Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2013/298 E. 2014/106 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2013/298
KARAR NO : 2014/106
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 8. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 09.04.2009
Sayısı : 321-114

Başkası yerine oy atmak suçundan sanıklar …, …, … ve …’ın 298 sayılı Kanunun 164/1-2, 5237 sayılı TCK’nun 62 ve 53. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis ve 562 Lira adli para, sahte seçim tutanağı düzenlemek suçundan ise aynı kanunun 164/3-4, 5237 sayılı TCK’nun 62 ve 53. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluğuna ilişkin, Boyabat Asliye Ceza Mahkemesince verilen 09.04.2009 gün ve 321-114 sayılı hükmün sanıklar müdafii ve sanık … tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 27.09.2012 gün ve 2465-28894 sayı ile, onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 10.02.2012 gün ve 9407 sayı ile;
“Boyabat Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 31.07.2008 tarihli iddianamesi ile 21.10.2007 tarihinde yapılan halk oylamasında Boyabat ilçesi Tırnalı köyü sanıdık kurulu başkan ve üyeleri olan sanıklar hakkında, bir kısım seçmenler yerine oy atmak, attırmak suçundan eylemlerine uyan 298 sayılı Yasa’nın 168/1-2 ve mahalde bulunmayan sandık görevlisi Dursun Gökçe yerine 1, 2, 3 ve 4 no’lu seçim tutanaklarını imzalamalarından ötürü aynı Yasa’nın 164/3-4 madde ve fıkraları uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmıştır.
Mahkemece 298 sayılı Yasa’nın 168/3-4 madde ve fıkrasındaki suçun oluşumuna esas kabul eden ve asılları dosya içerisinde mevcut seçim tutanaklarının incelenmesinde;
1 no’lu tutanağın 1135 no’lu sandık yerinin belirlenmesi ile oyların gizlilik ve serbestlik içerisinde verilmesine yönelik maddi koşulların sağlanmasına;
2 no’lu tutanağın, sandık kurulu başkan ve üyelerinin and içmeleri, boş olduğu tespit edilen sandığın mühürlenmesi, 440 adet olduğu tespit edilen birleşik oy pusulalarının arkasının mühürlenmesi, İlçe seçim Kurulu Başkanlığı’ndan alınan 127 adet zarfın mühürlenmesi ve oy verme işlemine saat 08.00 da başlandığına;
3 no’lu tutanağın, oy verme işleminin saat 17.00’da tamamlandığı, 104 adet seçmenin oy kullandığı, zarfların sayılarak örnek 129/A’ya geçirildiği, sayıların eşit olduğu, ‘Evet’ ve ‘Hayır’ oylarının sayım döküm cetvelinin işlendiği, Örnek 129 sayılı tutanağın düzenlendiği, herkesin görebileceği bir yere asıldığı, birer örneğin siyasi partilere verildiği, 129/A no’lu tutanak düzenlenip İlçe Seçim Kurulu’na teslim edilmek üzere mühürlendiğine;
4 no’lu tutanağın ise, sayıma ilişkin kağıt ve belgelerin paketlenerek torbaya konulmasına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Yasa’nın 164. Maddesi’nin başlığı ‘Oy verme sonucuna tesir edecek haller’ olarak düzenlenmiştir.
Madde başlığı da nazara alındığında, 298 sayılı Yasanın 164/3 madde ve fıkrasında yer alan suçun oluşumu açısından ‘seçimin neticesinin tağyiri’ esas alınmalıdır.
Sanıkların oy kullanmayan bir kısım seçmenler yerine oy atmak ve attırmak şeklindeki kanıtlanan eylemleri ile seçim sonucu etkilenmiş ve 298 sayılı Yasanın 164/1-2 madde ve fıkrasındaki suç oluşmuştur. Sandık görevlisi Dursun Gökçe yerine seçim tutanaklarına imza atmaktan ibaret aynı Yasa ve maddenin 4. fıkrası kapsamında mahkemece ayrıca hüküm konusu yapılıp Yüksek Dairenizce onanan eylemlerin ise işlenen asıl suçun bütünlüğü içerisinde kaldığı değerlendirilmelidir.
