YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2009/105
KARAR NO : 2009/303
KARAR TARİHİ : 22.12.2009
İtirazname : 2009/93773
Yargıtay Dairesi : 11. Ceza Dairesi
Mahkemesi : BİTLİS Ağır Ceza
Günü : 11.12.2007
Sayısı : 157-237
Sanıklar C… B… , M… S… A… , Ç… Ç… , R… T…. , M… B… , M… A… Ve R… A…’nın resmi evrakta sahtecilik suçundan, lehlerine olduğu kabul edilen 765 sayılı TCY’nın 339/1, 80 ve 59. maddeleri uyarınca 2 yıl 11 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına ilişkin, Bitlis Ağır Ceza Mahkemesince 11.12.2007 gün ve 157-237 sayı ile verilen kararın, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 21.10.2008 gün ve 7996-10758 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 29.04.2009 gün ve 93773 sayı ile;
“Sanıklar C. B.., M… S… A… , R… T… , M… B… Ve Ç… Ç… ‘nın, Tatvan Belediye Encümeni’nin diğer üyeleri ile birlikte, 26.11.1993 tarihli toplantıda, 965 sayılı belediye encümen kararını, 1580 s.Y.nın 83. maddesine göre belediye encümenine verilmeyen, dolayısı ile belediye meclisinin kararından sonra, meclis kararına dayanarak görüşülmesi gereken, ancak, görüşülmediği halde görüşülmüş gibi gösterilerek, greyder alımına karar vermelerinden ibaret eylemlerini; sanıkların atılan imzaların kendilerine ait olduğunu söylemeleri veya imzayı atıp atmadıklarını hatırlamadıkları yönünde tevilli beyanlarda bulunmaları nedenleri ile sahteciliğin sözkonusu olmaması ve sanıkların belli usul şartlarına tabi olan toplanma ve karar alma kurallarını yerine getirmeme şeklinde gerçekleştirmeleri karşısında; sanıkların eylemlerinin; görevin yasal düzenlemelere aykırı olarak yapılması veya yasal durum iyice incelenmeden yasaya aykırı bir işlem yapılmış olsa ve böylece işlemin kökeni araştırmamaya dayansa dahi, sonuç yapma biçiminde, olumlu olarak gerçekleştiğinden, 765 s.Y.nın 240 ve 80, 5237 s.Y. da ise 257/1 ve 43. maddelerine karşılık gelmesi ve 5237 s.Y.nın anılan suçu zarar şartına bağlaması; ancak, sanıkların iradelerinin sınırını teşkil eden meclis ve encümen kararlarından herhangi bir zararın doğmaması nedeni ile; atılı suçun, yasal unsurlarının oluşmadığı ve karar tarihinde, suç için öngörülen zamanaşımı süresinin de dolduğu dikkate alınmadan, ortadan kaldırma kararı yerine, yazılı şekilde uygulama yapılarak, sanıkların cezalandırılmalarına karar verilmesi, yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması ve zamanaşımı nedeni ile ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Sanıklar R… A… , C… B… Ve M… A…’nın, 1580 s.Y.nın 54-56. maddelerine göre, katıldıkları belediye meclisinde, toplantı sırasında alınması gereken 73 ve 74 nolu kararların, toplantı yapılmadan alınması ve sanıkların da bu kararlara katılması şeklindeki eylemlerinin; görevin yasal düzenlemelere aykırı olarak yapılması veya yasal durum iyice incelenmeden yasaya aykırı bir işlem yapılmış olsa ve böylece işlemin kökeni araştırmamaya dayansa dahi, sonuç yapma biçiminde, olumlu olarak gerçekleştiğinden 765 s.Y.nın 240, 5237 s.Y. da 257/1. maddesine karşılık gelmesi ve 5237 s.Y.nın anılan suçu zarar şartına bağlaması; ancak, sanıkların iradelerinin sınırını teşkil eden meclis kararlarından, herhangi bir zarar doğmaması nedeni ile; atılı suçun, yasal unsurlarının oluşmadığı ve karar tarihinde, suç için öngörülen zamanaşımı süresinin de dolduğu dikkate alınmadan, ortadan kaldırma kararı yerine, yazılı şekilde uygulama yapılarak, sanıkların cezalandırılmasına karar verilmesi, yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması ve zamanaşımı nedeni ile ortadan kaldırılması gerekmektedir” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak Özel Dairenin kararının onamaya ilişkin bölümünün kaldırılmasına ve Yerel Mahkeme hükmünün sanıklar C… B… , M… S… A… , Ç… Ç…. , R…T… , M… B… , M….A…., R… A… Yönünden bozulması; ancak yeniden yargılamayı gerektirecek bir durum olmadığından davanın zamanaşımı nedeni ile ortadan kaldırılması isteminde bulunmuştur.
Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanıklar C… B…, M…S… A… , Ç… Ç… , R…. T…. ve M…B….’nin Tatvan Belediyesi meclis ve encümen üyesi oldukları, 22.10.1993 gün ve 73 sayılı meclis kararı ile 26.11.1993 gün ve 965 sayılı encümen kararları, görüşülmediği halde görüşülmüş gibi göstererek Albaraka Türk’ten greyder alımına karar verdikleri, ancak 31.08.1995 tarihli tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere belediyede greyderin ve ihale yapıldığına ilişkin herhangi bir belgenin bulunmadığı, 27.10.1993 tarihli askı ilan tutanağı ve 10 sayfalık meclis zabıtlarının 48 saat süre ile ilan edildiği ancak ilan edilen 10 sayfalık zabıtlardan İller Bankasından borçlanmaya ilişkin herhangi bir hususa yer verilmediği, bu suretle sanıkların belediye meclisi ve encümende görüşülmediği halde, görüşülmüş gibi göstererek 73 sayılı meclis kararı ile 965 sayılı encümen kararını sonradan düzenledikleri ve encümen üyelerinin de bu sahte belgeyi imzaladıkları;
Sanıklar R… A… ve M… A…’nın ise, belediye meclisi üyesi oldukları 22.10.1993 tarihli belediye meclisi toplantısında, İller Bankasından 1.700.000 TL borç alınması ile bir adet 1400 caterpiller alınmasının görüşülmediği ve meclis tutanaklarında da bu konuda herhangi bir bilgi bulunmadığı halde, meclis karar defterine 73 ve 75 nolu kararlar alınmış gibi işledikleri ve bu kararların sahte olduğu, Tatvan Belediye Başkanlığının 04.10.1993 gün ve 286 sayılı yazısında yer alan gündem maddelerinin, Kalkınan Tatvan Gazetesinin 11.10.1993 ve 13.10.1993 günlü nüshalarında 17 madde halinde ilan edildiği, ancak gündem maddelerinin incelenmesinde, borçlanmayla ilgili bir hususa yer verilmediği, bu suretle 1580 sayılı Belediye Yasasının 56 ve 67. maddelerinde belediye meclisince alınan kararların meclis reisi ile azalar tarafından imzalanacağı, akabinde 56. madde gereğince ilan edileceği hükümlerine riayet edilmediği, ancak karar defterinin 191. sayfasına, 73 ve 75 nolu kararların sonradan farklı bir kalemle yazılarak eklendiği, ayrıca İller Bankasının cevabi yazılarından da 75 sayılı meclis kararına istinaden İller Bankasına borçlanıldığı ve 24.12.1993 tarihinde 1.767.000.000 TL ile 30.12.1993 tarihinde 3.000.000.000 TL’nın İller Bankasınca belediyeye gönderildiğinin anlaşıldığı, yine 73 nolu meclis kararı uyarınca alınması gereken greyder alınmadığı halde 73 nolu encümen kararı ile alınmış gibi gösterildiği, gündem maddelerinin yayınlandığı Tatvan Gazetesinin 11.10.1993 ve 13.10.1993 günlü nüshalarında da alınan bu kararların yayımlanma¬dığı ve iş makinesinin belediyede bulunmadığına ilişkin tespit tutanakları birlikte değerlendiril¬diğinde, böyle bir kararın belediye meclisinde görüşülüp alınmamasına rağmen sanıkların görüşülmüş gibi karar defterini imzalayıp, sahte karar alınmasını bu suretle de sahte belge düzenlenmesini sağladıkları,
İddia ve kabul edilmiştir.
