Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2008/227 E. 2008/239 K. 23.12.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2008/227
KARAR NO : 2008/239
KARAR TARİHİ : 23.12.2008

Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 3. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Sulh Ceza
Günü : 28.07.2006
Sayısı : 225-187

1- Tuzla C.Başsavcılığının 31.10.2003 gün ve 391 sayılı iddianamesine konu kamu davasının 5271 sayılı CYY’nın 223. maddesi uyarınca reddine,
2- Sanıklar … ve … hakkında 24.10.2003 gün ve 376 sayılı iddianameye konu eylemleri nedeniyle, suç kasıtları bulunmadığından beraatlerine ilişkin Tuzla Sulh Ceza Mahkemesince verilen 26.05.2004 gün ve 546-313 sayılı hüküm katılan vekilinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 27.03.2006 gün ve 12221-2456 sayı ile;
1- Keşif zaptının yazman tarafından imzalanmaması suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 219. maddesine aykırı davranılması,
2- Bilirkişiler raporuna göre suça konu Kartal Serisi Karaağıl Mevkii 1092 sayılı parselin “Vakıflar özel ormanı” olduğunun bildirilmesine, bu yerde formula 1 pisti için inşaat çalışmaları sırasında çıkan orman emvallerinin sanıklar tarafından alınarak nakledildiği esnada yakalanmalarına, sanıkların geçerli bir nakliye tezkeresi ibraz edememelerine göre; suça konu yerde inşaat işini yapan firma ile özel orman sahibi arasında bu yerden çıkan orman emvaline ilişkin bir sözleşme hükmü bulunup bulunmadığı, buna göre ağaçların sahibinin tespiti ile orman idaresinden dava konusu yerde bulunan orman emvalinin kesimi ve nakliyesi konusunda izin verilip verilmediği de sorulduktan sonra sanıkların eyleminin 6831 sayılı Yasa hükümleri ile Ceza Yasasındaki hırsızlık suçuna ilişkin hükümlerine göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi,” isabetsizliğinden bozulmuştur.
Tuzla Sulh Ceza Mahkemesince 28.07.2006 gün ve 225-187 sayı ile;
Bir nolu bozma nedenini oluşturan keşif tutanağının yazman tarafından imzalan¬maması yönünde herhangi bir karar verilmeksizin ve tutanaktaki imza eksikliği de gideril¬meksizin, eksik araştırmaya yönelik iki nolu bozma nedenine karşı;
Mahkememizce 562 -315 sayılı dosyada sanık …..hakkında Vakıflar Özel ormanı olan 1092 parselden kamyoneti ile orman emvalini naklederken yakalandığından bahisle 6831 sayılı Orman Kanununa muhalefet suçundan açılan kamu davasında, aynı gerekçe ile verilen beraat kararı Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 16.03.2006 tarih 9542-1920 sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmıştır.
Her iki dosyanın konusu yeri ve zamanı aynıdır. Yargıtay 3. Ceza Dairesi bir kararda onama, başka bir kararı olan iş bu davada ise bozma kararı vermiştir. Bu durum kişiler üzerinde adalete olan güveni zedeleyecektir. Suç tarihi dikkate alındığında kış mevsimine girilen bir ayda Formula 1 (F-1) yarışları için gerekli yol ve binaların yapımı için ağaçların kesilip yol kenarlarına atıldığı mahkemece yapılan keşif sırasında gözlemlenmiş, bu emvallerin buradan geçen kişilerce kışın yakmak amacıyla alındığı, alan kişilerin hiçbirinde Orman Kanununa muhalefet veya hırsızlık kastının bulunmadığı, gerekçeleriyle önceki hükümde direnilmiştir.
Bu hükmün de katılan … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığının “bozma” istekli 20.10.2008 gün ve 323674 sayılı tebliğnamesi ile Birinci Başkanlığa gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık … hakkında aynı eylem nedeniyle Tuzla Sulh Ceza Mahkemesine açılıp 2003/563 esasa kayıt edilen, bu Mahkemece de, 07.04.2004 gün ve 563/194 sayı ile 2003/546 sayılı dosya ile birleştirilen kamu davasında verilen red kararına yönelik herhangi bir temyiz bulunmadığından, uyuşmazlık sanıklar … ile …’ın kasıt yokluğundan beraatlerine karar verilen somut olayda, eylemlerinin hukuki niteliklerinin ve kasıtlarının belirlenebilmesi açısından, yeni araştırma yapılmasına gerek bulunup, bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
11.10.2003 günü saat 20.00 sıralarında Akfırat Beldesi içerisinde yer alan Formula-1 inşaat alanında ve Karaağıl Mevkiinde önleyici kolluk devriyesi yapan jandarma görev¬lilerince durdurulan, 34 CUE 62 plakalı Peugeot marka okul taşıtında yapılan kontrolde, aracın sağ taraftaki kapıdan giriş yeri ile arka bagajda yaklaşık 200 kg kök odunu elde edilmiş, emvalin nakliye teskeresiz olması nedeniyle araca el konulmuş, araç hareket halinde iken araçta bulunan odunların bir kısmı yakalanan şüpheliler tarafından boşaltılmış, kalan 10 kg odun orman muhafaza memurlarına teslim edilerek 11.10.2003 tarihli tutanak ve el koyma tutanağı düzenlenmiştir.
