarak gerektiğinde muhtemel neticenin gerçekleşmemesi için gerekli önlemleri de almak suretiyle hareketini sürdürmesi hâlinde ise bilinçli taksir söz konusu olacaktır.Diğer yandan ceza hukukunda sanığın hukuki durumu tayin edilirken, olguların olaysal olarak ele alınması da gerekmektedir. Konuları, olayları, sanık sayısı, sanığın olay öncesi, olay sırasındaki ve olaydan sonraki davranışları, suçun icra biçimi bakımından her bir somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yapılmalı; konusu, olayı ve icrası farklı, sanıkların bulunduğu bir olayı kısmen benzer de olsa başka bir olay ile kıyaslayıp sanığın cezai sorumluluğu hakkında da sağlıklı olmayan bu kıyasa dayanarak sonuç çıkarma gayretinin hatalı sonuçlara yol açabileceği gözden kaçırılmamalıdır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanık …’in, suç tarihinde akşam saat 20.00 – 20.30 sıralarında arkadaşı … ve … ile birlikte, …’a ait beyaz renkli Karsan J10 marka minibüsle … ili … köyü meydanına geldiği, …’in aracı önce meydandaki şadırvanın yanına park ettiği, …’ın sanıkların yanından ayrıldığı, sanık …’in, arkadaşı … ile birlikte katılan sanık … …’nün işlettiği … Kıraathanesinin önüne gelerek dışarıda oturanlara ve muhtar … …’ye doğru küfretmeye başladığı, bunu gören sanık …’in babası …’in oğlu …’i sakinleştirerek olay yerinden uzaklaştırdığı, sanık …’in arkadaşı … ile birlikte meydana geldikleri minibüsle olay yerinden ayrıldıkları, meydanda kalan sanık …’in babası … ile muhtar … …’nün konuşmaya başladıkları, bu sırada muhtarın torunu olan … …’nün aşağı gelerek …’e doğru “Orospu çocukları her gün meydana gelip huzursuzluk yapıyorsunuz” dediği, …’un muhtar … …’ye “Torununa sahip çık bu şekilde konuşmasın” dediği, bu sırada … …’nün de gelerek …’in başına vurduğu, sonra kimliği tespit edilemeyen bir kişinin sanık …’e olayın büyüdüğünü haber verdiği, …’in arkadaşı … ile yaklaşık 10 dakika sonra tekrar aynı minibüsle ve ilk park ettikleri yerin yakınlarında bir yere aracı park ederek olay yerine geldikleri, …’in ikinci kez geldiğinde babasının yaralandığını görmesi üzerine köy meydanında bulunan … ailesine mensup kişilere küfretmeye ve onları tehdit etmeye başladığı, kısa bir süre içinde meydanda … ve … ailesine mensup kişilerin ellerine taş ve sopalar alarak toplandığı ve aralarında başlayan sözlü tartışmanın kavgaya dönüştüğü, kavga sırasında …’in elindeki bira şişesi ile … ve eşi …’yü yaraladığı, muhtar … …’nün kalabalığı dağıtmak için kendisine ait ruhsatlı tabancası ile havaya doğru bir el ateş ettiği, muhtarın torunu olan suça sürüklenen çocuk … …’nün ise evdeki saçma atar havalı av tüfeği ile olay yerinde bulunan …’i boynundan hayati tehlike geçirecek şekilde yaraladığı, …’ın karşıdaki kahvehaneye doğru kaçmaya başladığı, bunun üzerine …’in yanına yaralı babasını alarak … ile birlikte geldiği ve anahtarı üzerinde takılı bulunan minibüse bindiği, aracı çalıştırıp kalabalığın üzerine doğru sürmeye başladığı, … ailesine mensup kişilerin kendilerini kahvenin hemen altındaki …e doğru kaçtıkları, sanık …’in sürmeye başladığı minibüsün içindeki babasının son anda direksiyona müdahale etmesiyle minibüsün sola doğru çevirip meydanı yay çizecek şekilde bir manevra yaptığı, sanığın savunmasında belirttiği üzere, aracı kafasını öne eğerek sürdüğü için direksiyon hakimiyetini kaybederek meydanın ortasındaki şadırvanın hemen yanında park hâlinde satış yapmakta olan …’nın açık kasa kamyonetine doğru yönelerek bu kamyonete sol ön çaprazından vurmasıyla sol dikiz aynasının kırılmasına ve hasara yol açtığı anda kamyonetin hemen sol yanında oturan maktul …’nın aracın altında