YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2010/200
KARAR NO : 2010/224
KARAR TARİHİ : 09.11.2010
Tebliğname: 2009/28762
Yargıtay Dairesi : 10. Ceza Dairesi
Mahkemesi : SALİHLİ Ağır Ceza
Günü : 21.10.2008
Sayısı : 197-267
Sanık A…D..’ın, ticaret amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı TCY’nın 37/1, 188/3, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis ve 5.000 YTL adli para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, Salihli Ağır Ceza Mahkemesince 14.12.2007 gün ve 219-277 sayı ile verilen hüküm sanık A…müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 04.06.2008 gün ve 4687-9159 sayı ile;
“…B-Sanık A…D….hakkında kurulan hükmün incelenmesi:
Kendisinde uyuşturucu madde ele geçirilemeyen, hiçbir aşamada suçu kabul etmeyen ve diğer sanık M… T…’ın soyut beyanı dışında sanığın üzerine atılı suçu işlediğine ilişkin savunmasının aksine her türlü kuşkudan uzak inandırıcı ve kesin kanıt bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı gerekçe ile mahkûmiyetine karar verilmesi…” isabet¬sizliğinden bozulmuştur.
Salihli Ağır Ceza Mahkemesince 21.10.2008 gün ve 197-267 sayı ile;
“Olay tarihinde Salihli Sart Jandarma Komutanlığı tarafından yapılan kontrollerde B….Köyü K…Mevkiinde ormanlık arazi içerisinde etrafı telle çevrili alanda kenevir bitkilerinin bulunduğu ve içerisinde sanık M…T…’ın çalışmakta olduğunun görüldüğü, kendisine sorulduğunda bu bitkilerin A… D… ile kendisine ait olduğunu, ortak olduklarını belirttiği, yapılan inceleme sırasında kenevir bitkilerinin içerisinde beyaz bir çuval içerisinde kenevir bitkilerinin baş kısımlarından kesilmiş kubar esrar maddesinin olduğu görülerek muhafaza altına alındığı, yapılan tartım sonunda tam kurumamış kubar esrar maddesinin 3.930 gram olduğunun tespit edildiği, ele geçen esrar maddesi üzerinde yapılan inceleme sonunda İzmir Adli Tıp Grup Başkanlığı’nca düzenlenen raporda; incelenen maddenin esrarın ön maddesi olan kenevir bitkisi olduğu, elemek suretiyle 650 gram toz esrar elde edilebileceğinin bildirildiği, bu bitki ile ilgili olarak sorulan diğer hususların İstanbul Adlı Tıp Grubu Başkanlığı 5. İhtisas Kurulundan görüş alınması gerektiğinin bildirilmesi üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu’ndan görüş sorulduğu, verilen cevapta; İzmir Adli Tıp Grup Başkanlığı’nca düzenlenen rapor içeriğine göre ele geçen kuru kenevir bitkisinden elde edilecek toz esrarın TCK’nun 188. maddesi kapsamındaki uyuşturucu maddelerden olduğu, kenevir bitkisinin kurutulmuş haliyle esrar olarak kullanılabileceği, bu bitkiden kimyasal işlem uygulanmadan fiziki olarak elemek suretiyle toz esrar elde edilebileceğinin bildirildiği, sanık A…in kenevirlerinin olmuşlarını kesmesi bunları satacaklarını söylemesi üzerine sanık M…’in olgunlaşmış kenevirleri keserek bir çuval içine koyduğu, kısmen hasat yapmaya başladığı, bu maddelerin jandarma tarafından yapılan kontrollerde ele geçirildiği, ayrıca dikili şekilde de çok miktarda hint kenevirlerinin bulunduğu, böylece sanıkların üzerlerine atılı ticari amaçla uyuşturucu madde bulundurma suçunu işledikleri anlaşılmıştır.
