Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2016/1064 E. 2019/448 K. 21.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2016/1064
KARAR NO : 2019/448
KARAR TARİHİ : 21.05.2019

Kararı veren
Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 23. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 125-621

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanık …’nın TCK’nın 155/2, 62/1, 52/2 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis ve 10.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 24.05.2011 tarihli ve 125-621 sayılı hükmün, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 23. Ceza Dairesince 09.04.2015 tarih ve 901-501 sayı ile;
“…Sanığın, bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda katılana karşı aynı suçu birden fazla işlemesi nedeniyle TCK’nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.” eleştirisiyle onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 05.05.2016 tarih ve 125374 sayı ile;
“…Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 15.02.2010 tarih ve 2010/7035 esas sayılı iddianamesinde, ‘Şüpheli …’nın 14.06.2005-25.02.2009 tarihleri arasında müşteki… Oto Şirketinde muhasebe-vezne sorumlusu olarak görev yaptığı, şüphelinin şirket müşterilerinden, şirket çalışanlarınca tahsil edilmiş veya tahsil etmiş olduğu paraları vezne kayıtlarına, şirket hesaplarına intikal ettirmeyerek şirketin ilgili bankalarında mevcut hesaplarına yaptırılmasını sağlamayarak toplam 130.841,00 TL tutarında suistimal yaptığı, şüphelinin bu meblağı uhdesinde alıkoyduğu, böylece müsnet suçu işlediği’ iddia olunmuştur.
Sanık … aşamalarda ki savunmalarında atılı suçu işlemediğini, hakkında ki iddiaların hiç birini kabul etmediğini savunmuştur. Soruşturma aşamasında katılan… Oto Motorlu Araçlar ve Taşımacılık Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından iddia konusu, diğer şirket çalışanlarınca sanığa teslim edilen iş avansları ile ilgili şirket çalışanlarınca tutulan tutanak fotokopileri ile bir kısım şirket müşterilerinin araç alımları, takasa bıraktıkları araçların diğer müşterilere satışı nedeniyle şirket hesaplarına aktarılmak üzere sanığa elden teslim edilen satış bedelleri ile ilgili, araç satış kartları, hesap ekstreleri, tahsilat listeleri, fiş çıktısı ve faturaların fotokopilerinin dosyaya sunulduğu, dosyanın bilirkişi Osman Peker’e tevdi üzerine şikâyet dilekçeleri ile dilekçe ekinde sunulan bir kısım fotokopi belgeler üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda bilirkişi tarafından, 14.06.2005-25.02.2009 tarihleri arasında muhasebe vezne sorumlusu olarak çalışan sanığın bu tarihler arasında düzenlediği tüm tahsilat ve tediyelere ilişkin makbuzlar ve makbuz dip koçanlarının, banka hesaplarına ilişkin ekstrelerinin, kasa defteri kayıtlarının, yevmiye kayıtlarına ilişkin mahsup fişlerinin, defteri kebir (Noter tasdikli), muavin hesap kayıtlarının, soruşturma dosyasında mevcut olmaması nedeniyle, yürütülen inceleme ve düzenlenecek raporun sağlıklı sonuçlandırılabilmesi bakımından, müşteki firmadan temininin talep edildiği, ancak müşteki firma yetkilisi muhasebe ve finans müdürü Deniz Coşkun ve müşteki vekili ile yapılan görümeler sonucunda, hükme esas alınan bilirkişi raporunun sekizinci sayfasında belirtildiği üzere, şikâyet dilekçelerinde iddia edilen hususların esasen yevmiye defter kayıtlarında mevcut olmadığı, kasa defterinin düzenlenmediği, belgelerin dilekçeleri eklerinden ibaret olduğu ifade edildiğinden yukarıda zikredilen bir kısım ön muhasebe bilgisayar çıktı fotokopileri üzerinden rapor düzenlenmiş, yargılama aşamasında da iddia konusu eylemler ile ilgili, iş yeri çalışanları dinlenmeden, başkaca bir araştırma ve inceleme yapılmaksızın, sanığın 10.02.2010 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere şirket müşterilerinden şirket çalışanlarınca veya sanık tarafından tahsil edilmiş paraları şirket hesaplarına vezne kayıtlarına intikal ettirmediği ve ilgili bankalardaki hesaplara yatırmadığı, şirket çalışanlarına ödenen iş avanslarının ilgililer tarafından sanığa ödenmesine rağmen sanığın bu avansları mal edindiği, birbiri ile ilgisi olmayan müşteri C/H hesapları arasında borç alacak kaydı yaparak ve aktarmalar yapmak suretiyle 130.841,00 TL parayı mal edindiği, sanığın mal edindiği miktardan ancak 643.00 TL’lik kısmının sanık tarafından iade edilip, sanığın uhdesinde halen 130.198,00 TL şirket parasının bulunduğu, katılan şirket vekilinin kısmi ödeme nedeniyle sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rıza göstermediği sabit görülmekle sanığın eylemine uyan TCK’nın 155/2 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması yoluna gidilmiştir.
