Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2013/644 E. 2014/125 K. 11.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2013/644
KARAR NO : 2014/125
KARAR TARİHİ : 11.03.2014

Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 14. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 23.05.2013
Sayısı : 104-37

Sanık …’ın nitelikli cinsel saldırı suçundan 5237 sayılı TCK’nun 102/1, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 6 yıl 8 ay hapis; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ise aynı kanunun 109/2-5, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin, Iğdır Ağır Ceza Mahkemesince verilen 03.04.2012 gün ve 92-72 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün onanmasına, cinsel saldırı suçundan kurulan hükmün ise;
“Hayat kadınlığı yaptığı tanık… tarafından ifade edilen Azerbaycan uyruklu mağdurenin, çanta ve bavullarını otogarda emanet bıraktıktan sonra, Iğdır’dan Aralık’a müşteri götüren sanığın taksisine bindiği, yolcuların Aralık ilçesine bırakılmasından sonra dönüşte bir yol ayrımına saparak orada ilişkide bulundukları olayda; yolculuk esnasında sanığın mağdurenin ihtiyacı olan sigara ve şampuanı kendi parası ile alıp, mağdureye de ayrıca 40 TL’de para vermesi ve bunun mağdure tarafından doğrulanması, mağdurenin yalnız başına arka koltukta yolculuk yaptığı sırada, sanığın daveti üzerine, sanıktan korktuğuna dair şakalar da yaparak ön koltuğa ve sanığın yanına oturması, tanık Ahmet’in sanık ve mağdureyi arka koltukta birlikte oturduklarını görmesi, tanık Ahmet geldiği halde ondan yardım talebinde bulunmaması, mağdurenin vücudunda hürriyetten yoksun kılma eylemi ile ilgili olarak arabadan inerken oluşan yaralanmalar dışında başkaca bir darp ve cebir izi bulunmaması, mağdurenin, sanığın kendisine ne şekilde cebir veya tehdit uyguladığını açıklayamaması, sanığın, mağdurenin ilişki için 200 Dolar istediğini, mağdurenin de sanığı ikna etmek için istediğini beyan etmesine göre; aralarında fuhuş için pazarlığa yönelik kuşku bulunması, sanık savunması ve tüm dosya kapsamına göre, cinsel ilişkinin zora dayalı olarak gerçekleştiğini gösteren unsur ve emarelerin bulunmadığı, mağdurenin para karşılığı rızasıyla sanıkla cinsel ilişkiye girdiği, ilişki sonrası Iğdır’a dönerken sanığın eylemlerine akşam da devam etmek istediği, sanığın istenilen parayı temin edememesi ve miktar üzerinde anlaşamamaları nedeniyle sanık ve mağdure arasında tartışma çıktığı, sanığın mağdureyi bırakmayarak mağdureyi rızası hilafına alı koyduğu ve mağdurenin araçtan atlayarak oradaki bir eve sığındığının anlaşılması karşısında sanığın atılı nitelikli cinsel saldırı suçundan beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle mahkûmiyetine hükmedilmesi” isabetsizliğinden oyçokluğuyla bozulmasına karar verilmiş,
Daire Başkanı F. Elmas ve Daire Üyesi M. Demirdağ;
“Devlet Hastanesinin 28.03.2011 tarihli raporuna göre, mağdurun muayenesinde sol gluteal bölgede 3×3 cm boyutunda sıyrık, kızarma; her iki diz kapağının altında hafif sıyrılmalar mevcut olduğunun belirtilmesi ve sanığın soruşturma aşamasında sorguda ve Cumhuriyet Savcılığındaki beyanlarında mağdurenin hareket halinde iken araçtan atladığını ikrar etmesinden, mağdurenin araçtan atladığının anlaşılması karşısında, mağdurenin rızası ile cinsel ilişkiye girdiğinin kabulü halinde cinsel ilişkiden hemen sonra hareket halindeki sanığın sürücülüğünü yaptığı araçtan her hangi makul sebep yok iken atlamasının hayatın olağan akışına tümüyle aykırı olmasına ve tüm dosya içeriğine göre, sanığın nitelikli cinsel saldırı suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında sanığın nitelikli cinsel saldırı suçundan beraati gerektiğine dair bozma kararı yönündeki sayın çoğunluk görüşüne katılamıyoruz” düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Yerel mahkeme ise 23.05.2013 gün ve 104-137 sayı ile;
“Olay tarihinde sanık …’ın ticari taksisi ile Aralık ilçe merkezinden aldığı yolcularını Iğdır il merkezine götürdüğü ve sanığın Iğdırlı Turizm terminalinde beklediği sırada mağdur Hajar Erdoghan ile karşılaştığı ve sanık … ile mağdurun ticari taksi ile gümrük kapısına gitme hususunda 50 TL karşılığında anlaştıkları ve mağdurun sanığın aracına bindiği, araçta mağdurdan başka yolcu olarak tanık Dincer Demirel ve kız kardeşlerinin de bulunduğu sanığın sürücülüğünü yaptığı ticari taksi ile mağdur ve diğer yolcular ile birlikte saat 10.30 sıralarında Iğdır il merkezinden Aralık ilçesine gittiği, sanık …’ın Dincer Demirel ile kız kardeşlerini Aralık ilçe merkezinde bıraktığı ve araçta mağdur Hajar Erdoghan’ın kaldığı, sanığın Aralık İlçe merkezinden Iğdır ili istikametine doğru hareket ettiği, anayol üzerinden sanık …’ın Tazeköy Köyü yol ayrımından toprak yola saptığı ve aracını durduğu, bu sırada sanığın telefonla daha önceden tanıdığı Ahmet Karapulat’ı aradığı ve para istediği, kısa bir süre sonra sanığın arkadaşı Ahmet Karapulat’ın kendisine ait bir araçla olay yerine geldiği ve sanıkla görüştüğü ve Ahmet Karapulat’ın sanığa kendisinde para olmadığına söylediği ve sanık ve mağdurenin yanından ayrıldığı, tanık Ahmet Karapulat olay yerinden ayrıldıktan sonra sanığın ticari taksinin ön koltuğundan inerek arka koltukta oturan mağdur Hajar Erdoghan’ın yanına oturduğu ve sanığın mağdureye ‘sen çok güzelsin, seninle birlikte olacağım, ne yaparsan yap, seninle olacağım’ dediği, mağdurenin, sanığa kaçabilmek amacıyla ‘bana bir