Sanık A…D…’ın, suç konusu uyuşturucu maddenin bulunduğu ve hint kenevirlerinin ekili olduğu yer olan Salihli İlçesi B… K.. nüfusuna kayıtlı olduğu ve aynı köyde ikamet ettiği, olay yerine 350 m. mesafede hayvan ağılının bulunduğu, diğer sanık M… T…’ın ise Akhisar İlçesi A…Köyü nüfusuna kayıtlı olduğu ve çobanlık yaptığı, maddi durumunun zayıf olduğu, geçici olarak B…Köyünde bulunduğu, sanık A…’in kardeşinin hanımının yakını olup hısımlık ilişkisi bulunduğu,
Hint kenevirlerinin ekili ve bir kısmının kurutularak uyuşturucu elde edildiği yerin sanık A…D…’ın ağılına 350 m. kadar uzaklıkta, orman içerisinde arazi olduğu, o bölgede başka yerleşik evin ve binanın bulunmadığı, sanığın amcası olan A…D…’ın hint keneviri yetiştirdiği yerin yakınında olduğu olay yeri krokisi, tüm dosya kapsamı ve Salihli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2007/470 esas 2008/196 sayılı kararından anlaşıldığı,
Salihli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2007/470 esas 2008/196 sayılı kararıyla aynı hazırlık soruşturmasından ayrılan izinsiz hint keneviri yetiştirmek suçu yönünden yapılan yargılama sonucunda suç konusu yerde sanıklar A…D…, A…D.., M… T..’ın cezalandırılmasına karar verildiği,
Hakkında karar kesinleşen sanık M…T….yakalandığında ilk alınan beya¬nında; suçunu ikrar etmiş, hint kenevirlerini satmak amacıyla A…D…ile ortak olarak ektiklerini ve yetiştirdiklerini belirtmiş, hint kenevirlerini A…D…’ın istemesi üzerine kestiğini ve kurutmaya bıraktığını, yakalandığı gün A…D…’ın onları satacağını müdafi huzurunda alınan 07.08.2007 tarihli beyanında açıkladığı,
Sanık M…T.. 07.08.2007 tarihli C.Savcılığında alınan ifadesinde; A… D..ile hısımlık ilişkisi nedeniyle tanıştığını, onunla ortak kenevir ektiklerini, onun talimatı üzerine kenevirleri kestiğini belirttiği, yine yakalandığında jandarma görevlilerine A…D..’ın evini gösterdiği,
Sanık M… T..13.08.2007 tarihinde yapılan yüzleştirme tutanağında, sanık A… D..’ın kendisi ile ortak hint keneviri ekimi yapan kişi olmadığını belirtmiş ise de, yargılama sırasında alınan beyanında sanık A…D..ın kendisine suçu kabullenmesi halinde cezaevinde bakacağını belirtmesi nedeniyle o şekilde yalan beyanda bulunduğunu, hint keneviri ortak ekim yaptıkları kişinin sanık A… D.. olduğunu açıkladığı ve duruşmada teşhis ettiği,
Hint kenevirleri yetiştirilen ve uyuşturucu madde bulunan yerin 500 m. uzunluğunda hortum ile köye ait su kaynağından sulandığı ve bakımının yapıldığı olay yeri tespit tutanağı ve krokisinden anlaşıldığı,
Olay yeri krokisi ve tüm tutanaklar incelendiğinde, suç konusu kenevir bitkilerinin ekili olduğu ve uyuşturucu madde elde etmek için kurutulduğu ormanlık yerin hemen yakınında sanığın amcası olan A…D.. tarafından ekilip yetiştirilen hint kenevirleri de ele geçirilmiş, A.. D.. kendisinin kuş yemi amacıyla yetiştirdiğini kabul etmiştir.
Sanığın savunmalarının incelenmesi:
Sanık suçlamaları kabul etmediğini, olay tarihlerinde İzmir İlinde olduğunu belirtmiş ise de, sanığın celp edilen ve kendi kullanımında olduğu hazırlık aşamasındaki beyanında kabul edilen ……. ve ……….nolu telefonların suç tarihi ve öncesi kayıtlarının incelenmesinde, sanığın Salihli’de bulunduğu, İzmir İlinde olmadığı, buna ilişkin savun¬malarının gerçek olmadığı tespit edilmiştir.
Sanığın suç tarihi olan 07.08.2007 tarihinde …. nolu telefonla … nolu telefonu kullanan A…. ve A…oğlu R… S..ile Salihli İlçesindeki baz istasyonlarını esas almak suretiyle görüştüğü anlaşılmıştır. R…S.. isimli kişinin mahkememizin 2008/5 esas 2008/128 sayılı kararıyla birden çok kişiye yönelik uyuşturucu satmak eylemi nedeniyle cezalandırıldığı ve sonradan 11.03.2008 tarihinde tutuklandığı dosyaya celp edilen karar örneğinden anlaşılmıştır.
