Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2008/28 E. 2008/79 K. 08.04.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2008/28
KARAR NO : 2008/79
KARAR TARİHİ : 08.04.2008

İtirazname : 219749
Yargıtay Dairesi : 8.Ceza Dairesi
Mahkemesi : KEÇİBORLU Sulh Ceza
Günü : 20.06.2007
Sayısı : 33-149
Hükümlü H.. Y..’un tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma suçundan Keçiborlu Sulh Ceza Mahkemesince 20.06.2007 gün ve 33-149 sayı ile, 5237 sayılı TCY’nın 174/3 ve 62. maddesi uyarınca neticeten 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve bu cezanın TCY’nın 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine karar verilmiş, bu hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Daha sonra, Adalet Bakanlığı’nın istemi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 31.10.2007 gün ve 219749 sayılı ihbar yazısı ile;
“…Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş bulunan sanık hakkında tayin olunan 25 gün kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesi uyarınca anılan maddenin 1. fıkrası bentlerindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesinde…” isabet görülmediğinden, hükmün 5271 sayılı Yasanın 309. mad¬desi uyarınca, yasa yararına bozma yasa yoluyla bozulması talep edilmiş, Yargıtay 8. Ceza Dairesince de 06.12.2007 gün ve 11591-8768 sayı ile;
“…Yasaya aykırı kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı ihbarname içeriği bu nedenle yerinde görüldüğünden Keçiborlu Sulh Ceza Mahkemesinin temyiz edilmeden kesinleşen 20.6.2007 gün ve 2007/33-149 sayılı hükmünün CMK.nun 309. maddesi gereğince (bozulmasına), müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına…” karar verilmiştir.
Bu karara karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 23.01.2008 gün ve 219749 sayı ile;
“…Mahkûmiyete ilişkin hükmün bozulması üzerine hükmü veren hâkim veya mahkemece yeniden yargılama yapılmasını gerektiren hâl, 5271 Sayılı Kanunun 4. fıkrasının (b) bendinde sınırlı bir biçimde sayılmıştır. Buna göre mahkûmiyete ilişkin hükmün bozulması üzerine hükmü veren hâkim veya mahkemece yeniden yargılama yapılabilmesi için; bozma nedeninin davanın esasını çözmeyen yönüne, savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul hükmüne ilişkin olması gerekmektedir. Kanun yararına bozma isteminde ileri sürülen ve Yüksek Dairece de uygun görülen bozma nedeni, Kanunun 4. fıkrasının (b) bendinde yazılı sebepler arasında bulunmamaktadır.
Ayrıca CMK.nun 309. maddesinde kanun yararına bozmanın, davanın esasını çözümleyen kararlar açısından sanık aleyhine sonuç doğurmayacağı temel ilke olarak benimsenmiştir (309/4/b-c-d). Dolayısıyla somut olayda bozma nedenine göre kısa süreli özgürlüğü bağlayıcı cezanın seçenek yaptırıma dönüştürülmesine ve hükmün diğer kısımlarının aynen bırakılmasına karar verilmeli, böylece 25 gün süreli özgürlüğü bağlayıcı cezanın seçenek yaptırıma çevrilme¬sinin Yerel Mahkemenin kararındaki erteleme kısmı yönünden aleyhe sonuç doğurmaması sağ¬lan¬malıdır. Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 17.10.2007 -2007/10885-7289 sayılı kararı da bu doğrultudadır.
