Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2011/291 E. 2012/15 K. 07.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2011/291
KARAR NO : 2012/15
KARAR TARİHİ : 07.02.2012

Hırsızlık suçundan sanıklar Cuma ve Halil’in 5237 sayılı TCY’nın 142/1-f, 62 ve 51/1. maddesi uyarınca 1’er yıl 8’er ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve ertelemeye ilişkin, Viranşehir Asliye Ceza Mahkemesince verilen 20.05.2008 gün ve 406-345 sayılı hükmün sanıklar tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesince 13.06.2011 gün ve 52769-12889 sayı ile;
“Sanıkların nüfus kayıtları getirilmeden hüküm kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK.nun 209. maddesinin 1. fıkrasına muhalefet edilmesi” isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 26.08.2011 gün ve 253400 sayı ile;
“…Sanıkların elektrik hırsızlığı suçuna ilişkin olarak yargılandıkları, mahkemece suçun sübutuna ilişkin delillerin yasaya uygun biçimde toplandığı, sanıkların ilgili suçu işlediği kanısına ulaşıldığı ve mahkumiyetlerine karar verildiği.
Her ne kadar iddianamede nüfus kayıtları deliller arasında gösterilmiş ise de bu kayıtların dosyada bulunmadığı, kovuşturma aşamasında da sanıkların nüfus kayıtlarının çıkartılmadığı görülmektedir.
Sanıklara ait kayıtlar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından itiraz aşamasında UYAP’ta kayıtlı bulunan mernis ağından alınarak onaylanmış, bu kayıtların dosyadaki bilgilerle örtüştüğü belirlenmiştir. Burada tartışılması gereken konu, dosyada nüfus kayıtlarının yargılama sırasında getirilmemesi dolayısıyla hükmün bozulup bozulamayacağı noktasındadır.
Yargının hızlandırılmasına yönelik çalışmalar çerçevesinde adli makamların dosyanın ilgilisi olan kişilere ait bilgileri temin edebilmeleri adına, UYAP aracılığıyla nüfus kayıtlarını doğrudan alabilmeleri olanaklı kılınmıştır. Buna ilişkin olarak 25.04.2006 tarih ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’na eklenen 44 ve 45. maddeler çerçevesinde, adli makamlar, mernis ağından nüfus kaydını doğrudan çıkartabilmekte, böylece gereksiz beklemelerin önüne geçilmektedir. Bu yetki soruşturma ve kovuşturma aşamalarında geçerli olduğu gibi, dosya temyiz incelemesine geldiğinde de sürmektedir. İtiraz dilekçesine ekli nüfus kayıtlarından da anlaşılacağı üzere, kişilere ait nüfus kayıtları her aşamada çıkartabilmektedir.
Somut olayda soruşturma ve kovuşturma aşamalarında sanıkların nüfus kayıtları getirtilmemiş, itiraz dilekçesine ekli nüfus kayıtları Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından çıkartılarak dosyaya konulmuştur. Bu kayıtlarda yer alan bilgilerin, sanıklardan keşif sırasında tespit edilen kimlik bilgileriyle aynı olduğu görülmektedir. Aynı bilgileri verme, bu bilgilere ilişkin belgenin doğruluğunu kabul anlamına gelmektedir. Bu yönüyle kayıtların sanıklar tarafından yalanlanması olasılığı bulunmamaktadır.

O halde, her aşamada elde edilmesi olanağı bulunan ve buna ilişkin yasal yetki de verilmiş bir kaydın bulunmadığı gerekçe gösterilerek hükmün bozulmasına karar verilmesi yasaya aykırıdır” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve dosyanın esastan incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Dosya, Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanıkların hırsızlık suçundan cezalandırılmalarına karar verilen somut olayda, Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yargılama dosyasında bulunmayan nüfus kayıt örneklerinin temyiz incelemesi sırasında Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) sistemi kullanılarak çıkartılması suretiyle eksikliğin giderilmesinin olanaklı olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Sanıklar hakkında Viranşehir Cumhuriyet Savcılığınca hırsızlık suçundan başlatılan soruşturmada, sanıkların C.Savcısı tarafından savunmalarının alındığı, tutanaklarda sanıkların vatandaşlık numaraları dahil olmak üzere ayrıntılı kimlik bilgilerine yer verildiği, sanıkların nüfus kayıt bilgilerine uygun şekilde adli sicil kayıtlarının UYAP sisteminden çıkartılarak soruşturma dosyasına eklendiği, bu kayıtlara göre sabıkasız olan sanıklar hakkında düzenlenen, iddianamede, sanıkların vatandaşlık numaraları dahil olmak üzere ayrıntılı kimlik bilgilerinin gösterildiği,
Mahkemece iddianamenin sanıklara tebliğ edildiği, keşifte sanıkların ayrıntılı olarak kimlik tespitlerinin yapılarak savunmalarının alındığı,
Özel Daire bozma kararından sonra 11.08.2011 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca UYAP sistemi kullanılarak elde edilen, sanıklara ait nüfus kayıt örneklerinin dosyaya eklendiği, nüfus kayıt örneklerinin dosyada yer alan sanıklara ait nüfus bilgileri ile uyumlu olduğu,
Anlaşılmaktadır.
