Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2010/127 E. 2010/149 K. 15.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2010/127
KARAR NO : 2010/149
KARAR TARİHİ : 15.06.2010

İtirazname : 2008/195096
Yargıtay Dairesi : 3. Ceza Dairesi
Mahkemesi : GÖKÇEBEY Sulh Ceza
Günü : 07.05.2008
Sayısı : 118-53
Sanık H.Ç.’ın, 6831 sayılı Yasanın 93/1, 765 sayılı TCY’nın 59/2 maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı CYY’nın 231/5. maddesi gereğince hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin, Gökçebey Sulh Ceza Mahkemesince verilen 07.05.2008 gün ve 118-53 sayılı karara yönelik, katılan idare vekilinin temyiz istemi, Gökçebey Sulh Ceza Mahkemesince 18.07.2008 gün ve 118-53 sayı ile; verilen hükmün itiraz yasa yoluna tabi olduğu gerekçesiyle 1412 sayılı CYUY’nın 315/1. maddesi uyarınca reddedilmiş, temyiz isteminin reddine ilişkin kararın da, katılan vekilince temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 29.03.2010 gün ve 25680-5602 sayı ile;
“Mahkemenin 07.05.2008 tarihli karar celsesinde yasa yolunun bildiriminde Anayasa’nın 40. maddesi ile 5271 sayılı Kanununun 34/2, 231/2 ile 6. maddelerinde açıkça belirtildiği üzere yasa yolunun, süresi mercii ile şeklinin belirtilmesi ve bu hususların, karara yazılması zorunlu olduğu halde yazılmadığından müdahil idare vekilinin temyizi süresinde kabul edilerek, mahkemenin 18.07.2008 tarih ve 2008/53 sayılı temyizin reddi kararı kaldırılarak yapılan temyiz incelemesinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
Hükümden sonra 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunla, özel nitelikte olan 6831 sayılı Orman Kanununda getirilen köklü değişikliklerin ve ceza sisteminin lehe hükümlerinin bütün halinde değerlendirme sonucu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 7. maddesi dikkate alınarak sanık lehine uygulanması gerekliliği ve 5728 sayılı Kanunun 562. maddesinin 1. fıkrası uyarınca CMK’nun 231/5, 14. madde ve fıkrala¬rında öngörülen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında ceza sınırının 2 yıla çıkartılması ve soruşturma ile kovuşturması şikayete bağlı suç olma şartının kaldırılması kuralları gereğince bu hususların mahalli mahkemece birlikte değerlendirilmesi lüzumu” gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 27.05.2010 gün ve 195096 sayı ile;
“Somut olayda, sanığın 6831 sayılı Yasanın 93/1-4, TCK’nun 59/2 ve CMK’nun 231/5. maddesi uyarınca 5 ay hapis cezasını içeren hükmün açıklamasının geri bırakılmasına itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmiş, katılan idare vekilinin temyiz istemi üzerine, anılan kararın temyizi olanaklı bulunmadığı gerekçesi ile temyiz isteminin reddine ilişkin karar oluşturulmuş, bu kez katılan idare vekili tarafından kararın temyizi kabil olduğu ileri sürülerek temyiz edilmiştir.
Sanığa atılı suç, CMK’nun 231/5. maddesi kapsamında kalmakta olup, hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya reddine ilişkin kararlara karşı başvurulabilecek kanun yolu, 5728 sayılı Yasanın geçici 1, 5271 sayılı Yasanın 231/12. maddesi uyarınca itiraz yasa yoludur.
Yüksek Dairece, itiraz yolu açık olan karara yönelik katılan vekilinin temyiz isteminin mahkemesince reddolunması yasal olup, bu karara karşı temyiz başvurusu üzerine dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesine karar verilmesi gerekmektedir” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurularak, Özel Dairenin 29.03.2010 gün ve 25680-5602 sayılı bozma kararının kaldırılması ile dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesine karar verilmesi talep olunmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, yerel mahke¬mece verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının tabi olduğu yasa yolunun belirlenmesine ilişkindir.