Açıklamalar ışığında, Özel Dairenin kanun yararına bozma isteminde ileri sürülen nedenden dolayı Yerel Mahkeme kararının bozulmasına, hükümlü hakkında daha hafif bir cezaya hükmedilmesine ve hükmün sair kısımlarının aynen bırakılmasına karar verilmesi gere¬kir¬ken, yazılı şekilde karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu kanaatine varılmıştır…”açıklaması ile itiraz yasa yoluna başvurarak, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin bozma kararındaki “müteakip işlem¬lerin mahallinde yapılmasına” ibaresinin çıkartılmasına ve yasa yararına bozma istemi doğrultusunda 5271 sayılı CYY’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendindeki yetkiye istina¬den karar verilmesi için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş bulunan sanığın tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma suçundan dolayı 5237 sayılı TCY’nın 174/3 ve 62. maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve bu cezanın TCY’nın 51/1. maddesi gereğince ertelen¬mesine ilişkin Keçiborlu Sulh Ceza Mahkemesinin 20.06.2007 gün ve 33-149 sayılı hükmüne karşı Adalet Bakanlığı tarafından, tayin olunan hapis cezasının aynı Yasanın 50/3. maddesi uya¬rınca 1. fıkrada sayılan seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğu gerekçesiyle yasa yararına başvuruda bulunulması üzerine Özel Daire, Yerel Mahkeme hükmünün bozulma¬sına ve müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına karar vermiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise, yasa yararına bozma isteminde ileri sürülen nedenden dolayı Yerel Mahkeme kararının bozulmasına ve seçenek yaptırımlardan birine Özel Daire tarafından hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek itiraz etmiştir.
Görüldüğü üzere Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yasa yararına bozma istemi üzerine, sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı TCY’nın 50. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında sayılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğuna uyulmamasına ilişkin olan bir hukuka aykırılığın Özel Daire tarafından mı yoksa Yerel Mahkeme tarafından mı giderilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.
5271 sayılı CYY’nın 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Bozma sonrası yapılacak işlemler ve bu işlemleri gerçekleştirecek merciler ile bozma kararının etkileri ise, bozulan hüküm veya kararın türü ve bozma nedenlerine göre ayrım yapıla¬rak maddenin 4. fıkrasında ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Anılan fıkranın (d) bendi gereğince, bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırıl¬masını gerektirmesi halinde, cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerek¬tirmesi halin¬de ise bu hafif cezaya Yargıtay Ceza Dairesince doğrudan hükmedilecektir. Bu halde yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan, Yargıtay Ceza Dairesince hükmün bozul¬ması ile yetinilme¬yip, gereken kararın da doğrudan ilgili daire tarafından verilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, daha önce herhangi bir sabıkası bulunmayan sanık hakkında Yerel Mahke¬mece 5237 sayılı TCY’nın 174/3 ve 62. maddeleri uyarınca hükmedilen 25 gün hapis cezasının aynı Yasanın 50/3. maddesine göre 1. fıkrada sayılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğuna uyulmaması isabetsiz olup, Özel Dairece yasa yararına bozma isteminin kabulüne ve kararın bozulmasına karar verilmesi yasaya uygundur. Ancak yeniden yargılama yasağı nede¬niyle, belirlenen hukuka aykırılığın Özel Dairece, 30 günden az olan özgürlüğü bağlayıcı cezanın seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesi suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerektiğinden, hükmün bozularak bozma doğrultusunda yeniden karar verilmek üzere dosyanın Yerel Mahke¬meye gönderilmesi yerinde değildir.
Bu itibarla, itirazın kabulüyle, Özel Daire Kararında yer alan “müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına” şeklindeki bölümün çıkartılmasına ve verilecek kararın niteliği gereği takdir hakkının kullanılması gerektiğinden Genel Kurulca doğrudan karar verilemeyecek olması nedeniyle, 5271 sayılı CYY’nın 309/4-d gereğince anılan bozma doğrultusunda bir karar veril¬mesi için dosyanın Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 06.12.2007 gün ve 11591-8768 sayılı kararından, “müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına…” şeklindeki ibarenin ÇIKARTILMASINA,
3- Bozulmasına karar verilen hukuka aykırılığın giderilmesiyle ilgili olarak CYY’nın 309/4-d madde, fıkra ve bendlerindeki yetkiye istinaden karar verilmesi için dosyanın Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmek üzere, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.04.2008 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.