Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2011/212 E. 2012/42 K. 07.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2011/212
KARAR NO : 2012/42
KARAR TARİHİ : 07.02.2012

Sanıklar Binali, Serdar, Talat, Davut, Cevat , Mahmut, İdris, İbrahim, Selattin, Tekin, Genco, Güven, Berrin, Can, Adem, Behzat, Ahmet Sefer , Mehmet, Bedir ve Arıkan’In suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan beraatlerine,
Sanıklar Berrin, Arıkan, Ahmet Sefer ve Bedir’İn uyuşturucu madde ticareti suçundan beraatlerine,
Sanıklar Serdar, Talat, Davut, Cevat, Mahmut, İdris, İbrahim, Selattin , Tekin, Genco, Güven, Can ve Adem’in uyuşturucu madde ticareti suçundan TCY’nın 188/3 ve 62. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis ve 1000 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına,
Sanıklar Behzat ve Mehmet’in uyuşturucu madde ticareti suçundan TCY’nın 188/3-4 ve 62. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis ve 1.500 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına,
Sanık Binali’nin uyuşturucu madde ticareti suçundan TCY’nın 188/3-4, 43 ve 62. maddeleri uyarınca 11 yıl 3 ay hapis ve 2.240 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 11.03.2010 gün ve 192-87 sayılı hükmün, sanıklar müdafiileri ve C.savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 28.06.2011 gün ve 2289-5270 sayı ile;
A- Sanıklar Binali, Mehmet, Behzat, Davut, Mahmut, Cevat, Talat, Serdar, Selattin, İdris , Güven, Genco, Adem, İbrahim, Tekin hakkında örgüt suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz isteğinin incelenmesi:
Yargılama sürecinin yasaya uygun olarak yapıldığı; delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı; vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün onanmasına,
B- Sanıklar Binali, Mehmet, Davut, Mahmut, Cevat, Talat, Serdar, Selattin, Güven, Genco, Adem ve Tekin haklarında uyuşturucu madde ticareti suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; Cumhuriyet savcısının ve sanıklar Talat ve müdafiinin, sanık Mehmet müdafiinin ve sanık Selattin ‘in yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin onanmasına,
C- Sanık Can hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesi:
Gerekçeli kararın 31. sayfasında ‘…Can ‘ın savunmalarının aksine ticari amaçlı uyuşturucu bulundurma, satma ve nakletme suçlarını işlediklerine dair delil elde edilemediği için sabit görülmeyen suçlardan beraatlerine karar vermek gerekmiştir’, 32. sayfasında ise ‘…sanıklardan bir kısmı uyuşturucularla alakasının olmadığını, Hatay’a gezmek amacıyla gittiklerini beyan etmiş iseler de, olayın oluş şekli ihbar, parmak izi incelemesi, iletişim tesbitleri nazara alındığında bu sanıkların cezadan kurtulmaya yönelik savunmalarına itibar edilmeyerek cezalandırılmaları cihetine gidilmiştir’ denilmek suretiyle gerekçede çelişkiye düşülmesi,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün bozulmasına,
D- Sanık İbrahim hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesi:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine ancak;
1- Sanık İbrahim ‘in 20.05.2008 tarihli olayda ele geçirilen kokaini temin ettiği tüm dosya kapsamına göre sabit olduğu halde hakkında TCK’nın 188/4. maddesinin uygulanmaması,
2- Adli Tıp Kurumu Adana Grup Başkanlığı ve Ankara Kriminal Polis Labaratuvarında kalan tanık numunelerin zoralımına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bozulmasına;
E- Sanıklar İdris ve Behzat hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesi:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine ancak;
1- Sanık İdris ‘in Adli sicil kaydında bulunan tekerrüre esas olacak nitelikteki Mersin 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2003/812 esas ve 2007/353 karar sayılı ilamındaki 1 yıl 8 ay hapis cezasının, 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunla değişik 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesinde ‘hükmün açıklanmasının geri bırakılması’ seçeneğine de yer verilmesi nedeniyle, söz konusu mahkûmiyete ilişkin hükmü veren mahkemece 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağına ilişkin olarak verilecek kararın sonucuna göre sanık hakkındaki cezanın TCK’nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilip çektirilmeyeceğine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Sanık Behzat ‘ın Adli sicil kaydında bulunan tekerrüre esas olacak nitelikteki Mersin 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2002/919 esas ve 2003/1027 karar sayılı ilamındaki 2 yıl hapis cezasının, 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunla değişik 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesinde ‘hükmün açıklanmasının geri bırakılması’ seçeneğine de yer verilmesi nedeniyle, söz konusu mahkûmiyete ilişkin hükmü veren mahkemece 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağına ilişkin olarak verilecek kararın sonucuna göre sanık hakkındaki cezanın TCK’nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilip çektirilmeyeceğine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısı ve sanık Behzat müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükümlerin bozulmasına,
F- Sanık Bedir hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan verilen beraat kararının incelenmesi:
