Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2015/31 E. 2016/327 K. 27.09.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2015/31
KARAR NO : 2016/327
KARAR TARİHİ : 27.09.2016

Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza

Hırsızlık suçuna teşebbüsten açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucu sanık …’ın beraatine ilişkin, Karşıyaka 5. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 03.12.2007 gün ve 598-899 sayılı hükmün Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 24.09.2013 gün ve 28098-18123 sayı ile;
“18.02.2006 tarihli yakalama tutanağına göre 03.00 sıralarında İpragaz bayii çevresinde şahısların olduğunun bildirilmesi üzerine olay yerine 7992 kod numaralı ekibin gittiği, işyerinin kapısının açık olduğunu, çevrede yapmış oldukları araştırmada olay yerinden hızlı uzaklaşan … plakalı beyaz renkli bir otonun Telli Bahçeye doğru gittiğinin bildirildiği, bunun üzerine başka bir ekip tarafından otomobilin görülerek takibe alındığı, dur ikazına karşı sanıkların içinde bulundukları otomobille kaçmaya başladıkları, kovalamaca sonucu otomobilin durdurularak sanıkların yakalandıkları, otomobilde yapılan aramada nereden temin edildiği belirlenemeyen bilgisayar kasası, teyp başlığı, otomobil teybi gibi eşyalar ile koltuğun altında tornavida ve levyenin ele geçirildiği, yakınana ait işyerinin kapı kilidinin kırık olduğunun belirlendiğinin anlaşılması karşısında: sanığın yüklenen suçtan cezalandırılması yerine yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde beraatına karar verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 24.12.2013 gün ve 437-653 sayı ile;
“Sanıklar olay yerinde veya olay yakınında yakalanmamış, kim tarafından belli olmayan ihbar üzerine polisin başka bir mahalde yapmış olduğu takip sonucunda başka bir ekip tarafından yakalanmıştır. Araçta yakalanan araç-gereçlerin mahkûmiyet için yeterli olmadığı, sanığın savunmalarında polisi görünce ölen arkadaşının kaçmaya başladığını beyan ettiği, sanıkların hiçbir aşamada suçlamaları kabul etmedikleri, sanıkların içinde bulunduğu araçta nereden alındığı belli olmayan malzemeler olduğu, bundan dolayı kaçmış olabilecekleri, ayrıca arkadaşının ehliyetinin olmadığını beyan ettiği, bundan dolayı da kaçma ihtimalinin bulunduğu, ölen …Maraşlı’nın savunmalarında ehliyetsiz olduğu için kaçtığını beyan ettiği, nitekim polislerin tutanaklarında da telsizle geçen anons üzerine aracın takibe alındığının belirtildiği, bu şahısların müştekinin dükkanına giren şahıslar olup olmadığının belirlenemediği ve şüphe üzerine takibe alındıkları anlaşıldığından, mevcut delillerle sanığa mahkûmiyet kararı verilmesi mümkün görülmemiştir” gerekçesiyle önceki hükümde direnerek sanığın beraatine karar vermiştir.
Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.12.2014 gün ve 49609 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık …Maraşlı’nın kovuşturma evresinde ölmesi nedeniyle hakkında düşme kararı verilmiş olup, direnmenin kapsamına göre inceleme sanık … hakkında kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı teşebbüs aşamasında kalan hırsızlık suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
18.02.2006 günü 7992 kodlu kolluk ekibi tarafından saat 04.00’te düzenlenen görgü ve tespit tutanağına göre; şikâyetçiye ait iş yeri kapısının açık olduğu, kapı kilidinin yerinde olmadığı, kepenk yerine kullanılan demirin yolun karşısına atılmış vaziyette olduğu, iş yerinin içinde dağınıklık olmadığı,
18.02.2006 günü 7926 kodlu kolluk ekibi tarafından saat 03.45’te düzenlenen “Yakalama”; saat 03.50’de düzenlenen “Üst arama” ve saat 04.00’te düzenlenen “El koyma” tutanaklarına göre; 18.02.2006 günü saat 03.00 sularında haber merkezinin Şemikler Postane Sokağındaki İpragaz Bayii içinde şahısların olduğunu bildirmesi üzerine olay yerine ulaşan 7992 kod nolu ekibin, … plakalı beyaz BMW marka aracın olay yerinden hızla uzaklaştığını ve Tellibahçe istikametine şüpheli bir şekilde gittiğini bildirmesi üzerine Tellibahçe bölgesine gidildiği, bahse konu aracın seyir halinde görülüp kovalamaca sonucu durdurulduğu, araçta … ile …Maraşlı isimli şahısların bulunduğu, araçta yapılan aramada 1 adet bilgisayar kasası, 2 adet hoparlör, 1 adet oto teybi, 1 adet teyp başlığı ile ön koltuk altında levye ve tornavida ele geçirildiği,
18.02.2006 tarihli araç teslim tutanağına göre; aracın ruhsat sahibi tarafından vekâletname ile satıldığı Mustafa Koç isimli kişiye teslim edildiği,
Anlaşılmaktadır.
