Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2010/86 E. 2010/91 K. 27.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2010/86
KARAR NO : 2010/91
KARAR TARİHİ : 27.04.2010

İtirazname : 2007/68281
Yargıtay Dairesi : 7. Ceza Dairesi
Mahkemesi : DENİZLİ 5. Asliye Ceza
Günü : 26.12.2006
Sayısı : 334-772
Sanık Z. Y.’nın, 677 sayılı Yasaya aykırılık suçundan aynı Yasanın 1/2, 765 sayılı TCY’nın 81/2-3 ve 647 sayılı Yasanın 4 ve 765 sayılı TCY’nın 72. maddeleri uyarınca
1.400.440.000 TL ağır para cezası ile cezalandırılmasına, emanetin 2003/974 sırasında kayıtlı suç eşyalarının TCY’nın 36. maddesi gereğince müsaderesine ilişkin, Denizli 5. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 21.10.2003 gün ve 354-869 sayılı hüküm, sanığın temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesince 15.05.2006 gün ve 25321-7584 sayı ile;
“Hükümden sonra, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 12. maddesinin b fıkrası ile 765 sayılı Türk Ceza Kanunu bütün ek ve değişiklikleri ile birlikte yürürlükten kaldırılmış olup, aynı tarihte yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7. maddesi uyarınca lehe olan yasanın belirlenip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması” gerekçeleriyle sair yönleri incelenmeksizin bozulmuştur.
Denizli 5. Asliye Ceza Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda 26.12.2006 gün ve 334-772 sayı ile; 765 sayılı Yasa hükümlerinin lehe sonuç doğurduğu kabul edilerek, sanığın yine aynı maddeler uyarınca 1163 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş,
Sanık müdafii tarafından temyiz edilen bu hüküm ise dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 03.02.2010 gün ve 8129-987 sayı ile;
“Hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda tekerrür nedeniyle herhangi bir artırımın öngörülmediği gözetilmeden, karar tarihinde yürürlükte bulunmayan 765 sayılı Kanunun 81. maddesi uyarınca cezada artırım yapılması suretiyle, yazılı şekilde fazla ceza tayini,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden ve bu husus 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi uyarınca yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 765 sayılı TCY’nın 81. maddesi uyarınca yapılan artırıma ilişkin bölümün hüküm fıkrasında çıkartılması ve sanığın sonuçta 1153 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmek suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasına” tekerrür uygulamasıyla ilgili oybirliğiyle, hapis cezası yanında öngörülen adli para cezasının miktarı yönünden ise oyçokluğuyla karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 05.04.2010 gün ve 68281 sayı ile;
“5237 sayılı TCY’nın uygulanması durumunda, tekerrür sebebiyle hapis cezası artırılmayacak ise de hapis cezası, 5237 sayılı Yasanın 50-52. maddeleri uyarınca paraya çevrileceğinden alt sınırdan uygulama yapıldığında dahi, 1.800 YTL adli para cezasına karar verilmesi gerekecektir. Bu uygulamada 765 sayılı TCY’nın tekerrürlü uygulaması sanık lehinedir” gerekçeleriyle itiraz yasa yoluna başvurularak, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 03.02.2010 gün ve 8129-987 sayılı kararının kaldırılarak, yerel mahkeme hükmünün esastan onanmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık Z. Y.’nın 06.02.1998 tarihinde işlediği 677 sayılı Yasaya aykırılık suçundan, Denizli 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.10.1998 gün ve 465/769 sayılı ilamı ile 677 sayılı Yasanın 1/2 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 1.970.000 Lira ağır para cezasına mahkûm edildiği, bu cezanın 27.04.1999 tarihinde infaz edildiği, sanığın infazdan itibaren henüz 5 yıl geçmeden, yine aynı nitelikte bulunan falcılık yapma suçunu işlediği, 765 sayılı TCY’nın 81/2. maddesi uyarınca hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasının gerektiği somut olayda, suçun sübutu ve nitelendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmayıp, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık 01.06.2005 tarihinden önce işlenip, özel yasalarda yaptırıma bağlanan eylemler nedeniyle, önceki yasanın lehe kabul edilerek uygulama yapılması halinde, tekerrür hükümlerinin uygulanması olanağının, bulunup bulunmadığı noktasında toplanmak¬tadır.
Süreklilik gösteren Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Özel Daire kararlarında vurgulandığı üzere, lehe yasa, sabit kabul edilen maddi olaya eski yasalar ile yeni yasaların, yekdiğerinin hiçbir hükmü karıştırılmadan bir bütün halinde uygulanarak, uygulama sonucunda ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaş¬tırılması suretiyle saptanmasını gerektirmektedir. Ancak bu karşılaştırmada, hükmün tesisi aşamasında uygulanması gereken normlarla, hükmün infazına ilişkin normlar birlikte değil, ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Bu değerlendirmede hükmün tesisi aşamasında uygulanması gereken düzenlemelerin aynı yasa kapsamında bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, sadece bir yasa değil bir müesseseyle ilgili düzenlemelerin yer aldığı yasalar birlikte değerlendirilmeli, bu kapsamda 765 sayılı Yasada cezada artırım nedeni olarak öngörülen tekerrür hükümleri de lehe yasanın saptanması aşamasında dikkate alınmalıdır. Buna karşılık, 5237 sayılı Yasada tekerrür hükümlerinin koşullu salıverilme süresini de etkileyecek şekilde bir infaz rejimi kurumu olarak düzenlenmesi nedeniyle, cezanın tayin ve tespiti aşamasında dikkate alınamayacak olan 5237 sayılı TCY’nın 58. maddesinin, yapılan karşılaştırmada da nazara alınmasına olanak bulunmadığından, 5237 sayılı TCY hükümleri lehe kabul edilerek uygulama yapıldığı taktirde, 5237 sayılı TCY’nın 58. maddesi uyarınca cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilemez.
İnceleme konusu somut olayda;
765 sayılı TCY hükümleri lehe kabul edilerek uygulama yapıldığı taktirde,
Sanığın, 677 sayılı Yasanın 1/2 maddesi uyarınca, 3 ay hapis ve 343 YTL adli para cezası ile,
Denizli 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 1998/465 esas sayılı ilamı nedeniyle TCY’nın 81/2-3 maddesi gereğince sanığın cezasının 1 gün ve 1 YTL arttırılması suretiyle, 3 ay 1 gün hapis ve 344 YTL adli para cezası ile,
Hapis cezasının 647 sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince günlüğü takdiren 9 YTL’dan paraya çevrilerek 819 YTL adli para cezası ile,
Aynı neviden adli para cezalarının TCY’nın 72. maddesi gereğince toplanarak sonuç olarak 1163 YTL adli para cezası ile cezalandırılması,
5237 sayılı TCY hükümleri ile uygulama yapıldığı taktirde,
Sanığın, 677 sayılı Yasanın 1/2 maddesi uyarınca, 3 ay hapis ve 450 YTL adli para cezası ile,
Hapis cezasının 5237 sayılı TCY’nın 50. maddesi uyarınca günlüğü takdiren 20 TL’dan paraya çevrilerek 1800 TL adli para cezası ile cezalandırılması,
Gerekeceği, bu nedenle, 765 sayılı TCY hükümlerinin sanık lehine olduğu, dolayısıyla yerel mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik bulunmadığı saptanmakla, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 03.02.2010 gün ve 8129-987 sayılı DÜZELTEREK ONAMA kararının KALDIRILMASINA,
3- Yerel mahkemenin 26.12.2006 gün ve 334-772 sayılı kararının ONANMASINA,
4- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.04.2010 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.