Gökçebey Sulh Ceza Mahkemesince 07.05.2008 gün ve 118-53 sayı ile sanık Halil Çoban’ın 6831 sayılı Yasanın 93/1, 765 sayılı TCY’nın 59/2 maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı CYY’nın 231/5. maddesi gereğince hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itiraz yasa yolu açık olmak üzere karar verilmiş, katılan idare vekilince kararın temyiz edilmesi üzerine, Gökçebey Sulh Ceza Mahkemesince 18.07.2008 gün ve 118-53 sayı ile verilen kararın itiraz yasa yoluna tabi olduğu gerekçesiyle 1412 sayılı CYUY’nın 315/1. maddesi uyarınca temyiz isteminin reddine karar verilmiş, temyiz isteminin reddine ilişkin bu kararın da, katılan vekilince temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince, temyiz isteminin reddine ilişkin karar kaldırılmak suretiyle incelenen hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
5271 sayılı CYY’nın 231/12. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı itiraz yasa yoluna tabi olup, bu karara karşı itiraz yasa yolu yerine temyiz yasa yoluna başvurulması isabetsiz olduğundan mahkemece verilen red kararında bu yönüyle bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin bozma kararının kaldırılmasına, yerel mahkemenin “temyiz isteğinin reddine” ilişkin kararının onanması ile 5271 sayılı CYY’nın 264. maddesi hükmü de nazara alınarak temyiz başvurusunun itiraz olarak kabulü ile asliye ceza mahkemesince inceleme yapılmak üzere dosyanın bu mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Onama ile ilgili bölüm yönünden çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyesi A. K…;
“A) OLAY
Yerel Mahkeme, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermiş; bu karara karşı katılan vekili temyiz yasa yoluna başvurmuş; yerel mahkeme yasa yolunun temyiz değil itiraz olduğu gerekçesiyle temyiz isteğinin reddine karar vermiş; katılan vekili bu kez ret kararını temyiz etmiş; Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nce yasa yolunun temyiz olduğu kabul edilerek yerel mahkemenin ret kararı kaldırılmış ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması konusunun değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca bu karar itiraz edilerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı başvurulacak yasa yolunun itiraz olması nedeniyle, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin bozma kararının kaldırılması ve itirazın incelenmesi için dosyanın mahalline iadesine karar verilmesi istenmiştir.
B) CEZA GENEL KURULUNUN KARARI
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca;
a) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının itiraz yasa yoluna tabi olduğuna, bu nedenle Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin bozma kararının kaldırılmasına ve itirazın asliye ceza mahkemesince incelenmesi için dosyanın bu mahkemeye gönderilmesine (oybirliğiyle),
b) Ayrıca yerel mahkemenin “temyiz isteğinin reddine” ilişkin kararının “onanmasına” (oyçokluğuyla)
Karar verilmiştir.
C) TARTIŞMANIN KONUSU
İtiraz yasa yoluna tabi olan bir karar temyiz edildiğinde, yasa yolunun itiraz olduğu gerekçesiyle temyiz isteğinin reddine karar verilmesi doğru mudur?
D) İLGİLİ YASAL HÜKÜMLER
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinin 12. fıkrası:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 264. maddesi:
(1) Kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmaz.
(2) Bu hâlde başvurunun yapıldığı merci, başvuruyu derhâl görevli ve yetkili olan mercie gönderir.
Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrası:
5320 sayılı Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrasına göre, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322 nci maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326 ncı maddeleri uygulanır.
1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 315. maddesi:
Temyiz isteği kanuni sürenin geçmesinden sonra yapılmış veya temyiz edilemeyecek bir hüküm temyiz edilmişse veya temyiz edenin buna hakkı yoksa, hükmü temyiz olunan mahkeme bir karar ile temyiz dilekçesini reddeder.
Temyiz eden taraf red kararının kendisine tebliğinden itibaren bir hafta Temyiz Mahkemesinden bu hususta bir karar verilmesini taleb edebilir. Bu takdirde dosya Temyiz Mahkemesine gönderilir. Şu kadar ki, bu sebepten dolayı hükmün infazı tehir olunmaz.
E) KONUNUN İRDELENMESİ
İtiraz yasa yoluna tabi olan bir karar temyiz edildiğinde, başvuran kimse kanun yolunda yanılmış olur. Bu durumda başvurunun yapıldığı merci, yasa yolu isteğinin reddetmeden, dosyayı itirazı inceleyecek mercie göndermek zorundadır.
Yasa yolunda yanılma olduğunda, ortada bir talep vardır. Bir yandan temyiz isteğinin reddine karar verilmesi, diğer yandan itirazın incelenmesi için merciine gönderilmesi, tek olan talebin bölünmesi anlamına gelir. Bu durum bir bakıma, yağma suçundan açılan dava üzerine, yağma suçundan beraat ve suçun niteliğinin değiştiği gerekçesiyle hırsızlık suçundan mahkûmiyet hükmü kurulmasına benzemektedir.
Somut olayda, yasa yolunda yanılmış olan katılan vekilinin temyiz talebi üzerine, yerel mahkemenin dosyayı itirazı inceleyecek olan mercie göndermesi gerekirken, “temyiz isteğinin reddine karar vermesi” yasaya aykırıdır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca, ret kararının kaldırılması yerine onanmasına karar verilmesi doğru değildir.
F) SONUÇ
Ceza Genel Kurulu’nun belirttiğim kararının diğer bölümlerini benimsemekle birlikte, yerel mahkemenin yasaya aykırı olan ret kararının kaldırılması yerine onanmasına ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyorum.” gerekçeleriyle, karşı oy kullanmıştır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 29.03.2010 gün ve 25680-5602 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Temyiz isteminin reddi kararının ONANMASINA,
4- 5271 sayılı CYY’nın 264/2. maddesi uyarınca gereğinin mahallinde yerine getirilmesi için dosyanın incelenmeksizin mahkemesine İADESİNE,
15.06.2010 günü yapılan müzakerede iade yönünden oybirliğiyle, onama yönünden ise oyçokluğuyla karar verildi.