Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2011/17 E. 2011/13 K. 01.02.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2011/17
KARAR NO : 2011/13
KARAR TARİHİ : 01.02.2011

Tebliğname : 2009/44883
Yargıtay Dairesi : 11. Ceza Dairesi
Mahkemesi : ANKARA 1. Ağır Ceza
Günü : 16.12.2008
Sayısı : 335-354
Hükümlü K. M.’nun dolandırıcılık suçundan 765 sayılı TCY’nın 504/3, 61, 65/3 ve 522. maddeleri uyarınca 4 ay 15 gün ağır hapis ve 146.953.499.999 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesince 26.09.1997 gün ve 111-192 sayı ile verilen kararın, hükümlü müdafii tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 14.10.1998 gün ve 6072-9100 sayı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
01.06.2005 tarihinde 5237 sayılı TCY’nın yürürlüğe girmesi nedeniyle hükümlü hakkında lehe yasa değerlendirilmesinin talep edilmesi üzerine, dosya üzerinden değerlendirme yapan Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesince 17.10.2005 gün ve 111-192 sayı ile; hükümlünün 765 sayılı TCY’nın 504/3, 61 ve 65/3. maddeleri uyarınca 4 ay hapis ve 130 lira adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Hükümlü müdafiinin temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 22.01.2007 gün ve 7587-37 sayı ile;
“5252 sayılı Yasanın 9. maddesinin 3. fıkrası uyarınca lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirleneceğinden; suç ve cezaların tespitine ilişkin 765 sayılı Yasadaki hükümler uygulanarak hükmolunan sonuç ceza ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasanın suç ve yaptırımlara ilişkin hükümler karşılaştırılarak lehe yasanın tespiti ve müteakiben 647 sayılı Yasa – 765 sayılı Yasanın anılan konuya ilişkin hükümleri ile 5237 sayılı Yasanın 50. ve devam eden maddelerinin karşılaştırılması suretiyle lehe hükmün denetime olanak verecek şekilde belirlenip sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde dosya üzerinde karar verilmesi” isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeyen hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesince 27.03.2008 gün ve 50-91 sayı ile; hükümlünün bu kez lehe olan 5237 sayılı TCY’nın 158/1-f, 35/2 ve 39/2-c. maddeleri uyarınca 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 53. maddenin uygulanmasına, hükümlünün kişiliğine, suçun işlenmesindeki özelliklere, suç işleme eğilimine göre hakkında 5237 sayılı TCY’nın 51, 52 ve 5271 sayılı CYY’nın 231/5. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükümlü müdafiinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 11.09.2008 gün ve 12608-8448 sayı ile;
“5237 sayılı TCK.nun 7/2. maddesi gözetilerek; hüküm tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik CMK.nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının takdir ve değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi” isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeyen hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmadan sonra yeniden yargılama yapan Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesince 16.12.2008 gün ve 335–354 sayı ile önceki hükümde direnilmiştir.
Bu hükmün de, hükümlü müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C. Başsavcılığının “bozma” istekli 28.12.2010 gün ve 44883 sayılı tebliğnamesiyle, Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yerel mahkemenin 27.03.2008 günlü kararında hükümlü hakkında 5271 sayılı CYY’nın 231/5. maddesinde düzenlenmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanıp uygulanmayacağı konusunda bir değerlendirme yapılıp yapılmadığının belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.12.2006 gün, 295-322 sayılı kararında belirtildiği üzere, lehe yasanın tespiti bakımından değerlendirme yapılırken, fer’i cezalar ve güvenlik tedbirlerine ilişkin olanlar da dahil olmak üzere 765 sayılı TCY’nın bir bütün halinde olaya uygulanarak sonuca varılması, daha sonra da 5237 sayılı TCY’nın ceza ve güvenlik tedbirleri de dahil ilgili bütün hükümleri tatbik edilerek bu Yasaya göre ayrı bir sonuç belirlenmesi, yapılacak karşılaştırma üzerine daha lehe sonuç verdiği saptanan yasanın hükümleri yekdiğeriyle karıştırılmadan bir bütün halinde uygulanmak suretiyle, ceza, fer’i ceza ve güvenlik tedbirine hükmedilmesi gerekmektedir.
Belirtilen bu yöntemle lehe yasa belirlendikten sonra 5271 sayılı CYY’nın 231/5. maddesinde düzenlenmiş olan ve sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun sanık hakkında uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Lehe yasa değerlendirilmesine konu olan yasaların her biri yönünden ayrı ayrı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanma koşullarının değerlendirilmesine gerek olmayıp, yalnızca lehe olduğu belirlenen ve bu nedenle de uygulanmasına karar verilen yasa yönünden değerlendirme yapılması yeterli olacaktır.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Özel Daire bozma kararı sonrasında yargılama yapan yerel mahkeme tarafından 27.03.2008 gün ve 50-91 sayılı kararda, hükümlü hakkında 5237 sayılı TCY’nın lehe olduğu belirlenip anılan Yasa maddelerince hüküm kurulduktan sonra, 5271 sayılı CYY’nın 231/5. maddesinde düzenlenmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu değerlendirilmiş ve suç işleme eğilimi nedeniyle hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Bu itibarla, yerel mahkeme direnme kararı isabetli olup, Özel Dairece hükmün sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verildiğinden, dosyanın sair yönlerinin incelenmesi için Yargıtay 11. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.12.2008 gün ve 335-354 sayılı kararındaki direnme nedeninin İSABETLİ OLDUĞUNA,
2- Dosyanın, esasa ilişkin temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere, Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.02.2011 günü yapılan müzakerede tebliğnamedeki isteme aykırı olarak oybirliği ile karar verildi.