Sanık Binali ‘nın, sanık Bedir ‘e uyuşturucu madde sattırdığına ilişkin elde edilen istihbari bilgilerden sonra mahkemeden dinleme kararları alınarak sanıkların telefonlarının dinlendiği, görüşmelerde sanığın Binali ‘den temin ettiği uyuşturucu maddeyi sattığı, tüm dosya kapsamından anlaşıldığı halde sanığın TCK’nın 188/3. maddesinde düzenlenen uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan cezalandırılması yerine, yazılı gerekçeyle beraat kararı verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 28.07.2011 gün ve 302113 sayı ile;
l) Sanıklardan Binali ‘nin kuruculuğunu ve liderliğini yaptığı örgütte firari sanık Bedir ‘ın yönetici konumunda olduğu, Bedir’ın da insiyatif kullandığı, Binali ‘nın, sanık Bedir ve açık kimlikleri tespit edilemediğinden haklarında dava açılmayan Bilal ve İlhan isimli kişilere uyuşturucu satışı yaptırdığı, Mersin Emniyet Müdürlüğü tarafından 10.05.2008, 11.05.2008, 16.05.2008, 18.05.2008 ve 20.05.2008 tarihlerinde yapılan 5 değişik operasyonda yakalanan uyuşturucunun örgütle bağlantılı olduğu, örgüt liderinin uyuşturucu satışı yaptırdığı kişilere emirler vermesi nedeniyle hiyerarşik bir yapının bulunduğu, para trafiğinin örgüt lideri tarafından yürütüldüğü, örgütte suç işleme konusunda bir devamlılığın olduğu, örgütün sayısal yeterliliğinin bulunduğu, sanıklar Selattin, Güven, Behzat, İdris ve Tekin ‘in örgütün üyesi konumunda oldukları, sanık İbrahim ‘ın örgüte üye olmamakla birlikte örgütün bu niteliğini bilerek yardım eden konumunda olduğu, elde edilen uyuşturucu maddeler, iletişim tespit tutanakları, olay ve yakalama tutanakları ve dosya kapsamından anlaşılmasına rağmen, sanıklar Binali, İbrahim, Selattin , Güven , Behzat, idris ve Tekin haklarındaki, örgüt suçundan mahkemece verilen beraat kararlarının Özel Dairece bozulması yerine onanması,
2) Örgütün faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti suçunu işleyen sanıklar Binali, Selattin, Güven ve Tekin haklarında TCK’nun 188/5. maddelerinin uygulanması gerektiği yönünde Özel Dairece bozma yapılması yerine hükmün onanması,
3) Örgüte üye olmamakla birlikte bu niteliğini bilerek örgüte yardım eden ve 11.05.2008, 16.05.2008, 20.05.2008 tarihlerinde yapılan operasyonlarda yakalanan uyuşturucuları örgüte satan sanık İbrahim Akşam hakkında uyuşturucu madde ticareti suçuyla ilgili olarak Özel Dairece kurulan hükümde diğer bozma sebepleri dışında TCK’nun 188/5 ve 43. maddelerinden de uygulama yapılması gerektiği yönünde bozma yapılmamış olması,
4) Örgütün faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti suçunu işleyen sanıklar Behzat ve İdris hakkında Özel Dairece kurulan hükümde diğer bozma sebepleri dışında TCK’nun 188/5. maddesinin de uygulanması gerektiği yönünde bozma yapılmamış olması,
5) Örgüt lideri konumunda bulunan Binali ‘den aldığı talimatlar doğrultusunda birden fazla şahsa ve değişik suç tarihlerinde uyuşturucu satan sanık Bedir hakkında uyuşturucu madde ticareti suçunu işlediği yönünde Özel Dairece kurulan hükümde diğer bozma sebepleri dışında TCK’nun 188/5 ve 43. maddelerinin de uygulanması gerektiği yönünde bozma yapılmamış olması,
Sonuç ve İstem :
Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle itirazın kabulü ile Yüksek Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 28.06.2011 gün ve 2011/2289E – 2011/5270K sayılı kararının ‘A’ bendindeki onama hükmünün sanıklar Binali, İbrahim, Selattin, Güven, Behzat, İdris ve Tekin yönünden kaldırılarak hükmün bu sanıklar yönünden mahkûmiyetleri gerektiği yönünde bozulması, ‘B’ bendindeki onama hükmünün sanıklar Binali, Selattin, Güven ve Tekin yönünden kaldırılarak hükmün bu sanıklar yönünden TCK’nun 188/5. maddesinin uygulanması gerektiği yönünde bozulması, ‘D’ bendindeki Özel Dairenin bozmaya yönelik hükmünün sanık İbrahim hakkında TCK’nun 188/5, 43. maddelerinin uygulanması gerektiği yönünde de bozulması, ‘E’ bendindeki sanıklar İdris ve Behzat hakkındaki Özel Dairenin bozmaya yönelik hükmünün TCK’nun 188/5. maddesinin de uygulanması gerektiği yönünde bozulması, ‘F’ bendindeki sanık Bedir hakkındaki Özel Dairenin bozma hükmünün sanık hakkında TCK’nun 188/5 ve 43. maddelerinin de uygulanması gerektiği yönünde bozulması” istemiyle itiraz yasa yoluna başvurmuştur.
Dosya, Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İtirazın kapsamına göre inceleme, sanıklar Binali, İbrahim, Selattin, Güven, Behzat, İdris ve Tekin hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme, örgüte üye olma, yardım etme ve uyuşturucu madde ticareti suçları ile sanık Bedir’in uyuşturucu madde ticareti suçlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık konuları;
1- Sanıklar Binali, İbrahim, Selattin, Güven , Behzat , İdris ve Tekin’in suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme, örgüte üye olma ve örgüte yardım etme suçunun sabit olup olmadığı ile buna bağlı olarak uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan haklarında TCY’nın 188/5. maddesi uygulanmasının gerekip gerekmediği,
2- Sanık İbrahim’in uyuşturucu madde ticareti suçundan hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı,
3- Yerel mahkemece uyuşturucu madde ticareti suçundan verilen beraat kararı Özel Dairece suçun sübuta erdiği ve TCY’nın 188/3. maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği gerekçesiyle bozulan sanık Bedir hakkında TCY’nın 188/5 ve 43. maddelerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı,
Noktalarında toplanmaktadır.
