Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2014/805 E. 2015/148 K. 05.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2014/805
KARAR NO : 2015/148
KARAR TARİHİ : 05.05.2015

İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma suçundan sanık F.. Ç..’in beraatine ilişkin, Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 13.11.2009 gün ve 189-314 sayılı hükmün o yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 30.11.2012 gün ve 8197-14027 sayı ile;
“İnfaz kurumuna sokulan ve görüşmeleri başka bir sim kartın numarasına yönlendirildiği belirtilen suça konu sim kartın, herhangi bir telefona takılarak mevcut yönlendirmenin iptal edilmesinin ve kart sahibi dışındaki kişiler tarafından kullanılmasının mümkün olup olmadığı uzman bilirkişi marifetiyle tespit ettirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ve yazılı gerekçe ile beraatine karar verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesi ise 02.07.2013 gün ve 39-241 sayı ile; mahkeme üyesi M. İ.’in “bozma ilamında belirtilen hususların dosya kapsamı ile uyumlu, usul ve esasa uygun olduğu gözetilerek uyulmasına karar verilmesi gerekirken önceki kararda direnilmesine karar verilmesinin dosya kapsamı ile uygun olmadığı” yönündeki karşı oyuyla ve oyçokluğuyla önceki hükmünde direnmiştir.
Bu hükmün de o yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.12.2014 gün ve 308193 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma suçundan sanık hakkında eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; öncelikle yerel mahkemece direnme kararı verilirken usulüne uygun şekilde oylama yapılıp yapılmadığı hususunun Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nun 188, 224 ve 229. maddelerinde karar ve hükümlerin verilmesini sağlamaya yönelik “duruşmada hazır bulunacaklar”, “karar ve hükümlerde gerekli oy sayısı” ve “oyların toplanması” ile ilgili kurallara yer verilmiş olup 229. maddenin 2. fıkrası uyarınca toplu mahkemelerde hüküm kurulması sırasında ortaya çıkan herhangi bir konu veya sorunun öncelikle çözülmesi ve sonraki aşamada son (nihai) kararın verilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren kararlarında da açıklandığı üzere, soruşturmanın genişletilmesi CMK’nun 229/2. maddesinde yazılı sorunlardan olup bu yöndeki oylar, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca kendisine yakın olan oya ilâve edilebilecek, davayı sonuçlandırıcı oylardan değildir. Bu nedenle soruşturmanın genişletilmesine ilişkin görüş, “ön sorun” olarak öncelikle oylanmalı, oylama sonucunda bu konudaki oylar azınlıkta kalmış ise, azınlık oyunu oluşturan üyelerin de katılımı ile davanın esası hakkında nihai (sonuçlandırıcı) oylama yapılmalıdır.
İncelenen dosyada, hükmün esasını oluşturan kısa kararda kullanılan karşı oy, niteliği itibariyle soruşturmanın genişletilmesine yönelik olup, adı geçen hâkimin işin esası hakkında görüşünü açıklayacak şekilde oy kullanmadığı, bu suretle CMK’nun 229/2. maddesine aykırı davranılmak suretiyle usulüne uygun bir karar verilmediği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün öncelikle saptanan bu usuli nedenden dolayı bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.07.2013 gün ve 39-241 sayılı direnme hükmünün, CMK’nun 229/2. maddesine aykırı davranılarak usulüne uygun oylama yapılmadan hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.05.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.