telefon alırsan senin evinde seninle sabaha kadar birlikte olurum’ dediği, sanık …’ın bu sırada mağdurenin rızası dışında mağdureyi öpmeye ve mağdurenin cinsel organlarına dokunmaya başladığı, mağdurenin sanıktan kurtulmak için uğraştığı ancak başaramadığı, sanığın mağdurenin rızası dışında mağdureye cebir uygulamak suretiyle mağdurenin iç çamaşırını çıkararak aracın arka koltuğunda mağdureye vajinal yoldan organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel saldırıda bulunduğu, sanığın mağdureye ‘ben seni bu gece bırakmayacağım’ diye söyleyince mağdurenin sanığa ‘senin evine gidelim ben adetliyim evinde banyo yaparız orada birlikte oluruz’ dediği ve sanığın bunu kabul etmesi üzerine sanığın mağdure araçta olduğu halde olay yerinden hareket ettikleri ve araç hareket halindeyken mağdurenin yol kenarında bir ev görmesi üzerine sanığın sürücülüğünü yaptığı ticari taksinin kapısını açtığı, aracın o sırada yavaşladığı, mağdure araçtan inmek isterken yere düştüğü, sanığın tekrar mağdureyi ticari taksiye bindirdiği, bir süre gittikten sonra mağdurenin hareket halindeki sanığın sürücülüğünü yaptığı ticari taksiden atarak kaçmayı başardığı ve yolun kenarında bulunan bir eve sığındığı ve burada cep telefonunu şarj ederek telefonla olayı kolluk görevlilerine ve daha önceden tanıdığı… Daye’ye anlattığı, her ne kadar sanık mahkememiz huzurunda üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini, mağdurun hayat kadını olduğunu mağdur ile cinsel ilişkiye girmediğini, mağdurun kendisinden para istediğini vermediği için yalan söylediğini ve kendisini şikayet ettiğini beyan etmiş ise de sanık savunmalarının aşamalarda çelişkili olduğu, Iğdır Devlet Hastanesi’nin 28.03.2011 tarihli raporuna göre, mağdurun muayenesinde sol gluteal bölgede 3×3 cm boyutunda sıyrık, kızarma, her iki diz kapağının altında hafif sıyrılmalar mevcut olduğunun, bu bulguların basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olduğunun tespit edildiği, Erzurum Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün 31.03.2011 tarihli raporuna göre de mağdurun yapılan muayenesi sonucunda, şahısta sol gluteal bölgede saptanan ekimoz ve üzerindeki sıyrığın künt travmaya bağlı (sert bir zemine çarpma ve sürtünme ile oluşması mümkün) olduğunun bildirildiği, 29.03.2011 tarihli olay yeri tespit tutanağında olay yerinde bulunan peçeteler üzerinde yapılan incelemeler neticesinde 20.02.2012 tarihli Anakara Jandarma Genel Komutanlığı DNA analiz raporuna göre incelemeye konu peçeteler ürerinde kan ve meni lekelerinin olduğu ve bu örneklerin sanık ve mağdura ait olduğunun tespit edildiği, mağdurun aşamalardaki samimi ve tutarlı beyanları, Iğdır Devlet Hastanesi’nin 28.03.2011 tarihli raporu, Erzurum Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün 31.03.2011 tarihli raporu, mağdurun sanığa atfı cürüm yapmasını gerektirir bir sebebin bulunmaması ve sanık soruşturma aşamasında sorguda ve C. Savcılığındaki beyanlarında mağdurenin hareket halinde iken araçtan atladığını ikrar ettiği, sanığın savunmasında belirttiği şekilde rızası ile cinsel ilişkiye giren mağdurenin cinsel ilişkiden hemen sonra hareket halindeki sanığın sürücülüğünü yaptığı ticari taksiden herhangi makul bir sebep yok iken atlamasının hayatın olağan akışına tümüyle aykırı olacağı tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanık savunmasının kendisini cezadan kurtarmaya yönelik olduğu ve itibar edilmemesi gerektiği bu nedenle sanığın cebir kullanarak mağdura nitelikli cinsel saldırıda bulunduğu sabit olduğu” gerekçesiyle direnerek, ilk hükümdeki gibi sanığın mahkumiyetine karar vermiştir.
Bu hükmün de sanık müdafi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığının 12.09.2013 gün ve 251210 sayılı “onama” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkumiyet hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup, inceleme cinsel saldırı suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire çoğunluğu ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; cinsel saldırı suçunun sübutuna ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
28.03.2011 günü saat 13.00 sıralarında Aralık İlçe Jandarma Komutanlığına gelerek müracaatta bulunan mağdurenin açık kimliğini bilmediği 76 T 1001 plaka sayılı ticari taksi sürücüsünün kendisine tecavüz edip bir miktar parasını da gasp ettiği iddiasıyla şikâyetçi olduğu,
Olayın şüphelisi olduğu belirlenen sanığın aynı gün saat 15.30 sıralarında Aralık İlçe merkezindeki taksi durağında yakalandığı,
Olayda kullanılan ve cinsel saldırının içerisinde gerçekleştiği iddia edilen sanığa ait ticari takside yapılan incelemede; bagaj bölümünde üzerinde kan lekesi ve bayan saç kılı olduğu değerlendirilen bir örtünün ve yedek lastiğin yanına sıkıştırılmış bir adet ruhsatsız tabancanın ele geçerildiği,
Tanık Ahmet Karapulat’ın yer göstermesiyle belirlenen olay yerinde yapılan incelemede; olay yerinin Aralık İlçesi Tazeköy Köyü sınırları içerisinde tarlalara giden stabilize yol kenarındaki boş arazi olduğu, olay yerinde iki adet sigara izmariti ile beş adet kanlı ıslak peçete bulunduğu,
Iğdır Devlet Hastanesinin 28.03.2011 tarihli raporuna göre; mağdurenin sol gluteal bölgesinde 3×3 cm boyutunda sıyrık, kızarma, her iki diz kapağının altında hafif sıyrıklar mevcut olduğunun, bu bulguların basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte bulunduğunun belirtildiği, genital muayenede sağ labia minör iç yüzünde üst tarafta 4 mm sıyrık izlendiği, serviksin multipar görünümde, adet vasfında kanama izlendiği, posterior forniksten analiz için biyolojik örnek alındığı, anal muayenede ekimoz, patesi, sıyrık izlenmediği,