İncelenen dosya içeriğinden;
Mersin Emniyet Müdürlüğünce, Mersin C.Başsavcılığına sunulan raporda, Binali ve Behzat’ın uyuşturucu madde ticareti yaptığı, İbrahim’in hap şeklindeki uyuşturucuları temin ettiği ve Bedir’in de uyuşturucu maddeyi piyasaya sürdüğünün bildirilmesi üzerine anılan sanıklar hakkında soruşturma başlatıldığı, soruşturma kapsamında sanıkların iletişimlerinin tespitine, dinlenmesine ve kayda alınmasına karar verilmesi isteminde bulunulduğu, Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesince 08.05.2008 gün ve 678 sayılı kararla sanıklar Binali’nin kullandığı 535 … .. .. , İbrahim’in kullandığı 532 … .. .. ve Bedir’in kullandığı 538 … .. .. nolu telefonların iletişimlerinin tespitine, dinlenmesine ve kayda alınmasına karar verildiği,
Soruşturma kapsamında Bedir isimli kişinin uyuşturucu madde getireceği yönünde istihbari rapor ve Mersin C.Başsavcılığının istemi üzerine Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesince 11.05.2008 tarih ve 732 sayı ile aşamalarda Bedir tarafından kullanıldığı anlaşılan 537 … .. .. nolu telefonun iletişiminin tespitine, dinlenmesine ve kayda alınmasına karar verildiği,
Sanıklardan Binali’nin ileşitiminin tespitine karar verilen telefon hattından ayrı olarak kullandığı tespit edilen telefon hatlarının bulunduğunun bildirilmesi üzerine Mersin 2. Sulh Ceza Mahkemesince 12.05.2008 gün ve 629 sayı ile 539 … .. .. ve 537 … .. .. nolu telefonların iletişimlerinin tespitine, dinlenmesine ve kayda alınmasına karar verildiği,
İletişimin tespiti çalışmalarında sanık Tekin’in sanık Binali ile irtibatlı olduğunun tespit edilmesi üzerine Mersin 2. Sulh Ceza Mahkemesince 16.05.2008 gün ve 536 sayı ile sanık Tekin’in kullandığı 0 536 … .. .. nolu telefonun iletişimlerinin tespitine, dinlenmesine ve kayda alınmasına karar verildiği,
Böylece soruşturma kapsamında beş sanığa ait toplam 7 telefonun iletişimlerinin tespitine, dinlenmesine ve kayda alınmasına karar verildiği, teknik takip faaliyetinin 08.05.2008 tarihinde başladığı ve son yakalamanın yapıldığı 20.05.2008 tarihinde sonlandığı,
Anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamında bulunan 5 olayın tarih sırasına göre ayrı ayrı ele alınarak incelenmesinde yarar bulunmaktadır.
10.05.2008 tarihli birinci olayda Serdar, Davut, Mahmut, Cevat ve Talat’ın yakalandığı,
Mersin Emniyet Müdürlüğü görevlilerinin yaptığı istihbari çalışmalarda sanık Serdar’ın Mersin’den 33 ABE 87 plakalı Doblo marka ve plakası tespit edilemeyen siyah Hyundai marka araç ile Diyarbakır’a gittiği, Diyarbakır’dan temin ettiği uyuşturucuyu Mersin’e getireceği, uyuşturucu madde taşıtmak amacıyla Mahmut isimli sanıkla anlaştığı, sanıkların yakalanmamak amacıyla Mersin’e iki araç ile 09.05.2008 tarihinde akşam saatlerinde belirtilen araçlarla birlikte hareket ettikleri, araçlardan birisinin yakalanmaya karşı öncülük yaptığı, Mahmut’un kullandığı aracın ise uyuşturucu madde yüklü olduğu, sanık Serdar’ın yanında Cevat, Davut, Talat isimli sanıkların olacağı şeklinde bilgilerin elde edildiği,
Sanıkların yakalanması ve uyuşturucu maddenin ele geçirilmesi için 10.05.2008 tarihinde Mersin İli giriş güzergahlarında gerekli tertibat alınarak sanıklar ve araçların beklendiği, bekleme sırasında 33 ABE 87 plakalı Doblo aracın Tarsus İlçesinden D 400 karayolunu takip ederek Mersin İline doğru seyir halinde olduğunun görüldüğü, arkasında ise 33 ADP 63 plakalı siyah Hyundai aracın bulunduğu, anılan araçların Mersin girişindeki kontrol noktasında saat 06.45 sıralarında durdurulduğu,
Yapılan incelemede öndeki 33 ABE 87 plakalı Doblo marka beyaz renkli aracın sürücülüğünü sanık Talat’ın yaptığı, araçta sanıklar Serdar, Davut, Cevat’ın bulunduğu, arkadan gelen 33 ADP 63 plakalı siyah renkli Hyundai marka araçta ise sürücü olarak Mahmut’un bulunduğu,
Yapılan aramada sanık Mahmut’un idaresindeki aracın bagaj kısmında 8 ayrı siyah poşette daralı toplamı 37 kilo 241 gram olan kubar esrarın, diğer araçta bulunan yolcu sanık Serdar’ın üst aramasında iki ayrı pakette daralı olarak 10 ve 7 gram olmak üzere toplam 17 gram kubar esrarın, Talat’ın sevk ve idaresinde doblo marka araç içerisinde 3 ayrı yerde esrar kırıntılarının ele geçirildiği,
Ankara Polis Kriminal Laboratuarının 06.06.2008 gün ve 2482 sayılı raporunda, ele geçen maddelerin esrar elde edilmesine elverişli hint keneviri bitkisi parçaları ve kırıntıları olduğu, sanık Mahmut’un kullandığı aracın bagajından çıkan 8 paketten toplam 13.824,4 gram, sanık Serdar’ın üzerinden ele geçen maddeden 10 gram, araç içinde 3 ayrı noktada ele geçen kırıntılarından ise 0,45 gram esrar elde edilebileceğinin bildirildiği,
Olayda yakalanan sanıklar ile itiraza konu sanıklar arasında bağlantı tespit edilemediği, HTS raporuna göre itiraza konu sanıklardan Binali Tan ile sanık Serdar Güleç arasında telefon irtibatının olduğu, iletişimin tespiti tutanaklarına tek görüşmenin yansıdığı ve sanık Serdar’ın Binali’den telefonunu açık tutmasını istediği,
Yerel mahkemece sanıkların eyleminin, diğer eylemlerden bağımsız şekilde uyuşturucu madde ticareti suçunu oluşturduğunun kabul edildiği,
