Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2015/640 E. 2015/496 K. 08.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2015/640
KARAR NO : 2015/496
KARAR TARİHİ : 08.12.2015

Mahkemesi : … Ağır Ceza
Sanık … hakkında maktul …’yı kasten öldürmek, katılanlar … oğlu …, … oğlu …, … oğlu …, …, … ve …’yı kasten öldürme suçuna teşebbüsten açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesince … gün ve … sayı ile; …’yı kasten öldürmek ve … oğlu … ile … oğlu …’ı kasten yaralama eyleminden mahkûmiyetlerine karar verilmiş, katılanlar … oğlu …, …, … ve …’yı kasten öldürme suçuna teşebbüs eylemi ile ilgili olarak ise hüküm kurulmamıştır.
Hükmün sanık müdafii, katılanlar … oğlu …, … oğlu … ve … oğlu … tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 07.04.2015 gün ve 5370-2109 sayı ile;
“1-…
b- Sanık … hakkında mağdurlar …, … ve …’a yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından açılan davalar ile ilgili olarak zamanaşımı süresi içinde mahallinde karar verilmesi mümkün görülmüştür.

3- Katılan-sanıklar …, …, …, … (… oğlu, 1968 doğumlu), … (… oğlu, 1964 doğumlu), … (… oğlu, 1984 doğumlu) ve suça sürüklenen çocuk … (… oğlu, 1995 doğumlu) müdafii avukat Meral Ak’ın 13.03.2013 tarihli temyiz dilekçesinde hükmü yanlızca … (… oğlu, 1968 doğumlu) ve … (… oğlu, 1964 doğumlu), … (… oğlu, 1984 doğumlu) yönünden katılan sıfatı ile temyiz talebinde bulunduğu nazara alınarak inceleme yapılmıştır.
4-A- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık …’nın kasten öldürme ve mağdurlar … (… oğlu, 1964 doğumlu) ve …’yı (… oğlu, 1984 doğumlu) kasten yaralama suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, takdire ilişen cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanıklar …, …, …, …, … hakkında …’yı kasten öldürme, mağdurlar … (… oğlu, 1968 doğumlu), … (… oğlu, 1964 doğumlu) ve …’ya (… oğlu, 1984 doğumlu) yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçları yönünden elde edilen delillerin mahkumiyete yeter derece ve nitelikte bulunmadığı mahkemece gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılanlar … (… oğlu, 1968 doğumlu) ve … (… oğlu, 1964 doğumlu), … (… oğlu, 1984 doğumlu) vekilinin bir sebebe dayanmayan, sanık … müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede eksik incelemeye, delillerin hatalı değerlendirildiğine, meşru savunmaya, öldürme kastı bulunmadığına, haksız tahrike vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, kısmen re’sen de temyize tabi olan hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi onanmasına, ceza miktarına ve tutuklulukta geçen süreye göre sanık müdafiinin tahliye isteminin reddine,
B- Sanık … hakkında mağdur …’ya (… oğlu, 1968 doğumlu) yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan açılan kamu davası ile ilgili olarak;
Usulüne uygun olarak açılan bu kamu davası ile ilgili herhangi bir hüküm kurulmaması suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 225. maddesine aykırı davranılması” isabetsizliğinden oyçokluğuyla bozulmasına karar verilmiş,
Daire Üyesi …; “Sanık … hakkında mağdur …’ya (… oğlu, 1968 doğumlu) yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçu ile ilgili olarak; bu suçtan verilmiş ve temyiz incelemesine konu olabilecek nitelikte bir hüküm bulunmadığından, ‘zamanaşımı süresi içinde her zaman karar verilmesi mümkün görülmüştür’ şeklinde bir eleştiri yapılarak temyiz isteğinin reddi yerine, karar verilmeyen bu dava nedeniyle hükmün bozulması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum” görüşüyle karşı oy kullanmıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise … gün ve … sayı ile;
“… Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararına ilişkin 07.04.2015 gün ve 5370-2109 sayılı ilamın 4-B bendindeki ‘Sanık … hakkında mağdur …’ya (… oğlu, … oğlu) yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan açılan kamu davası ile ilgili olarak; usulüne uygun olarak açılan bu kamu davası ile ilgili herhangi bir hüküm kurulmaması suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 225. maddesine aykırı davranılması, nedeniyle bozulmasına’ bölümü karardan çıkarılarak yerine ‘Sanık … hakkında mağdur … (… oğlu, … oğlu)’ya yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan açılan kamu davası ile ilgili olarak zamanaşımı süresi içinde mahallinde karar verilmesi mümkün görülmüştür’ cümlesinin eklenmesi suretiyle ilamın düzeltilmesi gerektiği” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK’nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 29.04.2015 gün ve 2034-5939 sayı ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İtirazın kapsamına göre inceleme, sanık …’nın … oğlu katılan …’ya karşı gerçekleştirdiği eylemle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; usulüne uygun olarak açılan kamu davası ile ilgili hüküm kurulmasının unutulduğu bir durumda, bu eksikliğe ilişkin bozma kararı mı verileceği yoksa her zaman hüküm kurulmasının mümkün olduğuna temas edilmesiyle mi yetinilmesi gerekeceği noktasında toplanmaktadır.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık … hakkında katılanlar … oğlu …, … oğlu …, … oğlu …, …, … ve …’yı kasten öldürme suçuna teşebbüsten açılan kamu davanın yargılaması sonucunda … oğlu … ve … oğlu …’yı kasten yaralamaktan mahkumiyetine karar verildiği, … oğlu …, …, … ve …’yı öldürme suçuna teşebbüs eylemleri ile ilgili ise hüküm kurulmasının unutulduğu, hükmün … oğlu …, … oğlu … ve … oğlu … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece, sanığın …, … ve …’a karşı gerçekleştirdiği eylemleri nedeniyle zamanaşımı süresince karar verilebileceğine işaret edildikten sonra … oğlu …’a karşı gerçekleştirilen eylemle ilgili olarak usulüne uygun kamu davası açılmasına rağmen hüküm kurulmaması isabetsizliğinden bozma kararı verildiği anlaşılmaktadır.
1412 sayılı CMUK’nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 305. maddesi uyarınca, ceza mahkemelerince verilen hükümler temyiz kanun yoluna tâbidir. 5271 sayılı CMK’nun 223. maddesinde ise hükümler “beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi, davanın düşmesi kararı” olarak sayılmıştır.
Hüküm niteliğinde olmamakla birlikte bazı kararların da kanun yolu bakımından temyizi kabil olduğu kabul edilmiştir. Örneğin; adlî yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararları (CMK’nun 223/10), geri verme talebi ile ilgili olarak verilen kararlar (TCK’nun 18/4) hüküm niteliğinde olmamakla birlikte temyizi mümkündür.
Yargıtay tarafından temyiz incelemesi yapılabilmesi için öncelikle CMK’nun 223. maddesi uyarınca verilmiş bir hüküm veya temyize konu olabilecek bir karar bulunması gerekmektedir.
Sanık hakkında iddianameyle dava açıldıktan sonra hüküm verilmesinin unutulması durumunda, ortada temyize konu olabilecek bir hüküm bulunmadığından bu eksikliğin bozmaya konu edilmesi mümkün olmayıp, karara bağlanmayan iddiayla ilgili dava zamanaşımı dolmuş olsun veya olmasın mahallinde her zaman hüküm kurulabileceğine işaret edilmesi ile yetinilmesi gerekmektedir. Bu hususa ilişkin bir temyiz talebinin bulunması da varılan bu sonucu değiştirmeyecektir.
Nitekim Yargıtay Ceza Dairelerin büyük çoğunluğunun uygulaması da bu şekilde olup, sanığın bir eylemi ile ilgili mahkemesince hüküm kurulmasının unutulduğu durumda da bu konuda mahallinde her zaman hüküm verileceğine ilişkin eleştiri yapılmaktadır.
Bu itibarla itirazın kabulüne karar verilerek, Özel Daire kararından sanık … hakkında mağdur … oğlu …’ya yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüs eylemi ile ilgili verilen bozmanın çıkarılmasına, karara “Sanık … hakkında … oğlu …’ya karşı işlediği kasten öldürme suçuna teşebbüsten açılan kamu davası ile ilgili olarak mahallinde her zaman hüküm kurulması mümkün görülmüştür.” ibaresinin eklenmesine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Genel Kurul Üyesi …;
“İddianamede sanık … hakkında TCK’nın 81/1 ve 35. maddeleri gereğince katılan …’yı öldürmeye teşebbüsten kamu davası açılmıştır. Mahkeme kurduğu hükümde sanık … hakkında diğer suçları yönünden hüküm kurulduğu halde, katılan …’a yönelik öldürmeye teşebbüs suçundan hiç hüküm kurmamıştır.