Sanığın suç tarihinde ve öncesi tarihlerde kendisi ile aynı yerin yakınında hint keneviri yetiştiren A…D..ile ona ait ……..nolu telefonla görüştüğü kayıtların incelenmesinden tespit edilmiştir.
Sanık bu tespitler üzerine telefonları kendisinin kullanmadığını, kardeşi M…. D..’ın kullandığını belirtmiş, tanık olarak dinlenen M…. D… da benzer yönde ifade vermiş ise de, bu beyanların sanığı suçtan kurtarmaya yönelik olduğu açıktır. Sanık başlangıçta telefonları kendisinin kullandığını belirtmiştir. Telefonu kullandığını açıklayan M… D…telefonda konuşma yapılan R…S…isimli kişiyi tanımadığını, onunla görüşme yapmadığını açıklamıştır. Telefon konuşma kayıtlarının gece geç saatler olması dikkate alındığında suç tarihi itibariyle 15 yaşında olan M… D…’ın telefonu kullanmadığı kullanan kişinin sanık olduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklanan tespitler ve deliller birlikte incelendiğinde ve mahkememizce yargılamanın yüz yüze yapılmış olması, sanıkların gözlemlenmiş olması, duruşma tutanağının ancak yargılamanın esaslı unsurlarını içermesi ve mahkeme kararının deliller, savunmalar, duruşmada edinilen izlenim ve hakimlerin vicdani kanaatine göre verilmesi gözönüne alındığında,
Sanık A..D..ın kardeşi ile hısımlık ilişkisi içerisinde olan bu nedenle önceden tanıdığı M… T…ile birlikte ağılının bulunduğu yere 350 m. kadar mesafede ormanlık alan içerisinde hint kenevirleri yetiştirdiği, yetişen hint kenevirlerini kurutarak esrar maddesi elde ettiği kanaatine varılmıştır.
Kırsal köy yaşam koşulları dikkate alındığında başka bir köyden olan, geçimini çobanlık yaparak sağlayan, ekonomik durumu zayıf ve gariban olan, hakkında karar kesinleşen M…T…’ın tek başına sanığın köyünde hint keneviri yetiştirmesi, bu hint kenevirlerinin bakımı için 500 metrelik hortum döşemesi, hint kenevirlerini sulaması ve bunun diğer köylüler tarafından görülüp engellenmemesi, ihbar edilmemesi hayatın olağan akışına göre mümkün görülmemiştir.
İlçemizde mahkememize intikal eden çok sayıda yargılama dosyasından ilçemiz Çaypınar ve Başlıoğlu Köylerinde yoğun şekilde hint keneviri ekimi yapılarak esrar elde edildiği ve ticaretinin yapıldığı ve gelir elde edildiği mahkememizce bilinen bir gerçektir.
Sanığın amcası olan A…D…’ın olay yerine yakın yerde aynı amaçla hint keneviri yetiştirmesi, onun henüz biçmeden yakalanması ve asliye ceza mahkemesinde yapılan yargılama sırasında hint kenevirlerini yetiştirdiğini (esrar elde etme amacı dışında) kabul etmesi dikkate alındığında ve sanıkla olan telefon görüşmeleri değerlendirildiğinde yakın bölgede bulunan A…D…’ın sanığın ve ortağının hint keneviri yetiştirdiğinden habersiz olmasının yine tanımadığı kişilerin aynı bölgeye gelip gitmesine müsade etmesinin düşünülemeyeceği açıktır…” gerekçeleri ile önceki hükümde ısrar edilmesine, sanık A… D…ın 5237 sayılı TCY’nın 37/1. maddesi delaletiyle, 188/3, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis ve 5.000 YTL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, adli para cezasının taksitlendirilmesine, hak mahrumiyetine, mahsuba ve yargılama giderine karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık A…müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının “bozma” istekli 01.10.2010 gün ve 28762 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme; sanık A…D….hakkındaki mahkumiyet hükmüne hasren yapılmıştır.
