Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2013/236 E. 2014/235 K. 06.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2013/236
KARAR NO : 2014/235
KARAR TARİHİ : 06.05.2014

Mahkemesi : ANKARA 10. Asliye Ceza
Günü : 18.12.2012
Sayısı : 882-858

Hırsızlık suçundan sanığın 5237 sayılı TCK’nun 142/1-e, 53 ve 54. maddeleri uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve müsadereye ilişkin, Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 06.12.2006 gün ve 702-1003 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 13. Ceza Dairesince 17.09.2012 gün ve 14485-19060 sayı ile;
“Sanığın hırsızlık suçunu işlediğine dair delilin müştekiye ait suça konu araçta bulunan L….. T………., Ş…… T….. isimlerinin yer aldığı duruşma tutanağının üzerinden elde edilen parmak izi olduğunun anlaşılması, sanığın savunmasında suçu kabul etmeyerek ismini bilmediği bir şahsın kendisine kâğıt vererek duruşma gününü sorduğu, parmak izinin bu sırada çıkmış olabileceğini beyan etmesi karşısında, duruşma tutanağında yer alan bilgiler doğrultusunda L…….. T……, Ş……. T…… isimli şahıslar araştırılarak tanık olarak dinlendikten sonra deliller bütün halinde değerlendirilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesi ise 18.12.2012 gün ve 882-858 sayı ile;
“Bozma kararına adı geçen tanıkların açık kimlikleri ve adreslerinin sanık ve müdafii tarafından bildirilmemesi ve yargılama sırasında da temin edilememeleri gözönünde tutularak bozma kararına uyulmamış ve eski kararda ısrar edilmiştir. …
Sanık; Tektaş soyadlı ismini bilemeyeceği birisinin kendisine kâğıt verip ‘duruşma günü ne zaman’ diye sorduğunu, kâğıdı tutması sonucu parmak izinin geçmiş olabileceğini savunarak suçu kabul etmemiştir.
Hazırlık evrakının incelenmesinde; olay yeri inceleme ekipleri tarafından çalınan araç üzerinde parmak izi ve poşetteki izler birlikte değerlendirildiğinde, ‘etek dünyası’ ibareli poşet üzerinde yapılan parmak izi incelemesi sonucunda sağ el başparmak izinin bulunduğu, sanığın suçunu dolaylı kabulü sonucu, bunun cezalandırmaya yetecek delil olduğu sonuç ve kanaatine varılarak inkâra yönelik savunmaya itibar olunmamıştır” gerekçesiyle direnerek, sanığın önceki hükümde olduğu gibi cezalandırılmasına karar vermiştir.
Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.02.2013 gün ve 34713 sayılı “eksik inceleme nedeniyle bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; hırsızlık suçundan sanık hakkında eksik araştırma ile mahkumiyet hükmü kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Mağdurun, evinin bulunduğu binanın kapalı otoparkına bıraktığı aracının çalındığından bahisle kolluk görevlilerine müracaat ettiği, suça konu aracın şikâyet tarihinden dört gün sonra kapıları kilitli, sol dikiz aynası hasarlı, üzerinde sahte plaka takılı şekilde park halinde bulunarak mağdura teslim edildiği,
Araç üzerinde yapılan araştırma neticesinde; kaporta yüzeyinde parmak izi, mağdurun kendisine ait olmadığını beyan ettiği bir adet üzerinde “etek dünyası” yazılı poşet içinde sanıklar L……T……., Ş…. T.. yazılı duruşma tutanağı bulunan dokuz adet kâğıt ve söz konusu kâğıtlar üzerinde onbir adet parmak izinin tespit edildiği,
Ekspertiz raporunda; suça konu araçta bulunan kağıt üzerinden alınan parmak izinin, 22.05.2000 tarihinde parmak izleri ve fotoğrafı alınan sanık H.. B..’un sağ el başparmak izi ile aynı olduğunun belirlendiği,
Mağdur; olay günü kapalı otoparkında bulunan iki otomobilinden birinin çalındığını, diğerinin direksiyon ve kapısının kırılarak çalınmak istendiğini, bir süre sonra aracının bulunup hasarsız bir şekilde kendisine teslim edildiğini, parmak izleri tespit edilen sanığı tanımadığını ve şikâyetçi olmadığını beyan ettiği, Uyuşturucu madde kullanma, kasten yaralama ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarından sabıkalı olan sanığın; suçlamaları kabul etmediğini, ismini bilemediği Tektaş soyadlı birisinin kendisine kâğıt vererek; “buna bak duruşma günü ne zaman” dediğini, parmak izinin söz konusu kâğıt üzerinden çıktığını, araçta parmak izi bulunmadığını, suçlamayı kabul etmediğini savunduğu,
Anlaşılmaktadır.
Ceza muhakemesinin amacı, usul kurallarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda, somut gerçeğin her türlü şüpheden uzak biçimde kesin olarak ortaya çıkarılmasıdır. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK; adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılarak maddi gerçeğe varmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle, ulaşılma imkanı olan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle, adaletin tam olarak tecelli edebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
Somut olay bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde;
Suça konu otomobil üzerinde kendisine ait herhangi bir parmak izi bulunmayan, ancak aracın içinde bulunan poşetteki kağıtlarda parmak izi tespit edilen, sanığın; parmak izinin suça konu aracın içinde veya üzerinde değil, kendisine duruşma gününü soran ismini bilmediği T……… soyadlı birisinin gösterdiği kağıtta çıktığını savunması karşısında, suça konu otomobilin içerisinde bulunan, üzerinde sanığa ait sağ el baş parmak izi elde edilen duruşma tutanaklarında adı geçen L……. T…. ve Ş…… T……. isimli şahısların kimlik ve adres bilgileri ile ele geçen duruşma tutanağından hareketle adliyede herhangi bir dava dosyaları bulunup bulunmadığı araştırıldıktan ve adı geçen kişiler tanık sıfatıyla dinlendikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsizdir.
Bu itibarla, yerel mahkeme tarafından eksik araştırmaya dayalı olarak verilen direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 18.12.2012 gün ve 882-858 sayılı direnme hükmünün, sanık hakkında eksik araştırmaya dayalı olarak karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.05.2014 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.