Anayasamızın 141/4. maddesinde; davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğu belirtilmiş, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin adil yargılanma hakkına ilişkin 6. maddesinde de, davaların makul bir süre içinde bitirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP), Yüksek Mahkemeler de dahil olmak üzere bütün yargı organları ile birlikte adli tıp ve icra daireleri arasında bilgi alışverişinin elektronik ortama taşınması, evrakın elektronik ortamda güvenli bir şekilde depolanması, kişilere internet üzerinden hizmet verilmesi, diğer kurumlarla elektronik ortamda hızlı, etkin ve güvenilir bilgi alışverişinin sağlanması ve bu kurumlardan istenilmesi gereken bilgilerin sistem tarafından hazır edilmesi, kısaca adalet hizmetlerinin daha hızlı ve güvenilir bir şekilde yerine getirilmesi amacıyla uygulamaya konulan bir bilişim sistemi projesidir.
Bu doğrultuda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasasının “Elektronik İşlemler” başlıklı 445. maddesinde; “Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP), adalet hizmetlerinin elektronik ortamda yürütülmesi amacıyla oluşturulan bilişim sistemidir. Dava ve diğer yargılama işlemlerinin elektronik ortamda gerçekleştirildiği hâllerde UYAP kullanılarak veriler kaydedilir ve saklanır” şeklindeki düzenleme ile Ulusal Yargı Ağı Projesinin işlevi ve kullanılacağı alanlar tanımlanmıştır.
5460 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 3. maddesinin 1. fıkrasının,
(e) bendinde “Aile kütüğü”; “Nüfus olaylarına ilişkin kayıtların kâğıt veya elektronik ortamda tutulduğu kütük”,
(k) bendinde “Kimlik Paylaşımı Sistemi”; “Genel Müdürlükçe merkezî veri tabanından ayrı olarak elektronik ortamda tutulan, Kimlik Paylaşımı Sisteminden yararlanacak kurumların istifadesine sunulan ve sınırlandırılmış bilgiler ihtiva eden aile kütüğü kayıtları”,
(m) bendinde; “Merkezî veri tabanı”; “Genel Müdürlükte elektronik ortamda tutulan aile kütüğü kayıtları”,
(n) bendinde “MERNİS”; “Merkezî veri tabanı ve Kimlik Paylaşımı Sistemini de kap-sayan Merkezî Nüfus İdaresi Sistemi”,
(r) bendinde “Nüfus kaydı”; “Aile kütüğüne işlenmiş kişisel bilgiler”,
(s) bendinde “Nüfus kayıt örneği”; “Aile kütüğüne işlenmiş kişisel bilgilerin özetlerini gösterir belge” olarak tanımlanmıştır.
Anılan Yasanın 44. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi uyarınca, adli makamların nüfus kayıt örneklerini alma yetkisi olduğu vurgulanmış, “Kimlik ve Adres Paylaşımı Sistemlerinin Kullanılması” başlıklı 45. maddesindeki “Bakanlık (İçişleri), Kimlik Paylaşımı Sistemi ve Adres Paylaşımı Sistemi veri tabanlarında tutulan bilgileri bu Kanunda belirtilen esas ve usûller çerçevesinde kurumlar ile diğer kişilerin hizmetine açabilir” hükmü ile de bu bilgilerin kullanılması düzenleme altına alınmıştır.
Bu düzenlemeler ile İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü bünyesinde “Kimlik Paylaşımı Sistemi” adı altında elektronik ortamda tutulan aile kütüğü kayıtlarından diğer kurumların ve bu kapsamda adli makamların da doğrudan yararlanmasının yasal dayanağı oluşturulmuştur.