07.08.2007 günü kenevir ekili sahada yakalanan sanık M…T…’ın, satmak için uyuşturucu imalinde kullanılan hint keneviri yetiştirdiğinde kuşku bulunmayan somut olayda; Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanık A… D…’ın bu suçun işlenişine iştirak edip etmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosyada:
07.08.2007 günü Salihli İlçesi B…Köyü Karadut Mevkii’nde ormanlık arazi içerisinde araştırma yapan kolluk görevlilerince, A…D..isimli kişiye ait ağılın 350 metre yakınında kenevir ekili bir alanın olduğu, bu alanda 1769 kök kenevir bitkisinin ve bir çuval içerisinde 4 kg kubar esrarın bulunduğu, yine Akhisar İlçesi’nden M… T..isimli kişinin de etrafı telle çevrili olan ormandan açılmış yaklaşık 3 dönümlük bu alanda çalıştığı tespit edilmiştir. M… T….’a sorulduğunda; kenevir bitkilerinin A.. D… ile birlikte kendisine ait olduğunu, Adem’le ortak olduklarını beyan etmiştir.
Yapılan araştırmada Y… oğlu A… D..’ın o sırada köyde olmadığı belirlen¬miştir.
Yapılan tartımda, ele geçirilen kubar esrarın 3930 gr olduğu belirlenmiş ve bu esrar maddesine el konulmuştur.
Dosyada bulunan ve kolluk ekiplerince düzenlenen 13.08.2007 tarihli tutanakta; M…Topan’ın yakalandıktan sonra Akhisar’da oturduğunu ifade ettiği, kendisine “Akhisar’da oturduğun halde niçin B… Köyü’nde kenevir yetiştiriyorsun” diye sorulması üzerine, “kenevir bitkilerine A…D… ile ortak olduklarını ve kendisini buraya A…’in getirdiğini” söylediği , M…ve aynı bölgede başka bir alanda kenevir bitkisi yetiştirdiği için yakalanan A… D..’ın olay yerinden kolluğa ait araca bindirildikleri, M…’e, A…D..’ın nerede oturduğunun sorulduğu, M..’in B..Köyü K…Mahallesi’ne gelindiğinde asfalt yolun alt kısmında bulunan evi gösterdiği, bu sırada araçta bulunan ve daha sonra A…D..’ın amcası olduğu anlaşılan A.. D…bu evin A…’e ait olup olmadığının sorulduğu, A..D..’ın da, A… D…’ın bu evde oturduğunu, babasının adının Yakup, annesinin adının Ülfiye olduğunu söylediği, yine A… D…’a A… D..’ın bu bölgeye gelip gelmediği sorulduğunda, kenevir bitkilerinin bulunduğu yerin yaklaşık 500 metre uzağında A…’in ağılının bulunduğunu, A..’in zaman zaman koyunlarının yanına geldiğini ve koyunlarını o bölgede otlattığını beyan ettiği belirtilmiştir.
M…T…tarafından bahsedilen A..D..’ın kim olduğunun belirlenmesi bağlamında; 13.08.2007 tarihinde Cumhuriyet savcısının odasında önce M… T…ile Y…oğlu A..D.. ardından da yine M… T… ile B…oğlu A… D.. yüz¬leştirilmiş, yüzleştirme sonunda kendisinden sorulan M… T…; her ikisinin de ortak olduğu A…D… olmadığını, ortak olduğu kişinin daha uzun boylu olduğunu, kendisinin arazide yattığını, A…’in de oraya yaya olarak gelip gittiğini, aracının veya traktörünün olmadığını, evini bilmediğini, kendisiyle Sart Kasabası’ndaki bir kahvede, yakalanmadan birkaç ay önce tesadüfen tanıştığını, şahsın araziye iki günde bir gelip kendisine yemek getirdiğini söylemiştir.
15.08.2007 tarihinde kolluk görevlilerince, köy muhtarı E… E… ve A.. D…ile birlikte olay yerine gidilmek suretiyle, şahıslardan A…D..’ın ağılının nerede olduğunun gösterilmesi istenmiş; her ikisi de kenevir bitkisi yakalanan yerin 300-400 metre uzaklığında bulunan bir tarlanın A…’in babası Y… D..’a ait olduğunu, bu tarlanın ekilmediğini ancak tarla içerisinde A…’e ait olan bir ağılın bulunduğunu söyleyerek, sözkonusu ağılı gösterip yine bu ağılın Yakup’un kardeşi M…. tarafından kullanıldığını ifade etmişlerdir.
