Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2015/121 E. 2015/147 K. 05.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2015/121
KARAR NO : 2015/147
KARAR TARİHİ : 05.05.2015

Hırsızlık suçundan sanık Ö.. G..’ın beraatine ilişkin, Büyükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 28.06.2012 gün ve 1194-2148 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 11.10.2012 gün ve 249181 sayı ile, 6352 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi amacıyla mahalline iade edilmiştir.
Duruşma açarak değerlendirme yapan Büyükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesince 30.01.2013 gün ve 1290-207 sayı ile sanığın beraatine karar verilmiş, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 24.12.2013 gün ve 28768-30837 sayı ile;
“1- 02.07.2012 tarihinde kabul edilerek, 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun Geçici 2. maddesinin 1. fıkrası uyarınca aynı maddenin 2. fıkrası gereğince, sanığın katılan kurumun zararını tazmin etmesi halinde hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilerek, sanığa ‘katılan kurumun zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Yasanın Geçici 2/2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine’ dair bildirimde bulunularak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
2- Fiilin suç oluşturmaması nedeniyle derhal beraat kararı verilmesi dışında, delillerin takdir ve tayini gereken durumlarda sanığın sorgusu yapılıp savunması saptanmadan beraat kararı verilemeyeceği gözetilmeden, 5271 sayılı CYY.nın 193/son maddesine yanlış anlam verilerek anılan Yasanın 191 ve 147. maddeleri gereğince sanığın sorgusu yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması” isabetsizliklerinden bozulmuştur.
Büyükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesi ise; 11.04.2014 gün ve 47-230 sayı ile;
“…iddianamede eylemin sayaç kullanmadan hattan elektrik kullanıldığı iddiasına dayalı olduğu yargılama aşamasında yapılan keşif, alınan bilirkişi raporu ile sayaca tüketimin kaydedilmesini engelleyen müdahale olmadığı, sayacın tüketimi kaydetmekte olduğunun belirtildiği anlaşılmış olup sanık yönünden gerek TCK’nın 142/1-f ve gerekse 6352 sayılı Kanununla değişik TCK’nın 163/3. maddesinde suçun temel unsurunun ‘tüketimin kaydedilmesini engelleyecek müdahale’ olarak belirlendiği, bu kapsamda mahkememizce suçun unsurları yönünden oluşmadığı gerekçesiyle sanık savunması alınmasının sonuca etkili olmayacağı, toplanan delillere göre beraat kararı verilmesi gerektiği sonucuna varılarak sanığın sorgusu yapılmaksızın dava gıyabında bitirilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2009/11-89 Esas 2009/243 K sayılı kararında da açıklandığı üzere ‘…sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa dahi dava gıyabında bitirilebilir. Böylece sanığın lehine bir düzenleme getirilmiş ve gereksiz yere davanın uzaması önlenmek istenmiştir şeklinde açıklanmış olup, maddenin değişiklik gerekçesinde de belirtildiği üzere, sanık hakkında, mahkûmiyet dışında bir karar verileceği hallerde, davanın gereksiz yere uzamaması için sorgusu yapılmadan da davanın bitirilmesi olanaklı hale gelmiştir. 1412 sayılı CYUY’nın 223/son. maddesi hükmü ile anılan 5271 sayılı Ceza Yargılaması Yasasının, sanığın duruşmada hazır bulunmaması başlığını taşıyan 193. maddesine, 01.06.2005 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5353 sayılı Yasa ile eklenen 2. fıkrasının konuluş amacı gerekçesinde, sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa dahi dava gıyabında bitirilebilir. Böylece sanığın lehine bir düzenleme getirilmiş ve gereksiz yere davanın uzaması önlenmek istenmiştir şeklinde açıklanmış olup, maddenin değişiklik gerekçesinde de belirtildiği üzere, sanık hakkında, mahkûmiyet dışında bir karar verileceği hallerde, davanın gereksiz yere uzamaması için sorgusu yapılmadan da davanın bitirilmesi olanaklı hale gelmiştir. ….o halde, sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi olanaksız olup, yerel mahkemece sanığın beraatına karar verilmesi isabetlidir.
Sanık hakkında, mahkûmiyet dışında bir karar verildiği nazara alındığında, sorgusu yapılmadan duruşmanın bitirilmesi 5271 sayılı CMK’nın 193/2. maddesine uygun olup bir isabetsizlik bulunmamaktadır.’ yönündeki gerekçeye göre sanık hakkında mahkumiyet dışında bir karar verilmesi halinde sorgusu yapılmaksızın yargılamanın gıyabında sonuçlandırılabileceği, sanığın beraatine karar verilmesine göre kaçak tarifesi üzerinden belirlenmiş zararın ödemeye zorlanamayacağı, bu yönde tarafa ihtarat yapıldığı” gerekçesiyle direnerek sanığın önceki hükümde olduğu gibi beraatine karar vermiştir.
Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.01.2015 gün ve 206172 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa katılan kurumun zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunularak hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden ve sanığın sorgusu yapılmadan beraat kararı verilmesinin isabetli olup olmadığının tespitine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle yerel mahkeme direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı hususunun önsorun olarak ele alınması gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçelerle veya sonradan yürürlüğe girip lehe hükümler içermekle uygulanması gereken yeni kanun normlarına dayanarak hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanığın beraatine ilişkin yerel mahkemece verilen hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece sanığa katılan kurumun zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunulmadan ve sanığın sorgusu yapılmadan beraat kararı verilmesi isabetsizliğinden bozulduğu, bozmadan sonra yerel mahkemenin katılan şirketten “sanığın kurumun zararını giderip gidermediğini” sorarak zararın giderilmediğini tespit edip, beraat kararı verilirken sanığın sorgusunun neden yapılmadığını ve beraat kararı verilmesi nedeniyle kaçak tarife üzerinden belirlenmiş zararı ödemeye zorlanamayacağına ilişkin açıklamalara ve Ceza Genel Kurulu kararına yer vermek suretiyle değişik gerekçeyle hüküm kurduğu görülmektedir.
İlk hükümde yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan bu hususların Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine imkân bulunmamaktadır.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, Özel Daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni hükmün doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınması mümkün olmadığından dosyanın incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
Büyükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 11.04.2014 gün ve 47-230 sayılı direnme kararı yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.05.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.