Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2012/1017 E. 2013/455 K. 12.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2012/1017
KARAR NO : 2013/455
KARAR TARİHİ : 12.11.2013

Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 01.06.2011
Sayısı : 47-53

Birden ziyade kimseyi öldürme suçundan hükümlü …’in 765 sayılı TCK’nun 450/5. maddesi uyarınca müebbet ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, Dinar Ağır Ceza Mahkemesince verilen ve resen temyize tabi olan 23.10.2002 gün ve 21-58 sayılı hükmün hükümlü müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 06.05.2003 gün ve 755-858 sayı ile onanmasına karar verilmiş ve hüküm kesinleşmiştir.
1 Haziran 2005 tarihinde yeni kanunların yürürlüğe girmesi nedeniyle hükümlünün uyarlama talebi üzerine yargılama yapan Dinar Ağır Ceza Mahkemesince 20.01.2010 gün ve 2-12 sayı ile, uyarlama talebinin reddi ile kesinleşen hükümdeki müebbet ağır hapis cezası ibaresinin müebbet hapis cezası olarak değiştirilmek suretiyle aynen infazına karar verilmiştir.
Resen temyize tabi olan hükmün, hükümlü müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 31.03.2011 gün ve 1013-1958 sayı ile;
“Hükümlü … hakkında, maktuller Süleyman ve Hanife’yi öldürme suçundan 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 450/5. maddesi uyarınca kurulup, Yargıtay 1. Ceza Dairesince onanmak suretiyle kesinleşen hükümden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesinin ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddesi gereğince yeniden ele alınıp, uyarlama talebinin reddine dair kurulan hükümde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, hükümlü müdafiinin bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Her bir maktule yönelik öldürme suçundan 5237 sayılı TCK’nun 81/1. maddesi uygulanması suretiyle verilebilecek olan iki ayrı müebbet hapis cezasının infazının içtima nedeniyle hücreli müebbet hapis olacağı ve 765 sayılı TCK’nun 450/5. maddesi uygulanması suretiyle belirlenen ve verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına göre lehe olduğu anlaşılmakla, hükümlü hakkında 5237 sayılı TCK’nun 81/1, 53, 81/1, 53. maddeleri uygulanmak suretiyle hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Dinar Ağır Ceza Mahkemesince 01.06.2011 gün ve 47-53 sayı ile,
“5237 sayılı TCK’da birden fazla kişinin öldürülmesi için ayrıca bir maddenin düzenlenmediği, kasten öldürme suçu içinde zincirleme suç hükmünün 5237 sayılı TCK’nun 43/3. maddesi gereğince uygulanma olanağı olmadığından, öldürülen kişi kadar 5237 sayılı TCK’nun 81. maddesinin uygulanacağı, hükümlü hakkında 5237 sayılı TCK’nun 81. maddesinin iki kez uygulanması halinde iki kez müebbet hapis cezası verilmesi halinde 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 107/3-b maddesi gereğince koşullu salıverme süresinin 30 yıl olacağı, hükümlü hakkında kesinleşen müebbet ağır hapis cezasının ise 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanunun 19. maddesine göre şartla salıvermesinin 20 yıl olduğu bu nedenle hükümlü hakkında verilen 765 sayılı TCK’nun 450/5. maddesi uyarınca cezalandırılmasına ilişkin hükmün hükümlü lehine olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2001/21 Esas 2002/58 karar sayılı ilamı ile sanığın TCK 450/5 maddesi gereğince müebbet ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği bu kararın Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 06.05.2003 tarih ve 2003/755 Esas 2003/858 karar sayılı ilamı ile onandığı, 765 sayılı TCK’nun 450/5. maddesi uyarınca verilmesi gereken ceza ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası olması gerekirken mahkememizce müebbet ağır hapis cezası verildiği kararın kesinleştiği, verilen bu cezanın kazanılmış hak teşkil ettiği 5252 sayılı yasanın 6. maddesi uyarınca ağır hapis cezasının hapis cezasına dönüştürüldüğü bu durumda sanığın cezasının ‘müebbet hapis cezası’ olacağı, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 31.03.2011 tarih ve 2011/1013 Esas 2011/1958 karar sayılı ilamı uyarınca sanığa ceza verilmesi durumunda sanığın iki kez müebbet hapis cezası ile cezalandırılacağı, bu durumun ise sanığın aleyhine bir durum teşkil edeceği” gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Bu kararın da resen temyize tâbi olması nedeniyle, Yargıtay C.Başsavcılığının “bozma” istekli 01.03.2012 gün ve 336094 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; birden ziyade kimseyi öldürme suçundan hükümlü … hakkında, hangi kanunun lehe olduğunun belirlenmesine ilişkin ise de, yerel mahkeme kararının yeni hüküm olup olmadığı hususunun Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca ön sorun olarak ele alınması gerekmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış kararlarında vurgulandığı üzere, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
İncelenen dosya kapsamından;
İlk hükmün Özel Dairece 5237 sayılı Kanuna göre verilecek hükmün lehe olacağından bahisle bozulmasından sonra, yerel mahkemece önceki hükümde yer almayan; “765 sayılı TCK’nun 450/5. maddesi uyarınca verilmesi gereken ceza ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası olması gerekirken mahkemece müebbet ağır hapis cezası verildiği, kararın kesinleştiği, verilen bu cezanın kazanılmış hak teşkil ettiği, 5252 sayılı kanunun 6. maddesi uyarınca ağır hapis cezasının hapis cezasına dönüştürüldüğü, bu durumda sanığın cezasının ‘müebbet hapis cezası’ olacağı, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 31.03.2011 tarih ve 2011/1013 Esas 2011/1958 karar sayılı ilamı uyarınca, sanığa ceza verilmesi durumunda sanığın iki kez müebbet hapis cezası ile cezalandırılacağı, bu durumun ise sanığın aleyhine bir durum teşkil edeceği” şeklindeki yeni ve değişik gerekçe ile direnme kararı verilmiştir
İlk hükümde yer almayan bu husus Özel Dairece denetlenmemiş olup, Özel Daire denetiminden geçmemiş olan bu konunun ilk kez Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine kanuni imkan bulunmamaktadır.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Dinar Ağır Ceza Mahkemesince verilen 01.06.2011 gün ve 47-53 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.11.2013 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.