Şikâyetçi …; olayı görmediğini, iş yeri giriş kapısının kilidinin kırılmış olduğunu, dükkan içerisinden herhangi bir eşyasının çalınmadığını,
Tanıklar … benzer ve uyumlu şekilde; olay tarihinde 7926 kodlu ekip olarak görev yaptıklarını, Şemikler tarafında seyir halinde iken merkezden anons edilmesi üzerine sanıkların içinde bulunduğu aracı takip ettiklerini, kaçmaya başlayan aracı sıkıştırarak yakaladıklarını, sanıkları şikâyetçiye ait dükkana girip çıkarken görmediklerini,
İnceleme dışı sanık …Maraşlı; üvey babası….’ın … plakalı aracı 3-4 gün önce galeriden senet karşılığında aldığını, 17.02.2006 günü saat 18.00 sularında aracı kendisine verdiğini, kız arkadaşıyla gece geç saatlere kadar araçla gezdiğini, saat 02.30 sularında yakın arkadaşı olan sanık …’nin telefonla arayıp kendisini almasını istediğini, Mavişehir yakınlarında verdiği adrese gittiğinde sanık …’nin kutu içinde bilgisayar kasası ile araca bindiğini, Bayraklı semtine gidecekleri sırada gördüğü polis ekiplerinin yanından hızla geçtiğini, ekibin peşlerinden geldiğini görmesi üzerine ehliyeti olmadığı için panik yaparak kaçmaya başladığını, daha sonra durdurulduğunu, araca yeni oto teybi ve hoparlör taktırdığından eskilerini sökerek araca bıraktığını, ele geçirilen eski elektronik eşyanın araca ait olduğunu, bilgisayar kasasının ise diğer sanığa ait olduğunu, tornavida ve levyeyi aracın cantını değiştirmek için yanına aldığını, suçlamaları kabul etmediğini,
Beyan etmişlerdir.
Sanık …; inceleme dışı sanık Gökhan’ın kendisini araçla alıp Karşıyaka ilçesine bıraktığını, burada kendisine toplama bilgisayar aldıktan sonra tekrar sanık …ile buluştuğunu, araçla Bayraklı semtine gitmek üzere iken polis ekiplerini gördüklerini, Gökhan’ın ehliyeti olmadığı için kaçmaya başladıklarını ancak ekiplerin daha sonra kendilerini durdurduğunu, sanık Gökhan’ın aracı yeni aldığı için eski elektronik eşyayı söktürüp araca bırakarak yenilerini taktırdığını, bu eşyaları gören polislerin şüphelenerek kendilerini karakola getirdiklerini, suçlamayı kabul etmediğini savunmuştur.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Şikâyetçiye ait iş yeri kapısının açık ve kapı kilidinin kırık olduğunun tespit edilmesi, olay yerine giden ekibin, içerisinde sanık …’nin de bulunduğu diğer sanık …tarafından sevk ve idare edilen … plaka sayılı aracın suç yerinden hızla uzaklaştığını bildirmesi üzerine başka bir ekip tarafından görülen aracın takibe alınması sırasında sanıkların kaçmaları ve kovalamaca sonucu yakalanmaları ve araçta yapılan aramada nereden temin edildiği belirlenemeyen bilgisayar kasası, teyp başlığı, otomobil teybi gibi eşya ile ön koltuğun altında tornavida ve levyenin ele geçirilmesi karşısında; sanığın üzerine atılı teşebbüs aşamasında kalan hırsızlık suçunun sübuta erdiğinin kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün sanığın atılı suçtan mahkûmiyeti yerine beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Genel Kurul Üyeleri … ve …;
“Sayın çoğunluğun Karşıyaka 5. Asliye Ceza Mahkemesinin direnme kararının bozulmasına ilişkin kararı yerinde değildir. Şöyle ki:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 04.04.2006 tarih, 2006/3-35 E, 2006/97 K sayılı ilamında da belirtildiği üzere “…ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” kuşkudan sanık yararlanır kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemez. Ceza mahkûmiyeti bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat teorikte olsa hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermektir. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir ihtimale değil, kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır.”
Somut olayda da, ölen sanık …Maraşlı ile sanık …’ın aşamalardaki tüm savunmalarında suçlamayı kabul etmediklerini söylemeleri, sanıkların suça konu yerde ya da yakınında yakalanmamış olmaları, ihbar edenin kimliğinin tespit edilememesi, polis otosunu gören sanıkların araçla kaçmaları üzerine takip edilerek başka bir ekip tarafından yakalanmış olmaları, sanıklar … ve …Maraşlı’nın ehliyeti olmaması nedeniyle polisi görünce kaçmaya başladığını söylemeleri, yakalama tutanağında isimleri yazılı zabıt mümzilerinin sanıkların müştekiye ait işyerine giren şahıslar olup olmadığını bilmediklerini ifade etmeleri karşısında, sanık …’ın müsnet suçu işlediğine ilişkin şüpheden uzak ve yeterli delil elde edilemediği, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 04.04.2006 tarih, 2006/3-35 E, 2006/97 K sayılı ilamında da belirtildiği üzere ceza hukukunun şüpheden sanık yararlanır genel ilkesi de göz önüne alındığında Mahkemenin sanığın beraati yönündeki direnme kararı yerinde olup onanması yerine, cezalandırılması gerektiğine ilişkin bozma kararına katılmıyoruz” düşüncesiyle,
Dört Genel Kurul Üyesi de; yerel mahkeme direnme hükmünün onanması gerektiği yönünde karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Karşıyaka 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.12.2013 gün ve 437-653 sayılı direnme hükmünün, sanığın atılı suçtan mahkûmiyeti yerine beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.09.2016 günü yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.