Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2015/642 E. 2017/470 K. 14.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2015/642
KARAR NO : 2017/470
KARAR TARİHİ : 14.11.2017

Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 15. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 28.03.2013
Sayısı : 428-94

Resmî belgede sahtecilik suçundan sanık …’ın TCK’nun 204/1, 43, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 2 yıl 7 ay 7 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin Üsküdar 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 20.09.2007 gün ve 139-212 sayılı hükmün, sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 17.10.2012 gün ve 17339-43642 sayı ile;
“…Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanığın, suçta kullandığı resmî belgeleri, aynı kasıt altında ve aynı anda kuruma teslim ettiği dikkate alındığında, Ceza Genel Kurulunun 08.06.2010 tarih ve 2010/11-98, 143 sayılı kararında da belirtildiği gibi 5237 sayılı TCK’nun 43/1. maddesinde bulunan ‘değişik zamanlarda’ ifadesi nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için suçların mutlaka değişik zamanlarda işlenmesi gerekli olup, sanığa resmî belgede sahtecilik suçundan verilen cezanın zincirleme suç hükümleri uygulanarak artırılması suretiyle fazla ceza tayini…” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan yerel mahkemece 28.03.2013 gün ve 428-94 sayı ile, sanığın TCK’nun 204/1, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba karar verilmiş, bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 01.04.2015 gün ve 3280-22836 sayı ile;
“…Sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Ceza ölçü biriminin Türk Ceza Kanununun 61/6. maddesi hükmünde düzenlendiği, buna göre; ‘Hapis cezasının süresinin, gün, ay ve yıl olarak belirleneceği, bir günün 24 saat, bir ayın 30 gün olduğu, yıl hesabının da resmi takvime göre hesap edileceğinin’ belirtildiği, mahkeme tarafından sanığa 2 yıl 6 ay hapis cezası verildikten sonra 5237 sayılı TCK’nun 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılarak cezanın 1 yıl 13 ay olarak belirlenmesi yerine, sanığın 5 gün aleyhine olacak şekilde 2 yıl 1 ay olarak belirlenmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nun 321. maddesi gereğince bozulmasına, fakat bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından resmî belgede sahtecilik suçunun hapis cezasının uygulanmasına ilişkin olarak ‘2 yıl 1 ay’ terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine ‘1 yıl 13 ay’ hapis cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasına” karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 24.04.2015 gün ve 299260 sayı ile;
“…Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan tayin olunan 2 yıl 6 ay hapis cezasından TCK’nun 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılması neticesinde sonuç cezanın 2 yıl 1 ay olması gerektiği ve yerel mahkemenin uygulamasının yerinde olduğu” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK’nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece, 27.05.2015 gün, 8699-25818 sayı ve oyçokluğuyla itirazın yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; 2 yıl 6 ay olarak belirlenen temel ceza üzerinden TCK’nun 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapıldığında, sonuç cezanın 1 yıl 13 ay hapis cezası mı, yoksa 2 yıl 1 ay hapis cezası mı olacağının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Yerel mahkemece yapılan yargılama sonucu sanık …’ın resmî belgede sahtecilik suçundan TCK’nun 204/1. maddesi uyarınca takdiren 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanunun 62. maddesi gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın neticeten 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
TCK’nun “Cezanın belirlenmesi” başlıklı 61. maddesinin 4, 5 ve 6. fıkralarında;
” …
(4) Bir suçun temel şekline nazaran daha ağır veya daha az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli hallerin gerçekleşmesi durumunda; temel cezada önce artırma sonra indirme yapılır.
(5) Yukarıdaki fıkralara göre belirlenen ceza üzerinden sırasıyla, teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç ceza belirlenir.
