Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2013/334 E. 2014/172 K. 08.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2013/334
KARAR NO : 2014/172
KARAR TARİHİ : 08.04.2014

Mahkemesi : ADANA 1. Ağır Ceza
Günü : 14.07.2008
Sayısı : 239-278

Kenevir ekme suçundan sanık R.. K..’ın 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanunun 23/4, 5237 sayılı TCK’nun 62 ve 54. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve müsadereye ilişkin, Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 04.05.2007 gün ve 441-164 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 24.03.2008 gün ve 12582-6126 sayı ile;
“5271 sayılı CMK’nun 5560 sayılı Kanun ile değişik 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında değişiklik yapan 5728 sayılı Kanunun 562. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulamasını mümkün kıldığından, 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi gözetilerek, yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 14.07.2008 gün ve 239-278 sayı ile;
“…Sanık R.. K..’ın adli sicil kaydından yaralama ve hırsızlık suçlarından mahkum edildiği, hırsızlık suçundan verilen cezanın 07.04.1999 tarihinde infaz edildiği anlaşılmıştır. Yaralama ve hırsızlık suçlarının kasten işlenen suçlardan olduğu tartışmasızdır. CMK’nun 231. maddesinde açıklandığı üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılması için; sanığın daha önce kasıtlı bir suç işlememesi ve ilerde suç işlemeyeceğine kanaat hasıl olması gerekmektedir. Sanığın izinsiz hint kenevir bitkisi yetiştirme suçunu işlemeden önce muhtelif tarihlerde yaralama ve hırsızlık suçunu işlediği gibi suç işlemeye meyilli olduğu, dolayısıyla ileride suç işleyeceği anlaşıldığından CMK’nun 231. maddesinin uygulanamayacağı açıkça görülmektedir. Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair düzenlemenin tatbikinin mümkün olamayacağı…” gerekçesi ile ilk hükümde direnilmesine karar vermiştir.
Bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının “onama” istekli 11.03.2010 gün ve 257199 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; Özel Dairece, yerel mahkeme kararının 5271 sayılı CMK’nun hükümden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunla değişik 231/5. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi için bozulmasının isabetli olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; öncelikle yerel mahkeme kararının eylemli uyma sonucu verilmiş yeni hüküm olup olmadığı hususunun Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca ön sorun olarak ele alınması gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
İncelenen dosya kapsamına göre; ilk hükmün Özel Dairece 5271 sayılı CMK’nun hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun ile değişik 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi amacıyla bozulması üzerine yerel mahkemece direnme kararı verildiği belirtilmiş ise de, gerekçede; “Sanık R.. K..’ın adli sicil kaydından yaralama ve hırsızlık suçlarından mahkum edildiği, hırsızlık suçundan verilen cezanın 07.04.1999 tarihinde infaz edildiği anlaşılmıştır. Yaralama ve hırsızlık suçlarının kasten işlenen suçlardan olduğu tartışmasızdır. CMK’nun 231. maddesinde açıklandığı üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılması için; sanığın daha önce kasıtlı bir suç işlememesi ve ilerde suç işlemeyeceğine kanaat hasıl olması gerekmektedir. Sanığın izinsiz hint kenevir bitkisi yetiştirme suçunu işlemeden önce muhtelif tarihlerde yaralama ve hırsızlık suçunu işlediği gibi suç işlemeye meyilli olduğu, dolayısıyla ilerde suç işleyeceği anlaşıldığından, CMK’nun 231. maddesinin uygulanamayacağı açıkça görülmektedir. Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair düzenlemenin tatbikinin mümkün olamayacağı” denilmek suretiyle, bozma ilamı doğrultusunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanıp uygulanmayacağı hususu tartışılmak suretiyle yeni bir hüküm kurulmuştur.
Bu itibarla, Özel Daire denetiminden geçmemiş bulunan bu yeni hükmün doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınması mümkün görülmediğinden, dosyanın incelenmek üzere Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
sonuç
Açıklanan nedenlerle;
Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 14.07.2008 gün ve 239-278 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.04.2014 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.