11.05.2008 tarihli ikinci olayda sanık İdris’in yakalandığı,
10.05.2008 günü akşam saatlerinde Mersin Emniyet Müdürlüğünü arayan bir şahsın “1.60-1.65 boylarında, beyaz tenli, 20-25 yaşlarında olan İdris’in İstanbul İlinden 10.05.2008 tarihinde otobüs ile uyuşturucu getireceği” şeklinde ihbarda bulunduğu,
Sanık İdris’in yakalanması için 11.05.2008 tarihinde İstanbul İlinden Mersin İline gelen yolcu otobüslerinin kontrol edildiği, sanığın kontrol noktasına saat 07.30’da gelen 06 AP 6999 plakalı Mersin Seyahat firmasına ait yolcu otobüsünün 37 nolu yolcu koltuğunda oturduğu, otobüsün takibe alındığı, otobüsün Mersin Cumhuriyet Mahallesinde park etmesinin ardından izlenen sanık İdris’in elinde bir poşetle otobüsten indiği ve yaya olarak gittiğinin görülmesi üzerine yakalandığı, elindeki poşette yapılan kontrolde şeffaf naylon torba içerisinde 1700 adet üzerinde taç ve çizgi bulunan açık yeşil renkli uyarıcı sentetik hapın (ecstasy) ele geçirildiği,
Ankara Polis Kriminal Laboratuarının 11.06.2008 gün ve 2474 sayılı rapora göre, 1700 adet olarak tespit edilen taç logolu açık yeşil renkte ecstasy ismi ile bilinen tabletin MDMA aktif maddesini içerdiği, MDMA miktarının % 28 oranında olmak üzere 121,8 gram olduğu, MDMA içeren tabletlerin yasal kısıtlılığı olan uyuşturucu-uyarıcı maddelerden olduğu, 2313 sayılı Yasa kapsamında olduğunun tespit edildiği,
Sanık Tekin’in uyuşturucunun bedeli olarak Mersin Merkez PTT Şubesinden alıcısı İbrahim olan 10.000 Lira, alıcısı İdris olan 6.950 Lira havale gönderdiği,
Olayda yakalanan sanık İdris’in soruşturma aşamasında susma hakkını kullandığı, yargılama aşamasındaki savunmasında özetle; suç örgütünün faaliyeti kapsamında uyuşturucu madde ticareti yapma suçlamasını kabul etmediğini, gezmek amacıyla İstanbul’a gittiğini, dönüşte otogarda arkadaşı Mustafa’yı gördüğünü, birlikte dönmek için bilet aldıklarını, daha sonra Mustafa’nın dönmekten vazgeçtiğini, Mustafa’nın oturduğu koltuğun önündeki fileye cips paketi koyduğunu, yolculuk sırasında bu paketten cips yediğini, Mersin’e geldiğinde elinde cips paketi ile indiğini ve polislerin kendisini yakaladığını ifade ettiği,
Yerel mahkemece eylemin bireysel nitelikte uyuşturucu madde ticareti olarak kabul edildiği,
Sanık İdris hakkında iletişimin tespitine ilişkin karar bulunmadığı, sanık Binali’ye ait iletişimin tespiti tutanaklarına göre sanık Binali ile İdris arasında telefon görüşmelerinin bulunduğu,
16.05.2008 tarihli üçüncü olayda sanık Selattin’in yakalandığı,
15.05.2008 günü saat 17:00 sıralarında Mersin Emniyet Müdürlüğünü arayan şahsın “20-25 yaşlarında kısa boylu esmer tenli Selattin isimli şahsın sabah erken saatlerde İstanbul İlinden Mersin İline uyuşturucu getireceği” şeklinde ihbarda bulunduğu,

Sanık Selattin’in yakalanması için 16.05.2008 günü Tarsus otogar girişinde yolcu otobüslerinin kontrol edildiği, saat 06.00 sularında kontrol noktasına gelen Metro firmasına ait Ankara’dan gelmekte olan 38 UK 988 plakalı otobüsün 30 numaralı koltuğunda Selattin’in oturduğunun belirlendiği, sanığın Mersin İli Karacailyas Kavşağında duran otobüsten elinde siyah bir poşet ile indiğinin ve mahalle arasına gittiğinin görülmesi üzerine yakalandığı, yapılan kontrolde elindeki poşet içerisinde kendisine ait çamaşırların olduğu, ceketinin cebinde sigara paketi içerisinde beyaz kağıda sarılı daralı 4 gram kubar esrar ile pantolonun apış arasına gizlenmiş iki ayrı şeffaf naylon torba içerisinde toplam 557 adet pembe ve kirli beyaz renkte üzerlerinde taç ve WL amblemi bulunan ecstacy tabletlerin ele geçirildiği,
Ankara Polis Kriminal Laboratuarının 11.06.2008 gün ve 2469 sayılı raporuna göre, olayda ele geçirilen bitki kırıntılarından 1,2 gram esrar elde edilebileceği, tabletlerin ise toplam 557 adet olduğu, MDMA içerdikleri, bir kısmının %23 MDMA içerdiği, bu oranın 6,6 grama karşılık geldiği, diğer kısmının %32 oranında MDMA içerdiği, bunların 37 grama karşılık geldiği, MDMA içeren tabletlerin yasal kısıtlılığı olan 2313 sayılı Yasaya göre uyuşturucu uyarıcı maddelerden olduğunun tespit edildiği,
Sanığın emniyette susma hakkını kullandığı, sorguda; suçlamayı kabul ettiğini, İstanbul’da Adem isimli kişiden 1.100 Lira karşılığında 550 adet ecstacy olarak bilinen hap aldığını, bunları Mersin’de bulunan Adnan isimli kişiye vereceğini, karşılığında 500 Lira alacağını belirttiği,
Mahkemede ise suç örgütünün faaliyeti kapsamında uyuşturucu madde ticareti suçlamasını kabul etmediğini, kullanmak için İstanbul’dan 550 adet ecstacy hap aldığını, üzerinde yakalanan esrarı da Mersin İlinde ismini bilmediği bir kişiden aldığını dile getirdiği,
Hazırlık aşamasında alınan savunması okunup, çelişki sorulduğunda; soruşturma aşamasında savunması alınırken hap içtiği için kendinde olmadığını ifade ettiği,
Sanık Selattin hakkında iletişimin tespiti kararı bulunmadığı, sanığın itiraza konu sanıklardan İbrahim ile telefon görüşmelerinin bulunduğu, iletişimin tespiti tutanaklarının içeriğinden sanıkların buluşma yeri ve zamanı konusunda görüşmeler yaptığı,
