YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2010/233
KARAR NO : 2010/241
KARAR TARİHİ : 30.11.2010
İtirazname : 2010/256267
Yargıtay Dairesi : 2. Ceza Dairesi
Mahkemesi : KÖYCEĞİZ Sulh Ceza
Günü : 03.04.2008
Sayısı : 64-89
Sanık B..K…’un kardeşi ve kardeşinin eşini basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı TCY’nın 86/2-3-a-son, 62, 52 maddeleri ve aynı Yasanın 86/2-3-e-son, 62, 52 maddeleri uyarınca ayrı ayrı 25 tam gün karşılığı 500’er YTL doğrudan adli para cezası ile cezalandırılmasına, bu cezanın taksitlendirilmesine, 5237 sayılı TCY’nın 50, 51 ve 5271 sayılı CYY’nın 231/5. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına ilişkin, Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesince verilen 03.04.2008 gün ve 64-89 sayılı hükme yönelik sanık B… K…’un temyiz istemi, Yargıtay 2. Ceza Dairesince 17.06.2010 gün ve 11356-19871 sayı ile;
“Bir haftalık” yasal süreden sonra gerçekleştiğinden bahisle, 1412 sayılı CYUY’nın 317. maddesi uyarınca reddedilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 05.11.2010 gün ve 256267 sayı ile;
“Yerel mahkemesince infaz aşamasında yapılan inceleme sırasında, yoklukta verilen gerekçeli kararın tebliğine ilişkin tebligat parçasındaki tebliğ tarihinin hüküm tarihinden önceki bir tarih olduğu ve maddi hata sonucu yanlış yazıldığı, UYAP ekranları üzerinden yapılan sorgulama sonucunda sanığa kararın 01.05.2008 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla sanığın temyiz itirazını yasal süresi içinde yaptığı anlaşılarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmakla; yapılan incelemede tebligat evrakındaki tebliğ tarihinin hatalı olduğu, UYAP ekran çıktısı ile gerçek tebliğ tarihinin 01.05.2008 olduğu, sanığın temyiz itirazının süresinde olduğu belirlenmiş olmakla Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 17.06.2010 tarih ve 2010/11356 esas, 2010/19871 karar sayılı kararına itiraz etmek gerekmiştir.
Hükmün Temyiz edilebilir nitelikte olup olmadığının,
İncelenmesinde ise;
Hükümlerin temyize tabii olup olmadıkları hüküm tarihindeki usul normlarına göre belirlenir. İtiraza konu kararın verildiği tarihte 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın (18.11.1992-3842/28 md. ile değişik) 305/1 maddesine göre ceza mahkemelerince hükmolunan iki milyar liraya kadar (ikimilyar dahil) para cezalarına dair olan hükümler kesin niteliktedir ve temyiz olunamazlar.
Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 tarihli R.G.’de yayımlanan 23.07.2009 tarihli 2006/65 E., 2009/114 K. sayılı kararı ile; 04.04.1929 günlü, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun, 21.01.1983 günlü, 2789 sayılı Yasa’nın 1. maddesiyle değiştirilen 305. maddesinin ikinci fıkrasının 18.11.1992 günlü, 3842 sayılı Yasa’nın 28. maddesiyle değiştirilen (1) numaralı bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline ve iptal edilen bendin doğuracağı hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 53. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereğince iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir. Buna göre iptal kararı 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Anayasa’nın 153/5 maddesine göre ise iptal kararları geriye yürümez, iptal kararı geçmişe etkili olmadığından dolayı hüküm tarihi olan 03.04.2008 tarihinde doğrudan verilen (500,00’er YTL) adli para cezalarının miktarları itibariyle kesin nitelikte olan Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesinin 64/89 sayılı kararının temyizi kabil hale gelmeyeceği izahtan varestedir.
Bu itibarla temyiz yeteneği bulunmayıp kesin nitelikte bulunan yerel mahkemenin kararına yönelik süresinde yapılan temyiz isteminin hükmün temyize tabii olmaması nedeniyle CYUY’nın 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekirken; istemin süresinde yapılmaması nedeniyle reddine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu” gerekçeleriyle itiraz yasa yoluna başvurularak, Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 17.06.2010 gün ve 11356-19871 sayılı kararının kaldırılması, temyiz talebinin hükmün kesin nitelikte bulunması nedeniyle reddine karar verilmesi talep olunmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sonucu itibariyle doğru olan temyiz isteminin reddine ilişkin kararın, red gerekçesi yönünden isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
5271 sayılı CYY’nın 308 ila 323. maddelerinde, olağanüstü yasa yolları olarak, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazı, yasa yararına bozma ve yargılamanın yenilenmesi düzenlenmiş olup, 308. maddesinde; “Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re’sen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz” hükmü ile Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının koşulları belirtilmiştir.