sıkıştığı, sanığın hemen sonra olay yerinden hızla uzaklaşmak maksadıyla minibüsü yola sokmak için biraz geri geldiği, direksiyonu toparlayıp yola doğru yeniden ilerlemeye başladığı, ilk çarpma anından sonra minibüsle kamyonetin birbirinden ayrılması üzerine meydandaki köylülerin maktul …’nın aracın altında kaldığını gördükleri, …’in yoluna devam edeceğini anlamaları üzerine “Dur, adam öldü, sebzeci öldü” gibi değişik ifadelerle bağırmaya başladıkları, sanığın geri geldikten sonra hemen olay yerinden uzaklaşmak amacıyla yoluna devam etme yönündeki iradesini gösterdiği, maktul …’nın minibüsün altında yaklaşık 35 metre sürüklenerek en sonunda sol kolunun kopması sonucu aracın altından kurtulduğu, bu sırada ağır şekilde yaralanarak hayatını kaybettiği, sanık …’in olay yerinden kaçarak uzaklaştığı ve yaklaşık bir hafta sonra saklandığı evde Jandarma görevlileri tarafından yakalandığı olayda;Sürücü belgesi olmayan ve olay günü direksiyon hâkimiyetini sağlayamayacak derecede alkollü olup olmadığı tespit edilemeyen sanık …’in; kaza anından hemen öncesinde … ailesine mensup kişilerle kendi ailesi arasındaki kavga ve silahlı çatışma ortamından kaçmak ve babasını hastaneye götürmek amacıyla, ani bir kararla, arkadaşı .e ait minibüse bindikten sonra, köy meydanında yay çizerek manevra yaparken aracın kontrolünü kaybedip şadırvanın yanında park hâlinde satış yapan …’nın kamyonetine dikkatsiz ve tedbirsiz davranışlar sonucu çarptığı, dosyada toplanan delillere ve olayın oluşuna göre köy meydanında yay çizerek dönmeye çalışan sanığın ilk çarpma anında önündeki kamyoneti görmediğinin açık olduğu, bu nedenle savunmasıyla örtüşür şekilde maktul …’nın da aracın altında kaldığını fark edememesinin kuvvetle muhtemel olduğu, çarpışma üzerine hemen aracı geri vitese alıp bir iki … içinde hiç beklemeden ileri doğru sürmeye devam eden sanığın, çok kısa süre önce içine girdiği taşlı, sopalı ve silahlı kavgadan kurtulmak ve olay yerinden bir an önce kaçmak amacıyla panikle hareket ettiği, dolayısıyla aracı tehlike yaratacak biçimde sürdüğü, bu nedenle önünde bir yaya olması hâlinde ona zarar verebileceğini öngördüğü, ancak olayla hiçbir şekilde ilgisi olmayan …’nın veya başka bir kişinin minibüsün altında kalabileceğini öngörmesine rağmen tehlikeli şekilde aracı sürmeye devam ederek köy meydanından uzaklaştığı, sanığın minibüsü ilk çarpmadan sonra biraz geri doğru alıp sonra direksiyonu sağa kırarak hareket ettirmesinin sebebinin aracın altında sıkışan biri olduğu ve bu kişiden kurtulmak olduğu bilinciyle hareket etmek değil, bir an önce direksiyonu sağa çevirip köy meydanından uzaklaşmak ve yola devam etmek amacına yönelik bir davranış olduğu, bu sırada minibüsün ilk defa çarptığı ve yol kenarında park hâlindeki bir kamyonetten ayrılması üzerine aracın altında kalan biri olduğunu sonradan fark eden köylülerin bağrışmalarının sebebinin o anda yoluna devam etmek isteyen sanığı uyarmak olabileceği, fakat sanığın bu bağrışmaları duyduğu kabul edilse bile çıkan kavganın heyecanı ve sonrasında içinde bulunduğu panik ortamında bu uyarıları aracın altında birinin kaldığı yönünde değil çevredekilerin aracı hızlı sürmesine ve park hâlindeki kamyonete çarpmasına dair gösterdikleri bir tepki olarak algılayabilmesinin de kuvvetle muhtemel olduğu, keza sanığın savunmasında bu uyarıları duyup duymadığını hatırlamadığını söylemesi dışında maktulü çarpmadan önce görerek veya ilk çarpma sonucu maktulün aracın altında sıkışıp kaldığını bilerek hareket ettiğini gösteren kesin ve net bir delilin de bulunmadığı anlaşılmakla,
