Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2014/614 E. 2014/523 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2014/614
KARAR NO : 2014/523
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 30.09.2009
Sayısı : 383-287

Kasten öldürme suçundan sanıkların 5237 sayılı TCK’nun 81/1, 62/1, 53/1, 54 ve 63. maddeleri uyarınca yirmibeşer yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluğuna, müsadereye ve mahsuba ilişkin, Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 30.09.2009 gün ve 383-287 sayılı resen temyize tâbi olan hükmün, sanıklar müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 02.02.2011 gün ve 3835-396 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 30.05.2013 gün ve 111581 sayı ile;
“Sanıkların internet kafeye giderek camını kırdıkları ve olayın ilk aşamasında haksız hareketin kendilerinden kaynaklandığı konusunda tereddüt bulunmamaktadır. Ancak ikinci aşamada maktulün sanıkların evinin önüne gidip sanıklarla tartıştığı, araca binip kendisi ile kafeye gelmelerini söylediği, silah alıp sanıklara saldırdığı, ikinci saldırıyı başlatanın maktul olduğu, taraflar arasındaki tahrik dengesinin sanıklar lehine bozulduğu göz önüne alınarak, haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurarak, Özel Daire onama kararının kasten öldürme suçu yönünden kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
CMK’nun 308/1. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece 27.06.2013 gün ve 2665-4679 sayı ile, itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilerek 04.02.2014 gün ve 538-29 sayı ile; “Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olarak görev yaptığı sırada, ‘sanıkların tutukluluk hallerinin devamına’ ilişkin karara yapılan itirazı inceleyip; ‘sanıklara atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu ve hükmün gerekçesine göre, tutukluluk hallerinin devamına’ şeklinde görüş açıklayan Hâkim Meryem Üstüner’in, Yargıtay Üyesi seçilmesinin ardından, hükmün temyiz incelemesini gerçekleştiren Yargıtay 1. Ceza Dairesi heyetinde de yer alarak, Özel Dairenin 02.02.2011 gün ve 3835-396 sayılı kararına katılması CMK’nun 23. maddesine aykırılık oluşturduğu gibi, Anayasanın 90. maddesi uyarınca bir iç hukuk normu haline gelen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/1. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının da ihlali niteliğindedir.
Bu itibarla, itirazın değişik gerekçeyle kabulüne, Özel Dairenin onama kararının kaldırılmasına, dosyanın Yargıtay Üyesi Meryem Üstüner’in katılımı olmaksızın oluşturulacak heyetle temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmesine” karar verilmiştir.
Yargıtay 1. Ceza Dairesince 13.05.2014 gün ve 2425-3077 sayı ile;
“Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık …’in kasten öldürme ve tehdit, Cemal’in kasten öldürme ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafilerinin eksik incelemeye, suç vasfına, yasal savunma şartlarının oluştuğuna ve sanıklar hakkında TCK’nun 27. maddesinin uygulanması gerektiğine, tahrikin varlığına vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, kısmen resen temyize tabi olan hükümlerin onanmasına” karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 25.06.2014 gün ve 111581 sayı ile;
“Sanıkların internet kafeye giderek camlarını kırdıkları olayda, ilk haksız hareketin kendilerinden kaynaklandığı konusunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır. Ancak ikinci aşamasında maktulün sanıkların evinin önüne giderek sanıklarla tartışması, sanıklara araca binerek kendisi ile kafeye gelmeleri gerektiğini söylemesi, aracından silah alarak sanıklara saldırması, ikinci saldırıyı başlatanın maktul olduğu, meşru savunmanın tartışılması gerektiği noktasına varan eylemin tarafları arasındaki tahrik dengesinin sanıklar lehine bozulduğu ve TCK’nun 29. maddesi gereğince asgari hadden indirim yapılması gerektiği” düşüncesiyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK’nun 308/1. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece 15.09.2014 gün ve 3732-3874 sayı ile, itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İtirazın kapsamına göre inceleme, sanıklar hakkında kasten öldürme suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
Sanıkların kasten öldürme suçundan mahkûmiyetlerine karar verilen ve suçun sübutu ile fiilin vasıflandırılmasında isabetsizlik, bu kabulde de dosya içeriği itibarıyla herhangi bir hukuka aykırılık bulunmayan somut olayda, Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulu tarafından çözülmesi gereken uyuşmazlık; sanıkların kasten öldürme suçunu haksız tahrik altında işleyip işlemediklerinin tespitine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, sanıklar müdafiinin yirmibeş yıl hapis cezası ile cezalandırılan sanıklar hakkındaki temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması istemi konusunda bir karar verilmemesinin, savunma hakkının sınırlanması niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
1412 sayılı CMUK’nun 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte olan 318. maddesine göre, ağır cezaya müteallik işlerde temyiz incelemesi, temyiz dilekçesindeki istem üzerine duruşmalı yapılmalıdır. Re’sen de duruşmalı inceleme yapılması mümkündür. Ağır cezalık işler 5235 sayılı Kanunun 12. maddesinde, “on yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarla ilgili dava ve işler” olarak tanımlanmıştır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun henüz uygulanma imkânı bulunmayan 299. maddesinde de, 1412 sayılı Kanunun 318. maddesine benzer bir biçimde; on yıl veya daha fazla hapis cezasına ilişkin hükümlerde, temyiz başvurusundaki istem üzerine temyiz mercii tarafından incelemenin duruşma yoluyla yapılmasının zorunlu bulunduğu hükme bağlanmıştır.
Bu açıklamalar ışığında önsoruna ilişkin yapılan değerlendirmede;
Sanıkların kasten öldürme suçundan yirmibeş yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükme yönelik, müdafilerinin yasal süresinde verdiği dilekçesinde duruşmalı inceleme isteminde bulunması karşısında, temyiz incelemesinin duruşma açılarak gerçekleştirilmesi gerekirken, evrak üzerinden yapılarak karar verilmek suretiyle sanıkların savunma hakkının sınırlandığı anlaşılmaktadır. Savunma hakkının sınırlanması, 1412 sayılı CMUK’nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca yürürlükte olan 308. maddesinde sayılan mutlak bozma nedenlerindendir.
Bu itibarla; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle kabulüne, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına, dosyanın temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması amacıyla Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle KABULÜNE,
2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 13.05.2014 gün ve 2425-3077 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması için Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.11.2014 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğyle karar verildi.