Erzurum Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 31.03.2011 tarihli raporuna göre; mağdurun sol gluteal bölgesinde saptanan ekimoz ve üzerindeki sıyrığın künt travmaya bağlı (sert bir zemine çarpma ve sürtünme ile oluşması mümkün) olduğu, sağ labia minör iç yüzünde üst tarafta saptandığı bildirilen 4 mm sıyrığın hangi tarihte ne şekilde oluştuğu hususunda her hangi bir pozitif bulgu saptanmadığı, mağdura cinsel saldırıda bulunup bulunmadığı ya da normal cinsel birleşme olup olmadığının ayrımı yapılarak bu hususda kesin görüş bildirmenin mümkün olmadığı,
Atatürk Üniversitesi Tıp Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanlığının 21.04.2011 tarihli raporuna göre; mağdurun bilinci açık, yönelim tam, koopere, affekt doğal, duygudurum doğal, konuşma spontan olup anlaşılır, düşünce içeriği yaşadığı olayla ilgili olup algıda patoloji saptanmadığı, bu haliyle meydana gelen cinsel saldırı sonucu ruh sağlığının bozulmadığı kanaatine varıldığı,
Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığının 20.02.2012 tarihli DNA analizi raporuna göre; olay yerinde bulunan sigara izmaritlerinden bir tanesinde DNA izole edilemediği, diğer sigara izmaritinden elde edilen DNA profilinin ise sanığa ait profil ile uyumlu olduğu, yine olay yerinde bulunan peçetelerden birindeki vücut sıvısı karışımının sanık ve mağdurun DNA profilini birlikte içerdiği, sanığın arabasının bagajında bulunan kıl numunesinden ve olay yerinde bulunan peçetelerden elde edilen DNA profilinin mağdura ait DNA profili ile uyumlu olduğu, mağdurun iç çamaşırı ve iç çamaşırı içinden alınan peçetedeki numuneden elde edilen DNA profilinin sanık veya sanık ile baba soyundan gelen herhangi bir erkek bireye ait olduğu, mağdurun genital muayenesi sırasında alınan svap üzerinde, olay yerinde bulunan bazı peçeteler ve mağdurun iç çamaşırı üzerinde tespit edilen lekelerde meninin varlığının tespit edildiği ancak erkek DNA miktarının az olması sebebiyle bayan DNA’sının erkek DNA’sını baskılaması veya erkek sperm sayısının az olması nedeniyle erkek DNA profilinin elde edilmediği,
Mağdurenin dosyada bulunan giriş-çıkış kayıtlarına göre; olay tarihinden önce ve sonra 02.01.2011, 13.02.2011, 13.03.2011, 09.04.2011, 07.06.2011 tarihlerinde Iğdır ili, Aralık ilçesinde bulunan Dilucu Sınır Kapısından ülkemize giriş yaptığının görüldüğü,
Mağdure Hajar Erdoghan karakol ifadesinde özetle; olay günü Iğdır otogarında Nahçıvan’a gitmek üzere beklediği sırada sanıkla karşılaştığını, sanığın sürekli kendisine baktığını, bu durumdan rahatsız olup yerini değiştirdiğini, aradan 5-10 dakika geçtikten sonra sanığın yanına gelip “Aralık’a gidiyorum. İstersen seni gümrüğe kadar bırakırım. Sen Azerisin. Azeriler bizim canımız. Ben de Azeriyim seni bedava da götürürüm, benden sana zarar gelmez” dediğini, sanığın bu sözlerine aldanıp taksisine bindiğini, takside sanık dışında daha önce hiç görmediği bir erkek şahıs ile iki bayanın yolcu olarak bulunduğunu, beş kişi yola çıktıklarını, diğer yolcuların Aralık ilçe merkezinde indiğini, sanıkla beraber gümrük kapısının bulunduğu yere doğru devam ettiklerini, gümrük kapısının yerini tam olarak bilmediğinden ilk başta ters istikamette olduklarını anlayamadığını, sanığın bir müddet sonra ana yoldan çıkıp toprak yola girdiğini, şüphelenip sanığa nereye gittiklerini sorduğunu, sanığın “bu yol gümrüğe daha yakın merak etme” dediğini, kötü şeyler olacağını hissedip araçtan inmek istediğini, toprak yolda bir müddet gittikten sonra durduklarını, sanığın arka koltuğa yanına oturup “benden korkmana gerek yok” dediğini ve kendisini öpmeye başladığını, onu iteklediğini, hatta bir ara arabadan inip kaçtığını, sanığın yakalayıp tekrar kendisini arabaya soktuğunu, elini eteğine attığını, sanığa “aybaşım şimdi, zaten yapamazsın” dediğini, sanığın inanmayıp açıp baktığını, araba içinde arka koltukta zorla kendisiyle ilişkiye girdiğini, sanığın tecavüzüne devam edeceğini anlayınca kurtulmak için; “bana telefon alırsan bu akşamı seninle geçiririm, burda olmaktan sıkıldım, evde ilişkiye girelim banyo yaparız beraber” dediğini, sanığın teklifini kabul ettiğini, tekrar yola çıktıklarını, yol kenarında bir ev görünce hareket halindeki aracın kapısını açarak kendisini aşağıya attığını, gördüğü eve giderek telefonunu şarj ettikten sonra polisi aradığını, sanığın kendisine cinsel saldırıda bulunurken elinde silah vb. bir cisim bulunmadığını, ancak Aralık ilçe merkezinde taksisindeki müşteriler indikten sonra torpido gözünü açarak kendisine bir silah gösterdiğini, hatta sanıktan silahı bakmak için istediğini, o anda silahı alıp camları kırmayı düşündüğünü, sanığın kendisinden silahı geri alıp aynı yere koyduğunu, sanığın cinsel saldırı olmadan önce “seni buraya bedava getirmedim” diyerek sol cebine elini atarak 80 TL parasını da aldığını, olay yerinin neresi olduğunu tam olarak bilmediğini, ancak sanığın cinsel saldırı olayı olmadan önce “Abbas müdür” diye birisini aradığını, ondan acil 200 Dolar veya Lira olarak para istediğini, bu telefondan 15 dakika kadar sonra yanlarına bir araç geldiğini, araçtaki şahsın “bende para yok” dediğini, bu adam gittikten sonra cinsel saldırı olayının meydana geldiğini beyan ettiği,
