YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2009/201
KARAR NO : 2009/295
KARAR TARİHİ : 15.12.2009
Tebliğname: 2008/183908
Yargıtay Dairesi : 9. Ceza Dairesi
Mahkemesi : KAYSERİ 2. Asliye Ceza
Günü : 05.11.2007
Sayısı : 760-888
Taksirle ölüme neden olma suçundan sanık N… B… ’nın mahkûmiyetine ilişkin, Kayseri 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 30.06.2004 gün ve 805-718 sayılı hükmün yeni yasaların yürürlüğe girmesi nedeniyle 5320 sayılı Yasanın 8/2. maddesi uyarınca Yargıtay C. Başsavcılığı tarafından 11.10.2005 gün ve 176061 sayı ile iadesi üzerine, yerel mahkemece 23.12.2005 gün ve 931-1265 sayı ile; sanığın 765 sayılı TCY’nın 455/1-son ve 59. maddeleri uyarınca 7 ay 15 gün hapis ve 106 Lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına, hakkında 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına dair verilen hüküm sanık müdafiince temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 9.Ceza Dairesince 18.06.2007 gün ve 114-5376 sayı ile;
“Yasanın aradığı anlamda yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden sanık hakkında 647 sayılı Kanunun 4 ve 6. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi” isabetsizliğinden oyçokluğuyla bozulmuştur.
Kayseri 2. Asliye Ceza Mahkemesi ise 05.11.2007 gün ve 760-888 sayı ile;
“Bozmaya konu mahkememizin…kararında sanığın sabıka kaydında Kayseri İcra Mahkemesi tarafından 15 Mart 2001 tarihinde 4198-838 esas ve karar sayısı ile İcra İflas Yasasının 337. maddesi uyarınca verilmiş 10 gün hafif hapis cezası, suç işleme konusundaki eğilimi, şahsi ve sosyal hali tehlikenin ve zararın ağırlığı, sürücü belgesi bilgisine göre ceza puanı göz önüne alınarak hakkında hükmolunan cezanın aynen infazı halinde cezadan elde edilmesi düşünülen caydırıcı ve uslandırıcı özelliğe ulaşılacağı yolunda mahkememizde kanaat hasıl olduğundan sanık hakkında 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığının belirtildiği, olaydan sonra durup çarptığı kişiye yardım etmeyi düşünmeyen olay yerinden kaçan polise yapılan telefon ihbarı üzerine yakalanan bu arada kullandığı kamyonun olay sırasında kırılan sinyal lambasını değiştiren suçu duruşmaya kadar inkar eden tutuklu olarak yargılanırken serbest bırakıldıktan sonra duruşmalara katılmayan sanığın hapis cezasının paraya çevrilmemesi ve cezalarının ertelenmemesi gerektiği…” gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay C. Başsavcılığının “bozma” istemli 10.09.2009 gün ve 183908 sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlen¬dirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddelerinin uygulanmamasına karar veren yerel mahkemenin yasal ve yeterli gerekçe gösterip göstermediğine ilişkin olmakla birlikte, hükmün eylemli uyma sonunda verilmiş yeni bir hüküm olup olmadığı hususu öncelikle değerlendirilmelidir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
B) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni kanıtlara dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tara¬fından yapılması gerekir.
İncelenen dosyada;
Yerel mahkeme tarafından; “sanığın geçmişte sabıkalı oluşu suç işleme konusundaki eğilimi şahsi ve sosyal hali tehlikenin ve zararın ağırlığı ehliyetname bilgisine göre ceza puanı nazara alınarak hakkında hükmolunan cezanın aynen infazı halinde cezadan elde edilmesi düşünülen caydırıcı ve uslandırıcı özelliğe ulaşılacağı yolunda mahke¬memizde kanaat hâsıl olduğu” gerekçesiyle 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddesinin uygulanmamasına ilişkin verilen karar Özel Dairece, “Yasanın aradığı anlamda yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden sanık hakkında 647 sayılı Kanunun 4 ve 6. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi” isabetsizliğinden oyçokluğuyla bozulmuş, yerel mahkeme ise;
“Sanığın dosya içeriğinden anlaşılan kişiliğine ve suçun işleniş özelliğine göre sanığın kısa süreli özgürlüğü bağlayıcı cezasının 647 sayılı Yasanın 3506 sayılı yasa ile değişik 4/1 maddesi uyarınca paraya çevrilmesine takdiren yer olmadığına,
…Sanığın dosya içeriğinden anlaşılan kişiliğine ve suç işleme eğilimlerine göre cezasının ertelenmesi durumunda ileride suç işlemekten çekinmesine neden olacağı konusunda mahkemece kanaat getirilemediğinden sanığa verilen cezanın 647 sayılı Yasanın 3506 sayılı Yasa ile değişik 6. maddesi uyarınca ertelenmesine takdiren yer olmadığına” şeklindeki gerekçeyle direnmiştir.
Yerel mahkemece, bozma ilamından sonra, ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik bir gerekçeye dayanılarak karar verilmiştir. İlk hükümde bulunmayan bu husus, Özel Dairece denetlenmemiş olup, Özel Dairece denetlenmeyen bir konunun ilk kez ve doğrudan Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine yasal olanak bulunma¬maktadır.
Bu itibarla yerel mahkemenin son uygulaması özde direnme kararı olmayıp, eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın eylemli uyma nedeniyle temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daire¬ye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Saptanan eylemli uyma nedeniyle dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.12.2009 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.