Kolluk tarafından gizli olarak yapılan araştırma sonucunda, A…D..ın … . … ve … numaralı telefonları kullandığı tespit edilmiş, sanık da ilk savunmasında bu telefonları kullandığını kabul etmiş, olay tarihini de kapsayan telefon tespit tutanağından bu telefonların olay tarihinde ve öncesinde olay yeri ve çevresinde çok sayıda kullanıldığı anlaşılmıştır.
Adli Tıp Kurumu İzmir Grup Başkanlığı Kimya İhtisas Dairesi Narkotik Şubesi’nin 11.09.2007 gün ve 2586 sayılı raporunda ise; çuvaldan net ağırlığı 1,534 kg olan nemli vaziyetteki bitkisel maddenin 276 gramının nem, geriye kalan 1,258 kg ise kenevir bitkisinin tohum ile tomurcuklu tepe, sap ve yapraklarından ibaret olduğu, yapılan ince tabaka kromatografisinde tohum hariç bu kısımların da esrara özgü cannabinoid spotlarının tespit edildiği ve bu miktar kenevir bitkisinden elemek suretiyle 650 gr toz esrar elde edilebileceği, bu haliyle belirtilen nemli bitkisel maddenin uyuşturuculardan esrar ön maddesi olan kenevir bitkisi olduğu belirtilmiştir. Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulunun 01.10.2007 gün ve 2138 sayılı kararında da benzer tespit ve sonuçlara yer verilmiştir.
M….T..02.01.1973, A…D… ise 25.02.1978 doğumlu olup; her ikisi de sabıkasızdır. Bunun yanında, M… T… Akhisar’lı, A… D.. ise olayın işlendiği B… Köyü’ndendir.
Sanık A…D…, kolluktaki 10.08.2007 tarihli savunmasında; “Benim B…. Köyü’nde de evim vardır. 6 aydır İzmir’in G…Semti’nde ablam N… E…’un bilmediğim adresteki evinde kalmaktayım. Ve yine aynı semtte H…G… isimli şahsa ait kahvehanede çaycılık yapıyorum. M..T…’ı tanımıyorum. O beni nereden tanıyor onu da bilmiyorum. Hısımlık ilişkimiz yoktur. Köyde başka bir A…D…daha vardır. Kenevirler bana ait değildir. Jandarma muhtara haber vermiş, beni aradılar, İzmir’den bugün kendim geldim. M… T….ile yüzleşmek istiyorum. Ben İ… E….’ye ait………ve Y…..E….’a ait …… numaralı hatları kullanıyorum. Bunların birincisini 2 yıldır, ikincisini ise 4-5 aydır kullanmaktayım. Maddi durumum zayıf olduğu için başkasına ait hat kullanıyorum, sonu 72 ile biten hattı üzerimdeki cep telefonu ile diğer hattı ise evdeki telefonla kullan¬ıyorum demiş, Cumhuriyet savcısı tarafından 31.08.2007 tarihinde tekrar savunmasının alınmak istenmesi üzerine, “susma hakkını kullanmıştır” Sulh ceza hakimi huzurundaki 31.08.2007 tarihli savunmasında ise; “suçlamayı kesinlikle kabul etmiyorum, savcılıkta M…. T…ile yüzleştirildik, ikimiz de birbirimizi tanımadık” dedikten sonra, telefon kayıtlarının sorulması üzerine, “bana okumuş olduğunuz telefon kaydının ait olduğu telefon hattı eniştem İ…E…’ye aittir, bu hattı bazen ben kullanıyorum, bazen kardeşim M…. kullanmaktaydı, okuduğunuz kısımlar benim görüşme yaptığım kayıtlar değildir. A.. D… babamın amcasının oğludur, H… G… ve M… G..dayım olur, M… A..U…’u tanımam, H…U…’u ve R… S..’i tanımam, K… D.. babamın amcasının oğlu olur, E… E…eniştemin kardeşidir, H.. İ…K…’i tanımam, A..B..’ın kızı N..ile sürekli görüşmekteyim” demiş, duruşmada 06.12.2007 tarihli savunmasında ise, “beyanlarını tekrarla,, olay günü soyismini hatırlamadığım için tanımadığımı söylemiştim, kendisi amcamın kayınbiraderi olur, hint kenevirini birlikte yetiştirmedik, bana iftira atmıştır, amcamın kızını kaçırmak istemiştir, ancak kaçıramamıştır, bu nedenle iftira atmaktadır, ben olay sırasında İzmir’de oturuyor ve ara sıra köye gelip gidiyordum, telefonumu 14-15 yaşlarındaki küçük kardeşim M….’ya bırakmıştım, sonu 72 ile biten telefonu da eniştem kullanmaktadır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Sanığın sürekli olarak inkarda bulunmasına karşılık, hakkındaki mahkumiyet hükmü kesinleştiği için Genel Kurulca incelenmeyen sanık M… T… tüm aşamalarda hint kenevirini A.D…ile birlikte ortak olarak ektiklerini beyan ettiğinden bu kişinin ifadeleri önem arz etmektedir.