Katılan …’ın temyizi üzerine Yüksek 1. Ceza Dairesi sanık …’un mağdur …’a karşı açılan kamu davası ile ilgili olarak yaptığı incelemede,
‘Usulüne uygun olarak açılan bu kamu davası ile ilgili herhangi bir hüküm kurulmaması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 225. Maddesine aykırı davranılması bozmayı gerektirmiş olup katılan … vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bozulmasına’ karar vermiştir.
Kamu davası açıldıktan sonra Temyiz Sebepleri CMUK’nun 307. maddesinde gösterilmiştir. Bu madde şu şekildedir. ‘Hukuki bir kaidenin tatbik edilmemesi yahut yanlış tatbik edilmesi kanuna muhalefettir’
Hukuka aykırılık, hukuki bir kaideyi hiç uygulamamak ya da yanlış uygulamak biçiminde olabilir. Hukuka aykırılık demek elde mevcut bir kararın yasaya aykırılığını ifade etmemektedir. Hiçbir işlem yapmamak ta hukuka aykırı bir işlemdir. İhmali bir davranıştır. Bu nedenle hukuka aykırılığı çok geniş olarak anlamak gerekmektedir.
İddianame ile sanık … hakkında katılan …’ı öldürmeye teşebbüs etmekten bir kamu davası açılmıştır. Hakimin önüne gelen bu ceza davasının yargılaması yapılırken katılan … 16.02.2012 tarihli celsede sanık hakkında şikayetçi olduğunu bildirerek davaya katılmak istediğini bildirmiştir. Mahkeme de katılan …’ın müdahilliğine karar verilmiş. 07.03.2012 tarihli son celsede ise sanık ve müdafii ile katılan … vekilinin yüzüne karşı hakim kamu davasının sona erdiğini ve tarafların kanun yollarına başvurma haklarının bulunduğuna karar vermiştir. Ancak Sanık …’un …’ı öldürmeye teşebbüs suçundan bir karar vermemiştir.
Kamu davası artık sona ermiştir. Katılan vekili de süresi içinde bu kararı temyiz etmiştir. Katılan vekilinin kanun yollarına baş vurma hakkını kısıtlayıp yargıtay yolunu kapatıp, temyizini ret edip,katılan vekilini mevcut bulunmayan artık ortadan kalkan bir kamu davasına geri gönderemeyiz.
Ortada bir kamu davası vardı. Bu kamu davası sona erdi katılan temyiz yoluna süresinde başvurmuştur. Bu kararın içinde hukuka uygun olarak sanığın beraatine veya mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken bu hukuki kaideler hiç tatbik edilmemiştir. Bu takdirde katılan vekilinin kanun yolunu kapatamayız. Katılanın temyizi karşısında yargıtayın bir karar vermesi gerekmektedir.
Bu karara karşı katılanın bir temyizi mevcut bulunmasa idi bu takdirde Yargıtay’ı ilgilendiren bir konu bulunmadığından mahallince telafisi mümkün görülmüştür şeklinde bir karar verilebilirdi. Ancak bizim olayda katılan karara karşı kanun yoluna baş vurduğuna göre yargıtayın bir karar vermesi gerekmektedir.
Tüm bu açıklamalar karşısında Yüksek 1. Ceza Dairesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığından C. Başsavcılığı tarafından yapılan itirazının reddine karar verilmesi görüşünde olduğumdan çoğunluk görüşüne katılmamaktayım” görüşüyle,
Çoğunluk görüşüne katılmayan diğer iki Genel Kurul Üyesi de; benzer düşüncelerle itirazın reddine karar verilmesi gerektiği yönünde karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABÜLÜNE,
2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 07.04.2015 gün ve 5370-2109 sayılı kararından sanık … hakkında mağdur … oğlu …’ya yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüs eylemi ile ilgili verilen bozmanın ÇIKARILMASINA,
Karara “Sanık … hakkında … oğlu …’ya karşı işlediği kasten öldürme suçuna teşebbüsten açılan kamu davası ile ilgili olarak mahallinde her zaman hüküm kurulması mümkün görülmüştür.” ibaresinin EKLENMESİNE,
3- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.12.2015 tarihinde yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.