YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2013/428
KARAR NO : 2015/92
KARAR TARİHİ : 07.04.2015
Mağdurlar M.. B.. ve S.. S..’yı öldürmeye teşebbüs suçundan hükümlü M.. K..’un 765 sayılı TCK’nun 448/1, 62, 51/2, 55/3 ve 59. maddeleri uyarınca iki kez 2 yıl 11 ay 16 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Çorum Ağır Ceza Mahkemesince verilen 05.04.2005 gün ve 255-75 sayılı hüküm, süresinde temyiz edilmemesi nedeniyle kesinleşmiştir.
5237 sayılı TCK’nun yürürlüğe girmesinden sonra Çorum Ağır Ceza Mahkemesince 28.12.2006 gün ve 408-573 sayı ile; hükümlünün, lehe olan 5237 sayılı TCK’nun 81/1, 35/2, 29/1, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca iki kez 1 yıl 4 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş,
Hükümlü müdafiinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 29.11.2007 gün ve 7864-8964 sayı ile; “gerekçeli kararın üye hakimler tarafından imzalanmaması nedeniyle” hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Çorum Ağır Ceza Mahkemesince 27.11.2008 gün ve 22-461 sayı ile; hükümlünün 5237 sayılı TCK’nun 81/1, 35/2, 29/1, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca iki kez 1 yıl 4 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş,
Hükümlü müdafiinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 11.11.2009 gün ve 6358-6889 sayı ile;
“1-Alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasten insan öldürmeye teşebbüs suçlarından yargılanan hükümlünün, bozma üzerine yapılan uyarlama yargılamasında savunması alınırken müdafii hazır bulundurulması gerektiği gözetilmeyerek CMK’nun 150/2-3 ve 196/2. maddelerine aykırı davranılması,
2- Kabule göre de,
Suç tarihinde 12.06.1987 doğumlu olan mağdur Murat ile, 25.01.1986 doğumlu olan mağdur Servet’in çocuk olmaları nedeniyle sanık hakkında temel cezanın 5237 sayılı TCK’nun 82/1-e maddesi yerine aynı yasanın 81. maddesi ile hüküm kurulması” isabetsizliklerinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Çorum Ağır Ceza Mahkemesince 04.05.2010 gün ve 401-170 sayı ile; hükümlünün 5237 sayılı TCK’nun 82/1-e, 35/2, 29/1, 31/3, 62 ve 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddeleri uyarınca iki kez 1 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş,
Hükümlü müdafiinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 19.07.2011 gün ve 3107-4844 sayı ile;
“A) Sanık hakkında, çocuk mağdurlar Murat ve Servet’i kasten öldürmeye teşebbüs suçlarında, teşebbüs hükümlerini düzenleyen ve 18 ila 24 yıl arasında hapis cezası öngören, 5237 sayılı TCK’nun 35. maddesinin uygulanması sırasında, mağdurların, isabet eden saçma taneleri sonucu ayrı ayrı hayati tehlikeye neden olan ve 25 gün iş ve güçlerine engel teşkil eden şekilde yaralandıkları gözetilmeyerek, alt ve üst sınırlar arasında makul bir ceza tayini ve buna göre lehe kanun değerlendirilmesi yapılması yerine, ancak hiç isabet almamaları durumunda uygulanması mümkün olan, en alt sınırdan ceza tayin edilmesi suretiyle eksik ceza tayini;
‘Uyarlama yargılamasında kazanılmış hak olmaz’ kuralı uyarınca;
B) Kabule göre de;
Dairemizin, 22-461 sayılı bozma ilamından önce yapılan uyarlama kararına yollama yapılarak, ‘Uyarlama yargılamasında kazanılmış hak olmaz’ kuralı göz önünde tutulmaksızın, CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası yerine, 1 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına hükmolunarak eksik ceza tayini;
C) Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 07.02.2006 tarih ve 2006/10-11-12 sayılı kararında açıklandığı üzere; uyarlama yargılamasında yapılan yargılama giderlerinden hükümlünün sorumlu tutulamayacağı, hükmün kesinleşmesinden önceki yargılama giderlerinden sorumluluğu söz konusu olup, bu giderlerin infazda doğabilecek tereddüdü gidermek üzere uyarlama hükmünde de aynen gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi” isabetsizliklerinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 17.05.2012 gün ve 288-135 sayı ile;
“…Her ne kadar bozma ilamında teşebbüs hükümlerini düzenleyen 5237 sayılı TCK’nın 35. maddesinde 18 ila 24 yıl arasında hapis öngörüldüğü belirtilmiş ise de, 5237 sayılı TCK’nın 35/2. maddesinde suça teşebbüs halinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü ve mahkememizce bozmadan önceki kararda bu sınırlar arasında alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 18 yıl hapis cezasına hükmedildiği, bu itibarla mahkememizin bozmadan önceki kararının bu yönden usul ve yasaya uygun olduğu” gerekçesiyle önceki hükümde direnerek hükümlünün 5237 sayılı TCK’nun 82/1-e, 35/2, 29/1, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiş, uyarlama yargılamasından önceki yargılama giderleri kararda gösterilmemiştir.
Bu hükmün de hükümlü müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay C. Başsavcılığının 15.05.2013 gün ve 239114 sayılı “onama” ve “düzeltilerek onama” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; hükümlünün mağdurlar Murat ve Servet’e karşı gerçekleştirdiği öldürmeye teşebbüs eylemi nedeniyle, mahkemesince TCK’nun 35/2. maddesi gereğince belirlenen cezanın isabetli olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığının öncelikle belirlenmesi gerekmiştir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi durumunda ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Özel Dairece hüküm, sanık hakkında teşebbüs hükümlerini düzenleyen TCK’nun 35/2. maddesi gereğince ceza belirlenirken, alt ve üst sınırlar arasında makul bir ceza belirlenmesi gerekirken alt sınırdan ceza verilmesi isabetsizliğinden bozulmuş ancak yerel mahkemece önceki hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçeyle direnme kararı verilmiştir.
Bu nedenle, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmayıp, ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçeyle hüküm kurulmuş olması nedeniyle yeni hüküm niteliğindedir. Özel Daire denetiminden geçmemiş olan bu yeni ve değişik gerekçelerin doğrudan ilk kez Ceza Genel Kurulunca incelenmesi mümkün görülmediğinden, hükmün Özel Dairece incelenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde bulunduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Çorum Ağır Ceza Mahkemesince verilen 17.05.2012 gün ve 288-135 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.04.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.