29.03.2011 tarihli savcılık ifadesinde özetle; Nahçıvan’da evli olduğunu ancak yaklaşık 6 aydır Diyarbakır’da Ramazan isimli bir erkek arkadaşıyla görüştüğünü, geçimini Ramazan’ın sağladığını, olay günü Nahçıvan’a gitmek için Diyarbakır’dan Iğdır’a geldiğini, Iğdır otogarında Nahçıvan’a gidecek otobüsü beklediği sırada daha sonradan isminin … olduğunu öğrendiği sanığın yanına gelerek; “ben de Azeriyim, Azeriler bizim canımız, ben seni gümrüğe bedava götürürüm” dediğini, sanığın muhtemelen konuşmasından Azeri olduğunu anladığını, Nahçıvan’a gidip hemen Diyarbakır’a geri döneceğinden çantasını Iğdırlı Turizm firmasının emanetine bıraktığını, gümrüğe gitmek üzere sanığın ticari taksisine bindiğini, taksiye bindikten bir kaç dakika sonra bir erkek iki bayanın da araca bindiklerini, beraber Aralık ilçesine doğru yola çıktıklarını, ilçe merkezinde üç şahsın araçtan indiklerini, sanıkla yalnız yola devam ettiklerini, araç içinde sanıkla konuşmadığını, gümrüğe gittiklerini zannetiğini ancak bir müddet sonra gümrüğe doğru gitmediklerini anladığını, sanığın asfalt yoldan çıkıp toprak bir yola girdiğini, “bu yol daha kısa” dediğini, toprak yolda 10 dakika kadar gittikten sonra boş bir arazide durduklarını, sanığın kendisine “Sen çok güzelsin. Seninle birlikte olacağım. Ne yaparsan yap, seninle birlikte olacağım” dediğini, bunun üzerine sanığa “Bana bir telefon alırsan evinde seninle sabaha kadar birlikte olurum” dediğini, maksadının onu kandırarak bir yerleşim yerine götürüp kaçmak olduğunu, sanığın; “dayanamıyorum, seninle birlikte olacağım” deyip kendisine saldırdığını, vücudunu ellemeye başladığını, kurtulmaya çalıştığını ancak başaramadığını, sanığa adetli olduğunu söylediğini ancak dinletemediğini, sanığın arka koltukta zorla ırzına geçtiğini, “seni bu gece bırakmayacağım” dediğini, sanığın kandırmak için “evine gidelim, ben adetliyim banyo yapar orada yine birlikte oluruz” dediğini, ırza geçme olayından önce yanlarına tanımadığı bir erkek şahsın araçla geldiğini, sanık ile bu kişinin konuştuklarını, sanığın daha önce bu kişiyi telefonla arayıp para istediğini, sanığın parayı benzin alacağını söyleyerek istediğini, sanığı evde birlikte olma fikri ile kandırdığını, bu şekilde sanığın evine doğru yola çıktıklarını, yolun kenarında bir ev gördüğünü, kendini hareket halindeki araçtan dışarı attığını, koşarak bu eve sığındığını, evin olduğu yere gelmeden önce de bir kaç kez araçtan atlayıp kaçmaya çalıştığını, ancak her defasında sanığın kendisini yakaladığını, sığındığı evde telefonunu şarj edip polisi aradığını, sanığın cinsel saldırı sırasında kendisine herhangi bir tehditte bulunmadığını ancak en son arabadan inmeden önce “seni bedava getirmedim” diyerek cebindeki 80 Lira parasını da aldığını, hatta bu sırada cebinin de yırtıldığını, kesinlikle sanıkla rızasıyla cinsel ilişkiye girmediğini söylediği,
31.03.2011 tarihli ek ifadesi ile sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği,
Duruşmada ise özetle; sanığı daha önce tanımadığını, olay tarihinde Diyarbakır’dan geldikten sonra Iğdır il merkezindeki otogarda eşyalarını bıraktığını, Nahcivan’a gitmek üzere gümrük kapısının bulunduğu Aralık’a gitmek için sanığa ait ticari taksiye bindiğini, sanıkla ücret konusunda herhangi bir şey konuşmadıklarını, takside kendisinden başka biri erkek, ikisi bayan olmak üzere üç yolcu daha bulunduğunu, bu kişileri de tanımadığını, sanığın sürücülüğünü yaptığı ticari taksi ile gündüz saat 10-11.00 sıralarında hareket ettiklerini, diğer kişilerle aşağı yukarı aynı zaman dilimi içerisinde taksiye bindiklerini, tam olarak yerini bilemediğini ancak araçta bulunan diğer yolcuların Aralık’ta indiklerini, takside sanık ile yalnız kendisinin kaldığını, taksinin arka koltuğunda oturduğunu, sanığın “sen Azerisin, ön koltuğa gel, benden korkmana gerek yok” dediğini, sanığa korktuğunu söylediğini, bunu şaka ile karışık söylediğini, sanığın tekrar “korkmana gerek yok” dediğini, bunun üzerine aracın ön koltuğuna geçtiğini, sanığın bir süre mevkiini bilemediği asfalt bir yolda aracı sürdüğünü, daha sonra toprak bir yola girdiğini, yaklaşık 10 dakika araçla ilerlediklerini, sanığa nereye gittiklerini sorduğunda kestirme yol olduğunu söylediğini, toprak yola girdikten sonra araç içinde hareket ederek arka koltuğa geçtiğini, sanık toprak yola girince niyetinin farklı olduğunu anladığını, bunun için sanığı oyalamak amacıyla ona akşam evinde 200 dolar karşılığında kendisi ile birlikte olabileceğini söylediğini, sanığın; “ben senden çok hoşlandım, burada seninle birlikte olmak istiyorum” Dediğini, sanığı tatlı dille eyleminden vazgeçirmeye çalıştığını, kendisi ile daha sonra birlikte olabileceği yönünde ümit verdiğini, bu şekilde hareket ederek uygun bir yerde sanıktan kurtulmayı düşündüğünü, direnmesine ve istememesine rağmen sanığın aracın arka koltuğunda zorla kendisi ile cinsel ilişkiye girdiğini, sanıkla kesinlikle rızası ile birlikte olmasının söz konusu olmadığını, bu konuda çocuklarının üzerine yemin edebileceğini, cinsel ilişkiden sonra sanığa bu kez olay yerinden uzaklaşmak için “evimize gidelim” dediğini, araçla tekrar hareket ettiklerini, 5-10 dakika ilerledikten sonra arka kapıyı açarak kendisini araçtan attığını, arka kapıyı açınca sanığın aracı yavaşlattığını, bu nedenle aşırı derecede bir yaralanması olmadığını, dizlerinden ve omuzlarından yaralandığını, üzerinde kalın giysiler olduğunu, üzerinde kalın giysiler olmasa