Sanıkla … ailesi arasında çıkan tartışmanın hiçbir aşamasında olaya dahil olmayan maktul ile sanık arasında olaydan öncesine dayalı husumet iddialarının uyuşmazlığa konu olayla ciddi manada bağdaştırılmaktan uzak olması, sanığın minibüsün direksiyonuna geçerken telaş ve panik hâlinde olduğuna dair savunmalarının olayın oluş şekline daha uygun olması, sanığın minibüsü ilk hareket ettirdiği sırada, başını öne eğerek aracı kullandığını ve babasının direksiyona müdahale etmesi nedeniyle aracın direksiyonun hâkimiyetini yitirerek kamyonetin sol ön çaprazından park hâlindeki araca vurduğunun tanık beyanlarında ifade edilmesi, ilk çarpışma anı ile maktulün aracın altından sol kolunun kopması nedeniyle kurtulup sürüklendikten belli bir mesafe sonrasında yol üzerinde bulunduğu ana kadar sanığın 1-2 … gibi kısa süre içinde geri gelerek olay yerinden hızla aracı yola koyup hızla uzaklaşmaya çalışması karşısında, sanığın maktulü öldürme kastıyla savunmasının aksine hareket ettiğinin kabul edilmesinin mümkün olmadığı,Sanığın aracı geri alıp yoluna devam etmek istediği sırada; köylülerin uyarılarını duyduğu kabul edilse dahi; bu uyarıları, olayın verdiği heyecan, panik ve telaşla, tehlikeli biçimdeki sürüşü sonucunda köy meydanında bulunan insanlardan birisine çarparak ölümüne sebebiyet vereceğini öngörmesine rağmen, olursa olsun umursamazlığı ile hareket ettiğini gösteren başkaca bir delil olmaması nedeniyle “olası kastla” hareket ettiğinin de dosya kapsamındaki delillerden hareketle kabul edilmeyeceği,Ancak,Ehliyeti olmayan ve olay günü alkol aldığı iddia edilmesine rağmen bu hususta aracı idare edemeyecek derecede alkollü olduğu ispatlanamayan sanığın, arkadaşı …’e ait minibüsün direksiyonuna geçerek bir an önce olay yerinden kaçmak istemesinin, bu sırada aracın hâkimiyetini sağlayabileceğine ve babasını hastaneye götürebileceğine dair kendisine olan güvenle hareket etmesinin, sanığın bu hâliyle başkaları açısından tehlikeli olduğunu öngörse de kimseye zarar vermeden aracı kullanabileceğine dair kendine duyduğu güvenle “nasıl olsa bir şey olmaz” düşüncesiyle direksiyonun başına geçmesi, kamyonete çarptıktan çok kısa bir zaman dilimi içinde yoluna devam etmesi şeklindeki kusurlu davranışlarının bilinçli taksirle maktulün ölümüne sebebiyet verme suçunu oluşturduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemece sanığın eyleminin “kasten öldürme” suçunu oluşturduğuna ilişkin direnme gerekçesinin isabetsiz olduğuna, Özel Dairenin eylemin “bilinçli taksirle” işlendiğine dair bozma gerekçesinin yerinde olduğu gerekçesiyle direnmeye konu hükmün bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyesi …, “Olay tarihinde sanık … kullandığı başkasına ait otobüsü daha önce aralarında husumet bulunan ve köy meydanında kendisine ait kamyonetle sebze meyve satışı yapan, maktul …’nın üzerine sürüp maktul …’ya çarpıp 40 metre sürükleyerek ölmesine neden olmuş kaçıp saklandığı yerde olaydan dokuz gün sonra yakalanmıştır.Sanık hakkında, kasten ölüme neden olmak suçundan … 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen mahkumiyet kararını inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesi, sanığa isnat edilen eylemin bilinçli taksirle ölüme neden olmak suçu kapsamına girdiği gerekçesi ile Yerel Mahkeme kararının bozmasına karar vermiştir.Yerel Mahkemenin kasten öldürme suçunda direnmesi nedeniyle direnme kararını görüşen Yargıtay Ceza Genel Kurulu çoğunluk kararı ile, sanığa isnat edilen eylemin bilinçli taksirle ölüme neden olmak suçu kapsamına girdiğine karar vermiştir. Ceza Genel Kurulunun sayın çoğunluğu ile aramızdaki ihtilaf sanığa isnat edilen öldürme eyleminin kasten mi bilinçli taksirle mi