Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2012/111 E. 2012/67 K. 28.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2012/111
KARAR NO : 2012/67
KARAR TARİHİ : 28.02.2012

Sanık Volkan D.’nin yasak nitelikte bıçak bulundurmak suçundan 6136 sayılı Yasanın 15/1, 765 sayılı TCY’nın 59/2, 72 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 2016 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Antalya 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 17.09.2007 gün ve 1241-653 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 22.11.2011 gün ve 15665-13140 sayı ile;
“6136 sayılı Yasanın 15/1. madde ve fıkrasında ön görülen cezanın üst sınırına ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkındaki Kanunun 10. maddesi ile 19.12.2006 günü yürürlüğe giren 5560 sayılı Yasanın 16. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 6. maddesi uyarınca davaya bakma görevinin Sulh Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, görevsiz Asliye Ceza Mahkemesince yargılamaya devamla hüküm kurulması” isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeyen hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 19.01.2012 gün ve 23531 sayı ile;
“İddianamenin düzenlendiği tarihte CMK’nun 6. maddesi uyarınca ‘iddianamenin kabulünden sonra, yargılamanın alt dereceli bir mahkemeye ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilemez’ düzenlemesi ve ilgili maddenin 06.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Yasanın 16. maddesi ile değişik şeklinin yürümekte olan davaların görevsizlik kararı ile alt dereceli mahkemelere gönderileceğine ilişkin açık düzenleme olmaması, maddenin değişik şeklinin de görevsizlik kararını gerekli kıldığına dair bir iradenin madde metninden ve değişiklik gerekçesinden açıkça anlaşılamaması karşısında üst dereceli asliye ceza mahkemesinin yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisinde görev yönünden bir usulsüzlük olmadığı halde hükmün sair yönleri incelenmeksizin bu nedenle bozulması usul ve yasalara aykırı görülmüştür” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; 01 Haziran 2005 tarihinden önce işlendiği iddia olunan ve suç tarihinde asliye ceza mahkemesinin görev alanında bulunan bir suç nedeniyle, Asliye Ceza Mahkemesince yargılama yapılarak hüküm kurulan somut olayda, bu suçun 01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5235 sayılı Yasa ile sulh ceza mahkemesinin görev alanına alınması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesinin gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Sanık Volkan D. hakkında 07.11.2004 tarihinde işlediği iddia olunan yasak nitelikte bıçak bulundurmak suçundan, 15.12.2004 tarihli iddianame ile 6136 sayılı Yasanın 15/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle Antalya 1. Asliye Ceza Mahkemesine dava açıldığı, 22.12.2004 tarihinde tensip zaptı düzenleyen ve ilk duruşmayı 21.04.2005 tarihinde yapan mahkemece 17.09.2007 tarihinde sanığın atılı suçtan mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmaktadır.
TC. Anayasası’nın 142. maddesinde “Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir” denilerek, mahkemelerin görevlerinin yasayla belirleneceği belirtilmiştir. Buna göre; 01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Yasanın; 10. maddesinde sulh ceza mahkemelerinin, 12. maddesinde ağır ceza mahkemelerinin görevleri sayılmış, 11. maddesinde ise bunlar dışında kalan dava ve işlere asliye ceza mahkemelerinde bakılacağı düzenlenmiştir.
Bu düzenleme uyarınca 01 Haziran 2005 tarihinden itibaren sulh ceza mahkemeleri, Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, iki yıla kadar (iki yıl dahil) hapis ve bunlara bağlı adli para cezaları ile bağımsız olarak hükmedilecek adli para cezaları ve güvenlik tedbirlerini gerektiren suçlarla ilgili dava ve işlere bakmakla görevlidir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığa atılı ve 6136 sayılı Yasanın 15. maddesinin 1. fıkrası uyarınca “altı aydan bir yıla kadar hapis ve yirmibeş günden az olmamak üzere adli para cezası” öngörülen yasak nitelikte bıçak bulundurmak suçuna, “asliye ceza mahkemelerinde” bakılmakta iken, 01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5235 sayılı Yasanın 11. maddesi uyarınca bu suçtan açılmış bulunan davalara bakma görevi “asliye ceza mahkemelerinden” alınarak, “sulh ceza mahkemelerine” verilmiştir.
Dolayısıyla, yerel mahkeme tarafından görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli sulh ceza mahkemesine gönderilmesi gerektiği ileri sürülebilir ise de; 5235 sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte görüşülmekte olan dava ve işlerde mahkemelerin görevinde bir değişikliğin söz konusu olduğu hallerde, üst görevli mahkemeler yargılamaya devam ederler, alt görevli mahkemeler görevsizlik kararı vererek dosyayı üst görevli mahkemeye gönderirler” şeklindeki açık düzenlemesi karşısında, sulh ceza mahkemesine göre üst görevli mahkeme olan asliye ceza mahkemesinde davaya devam edilerek hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, hükmün esasının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 22.11.2011 gün ve 15665-13140 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın, esasa ilişkin temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.02.2012 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.