18.05.2008 tarihli dördüncü olayda sanıklar Binali, Tekin, Güven, Adem, Genco, Can ve Berrin ’in yakalandığı,
Mersin Emniyet Müdürlüğünce küçük Sinan lakaplı sanık Binali ve arkadaşları hakkında yürütülen iletişimin tespiti kararlarının değerlendirilmesi sırasında sanık Binali’nin sanıklar Tekin ve Güven isimli sanıklarla Hatay İlinden temin ettikleri uyuşturucu maddeyi iki ayrı araçla 18.05.2008 tarihinde Mersin’e getirecekleri bilgisine ulaşıldığı, 18.05.2008 günü saat 11.50’de uyuşturucu sevkiyatında öncülük yaptığı değerlendirilen 33 HU 823 plakalı Doblo marka aracın Mersin otoban girişine gelerek Mersin İl merkezi istikametine doğru seyir ettiği, araçta biri bayan olmak üzere dört şahsın bulunduğu, devam eden fiziki takip çalışmasında aracın gişelerden belli bir mesafede durarak beklemeye başladığı, bu aracın geçişinden 15 dakika sonra aynı güzergahı takip eden küçük Sinan lakaplı sanık Binali’nin sanığın sevk ve idaresindeki 31 E 5076 plakalı beyaz renkli Palio marka aracın geçiş yaptığı, araçların güzergah üzerinde tertibat alan görevlilerce durdurulduğu, 31 E 5076 plakalı araçta yapılan kontrolde sürücünün sanık Binali, yolcuların ise sanıklar Tekin ve Genco olduğu, araç içerisinde yapılan aramada arka paspas üzerinde üç ayrı poşette toplam daralı ağırlığı 4.626 gram olan kubar esrarın ele geçirildiği,
Yapılan araştırmada uyuşturucunun ele geçirildiği araca öncülük yapan 33 HU 823 plakalı aracın Mersin Serbest Bölge kavşağında beklediğinin görüldüğü, yapılan kontrolde araç sürücüsünün Güven, yolcuların ise Berrin, Can ve Adem olduğu, sanıkların uyuşturucu nakleden araca gözcülük ve öncülük yaptıkları şüphesiyle gözaltına alındığı,
Ankara Polis Kriminal Laboratuarının 17.06.2008 gün ve 2473 sayılı ekspertiz raporunda; ele geçirilen maddenin uyuşturucu maddelerden esrar elde edilmesine elverişli hint keneviri bitkisi parçaları olup, bu maddelerden net 431,6 gram + 423,6 gram + 535,6 gram olmak üzere toplam 1.390,8 gram esrar elde edilebileceğinin belirtildiği,
Ele geçen paketler üzerinde yapılan inceleme sonucunda, öncülük yapan 33 HU 823 plakalı araçta yakalanan sanık Adem’e ait beş ayrı parmak izinin paket yüzeylerinde tespit edildiği,
Olayda ele geçen uyuşturucunun alımında kullanılmak üzere sanık Tekin tarafından sanık Binali’den istenen 1.500 Liranın, sanık Güven tarafından, Mersin İli Pozcu PTT şubesinden, Antakya PTT şubesine alıcısı Tekin olacak şekilde gönderildiği,
Sanık Binali’nin emniyette susma hakkını kullandığı, sorgu ve yargılama aşamasında alınan savunmalarında ise özetle; suç örgütünün faaliyeti kapsamında uyuşturucu madde ticareti suçlamasını kabul etmediğini, yakalandığı olay dışındaki diğer olaylarla ilgisinin olmadığını, suç tarihinde sanık Tekin tarafından Hatay İlinden temin edilen uyuşturucuyu almak için Hatay’a gittiğini, uyuşturucuyu araçla naklederken diğer sanıklarla birlikte yakalandığını, sanık Tekin dışındaki sanıkların uyuşturucudan haberlerinin olmadığını belirttiği,
Sanık Tekin’in emniyette susma hakkını kullandığı, sorguda ve yargılama aşamasında alınan savunmalarında özetle; suç örgütünün faaliyeti kapsamında uyuşturucu madde ticareti suçlamasını kabul etmediğini, yakalandığı olay dışındaki diğer olaylarla ilgisinin olmadığını, Hatay İline giderek bakkal Şaban olarak bildiği kişiden 4,5 kg esrar satın aldığını, durumu arkadaşı sanık Binali’ye bildirdiğini, ortak olmayı teklif ettiğini, bu teklifini sanık Binali’nin kabul etmesi üzerine olay günü uyuşturucuyu Hatay’dan Mersin’e naklederken diğer sanıklarla birlikte yakalandığını, sanık Binali dışındaki sanıkların uyuşturucudan haberlerinin olmadığını ifade ettiği,
Sanık Güven’in emniyette susma hakkını kullandığı, sorguda ve yargılama aşamasında alınan savunmalarında özetle; suç örgütünün faaliyeti kapsamında uyuşturucu madde ticareti suçlamasını kabul etmediğini, yakalandığı olay dışındaki diğer olaylarla ilgisinin olmadığını, olay gününden bir gün önce sanık Binali’nin aracına mazot koyma şartıyla Hatay’a götürmesini istediğini, bu teklifi kabul ettiğini, yanına nişanlısı Berrin ile arkadaşı Can’ı da alarak yola çıktıklarını, Hatay’da gezdiklerini, sanık Binali aracılığıyla sanık Adem ile tanıştıklarını, gece Adem’in evinde kaldıklarını, sabah iki araçla yola çıkıp Mersin’e döndüklerini, yolculuk sırasında sanık Tekin ile telefonla görüştüğünü, görüşmelerde yolda trafik olup olmadığını sanık Tekin’e bildirdiğini, yakalanan uyuşturucu ile ilgisinin olmadığını dile getirdiği,
Sanık Adem’in emniyette susma hakkını kullandığı, sorgu ve yargılama aşamasında alınan savunmalarında özetle; suç örgütünün faaliyeti kapsamında uyuşturucu madde ticareti suçlamasını kabul etmediğini, yakalandığı olay dışındaki diğer olaylarla ilgisinin olmadığını, asker arkadaşı olan sanık Tekin’in kendisini ziyarete geldiğini, aynı gün diğer sanıklar Binali, Güven, Berrin ve Can’ın da misafir olarak geldiğini, misafir geleceği için sanık Tekin ile birlikte araç kiraladıklarını, misafirleri ağırladığını, olay günü bir nişan merasimine katılmak için hep birlikte 45 dakika ara ile yola çıktıklarını, Palio marka aracı kullandığını, seyir halinde iken sanıklar Güven ile Tekin’in karşılıklı telefonla görüştüklerini, konuşulanları duymadığını, içerisinde uyuşturucu yakalanan araca öncülük yapmak gibi bir amacının olmadığını, diğer araçtaki uyuşturucudan haberinin olmadığını belirttiği,
