Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2017/1178 E. 2018/339 K. 10.07.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/1178
KARAR NO : 2018/339
KARAR TARİHİ : 10.07.2018

Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 8. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 27.12.2016
Sayısı : 843-921

6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık …’ın beraatine ilişkin İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 18.11.2014 gün ve 478-606 sayılı hükmün, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 10.10.2016 gün ve 2031-9458 sayı ile;
“Dosyada bulunan ekspertiz raporuna göre; davaya konu gaz tabancasının namlusu içinde bulunan gaz ayırıcı parçasının daire şeklinde delikli yapıda olduğu, gaz ayırıcı parçasının ortasındaki boşluktan uygun bir çapta özel şekil ve nitelikte saçma, kurşun metal küre vb. bir cismin geçebileceğinin belirtilmesi karşısında; davaya konu gaz tabancasının marka, model ve üretim yılı tespit edilip Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından marka model ve üretim yılı itibarıyla bu silahın mevcut hâliyle üretilmesine izin verilip verilmediği sorulup, bu silahların üretim şeması getirtilip, üretim şemasının temin edilmemesi hâlinde suça konu gaz silahını ayırıcı parçanın fotoğrafları, varsa faturası ve dosyadaki polis kriminal raporu eklenip, üretici firmadan gaz ayırıcı parçanın mevcut şekli ile imal edilip edilmediği, izne uygun imalattan sonra gaz ayırıcı parça üzerinde mermi çekirdeği geçişine imkân verecek şekilde tadilat yapılıp yapılmadığı sorulup, dosya kül hâlinde Adli Tıp Kurumu’na gönderilerek silahın üretim izni verilen orijinal hâline uygun şekilde bilye geçişine imkân verecek nitelikte gaz ayırıcı parçasının tadil edilip edilmediğine dair alınacak rapor ile 6136 sayılı Kanun kapsamında kalıp kalmadığı hususu kesin olarak saptanıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesi ise 27.12.2016 gün ve 843-921 sayı ile bozma kararına direnmiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.09.2017 gün ve 26536 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle dosya, 6763 sayılı Kanunun 36. maddesiyle değişik CMK’nun 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesince 27.11.2017 gün ve 20628-13310 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık Ertuğrul Özsoy hakkında 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı itiraz edilmeksizin kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme, sanık … hakkında 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan verilen beraat kararı ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçunun sübutu bakımından eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, aleyhe olan bozma kararına karşı sanığın beyanı alınmadan direnme kararı verilip verilemeyeceğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Yerel mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılamada, bozma kararı ve duruşma günü davetiyesinin sanığa tebliğ edildiği, sanığın tebliğe rağmen duruşmaya gelmemesi üzerine aleyhine olan bozma kararına karşı diyecekleri sorulmadan önceki hükümde direnilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
1412 sayılı CMUK’nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 326/2. maddesine göre, hükmün aleyhe bozulması hâlinde davaya yeniden bakacak mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunlu olup müdafiin dinlenilmesi ile de yetinilemez. Aynı kurala 5271 sayılı CMK’nun 307/2. maddesinde de yer verilmiş olup anılan bu kanun hükümleri uyarınca sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğurabilecek olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki delillerini sunma imkânı tanınmalıdır. Bu düzenleme, savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine dayandığından, uyulmasında zorunluluk bulunan emredici kurallardandır.
Bu zorunluluk beraat hükmünde direnilmesi hâlinde de geçerlidir. Zira Ceza Genel Kurulunca yapılacak inceleme sonucunda Özel Dairenin aleyhe bozması isabetli bulunup yerel mahkeme hükmünün bozulması mümkündür. 1412 sayılı CMUK’nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 326/3. maddesine göre ısrar üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara uymak mecburidir. Bu durumda sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyeceği sorulmadan beraat hükmünde direnilebileceğinin kabulü savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurabilecektir. Savunma hakkı sanığın en önemli hakkı olup bu hakkın sınırlanması 1412 sayılı CMUK’nun 308/8. maddesi uyarınca mutlak bozma nedenidir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun duraksamasız uygulamaları da ısrar edilen önceki hüküm beraat dahi olsa sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan direnme kararı verilemeyeceği yönündedir.
Bu itibarla, yerel mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı sanığın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden, sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.12.2016 gün ve 843-921 sayılı direnme kararına konu hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı sanığın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden, sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.07.2018 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.