YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2013/819
KARAR NO : 2015/104
KARAR TARİHİ : 14.04.2015
6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık R.. G..’in aynı kanunun 13/3 ve 5237 sayılı TCK’nun 52/2, 52/4, 53 ve 54. maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay hapis ve 1.000 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, adli para cezasının taksitlendirilmesine, hak yoksunluğuna ve müsadereye ilişkin, Sakarya 1. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 25.09.2012 gün ve 977-1003 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 12.04.2013 gün ve 34978–11739 sayı ile;
“1- Oluş ve tüm dosya kapsamına göre, evde yapılan aramada ele geçirilen tabancanın yatak odasındaki çocuk yatağının altında bulunması, sanığın evli olmaması, tabancanın kendisine ait olduğunu beyan eden diğer sanık M…’in evli olması, muhtar olan tanık O…ın aramanın evin birinci katında yapıldığını ve bu katta diğer sanık M…. oturduğunu beyan etmesi, diğer tutanak düzenleyicilerin beyanlarının da bu yönde olması karşısında, atılı suçun sabit olmaması nedeniyle sanığın beraati yerine yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verilmesi,
2- Kabul ve uygulamaya göre, TCK’nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın (c) bendinde yazılı sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet hakkı ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverilmeye, altsoyu dışında kalanlarla ilgili hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hiçbir ayrım yapılmaksızın koşullu salıvermeye kadar hak yoksunluğuna hükmolunması” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 19.09.2013 gün ve 444-871 sayı ile;
“Sanığın mahkumiyetine ilişkin verilen karar her ne kadar Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 12/04/2013 tarih ve 2012/34978 esas, 2013/11739 karar sayılı ilamı ile bozulmuş ise de, bu bozma ilamının usul ve yasaya uygun olmadığı, mahkemece 25/09/2012 tarihinde kurulan hükmün usul ve yasaya uygun olduğu” gerekçesiyle direnerek önceki hükümdeki gibi karar vermiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.12.2013 gün ve 368458 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın üzerine atılı 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçunun sabit olup olmadığının tespitine ilişkin ise de; öncelikle yerel mahkeme direnme hükmünün kanuni ve yeterli gerekçe içerip içermediği hususunun Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca ön sorun olarak ele alınması gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Bozmadan sonra yargılama yapan yerel mahkemece, direnme nedenleri ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan önceki hükümde direnilmesine karar verildiği ve bozulan kararla tamamen aynı olacak şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Anayasamızın 141 ve 5271 sayılı CMK’nun 34. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesinin, kanun koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada da keyfiliğe yol açacağında şüphe yoktur. Nitekim Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş uygulamalarına göre de, bir karar bozulmakla tamamen ortadan kalkacağından, yerel mahkeme tarafından CMK’nun 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca yeniden usulüne uygun olarak hüküm kurulması, bunun yanında direnmeye ilişkin gerekçenin de gösterilmesi gerekmektedir.
Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Yerel mahkemece Özel Dairenin bozma kararına karşı direnilirken, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda işlem yapılmamış, bozulmakla tamamen ortadan kalkan eski hükümde direnilmesine karar verildikten sonra, Özel Dairenin bozma nedenine yönelik açıklayıcı bir direnme gerekçesi gösterilmemiş, bozma kararına niçin uyulmadığı denetlenebilir düzeyde açıklanmamıştır.
Bu itibarla, bozma kararına hangi nedenlerle uyulmadığı belirtilmeden ve direnme gerekçeleri gösterilmeden önceki kararın aynen tekrarı ile yetinilmesi kanuna aykırı olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün öncelikle bu usuli nedenden dolayı bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Sakarya 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 19.09.2013 gün ve 444-871 sayılı direnme hükmünün, usul ve kanuna uygun direnme gerekçesi gösterilmeden karar verilmesi isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.04.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.