Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2010/39 E. 2010/90 K. 13.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2010/39
KARAR NO : 2010/90
KARAR TARİHİ : 13.04.2010

İtirazname : 2006/171272
Yargıtay Dairesi : 11. Ceza Dairesi
Mahkemesi : DALAMAN Asliye Ceza
Günü : 05.04.2006
Sayısı : 249-108
Sanık S.Ö.’ün, dolandırıcılık suçundan 765 sayılı TCY’nın 503/1 ve 81/2. maddeleri uyarınca 1 yıl 2 ay hapis ve 177.333.000 Lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, Dalaman Asliye Ceza Mahkemesince verilen 28.05.2003 gün ve 178-171 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 11. Ceza Dairesince 18.10.2005 gün ve 1124-9721 sayı ile; hükümden sonra yürürlüğe giren lehe yasaların değerlendirilmesi zorunluluğu nedeniyle bozma kararı verilmiş, bozmaya uyan Dalaman Asliye Ceza Mahkemesince de 05.04.2006 gün ve 249-108 sayı ile; “sanığın, 5237 sayılı TCY’nın 157/1. maddesi uyarınca 1 yıl hapis ve 100 YTL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, hak mahrumiyetine ve sanık hakkında 5237 sayılı TCY’nın 58/7. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” karar verilmiş, sanık müdafii tarafından temyiz edilen hüküm, dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 07.12.2009 gün ve 11193-15487 sayı ile onanmıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 11.02.2010 gün ve 171272 sayı ile; “1 Haziran 2005 tarihinden önce işlenmiş olan suçlarla ilgili olarak, 5237 sayılı Yasanın daha lehe olduğunun belirlendiği hallerde, bu Yasanın suçta tekerrürü düzenleyen 58. maddesinin uygulanamayacağı” gerekçesi ile itiraz yasa yoluna başvurularak, Özel Daire kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık S. Ö.’ün, 06.07.2002 tarihinde S.K.’yı dolandırdığı konusunda bir duraksamanın bulunmadığı olayda, Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, sanık hakkında 5237 sayılı TCY’nın 58. maddenin uygulanıp uygulanamayacağının belirlenmesine ilişkindir.
Dosya incelendiğinde;
Somut olaydaki dolandırıcılık suçunu 06.07.2002 tarihinde işleyen 24.06.1977 doğumlu sanığın;
04.09.1999 tarihinde işlediği suçla ilgili olarak, Muğla Asliye Ceza Mahkemesince 03.05.2000 gün ve 692-194 sayı ile 765 sayılı Yasanın 345, 59 ve 647 sayılı Yasanın 4, 5 ve 6. maddeleri uyarınca verilmiş 10 ay hapis yerine 600.000 Lira ertelenmiş ağır para cezasına ilişkin, 17.10.2000 tarihinde kesinleşip 14.05.2002 tarihinde aynen infazına hükmedilerek, 14.05.2002 tarihinde infaz edilmiş,
13.01.2001 tarihinde işlediği suçla ilgili olarak, Dalaman Asliye Ceza Mahkemesince 13.06.2001 gün ve 54-136 sayı ile 765 sayılı Yasanın 503/1, 522/1 ve 523/1. maddeleri uyarınca verilmiş, 25.416.666 Lira ağır para cezasına ilişkin, 10.09.2001 tarihinde kesinleşerek, 21.01.2002 tarihinde infaz edilmiş,
13.01.2001 tarihinde işlediği suçla ilgili olarak, Dalaman Asliye Ceza Mahkemesince 13.06.2001 gün ve 54-136 sayı ile 765 sayılı Yasanın 503/1, 522/1 ve 523/1. maddeleri uyarınca verilmiş, 2 ay hapis cezasına ilişkin, 10.09.2001 tarihinde kesinleşip 29.12.2001 tarihinde infaz edilmiş,
15.01.2001 tarihinde işlediği suçla ilgili olarak, Ortaca Asliye Ceza Mahkemesince 22.05.2001 gün ve 99-170 sayılı ile 765 sayılı Yasanın 503/1, 522, 59 ve 95/2 maddeleri uyarınca verilmiş, 3 ay 10 gün hapis cezasına ilişkin, 11.05.2002 tarihinde infaz edilmiş,
15.01.2001 tarihinde işlediği suçla ilgili olarak, Ortaca Asliye Ceza Mahkemesince 22.05.2001 gün ve 99-170 sayılı ile 765 sayılı Yasanın 503/1, 522, 59 ve 95/2 maddeleri uyarınca verilmiş, 50.000.000 Lira ağır para cezasına ilişkin, 14.05.2002 tarihinde infaz edilmiş,
Hükümlülüklerinin bulunduğu ve bu hükümlülüklerin tamamının 1 Haziran 2005 tarihinden önceki döneme ait olduğu anlaşılmaktadır.