(6) Hapis cezasının süresi gün, ay ve yıl hesabıyla belirlenir. Bir gün, yirmidört saat; bir ay, otuz gündür. Yıl, resmi takvime göre hesap edilir. Hapis cezası için bir günün, adli para cezası için bir Türk Lirasının artakalanı hesaba katılmaz ve bu cezalar infaz edilmez…” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Buna göre, temel ceza üzerinden varsa önce artırımlar, daha sonra da indirimler yapılarak sonuç ceza belirlenecek, mevcut ceza üzerinden artırma ve indirme oranına göre hesaplanan miktar, bir önceki ceza miktarına eklenecek veya indirilecektir.
TCK’nun 61. maddesinin 6. fıkrası uyarınca cezanın hesaplanmasında hapis cezasının süresi gün, ay ve yıl olarak belirlenecek olup, aynı fıkra gereğince bir gün 24 saat, bir ay 30 gündür. Bir yıl ise resmi takvime göre hesaplanacaktır. Kanunda yıl olarak öngörülen cezalar artırma veya indirme yapılırken gerekirse aya çevrilecek, sonuç ceza yıl ve ay olarak bulunacaktır. Örneğin; 6 yıl hapis cezası 1/6 oranında artırıldığında 7 yıl, 1/2 oranında artırıldığında 9 yıl hapis cezası bulunacaktır. Fakat 1 yıl hapis cezası 1/6 oranında artırıldığında zorunlu olarak aya çevrilerek artırma yapılacak ve sonuç hapis cezası 1 yıl 2 ay olacaktır. 1 yıl 2 ay hapis cezası 1/6 oranında artırıldığında ise bir yılın altıda biri iki ay, iki ayın altıda biri on gün olup sonuç ceza 1 yıl 4 ay 10 gün olarak belirlenecektir. Artırma ve indirme yapılırken sonuç küsüratlı çıktığında sanık lehine davranılacaktır. Örneğin 40 gün hapis cezasının 1/6 oranında artırılmasında cezaya 6 gün eklenecek, aynı oranda indirim yapıldığında ise 7 gün çıkartılacaktır.
Temel cezanın ay olarak belirlenmesi halinde ise yapılan artırım sonucu bulunan ceza yılı geçse bile yıl olarak ifade edilmeyip ay olarak belirlenecektir. Örneğin; 9 ay hapis cezasının 1/3 oranında artırılması halinde sonuç hapis cezası 12 ay olup 1 yıl değildir. Çünkü 12 ay, 12×30= 360 gündür. Bir yıl ise resmi takvime göre 365 güne tekabül etmektedir. 12 ay yerine 1 yıl hapis cezasına karar verildiğinde sanık, 5 gün fazla cezalandırılmış olacak ve aleyhine bir sonuç doğacaktır.
Nitekim 13.12.1939 gün ve 25-58 sayılı İçtihadı Birleştirme kararında da; bir yıl veya daha fazla olarak hükmedilecek cezalarda yapılacak artırma ve eksiltme oranının, yılın aylara bölünmesi üzerinden hesaplanması ve düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanık hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulurken TCK’nun 204/1. maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay olarak belirlenen temel hapis cezasından aynı Kanunun 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapıldığı sırada, 6’ya bölünemeyen 2 yıl hapis cezasının öncelikle 24 aya dönüştürülmesi ve bu miktar üzerinden 1/6 oranında indirim yapılarak bulunan 4 aylık süre ile 6 aylık hapis cezası üzerinden 1/6 oranında indirim yapılması sonucu bulunacak 1 aylık sürenin toplanması, toplama sonucu bulunan 5 aylık sürenin, TCK’nun 61. maddesi uyarınca belirlenen 2 yıl 6 aylık temel hapis cezası üzerinden indirilmesi ve sonuç hapis cezasının 2 yıl 1 ay olarak belirlenmesi gerektiği kabul edilmelidir.
Bu itibarla, sonuç cezanın 2 yıl 1 ay hapis cezası olduğuna ilişkin yerel mahkeme hükmü isabetli olduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Dairenin düzeltilerek onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle,
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2-Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 01.04.2015 gün ve 3280-22836 sayılı düzeltilerek onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Usul ve kanuna uygun olan İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.03.2013 gün ve 428-94 sayılı hükmünün ONANMASINA,
4-Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.11.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.