Sanık M…T…, kolluktaki 07.08.2007 tarihli müdafii huzurundaki savunmasında; “Bu kenevir bitkileri bana ve benim ortak olduğum A… D..’a aittir. Biz bu kenevir bitkilerini birlikte ektik. Bunların bulunduğu yere ben yaklaşık 2-3 ay önce geldim. Burada yatıyor ve kenevir bitkilerini bekliyordum, beni buraya A..D.. getirdi. Ben geldiğimde burada kenevir yoktu, kenevir ekmek için ormanlık araziyi birlikte hazırladık, kenevir fidelerini poşetler içerisinde A…getirdi, birlikte ektik. A… ile S..K…tanıştım, bana ormanlık arazi içerisinde kenevir bitkisi yetiştirelim, sen de başında bekçi ol, yetiştirdiğimiz bitkilere ortak olalım dedi, ben de kabul ettim. Orada ele geçirilen kubar esrarları ben dün kenevir bitkilerinin olmuş kısımlarından kestim, bana bunları kesmemi dün A…söyledi, ben de kestim, şahıs bunları bugün benden alıp satacaktı ama ben bunları kime satacağını bilmiyorum, bana satacağı yer hakkında bir şey söylemedi. Biz bunları satmak için ektik ve yetiştirdik” demiş, Cumhuriyet savcısı huzurunda aynı tarihli müdafiili savunmasında, “Ben bu civarda çobanlık yapardım. A…D.. ile hısımlık ilişkisi nedeniyle tanıştım, ben kenevir ektiğini, esrar imal ettiğini bilmezdim, fakat fakirlikten dolayı A.. ile kenevir ekmeye karar verdim” şeklinde beyanda bulunarak önceki savunmasında söylediklerini aynen tekrar etmiştir. Sulh Ceza Mahkemesindeki aynı tarihli müdafiili savunmasında da, önceki ifadelerini aynen kabul ettiğini söylemiştir. Sanığın 13.08.2007 tarihinde tekrar savunmasına başvurulduğunda; önceki ifadelerini aynen tekrar ettiğini beyan ederek, “söz konusu hint kenevirlerini A… D.. ile birlikte ektik, jandarma beni yakala¬madan bir gün önce A… D.., bunların baş kısımlarını kes çuvala koy alacağım dedi, satıp satmayacağını bilmiyorum, ben A..D…ın baba adını bilmiyorum, onun kim olduğunu gösterebilirim, yüzleşeceğim” demiştir. Duruşmada 06.12.2007 tarihli savunmasında da, “Ben A.. A…Köyü’nde otururum. Salihli İlçesi S… Kasabasında eniştem Ş…D…’ın yanında kalırım, A…D..’ı tanırım, kendisi eniştemin kardeşinin oğludur, hint kenevirini ortak ektik, Adem sen olmuş hint kenevirlerini kes ben gelip alacağım dedi, ben yarım çuval kestim, o gün jandarmalar geldi. Ektiğimiz yer ormanlık alandı, kenevirleri ilk zamanlar orada bulunan havuzdan A… ile birlikte suladık, sonra ben kendim suladım. Ben A…’in amcasına ekmek getirirdim, orada konuşurduk, fideleri ektikten sonra A..’le telefonda sonra ben kendim suladım. Ben A….’in amcasına ekmek getirirdim, orada konuşurduk, hiç konuşmadım. A…D… isimli kişi de bize yakın yerde hint keneviri ekmişti. Bu kişi Adem’in amcası olur” şeklinde savunma yapmış, huzurda bulunan A…D..gösterilerek sorulması üzerine: “Benim ortak kenevir ektiğim şahıs şu anda huzurda gördüğüm A.. D..’dır” diyerek, devamında, “A…, B.. Köyü Keskinler Mahallesinde oturmaktadır, ben olay sonrası jandarmaya evi gösterdim. Biz hint kenevirini satmak için yetiştirdik ancak ne kadar para ettiğini bilmiyorum, onu A… biliyordu, sanık A… bana olay sonrası sana cezaevinde bakarım dedi, o nedenle hazırlıkta ismini verdiğim A…D..’ın bu A.. D.. olmadığını söylemiştim” şeklinde savunmasını tamamlamıştır.
