Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2011/34 E. 2011/37 K. 05.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2011/34
KARAR NO : 2011/37
KARAR TARİHİ : 05.04.2011

Tebliğname: 2010/33490
Yargıtay Dairesi : 3. Ceza Dairesi
Mahkemesi : SAKARYA 1. Ağır Ceza
Günü : 11.06.2009
Sayısı : 182–182
6831 sayılı Yasaya aykırılık suçundan sanık H. Ç.’ın, anılan Yasanın 93/2. maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 11.05.2004 gün ve 193–76 sayılı hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 12.10.2005 gün ve 7103-19657 sayı ile;
“5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7. maddesinde ‘zaman bakımından uygulama,’ 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddesinde ise, ‘lehe olan hükümlerin uygulanmasında usul’ kurallarının düzenlenmesi, ayrıca 5252 sayılı Kanunun 12. maddesi ile 765 sayılı Türk Ceza Kanununun yürürlükten kaldırılması, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun ve Kanunların hükümden sonra 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunması karşısında;
5237 sayılı TCK’nın 7. maddesi ve genel hükümleri ile 5252 sayılı Kanunun 9. maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hüküm¬leri de nazara alınarak yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması” isabetsiz¬liğinden diğer yönleri incelenmeksizin bozulmuştur.
Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesince 22.06.2006 gün ve 81-238 sayı ile;
“Mahkememizin bozmaya konu 11.05.2004 tarih ve 2004/193-76 sayılı kararı incelendiğinde; tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, sanığın eylemi ormandan tarla açma niteliğinde kabul ve takdir edilerek, bu eyleme uyan 6831 sayılı Yasanın 93/2. maddesi gözetilerek hüküm kurulduğu, verilen cezadan kanuni ya da takdiri başkaca artırım veya indirime gidilmediği, cezanın teciline gerek görülmediği, devamında 6831 sayılı Yasanın 113. ve 114. maddelerinin uygulandığı, hükümde 6831 sayılı Yasanın 93/2, 113 ve 114. maddeleri dışında 01.06.2005 tarihinde yürürlükten kalkan 765 sayılı TCK hükümlerinin uygulan¬madığı, bu nedenle de eski ve yeni TCK hükümleri karşısında sanık lehine uygulama yapılmasını gerektirir bir durum bulunmadığı gibi, 6831 sayılı Yasanın ilk hükümde uygulanan maddelerinde de sonradan sanık lehine uygulama yapılmasını gerektirir yeni ve lehe bir düzenleme yapılmadığı anlaşılmakla, sanık lehine değerlendirme yapmayı gerektirmeyen mahkememizin 11.05.2004 tarihli ve 2003/193-2004/76 sayılı mahkûmiyet kararında ısrar edilmesi yönünde direnme kararı verilerek hüküm tesisi uygun bulunmuştur” gerekçesi ile ilk hükümde direnilmiştir.
Sanık müdafiinin temyizi üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay 3. Ceza Dairesince temyiz incelemesi yapılarak, 02.03.2009 gün ve 6594-3567 sayı ile;
“Hükümden sonra 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunla, özel nitelikte olan 6831 sayılı Orman Kanununda getirilen köklü değişikliklerin ve ceza sisteminin lehe hükümlerinin bütün halinde değerlendirme sonucu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 7. maddesi dikkate alınarak sanık lehine uygulanması gerekliliği ve 5728 sayılı Kanunun 562. maddesi uyarınca CMK’nın 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında öngörülen, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında ceza sınırının 2 yıla çıkartılması ve soruşturma ile kovuşturması şikâyete bağlı suç olma şartının kaldırılması kuralları gereğince bu hususların yerel mahkemece birlikte değerlendirilmesi lüzumu” isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkemece bu kez 11.06.2009 gün ve 182-182 sayı ile;
“Mahkemenin 22.06.2006 gün ve 2006/81 esas, 2006/238 sayılı kararı ile, daha önce verilen 11.05.2004 gün ve 2004/193-2004/76 karar sayılı kararında ısrar edilmesine ve direnilmesine karar verilmesine rağmen dosyanın, Yargıtay denetimi esnasında Yargıtay Ceza Genel Kuruluna tevdi edilip Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından ısrar edilmesine ve direnilmesine karar verilen mahkeme kararı hakkında bir karar verilmesinin gerekmesi karşısında, CMK hükümlerine usul yönünden mahkememizce aykırı görülen Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 02.03.2009 gün ve 2008/6594-2009/3567 sayılı bozma ilamına uyulmamasına,