Davaya konu ve özetleri yukarıda irdelenen seçim tutanakları esasta mevcut durumların tespitine ilişkin olup oy verme sonucuna tesir edecek nitelikte değildir. Sandıkta 104 oy kullanılmış, oy sayısı ve içeriği de mevcut durumu yansıtır şekilde tutanaklara geçirilmiştir. Sanıkların oy verme sonucuna tesir edecek eylemleri başkası yerine oy kullanmaktan ibaret olup, bu eylemlerinin maddi bir tespitinden öteye geçmeyen sandık görevlisi yerine seçim tutanaklarına imza atılması ise eylemlerin bütünlüğü içerisinde değerlendirilmesi gereken bir olgudur. Zira gerçekleştirilen eylem ve işlenmek istenen suç seçim sonucuna tesir etmektir ve bütünlük arz eden bu eylemler ile de istenen sonuç elde edilmiştir.
Buna göre, sanıkların bir bütün olarak eylemlerine uyan 298 sayılı Yasanın 164/1-2 madde ve fıkraları uyarınca cezalandırılmaları gerekirken ayrıca aynı Yasanın 164/3-4 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları yasaya aykırı bir husus olarak değerlendirilmiştir” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı CMK’nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesince 03.12.2012 gün ve 4371-8922 sayı ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sandık kurulu başkanı ve üyeleri olan sanıkların, birden çok seçmen adına seçmen listesine sahte imza atarak yerlerine oy kullanmaları ve gelmeyen bir sandık kurulu üyesi yerine imza atarak sahte seçim tutanakları düzenlemeleri şeklinde gerçekleşen eylemlerinin nitelendirilmesine ilişkindir.
21.10.2007 tarihinde Anayasa değişikliğine ilişkin olarak gerçekleştirilen halkoylamasında, sanık …’in Sinop ili, Boyabat ilçesi, Tırnalı Köyü sandık kurulu başkanı, diğer sanıklar …, … ve …’ın da sandık kurulu üyesi oldukları,
Sanıkların halk oylamasına katılmayan 32 seçmen adına seçmen listesine imza atıp, bu kişilerin yerine oy kullandıkları, ayrıca seçim öncesinde ve sonrasında düzenlenmesi gereken dört adet tutanağı düzenlerken, hazır bulunmayan sandık kurulu üyesi Dursun Gökçe yerine imza atarak sahtecilik yaptıkları,
Sanıklar hakkında oy kullanmayan seçmenler adına seçmen listesine sahte imza atarak oy kullanmaları nedeniyle 298 sayılı Kanunun 164/1-2. maddesi uyarınca, sandık kurulu üyesi Dursun Gökçe adına sahte imza atarak tutanak düzenlemeleri nedeniylede aynı kanunun 164/3-4. maddesi uyarınca her iki suçtan da kamu davası açılmış olup, yerel mahkemece de sanıkların eylemlerinin 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda düzenlenen iki ayrı suçu da oluşturduğu kabul edilerek sevk maddeleri doğrultusunda cezalandırılmalarına karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Demokrasi, hür, eşit ve dürüst seçim yapılmasını gerektirir. Seçim sonuçları da, seçme yeterliliğine sahip ve seçmen kütüğünde kayıtlı olan seçmenlerin gerçek iradelerini ortaya çıkarmalıdır. Seçimlerde usulsüzlük yapılması ve hile karıştırılması, dürüstlük ilkesini zedelediği gibi seçim sonuçlarının gerçeği yansıtmasını da önlediğinden seçim güvenliğini zedelemeye yönelik olan eylemler, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda suç olarak yaptırıma bağlanmıştır.
Bu bağlamda 298 sayılı Kanunun “Oy verme sonucuna tesir edecek haller” başlıklı 164. maddesi;
“1. Her kim, sandık başında seçmenlerin imzalarını koydukları sandık seçmen listesine gelmeyenler adına sahte imza atmak, mühür koymak veya parmak basmak gibi hileli bir hareket ile sandığa oy atar veya attırır ise üç yıldan beş yıla kadar hapis ve bin günden beşbin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır.
