Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2013/387 E. 2015/93 K. 07.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2013/387
KARAR NO : 2015/93
KARAR TARİHİ : 07.04.2015

Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan sanık A.. Ö..’in 5237 sayılı TCK’nun 165/1, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca iki kez 1 yıl 8 ay hapis ve 5.000 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Ankara 15. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 17.05.2012 gün ve 74-499 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 05.11.2012 gün ve 23851-45065 sayı ile;
“Katılan H.. K..’un 17.05.2012 duruşmada zararının karşılandığını ve sanıklar hakkındaki şikâyetlerinden vazgeçtiklerini bildirmeleri, katılan S.. Y..’nın ‘evinden 106 ekran Arçelik marka televizyon ile 10 TL parasının çalındığını, ayrıca evin kapısını 20-30 TL’ye tamir ettirdiklerini’ bildirmesi, sanıkların katılan Satıa’ya ait televizyonu sattıklarını söyledikleri Köksal Gül’den televizyonun ele geçirilerek katılana iade edildiğinin ayrıca İsmail Özen tarafından katılanın kapı tamir gideri ile 10 TL’ye karşılık olmak üzere katılana posta yoluyla 50 TL gönderildiği ve sanıklar İbrahim, İrfan ve Faysal’a verilen cezalardan TCK’nın 168. maddesi uyarınca cezalarından indirim yapılmış olması karşısında sanık Ahmet hakkında da TCK’nın 168. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 16.01.2013 gün ve 835-4 sayı ile;
“…Mahkememizce sanık A.. Ö.. hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan TCK’nun 165. maddesi uyarınca hüküm verildiği, etkin pişmanlıkla ilgili TCK’nun 168 maddesinde sayılan suçlar arasında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun bulunmadığı” gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay C. Başsavcılığının 09.05.2013 gün ve 63256 sayılı “onama” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan mahkûmiyetine karar verilen sanık hakkında TCK’nun 168. maddesi gereğince etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığının öncelikle belirlenmesi gerekmiştir.
İncelenen dosya kapsamından; ilk hükümde 5237 sayılı TCK’nun 168. maddesinde düzenlenmiş olan etkin pişmanlık hükümlerinin sanık hakkında uygulanma imkanının bulunup bulunmadığına ilişkin olarak herhangi bir değerlendirme yapmamış olan yerel mahkemece, bozmadan sonraki direnme gerekçesinde, bozma ilamında belirtilen hususları tartışmak suretiyle, sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma şartlarının bulunmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
Suretiyle verilen karar; özde direnme niteliğinde olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
Somut olayda, Özel Dairece etkin pişmanlık hükümlerinin değerlendirilmesi amacıyla yerel mahkeme hükmünün bozulmasından sonra, yerel mahkemece bozma kararında belirtilen, etkin pişmanlık şartları değerlendirilerek etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabileceği suçların gösterildiği TCK’nun 168. maddesinde suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun sayılmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Buna göre, yerel mahkemece, bozma ilamından sonraki yargılamada, bozma ilamında tartışılması istenen hususun tartışılması karşısında; verilen karar direnme hükmü niteliğinde değildir. İlk hükümde yer almayan bu hususlar, Özel Dairece denetlenmemiş olduğundan, Özel Dairece denetlenmeyen bir konunun ilk kez ve doğrudan Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine kanunen imkan bulunmamaktadır.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Ankara 15. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 16.01.2013 gün ve 835-4 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.04.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.