YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2010/160
KARAR NO : 2010/203
KARAR TARİHİ : 19.10.2010
İtirazname : 2010/160602
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi : ANTALYA 1. Ağır Ceza
Günü : 02.12.2008
Sayısı : 350-456
Sanık U. İ..’nın tasarlayarak öldürme suçundan 5237 sayılı TCY’nın 82/1-a ve 62. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hakkında 53/1. maddesinin uygulanmasına, ruhsatsız tabanca taşıma suçundan ise 6136 sayılı Yasanın 13/1 ve 5237 sayılı TCY’nın 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 375 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hakkında 53/1. maddesinin uygulanmasına, Antalya adli emanetin 2005/3916 sırasında kayıtlı mermi çekirdeği, gömlek parçası ve kemer adli emanetinin 2005/132 sırasında kayıtlı tabancalar, şarjörler, mermi ve boş kovanların 54/1. maddesi gereğince zoralımına ilişkin, Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 30.01.2007 gün ve 751-22 sayılı, tasarlayarak öldürme suçu yönünden re’sen temyize tabi olan hükmün, Cumhuriyet savcısı, katılanlar vekili ve sanık müdafii tarafından da temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 02.07.2008 gün ve 240-5604 sayı ile;
“a) Olaydan 15 gün kadar önce sanık U..’ un, maktulün tanıdığı olan bayanları sahilde rahatsız etmesi nedeniyle çıkan tartışmada, maktulün kardeşi olan katılan İ.M..’e tokat attığı, olayı öğrenen maktulün, sanıkların çalıştığı yere giderek küfür ettiği, daha sonra tarafların barıştıkları ancak sanıkların çalıştıkları işten çıkarıldıkları ve olay gününe kadar da iş bulamadıkları, olay günü yemek yemek için bulundukları restauranta tesadüfen gelen maktule aralarında herhangi bir tartışma geçmeksizin ateş edilerek öldürüldüğü olayda, sanıkların önceden öldürme kararı vererek, verdikleri bu kararda sebat ve ısrar ederek aradan belirli bir süreye rağmen, verilen bu karardan caymaksızın suçu işlediklerine ilişkin her hangi bir delil bulunmadığı, ani gelişen olayda tehevvüren işlenen öldürme eyleminde tasarlamanın unsurlarının oluşmadığı ve bu nedenle sanıkların kasten insan öldürme suçundan cezalandırılması yerine, yazılı şekilde tasarlayarak insan öldürmek suçundan hüküm kurulması,
b) Hükümden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesi uyarınca 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan hükümde, sanık Murat’ın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
c) Hükümde yargılama giderlerinin her bir sanık yönünden ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken CMK’nun 326. maddesine aykırı olarak müteselsilen tahsiline karar verilmesi,
d) Sanık Umut’un daha önceden kesinleşmiş mahkumiyeti bulunduğu ve hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi” isabetsizliklerinden bozul¬masına karar verilmiştir.
Yerel mahkemece 02.12.2008 gün ve 350-456 sayı ile;
Sanığın kasten öldürme suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCY’nın 81/1 ve 62. maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında 53/1. maddesinin uygulanmasına, ruhsatsız tabanca taşıma suçundan eylemine uyan 6136 sayılı Yasanın 13/1 ve 5237 sayılı TCY’nın 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 375 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında 53/1. maddesinin uygulanmasına, sanığın kasıtlı suçtan sabıkası olması nedeniyle hakkında CYY’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan Dörtyol Asliye Ceza Mahkemesince 17.03.2003 gün ve 827-186 sayılı ilamla verilen ve 27.12.2004 tarihinde kesinleşen cezası nedeniyle sanığa verilen cezaların TCY’nın 58/6 maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın yerine getirilmesinden sonra sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına, Antalya adli emanetinin 2005/3916 sırasında kayıtlı mermi çekirdeği, gömlek parçası ve kemer adli emanetinin 2005/132 sırasında kayıtlı tabancalar, şarjörler, mermi ve boş kovanların 54/1. maddesi gereğince zoralımına karar verilmiş,
Kasten öldürme suçu yönünden re’sen temyize tabi olan hükmün, Cumhuriyet savcısı, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından da temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 21.10.2009 gün ve 6926-6172 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise, 10.07.2010 gün ve 160602 sayı ile;
“Sanığın adli sicil kaydına esas Dörtyol Asliye Ceza Mahkemesinin 17.03.2003 tarih ve 2002/827-2003/186 sayılı ilamına konu suçun tarihi 28.06.2002 olup, 03.11.1985 doğumlu olan sanığın bu tarih itibariyle henüz 18 yaşını doldurmadığı halde hakkında o tarihte yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK.nun 55/3. maddesinin uygulanmayarak 647 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca cezasının ertelenmesine karar verildiği ve ilamın bu haliyle kesinleştiği anlaşılmıştır.
Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağına ilişkin 5237 sayılı TCK.nun 58/5. maddesi hükmü karşısında, sanık hakkında adli sicil kaydına esas ilamda TCK.nun yaş küçüklüğüne ilişkin indirim hükmünün uygulanmamasının sanığın aleyhine yorumlanamayacağı dolayısıyla söz konusu ilamın tekerrüre esas alınamayacağı halde, Mahkemece Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 02.07.2008 tarih ve 2008/240-5604 sayılı bozma ilamının 5-d bendinde yer alan ‘sanığın daha önceden kesinleşmiş mahkumiyeti bulunduğu ve hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi’ şeklindeki bozma gerekçesine uyularak, sanığın kasten öldürme ve 6136 sayılı yasaya aykırılıktan cezalandırılması ve hakkında 5237 sayılı TCK.nun 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanması yönünde karar verilerek kararın Yüksek Yargıtay 1. Ceza Dairesince 21/10/2009 tarihinde onandığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, sanığın mükerrirlere özgü infaz rejimine tabi tutulmasına dair uygulamanın 5237 sayılı TCK.nun 58/5. maddesine aykırı olduğu ve bu uygulamanın hükümden çıkartılması yönünde düzetilerek onama kararı verilmesi gerektiği kanaatine varıldığı” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire onama kararının kaldırılarak, sanığın kasten öldürme ve 6136 sayılı Yasaya aykırılıktan suçlarından mahkumiyetine ilişkin yerel mahkeme hükmünden mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılması suretiyle, hükümlerin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme, sanık Umut Armağan İbişoğulları hakkında kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılmıştır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında 5237 sayılı TCY’nın 58. maddesinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde;
Sanık U. İ..’nın dosya içerisinde mevcut 06.10.2005 günlü adli sicil kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınan adli sicil kaydının 28.06.2002 tarihinde işlediği hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan dolayı, 765 sayılı TCY’nın 510, 522 ve 59/2 maddeleri uyarınca 10 ay 25 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 647 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca cezasının ertelenmesine ilişkin 27.02.2004 tarihinde kesinleşmiş Dörtyol Asliye Ceza Mahkemesinin 17.03.2003 gün ve 827-186 sayılı ilamı olduğu anlaşılmaktadır.
5237 sayılı TCY’nın 58. maddesinin 5. fıkrasında, “Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz” hükmü yer almaktadır.
Bu fıkra hükmüne göre, failin eylemin gerçekleştirildiği tarihte onsekiz yaşından küçük olması halinde, hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması olanaksızdır. Bu nedenle ister tekerrüre esas alınacak, isterse tekerrür uygulaması yapılacak hükme konu suçun, fail tarafından onsekiz yaşından önce işlenmiş olması halinde artık hakkında tekerrür hükümleri uygulanamayacaktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanık hakkında tekerrüre esas alınan Dörtyol Asliye Ceza Mahkemesinin 17.03.2003 tarih ve 827-186 sayılı ilamına konu hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu 28.06.2002 tarihinde işlenmiş olup, 03.11.1985 doğumlu olan sanık suç tarihi itibariyle 18 yaşını ikmal etmemiştir. Her ne kadar yaş küçüklüğü nedeniyle uygulanma zorunluluğu bulunan 765 sayılı TCY’nın 55/3. maddesi sanık hakkında uygulanmamış ise de, bu yanlışlığın sanık aleyhine yorumlanması olanaklı değildir. Dolayısıyla tekerrüre esas alınan ilamda belirtilen suç sanık tarafından 18 yaş ikmal olunmadan işlendiğinden sanık hakkında 5237 sayılı TCY’nın 58. maddesinin uygulanma koşulları bulunmamaktadır.
Bu itibarla haklı nedenlere dayanan Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire onama kararının sanık Umut Armağan İbişoğulları yönünden kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükümlerinin bozulmasına, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CYUY’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak yerel mahkeme hükümlerinden tekerrüre ilişkin kısmın çıkartılması suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin düzeltilerek onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 21.10.2009 gün ve 6926-6172 sayılı onama kararının sanık Umut Armağan İbişoğulları yönünden KALDIRILMASINA,
3- Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.12.2008 gün ve 350-456 sayılı kararının, sanık U.İ.. hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması koşuları bulunmadığı nazara alınmadan, 5237 sayılı TCY’nın 58. maddesinin uygulanması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Ancak, bozma nedeni yeni bir yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca, halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CYUY’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak yerel mahkeme hükümlerinden, sanık U. İ.. hakkında 5237 sayılı TCY’nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
5- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere, Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.10.2010 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.