2. Bu fiil sandık başkan ve üyeleri ile resmi memurlar tarafından işlendiği takdirde, yukarıdaki fıkrada yazılı cezaya yarısı eklenerek hükmolunur.
3. Her kim, herhangi bir şekilde seçimin neticesini tağyir eder veya ettirir veya seçim tutanaklarını tamamen veya kısmen sahte olarak tanzim veya tahrif eder veya ettirirse, beş yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
4. Yukarıdaki fıkrada yazılı fiil ve hareketler, kurul başkan ve üyeleri ve resmi memurlar tarafından işlendiği takdirde haklarında verilecek ceza beş yıldan on yıla kadar hapistir.
Her kim, kurulları, üçüncü fıkrada yazılı fiilleri işlemeye, herhangi bir suretle icbar ederse üçüncü fıkrada yazılı ceza üçte birden yarıya kadar artırılarak hükmolunur.
Eğer bu fiil kurul mensuplarına herhangi bir suretle menfaat temini veya vaadi suretiyle meydana gelmiş ise, kurul mensuplarıyla menfaat temin veya vadedenler hakkında dördüncü fıkrada yazılı ceza üçte birden yarısına kadar eklenerek hükmolunur” şeklinde düzenlenmiştir.
Maddenin birinci fıkrasında oy kullanmaya gelmeyen seçmen listesine kayıtlı seçmenler yerine seçmen listesine sahte imza atmak, mühür koymak veya parmak basmak gibi hileli tutum ve davranışlarla oy kullanılması suç olarak düzenlenmiş, ikinci fıkrasında da birinci fıkrada sayılan fiillerin sandık başkanı ve üyeleri tarafından gerçekleştirilmesi ağırlaştırıcı sebep olarak kabul edilmiştir.
Üçüncü fıkrada ise herhangi bir şekilde seçimin neticesini değiştirmek veya seçim tutanaklarını tamamen veya kısmen sahte olarak tanzim veya tahrif fiilleri suç olarak sayılmış, dördüncü fıkrada da üçüncü fıkrada sayılan fiillerin sandık başkanı ve üyeleri tarafından gerçekleştirilmesi ağırlaştırıcı sebep olarak belirtilmiştir. Beşinci fıkrada, üçüncü fıkradaki eylemin icbar suretiyle işlenmesi, altıncı fıkrada da, üçüncü fıkradaki eylemin kurul mensuplarına menfaat temini ve menfaat vadiyle gerçekleştirilmesi halinde menfaat temin ve vadedenlerin de cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır.
Maddenin birinci fıkrasında düzenlenen başkasının yerine hileli hareketlerle oy kullanma ve üçüncü fıkrasında düzenlenen sahte tutanak düzenlenme eylemleri birbirinden farklı ve bağımsız iki ayrı suçu oluşturmakta olup, bu eylemler arasında her hangi bir bağlantı olmadığı gibi birinin diğerinin unsuru veya ağırlaştırıcı nedeni olması da söz konusu değildir.
Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sandık kurulu başkan ve üyesi olan sanıkların halkoylamasında oy kullanmaya gelmeyen 32 seçmen adına seçmen listesine imza atıp, bu kişilerin yerine oy kullanmaları ve seçim öncesinde ve sonrasında düzenlenmesi gereken tutanakları düzenlerken, hazır bulunmayan sandık kurulu üyesi yerine imza atarak sahtecilik yapmaları şeklinde gerçekleşen somut olayda, sanıkların halk oylamasına katılmayan seçmenler yerine oy kullanma eylemlerinin 298 sayılı Kanunun 164/1-2. maddesinde düzenlenen başkası yerine oy kullanma suçunu, sahtecilik eylemlerinin ise aynı kanunun 164/3-4. maddesinde düzenlenen sahte seçim tutanağı düzenlemek suçunu oluşturduğu anlaşılmakta olup, sanıkların iki ayrı suçtan cezalandırılmasına ilişkin yerel mahkeme hükmü ile bu hükmü onayan Özel Daire kararı isabetlidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Genel Kurul Üyesi; itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2-Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.03.2014 günü yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.