Sanığın amcası olduğu anlaşılan ve kendisi de aynı gün başka bir hint keneviri ekim alanında yakalandığı için hakkında dava açılan A…D..(M…. oğlu), A…D…ile ilgili soruşturma sırasında 13.08.2007 tarihinde kollukta verdiği ve tanıklıktan çekinme hakkının hatırlatılmadığı ifadede; “07.08.2007 tarihinde ben kenevir bitkileri içerisinde iken jandarma beni yakaladı, benden önce 400 metre ileride M.. T..isimli şahsı da yakalamışlar. Daha sonra her ikimizi de jandarma aracına bindirdiler. B…Köyü K.. Mahallesine geldiğimizde, araçta bulunan komutan M… T..’a, A.. D..’ın evinin neresi olduğunu sordu, o da asfaltın alt kısmındaki A.. D..’a ait evi gösterdi ve ev burası dedi, daha sonra araçta bulunan komutan A.. D..’ın evi burası mı diye bana sordu, ben de doğrudur, A..D.. burada ikamet ediyor dedim, daha sonra bana A..’in anne ve babasının adını sordu, baba adının Y…, anne adının Ülfiye olduğunu söyledim, başlangıçta A…’in evini M…T..kendisi gösterdi. M… T..ın yakalandığı yerin 500 metre yakınında A.. D..’a ait koyun ağılı vardır, bu şahıs zaman zaman koyunlarının başına gelir gider, zaten koyunları o bölgede kendisi otlatır” demiş, Cumhuriyet savcısı önündeki 06.09.2007 tarihli ve yine tanıklıktan çekinme hakkının hatırlatılmadığı ifadesinde ise; “A… D… benim kardeşimin oğludur” dedikten sonra, aynı şekilde beyanda bulunmuş, duruşmada tanıklıktan çekinme hakkının hatırlatıldığı 06.12.2007 tarihli ise; “Olay tarihinde M.. T..ile birlikte jandarma aracında giderken, M…, A…D…. ismini vermiş, jandarmalar benden A… D… kimdir diye sordular, sonra ben söyleyince git nüfus kağıdını al gel diye söylediler, sonra A… D…’ın evini sordular ben de gösterdim, M.. T.. benim yanımda A…ile birlikte uyuşturucu madde ektiklerine ilişkin bir beyanda bulunmadı, jandarmaya Adem’in evini gösterdiğimizde M…yanımızda idi, benim A..ile telefonla görüştüğüm zaman olmuştur, A… İzmir’de çalışıyordu, köye gelip gidiyordu” demiştir.
Tanık A…D.. (R…oğlu), kolluktaki 15.08.2007 tarihli ifadesinde; “Olay günü jandarma ekipleri benim tarlamın 400 metre ilerisinde kenevir bitkisi buldular, içinde M…T…vardı. Ben daha önce M…T…gördüm, sen burada ne yapıyorsun diye sordum, kenevir bitkisi ektim, ona bakıyorum, ben gizli istihbarattanım dedi. Ben de bir şey söylemedim. Onun yanına birisinin gelip gittiğini görmedim, A… D.., bahar aylarından beri o bölgeye zaman zaman koyunların yanına gelip gider. Bu gelmesi bahar aylarından beri 10 gün arayla sürekli olmaktadır. Bu şahıs 10-15 gün arayla bu bölgeye sürekli gelir gider, ancak kenevirlerin bulunduğu yere gelip gelmediğini görmedim” demiştir.
