Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2014/231 E. 2015/370 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2014/231
KARAR NO : 2015/370
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

Mahkemesi : … Asliye Ceza
Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından sanık …’in 5271 sayılı CMK’nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine ilişkin, … Asliye Ceza Mahkemesince verilen … gün ve … sayılı hükmün Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay … Ceza Dairesince … gün ve … sayı ile;
“04.01.2009 tarihli yakalama tutanağının incelenmesinde; sanığın müştekiye ait işyerinden hırsızlık yaparken görüldüğü ve kovalamaca sonucu yakalandığı, ayrıca aynı tarihli başka bir tutanakta da sanığın yapılan üst aramasından çıkan radyonun müştekiye gösterildiği ve müştekinin radyonun kendisine ait olduğunu belirtip tutanağı imzaladığının görüldüğü, tutanak düzenleyen mümzi tanıkların mahkemedeki ifadelerinde de tutanak içeriğini doğrulayıp sanığı işyerinden çıkarken gördüklerini belirtmeleri karşısında, sanığın cezalandırılması yerine yazılı şekilde uygulama yapılması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise … gün ve … sayı ile;
“Sanığın sorgu, savcılık ve duruşma sırasındaki savunmaları, olay yerinden elde edilen parmak izleri arasında sanığa ait parmak izlerine rastlanmamış olması, Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşü, dinlenen tanık beyanlarında her ne kadar sanığın hırsızlık yapılan dükkanın önünde görüldüğü ve kaçtığı daha sonra yakalandığı belirtilmiş ise de, yüzünü görmedikleri sadece ayağındaki parlak beyaz ayakkabıdan tanıdıklarını belirtir ifadeleri, müşteki beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın atılı hırsızlık suçuna iştirak ettiğine ilişkin mahkûmiyetine yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı ve yine mala zarar verme, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarını işlediğini gösteren mahkûmiyetine yeterli delil bulunmadığı görüş ve kanaatine varılarak atılı suçlardan beraat kararı verilmesi gerekmiştir.
Her ne kadar tutanak düzenleyicileri duruşma sırasındaki ifadelerinde, olay yerinden kaçarken …’i takip edip yakaladıklarını beyan etmişseler de, duruşmada sorulan sorular üzerine şahsı sırtından gördüklerini, ayağındaki parlak beyaz ayakkabıya göre ve daha önceden hırsızlık yapan bir şahıs olarak bilindiği için başka bir sokakta yakalandığında bunun olduğunu anladıklarını beyan etmişler, şahsı ilk olarak koşturan ile yakalayan ekibin farklı ekipler olduğu, kesintisiz bir takibin bulunmadığı, şahıs üzerinde herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı, sadece ayağındaki beyaz ayakkabıya göre bunun olabileceğini söyledikleri gözönüne alındığında, bu ifadelerin ve tutulan tutanağın mahkûmiyete yeterli olmadığı düşünülmüştür.
Polis memurlarının tutmuş oldukları tutanakta, marketin içinden çıkartılan kasanın içerisinde bulunan malzemeler yazılmış olup, ayrıca son cümlesinde müştekiye ait olduğu anlaşılan Kamal marka küçük bir radyonun sanığın üzerinde çıktığı belirtilmiş ise de, burada sanığın imza atmadığı, sadece tutanağın tutanak düzenleyiciler tarafından imzalandığı, ayrıca müştekinin hiçbir aşamada radyodan bahsetmediği, ayrıca polis memurları tarafından usulüne uygun üst arama tutanağı düzenlenmediği gözönüne alındığında, sanığın üzerinden çıktığı belirtilen radyo ile ilgili olarak olay tam olarak açıklığa kavuşmamıştır” gerekçesiyle direnerek, sanığın önceki hükümdeki gibi beraatine karar vermiştir.
Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının … gün ve … sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçeyle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın üzerine atılı hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarının sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
04.01.2009 tarihli olay, yakalama, üst arama ve muhafaza altına alma tutanağında; saat 04.00 sıralarında … Mahallesi 6221/1 numaralı sokak üzerindeki markette şüpheli şahıslar olduğunun bildirilmesi üzerine, polis memuru tanıklar … ve …’un olay yerine intikal ettikleri, tanık Enis’in koyu renk giyimli iki şahsın ellerindeki kasayla işyerinden çıktıklarını görmesi üzerine şahıslara durmaları yönünde ikazda bulunduğu, ancak şahısların içerisinde çeşitli malzemeler ve bozuk para bulunan kasayı bırakarak Cumhuriyet Mahallesine doğru kaçtıkları, tanıklar … ve …’in göz temasını kaybetmeden şahısları kovalayıp telsizle kaçış istikametini bildirerek takviye ekip istedikleri, gelen anons üzerine iki ayrı ekibin şahısların geliş istikametinde alan daraltarak önlerini kesmeye çalıştıkları, şahıslardan birinin yakalanamadığı, diğer şahsın ise 6618 numaralı sokak istikametine kaçtığı, takviye ekipte görevli polis memuru tanık…’in 6618 numaralı sokak istikametine kaçan şahsı ve kovalayan polis memurlarını görmesi üzerine şahsın önüne çıktığı, şahsın tanık …’i görünce 6634 numaralı sokağa dönerek kaçmaya devam ettiği, tanık …’in şahsı sokak içerisindeki iki katlı bir binanın üst katında sıkıştırdığı, şahsın ikinci kattan dengesiz bir şekilde düşerek kaçmaya devam ettiği, ancak 6614 numaralı sokak içerisinde polis memurları … ve …’ın önünü kesmeleri ve tanık …’in de arkasından sıkıştırması sonucu yakalandığı, yakalandıktan sonra polis memurlarına direndiği, hırsızların marketten çıkardıkları kasa içerisinde bozuk paralar ile toplam 694 Lira değerinde içki, sigara, gıda malzemeleri ve muhtelif eşyaların bulunduğu, sanığın yapılan kaba yoklamasında mağdura ait olduğu anlaşılan Kamal marka küçük radyonun çıktığı bilgilerine yer verildiği, sanığın polis memurlarınca düzenlenen bu tutanağı imzalamaktan imtina ettiği,
Kolluk görevlilerince aynı tarihte düzenlenen teslim-tesellim tutanağında; mağdur …’in, sanığın üzerinden ele geçirilen … marka radyoyu gördüğünde, bu radyonun kendisine ait olduğunu beyan ettiğinin ve radyonun mağdura teslim edildiğinin belirtildiği, bu tutanağın mağdur tarafından imzalandığı,
Suç yeri araştırma ve inceleme raporunda; mağdurun işyerine giriş kapısının kilit göbeği, asma kilidi ve üst tarafındaki camının kırılarak girildiğinin ifade edildiği,
Sanığın adli sicil kaydında; hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından mahkûmiyetlerinin bulunduğu,
Anlaşılmaktadır.
Mağdur …; işyerinden içki, sigara, yiyecek malzemeleri, 50 Lira ve kredi kartlarının çalındığını, kredi kartları dışındakilerin polisler tarafından kendisine teslim edildiğini, kredi kartlarını ise iptal ettirdiğini, zararı olmakla birlikte giderilmesini talep etmediğini ve şikayetçi olmadığını söylemiş,
Tutanak düzenleyicisi tanık …; olay tarihinde … Mahallesinde polis memuru … …’la devriye görevi yaparken, … Market’ten hırsızlık yapıldığı anonsu gelmesi üzerine araçla markete 25 metre kadar yaklaştıklarında, marketin önündeki iki kişinin kendilerini görünce ellerindeki kasayı bırakarak kaçmaya başladıklarını, bir süre araçla takip ettiklerini, daha sonra yaya olarak peşlerinden koştuklarını, aynı anda başka ekiplere de istikamet bildirdiklerini, kendisinin takip ettiği şahsı yakalayamadığını, ikinci şahsın kaçtığı istikamette diğer ekipteki görevlilerin yolları tıkadığını ve sanığı kaçar vaziyette iken yakaladıklarını, boy pos, kılık kıyafet ve özellikle ayağındaki parlak beyaz ayakkabıdan sanığın marketin önünde gördükleri şahıslardan biri olduğunu anladığını, olay tutanağı içeriğinin doğru olduğunu belirtmiş,
