Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2014/324 E. 2015/142 K. 05.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2014/324
KARAR NO : 2015/142
KARAR TARİHİ : 05.05.2015

Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan sanığın beraatine ilişkin, Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 13.12.2007 gün ve 793-960 sayılı hükmün katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 13. Ceza Dairesince 10.12.2012 gün ve 23859-26488 sayı ile;
“Cep telefonu alım satımı işini yapan sanık A.. A..’in aldığı ve sattığı ürünlere ilişkin kayıt tutup kaynağını göstermesinin işi gereği bilmesi gerektiği halde, sanığın bu sorumluluğunu yerine getirmeyerek satın aldığı suça konu telefonu değerinin çok altında sattığı ve bu suretle yüklenen suçu işlediği gözetilmeden mahkumiyeti yerine, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı biçimde beraatına karar verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 08.03.2013 gün ve 42-157 sayı ile;
“… Sanığın 2. el telefon ticareti yapması, sanığın ve tanığın telefonun bozuk olarak alınıp satıldığına dair aksi ispat olunamayan ifadeleri, gasp tarihinden sonra sanığa ulaşıncaya kadar telefonun bozulabilme ihtimalinin varlığı, bozuk olan telefonların çok fazla değer kaybetmesi, sanığın telefon alım ve satım fiyatlarının birbirine çok yakın olması nedeniyle çok fazla kar etmemesi karşısında, sanığın suça konu telefonun suç eşyası olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiğine dair dosyada delil olmadığı gibi suç işleme kastıyla hareket ettiğine dair mahkumiyetine dair delil olmadığı” gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay C. Başsavcılığının 11.12.2013 gün ve 149121 sayılı “onama” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın suç eşyasının satın alınması eyleminin sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, aleyhe olan bozma kararına karşı sanığın beyanı alınmadan direnme hükmü verilip verilemeyeceği hususunun öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Yerel mahkemece, bozmadan sonra yapılan yargılamada sanık adına çıkarılan davetiyenin sanığa tebliğ edildiği ancak sanığın duruşmaya katılmadığı, aleyhine olan bozma kararına karşı diyecekleri sorulmadan sanığın yokluğunda önceki hükümde direnilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
1412 sayılı CMUK’nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 326/2. maddesine göre, hükmün aleyhe bozulması halinde davaya yeniden bakacak olan mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunlu olup aynı kurala 5271 sayılı CMK’nun 307/2. maddesinde de yer verilmiştir. Anılan kanun hükümleri uyarınca sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğuracak olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki delillerini sunma imkanı tanınmalıdır. Bu düzenleme, savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine dayandığından, uyulmasında zorunluluk bulunan emredici kurallardandır.
Bu açıklamalar ışığında önsoruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
Yerel mahkeme hükmünün Özel Daire tarafından aleyhine bozulması nedeniyle bozmaya karşı sanığın beyanının alınması gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devam olunarak yokluğunda direnme kararı verilmesi 1412 sayılı CMUK’nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 326/2. maddesine aykırıdır.
Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı sanığın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.

SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.03.2013 gün ve 42-157 sayılı direnme hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı sanığın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.05.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.