Sanık Genco’nun emniyette susma hakkını kullandığı, sorgu ve yargılama aşamasında alınan savunmalarında ise özetle; suç örgütünün faaliyeti kapsamında uyuşturucu madde ticareti suçlamasını kabul etmediğini, yakalandığı olay dışındaki diğer olaylarla ilgisinin olmadığını, sanık Adem’in kendisine Mersin’e gezmek için gitmeyi teklif ettiğini, teklifi kabul ettiğini, birlikte yola çıktıklarını yolda sanık Tekin’in araçtan inip poşetle geri döndüğünü, bu şekilde Mersin’e geldiklerinde polislerin aracı çevirdiklerini, sanık Tekin’in getirdiği poşetin içinde uyuşturucu bulunduğunu, uyuşturucudan haberi olmadığını ifade ettiği,
Sanık Can’ ın emniyette, sorguda ve yargılama aşamasında alınan savunmalarında özetle; suç örgütünün faaliyeti kapsamında uyuşturucu madde ticareti suçlamasını kabul etmediğini, yakalandığı olay dışındaki diğer olaylarla ilgisinin olmadığını, arkadaşı olan sanık Güven’in olaydan bir gün önce Hatay’a gezmeye gitmeyi teklif ettiğini, bu teklifi kabul ettiğini araçta sanıklar Güven, Binali ve Güven’in nişanlısı Berrin de olduğu halde Hatay’a gittiklerini, Hatay’da sanık Binali’nin yanlarından ayrıldığını, diğer sanıklarda Hatay’da gezdiklerini, o gece Hatay’da sanık Adem’in evinde kaldıklarını, iki araç halinde yola çıktıklarını, yolculuk sırasında sanık Binali’nin Güven’i arayarak yolda kontrol olup olmadığını sorduğunu, Mersin otoban çıkışında araçlarının polis tarafından durdurulduğunu, ele geçen uyuşturucu ile ilgisinin olmadığını belirttiği,
Sanık Berrin’in soruşturma ve yargılama aşamasında alınan savunmalarında özetle; nişanlısı sanık Güven’in daveti üzerine gezmek amacıyla Hatay’a gittiğini, suçlamaları kabul etmediğini ifade ettiği,
İletişimin tespiti tutanaklarının içeriği incelendiğinde üç aşamada görüşmelerin yoğunlaştığı, birinci aşamada sanık Binali ile Tekin arasında Hatay İlinden uyuşturucu temini ve uyuşturucu alımında kullanılmak üzere para gönderilmesine ilişkin görüşmelerin olduğu, görüşmeler sonucunda sanık Güven tarafından o sırada Hatay’da bulunan Tekin’e 1.500 Lira gönderildiği, ikinci aşamada sanık Binali ile Tekin arasında olaydan bir gün önce Hatay İlinde buluşmak için yer tarifine ilişkin görüşmeler olduğu, görüşmeler sonucunda buluşmanın gerçekleştiği, üçüncü aşamada ise olay günü sanıkların iki araçla Hatay’dan Mersin’e doğru yola çıkmaları üzerine sanıklar Binali, Tekin ve Güven arasında yolculuk sırasında hangi güzergahı kullanacaklarına ve yolda kolluk tarafından kontrol yapılıp yapılmadığına ilişkin görüşmelerin olduğu,
Yerel mahkemece sanıklar Binali, Tekin, Genco, Güven, Can ve Adem ‘in iştirak halinde uyuşturucu madde ticareti suçundan mahkumiyetlerine hükmolunurken, yakalanan sanıklardan Berrin’in ise beraatine karar verildiği,
20.05.2008 tarihli beşinci olayda sanık Behzat’ın yakalandığı,
Yürütülen teknik takip çalışmaları sonucu 18.05.2008 tarihli 4. olayda yakalanan sanıklar ile birlikte hareket ettikleri tespit edilen sanıklar Behzat ve Bedir’in 19.05.2008 tarihinde saat 22.30’da İstanbul İlinden hareket eden otobüsle Mersin İline uyuşturucu getirecekleri şeklinde bilgiler elde edildiği, sanıkların yakalanması için 20.05.2008 tarihinde Tarsus otogar çıkışı kontrol noktasında tertibat alındığı, yapılan kimlik kontrolü sırasında sanık Behzat’ın 68 EV 340 plakalı yolcu otobüsünün 28 nolu koltuğunda yolcu olarak oturduğunun tespit edildiği, sanık Behzat ’ın Mersin Ataş Kavşağında otobüsten inmesi üzerine yakalandığı, yapılan üst aramasında Mersin Vif otobüs firmasınca aracın 28 numaralı koltuğu için düzenlenmiş yolcu taşıma biletinin ele geçirildiği, bilette yolcu adının Behzat yazıldığı, otobüs de Mersin Otogarında tüm yolcularının inip bagajlarını aldıktan sonra yapılan aramada 27-28 nolu koltuğun üzerinde bulunan el bagajlarının yerleştirildiği bölümde mavi çanta içerisindeki 12 ayrı küçük poşette üzerinde 69 amblemi bulunan sentetik pembe renkli 3275 adet ecstacy hap, aynı şekilde 28 nolu koltuğun önünde bulunan koltuk filesindeki poşette 5 ayrı paket halinde alüminyum folyo kağıdına sarılı, her biri 9 gram ve daralı toplam ağırlığı 45 gram olan kokainin ele geçirildiği,
Otobüste ele geçirilen uyarıcı maddenin yapılan kontrol nedeniyle bırakıldığı ve daha sonra alınmaya çalışılacağı düşüncesiyle otobüs firmasına ait yazıhane çevresinde beklendiği, saat 15.30 sıralarında yazıhaneye gelen sanık Ahmet’in otobüste iki poşetin unutulduğunu, bilet numarasının 28 olduğunu, otobüs biletinin yırtıldığını söyleyerek poşetleri almak istediği, yapılan kimlik kontrolü üzerine kaçmaya çalışan sanığın yakalandığı, ilk sorgulamada kendisini Kuşçu Mehmet isimli kişinin yönlendirdiğini, otobüs yazıhanesinde çalışanlarla kırgın olduğunu söyleyip paketleri almak için gönderdiğini ifade ettiği, yapılan araştırma sonucu Kuşçu Mehmet lakaplı kişinin sanık Mehmet olduğunun tespit edildiği ve adı geçenin yakalandığı,