çok daha fazla yaralanma durumunun olabileceğini, araçtan atladıktan sonra sanığa “gününü görürsün” dediğini, sanığın da “hiç bir şey yapamazsın” diye cevap verip aracı ile uzaklaştığını, araçtan atladığı yerin yakınında bulunan bir eve gittiğini, cep telefonunun yanında olduğunu, ancak şarjının olmadığını, evde telefonu şarj etmeyi düşündüğünü, telefonu şarj ettikten sonra 155’i aradığını, evde bir erkek şahıs ile eşi ve çocuklarının olduğunu, ev sahibi olan şahsın “senin durumun pek normal değil” dediğini, ona otobüsten indiğini söylediğini, olayı anlatmadığını, polisi aradıktan sonra… isimli şahsı arayarak konuştuklarını, ona bu olay nedeni ile sınır dışı edilip edilemeyeceğini sorduğunu, onun da “ben bilemem” dediğini, ev sahibi erkek şahsa da “ben birini şikayet edersem sınır dışı edilir miyim?” diye sorduğunu, onun da “pasaportunun günü geçmediyse neden sınır dışı edilesin” dediğini, sanığın olay yerinden ayrılırken kendisine “seni sınır dışı ederler” şeklinde sözler sarf ettiği için bu görüşmelerden sonra polisi arayıp şikayette bulunduğunu, şikayeti üzerine önce polisin geldiğini, suç yerine kendilerinin bakmadıklarını söylediklerini, jandarmaya yönlendirdiklerini, daha sonra olay yerine jandarmanın geldiğini, sanığın toprak yolda bir süre ilerleyip durduktan sonra aracın bulunduğu yere tanımadığı başka bir şahsın aracı ile geldiğini, bu şahıs gelmeden önce sanığa 200 Dolar karşılığında kendisi ile akşam evinde birlikte olabileceğini söylediğini, sanığın aracın yanına gelen şahsı para istemek için çağırdığını söylediğini, şahsın yanlarına geldikten sonra kendisine selam verdiğini, ancak başka bir şey konuşmadıklarını, gelen şahsın 2-3 dakika yanlarında durdurduktan sonra ayrıldığını, sanığa “parayı ayarladıysan akşam evinde birlikte oluruz” dediğini, tanımadığı bu şahsın yanlarına geldiği sırada sanığın kendisine cinsel içerikli herhangi bir eyleminin olmadığını, şahsın gitmesinden sonra sanığın aracın arka koltuğunda zorla kendisi ile cinsel ilişkiye girdiğini, sanığa ısrarla “araçta bir şey yaparsan seni şikayet ederim” dediğini, ancak sanığın tüm bu sözlere rağmen zorla kendisi ile birlikte olduğunu ancak sanıktan şikayetçi olmadığını söylediği, lüzumuna binaen sorulduğunda; sanığın taksideki diğer yolcuları indirdikten sonra sigara almak için aracı durdurduğunu, bunun üzerine sanıktan kendisi için de şampuan almasını istediğini, sanığın şampuanı alıp getirdiğini, parasını vermek istediğini ancak sanığın almadığını, fazla ısrarcı da olmadığını, toprak yolda ilerledikleri sırada sanığın ayrıca kendisine 40 TL para verdiğini, cebinde 30-40 TL kendi parasının olduğunu, sanığın araçtan atlamadan önce montunu çekip içinden paralarını aldığını, daha sonra montunu geri verdiğini, her ne kadar daha önceki ifadelerinde sanığın 80 TL parasını aldığını söylemiş ise de sözkonusu paranın sadece 30-40 lirasının kendisine ait olduğunu, kalan paranın ise sanığın verdiği para olduğunu, tanık…’u sürekli Iğdır’a gelip gittiği ve otogarda emaneti kullandığından tanıdığını,…’u olaydan sonra aradığında sanığın kendisine saldırdığını söylediğini ancak detaylı bir şeyler anlatmadığını, cinsel ilişki sırasında olay yerinde kimsenin olmadığını, sanık müdafiinin talebi üzerine sorulduğunda; toprak yola girdiklerinde kötü bir şey olacağını hissettiğini, nitekim bir kaç kez kaçmaya çalıştığını ancak sanığın yakaladığını, olay yerine gelen tanık Ahmet’ten niçin yardım istemediği sorulduğunda; tanık gelmeden önce bir kaçma teşebbüsü olmadığını, zira o aşamaya kadar sanığın cinsel içerikli herhangi bir eylemi olmadığını, sanığın toprak yolun kestirme olduğu sözüne inanıp bir şey yapmayacağını düşündüğünü, bu nedenle tanığa yanlarına geldiğinde bir şey söylemediğini, ilk kaçma girişiminin tanık yanlarından ayrıldıktan sonra olduğunu, sanığa olay yerine gelip durduklarında neden beklediklerini sorduğunu, arkadaşından para alacağını, bu yüzden beklediklerini ifade ettiği,
Tanık Dincer Demirel özetle; olay tarihinde kardeşleri Nurtekin ve Yıldız Aydın’ın İzmir’den Iğdır’a geldiklerini, kendilerini otogarda karşıladığını, kız kardeşleri ile birlikte Aralık ilçesine sanığın ticari taksisi ile gitmek üzere anlaştıklarını, saat 11.00 sıralarında Aralık ilçesine doğru hareket edecekleri sırada aracın yanına yabancı uyruklu daha önce tanımadığı bir bayanın geldiğini, sanığın bu bayanı araca alıp alamayacağını sorduğunu, alabileceğini söylediklerini, bunun üzerine müştekinin de taksiye bindiğini, birlikte Aralık’a hareket ettiklerini, araç içerisinde anormal herhangi bir durum oluşmadığını, sanığın kendisini ve kız kardeşlerini Aralık ilçe merkezinde indirdiğini, kendileri varken araç içerisinde sanık ve müşteki arasında herhangi bir diyalog yaşanmadığını, sanığın Aralık’a gittikleri sırada yolda durup herhangi bir alışveriş yapmadığını, mola vermeden yollarına devam ettiklerini, Aralık ilçe merkezinde evlerinin yanında indikleri esnada müştekinin taksinin arkasında oturduğunu, sanığın geldikleri istikamete doğru dönüş yaparak yola devam ettiğini, sonrasına ilişkin bilgisinin olmadığını beyan ettiği,