Yine aynı olayla ilgili olarak sanık … hakkında, 13.10.2003 tarihli suç tutanağı düzenlenerek, zapt edilen 10 kg orman emvali ve nakil vasıtası yediemin senedi ile teslim edilmiştir.
Olayla ilgili olarak beyanda bulunan sanıklar … ve …, yetkililerin izni ile dozerle sökülen ağaç köklerinden aldıklarını, jandarmaca yapılan kontrolde yakalanarak karakola getirildiklerini kollukta beyan etmişler, duruşmada da Formula 1 inşaatında çalışan dozerlerin söktüğü ağaçları izin ile aldıklarını benzer şekilde savunmuşlar, mahallinde icra edilen keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, köklerin büyük iş makinaları tarafından yerinden çıkarıldığı suça konu yerin Vakıflar Özel Ormanı sınırları içerisinde bulunan 1092 sayılı parsel olduğu ve bu orman üzerinde Formula 1 pisti inşasının sürdüğü, çalışmalar esnasında orman içerisinde yer alan meşe ağaçlarının büyük iş makinaları tarafından kökleri ile birlikte sökülerek temizlendiği, araçta yakalanın meşe köklerinin de bu yerdeki ağaçlarla aynı özellikte olduğu belirtilmiştir.
Dosyada bulunan resmi gazete fotokopisinden, ağaçların alındığı alanın 13.05.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 28.04.2004 gün ve 2004/7214 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile; “İstanbul Tuzla Akfırat Tepeören Turizm Merkezi” olarak tespitine karar verildiği saptanmıştır.
Bu bilgi ve belgeler karşısında somut olay değerlendirildiğinde, sanıkların suça konu orman emvalini temin ettikleri yerin, Kartal Serisi, Karaağıl Mevkii 1092 parsel içinde yer alan Vakıflar Özel Ormanı olduğu, suç konusu yerin içinde bulunduğu alanın bilahare 28.04.2004 gün ve 2004/7214 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile; “İstanbul Tuzla Akfırat Tepeören Turizm Merkezi” olarak tespitine karar verildiği, suça konu orman emvalinin sanıklar tarafından kesilmediği ancak nakledildiği sabittir.
Sanıklar suç konusu orman emvallerini izne dayalı olarak aldıklarını savunmakla birlikte bu konuda dosyada savunma dışında herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.
Yerel Mahkemece sanıkların hırsızlık veya orman yasasına aykırılık suçlarını işleme kasıtlarının bulunmadığından bahisle beraat kararı verilmiş ise de, dosyadaki bilgi ve belgeler sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesine elverişli değildir.
Şöyle ki, kesme fiiline iştirak etmemiş olsa dahi orman emvalinin ormandan çıkarılması veya nakledilmesi 6831 sayılı Yasanın 91/5 ve 108. maddelerinde, idarenin mal varlığına dâhil olan orman emvalinin izinsiz alınması ise 765 ve 5237 sayılı Yasaların hırsızlığa ilişkin maddelerinde yaptırıma bağlanmıştır.
Suça konu yerin, fiil tarihinden sonra 28.04.2004 gün ve 2004/7214 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile; “İstanbul Tuzla Akfırat Tepeören Turizm Merkezi” olarak tespit edilmesinin, bir yerin eylem tarihinden sonra idari bir tasarrufla orman dışına çıkarılmasının oluşan suçu ortadan kaldırmaya bir etkisi bulunmamakla birlikte, aslına uygunluğu onaylanmayan ve doğruluğu yönünde de herhangi bir araştırmanın yapılmadığı bu yazı içeriğine dayanılarak anılan yerin hukuki statüsünün saptanması mümkün değildir. Belirtilen yerde karar tarihinden önce de büyük çaplı çalışmaların yapıldığı nazara alındığında, bu durumun araştırılması sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi açısından büyük bir önem ve zorunluluk arz etmektedir.
Görüldüğü gibi; dosyada yapılan araştırma, suça konu alanın hukuki statüsünün belirlenmesi, anılan yerde ağaç kesme işleminin hangi yasal veya idari tasarrufa dayalı olarak gerçekleştiğinin saptanması, suça konu yerde kesilen orman emvali üzerinde tasarruf yetkisinin kime ait olduğunun tespiti açısından yetersiz olduğundan, sanıkların hukuki durumları, tüm bu hususların hiçbir kuşkuya yer bırakmaksızın aydınlatılmasından sonra belirlenmelidir.
Diğer yönden Yerel Mahkeme hükmü, eksik araştırma ve 26.02.2004 tarihli keşif tutanağının katip tarafından imzalanmaması suretiyle 5271 sayılı CYY’nın 219. maddesine aykırı davranılması isabetsizliğinden bozulmasına karşın, eksik araştırmaya yönelik bozma nedenine yerinde olmayan gerekçelerle direnen Mahkeme, imza eksikliğine ilişkin bozma nedeni yönünden direnme veya uyma niteliğinde herhangi bir karar vermeksizin ve anılan hukuka aykırılığı fiili olarak da ortadan kaldıracak bir işlem tesis etmeksizin önceki hükümde ısrar etmiştir.
Bu itibarla isabetsiz bulunan Yerel Mahkeme direnme hükmünün, her iki nedenden dolayı da bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yerel Mahkeme direnme hükmünün, saptanan bu hukuka aykırılıklar nedeniyle BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, tebliğnamedeki isteme uygun olarak, 23.12.2008 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.