Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2013/419 E. 2013/355 K. 09.07.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2013/419
KARAR NO : 2013/355
KARAR TARİHİ : 09.07.2013

Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 5. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 26.11.2012
Sayısı : 106-105

Rüşvet suçundan sanıkların 5237 sayılı TCK’nun 252/1 ve 62. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ilişkin, Erzincan Ağır Ceza Mahkemesince verilen 22.10.2009 gün ve 18-125 sayılı hükmün sanıklar müdafileri, Cumhuriyet savcısı ve katılan Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 16.02.2011 gün ve 11032-871 sayı ile;
“Suçun niteliği ve unsurlarına etkisi bakımından, ruhsatsız olarak veya ruhsat verilen yerin izinsiz saha aşımı yapılmak suretiyle maden çıkartılmasıyla ilgili olarak Anadolu Ferro Krom Mad. İnş.Tur. San. ve Tic. A.Ş. hakkında Çayırlı, Tercan, Aşkale ve Erzincan Sulh Ceza Mahkemelerinde açılmış olan kamu davalarının sonuca bağlanıp bağlanmadığının tespitiyle, derdest olmaları halinde kesinleşmelerinin beklenilip buna dair onaylı karar suretlerinin dosyaya getirtilmesinden sonra bütün deliller birlikte değerlendirilerek sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kabule göre de;
Sanıklar Ali Osman ve Mahmut’un eylemlerinin teselsül ettiği nazara alınarak haklarında TCK’nun 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Birinci bozma nedenini yerine getiren Erzincan Ağır Ceza Mahkemesince 05.05.2011 gün ve 36-52 sayı ile, direnildiği belirtilerek ilk hükümdeki gibi karar verilmiştir.
Hükmün sanıklar müdafii ve katılan Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 11.09.2012 gün ve 300092 sayı ile, 02.07.2012 gün ve 6352 sayılı Kanunla 5237 sayılı TCK’nda değişiklik yapan hükümlerin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğundan bahisle dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesi üzerine, yeniden yargılama yapan ve 5237 sayılı TCK’nun 252. maddesinde düzenlenen rüşvet suçuna ilişkin olarak 6352 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikleri de değerlendiren Erzincan Ağır Ceza Mahkemesince 26.11.2012 gün ve 106-105 sayı ile, 5237 sayılı TCK’nun 6352 sayılı Kanun ile değişik 252. maddesi uyarınca rüşvet suçundan sanıkların 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanıklar müdafileri, katılan Hazine vekili ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının “direnme hükmü niteliğindeki yerel mahkeme kararının bozulması” istekli 20.05.2013 gün ve 11011 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme, sanıklar hakkında rüşvet suçundan kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; eksik soruşturma ile hüküm kurulup kurulmadığı ve 5237 sayılı TCK’nun 43. maddesinin sanıklar hakkında uygulanma şartlarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmakta ise de, yerel mahkemenin son kararının direnme hükmü niteliğinde olup olmadığı hususu öncelikle değerlendirilecektir.
İncelen dosya içeriğinden;
Özel Dairenin bozma kararı üzerine 05.05.2011 tarihinde yerel mahkemece direnme kararı verildikten sonra, dosyanın temyiz edilerek Yargıtay’a geldiği, ancak 5237 sayılı TCK’nun bir kısım maddelerinde değişiklik yapan 6352 sayılı Kanunun 02.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmesi üzerine, henüz temyiz incelemesinden geçmeden 6352 sayılı Kanunun geçici 2. maddesinin, “Bu Kanunda yapılan değişiklikler karşısında; ilgili suçlardan dolayı açılan ve temyiz aşamasında bulunan dava dosyalarından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunanlar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca; Yargıtay ilgili dairesinde bulunan dosyalar ise bu dairece, hükmü veren mahkemeye gönderilir” şeklinde düzenlenmiş olan birinci fıkrası uyarınca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 11.09.2012 gün ve 300092 sayı ile mahalline iade edildiği, bunun üzerine yeniden duruşma açan yerel mahkemece 26.11.2012 gün ve 106-105 sayı ile; 5237 sayılı TCK’nun rüşvet suçunu düzenleyen 252. maddesinin 6352 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki hali ile değişiklikten sonraki hali karşılaştırılarak 6352 sayılı Kanunla değişik 252. madde uyarınca yeniden hüküm kurulduğu, böylece direnme kararı mahiyetindeki 05.05.2011 günlü yerel mahkeme kararının temyiz edildikten sonra, henüz temyiz incelemesi yapılmadan özel bir kanun hükmü gereğince mahalline iade edildiği ve duruşma açılarak yeni bir hüküm kurulduğu ve önceki hükmün ortadan kalktığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle iadeden sonra verilen ve esasen incelemeye konu olan 26.11.2012 tarihli hüküm direnme kararı niteliğinde değildir. Kaldı ki; bu hüküm kurulurken, 6352 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin yürürlüğe girmiş olması nedeniyle, hangi maddenin daha lehe olduğu konusunda yeni değerlendirmeler yapılmış ve bu yeni uygulama Özel Daire denetiminden geçmemiştir. Özel Dairece incelenmeyen bir hususun doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınması mümkün olmadığından, dosyanın incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, temyiz davasına bakma görev ve yetkisi Özel Daireye ait olduğundan, dosyanın incelenmek üzere Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmesi gerekir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
Dosyanın, temyiz incelemesi için Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.07.2013 günü oybirliğiyle karar