Tanık Ahmet Karapulat özetle; sanık ile aynı mahallede ikamet ettiklerini, arkadaş olduklarını, sanığın olay günü saat 12.00-12.30 sıralarında telefonla kendisini aradığını, paraya ihtiyacı olduğunu, söylediğini, aracı ile tarif ettiği yere gittiğini, vardığında sanığın aracın arka koltuğundan indiğini, arka koltukta tanımadığı bir bayanın olduğunu, bayanın araçtan hiç inmediğini, sanıkla konuştukları yer ile bayanın araç içerisinde bulunduğu yer arasında 6-7 metrelik mesafe olduğunu, sanığın kendisinden 300 TL civarında para istediğini, sanığın yanında bayan olduğunu görünce olayın farklı olduğunu düşünüp para vermek istemediğini, üzerinde o kadar para da olmadığını, olay yerinde müşteki ile aralarında herhangi bir konuşmanın geçmediğini, sanık ve müşteki arasında herhangi bir anormal durum görmediğini, aracın bulunduğu yerin anayola tahminen 700-800 metre uzaklıkta olduğunu, olay jandarmaya intikal ettikten sonra bilgi sahibi olduğunu, müştekinin sözle veya işaretle kendisinden herhangi bir yardım talebinde bulunmadığını, sanığın kendisini aradığında olay yerine yaklaşık 2 km mesafede bulunduğu, bu nedenle çok kısa bir sürede olay yerine geldiğini, 2-3 dakika kadar olay yerinde kalıp ayrıldığını, olay yerine geldiğinde aracın yanında peçete gördüğünü ancak kim tarafından ve nasıl kullanıldığını bilmediğini, olay mahallini jandarma görevlilerine kendisinin gösterdiğini, olay yerinin yakın çevresinde ev ve işyeri bulunmadığını, sanığın aradığında ısrarla kendisini yanına çağırdığını, bu yüzden önemli bir şey olduğunu zannettiğini, ancak sanığın yanında bayan olduğunu görünce hemen geri döndüğünü, hatta bu yüzden sanığa sinirlendiğini ifade ettiği,
Tanık… Daye özetle; Iğdırlı Turizm firmasında emanetçi olarak çalıştığını, müştekiyi 3-4 aydan beri tanıdığını, kendisine zaman zaman emanet eşya bıraktığını, müşterileri olduğunu, sanığı ise tanımadığını, müştekinin Nahcivan uyruklu olduğunu, bazen bilet işleri ile de kendisinin ilgilendiğini, olay tarihinde de müştekinin gelip valizlerini bıraktığını, el çantasını da otogardaki masaj aletinin yanında unuttuğunu, diğer emanetçideki görevli arkadaşın çantayı görüp getirdiğini, müştekiyi arayarak çantada 100 TL para olduğunu söylediğini, müştekinin el çantasının da valizlerinin yanına konulmasını istediğini, konuşmalar sırasında müştekinin gümrükte bir arkadaşını karşılayacağını daha sonra gelip çantasını alacağını söylediğini, saat 12.00-13.00 sıralarında müşeki kendisini tekrar telefonla arayarak taksici ile tartıştığını, kendisini taciz ettiğini, araçtan indiğini, bir eve sığındığını, parasının olmadığını söylediğini, müştekinin sözlerine inanmadığını, zira fuhuş ile geçimini sağladığını, müştekinin yazıhanenin etrafındaki işyeri sahipleri ile para karşılığı fuhuş yaptığını bildiğini dile getirdiği,
Tanık Hayrettin Dal özetle; Iğdır ili Aralık ilçesi Saraçlı Köyü’nde ikamet ettiğini, olay tarihinde evde bulunduğu sırada oğlu Murat’ın eve doğru bir bayanın geldiğini söylediğini, o sırada evin içerisinde olduğunu, bayan şahsın evin içerisine girdiğini, telefonunu şarz etmek istediğini söylediği, kendisine müsaade ettiğini, telefonunu şarza taktığını, kendisine ne olduğunu, nereli olduğunu sorduğunu ancak herhangi bir cevap vermediğini, telefon şarza takılıyken başka bir şahıs ile görüşme yaptığını, bu görüşme sırasında karşı taraftaki kişiye “polise şikayet etsem olur mu?” dediğini, mağdurenin dış görünüşü itibari ile herhangi bir anormallik görmediğini, mağdurenin iddianameye konu olayla ilgili herhangi bir şey anlatmadığını, mağdurenin ayrıca polisi de aradığını, bulunduğu yeri tarif ettiğini, gelen polislere de bir şey söylemediğini, kendisini almalarını daha sonra olayı anlatacağını söylediğini beyan ettiği,
Tanık Murat Dal özetle; olay tarihinde yemeğini yedikten sonra evin önüne çıktığını, karşı taraftan daha önce hiç görmediği yabancı bir bayanın evlerine doğru geldiğini gördüğünü, bayanın konuşmadan doğrudan eve girdiğini, babasına eve bayan bir şahsın geldiğini söylediğini, daha sonra arkadaşlarıyla top oynamak amacıyla ayrıldığını, babası ile tanımadığı bayan arasında geçen görüşme içeriğini bilemediğini, bayan şahsı çok kısa süreliğine gördüğünü, kendisi ile konuşmadığını, uzaktan gördüğü şekliyle bayanda dış görünüş itibari ile dikkatini çeken husus olmadığını söylediği,
Sanık … savcılık ifadesinde; Aralık ilçe merkezinde taksicilik yaptığını, olay günü saat 07.30 sıralarında biri erkek, ikisi bayan toplam 3 müşterisini Aralık’tan Iğdır il merkezine götürdüğünü, müşterilerinin otogarda işleri olduğunu, saat 10.30’a kadar onları beklediğini, bu sırada müştekinin yanına gelerek kendisini gümrüğe götürüp götüremiyeceğini sorduğunu, müştekiye 50 TL karşılığında götürebileceğini söylediğini, müştekinin kabul edip aracına bindiğini, müştekinin araç içerisinde sürekli telefonla birileriyle konuştuğunu, telefonda Iğdırlı Turizmde emanetçi olarak çalıştığını anladığını bir erkek şahısın “senin bavulların ve çantan burada taksi parasını nasıl ödeyeceksin” diye sorduğunu, müştekinin; “sen çantalara sahip çık, taksi parasını gelecek arkadaşım ödeyecek” dediğini, Aralık ilçe merkezinde diğer müşterilerinin araçtan indiğini, müştekinin “param yok, ben bu yolun yolcusuyum, seninle para karşılığı cinsel ilişkiye girebilirim” dediğini, bu teklifini kabul ettiğini, Tazeköy köprüsünün oraya geldiklerinde aracı durdurduğunu, bagajdan örtü alıp arka koltuğa serdiğini, burada müştekiyle rızasıyla cinsel ilişkiye girdiğini, müştekiyle 50 TL karşılığında anlaştıklarını, zaten 40 Lira da masraf yaptığını, bu nedenle müştekiye cinsel ilişki karşılığında ayrıca para vermediğini, Aralık ilçe merkezindeyken müştekinin şampuan vs. almasını söylediğini, bunları almak için masraf