Açıklanan bu kabul ve oluşta, Yerel Mahkeme, Yüksek Daire ve Yargıtay C.Başsavcılığı arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, sanıkların sabit olan 22.10.1993 gün ve 73 ile 75 sayılı Belediye Meclisi kararları ile 26.11.1993 gün ve 965 sayılı Belediye Encümeni kararının, ilan edilen gündemde ve gündem görüşme tutanaklarında yer almamasına karşılık haricen düzenlemeleri eylemlerinin, resmi evrakta sahtecilik suçunu mu, yoksa görevde yetkiyi kötüye kullanmak suçunu mu oluşturduğunun ve buna bağlı olarak da dava zamanaşımı süresinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
Gerek yerleşmiş yargısal kararlarda, gerekse öğretide genellikle kabul gören görüşe göre evrakta sahtekarlık suçlarının hukuki konusu kamunun güvenidir. Belgelerin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi gerçek bir belgeye eklemeler yapılması, tamamen veya kısmen değiştirilmesi eylemlerinin kamu güvenini sarstığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanmıştır. Bu nedenle de fiilen bir zararın ortaya çıkması aranmamakta, zarar olasılığı yeterli görülmektedir. Resmi evrakta sahtekarlık suçunda, evrakın sahte olarak düzenlenmesi yeterli olup, kullanılması suçun oluşması için gerekli değildir. Resmi belgenin aslında ya da yiten asıl belgenin yerine geçen onaylı örneği üzerinde sahtecilik; görevli memur tarafından görevi nedeniyle işlenmiş ise, 765 sayılı TCY’nın 339. maddesi uygulanacaktır.
Somut olayda, belediye encümeni ve belediye meclisi üyesi olarak görevli olan sanıklar, gündem tutanakları ile tanık beyanlarıyla sabit olduğu üzere, belediye meclisinin ve encümeninin gündeminde yer almadığı ve görüşülmediği halde, sonradan söz konusu kararları düzenleyip imzalamışlardır. Bu eylem, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazında ileri sürüldüğü üzere, toplanma ve karar alma kurallarına uymama şeklinde değerlendirilemez. Zira, bu kararların ilan edilmemesi nedeniyle, ilgililerin itiraz edebilme hakları engellenmiş ve sonucunda belediye zarara uğratılmıştır. Alınması kararlaştırılan greyderin, belediyeye teslim edilmediği de açıktır. Nitekim, daha sonra bu konu dava konusu edilmiş ve Albaraka Türk ile yapılan sözleşme mahkeme kararıyla fesh edilmiştir.
Sanıkların, alınmamış bir kararı alınmış gibi göstererek imzalamaları eylemleri, içeriği itibariyle sahte bir evrak düzenlenmiş olması karşısında, resmi evrakta sahtecilik suçunu oluşturur. Yerel Mahkemece, sanıkların resmi evrakta sahtekarlık suçundan cezalandırılmaları ve Özel Dairece bu hükmün onanması, usul ve yasaya uygun olduğundan isabetlidir.
Bu itibarla Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan üç Kurul Üyesi ise, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının haklı nedenlere dayandığı ve kabulüne karar verilmesi gerektiği görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.12.2009 günü yapılan müzakerede, oyçokluğuyla karar verildi.