YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2013/359
KARAR NO : 2014/23
KARAR TARİHİ : 21.01.2014
Kaçakçılık suçundan sanık Y.. K..’ın beraatine ilişkin, Adana 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 25.11.2008 gün ve 318-847 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 10.04.2012 gün ve 2425-7382 sayı ile; oyçokluğuyla onanmasına karar verilmiş,
Daire üyeleri O.K.ve T. E. “Sanık Y. 25.05.2007 tarihli, dosya içeriğine ve oluşa uygun ikrar içerikli beyanları dikkate alındığında bu sanık hakkında subuta eren eylem nedeni ile; yerinde olmayan oluşa aykırı mahkeme tarafından verilen beraat kararı usul ve yasaya aykırı olduğu” düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 02.07.2012 gün ve 167941 sayı ile;
“Sanık Y. 25.05.2007 tarihli oluşa ve dosya içeriğine uygun ikrar içerikli beyanları ve mahkumiyetine karar verilen diğer sanık H.. D..’ın beyanları değerlendirildiğinde, sanık Y. subuta eren Gümrük Kaçakçılığı suçundan mahkumiyeti cihetine gidilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek, oluşa aykırı ve yerinde olmayan gerekçeyle sanık hakkında verilmiş beraat kararının, yasaya ve hukuka uygun olmadığı” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı CMK’nun 308. maddesi uyarınca dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 19.03.2013 gün ve 22555-6630 sayı ile; oyçokluğuyla itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
CEZA GENEL KURULU KARARI
İtirazın kapsamına göre inceleme, sanık Y.. K.. hakkında kurulan hüküm ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık Y.. K..’ın üzerine atılı kaçakçılık suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanık Y.. K..’ın da içerisinde bulunduğu, hakkında verilen mahkumiyet hükmü kesinleşen H.. D..’ın sevk ve idaresinde olan ve hız ihlali yaptığı gerekçesiyle trafik ekiplerince durdurulan araç içersinde ve bagaj kısmında toplam 194 şişe çeşitli markalarda gümrük kaçağı viski ele geçirildiği,
Hakkında hüküm itiraza konu olmayan sanık H.. D..’ın kollukta; aracı iki gün önce gezmek amacıyla arkadaşından aldığını, olay günü Mersin iline gittiğini, tekrar Adana’ya doğru hareket ettiği sırada Mersin ili çıkışında birlikte yakalandığı ismini Yakup olarak bildiği şahsın yolda arabayı durdurduğunu, kendisini Adana’ya getirmesini istediğini, yanında bulunan koliler içindeki içkileri aracın bagajına ve arka koltuklarına bıraktığını, yolda aldığı Yakup isimli şahsın nerede ikamet ettiğini bilmediğini, daha önceden kesinlikle tanımadığını, uzaktan yakından akrabası olmadığını, daha önceden de hiç görmediğini, ifadesi alınırsa içkilerin kendisine ait olduğunu kabul edeceğini beyan ettiği,
Mahkemede ise; daha önceden tanıdığı Y.. K.. isimli şahısla Mersin ilinde karşılaştığını, Adana’ya gittiğini duyunca kendisini de götürmesini istediğini belirttiği,
Sanık Y.. K..’ın savcılıkta; suça konu 194 adet viskiyi Mersin’de gümrükten mal taşıyan tır şoförlerinden amcasının oğlunun düğününde kullanmak için aldığını, kaçak olduğunu bilmediğini savunduğu,
Mahkemede ise; amcasının oğlunun düğününde misafirlere ikram etmek için viski ihtiyacı olduğunu, ucuz viski bulma düşüncesiyle amcasının akrabası olan H.. D.. ile birlikte Mersin Limanına gittiklerini, burada bulunan tır şoförlerinden viskileri alıp arabaya yüklediklerini, içkilerin parasını H.. D..’ın ödediğini, daha sonra birlikte Adana’ya doğru yola çıktıklarını beyan ettiği,Anlaşılmaktadır.
Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 3. maddesi; “Aşağıda yazılı fiilleri işlemek kaçakçılıktır:
a) 1 – Herhangi bir eşyayı belirlenen gümrük kapılarından geçirmeksizin Türkiye’ye ithal veya buna teşebbüs etmek.
2 – Herhangi bir eşyayı gümrük işlemine tabi tutmaksızın Türkiye’ye ithal veya buna teşebbüs etmek.
3 – Transit rejimi çerçevesinde taşınan serbest dolaşımda bulunmayan eşyayı, rejim hükümlerine aykırı olarak gümrük bölgesinde bırakmak veya buna teşebbüs etmek.
4 – Yukarıdaki alt bentlerde belirtilen eşyayı bilerek; taşımak, satmak, satın almak, saklamak, satışa arz etmek ya da alınıp satılmasına aracılık etmek…” ,
4. maddesi ise; “a) 3 üncü maddesinin (a) bendinin;
…2 – (2), (3) ve (4) numaralı alt bentlerinde belirtilen fiilleri işleyenler hakkında eşyanın gümrüklenmiş değerinin üç katından az, altı katından fazla olmamak üzere adli para cezasına hükmolunur.
…Bu Kanunda öngörülen suçların işlendiği tarihte, suça konu eşyanın girişte gümrüklenmiş değeri, çıkışta FOB değeri pek fahişse fiile ilişkin olan ceza yarısına kadar artırılır, hafif ise yarısına, pek hafif ise üçte birine kadar indirilir. Eğer fail bu Kanunda yazılı suçlardan mükerrir ise cezası indirilmez” şeklinde düzenlenmişken;
4926 sayılı Kanunun 31.03.2007 tarihinde yürürlükten kaldırılmış olması nedeniyle hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 3. maddesinde ise; “…(5) Birinci ilâ dördüncü fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesine iştirak etmeksizin, bunların konusunu oluşturan eşyayı, bu özelliğini bilerek ve ticarî amaçla satın alan, satışa arz eden, satan, taşıyan veya saklayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır” hükmüne yer verilmiştir.
4926 sayılı Kanunun 3/a-4. maddesinde, bu kanunun yürürlükten kalkmasıyla da 5607 sayılı Kanunun 3/5. maddesinde düzenlenen kaçakçılık fiili uygulamada en çok karşılaşın kaçakçılık suç tipi olup, anılan maddelerde belirtilen taşıma, satma, satın alma, saklama, satışa arz etme ya da alınıp satılmasına aracılık etme seçimlik hareketlerinden birinin gerçekleştirilmesiyle suç oluşmaktadır.
Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Oluşa uygun samimi beyanıyla olayın tüm açıklığıyla ortaya çıkmasına yardımcı olan sanık Yakup’un viskilerin kaçak olduğunu bilmediğini beyan etmesi, viski almaya mahkumiyet hükmü onanmak suretiyle kesinleşmiş olan inceleme dışı sanık H.. D..’ın aracıyla gitmeleri, viski paralarının H.. D.. tarafından ödenmiş olması ve sanığın yaşı da dikkate alındığında, sanığın suça konu eşyaların kaçak olduğunu bildiğinin kabulü mümkün değildir. Nitekim sanığın kendisini de sorumluluk altına sokacak şekilde olayı ayrıntılı şekilde anlatması, suça konu eşyaların kaçak olduğunu bilmediğini göstermektedir.
Bu nedenle, sanığın beraatine ilişkin yerel mahkeme hükmünün Özel Dairece onanmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Genel Kurul Üyesi; “sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği” düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.01.2014 günü yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.