yaptığını, taksi ücretini de eklediğinde müştekinin kendisine borçlu olduğunu, bu nedenle müştekiye ayrıca para vermediğini, müştekinin “200 TL vermezsen seni rezil ederim. Senden şikayetçi olurum, Bana 200 TL ver” dediğini, bu nedenle endişelenip arkadaşı Ahmet Karapulat’ı aradığını ve ondan para istediğini, arkadaşının bir süre sonra yanına geldiğini ancak onda da para olmadığını, müştekinin bu kez “Beni Iğdır’a götürürsen senden şikayetçi olmam” dediğini, bunun üzerine tekrar yola çıktıklarını, Saraçlı Köyünde müştekinin birden araçtan atladığını, aracı hemen durduğunu, müştekinin tekrar “200 TL vermezsen seni şikayet edeceğim” dediğini, kendisine cevap vermediğini, müştekinin muhtemelen araçtan atlayınca yaralandığını, müştekinin araçtan atladıktan sonra oraya yakın bir yerde bulunan eve doğru gittiğini, müştekiyle zorla cinsel ilişkiye girmesinin söz konusu olmadığını, zorla 80 TL parasını da almadığını, müştekinin istediği parayı vermeyince bu şekilde iftiraya maruz kaldığını belirttiği,
Sulh ceza mahkemesindeki sorgusunda; olay günü Iğdır otogarında 3 müşterisiyle birlikte Aralık’a gideceği sırada müştekinin yanına gelerek “Beni de Aralık’a götürür müsün” dediğini, 50 TL’ye anlaştıklarını, diğer müşterilerin Aralık ilçesi Köprüler mahallesinde indiğini, onlar indikten sonra Aralık’a doğru yola devam ettiklerini, Taşburun denilen mevkide bulunan bir dükkandan müştekinin isteği doğrultusunda ona şampuan ve kola aldığını, müştekinin “bunların parasını taksi parasına eklersin” dediğini, müştekiden taksi ücreti ve aldığı şeylerin bedeli olarak 90 TL istediğini, müşteki parasının olmadığını, karşılığında cinsel ilişkiye girebileceğini söylediğini, bu teklifi kabul ettiğini, müştekinin önce adetli olduğunu söylemediğini, rızasıyla cinsel ilişkiye gireceği sırada adetli olduğunu anladığını, bu nedenle ilişkiyi fazla sürdüremediğini, müştekinin ilişkiden sonra peçete ile temizliğini yaptığını, olay yerinde bulunan peçetelerin bunlar olduğunu, müştekinin ilişki sonrası “bana 200 TL vermezsen seni şikayet ederim” dediğini, bunun üzerine arkadaşı Ahmet Karapulat’ı çağırıp para istediğini, ancak onda da para olmadığını, daha sonra müşteki ile beraber Iğdır’a doğru yola çıktıklarını, müştekinin Saraçlı Köyü virajına geldikleri sırada birden kendini araçtan attığını, bu sırada zaten yavaş gittiğini, müştekinin atladığı yere yakın bir eve doğru yöneldiğini, müştekinin cebinden para almadığını ifade ettiği,
Duruşmada ise; Iğdır’da taksicilik yaptığını, olay tarihinde Iğdır otogarında Dinçer Demirel ve kız kardeşlerinin müşteri olarak taksisine bindiklerini, bu sırada müştekinin yanına geldiğini, kendisini de Aralık’a götürmesini istediğini, mağdure ile 50 TL karşılığında anlaştığını, mağdurenin Dinçer Demirel ve kız kardeşleri ile birlikte taksiye bindiğini, Dinçer Demirel ve kız kardeşlerini Aralık ilçe merkezinde bıraktığını, araçta müşteki ile tek başına kaldığını, Aralık ilçe merkezinde iken müştekiye nerede ineceğini sorduğunu, zira müştekinin taksiye ilk bindiğinde nerede ineceğini tam olarak ifade etmediğini, sadece Aralık’a gideceğini söylediğini, müşteki çevre yolunda inmek istediğini söylediğini, çevre yolundan gelen araçlarla Nahcivan’a gitmesinin söz konusu olabileceğini, daha sonra müştekinin parası olmadığını ve taksi ile kendisini götürmesi karşılığında cinsel ilişkiye girmek istediğini söylediğini, bu teklifi kabul ettiğini, Tazeköy yol ayrımında köprü yanında aracı durdurduğunu, kendisi ile araçta oturduğunu, sohbet ettiklerini, sigara içtiklerini, kola içtiklerini, müştekinin cinsel ilişkiye girmek istediğini söylediğini, müştekinin adetli olduğunu görünce cinsel ilişkiye girmek istemediğini, bunun üzerine müştekinin sinirlendiğini, hiç parasının olmadığını “200 TL para vereceksin” dediğini, üzerinde bu kadar para bulunmadığından veremediğini, arkadaşı Ahmet Karapolat’a telefon açtığını, aracın bulunduğu yere gelmesini istediğini, Ahmet Karapolat’ın geldiğini, ondan 200 TL para istediğini, Ahmet Karapolat’ın 3-4 dakika yanlarında kaldıktan sonra parasının olmadığını söyleyip ayrıldığını, müştekiye üzerinde 200 TL bulunmadığını, arkadaşından da para alamadığını, gitmek istediği bir yer varsa oraya götürebileceğini söylediğini, müştekinin kendisini Iğdır otogarına geri bırakmasını istediğini, isteği doğrultusunda Iğdır istikametine doğru gittikleri sırada müştekinin herhangi bir şey söylemeden araç hareket halinde iken aracın arka kapısını açtığı, hemen aracı durdurduğunu, müştekinin “200 TL vereceksin, vermezsen senden şikayetçi olurum, sizin kanunlarınızı biliyorum” dediğini, kendisine tekrar üzerinde para olmadığını söylediği, müştekiyle zorla cinsel ilişkide bulunmasının ve parasını almasının söz konusu olmadığını, her ne kadar savcılık ifadesinde ve sorgusunda mağdurenin kendisini araçtan attığını söylemiş ise de bunun doğru olmadığını, mağdurenin araç durunca indiğini, mağdurenin nasıl yaralandığını bilmediğini, yine mağdure ile cinsel ilişkiye girdiğini söylemiş ise de bunun da doğru olmadığını, mağdurenin adetli olduğunu görünce cinsel ilişkiye girmekten vazgeçtiğini, müştekiden taksi parası, sigara ve şampuan parası olmak üzere toplam 90 TL alacaklı olduğunu savunduğu, 10.01.2012 tarihli celsede ise, mağdureyle cinsel ilişkiye girdiğini kabul ettiği, ancak bunun rızayla olduğunu belirttiği, tekrar mağdurenin araçtan inmek isterken yaralanmış olabileceğini söylediği,
Anlaşılmaktadır.
Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; “suçsuzluk” ya da “masumiyet karinesi” olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; “in dubio pro reo” olarak ifade edilen “şüpheden sanık yararlanır” ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkumiyetine karar verilebilmesi bakımından gözönünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemeli, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Suç tarihi itibariyle 18 yaşını ikmal etmiş bulunan mağdure ile sanık arasında cinsel ilişki yaşandığı konusunda dosya kapsamına göre bir tereddüt bulunmamakta olup uyuşmazlık bu ilişkinin zora dayalı olup olmadığı noktasındadır. Cinsel ilişki esnasında olay yerinde sanık ve mağdure dışında kimse bulunmadığından problemin mağdurenin anlatımları, sanığın savunmaları ile olay öncesi ve sonrasına ilişkin görgü ve bilgileri olan tanıkların anlatımları ve tespit edilen diğer maddi delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle çözümlenmesi gerekmektedir.
Mağdurenin Azerbaycan vatandaşı olup Nahçıvan Özerk Cumhuriyetinde yaşadığı, Türkçe bildiği ve kayıtlardan Iğdır ili Aralık ilçesinde bulunan Dilucu Sınır Kapısından ülkemize sıklıkla giriş-çıkış yaptığı, kendi beyanına göre Nahçıvan’da evli olduğu ve iki çocuğunun bulunduğu, ancak yine kendi beyanına göre geçimini Diyarbakır’da bulunan Ramazan isimli erkek arkadaşının sağladığı, tanık… Daye’nin de mağdurenin para karşılığı fuhuş yaptığını beyan ettiği, mağdurenin önce sanıktan şikayetçi olduğu ancak daha sonra soruşturma aşamasında savcılığa müracaat ederek şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmaktadır.
Mağdurenin sanığın ticari taksisine bindiğinde üzerinde taksi ücretini ödeyecek parasının olmaması, Nahçıvan’a gitmek istemesine karşın valiz ve el çantasını Iğdır otogarında bırakması sanığa ticari araçla seyahati karşılığında kendisinin para vermesi gerekirken, sanıktan 40 Lira para alması, ayrıca ücretini ödemeden sanığa şampuan aldırması, vücudunda olaydan sonra arabadan atladığında oluşması muhtemel yaralanmalar dışında başkaca bir darp ve cebir izinin bulunmaması, sanığın kendisine karşı ne şekilde cebir ve tehdit kullandığını izah edememesi, hatta arabada silahı bulunmasına karşın sanığın bu silahı kullanmadığını aksine inceleyip bakması için kendisine verdiğini söylemesi, sanığın cinsel ilişki öncesi bagajda bulanan örtüyü rahatlıkla alabilmesi ve cinsel ilişkide bulundukları arabanın arka koltuğuna sermesi, nitekim bu örtü üzerinde mağdureye ait saç kılı ve kan örneğinin tespit edilmesi, mağdurenin kendi beyanına göre sanığı olay yerinden uzaklaştırabilmek için telefon alması ve para vermesi durumunda onunla evinde cinsel ilişkiye girebileceklerini söylemesi ve mağdurenin istediği para miktarı ile sanığın tanık Ahmet Karapulat’tan istediği ödünç para miktarının uyumlu olması, mağdurenin sınır kapısı tarafına doğru gitmedikleri halde ve ana yoldan sapıp toprak bir yola girerek ıssız bir yerde durmalarına karşın olay yerine gelen tanık Ahmet Karapulat’tan yardım istememesi, mağdurenin tanığın cinsel ilişkiden önce geldiğini söylemesine karşın tanık Ahmet’in beyanlarında geldiğinde sanık ile mağdurenin arka koltukta birlikle oturduklarını ve aracın yakınında cinsel ilişki sonrası temizlik amacıyla kullanıp atılan peçete gördüğünü beyan etmesi, sık sık aynı sınır kapısından ülkemize giriş çıkış yapan mağdurenin olay günü sınır kapısına tam ters istikamette gittiklerinin fark edememesinin hayatın olağan akışına uygun düşmemesi, mağdurenin evine sığındığı kişilere olayı anlatıp hemen yardım istememesi ve polisi hemen aramaması, önce telefonunu şarj edip şikayette bulunması durumunda yaşanacaklarla ilgili bilgi ve görüş aldıktan sonra polisi araması hususları tüm dosya kapsamıyla birlikte gözönüne alındığında mağdure ile rızasıyla cinsel ilişkiye girdiğini savunan sanığın bu savunmasının aksini gösteren cezalandırılmasına yeterli delil bulunmadığından atılı cinsel saldırı suçunu işlediği şüphe boyutunda kalmakta ve sübuta ermemektedir.
Bu itibarla, isabetsiz olan direnme hükmünün bozulmasına ve bozma nedeni gözönüne alındığında sanığın tahliyesine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan dokuz Genel Kurul Üyesi; “yerel mahkeme direnme hükmünün isabetli olduğu ve onanması gerektiği” düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.

SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Iğdır Ağır Ceza Mahkemesinin 23.05.2013 gün ve 104-137 sayılı direnme hükmünün sanığın cinsel saldırı suçundan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi isabetsizliğin- den BOZULMASINA,
2- Bozma nedenine göre sanık …’ın TAHLİYESİNE, başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu bulunmadığı takdirde derhal salıverilmesinin temini için Yargıtay C. Başsavcılığına YAZI YAZILMASINA,
3- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.03.2014 günü yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.