Ankara Polis Kriminal Laboratuarının 17.06.2008 tarih ve 2473 sayılı raporuna göre, alüminyum folyoya sarılı maddenin kokain olduğu, içerdiği kokain miktarının %56 olup net 25 gram geldiği, ele geçirilen ecstacy tabletlerin toplam 2390 adet olup, % 42 oranında MDMA içerdiği, bu oranın 231,8 grama karşılık geldiği, MDMA içeren tabletlerin yasal kısıtlılığı olan 2313 sayılı Yasa kapsamında uyuşturucu ve uyarıcı maddelerden olduğu,
Sanık Behzat ’ın üst aramasında ele geçirilen 19.05.2008 gün ve İstanbul’dan hareket saati 22.30 olan 28 nolu koltuğa ait yolcu biletinin Mersin Vif Turizm firmasının İstanbul/Taksim yazıhanesinden 19.05.2008 günü saat 19.53’ de alındığı, sanık Behzat ile birlikte iki Mersin yolcusu adına da bilet tanzim edildiği, söz konusu üç biletin de 0 544 386 71 94 numaralı telefonu beyan eden şahıs tarafından aynı gün, aynı saat ve dakikada 27-28 ve 30 nolu koltuk numarası olarak alındığı,
Sanık Behzat’ın emniyette susma hakkını kullandığı, sorgu ve yargılama aşamasındaki savunmalarında özetle; suç örgütünün faaliyeti kapsamında uyuşturucu madde ticareti suçlamasını kabul etmediğini, yakalandığı olay dışındaki diğer olaylarla ilgisinin olmadığını, ziyaret için İstanbul’a gittiğini, arkadaşı sanık Bedir’in da İstanbul’a geldiğini, birlikte amca çocuklarına ait bekar evinde kaldıklarını, cep telefonunu ara sıra sanık Bedir’in de kullandığını, bu telefondan sanık Bedir’i arayanlar olduğunu, kendisinin de cevap verdiğini, bir keresinde “dayı” diye birisinin “200 Lira yeter mi” diye sorduğunu, bunu sanık Bedir’e ilettiğini, İstanbul’dan Mersin’e dönmek için biletleri sanık Bedir’in arkadaşının aldığını, hep birlikte İstanbul’dan yola çıktıklarını, Tarsus’da kimlik kontrolü yapılınca sanık Bedir’in otobüsten indiğini ve geri gelmediğini, kendisinin de cezaevi kavşağında otobüsten indiği sırada polisler tarafından yakalandığını, otobüste ele geçen uyuşturucu ile ilgisinin bulunmadığını belirttiği,
Tanık Mehmet’in soruşturma aşamasında alınan beyanında özetle; Mersin Vif otobüs firmasında servis görevlisi olarak çalıştığını, 19.05.2008 günü saat 22.30’da İstanbul’dan Mersin’e hareket ettiklerini, yolculuk sırasında otobüsün el bagajlarının bulunduğu bölümünü düzeltirken daha sonra fotoğrafından teşhis ettiği sanık Bedir ‘in tedirgin olduğunu, sanık Bedir’in yolcu listesine göre Mersin’de inmesi gerekirken Tarsus otogarında kimlik kontrolü yapıldıktan sonra araçtan ayrıldığını, yine yolcu listesine göre Mersin otogarında inmesi gereken sanık Behzat ‘ın Ataş Kavşağında aniden inmek istediğini, bu sırada polislerin sanık Behzat’ı yakaladığını, otogarda yapılan aramada sanık Bedir ve Behzat ‘ın oturduğu koltukların üzerinde ve koltuk önündeki filede uyuşturucuların ele geçtiğini, otobüsün otogardan sonra Tece Beldesindeki yazıhane önüne çekildiğini, önce telefonla bir şahsın arayarak otobüste çanta unuttuğunu, halen otobüste olup olmadığını sorduğunu, olumlu cevap verilmesi üzerine bir süre sonra siyah bir Passat marka araç ile yazıhane çevresini kontrol eden sanık Ahmet ‘in gelerek otobüste unutulan çantayı istediğini, koltuk numarası sivil polisler tarafından sorulması üzerine koltuk numarasının 28 olup biletin yırtıldığını söylediği, sorulardan tedirgin olan sanığın kaçmak istediği sırada polisler tarafından yakalandığı, ardından kendisini kuşçu Mehmet isimli kişinin gönderdiğini söylediği, bu kişinin de sanık Mehmet olduğu tespit edilip yakalandığını ifade ettiği,
Soruşturmaya konu olaylarda yakalanmayan ancak iletişimin tespiti tutanaklarına göre soruşturma kapsamına alınan sanık İbrahim’in soruşturma aşamasında savunmasının alınamadığı,
Sanık İbrahim’in yargılama aşamasında alınan savunmasında özetle; suçlamaları kabul etmediğini, sanıklardan sadece Bedir ‘i İstanbul Bayrampaşa’da işlettiği kahvehanesine gelip gittiği için tanıdığını, sanık Bedir’in kumarda çok para kaybettiğini, uyuşturucu ile ilgilendiğini duyunca onu dolandırmaya karar verdiğini, tebeşir ile aspirini karıştırıp sanık Bedir’e 10.000 Lira karşılığı sattığını, sanık Bedir’in dolandırıldığını bir gün sonra anladığını, aldığı parayı zamanla geri verdiğini, yakalanan uyuşturucular ile ilgisinin olmadığını beyan ettiği,
İletişimin tespiti tutanaklarının incelenmesinde, sanık Binali ile sanık İbrahim arasında iletişimin tespiti tutanaklarına yansıyan az sayıda telefon görüşmesinin olduğu, bu görüşmelerin Mersin’den İstanbul’a giden sanıklar İdris ve Bedir ‘ın yola çıkıp çıkmadıkları ve buluşma şekline ilişkin genel ifadeler içerdiği,
Anlaşılmaktadır.
01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasanın 188. maddesinde uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçları yeniden düzenlenmiş, maddenin 5. fıkrasında, diğer fıkralarda gösterilen suçların, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hali, ağırlatıcı bir neden olarak öngörülmüş, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu ise anılan Yasanın 220. maddesinde düzenlenmiştir.