işlendiğine ilişkindir.Beyanı alınan tanıklar sanık …’ in kendisini köyde söyledikleri dinlenen ve bir anlamda köy ağası olarak göstermeye çalıştığını bu nedenle diğer tarafı destekleyen maktule husumet beslediğini beyan etmişlerdir.Keşif sırasında dinlenilen tanık . “olaydan 3-5 ay kadar önce … ile kahvede konuştuğumuz sırada beni bir kenara çekerek ‘…’ya söyle, onu çok kötü döveceğim, Korkmazlar sülalesini yükseltiyor, . ve .yı yükseltiyor, ona söyle benim yanımda onları yükseltiyor’ şeklinde beyanda bulunmuştur.Yine keşifte dinlenen .’da “bu olaydan 5-6 ay kadar önce …, …den aldığım balıkların parasını vermeyince ve . balıkların paralarını isteyince aralarında husumet oluşmuştu, yine …in bana anlattığına göre çocukken kendi çocuğunu dövdüğü için …’e birkaç … attığını söylemişti, … daha önce bana Metin ile karşılaştığında …in kendisine ağalık devrinin bittiğini söylemişti, sana balık vermeyeceğim diye söyleyeceğini bildirdi” ifadesinde bulunmuştur.Yine dinlenilen tanıklardan ., .ile başka tanıklar tarafından da maktul … ile … arasında husumet olduğu belirtilmiştir.Sanık yukarıda belirtilen eylemleri, kendince köye ağalığını kabul ettirmek düşüncesiyle yapmıştır. Ancak yukarıda da belirtildiği üzere sanık … kendi ağalığına direnç gösteren kişilere ciddi bir zarar verememiştir. Ayrıca kendince ağalığına direnç gösteren şahıslar babasını da yaralamıştır. Sanık bu ruh hali içerisinde köy meydanı oldukça geniş olmasına rağmen meydanın kenarına doğru aracı direkt olarak sürmüş ve kendince ağalığına direnç gösteren …’yı araba ile ezmiştir.Sanığın olay mahalli olan köy meydanında çok geniş alan varken bu alanı kullanmamış, yol kenarında beklemekte olan maktul …’nın üzerine aracı doğrudan sürmesi eylemi taksirle değil kasten işlendiği kanaatini oluşturmuştur.
Yine sanık, maktule araba ile çarpıp maktulü aracın altına aldıktan sonra maktulü öldürmek gayesiyle tekrar geri gelmiş, çevrede …in aracın altında olduğuna dair bağırışmalar olmasına karşın tekrar aracı …in üzerine sürmüştür. Metin … ile yaklaşık 40 metre sürüklenmiş, daha sonra aracın altından düşmüştür.
Taksirle suçun işlendiğinin kabul edilebilmesi için ilk çarpma anından sonra sanık …’ in durması ve aracı ile hareket etmemesi gerekir. Oysa sanık …’i önce aracın altına almış, önce geri gelerek üzerinden geçmiş, sonra da araçla tekrar ileriye doğru hareket ederek maktulü yaklaşık 40 metre aracı ile sürüklemiştir. Bu nedenle sanığın eylemi kasten gerçekleştirdiği kanaatini oluşmuştur.Adli Tıp Kurumu da oy birliği ile düzenlediği raporda, sanık …’ in …’ya taksirle değil kasten çarptığını belirtmiştir.
Yukarıda izah edilen nedenlerle, tanık beyanları, olayın oluş şekli, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporu, olay yeri keşif ve değerlendirmeleri gibi tüm delillerin incelenmesi sonucunda eylemin kasten öldürme olduğu kararını veren Yerel Mahkeme direnme kararının isabetli olduğu kanaatinde olduğumdan,
Sanığa isnat edilen eylemin bilinçli taksirle işlendiği gerekçesi ile Yerel Mahkemenin Direnme kararının bozulmasına karar veren, Ceza Genel Kurulunun sayın çoğunluğunun görüşüne katılmıyorum.” düşüncesiyle,Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Ceza Genel Kurulu Üyesi ise; sanığın eyleminin kasten öldürme suçunu oluşturduğu düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.SONUÇ:Açıklanan nedenlerle;1- … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.09.2014 tarihli ve 294 – 293 sayılı direnme kararına konu hükmünün; sanığın eyleminin bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 26.05.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.
…