Tutanak düzenleyicisi tanık …; sanığın olay gecesi hırsızlık yapılan işyerinde gördüğü şahıslardan biri olduğunu, arkası dönük vaziyette diğer şahıs ile birlikte olay yerinden kaçtığını, ancak ayağında parlak beyaz bir spor ayakkabı bulunduğunu, sanığın yakalanmasından sonra da bu ayakkabının ayağında olduğunu, olaya ilişkin tuttukları tutanağın doğru olduğunu beyan etmiş,
Tutanak düzenleyicisi tanık …; olay gecesi önce … Anadolu Caddesinin alt tarafındaki markette şüpheli şahısların bulunduğu, daha sonra şahısların kaçtığı, kaçan şahıslardan birinin ayağında beyaz spor ayakkabı olduğu ve kendilerinin bulunduğu tarafa doğru geldiklerinin anons edilmesi üzerine Anadolu Caddesine doğru birkaç ekip halinde ilerlediklerini, sanığı merdivenli yolda gördüklerini, sanığın ekibi görünce üst tarafa doğru kaçmaya başladığını, takip sonucu yakaladıklarını, sanığı yakından görünce isim olarak da tanıdığını, sanığın üzerinde koyu renkli bir giysi ve ayağında beyaz parlak bir ayakkabı olduğunu, hırsızlık iddiasını söyleyerek nereden geldiğini sorduklarında “ağabeyimin yanından geliyorum” ya da “nişanlımın yanından geliyorum” şeklinde açıklama yaptığını, “neden bizi görünce kaçtın” dediklerinde ise bir şey söylemediğini anlatmış,
Sanık … soruşturma aşamasında; olay gecesi evde film izlerken annesinin, ağabeyi … ‘nın eve gelmediğini söyleyerek ağabeyini aramasını istediğini, saat 04.00 sıralarında Şemikler tarafına ağabeyine bakmaya gittiğini, yolda iki kişinin bir işyerinin kapısını zorladıklarını gördüğünü, ilgilenmeyip yoluna devam ettiğini, yağmur yağdığı için biraz hızlı koştuğundan polislerin kaçtığını zannederek kendisini durdurduklarını, içinde malzemeler olan bir bakkal kasasını getirerek “bunları sen çaldın” dediklerini, tutanakların doğru olmadığını, polisten kaçmadığını, binadan atlamadığını ve direnmediğini,
Mahkemede; olay gecesi saat 24.00 sıralarında uyuduğunu, saat 04.00 sıralarında annesinin kendisini uyandırıp, ağabeyinin eve gelmediğini söyleyerek aramasını istemesi üzerine dışarı çıktığını, … Mahallesindeki bir sokağa geldiğinde tanımadığı iki şahsın konuştuklarını gördüğünü, dönüşte tekrar bu şahısların yanından geçerken kendi aralarında “geliyor” dediklerini duyduğunu, yağmur yağdığından hızlı bir şekilde karşıya geçtiği sırada polis ekibinin geldiğini, polislere diğer iki şahsı yakalamalarını söylediğini, ancak ilgilenmeyerek kendisini karakola götürdüklerini, sanık olduğu başka bir davada polis …’in müşteki olduğunu, polislerin kendisini tanıdıkları için bu davaya konu suçla ilgisi olmadığı halde karakola getirdiklerini,
Savunmuştur.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Olay günü saat 04.00 sıralarında mağdurun işlettiği markette şüpheli şahıslar olduğunun bildirilmesi üzerine olay yerine giden polis memuru tanıklar… ve …’in işyerinden hırsızlık yapan iki şahsı gördükleri, şahısların kaçması üzerine telsizle kaçış istikametini diğer ekiplere bildirerek takibe devam ettikleri, polis memuru tanık …’in bulunduğu ekip ile bir başka ekibin ise şahısların geliş istikametinde önlerini kesmek için tedbir aldıkları, tanık …’in kaçan sanığı ve kovalayan polis memurlarını görmesi üzerine sanığın önüne çıktığı, ancak sanığın tanık …’i görünce başka sokağa dönerek kaçmaya devam ettiği, sanığın tanık … ile diğer ekipteki polis memurlarınca iki taraftan sıkıştırılması sonucu yakalandığı, üzerinde mağdura ait radyonun ele geçirildiği somut olayda; olay, yakalama, üst arama ve muhafaza altına alma tutanağı içeriği ve tutanak düzenleyicisi tanıklar …, … ve …’in mahkemede tanık sıfatıyla alınan beyanlarına göre sanığın mağdurun işyerinden hırsızlık yaparken görülmesi ve kovalamaca sonucu yakalanması, yakalandıktan sonra üzerinde bulunan radyo mağdura gösterildiğinde, mağdurun radyonun kendisine ait olduğunu beyan ederek bu hususta düzenlenen teslim tutanağını imzalaması gözetildiğinde, sanığın üzerine atılı suçları işlediğinin kabulü gerekmektedir.
Bu nedenle, sanığın hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından mahkûmiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yeterli delil bulunmadığından bahisle beraatine hükmolunması isabetsizdir.
Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, sanığın üzerine atılı hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarının sabit olduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Genel Kurul Üyesi …; “Sanık hakkında Karşıyaka … Asliye Ceza Mahkemesine açılan hırsızlık, mala zarar verme ve işyeri dokunulmazlığını bozma suçlarından yapılan yargılama sonucunda sanığın atılı suçları işlediği sabit olmadığından atılı suçlardan ayrı ayrı beraatine karar verilmiştir. Mahkeme hükümlerinin C.Savcısı tarafından temyizi üzerine temyiz incelemesini yapan Yargıtay … Ceza Dairesi özetle; dosyadaki delilleri tartışarak bu delillere göre sanığın cezalandırılması yerine yazılı şekilde uygulama yapıldığı gerekçesiyle bozmuştur. Yerel mahkemece önceki karar doğrultusunda direnme kararı verilmiştir.
Yüksek Ceza Genel Kurulu direnme kararını … Ceza Dairesi kararı doğrultusunda bozmuştur.
Yasa yollarından olan Yargıtay temyiz incelemesinin kapsamı yürürlükteki 1412 sayılı CMUK’nun 308. maddesi ile belirlenmiş/sınırlandırılmıştır. Yerel mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre varılan vicdani kanaat sonucu kabul edilen sübut, deliller değerlendirilip üstün tutma gerekçeleri gösterilmiş ise kanuna muhalefet olarak nitelendirilemez. Yargıtay bu konuda CMUK’nun 308/7. maddesi uyarınca gerekçe denetimi yapacaktır. Çünkü, delillerle yüzyüze gelen bizzat duruşmayı yapan yerel mahkemedir. Hangi delile neden üstünlük tanıdığını, hangi delile neden itibar etmediğini akıl, mantık ve bilim ölçülerine uygun olarak tartışacak olan yerel mahkemedir. Sübuta ilişkin vicdani kanaat, Anglo-Sakson hukukunda uygulama yeri bulan jürinin vicdanında oluşmaktayken bizdeki sistemde ‘Türk Milleti’ adına yargılama yapan hâkimin vicdanında oluşmaktadır. Hakim ise yargılama yapan yargı süjesidir. Zira örneğin tanıkları dinleyen, onların ses tonunu hissederek duyan, mimiklerini gören, huzurun avantajını yaşayan yerel mahkeme hâkimidir. Bir olayda sağlıklı sesli görüntülü kamera kayıtları varsa, aynı zamanda tanık beyanları da olduğu durumlarda yerel mahkeme tanık beyanına üstünlük tanırsa ne olacaktır? Yukarıda da belirtildiği gibi mahkeme delilleri değerlendirirken bilimsel delile taktiri delil olan tanık anlatımına üstünlük tanımalıdır. Deliller değerlendirilirken akıl ve bilimin ışığında yürünmeli, bu hususlar temyiz incelemesinde gerekçe denetimi ile yapılmalıdır. Aksi görüş yerel mahkemelerin fonksiyonunu delil toplamaya indirgeyecektir.
Yargıtay denetimi, suç nitelemesine imkan verdiği ve esasen hukuk kurallarının tüm ülkede aynı şekilde yorumlanıp uygulanması bunun gerekçesi olduğundan CMUK’nun 322/1. maddesindeki düzenleme nasıl anlaşılmalıdır? Bir olayda niteleme yetkisi varsa bu aynı zamanda niteliksizi belirleme yetkisini de içerdiğinden yapılan yargılamada oluş belirlenmiş, mahkeme bu oluşu suç olarak değerlendirmiş ancak o eylem suç değilse Yargıtay yerel mahkeme kararını beraat kararı verilmesi gerekçeyle bozacaktır. Bu, yerel mahkemenin vicdanında oluşan kanaatın değerlendirilmesi değil oluşun suç niteliği taşımadığının belirlenmesidir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya baktığımızda; sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair delil tanık anlatımlarından ibarettir. Yüzyüze yargılamayı yapan yerel mahkeme delilleri tartışmış, gerekçelerini ortaya koymuş, sübuta yönelik anlatımlara neden üstünlük tanımadığını açıklamıştır. Tüm bunlara rağmen delillerle yüzyüze gelmeyen, anlatımları dosyadaki kayıtlardan okuyan yüksek mahkemenin mahkûmiyete ilişkin vicdani kanaat ortaya koymasının temyiz inceleme yetkisi içinde olmadığını düşündüğümden beraat kararının onanması gerekir” düşüncesiyle,
Çoğunluk görüşüne katılmayan Üç Genel Kurul Üyesi de; benzer düşüncelerle yerel mahkeme direnme hükmünün onanması gerektiği yönünde karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Karşıyaka … Asliye Ceza Mahkemesinin … gün ve … sayılı direnme hükmünün, sanığın üzerine atılı hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarının sabit olduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.11.2015 tarihinde yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.