5237 sayılı Yasanın 220. maddesi anlamında bir örgütün varlığından bahsedebilmek için; en az üç kişinin, suç işlemek amacıyla hiyerarşik bir ilişki içerisinde, devamlı bir şekilde amaç suçları işlemeye elverişli araç ve gerece sahip bir şekilde bir araya gelmesi gerekmektedir.
Tanımdan da anlaşılacağı üzere suç işlemek için örgüt kurmak suçundan bahsedilebilmesi için,
a ) Üye sayısının en az üç veya daha fazla kişi olması,
b) Üyeler arasında gevşek de olsa hiyerarşik bir bağ bulunması gerekmektedir. Örgütün varlığı için soyut bir birleşme yeterli olmayıp, örgüt yapılanmasına bağlı olarak gevşek veya sıkı bir hiyerarşik ilişki olmalıdır.
Suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşme yeterli olup, örgütün varlığının kabulü için suç işlenmesine gerek bulunmadığı gibi, işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün olmakla birlikte, zorunluluk arz etmemektedir. Örgütün faaliyetleri çerçevesinde suç işlenmesi halinde, fail, örgütteki konumuna göre, üye veya yönetici sıfatıyla cezalandırılmasının yanında, ayrıca işlenen suçtan da cezalandırılacaktır.
Örgüt niteliği itibariyle devamlılığı gerektirdiğinden, kişilerin belli bir suçu işlemek veya bir suç işlemek için bir araya gelmesi halinde, örgütten değil ancak iştirak iradesinden söz edilebilecektir.
Latince “in dubio pro reo” olarak ifade edilen ve masumiyet (suçsuzluk) karinesinin bir uzantısı olan “kuşkudan sanık yararlanır ilkesi” ceza yargılaması hukukunun evrensel nitelikteki önemli ilkelerinden biridir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Kuşkulu ve aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemez. Ceza mahkûmiyeti bir olasılığa değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermemelidir. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermektir. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olay ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanamaz.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde,
10.05.2008 tarihinde itiraza konu olmayan sanıklar Serda, Davut, Mahmut, Cevat ve Talat’in Diyarbakır İlinden Mersin’e 8 paket halinde 13.824,4 gram esrar maddesi elde etmeye elverişli hint keneviri bitkisi parçalarını araçla naklederken yakalandığı, 11.05.2008 tarihinde sanık İdris’ın sanık İbrahim’den temin ettiği 1.700 adet ecstasy tabletini Mersin’e getirdiği sırada Mersin otogarında yakalandığı, 16.05.2008 tarihinde sanık Selattin’in İstanbul İlinden temin ettiği 557 adet ecstasy tableti ile 4 gram esrar maddesini Mersin’e getirdiği ve otobüsten indikten sonra yakalandığı, 18.05.2008 tarihinde sanıklar Binali, Tekin , Güven, Adem, Genco, Can ve Berrin’in Hatay İlinden temin ettikleri 3 paket halinde toplam 1.390,8 gram esrar elde etmeye elverişli hint keneviri parçalarını Mersin’e naklederken yakalandığı, 20.05.2008 tarihinde sanıklar Behzat ve Bedir’ın İstanbul’dan temin ettiği 2390 adet MDMA içeriklikli ecstasy ile %56 kokain içerikli aliminyum folyoya sarılı 5 paket kokaini Mersin’e getirirken Tarsus otogarında yapılan kimlik kontrolünden tedirgin olan ve dosyası tefrik edilen sanık Bedir’in otobüsten ayrıldığı, sanık Behzat’in ise Mersin Ataş Kavşağında aniden inmeye çalıştığı sırada yakalandığı, yapılan üst aramasında gözaltı işleminin yapıldığı aracın 28 nolu koltuğa ait isim bölümünde Behzat yazan biletin ele geçirildiği, otobüste yapılan aramada 28-29 nolu koltuğun üzerindeki el bagajlarına ait bölümde 2390 adet MDMA içeren ecstacy tableti ve 28 nolu koltuğun ön filesinde 5 adet aliminyum folyoya sarılmış kokain içeren uyuşturucunun ele geçirildiği inceleme konusu 5 olayda;
Sanıkların suç işleme amacıyla kurulmuş örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti suçu yönünden elverişli sayısal çoğunluk, araç ve gerece sahip bulunduğu saptanmış ise de; her olayda yakalanan sanıkların farklı olması, Binali dışındaki sanıkların yakalandıkları olay dışındaki diğer olaylarla bağlantılarının belirlenememesi, bir kısım sanıklar arasında hiyerarşik bir bağ olduğu ve suç işleme iradelerinin devamlılık arz ettiği hususlarının kuşkulu kalması karşısında; şüphenin sanık lehine yorumlanmasını gerektiren evrensel hukuk ilkesi de gözönünde bulundurulduğunda, sanıkların üzerlerine atılı suç işlemek için örgüt kurma, yönetme, örgüte üye olma ve yardım etme suçlarından cezalandırılmalarını gerektirir her türlü kuşkudan uzak, kesin ve yeterli delil bulunmadığının ve yüklenen suçların sabit olmadığının kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.
Öte yandan, sanıkların suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme, örgüte üye olma ve yardım etme suçunu işlediklerinin sabit olmadığının kabul edilmesi, sanıklar İbrahim ve Bedir’in inceleme konusu olaylardan sadece birine katıldığının belirlenmesi, bu belirmenin dosya kapsamına uygun olması karşısında, sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması olanaklı görülmemiştir.
Ulaşılan bu sonuca göre de; sanıklar Binali , İbrahim, Selattin, Güven , Behzat, İdris ve Tekin hakkında suç işlemek için örgüt kurma, yönetme, örgüte üye olma ve yardım etme ve uyuşturucu madde ticareti suçları ile sanık Bedir hakkında uyuşturucu madde ticareti suçlarına ilişkin olarak Özel Dairece verilen kararlarda bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan ondört Genel Kurul Üyesi ise; itirazın kabulü gerektiği görüşüyle karşıoy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının REDDİNE,
2-Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.02.2012 günlü müzakerede yasal çoğunluk sağlamadığından, 14.02.2012 günlü müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.