Bununla birlikte 10.07.2005 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Kimlik Paylaşımı Sistemi Uygulama Yönetmeliğine dayanılarak, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ile Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı arasında 26.09.2006 tarihinde imzalanan protokole göre, “Uyap’ı kullanan tüm yargı birimlerinin nüfus bilgilerine ulaşabilmesi” olanağı sağlanmış olup, halen Yargıtay dahil olmak üzere tüm adli makamlardaki yetkili birimler, ilgili kişilerin nüfus kayıtlarına ulaşabilmektedir.
Yargıtay Özel Dairelerince verilen birçok kararlarda da UYAP sistemi kullanılarak çıkartılan nüfus kayıt örneklerine dayanılarak eksiklikler temyiz aşamasında tamamlanmakta, bu belgelerin temin edilmiş olması nedeniyle yerel mahkeme hükümlerinin bozulması yoluna gidilmemektedir. Bu bağlamda dosyada bulunmayan ve suç vasfının belirlenmesi açısından önem taşıyan mağdurlar ile sanıkların nüfus kayıt örneklerinin UYAP sistemi kullanılarak çıkartılması nedeniyle bu eksikliğin bozma nedeni yapılmaması sürdürülen bir uygulamadır.
Öte yandan, yargılama dosyasında bulunmayan ve buna bağlı olarak duruşmada okunmayan nüfus kayıt örneğinin temyiz aşamasında temin edilerek dosyaya konulması suretiyle bu eksikliğin giderilmesinin yargılama yasası kuralları açısından da ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu konuya ilişkin olarak 5271 sayılı CYY’nın “Duruşmada Okunması Zorunlu Belge ve Tutanaklar” başlıklı 209/1. maddesinde;
“Naip veya istinabe yoluyla sorgusu yapılan sanığa ait sorgu tutanakları, naip veya istinabe yoluyla dinlenen tanığın ifade tutanakları ile muayene ve keşif tutanakları gibi delil olarak kullanılacak belgeler ve diğer yazılar, adlî sicil özetleri ve sanığın kişisel ve ekonomik durumuna ilişkin bilgilerin yer aldığı belgeler, duruşmada okunur”,
“Delilleri Takdir Yetkisi” başlıklı 217/1. maddesinde;
“Hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Bu deliller hâkimin vicdanî kanaatiyle serbestçe takdir edilir” şeklinde düzenlemeler yer almaktadır.
Sanıkların ayrıntılı nüfus kayıt bilgilerinin iddianamede gösterilmesi ve dosya içeriğindeki belge ve bilgilerin birbirini doğrulaması karşısında, mevcut ve bilinen bir durumun belgelendirilmesi mahiyetindeki nüfus kayıt örneğinin temyiz aşamasında çıkartılarak dosyaya konulması ortaya konulmuş yeni bir delil niteliğinde değildir. Dolayısıyla nüfus kayıt örneği, bu özelliği gözönüne alındığında CYY’nın 217/1. maddesi kapsamında değerlendirilemeyecektir.
Bununla birlikte sanıkların nüfus kayıt örneklerinin CYY’nın 209. maddesi uyarınca duruşmada okunması gereken belgeler arasında olduğunda da kuşku bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu belgenin duruşmada okunmadan hüküm kurulmuş olması hukuka aykırıdır. Ancak her hukuka aykırılık bozma nedeni oluşturmamaktadır. 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 308. maddesinde sayılan hukuka mutlak aykırılık halleri dışındaki aykırılıkların bozma nedeni sayılabilmesi için esasa etkili olması gerekir. Esasa, yani yerel mahkemece verilen hükme etkisi olmayan nisbi hukuka aykırılık halleri ise bozma nedeni oluşturmayacaktır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Yürürlükte bulunan mevzuata göre UYAP sisteminden diğer adli makamlar gibi Yargıtay Dairelerinin de gerek nüfus kayıt bilgilerini, gerekse diğer bilgileri çıkartarak kullanmasında ve kararlarına dayanak yapmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, usûl ekonomisi de gözetilerek yargılamaların süratle sonuçlandırılabilmesi için gerektiğinde temyiz aşamasında UYAP sistemi kullanılarak nüfus kayıt örneği çıkarılmalı ve inceleme sırasında değerlendirmeye alınmalıdır. Böylece yargılamaların gereksiz yere uzamasının önüne geçilebilecektir.