Hükmün, sanık müdafisi tarafından süresi içerisinde temyiz edilmesi üzerine, Yargtay Cumhuriyet Başsavcılığımızın 27.03.2013 tarih ve 2011/345292 numaralı tebliğnamesi ile özetle ‘…Sanığın işten ayrıldıktan sonra katılan şirketin yaptığı incelemede sanığın muhasebeci olması nedeniyle bir kısım paraları zimmetine geçirdiği iddia edilmesi nedeniyle, konuyla ilgili isimleri geçen sanığın iş arkadaşlarının tanık olarak dinlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi ve muhasebe kayıtları üzerine bu işlerden anlayan bir uzman bilirkişi marifetiyle tüm muhasebe kayıtları istenmek suretiyle inceleme yaptırıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması nedenleriyle hükmün bozulması,’ talep ve mütala olunmuştur.
Yukarıda aktarılan iddia, savunma, bilirkişi raporu kapsamı ve mahkeme kabulü dikkate alındığında, soruşturma aşamasında katılan… Oto Motorlu Araçlar ve Taşımacılık Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından tamamı fotokopiden ibaret onaysız, araç satış kartları, hesap ekstreleri, tahsilat listeleri, fiş çıktısı ve faturalardan oluşan belgeler üzerinde şikâyet dilekçesinde belirtilen hususların tekrarından ibaret olan bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiş olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması bakımından öncelikle sanığın çalıştığı dönem içerisinde yapılan tahsilatlara ilişkin günlük kasa kayıt ve defterleri ile gerektiğinde iş yerinde kullanılan muhasebe programı üzerinde, teknik bilirkişi heyetince inceleme yaptırılarak, kayıtların delil niteliğinde kabul edilebilecek nitelikte düzenli tutulup tutulmadığı, sanığın, şirket müşterilerinden tahsil ettiği, şirket çalışanlarınca tahsil edilip kendisine devredilen paralardan vezne kayıtlarına, şirket hesaplarına intikal ettirmeyerek şirketin ilgili banka hesaplarına yatırmayarak mal edindiği para bulunup bulunmadığı belirlenmeden hüküm kurulması nedeniyle, Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.05.2011 tarih ve 2010/125 Esas, 2011/621 Karar sayılı hükmünün bozulması gerektiği,” düşüncesiyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 23. Ceza Dairesince, 02.06.2016 tarih, 8991-7143 sayı ile itirazın yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Katılan… Oto Motorlu Araçlar ve Taşımacılık Limited Şirketinde 14.06.2005 ile 25.02.2009 tarihleri arasında muhasebe vezne sorumlusu olarak çalışan ve şirket adına tahsil edilen paraları şirket kasasına aktarma yetkisi bulunan sanığın, şirket adına tahsil ettiği toplam 130.841 TL’yi şirket kasasına teslim etmeyip uhdesinde bulundurduğu iddiasıyla hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunundan kamu davası açıldığı,
Katılan şirket vekili tarafından soruşturma aşamasında sunulan 24.07.2009 ve 28.12.2009 tarihli şikâyet dilekçelerinde özetle; katılan şirkette muhasebe vezne sorumlusu olarak çalışan sanığın, bir kısım şirket müşterilerinden şirket borcuna mahsuben elden aldığı paraları; şirket çalışanları olan İrfan Çam, Muzaffer Önder ve Serhat Nalbantoğlu tarafından kendisine teslim edilen iş avansı ücretlerini; yine bir kısım şirket müşterilerince araç alımı sonrasında takasa bırakılan araçların satışından sonra tahsil edilerek şirket hesaplarına aktarılmak üzere kendisine teslim edilen paraları şirket hesabına aktarmadığı, bu şekilde tahsil edilen toplam 129.948 TL’nin sanığın uhdesinde bulunduğunun ifade edilerek, satış bedelleri ile ilgili araç satış kartları, hesap ekstreleri, tahsilat listeleri, fiş çıktısı ve faturaların fotokopilerinin dilekçe ekinde sunulduğu,
Katılan vekilince sunulan belgeler üzerinde inceleme yapılması için soruşturma aşamasında dosyanın bilirkişi Osman Peker’e tevdi edildiği, adı geçen bilirkişinin, düzenlenecek raporun sağlıklı bir şekilde sonuçlanması bakımından, sanığın, katılan şirkette göreve başladığı ve görevden ayrıldığı tarihleri gösteren özlük dosyası ile sanığın katılan şirkette çalıştığı dönemleri kapsayacak şekilde düzenlediği tüm tahsilat ve tediyelere ilişkin makbuzlar ve makbuz dip koçanları, banka hesap dökümanları, kasa defteri kaydı, noterden tasdikli muhasebe yevmiye defter kaydı, yevmiye kayıtlarına ilişkin mahsup fişleri ve noter tasdikli muavin hesap kaydının dosya arasına alınmasının gerekli olduğunu bildirdiği,