Evvelce mahkemece ısrar edilmesine ve direnilmesine karar verilen mahkememizin bu kararının Yargıtay denetiminin, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca yapılıp bu hususta bir karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine” karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının “zamanaşımı nedeniyle düşme” istemli, 28.01.2011 gün ve 33490 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yerel mahkemece verilen direnme hükmünün, Özel Daire tarafından incelenmesinin olanaklı olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığının 22.08.2003 gün ve 2562-252 sayılı iddianamesi ile sanık hakkında, orman yakma suçundan, 6831 sayılı Yasanın 110/4-son maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davasının açıldığı,
Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.05.2004 günlü kararı ile sanığın; 6831 sayılı Yasanın 93/2. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği,
Sanığın temyizi üzerine dosyayı inceleyen Özel Dairece; 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren yeni yasaların değerlendirilmesi amacıyla diğer yönleri incelenmeyen yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verildiği,
Yerel mahkemece, 22.06.2006 gün ve 81-238 sayı ile; “Hükümde 6831 sayılı Yasanın 93/2, 113 ve 114. maddeleri dışında, 01.06.2005 tarihinde yürürlükten kalkan 765 sayılı TCK hükümlerinin uygulanmadığı, bu nedenle de eski ve yeni TCK hükümleri karşısında sanık lehine uygulama yapılmasını gerektirir bir durum bulunmadığı” gerekçesiyle ilk hükümde direnildiği,
Sanık müdafiinin temyizi üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay 3. Ceza Dairesince temyiz incelemesi yapılarak, 02.03.2009 gün ve 6594-3567 sayılı kararla; “5271 sayılı CYY’nın 231. maddesinde yapılan değişikliğin değerlendirilmesi amacıyla diğer yönleri incelenmeksizin hükmün bozulmasına” karar verildiği,
Yerel mahkemece bu defa 11.06.2009 gün ve 182-182 sayı ile; “Direnme kararı verilmiş olması nedeniyle dosyanın, Ceza Genel Kurulu tarafından incelenmesi gerekirken Özel Dairece incelenmiş olması karşısında direnme hususunda bir karar verilmek üzere Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine” karar verildiği anlaşılmaktadır.
Görüldüğü üzere yerel mahkemenin ilk hükmü, Özel Dairece; yürürlüğe giren yeni yasalar nedeniyle lehe değerlendirme yapılması için diğer yönleri incelenmeksizin bozulmuş, yerel mahkeme ise bu bozma nedenine karşı direnmiştir.
Sanık müdafiinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Özel Daire tarafından bu kez de yerel mahkeme direnme hükmünün, 5728 sayılı Yasa ile 6831 sayılı Yasa ve 5271 sayılı CYY’nın 231. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi bakımından diğer yönlerini incelemeksizin bozulmasına karar vermiştir.
5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 326/3. maddesi hükmü uyarınca, yerel mahkemece Yargıtay’dan verilen bozma kararlarına direnilmesi halinde incelemenin, Ceza Genel Kurulunca yapılması gerektiği hususunda herhangi bir duraksama bulunmamaktadır. Bu nedenle yerel mahkeme direnme hükmünün Ceza Genel Kurulu yerine Özel Dairece incelenmesinin yasal dayanağı bulun¬madığından, Özel Dairenin 02.03.2009 gün ve 6594-3567 sayılı bozma kararı ile yerel mahkemenin bu bozma ilamına karşı verdiği 11.06.2009 gün ve 182–182 sayılı ikinci direnme hükmü hukuki değerden yoksun olup kaldırılmalarına karar verilmesi gerekmektedir.
Yerel mahkemece, 22.06.2006 gün ve 81-238 sayılı ilk direnme hükmünün sanık müdafiince temyizi üzerine yapılan incelemede;
Yerel mahkemece, 12.05.2004 tarihli ilk hükümde, sanık hakkında 765 sayılı TCY’nın uygulanmamış olması ve hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237, 5271 ve 5252 sayılı Yasalar ile 6831 sayılı Yasada herhangi bir değişiklik veya düzenleme yapılmamış bulunması karşısında, yerel mahkemenin direnme niteliğindeki kararının isabetli olduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla; Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.06.2006 gün ve 81-238 sayılı direnme hükmü isabetli olduğundan dosyanın, incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Hukuki değerden yoksun bulunan Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 02.03.2009 gün ve 6594-3567 sayılı bozma kararı ile Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.06.2009 gün ve 182-182 sayılı ikinci direnme hükmünün KALDIRILMASINA,
2- Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.06.2006 gün ve 81–238 sayılı direnme kararındaki nedenlerin İSABETLİ OLDUĞUNA,
3- Dosyanın, esasının incelenmesi için Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.04.2011 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.