5237 sayılı TCY’nın suçta tekerrürü düzenleyen 58. maddesinin 6. fıkrasında, tekerrür halinde hükmolunacak cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirileceği, ayrıca cezanın infazından sonra da denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Mükerrirlere özgü infaz rejimi ise 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Yasa’nın 108. maddesinde düzenlenmiş ve bunlar hakkında koşullu salıverilme süresi, süreli hapis cezasında cezanın dörtte üçü olarak belirtilmek suretiyle, infaz koşulları ağırlaştırılmıştır.
765 sayılı TCY’sında cezanın artırım nedeni olarak öngörülmüş iken, yeni sistemde koşullu salıverilme süresini de etkileyecek şekilde bir infaz rejimi kurumu olarak düzenlenmiş olan “suçta tekerrüre” ilişkin hükümlerin, 1 Haziran 2005 tarihinden önce işlenmiş suçlarla ilgili olarak 5237 sayılı TCY’nın lehe kabul edilmesi suretiyle yapılan uygulamalarda, aleyhe düzenleme içermesi ve infazı ilgilendirmesi nedeniyle uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 gün ve 57-74 sayılı kararında da belirtildiği üzere; 5237 sayılı TCY’nın 58. maddesi uyarınca kişinin mükerrir sayılması için ilk hükmün kesinleşmesinden sonra ikinci suçun 1 Haziran 2005 tarihinden sonra işlenmesi yeterli olup, ilk suçun 1 Haziran 2005 tarihin¬den önce veya sonra işlenmesinin herhangi bir önemi bulunmamaktadır. İkinci suçun 1 Haziran 2005 tarihinden önce işlendiği durumlarda ise 58. maddenin uygulanmasına olanak bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, isabetli bulunan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulü ile Özel Daire onama kararının kaldırılması, yerel mahkeme hükmünün ise bozulması gerekmekte ise de; onanarak kesinleşmiş bulunan hükümlerin Ceza Genel Kurulunca itiraz üzerine incelenerek onama kararının kaldırılmasına karar verildiği hallerde, dava derdest olmaya devam edeceğinden;
Suç tarihinin 06.07.2002 olduğu somut olayda; sanığın işlediği kabul edilen ve 765 sayılı TCY’nın 503. maddesinde düzenlenmiş olan dolandırıcılık suçunun 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve ağır para cezasını gerektirmesi, 765 sayılı TCY’nın 102. maddesinin 4. fıkrasında, beş seneden fazla olmamak üzere hapis ve ağır para cezasını gerektiren suçlarda dava zamanaşımı süresinin 5 yıl olarak belirlenerek, aynı Yasanın 104/2. maddesinde ise bu sürenin kesen nedenlerin varlığı halinde en fazla 7 yıl 6 ay olabileceğinin hüküm altına alınmış olması karşısında, 765 sayılı TCY’nın 102/4 ve 104/2. maddeleri uyarınca suç tarihi olan 06.07.2002 tarihinden itibaren kesintili dava zamanaşımı süresinin Ceza Genel Kurulundaki inceleme tarihinden önce, 06.01.2010 tarihinde dolduğu anlaşılmaktadır.
Olayımızda, 5237 sayılı TCY’nın lehe olduğu kabul edilerek uygulama yapılmış olmasına bağlı olarak, zamanaşımı süresinin de 5237 sayılı TCY’na göre belirlenmesi gerektiği ileri sürülebilir ise de; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.04.2008 gün ve 79-90 sayılı kararında da belirtildiği üzere, zamanaşımının dolması nedeniyle sanığa ceza verilebilme olanağını tamamen ortadan kaldıran yasanın, ceza miktarı açısından daha lehe hükümler içeren ancak zamanaşımı süresi dolmadığı için cezalandırmaya olanak sağlayan yasadan daha lehe olduğunun kabulü zorunludur.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle bozulmasına ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 322. maddesindeki yetkiye istinaden kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 07.12.2009 gün ve 11193-15487 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Dalaman Asliye Ceza Mahkemesinin 05.04.2006 gün ve 249-108 sayılı hükmünün gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA,
4- Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden; 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 322. maddesinin, Yargıtay Ceza Genel Kuruluna tanıdığı yetkiye istinaden, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, 765 sayılı TCY’nın 102/4 ve 104/2. maddeleri ile 5271 sayılı CYY’nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
5- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.04.2010 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.