Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2016/196 E. 2018/631 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2016/196
KARAR NO : 2018/631
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 3. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 39-263

Kasten yaralama suçundan sanık …’un TCK’nın 86/1, 86/3-e, 87/1-d, 29, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 1 yıl 4 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesince verilen 28.11.2013 tarihli 39-263 sayılı hükmün, sanık müdafisi ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 28.10.2015 tarih ve 4196-30175 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 16.12.2015 tarih ve 72918 sayı ile;
“Dosya kapsamına göre, mağdur … ile sanık …’un arkadaş oldukları, olay günü olan 15/03/2012 tarihinde saat 24,00 sıralarında Emirli Köyü köy meydanında alkol almak ve sohbet etmek için buluştukları, yaklaşık 3-4 saat kadar birlikte alkol aldıkları, birara mağdur ile sanığın tam olarak anlaşılamayan bir nedenle tartışmaya başladıkları, tartışmanın kavgaya dönüştüğü, kavga sırasında sanığın ele geçirilemeyen bıçak ile mağduru burun üstünden, göğüs bölgesinden, sırtından ve sağ dirsek bölgesinden olmak üzere dört yerinden bıçakladığı, mağdurun batına nafiz, karaciğer ve diyafragma yaralanmasına neden olup sol plevral ve perikardiyal sıvı oluşturup hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı, hadisesidir.
Cumhuriyet Başsavcılığımız ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, sanığın mağdura karşı işlediği fiilin, ‘kasten yaralama’ suçunu mu, yoksa ‘öldürmeye teşebbüs’ suçunu mu oluşturduğuna ilişkindir.
a) Suçta kullanılan aletin öldürmeye elverişliliği, hedef alınan vücut bölgesi, darbenin şiddeti, yaranın niteliği, darbe sayısı dikkate alınarak eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu anlaşılan sanığın, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı birlikte değerlendirilerek ‘öldürmeye teşebbüs’ suçundan sonuca etki edecek makul bir ceza ile cezalandırılması yerine, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek, yazılı biçimde ‘kasten yaralama’ suçundan cezalandırılmasına karar verilerek aksi görüşle kararın onanmasına karar verilmesi” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 3. Ceza Dairesince 13.01.2016 tarih ve 34027-345 sayı ile, itiraz nedenleri yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığı’na gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eyleminin kasten öldürme suçuna teşebbüsü mü, yoksa kasten yaralama suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, Cumhuriyet savcısının temyiz talebini kapsamayan tebliğname üzerine aynı temyiz talebini kapsayacak şekilde temyiz incelemesi yapılıp yapılamayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Kasten öldürme suçuna teşebbüsten açılan davada yapılan yargılama sonucunda, sanık hakkında kasten yaralama suçundan TCK’nın 86/1, 86/3-e, 87/1-d, 29, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 1 yıl 4 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba karar verildiği,
Bu hükmün, Cumhuriyet savcısı tarafından 29.11.2013 tarihinde, sanık müdafisi tarafından ise 02.12.2013 tarihinde temyiz edildiği,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.01.2015 tarihli ve 72918 sayılı tebliğnamesinde, temyiz eden kısmına sadece sanık müdafisi yazılarak görüş bildirildiği,
Özel Dairece ek tebliğname düzenlenmesi sağlanmadan, hem sanık müdafisinin hem de Cumhuriyet savcısının temyiz istemine ilişkin olarak yapılan inceleme sonucunda, Yerel Mahkeme hükmünün onanmasına karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Başyardımcısı ile yardımcılarının görevleri” başlıklı 28. maddesi;
“Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Başyardımcısı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilinin vereceği görevleri yapar. Özel hükümler saklı kalmak kaydıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Vekilinin yokluğunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına vekillik eder. Başyardımcının da bulunmadığı zamanlarda bu görevi en kıdemli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıyardımcısı yapar.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıyardımcıları, kendilerine verilen dosyaların tebliğnamelerini, karar düzeltme ve itiraz yoluna başvurma işlemlerini Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı adına düzenler ve onun yerine imza ederler. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının vereceği diğer işleri görürler.
Zamanaşımı Türk Ceza Kanunu’nun 102 nci maddesinin birinci fıkrasının (5) ve (6) numaralı bentleri kapsamında olan suçlara ilişkin dava dosyaları temyiz üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tebliğname düzenlenmeksizin ilgili daireye gönderilir. Daire kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının karar düzeltme ve itiraz kanun yollarına başvurma yetkisi vardır” biçiminde hüküm altına alınmıştır.
Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 37. maddesi ise;
“Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı yardımcılarının görevleri:
1- Verilen işleri süresinde ve eksiksiz inceleyip Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı adına düzenleyecekleri ve imza edecekleri tebliğnamelere bağlıyarak sonuçlandırmak,
2- Dairelerden çıkan ilâmları uygulama, içtihat ve tebliğnamelere uygunluk açılarından inceleyerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının görüşüne göre karar düzeltme veya itiraz yollarına gitmek,
3- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı başyardımcısı tarafından düzenlenecek sıraya göre Ceza Genel Kurulu ile dairelerin duruşmalarına katılarak düşüncesini bildirmek,
4- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı başyardımcısı tarafından düzenlenecek sıraya göre ceza dairelerinin günlük çalışmaları sona erinceye kadar çalışma saati dışında nöbet tutmak,
5- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından verilecek ve ayrıca kanun ve yönetmelikle verilen diğer görevleri yapmaktır” şeklindedir.
Anılan Kanun ve Yönetmelik hükümleri uyarınca Yerel Mahkemece verilen kararların temyiz yoluyla incelenmesinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca o konudaki hukuki görüşün açıklandığı bir tebliğnamenin düzenlenmesi zorunlu olduğu gibi, 1412 sayılı CMUK’nın 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 316. maddesinin 3. fıkrasına göre de hükmün temyiz edilmesi hâlinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenecek tebliğnamenin, hükmü temyiz etmeleri veya aleyhlerine sonuç doğurabilecek görüş içermesi halinde sanık veya katılan ya da vekillerine dairesince tebliğ olunması da zorunludur.
Bu açıklamalar ışığında ön soruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
Yerel Mahkeme hükmünün sanık müdafisi ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 27.01.2015 tarihli ve 72918 sayılı tebliğnamede Cumhuriyet savcısının temyiz istemi değerlendirilmiş değildir. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 28 ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 37. maddeleri uyarınca yerel mahkemece verilen kararların temyiz yoluyla incelenmesinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, tüm temyiz edenlere yönelik hukuki görüşün açıklandığı bir tebliğnamenin düzenlenmesi zorunludur. Bu nedenle, sanık müdafisi ile Cumhuriyet savcısı tarafından açılmış bulunan temyiz davasına dayalı olarak Özel Dairece inceleme yapılabilmesi için öncelikle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Cumhuriyet savcısı tarafından ileri sürülen temyiz nedenlerinin de değerlendirildiği bir ek tebliğnamenin düzenlenmesi ve bu tebliğnamenin hükmü temyiz eden sanık müdafisine tebliğ edilmesinden sonra temyiz incelemesinin yapılması gerektiğinin kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle kabulüne karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle KABULÜNE,
2- Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 28.10.2015 tarihli ve 4196-30175 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, Cumhuriyet savcısı tarafından ileri sürülen temyiz nedenlerinin de değerlendirildiği ek tebliğname düzenlenmesinin sağlanması için Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 11.12.2018 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.