Somut olayda, Özel Daire tarafından temyiz incelemesi sırasında dosyada bulunmayan sanıkların nüfus kayıt örneklerinin UYAP sistemi kullanılarak çıkartılması ve değerlendirilmesi olanaklı iken, bu husus gözardı edilerek yerel mahkeme hükmünün sadece bu yönden bozulmasına karar verilmesi, Anayasamızın 141 ve AİHS’nin 6. maddelerine aykırı olarak yargılamanın gereksiz yere uzaması sonucu doğuracaktır.
Bu itibarla, UYAP sistemi kullanılarak çıkartılan nüfus kayıt örneklerinin dosya içeriği ile sanıklara ait olduğu anlaşıldığından Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Dairece diğer yönler incelenmeksizin verilen bozma kararının kaldırılmasına, dosyanın, yerel mahkeme hükmünün esastan incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Genel Kurul Üyesi A.Kınacı “Tartışmanın konusu, sanıkların nüfus kayıtlarının getirtilerek duruşmada okunmaması nedeniyle mahkûmiyet hükmünün bozulmasından sonra, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca UYAP sistemi aracılığı ile nüfus kayıtlarının MERNİS’ten çıkarılarak dosyaya konması durumunda, yasaya aykırılığın giderilmiş olup olmadığı ve buna bağlı olarak bozma kararının dayanağının ortadan kalkıp kalkmadığıdır.
Hırsızlık suçundan sanıklar Cuma ve Halil hakkında yapılan yargılama sonucu, Viranşehir Asliye Ceza Mahkemesi’nce 20.05.2008 tarihinde her iki sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Sanıkların temyizi üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesi’nce 13.06.2011 tarihinde ‘Sanıkların nüfus kayıtları getirtilmeden hüküm kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK.nun 209. maddesinin 1. fıkrasına muhalefet edilmesi’ gerekçesiyle hükümlerin bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 26.08.2011 tarihinde bozma kararına itiraz edilmiştir. İtiraz gerekçesinde özetle, sanıkların nüfus kayıtlarının dosyada bulunmadığı ve kovuşturma aşamasında da çıkartılmadığı; ancak hükümlerin bozulmasından sonra, itiraz aşamasında, sanıkların nüfus kayıtlarının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca UYAP’ta kayıtlı bulunan MERNİS ağından alınarak onaylandığı; bu kayıtlardaki bilgilerin, sanıkların keşif sırasında tespit edilen kimlik bilgileriyle aynı olduğu; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 44 ve 45. maddelerine göre adlî makamların dosyanın ilgisi olan kişilere ait nüfus kayıtlarının doğrudan alınabilmesinin mümkün bulunduğu; her aşamada elde edilmesi olanağı bulunan bir kaydın bulunmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu belirtilerek, bozma kararının kaldırılması istenmiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 209. maddesinde, sanığın kişisel durumuna ilişkin bilgilerin yer aldığı belgelerin (nüfus kaydının) duruşmada okunmasının zorunlu olduğu; 215. maddesinde, bir belgenin okunmasından sonra, bir diyeceği olup olmadığının katılan veya vekiline, Cumhuriyet savcısına, sanığa ve müdafiine sorulması gerektiği; 217. maddesinde ise, hâkimin, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabileceği belirtilmiştir.
Bu zorunluluklar, sanığın kimliğinin kesin olarak belirlenmesinin bir gereği olduğu gibi aynı zamanda sanığın savunma hakkıyla da ilgilidir.
Somut olayda, sanıkların nüfus kayıtları getirtilip duruşmada okunmamış, kendilerinden bu kayıtlara karşı diyecekleri sorulmamıştır. Böylece CMK’nın belirtilen hükümleri ihlâl edilmiş olup bu durum mutlak bozma nedenidir. Nüfus kayıtlarının Yargıtay’ın bozma kararından, hatta hükümden sonra getirtilip dosyaya konması, belirtilen aykırılıkları ortadan kaldırmaz.
Sonuç olarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yerinde olmayan itirazının reddine karar verilmesi gerektiği” düşüncesiyle karşıoy kullanmıştır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 13.06.2011 gün ve 52769-12889 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın esastan incelenmesi için Yargıtay 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.02.2012 günü yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.