B..Köyü’nün muhtarı olan tanık E…E.., kollukta; “Benim muhtarlık yaptığım köyde Y…. oğlu A… D…. vardır, bu şahıs köyde ikamet eder, köyün üst kısmında yolun altında evi vardır, 6 aydan bu yana köydedir ama seçimden önce 1 ay süreyle köyde kendisini görmedim, seçimde köye oy kullanmaya geldi, A..’in babasının Karadut Mevkiinde tarlası ve eskiden kullandıkları koyun ağılı vardır” demiş, duruşmada 06.12.2007 tarihinde; “M… T..Akhisar’da oturur, Sart Kasabasında eniştesi vardır, onun yanında kalır, A…komşum olur, köyde oturmaktadır, olay sırasında köyde kalıyordu, bazen sağda solda çalışmaya gider geri gelir, son 3-4 aydır köyde gözükmüyordu, şeklinde beyanda bulunmuş, çelişki nedeniyle sorulduğunda, “ben jandarmaya da yazın 3-4 aydır gözük¬mediğini ancak devamlı köyde durduğunu söyledim, jandarmanın ifade aldığı tarihlerde köyde gözükmüyordu, M.. T.. bizim köyde oturmuyor, tek başına bizim köyde hint keneviri yetiştiremez, hint kenevirlerinin bulunduğu yer bizim köyün sınırları içerisindedir, A… D..devamlı olarak köyde oturuyor, ancak jandarma sorduğunda ben 3-4 aydır gözükmüyor dedim” demiştir.
Sanığın kardeşi M…D.., Cumhuriyet savcısı önündeki 05.10.2007 tarihli ifadesinde; “Ben lise 2. sınıf öğrencisiyim, okul için Salihli’ye gidip gelmemden dolayı cep telefonu kullanıyorum, numaraları ……….ve ……… dir. Bu telefonları ben de kullanıyorum, ağabeyim A….de kullanıyor. Benim bildiğim kadarıyla A.., 4-5 ay önce İzmir’e çalışmaya gitti, İzmir’e gittiğinde cep telefonu götürmüyor, orada kullanmıyor her¬halde, köye geldiğinde ise bendeki telefonları kullanıyor demiş, telefondaki kayıtlar sorulduğunda, “bu kişilerden M….A…U…, H…U…, R…S…, H…İ… K…, A… B… isimli kişileri tanımıyorum, onları cep telefonundan kimin aradığını bilmiyorum” şeklinde beyanda bulunmuş, duruşmada da benzer anlatımda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Sanık M….T..’ın bu işi A..D…ile birlikte yaptıklarına ilişkin anlatımı maddi kanıtlarla desteklenmeyen suç atma niteliğindedir. A…D..’ın evinin kolluk güçlerine gösterilmesi, kenevirlere en yakın yapının 400 metre ilerideki A… D..’a ait ağıl olması da, isnat edilen suçun kanıtı olarak değerlendirilemez. A…’in olay tarihinde İzmir’de olduğunu belirtmesine karşılık, gerek A… tarafından kullanıldığı bizzat kendisi tarafından ifade edilen telefonlara ait tespit tutanaklarından, gerekse tanık ifadelerinden olay tarihinde ve öncesinde Adem’in köyde olduğunun belirlenmesi de doğan kuşkuyu gidermeye yeterli değildir. Sanık atılı suçu hiçbir aşamada kabul etmemiş soruşturma aşamasında yaptırılan yüzleştirmede M… T.. belirttiği şahsın huzurdaki sanık A… D..olmadığını açıkça beyan etmiştir. M…ile A.. arasında herhangi bir telefon konuşması tespit edilememiştir. Sanık A..’in suçu işlediğine ilişkin tek kanıt, suçun diğer sanıklarını ihbar ettiğinde ceza indiriminden yararlanma olanağına kavuşacak olan sanık M…T..ın somut kanıtlarla desteklenmeyen soyut iddiasıdır. Sanığın atılı suçu işlediği yönünde cezalandırılmasına yeter, kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığından “şüpheden sanık yararlanır” evrensel hukuk ilkesi de gözetilmek suretiyle sanığın beraatına karar verilmelidir.
Bu itibarla, sanık müdafiinin temyiz itirazlarının kabulüyle, yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1-Sanık A…D.. müdafiinin temyiz itirazlarının kabulüyle, Salihli Ağır Ceza Mahkemesinin 21.10.2008 gün ve 197-267 sayılı direnme hükmünün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA,
2-Dosyanın, Salihli Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.11.2010 günü yapılan müzakerede teblignamedeki isteme uygun olarak oybirliği ile karar verildi.