Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2014/512 E. 2015/237 K. 16.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2014/512
KARAR NO : 2015/237
KARAR TARİHİ : 16.06.2015

Taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin, İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 20.11.2009 gün ve 145-500 sayılı hükmün Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 05.04.2012 gün ve 11085-9285 sayı ile;
“M…. Turizm Otelcilik ve Restaurant Hizmetleri şirketine ait olan R…. adlı işletmenin ortakları olan M….ve B.. Ü..’ın ve bu işletmede yapılan çelik konstrüksüyon ve güçlendirme çalışmalarını yürüten Ç..İnşaat şirketinin sahibi C.. A..’ın meydana gelen olayda 05.04.2006 ve 04.10.2007 tarihli bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere kusurlu oldukları anlaşılmakla, sanıkların mahkumiyetlerine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 19.11.2013 gün ve 275-346 sayı ile;
“…Mahkememizce yapılan inceleme sonucunda dosya Yargıtay’dan döndükten sonra dosya içerisinde yine mahkememizce yapılan 05/12/2012 tarihli inceleme tutanağına göre dosya içerisinde 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/386 D. İş sayılı dosyasına hitaben düzenlenen 10/04/2006 tarihli bilirkişiler E.., Ö.. ve N… sunduğu rapor fotokopisi, İstanbul C.Başsavcılığının 2006/14456 soruşturma sayılı dosyasına hitaben düzenlenen bilirkişi M..K..’ın 05/04/2006 tarihli raporunun fotokopisi, yine 2008/4 değişik iş nolu dosya içerisinde mevcut 19/03/2008 tarihli bilirkişiler N.., H.. ve A… tarafından düzenlenen 3 kişilik raporun, yine mahkememizin 2012/275 sırasında kayıtlı dosya içindeki fotokopisinin mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya içerisinde olmadığı belirlenen bilirkişiler A… M.E.. ve M.U…. tarafından verilen 24/02/2009 tarihli bilirkişi raporu, yine Ö… isimli bilirkişi tarafından verilen rapor, 10/03/2008 tarihli bilirkişiler M… T.., M… tarafından verilen rapor ki bu raporlar arasında çelişkilerin giderilmesi amacıyla mahkememizce ara kararı gereğince tanzim ettirilmiş olmakla dosya içerisinde raporun aslının bulunmadığı görülmüş ve bu raporda M…., B.. Ü.. ve C.. A.. ‘ın herhangi bir kusurunun bulunmadığı şeklinde mütalaa verilmiş ve mahkememizce de verilen hükümde sanıkların beraatine karar verilirken son olarak düzenlenen bu rapor esas alınmıştır.
Raporların dosya içerisinde olmadığı göz önüne alındığında Yargıtay tarafından önceden verilen ve çelişkiler nedeni ile yeniden mahkememizce düzenlenmesi istenilen bilirkişi raporlarının aralarındaki çelişkilerin giderilmesi sonucunda hükme esas olarak bilirkişiler M..T.. ve M… tarafından verilen rapor doğrultusunda karar verildiği ve bu kararın dosyanın kapsamı, olayın oluş şekli, bilimsel gerçekler ve tüm dosyadaki delillere uygun olduğu” gerekçesiyle direnerek ilk hükümdeki gibi sanıkların beraatlerine karar vermiştir.
Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.02.2014 gün ve 65454 sayılı “onama” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma suçunda sanıkların kusurunun bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle yerel mahkeme kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı hususunun önsorun olarak ele alınması gerekmektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış kararlarında vurgulandığı üzere, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
Somut olayda, Özel Dairece ilk hükmün; dosyada mevcut bulunan bilirkişi raporlarına göre kusurlu olan sanıkların cezalandırılmaları gerektiğinden bahisle bozulmasından sonra yerel mahkemece sanıkların kusursuz olduklarını gösteren bilirkişi raporlarının dosyada bulunmadığını tutanak altına alarak eksik bilirkişi raporlarını dosyaya dahil edip bu bilirkişi raporlarına itibar edildiği belirtmek suretiyle bozma sonrasında yapılan araştırmaya dayanılarak ve daire denetiminden geçmeyen farklı direnme kararı verilmiştir.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 19.11.2013 gün ve 275-346 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 12. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.06.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.