Bilirkişi tarafından bildirilen eksiklikler tamamlanmadan dosyanın yeniden aynı bilirkişiye tevdi edilmesi üzerine 10.02.2010 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporunda; şikâyet dilekçeleri ile dilekçe ekinde sunulan bir kısım fotokopi belgeler üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda, düzenlenecek raporun sağlıklı sonuçlandırılabilmesi bakımından 14.06.2005 ile 25.02.2009 tarihleri arasında katılan şirkette muhasebe vezne sorumlusu olarak çalışan sanığın bu tarihler arasında düzenlediği tüm tahsilat ve tediyelere ilişkin makbuzlar ve makbuz dip koçanları, banka hesaplarına ilişkin ekstreler, kasa defteri kayıtları, yevmiye kayıtlarına ilişkin mahsup fişleri ve muavin hesap kayıtlarının katılan firmadan temininin talep edildiğini, bu belgelerin dosya arasına alınmadığını, ancak yaptığı şifai görüşmede katılan firma yetkilisi muhasebe ve finans müdürü olan Deniz Coşkun ve katılan vekilinin, şikâyet dilekçelerinde iddia edilen hususlara ilişkin olarak yevmiye defter kayıtları ile kasa defterinin düzenlenmediğini ifade etmeleri nedeniyle katılan şirket tarafından sunulan belgelerle sınırlı olarak inceleme yapıldığı belirtilerek, dosyadaki mevcut belge ve bilgilere göre sanığın, hem şirket müşterilerinden tahsil ettiği, hem de şirket çalışanlarınca tahsil edilip kendisine devredilen paraları şirket hesaplarına intikal ettirmeyerek toplam 130.198 TL’yi uhdesinde bulundurduğu sonucuna varıldığı, Yerel Mahkemece, soruşturma aşamasında alınan bu raporun hükme esas alındığı,
Anlaşılmaktadır.
Sanık …; atılı suçlamayı kabul etmediğini, avukat tuttuğunu, bir dahaki celse avukatı ile birlikte gelerek belgelerini sunacağını savunmuştur.
Ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delilerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK; adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkanı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Katılan… Oto Motorlu Araçlar ve Taşımacılık Limited Şirketinde 14.06.2005 ile 25.02.2009 tarihleri arasında muhasebe vezne sorumlusu olarak çalışan ve şirket adına tahsil edilen paraları şirket kasasına aktarma yetkisi bulunan sanığın, şirket adına tahsil ettiği toplam 130.841 TL’yi şirket kasasına yatırmayıp uhdesinde bulundurduğu kabul edilerek atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;
Soruşturma aşamasında düzenlenen bilirkişi raporunda, katılan şirket tarafından dosyaya fotokopisi sunulan belgelerin yeterli olmadığının, sanığın, katılan şirkette göreve başladığı ve görevden ayrıldığı tarihleri gösteren özlük dosyası ile bu iş yerinde çalıştığı dönemlerde düzenlenen ticari defter ve makbuzların onaylı örneklerinin dosya arasına alınması gerektiği belirtilmesine rağmen bu belgeler getirtilmeden katılan şirket vekili tarafından tamamı fotokopiden ibaret araç satış kartları, hesap ekstreleri, tahsilat listeleri, fiş çıktısı ve faturalardan oluşan onaysız belgeler üzerinde şikâyet dilekçesinde belirtilen hususların tekrarından ibaret bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiş olması ve sanığın atılı suçlamayı kabul etmeyerek uhdesinde para bulunmadığını savunması karşısında, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, sanığın hangi tarihlerde katılan şirkette çalıştığının belirlenerek, sanığın çalıştığı dönem içerisinde yapılan tahsilatlara ilişkin tüm makbuzlar ve makbuz dip koçanları, banka hesap dökümanları, kasa defteri kayıtları, noterden tasdikli muhasebe yevmiye defter kayıtları, yevmiye kayıtlarına ilişkin mahsup fişleri, noter tasdikli muavin hesap kayıtları ve gerektiğinde iş yerinde kullanılan muhasebe programı üzerinde konusunda uzman bilirkişilerce inceleme yaptırılarak ve yine gerektiğinde katılan şirket müşterileri ile çalışanlarının tanık sıfatıyla dinlenilmelerinden sonra sanığın, şirket müşterilerinden tahsil ettiği ve şirket çalışanlarınca tahsil edilip kendisine devredilen paraları şirket hesaplarına yatırmayarak mal edinip edinmediği, mal edinmiş ise ne kadar parayı uhdesinde bulundurduğunun kesin olarak belirlenmesinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken, sadece katılan şirket vekili tarafından sunulan tamamı fotokopiden ibaret onaysız belgeler üzerinde soruşturma aşamasında aldırılan eksik ve yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay (Kapatılan) 23. Ceza Dairesinin 09.04.2015 tarihli ve 901-501 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.05.2011 tarihli ve 125-621 sayılı hükmünün eksik araştırmayla hüküm kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Yerel mahkeme hükmünün Özel Dairece onanması üzerine sanık hakkındaki hükmün kesinleştirilerek infaz için Cumhuriyet savcılığına gönderilmesi nedeniyle, sanığın cezasının infazına başlanılmış olması halinde İNFAZIN DURDURULMASINA, başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu bulunmadığı takdirde derhal salıverilmesi için yazı yazılmasına,
5- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 21.05.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.