Görüldüğü gibi bu yol, Yargıtay Ceza Dairelerine karşı başvurulan olağanüstü bir yasa yolu olup, bu yetki Yargıtay C.Başsavcısına aittir. Yasa metninde hangi hukuka aykırılıkların bu yolla denetleneceği yönünde bir açıklık bulunmamakta ise de, olağanüstü bir yasa yolu olan, itiraz yasa yoluna başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir. Ciddi boyutlara ulaşmayan veya sonuca etkili olmayan yasaya aykırılıkların, bu yöntemle denetlenmesi, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının amaç ve kapsamıyla bağdaşmaz.
Dosya içeriğinden;
Gerekçeli kararın tebliğine ilişkin tebligat parçasında, tebliğin hüküm tarihinden önceki bir tarih olan 29.02.2008 yapıldığı belirtilmekte ise de, henüz verilmeyen bir hükmün tebliğinin olanaksız olması nedeniyle, belirtilen tarihin maddi bir yanılgıdan kaynaklandığı, UYAP üzerinden yapılan sorgulama sonucunda da gerekçeli kararın sanığa 01.05.2008 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla sanığın temyiz isteminin yasal bir haftalık süre içinde olduğu anlaşılmaktadır.
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 10.03.2009 gün ve 43-56 sayılı kararı başta olmak üzere yerleşik kararlarında vurgulandığı üzere, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi gereğince halen uygulanma zorunluluğu bulunan ve hüküm tarihinde yürürlükte olan 1412 sayılı CYUY’nın 305. maddesi uyarınca, ceza mahkemesince verilen hükümler temyiz yasa yoluna tabidir.
Ancak;
1- İkimilyar liraya kadar (ikimilyar dahil) para cezalarına dair olan hükümler,
2- Yukarı sınırı onmilyar lirayı geçmeyen para cezasını gerektiren suçlardan dolayı verilen beraat hükümleri,
3- Bu Kanun ile sair kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümler,
Kesin olup, bu hükümler hakkında temyiz yasa yoluna başvurulamaz.
Bu nitelikteki bir hükmün, hükme temyiz edilebilirlik vasfını kazandıran nedenler bulunmaksızın temyiz edilmesi halinde yerel mahkemece, 1412 sayılı CYUY’nın 315., Özel Dairece de, 317. maddeler uyarınca yapılan değerlendirmede, temyiz isteminin süresi içinde olmadığı, hükmün temyiz yeteneğinin bulunmadığı veya temyiz edenin buna hak ve yetki¬sinin bulunmadığının saptanması durumunda, temyiz isteminin reddine karar verilecektir.
İnceleme konusu somut olayda; Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesince 03.04.2008 gün ve 64-89 sayı ile 25 gün karşılığı doğrudan hükmedilen 500 Lira adli para cezasından ibaret mahkûmiyet, 1412 sayılı CYUY’nın 305. maddesi uyarınca kesin nitelikte bulunduğundan, Özel Dairece hükmün kesin nitelikte bulunması nedeniyle 1412 sayılı CYUY’nın 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmektedir. Ancak Özel Dairece, yanılgılı bir değerlendirme ile temyiz isteminin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle red kararı verilmiştir.
Bu nedenle Yargıtay C.Başsavcılığınca ileri sürülen neden dosya içeriği itibariyle yerinde ise de, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazı olağanüstü bir yasa yolu olduğundan, sonuca etkili olmayacak bu tür hukuka aykırılıklar, bu yasa yoluna konu olamayacağı gibi sözkonusu itirazın kabul edilerek, red nedeninin değiştirilmesinde, her iki nedenle de sonuçta 1412 sayılı CYUY’nın 317. maddesi uyarınca temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiğinden, hukuki yarar da bulunmamaktadır.
Bu itibarla Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.11.2010 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.